Ana səhifə

Gazeteci Philip Willan: 'Papa'yı vur emrini P2 verdi' 24. 06. 2010 'Papa'yı vur emrini P2 verdi'


Yüklə 1.95 Mb.
səhifə16/17
tarix26.06.2016
ölçüsü1.95 Mb.
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17

ERUYGUR: YAPILMASI GEREKEN KORKUTUP YERLERİNDE TUTMAK 16.03.2009 ERUYGUR: YAPILMASI GEREKEN KORKUTUP YERLERİNDE TUTMAK30 Kasım cumartesi günü Jandarma Genel Komutanı Org. Şener ERUYGUR'LA 75dakikalık sohbet..Saat 14.25'te kapıdaydım. O da hemen önce çıktı... Yaveri ile çıktık. Girişte, jandarma heykelleri, jandarmalar Atatürk'e bakarken temsili kabartma heykel birinci katta. Üst kattaki makama çıkarken yine kabartmalı heykeller 14.29'da görüşme..     - Ben bu sabah neleri konuşabiliriz diye notlar aldım. (elindeki 8-15'lik kartın önü arkası dolu) önce şunu söyleyeyim, seninle iki yurtsever olarak konuşacağız. Bunların hiçbir şekilde güncel olarak kullanılmayacağını düşünüyorum... (ben elbette dedim) Türkiye'de birinci görev aydınlara düşüyor. Durumun farkında olmalılar. Şunu bilmek gerekiyor ki, bunlar değişmez. (AKP'lilerin kastediyor). Kimileri belki değişmiştir, şudur budur diyor ama, kesinlikle değil.     - Bunlar cumhuriyetten, cumhuriyetin kazanımlarından intikam almak için gelmişler. Bunu MGK'da da gördüm.     - Yapılması gereken nedir? Şimdi darbe olmaz. 28 Şubat benzeri durum da zor. Artık tecrübe de kazandılar. Ama, yapılacak şu, korkutup yerlerinde tutmak, kendi hedefleri bakımından bir şey yapamacakları bir yerde tutmak. Biz bunu yapmaya çalışacağız     - Bunların 28 Şubat, Refahyol gibi bir deneyimi var. Oradaki hatalara yapmayabilirler     - Burada medyanın görevini yapması önemli. Çok azsınız, bir Emin ÇÖLAŞAN'I biliyorum. Bekir COŞKUN... Cumhuriyet yazarları genel olarak iyi. Belli bir çizgide devam ediyorlar. Bu arada sorayım; Cumhuriyet'te ne oluyor, satılıyor, Ciner, Karamehmet hisse aldı diyorlar... (ben durumu ayrıntılarıyla anlattım. İlhan SELÇUK'UN altın üçgeninden söz ettim... Dikkatle dinledi. Bağımsızlığını koruyacaksa sorun yok, dedi. Sonra medyadaki bozulmadan söz ettim. Medya gücü yok, güçlerin medyası var dedim... O da tüm medya kötü olmaz ya dedi, arada çıkar sizin gibiler.     - Ben yarbaylığımda birinci ordu komutanımızla Çetin DOĞAN'LA birlikteydim. 12 Eylül döneminde Yarbaydım. Çetin arada şeyleri olur ama, iyidir. Yurtseverliğinden kuşku yoktur. O zaman bizim İstihbarat Daire Başk. Suat İLHAN'dı. 1979 ya da 80'in başları... Neden bu hale geldik yazın bakalım dedi. Ben de bir şeyler karaladım. Başımıza ne geldiyse Atatürkçülükten saptıığımız için geldi dedim. Buna inanıyorum, bu yüzden geldi. İlhan aldı benim yazıyı, her tarafını çiziyor. Susup dinlemem lazım ama, haddimi aştım, komutanım ne yapıyorsunuz dedim. O da, senin sol elin kuvvetli' dedi. Ben de efendim kuşkunuz varsa atın dedim. O da, hayır dedi, biz ileride bizim yerimize gelecek olanlar üzerinde ayrıca eğiliriz dedi. Bana bir kitabını göndermiş. Teşekkür için aradığımda hatırlattım. Güldü. o biraz Türk İslam sentezine yakındı     - CHP adam olsa... Mecburen oy verdik. Kızım aradı, baba ne yapacağız dedi, ben de mecburen CHP dedim. Baykal... Niye yardımcı oluyorsun be adam. Erdoğan, kamu düzenini bozucu suç işlemiş. Bu hiç yok mu sayılacak. Acaba Baykal, Erdoğan dışarıda kalırsa daha kötü olur, mazlumluk devam eder diye mi düşünüyor. CHP'ye önemli görev düşüyor
