Ana səhifə

Gazeteci Philip Willan: 'Papa'yı vur emrini P2 verdi' 24. 06. 2010 'Papa'yı vur emrini P2 verdi'


Yüklə 1.95 Mb.
səhifə17/17
tarix26.06.2016
ölçüsü1.95 Mb.
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17

Ergenekon Davasının ek  ikinci iddianamesinin temel kaynağını oluşturan Mustafa Balabay'ın günlüğünü yayınlayan Tempo24 de yer alan şekliyle aynen sunuyoruz.

Tempo24’ün toplam 107 bin karakterden oluşan günlük dosyasını bir bakışta görmek için 68 başlık çıkardık. İşte Tempo24’ün haberinde yer alan Mustafa Balbay’ın tartışılan günlüklerine ilişkin bütün başlıklar.



1. ÜLKENİN BATIŞINI MI SEYREDECEĞİZ, OLMAZ ÖYLE ŞEY
2. GAZETECİ: PAŞAM ÖZKÖK İLE KAFANIZDAKİLERİ YAPMAK ZOR
3. ‘KUVVET KOMUTANLARI BLOK, AMA ÜSTÜNÜZ OLMAYINCA OLMUYOR’
4. GAZETECİLERE: TSK SİZİN KAFANIZDAKİ ŞEYLERİ DÜŞÜNÜYOR
5. ‘DARBE YAPIN DEMİYORUZ AMA ŞÖYLE BİR DURUŞ PAŞAM’
6. GAZETECİ’DEN ERUYGUR’A: SİZ KARA KUVVETLERİ KOMUTANI OLURSUNUZ
7. İLKER BAŞBUĞ NASIL BİRİDİR. GENELKURMAY’DA ARTIK, BAŞKA SÖZE GEREK VAR MI?
8. ‘ÖZKÖK SOYADINDA SAKATLIK VAR’ ESPRİSİ
9. ERUYGUR: ÜÇ ARKADAŞIMLA BİRLİKTE YÜRÜME KARARI ALDIK
10. ‘ARTIK BİZ YOLA ÇIKTIK’
11. ZAMAN OLARAK NEDİR? AYLAR, HAFTALAR, GÜNLER?
12. ‘AMASYA TAMİMİ GİBİ KESİN BİR BAŞLANGIÇ’ YAPILACAK

13. ERUYGUR’DAN BALBAY VE ÇÖLAŞAN’A: BLOK OLARAK İLERLEYECEĞİZ
14. ‘İZLEME, DEĞERLENDİRME SAFHASI BİTTİ, UYARI AŞAMASI BAŞLADI’
15. ‘BU İŞİ 28 ŞUBAT’TA BİTİRECEKTİK, PLANLADIK, KARADAYI BİZİ UYUTTU’
16. ‘GERİ ADIM OLAMAZ, ARTIK BELLİ BİR DURUŞ GÖSTERİLDİ’
17. ‘ÖZKÖK VE HÜKÜMET GİTMELİ. İLK HAREKET 30-60 GÜN İÇİNDE’
18. ‘TÜMÜYLE BİR TEMİZLİK, SBF MEZUNU SUBAYLAR VAR’

19. ERUYGUR: AKP’Yİ VAKİT KAYBETMEDEN PARÇALAMAK LAZIM
20. ‘KEŞKE ESKİSİ GİBİ MÜDAHALE ETSEK. GEREKİRSE… YANİ..’
21. AYTAÇ YALMAN: MEDYANIN ADAM EDİLMESİ, AKP’NİN BÖLÜNMESİ LAZIM

22. ‘AB, MA BE DİNLEMEYİZ, NE AB’Sİ YAAA!
23. SEÇİM SONUCU YORUMU: FETHULLAH İKTİDARI
24. BALBAY: YALMAN, YAYINLAYACAĞI BİLDİRİYE BANA BAZI EKLERYAPTIRDI
25. YALMAN: MİLLET DEĞİL ÜMMET İRADESİ
26. YALMAN: ALTIMIZ İÇİN MESAJ VERMEMİZ GEREKİYOR