‘MGK’DA YÜZLERİNDE KORKU VE İHANET VARDI’     -(benim sorum üzerine) seçimlerde bizim subay astsubayların oy kullandığı yerlere baktırdım. Subaylarda sorun yok. Genel olarak iyi. Astsubaylar arasında biraz var. O zaten öteden beri öyle..     - Kurtuluş bunları ya bölmekte ya da çekilmeye zorlamakta. İçlerinde bir dağınıklık var gibi görünüyor. Arınç ayrı havada, Gül yerleşmek istiyor. Erdoğan bir an önce oturmak istiyor... Böyle bir değerlendirmeyi birkaç kişiden dinledim.     - MGK'da yüzlerinde korku ve ihanet vardı. Çok net... Hem korkuyorlar hem de ihanet içinde olduklarını biliyorlar. Orada bize, efendim biz cumhuriyetin temel ilkelerine, değerlerine saygılıyız dediler ama, bunun takiye olduğu belli oluyordu. İnanmak mümkün değil. Bunların değişmesi mümkün değil. Kafa öyle yetişmiş.     - Abdulkadir AKSU'yla amir-memur bağlantımız var. Benim yanıma sürtünerek yılışarak geldi. Cumhurbaşkanı, bu tür namaz gibi, türban gibi gösterisel şeyler yapmayın dediğinde neden bir daha olmayacak demedin dedim. Gülerek, konuşturmadı ki dedi.     - Burada göreve gelince baktım yazılımlar, harfler değişik. Biri ötekine uymuyor. Yanımdakiler, bak oğlum dedim, beni manyak falan sanma ama, bu hafrlerin yazılımı Atatürk devrimlerinde tarif edildiği gibi olacak. Buna uyan az olur ama, yine de birkaç kişi uysa iyidir' dedim. Harf devriminde hangi harfin nasıl yazılacağı da tarif edilmiştir.     - AB'ye giriş... Şimdi bunlar bizi AB'ye almayacaklar. Bunu Erdoğan da biliyor. Ama bazı şeyleri AB üzerinden yaptırabileceklerini bildikleri için böyle davranıyorlar. Temel amaçları, ordunun işlevini zayıflatmak. ama buna biz izin vermeyiz     - Türkiye'de İslami bir yönetim konusu zaman zaman gündeme gelir. Ancak bunu biraz ABD'nin de kafasına soktular. ABD'nin de kafası karışık.     - Abd Elçisi Pearson ziyarete geldi. Öteki makam odamda, orası da güzeldir. Önü Atatürk Orman Çiftliğine bakıyor. Bakın dedim, Atatürk olmasaydı biz de bugünkü Afganistan gibi olurduk. Bunun şakası yok. Kafanızda bu ülkeyi yıkmak olabilir. Belki başarırsınız da, ama altında siz de kalırsınız. Hiçbir şey demedi. Dondu durdu. ne doğru söylüyorsunuz dedi, ne bunlar yalan dedi..     - PKK, K.Irak'ta 5 bin adamı barındırıyor. Bunlar hala Güneydoğu'da tek kişi görünce saldırıyor. Genel duruma hakimiz ama, hala varlar...     - Aydınlar belki bizi hala faşist ordu diye bakıyor. Bizim tek başına yapabileceğimiz bir şey yok. Bunu toplumun yapması lazım. Onların harekete geçmesi gerekiyor     - AKP'ye oy verenlerin dağılımı sizin de dediğiniz gibi, Zonguldak'ta sol, Rize'de ANAP, Isparta'da DYP, Konya'da Milli Görüş, Yozgat'ta MHP tabanı bunlara kaydı. Zaten yüzde 34'ün hepsi mürteciyse koyver gitsin. Yapacak bir şey kalmadı demektir. Bunlara giden oyların çoğu ödünç..
BALBAY: İRTİCA BASINININ ÖZKÖK ÖVGÜSÜNE DOKUNDURDUM     - (ben hafiften irtica basınının Özkök'ü övmesine dokundurdum... Aman bu konu çok hassas, bunu içimizde bütünleşerek halletmek gerekiyor. Onlar ikilik çıkarmaya çalışıyor. Zamanla komutanımız da görecekolanı biteni     - (ben ziyaretleri gündeme getirdim. Arınç'a gidip 3 dakika kalma... Ben zaten gitmekten yana değildim, hiç gitmeyelim dedim. Ama bu da etkili oldu. Elini dahi sıkmadım. Uzattı hafif sıktıktan hemen sonra, haydii gibilerden elimi hafif yukarı kaldırarak çektim, dedi…      - Bu irtica propagandasının karşısına televole kültürüyle çıktık. Onlar, propaganda yaparken, Atatürkçülük eşittir televole dediler. Medyanın bu hali nasıl düzelir bilmiyorum”
DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 30 Kasım’ın 2002 yılında Cumartesi gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “30 Kasım 2002” tarihinde yapıldığı,Açık kaynaklarda yapılan araştırma ve incelemenin genelinden ‘Arınç’ın dönemin Meclis başkanı Bülent ARINÇ, ‘Gül’ün dönemin Başbakanı Abdullah GÜL, ‘Erdoğan’ın dönemin AKP Genel Başkanı Recep Tayip ERDOĞAN, ‘Özkök’ün dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK, ‘Ciner’in Park Holding Yönetim Kurulu Başkanı Turgay CİNER, ‘Karamehmet’in ise Çukurova Holding Başkanı Mehmet Emin KARAMEHMET olduğu değerlendirilmiştir.
KILINÇ’TAN GÜL’E: SENİN YERİNDE OLSAM KARININ ÖRTÜSÜNÜ ÇIKARIRIM"22 Aralık PazaTuncer KILINÇ'LA TRT programından sonra saat 12.00'de görüşme... Bu kez kultukların olduğu yerde değil, daha dar oturma grubunda. Pazar günü, kimi görüşmeleri daha rahat yapıyormuş. O yüzden makamdaKıbrıs: Orada bir sürü itler, satışmışlar var. Adamların ulusal şuuru yok olmuş. Hayretle bunu görüyoruz. Tabii işin öteki ucu da Denktaş bir plan yapmamış. Bunca yıl işbaşındalar bir hazırlıkları olması gerekirdi. Planınız var mı diye sordum, Genelkurmayla hazırlayacağız, diyorlar. Olmadı ki.Irak: Bizim ABD'yi üzmeden, Saddam'ı karşımıza almadan bu işin içinden nasıl çıkarız ona bakmamız gerekiyor. Şimdi ABD'den bazı şeyler isteyelim diyen var. (ben Baykal'ın canlı yayından sonra, Irak'taki işbirliğinin karşılığı olarak ABD'nin KKTC'yi tanımasını isteyelim, dediğini anımsattım.) Siz ABD'den ne isterseniz, ABD de mutlaka karşılığında birşey ister... Bunu unutmamak lazım. Bir asker dahi yurtdışına göndersek, bir asker dahi çağırsak mutlaka meclis kararı gerekir.Özkök: Hilmi ÖZKÖK paşayla ben en samimi konuşabilecek kişilerden biriyim. 