27. ERUYGUR: YAPILMASI GEREKEN KORKUTUP YERLERİNDE TUTMAK
28. ‘MGK’DA YÜZLERİNDE KORKU VE İHANET VARDI’
29. KILINÇ’TAN GÜL’E: SENİN YERİNDE OLSAM KARININ ÖRTÜSÜNÜ ÇIKARIRIM
30. BALBAY: AKP 2 ADIM ATTI, 1,5 ADIM GERİ ÇEKİLDİ, YARIM ADIM ÖNDELER
31. ERUYGUR: BU KÖPEKLER VAZGEÇMEYECEKLER
32. KILINÇ: AKP’Yİ SADECE YASAL ÖNLEMLERLE DURDURMAK MÜMKÜN DEĞİL’

33. ‘ERUYGUR’UN ÖNÜNE AYIŞIĞI’NI, ÖRNEK’İN ÖNÜNE SERVETİNİ KOYMUŞLAR’
34. HURŞİT TOLON: BÜYÜKANIT’IN GÖREVE GELİŞİ ENGELLENEBİLİR
35. BAŞBUĞ: BALBAY ANLAŞMAYI BOZDU, ÜZÜLDÜK
36. BALBAY: GEREĞİNİ YAPIYOR MUSUNUZ?
37. KESİN ÇÖZÜM İÇİN KAÇ YIL KALMAK GEREKİR? 2-3 YIL YETMİYOR
38. ‘AMA PAŞAM HERKES SİZDEN BİR ŞEY BEKLİYOR’
39. YALMAN: MEDYADA AYIKLAMA VAR
40. PAŞAM CİNER BİZDEN YANA...
41. ‘ABD KÖPEKLEŞMİŞ İKTİDARA İSTEDİĞİNİ YAPTIRIYOR’
42. ‘ÖNCE BİRİ İNDİRELİM, SONRA HÜKÜMETİ’
43. ERUYGUR: ÇANKAYA ÇOK KRİTİK BİR DURUMDA NE YAPAR?
44. ERUYGUR: BİZİM ABD’YE BUNLARIN O KADAR GĞÜÇLÜ OLMADIĞINI ANLATMAMIZ LAZIM

45. MUSTAFA ÖZBEK: YA İKTİDAR, YA DARBE
46. ‘KOMUTAN TYSON’DAN YUMRUK YEMİŞ GİBİ OLDU’
47. BÜYÜKANIT: BU SEÇMEN İRADESİ. HEP BİZE GÜVENİYORLAR, AMA NEREYE KADAR
48. ‘GÜL’ÜN İNGİLİZCESİ GAKGUK İNGİLİZCESİ’
49. ‘ÇETİN DOĞAN O GÜNE HAZIRLANIYOR’
50. ERUYGUR’DAN BALBAY’A: GÖREVİNİZİ YAPTINIZ. RAHATSIZIZ
51. ERUYGUR: KENDİMİ ZOR TUTUYORUM. 28 ŞUBAT’TA BU RÜTBEDE OLMALIYDIM
52. BÜYÜKANIT: SÖYLEYİN BALBAY BU MEDYA YAPISIYLA BUGÜN DARBE YAPILIR MI?
53. ERUYGUR: İRTİCA BÖYLE GİDERSE DEMOKRASİ TEHLİKEYE GİRER
54. HİLMİ ÖZKÖK’E ‘MOLLA’ YAKIŞTIRMASI
55. ERUYGUR: BİR ŞEY DENEDİK OLMADI, TOPLUM DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ NOKTADA DEĞİL