1965-66 yılıydı. Çorlu’da görevliyim. Bunlar, Hilmi ÖZKÖK, Hüseyin KIVRIKOĞLU, Çetin DOĞAN geldiler. Havacı ayrılmışlar ama, havacı olarak çok yükselemeyeceklerini düşünmüşler, bu yüzden de vazgeçmişler, karaya dönmüşler. Özkök, üsteğmen... ev bulamamış. Komutan beni çağırdı, Tuncer, Hilmi açıkta. Sen kiraladığın evde tek başına oturuyorsun. Seninle otursun' dedi. Benim de iki odalı bir bağ evim var. Komutanım, biriki gün düşüneyim dedim. Sonra olur dedim. İki yıl beraber kaldık. Bu yüzden ben ona istediğimi rahat söylerim. Bu TBMM başkanıyla görüşeceğinin basında çıkmaya başlamasından sonra, tam MGK öncesinde yarım saat kadar bir araya geldiğimiz sırada, komutanım herhalde bu ziyarete gitmeyeceksiniz, dedim. Soğuk baktı. Sen olsan ne yapardın dedi, ben gitmezdim dedim. Bunlar daha gelir gelmez türbanla gösteri yapmaya giriştiler, olmaz dedim... oteki komutanlar da gitmemekten yanaydı. Sonuçta ziyaretin çok kısa yapılması ama, medyanın çağrılarak makamın ziyarete yapıldığının açıklanması görüşünde birleşildi. Ama o sözleri de söylemedi. Kaygılarını anlıyorum ama, Genelkurmay'da kimse tek başına bir şey yapamaz. O bakımdan, rahat olunİmam Tahipler: Radikal'in muhabiri geldi. Konuştuk. Bunlar sohbet dedim. Bir tek imam hatiplere kızlar alınmasın görüşümü yazayım dedi. Ben de yaz dedim. O benim eski görüşüm. Bizde imam kız var mı? Bunun ardından dincilerin yayınlarına cevap vermek olmaz. Tabii bunu başkalarının vermesi gerekiyor. Genelkurmay da burayı biraz sivil görür. O yüzden pek karışmak istemezler.MEDYA: Bu medya ile ilgili mutlaka bir şeyler yapılmalı. Böyle gidemez. Bilmiyorum, toplayıp konuşmalı mı... Önümüzdeki günlerde belki öyle bir şey yaparız.Gül'e: Ben senin yerine olsam, karının örtüsünü çıkarırım. dedim. Kendi kararı dedi. Ben de insan karısına hakim olamaz mı dedim. Bunlar bize iyi yaklaşmaya çalışıyor ama, değişmedilerErdoğan: Ona da AB'ye gidiyorsun, onların ikiyüzlülüğünü yüzlerine vur dedim. yapamadı. Bunlar AB'yi kullanıyor. AKP iktidarda bölünür diyorlar. Öyle emareler de var ama bakalımAğar: DYP'nin başına geçti ama toparlayabilir mi bilmiyorum. Bana kalırsa zor toparlar. örneğin, sizin taban onu teper..”
DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 22 Aralık’ın 2002 yılında Pazar gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “22 Aralık 2002” tarihinde yapıldığı,Açık kaynaklarda yapılan araştırma ve incelemenin genelinden ‘Gül’ün dönemin Başbakanı Abdullah GÜL, ‘Erdoğan’ın dönemin AKP Genel Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN, ‘Ağar’ın dönemin DYP Genel Başkanı Mehmet AĞAR,‘Baykal’ın ise CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL olduğu değerlendirilmiştir. 



BALBAY: AKP 2 ADIM ATTI, 1,5 ADIM GERİ ÇEKİLDİ, YARIM ADIM ÖNDELER

 “30 Aralık 200KKK ile saat 12.004de görüşme. 12.45'te başlayabildi. İlhan SELÇUK'la. Bizden önce Gönül vardı. Yarım saat için diye gelmiş. 12.00'de görüşmesi bitecekmiş ama, uzamış. Gönül'le bu irtica işlerini konuşmuşlar. Gönül, Yalman'a, :sizin için Ahmet Emin YALMAN'IN akrabası diyorlar, demiş. Yalman, dönmeymiş de onunla ilintilendirmeye çalışıyorlarmış. Bir de, doğuda, güneydoğuda orduya dinsiz diyorlar, demiş... Bu tür propagandalara hazırlanıyorlar anlaşılan  MB'ye: çok güvenilir bir gazeteci. Bakıyoruz, yüzde yüz güvendiğimiz bir tek o var. Ötekilere de güveniyoruz ama yüzde 60,70. Bu kadarı çok az. Çok genç ve dürüsün ve dirayetli bir arkadaş..  Irak: Orada biz belli miktar varız ama, çok da varız denmiş. Türmkenlerin durumu önemli. Bizim bağlantı noktalarımızdan biri. Amerikalılar çok şey istiyor tabi ama bizim hepsini yapmamız çok zor. olmaz yani..Bakın şunu çok açık söylüyorum, Kuzey Irak'ta Kürt Devleti kurulursa Güneydoğu elden gider, Türkiye bölünür. Bunu açık açık söylüyorum. Ben oralarda yıllarca kaldım. Irak'ta federasyon da olmaz. Belki kantonlar şeklinde düzenleme olabilir..  Savaş olsun olmasın diyorlar ama, savaş sürecindeyiz. Yani savaş başladı, içindeyiz... Ben öyle görüyorum. Bu petrol, enerji kaynaklarına ulaşma savaşı. Bakın, Afganistan'dan yeni raporlar geldi, orada müthiş maden ve doğal gaz yatakları varmış. ABD bu enerji yataklarına hakim olmak istiyorAKP: bunlar değişmedi. Bilmiyorum siz ne tavsiye edersiniz. Biz dikkatle izliyoruz. kadrolaşamlaranı, devlet kurumalrına zararları çok önemli bizim için. Balbay, bunlar iki adım attılar, 1.5 adım geri geldiler, yarım adım öndeler diyor ama, önümüzdeki günlerde duyacağı haber onu da geri attırdığıımızı, hatta bizim bir adım önde olduğumuzu gösterecek. Bunu ben söyleyemem. YAŞ'ta yaptıkları Avrupa İns. Hakl. Mahkemesine de aykırı.. Yolsuzluklar: Ben işi gücü bıraktım bununla ilgineniyorum. Savaş yapmak kolay. Asıl olan bunlarla uğraşmak. Ben jandarmadan beri ilgiliyim. Engin AKÇAKOCA'yı çağırdım, ne oluyor bankalarda anlat dedim. Anlattı... Bunları bir rapor haline getir dedim, bir ay oldu getirecek... Takip edeceğim.  Karamehmet: Onun da bir beck to beck olmuş. Kendi firmasına krdei açmış. Bunun olmaması lazım. Fazla tanımıyorum adamı ama, fazla itimat telkin etmiyor. (bir rapor..... Medya: bunu ben her toplantıda dile getiriyorum. Gerekirse, biz medya kuralım diyorum. Sadece Cumhuriyet'le olmaz bu. Aydın DOĞAN geldi buraya oturdu. Gazetene para verip almam bunu bil. Hürriyeti bu hale getirdiniz dedim. O da onlar özgür falan diyor. Aydın DOĞAN bana Tuncay'ın transferinin nasıl olduğunu anlattı. Her şey dönmüş. Ciner başka bir insan. Ben onun Suriye’de fabrika kurmasına yardımcı oldum..” DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmemiş olup diğer notlardan yılın 2002 olduğu, netice olarak görüşmenin “30 Aralık 2002” yılında gerçekleştiği,Açık kaynaklarda yapılan araştırma ve incelemenin genelinden ‘KKK’ ve ‘Yalman’ın belirtilen tarihte Kara Kuvvetleri Komutanı olan Aytaç YALMAN, ‘MB’nin Mustafa BALBAY,  ‘Engin AKÇAKOCA’ isimli şahsın dönemin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı, ‘Karamehmet’ isimli şahsın Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin KARAMEHMET, ‘Tuncay’  ismi ile şahsın operasyonu kapsamında gözaltına alınan gazeteci-yazar ‘Tuncay ÖZKAN’, ‘Ciner’in ise Park Holding Yönetim Kurulu Başkanı ‘Turgay CİNER’ olduğu değerlendirilmiştir.Ayrıca açık kaynaklarda yapılan araştırmada dönemin Milliyet gazetesi yazarı Tuncay ÖZKAN’ın 1 Temmuz 2002 tarihinde Çukurova Medya Grubuna Başkanlığına getirildiği görülmüştür. 