56. ‘TEPEDEKİNE BİRAZ DOKUNMAK LAZIM ARTIK’
57. NECDET TİMUR: KORKARIM YİNE MECBUR OLACAĞIZ
58. DOĞU AKTULGA: KOMUTANIM BU İŞ SOPAYLA OLUR, ÖTEKİ YOLLAR BOŞUNA
59. BALBAY: SİYASİLERİN TSK’YI İKİNCİ PLANA İTME PLANI DİKKAT ÇEKİYOR
60. NECDET TİMUR: ÖCALAN DA SİYASETİN BİR AYAĞI HALİNE GELECEK
61. ATİLLA ATEŞ: ABD’NİN ÇIKARI NEREDEYSE GÜLEN ORADA OKUL AÇMIŞ
62. BALBAY: 28 ŞUBAT DİYORSUNUZ AMA BU KEZ ATILACAK ADIM SONUÇ ALICI OLMALI
63. AKTULGA: 28 ŞUBAT YETERİNCE İLERİ GİTMEDİ
64. BALBAY: GENELKURMAY’IN TAKINDIĞI TUTUM KARŞI TARAFI CESARETLENDİRİYOR OLMASIN
65. ‘BU İŞ ENİNDE SONUNDA ORDU TARAFINDAN ÇÖZÜLECEK’
66. KARADAYI’YA ‘BAŞBAKAN ERBAKAN’LA KONUŞMA’ UYARISI
67. ‘DEMİREL ÇEKER BİTİRİR ADAMI’
68. ‘SOLCULAR ORDUDAN ATILDI MI GİDER, ÖTEKİLER İFTİRA EDER’