ERUYGUR: BU KÖPEKLER VAZGEÇMEYECEKLER
“Saat 16.00 Jandarma Genel Komutanı Şener ERUYGUR'la makamında görüşme... 75  Dakika   Necip HABLEMİTOĞU'nun KÖSTEBEK aldı basılmamış kitabının fotokopisini ve Ergun POYRAZ'ın PATLAK AMPUL kitabıın verdi. Bir de La Traviata oyunuyla ilgili yazısını verdi. Çok ilginç, militanca bir yazı...  Medya: çok yakınıyor. Nasıl böyle oldu diyor. Anadolu Basıhnıyla ayrıca ilgilenne kararı aldı... Öteki gazetkelerden olumlu olanlarla görüşmek istiyorIrak: Hani bir şarkı var ya, kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına, durum o.  Kapıldık bir rüzgara gidiyoruz. Uzun ince bir yol bu. ABD kararlı. Ben ABD elçisine seçimden önce öteki binada, AOÇ'yi gören binada her şeyi açık açık söyledim. Bakın dedim, siz bölgede haritayı yeniden düzenlemek istiyorsunuz. Bu girişim TC'yi bölebilir. Ama bizim tarihimiz çok derinlik, bölerseniz bu derinliğin içinde kalırsınız. Siz de çok zarar görürsünüz... Bunlar böyle. Ama istedikleri hemen olmaz.AKP: Bu köpekler yapmak istediklerinden vazgeçmeyecekler. Mümkün değil. İki uç var, hemen erken hareket etmemek gerekiyor. Edersek bir karmaşa olursa hemen bundan yararlanmak isteyebilirler. Ama geç de kalmamak gerekiyor. Çok hassas bir denge... Dikkatle izliyoruz. En büyük kadromuz kadrolaşma girişimleri. Çok hızlı çalışıyorlar. Mesela Haşim KILIÇ gizlice İçişleri Bakanlığına geliyor, Anayasa değişikliklerine katkıda bulunuyor. Neden yapıyor? Onlardan..  YAŞ: Bunlar YAŞ'ta bir şey yaptı. Bu hiç önemli değil. Biz onu hallederiz. tartışma çıktığında.. Hemen çağırdım evladım dedim, bu 7 dosayya ek yok mu biraz daha ekleyin, şöyle 20'ye yaklaştırın dedim... ama masum kişilerse atmak da olmayacaktı, o yüzden orada bıraktık. Biz bir dahaki sefere bu rakamı 3 katına çıkarırız görürler... Bunu hallederiz asıl olan kadrolaşmalarına engel olmak Ben olabildiğince insanları cesaretlendirmek istiyorum. Mesela Yaşar YAKIŞ'IN karısı AKP nedeniyle ayrılmış. Arkadaşlara faks çekin dedim. Cesaretlendirin. bunu yapacağız. Topumu dirileştirmeye çalışacağız.. Başarırız buna ninaıyorum. Halkımız bu kadar da boş değildir. Öyle düşünüyorum. Zaten bunlara oy verenlerin tümü irticacı ise bırakalım gitsin. Ama değil. Her şeye rağmen 1919'dan kötü değiliz..Ben çağdaş giyim esastır diye broşürler hazırlattım, gönderiyorum. Atatürkün zamanında kadının özgürlüğünü, giyimini gösteren fotoğlaflardan broşür yaptırrdım. MGK'da hiç yeri olmadan, lafım kesilmesin diye çıktım irticayı konuştum…  Bunları orta vadede parçalayabiliriz... Asıl iş CHP'de. Onların bir şeyler yapması lazım. Onlardan uygun olanları cesaretlendirmek lazım” DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmemiş olup diğer notlardan yılın 2002 olduğu, netice olarak görüşmenin “30 Aralık 2002” yılında gerçekleştiği değerlendirilmiştir.Ayrıca açık kaynaklarda yapılan araştırmada 25 Aralık 2002 tarihli bir ulusal gazetede dönemin bir bakanının eşinin kızıyla birlikte evi terk ettiği görülmüştür. KILINÇ:  AKP’Yİ SADECE YASAL ÖNLEMLERLE DURDURMAK MÜMKÜN DEĞİL’NÇ: BU AKP’Yİ SADECE YASAL ÖNLEMLERLE DURDURMAK MÜMKÜN DEĞİL “16 Temmuz 2002'de MGK Genel Sekreteri Org. Tuncay KILINÇ'LA görüşme..14.00-15.05 arası- makamındMakam koltuğunun yan karşısında yine Türkiye'nin Kafkas ve Balkanları da içine alan büyük bir haritası 3'e 2 gibi bir ebatt  -Yeni oluşum çok önemli. Ben temas halinde olduğum sanayi odalarıyla konuşuyorum, destekleyin diyorum. Neden? Türkiye'ye bir heyecan lazım. Bu AKP'yi sadece yasal önlemlerle durdurmak mümkün değil. Milli Görüşün oyu 17-18. bunun büyük bölümünü Erdoğan alsa 11-12 eder, ötekine de yüzde 5-6 kalır. Ama bunlar anketlerde 20'nin üzerinde çıkıyor. Bunlara giden tepki oylarını bir başkasının alması lazım  - Şimdi bu Cem'i ben pek tanımam ama, bir şey yapmak istiyor. Anketlerde asıl lider olarak Derviş görünüyor. Onu da almaları lazım. Sadece Cem'le olmaz  - Şükrü Sina'ya falan söyledim ben, CHP'ye git, burada artık ikbal kalmadı dedim. Öyle. Ecevit nereye kadar götürebilir  - Siyasete bakıyorum, anarşi var. Evet bu anarşi. Böyle şey olmaz. 30-40 parti seçime girecek. Bölünecek. Bunun adı anarşi. Düzeltilmesi lazım  - Vatandaştan çok tepki mektubu geliyor. (birini okudu) siz orada ne iş yapıyorsunuz. Mustafa Kemal sizi görse de der. Dil o kadar önemli ki, bunlara Kürtlere biz mi dil verecğiz. Vatanın parçalanması demek. Siz Osmanlı Paşası gibi memleketin batışını mı izleyeceksiniz..- Irak konusu tatsız. Amerika kararlı. Bizim de fazla bir çıkışımız yok. Bütün işimiz bunlarla. Sonra, bunlar bize AB'den daha yakın. Irak'ta devlet zaten oluşmuş. Biz görmezden geliyoruz, o kadar. Bunu da nereye kadar yapabiliriz.AB konusu pentatlon salonuna benziyor. Önce basit engeller gelir. Onları geçersiniz, giderek ağırlaşır. Bunların en ağırı İtalyan çukurudur. NATO ülkeleri arasında tatbikatta İtalyanlar çukurda kalmış o yüzden. Biz orada kalabiliriz. bir de İrlanda masası var..” DEĞERLENDİRMEAçık kaynaklarda yapılan araştırmada ‘Cem’in eski Dışişleri bakanı İsmail CEM, ‘Derviş’in ise Devlet eski Bakanı Kemal DERVİŞ olduğu değerlendirilmiştir. 