Paylaş |



0 Yorum - Yorum Yaz


TSK VE MİT DE: SİZDE ERGENEKON VAR MI    23.11.2009

TSK VE MİT’E: “SİZDE ERGENEKON VAR MI”
Ergenekon iddianamesinde, Ergenekon örgütü ile TSK ve MİT arasında bir ilişki olmadığının kanıtı olarak her iki kurumdan gelen “bizde böyle bir yapılanma yok” yanıtı gösterildi. Ancak iddianamenin birçok yerinde, örgütün TSK, MİT ve Emniyet’e girme planları yaptığı belirtilirken, zanlıların, bazı görevli subaylarla ilişki içinde olduğuna dikkat çekildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianamede, “suç tarihi”nin yakın bir zamana ait olması dikkat çekerken, Ergenekon örgütünün de MİT ve TSK gibi kurumlarla ilişkisinin olmadığı üzerinde duruluyor. Savcılık, örgüte “terör örgütü” tanımını yaparken, bunun PKK ile karıştırılmaması gerektiğini vurguluyor. Savcılığın, Ergenekon’un devlet dışı yapılanma olduğu iddiasına kanıt olarak sunduğu ise, TSK ve MİT’den gelen “Bizde böyle bir yapılanma yok” şeklindeki yanıt yazıları.
TSK VE MİT’E: “SİZDE ERGENEKON VAR MI”
“Ergenekon örgütü ile TSK ve MİT arasında ilgi bulunmadığı”nı öne süren bölümde, soruşturma aşamasında ölen Kuddusi Okkır’da bulunan “Lobi-Ergenekon” dokümanı ile Okkır ve emekli asker Muzaffer Tekin’de bulunan “Devletin Yeniden Yapılanması” dokümanlarından yola çıkıldığı belirtildi. Bu iki belge üzerine Genelkurmay Başkanlığı ve MİT Müsteşarlığı’na, gizli çalışmayı esas alan “LOBİ” dokümanının bünyelerinde olup olmadığı soruldu. MİT Müsteşarlığı’ndan 31 Ekim 2007 tarihinde gelen yazı ile böyle bir yapılanmanın MİT Müsteşarlığı ile alakasının olmadığı öne sürüldü. Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği’nden 24 Eylül günü gelen bir yazıda da Ergenekon’un Türk Silahlı Kuvvetlerle ilişkisinin bulunmadığı öne sürüldü. Her iki kurumdan gelen yanıt üzerine, iddianamede Ergenekon terör örgütü ile TSK ve MİT arasında bir ilişki bulunmadığı öne sürüldü.
İDDİANAMEDE BAŞKA DİYOR
İddianamede yer alan belgeler ve anlatımlar ise, bu iddiayı yalanlıyor. Ergenekon’un örgütsel yapısının yer aldığı bölümdeki “yurt içi yapılanması” başlığı altında, devlet içinde gizli yapılanmaya gidildiği ve “yargı, MİT, emniyet, üniversite ve devlet kurumları” yapılanmasının olduğu belirtildi. İddianamede, örgütün “istihbarat yapılanması”ndan kastedilen şeyin örgüt üyelerinin askeri istihbarat ve MİT’e sızması olarak değerlendirildiği belirtilirken, “şüpheli İsmail Yıldız’dan ele geçirilen belgede Ergenekon’un MİT yapılanması şeklinde şema olduğu ve yine Emniyet Teşkilatında bu konuda yapılması gerekli örgütlenmenin düzenlemelerinin yapıldığı, şüpheli Orhan Tunç’un eskiden MİT’te çalıştığı” ifade edildi.
GÖREVLİ ASKERİ ŞAHISLARLA İRTİBAT
Veli Küçük, Fikri Karadağ, Muzaffer Tekin, Zekeriye Öztürk, Fikret Emek, Oktay Yıldırım, Muhammet Yüce, Mahmut Öztürk, Orhan Tunç, Rafet Aslan ve Gazi Güder’in asker kökenli oldukları belirtilen iddianamede, “Ayrıca soruşturma kapsamında birçok örgüt üyesinin görevli askeri şahıslarla irtibat halinde oldukları, bazı askeri şahısların emekli olur olmaz örgüte ait dernek ve sivil toplum kuruluşlarında üst düzey görevlere geldikleri anlaşılmaktadır” denildi.
SUSURLUK’TA ÜZERİNE GİDİLEMEDİ
Savcı iddianamede Veli Küçük’ün Susurluk olayının tam merkezinde olduğunun anlaşıldığını “fakat örgütün o dönemdeki gücü ve etkinliği nedeniyle hakkında herhangi bir işlem yapılamadığı kanaatine varılmıştır” diyerek Susurluğun üzerine gidilmesini örgütün gücü ve etkinliği ile çaıkmaya yolunu terçih edilmesenini örgütün gücü ve etkinliği ile açıklama yolunu tercih edilyor. İddianamede Veli Küçük’un susurluk bağlantısı şöyle anlatıyor: “Hatta dün ve bugün etrafında olduğu bilinen çıkar amaçlı suç örgütü liderlerinin birçoğunun Susurluk davasında yargılandığı ve hüküm giydiği göz önüne alındığında ve dosyadaki diğer delillerden Veli Küçük’ün Susurluk olayının tam merkezinde olduğu, fakat örgütün o dönemdeki gücü ve etkinliği nedeniyle hakkında herhani bir işlem yapılamadığı kanaatine varılmıştır. Bu ilişkiler kendisine sorulduğunda ise yeterli ve açıklayıcı beyanlarda bulunanamamıştır.”
KÜÇÜK, MAFYA VE STÖ KURDU
İddianamede, soruşturma dosyasındaki delillerden Veli Küçük’ün Ergenekon içindeki mafya yapılanması, sivil toplum örgütleri yapılanması, medya yapılanması, finans yapılanması ve bürokrasi yapılanmaları ile bizzat ilişki içerisinde olduğu ve gerekli yönlendirmeleri yaptığı, örgütün eylem ve faaliyetlerine bakıldığında örgütün deşifre edilen tüm sivil uzantıları ile ilişki içerisinde olduğu, zaman zaman örgütün karargahı konumunda olan Türk Ortodoks Kilisesi’nde açık ve gizli toplantılar düzenlediği, örgütün gerçekleştirdiği birçok toplumsal gösteri ve basın açıklamalarına katıldığı kaydedildi.
Gizli tanık: Bayrağı Ergenekoncular yaktı
İddİanamede, Mersin’de Newroz kutlamaları sonrasında Türk bayrağının yakılması eyleminin de Ergenekon örgütü tarafından orgazine edildiği ortaya çıktı. Soruşturma kapsamında ifade veren ve kayıtlara “Gizli Tanık 17” olarak geçen kişinin beyanlarında Mersin’de 2005 yılında yaşanan bayrak yakma olayının Ergenekon tarafından organize edildiği belirtilerek şunlara yer verildi: “2005 yılında Mersin’de meydana gelen bayrak yakılması sonucu tüm Türkiye’de çeşitli olayların meydana geldiği olayda, bayrağı bizzat provokasyon amaçlı olarak Ergenekon örgütü üyelerinden Ali Kutlu vasıtasıyla organize edildiği, meclisi ele geçirip darbe yapmak amacıyla 10 bin adet kalpak ve bere sipariş edildiği, bu derneklerin üst düzey yönetiminde önemli kararları Veli Küçük’ün aldığını ve problem çıktığında derneğe gelerek bu konuda dermek üyelerini yönlendirdiğini beyan etmiştir.”
KÜRTLERE SÖZDE VATANDAŞ DEMİŞTİ
Mersin’de Newroz kutlamaları sonrasında iki küçük çocuğun eline kimliği belirsiz sivil bir kişi tarafından Türk bayrağı tutuşturulmuş ve yakması istenmişti. Bu bayrak yakma olayı sonrasında bir çok yerde protesto gösterileri yaşanmış, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği ve Kuvai Milliye Derneği gibi örgütler tarafından protesto yürüyüşleri yapılmış ve dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök basına yapmış olduğu açıklamada, “sözde vatandaşlar” terimini kullanmıştı.
Küçük’ün Jitem’i kurduğu doğrulanıyor
Ergenekon iddianamesinde örgüt liderlerinden olan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün, JITEM’in başında olduğu dönemde ve emekli olduktan sonra da birçok faili meçhul olayları yönlendirdiği, faili meçhul cinayetleri de mafya veya temin edilen suikastçiler aracılığı ile yaptırdığı belirtildi. İddianamede ayrıca adı birçok suça karışan ve birçok il başkanı ve üyesinin tutuklu bulunduğu Taner Ünal’ın başkanlığını yürüttüğü Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği’nin (VKGHD) de Veli Küçük tarafından kurulduğu ifade ediliyor. Ergenekon iddianamesinde Küçük’ün yılarca Türk Silahlı Kuvvetleri içinde birçok önemli ve hassas yerlerde görev yaptığı belirtilerek şöyle denildi: “Bu süre içinde kamuoyunda JİITEM olarak bilinen Jandarma Istihbarat Topluluğu’nun kuruluşunu yapmış ve iki yıl süreyle bu birimin başkanlığını yürütmüştür. Görevde olduğu dönemlerde birçok çıkar amaçlı suç örgütü ile ilişkiler kurmuş ve bu ilişkilerini emekli olduktan sonra da devam ettirmiştir. Askeri kaynaklar ise yıllarca JİTEM isimli bir kuruyulun hiçbir zaman kurulmadağını söyleyerek inkar etmişti
Haber Tarihi : 03..08.2008
Haber Editörü :yeniden ATILIM
Haber Kaynağı : Gazetepo