Sonraki Sayfa >


MUSTAFA ÖZBEK: YA İKTİDAR, YA DARBE 16.03.2009 MUSTAFA ÖZBEK: YA İKTİDAR, YA DARBE“Saat 13.00 Türk Metal'de Mustafa ÖZBEK'le görüşmSıcak bir görüşme... Karşılıklı işbirliği. Yemekte soğumuş balık ve bol yeşillik... Bulgur pilav- Bence çözüm giderek zorlaşıyor. Ya bunları tümüyle alıp indirecek toplumsal gücü fazla bir iktidar ya da darbe... Yanlış anlamayın, istiyor değilim. En çok biz zarar görürüz ama, çözüm burada görünüyor.- Bu devletin, sendikaların tepesindekilere bakıyorum yanlış anlamayıp hepsi Gürcü. Başbakan, Salih KILIÇ, ADD Genel Başkanı.- Cumhuriyet'le her şeye varız. Arkadaşlar proje getirsinler. Bizim Türk Metal'in kullanılabiecek 8 Trl var. Bunun yüzde 40'ı yasaya göre şirketlere ortak olmaya, hisse almaya uygun.Cumhurbaşkanı ile görüşmede adının geçtiği yerleri anlattık.”“Akşam Muzaffer ERYILMAZ, Metin PEKER, Erhan AYGÜN, İlhan abi Bilkent fişhause... şarap, balık, sohbet. İlhan abi çok neşeli... Düzlüğe çıktık, kara geçtik... Erhan, biz neyapabiliriz, proje, kağıt parası biz verelim falan dedi.”DEĞERLENDİRMEYazı içerisinde yıl belirtilmediğinden dolayı önceki notun devamı niteliğinde olduğu ve tarihin 23 Mart 2005 olduğu,Açık kaynaklardan yapılan araştırmada ve incelemenin genelinden ‘İlhan’nın Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan SELÇUK, Muzaffer ERYILMAZ’ın Çankaya Belediye Başkanı, Erhan AYGÜN’ün ise Park Holding ortağı olduğu değerlendirilmiştir.Ayrıca açık kaynaklarda yapılan araştırmada dönemin ADD Genel Başkanı’nın Ertuğrul KAZANCI, Başbakanın ise Recep Tayip ERDOĞAN olduğu değerlendirilmiştir.‘KOMUTAN TYSON’DAN YUMRUK YEMİŞ GİBİ OLDU’“Yaşak BÜYÜKANIT'la 28 Mart Cuma günü saat 17.00'da karargahta görüşme.Karargaha girişte her zamanki gibi tam karşıda Atatürk... Onu geçince meclis'te Atatürk, onu geçince yine meclis önünde Atatürk, onu geçince tam karşıda yine mareşal üniformasıyla portre Atatürk.Bekleme odasında Kıbrıs Güvenlik Komutanlığının gemi, üzerinde Kıbrıs'taki birliklerin bulundukları yerleri gösteren bayraklar yelken gibi işlenmiş...Camlı bölümde Osmanlıdan bu yana asker üniformaları... Duvarla sanırım 30 Mayıs 2001'de çekilmiş Kıvrıkoğlu'nun da olduğu genelkurmay önünde toplu hatıra fotoğrafıl.Kısa bir giriş sohbeti... Kasımpaşa'dan önce Sultahanmet önemlidir. Benim dayım eski kabadayılardandı. Biz Sultanahmet'te büyüdük.- Sizin bu yazı çok ciddi bir durum. Bu orduyu çatlatır. Çatlatır. Çok ciddi. eğer altta böyle bir durum öne çıkarsa TSK bundan büyük yara alır- Ben komutanı 1970'lerden beri tanıyorum. Beraber çalıştık, ayrı yerlere gittik, yine çalıştık... komutan öyle biri değil.- Yazdıklarınızın yüzde 95'ine katılıyorum. Ama bu Aziz AKGÜL'le görüşmesi yok. Sadece bir kez, 3 Kasım seçimlerinden sonra Erdoğan ve Aksu