MOSSAD'ın 17 milyar doları böyle dağıtılmış
 

GAZETECİ CİNAYETLERİ  


Ergenekon iddianamesinin eklerinde, Perinçek ile ilgili bölümde çok ilginç bir belge ortaya çıktı: Öldürülen iş adamı Nesim Malki'nin borçlu listesi. Aynı belgede MOSSAD'ın Malki vasıtasıyla Türkiye'ye para sokup dağıttığı yer alıyor.
MOSSAD KANALIYLA TÜRKİYE'YE SOKULDUĞU İDDİA EDİLEN 17 MİLYAR DOLAR KİMLERE GİTTİ?

Zaman gazetesi internet sayfasında yer alan habere göre Ergenekon davasının 165. klasöründe yer alan deliller arasında bulunan belgede şu not'da dikkatleri çekiyor:

"MOSSAD'ın kanalı ile 17 milyar dolar Türkiye'ye giriş yapmış. Bunun 9.7 milyar doları Nesim Malki eli ile Türkiye'de piyasaya satılmış (Tefecilik). 7.3 milyar doların 5 milyar doları diğer Musevi vatandaşlar eliyle satılmış. 2.3 milyar doları MOSSAD'a yakın vatandaşlar eliyle satılmış"

yorum: Şok


Bu işadamlarının tamamına yakını TÜSİAD üyesi ve çoğu mason!..Demek bu adamların sermayeleri hiç de Türk, yerli, milli, dürüst sermaye değilmiş!..Geçmişte neler olmuş neler! Aman Ya Rabbi!..
Bu isimlerinin hepsi Ergenekon davasında dinlenmeli..Dünya çapında skandal bir olay! Ve İSRAİL içimize, damarlarımıza ne kadar girmiş meğer!..İnanamıyorum!..Bu belge karşısında Türkiye'de yer yerinden oynaması gerekir...

“Asıl ‘Yeşil’, Veli Küçük'tü”

Ergenekon dosyasındaki bir belgede, “Yeşil” kod adının Veli Küçük tarafından kullanıldığı öne sürülüyor. Kod adının deşifre olması üzerine, ismin Mahmut Yıldırım’a verildiği iddia ediliyor. Bir iddia da şu: “Veli, yüzbaşıyken Pentagon’da eğitim gördü. CIA ile birlikte bir Suriye gemisini kaçırmıştı”

Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi basın bürosunda bulunan bir belgede, Susurluk skandalının kilit ismi “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım hakkında çok önemli bir iddia göze çarpıyor. Belgede, “Yeşil-Alaattin”di başlığı var; bu ifade kastedilen Alaattin Çakıcı... Ancak belgenin aynısı İşçi Parti Basın Bürosu Başkanı Hikmet Çiçek’te de ele geçirildi. O belgedeki başlık ise farklı: “Yeşil-Veli Küçük”tü. 


Bu duruma açıklık getiren savcılık, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in bilgisayarındaki değişiklikle Veli Küçük isminin “Alaattin” yazılarak, kimliğinin gizlenmeye çalışıldığını ifade ediyor.
Belgede, Veli Küçük’ün 1984 yılından itibaren “Yeşil” kod adını kullandığı öne sürülüyor.
NEREYE GİTSE ÖLÜM OLUYOR
Belgede şu ifadelere yer verildi: “Veli Küçük’ün kod adı ‘Yeşil’di. 84’ten beri Küçük Yeşil diye anılır. JİTİM’in kuruluşundan beri bu kod adı ile bilinir. Sonra Küçük’ün üzerine varmaya başladılar. Bunun üzerine Veli Küçük, Cem Ersever’den ‘Yeşil’ kod adını kullanacak birini bulmasını istedi. Ersever’de gitti, Mahmut Yıldırım’ı buldu. Behçet Cantürk nerede öldürüldü, kim sorguladı Kocaeli’nde? Veli Küçük nereye giderse ölümler oluyor, dikkat çekici değil mi ?”
Belgede; “Veli, yüzbaşıyken Pentagon’da eğitim gördü. Üsteğmenken de CIA ile birlikte bir Suriye gemisini kaçırmıştı” iddiası da yer alıyor.
“ERGENEKON’U CIA KURDURDU”
Aynı belgede, Mahmut Yıldırım’ın Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın adamı olduğu ve MİT ile arasına mesafe koyduğu ileri sürülüyor.
Ergenekon Terör Örgütü’nün CIA ajanları tarafından kurdurulduğu iddiasına da yer veriliyor.

Haber Tarihi : 03.08.2008
Haber Editörü :yeniden ATILIM
Haber Kaynağı : NTV

Tarhan: Karadayı bu örgütün içinde
Ergenekon soruşturmasında tanık olarak ifade veren Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Devlet içinde devlete rağmen, MGK'nın da üzerinde bir grup var. İsmail Hakkı Karadayı da bu grupta..
Ergenekon Örgütü'nün üyesi ve yöneticisi olduğu iddiasıyla tutuklanan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'in askeri liseden dönem arkadaşı olan ve Ergenekon soruşturması kapsamında 28 Şubat 2008 günü tanık sıfatıyla ifade veren emekli asker psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın iddianameye giren ifadesi de eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile ilgili şok iddialar içeriyor. Tarhan, Ergenekon iddianamesinde yer alan ifadesinde şunları ileri sürdü: "Soruşturma konusu Ergenekon örgütünü GATA Komutanlığı'nda görevli olarak çalışmakta iken, kızını hastaneye getiren dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın devre arkadaşı emekli albay İbrahim İşçan'dan duydum. Bana devletin içinde devlete rağmen bir yapı olduğunu, 100-150 kişilik bir grup olduğunu, MGK'nın üzerinde bir grup olduğunu, periyodik toplantılar yaptıklarını, kendisinin ve İsmail Hakkı Karadayı'nın üsteğmenlik rütbesinden itibaren bu grubun üyesi bulunduklarını anlattı. Daha sonra ise bu konularda kendisi ile konuşmadım. Ayrıca bana bu örgütlenmenin TALMUT isimli bir kitabı bulunduğunu çalışma esas ve prensiplerinin bu kitapta toplandığını anlatmıştı. Bu görüşmemiz 1995 senesinde olmuştu. Daha sonraki tarihlerde bu kişi vefat etti. Bir daha da aynı konuda görüşmemiz olmadı. Bu kişi görüşmemizde sözünü ettiği gruba konulmuş bir isimden bahsetmedi. Ergenekon ismini ben daha sonra basından duydum. 1996'da GATA'da görevli iken sebepsiz bir yere Çorlu'ya tayinim çıkartıldı. Askeri Mahkeme'ye açtığım davayı kazanıp göreve iade edildim. Ancak dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in imzası bulunan emirle tekrar Çorlu'ya tayin edildim. Bu tayin içinde aynı şekilde dava açtım."




 'YAŞAM TARZIMI BEĞENMEDİLER'
Tarhan, ifadesinde kendisinin ısrarcı olmaması konusunda ise şöyle uyarıldığını anlattı: "Mahkeme kararı ile geri dönmemden sonra GATA Komutanı olan Çetin Harmankaya bana, 'Davayı kazanmanın sonucu değiştirmeyeceğini, Şırnak'a tayinimin çıkartılabileceğini, ordu içerisinde emir komuta zinciri dışında hareket eden bir grup olduğunu, bu grubun benim yaşam tarzımı beğenmediğini ve görev konusunda ısrarcı olmamamı' söyledi. Kendi isteğimle emekliye ayrıldım. Çevik Bir hakkında manevi tazminat davası açtım. Davayı kazandım, temyiz edildi. Karar, Yargıtay'dan bozularak iade edildi. Daha sonra da mahkeme kaleminden 1. Ordu'dan geldiğini söyleyen bir Kurmay Albay'ın dava ile ilgilendiklerini söylediğini öğrendim. Mahkeme, Yargıtay bozma kararına uydu. Davam da reddedildi." Haber Tarihi : 02.08.2008
Haber Editörü :yeniden ATILIM
Haber Kaynağı : Sabah
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət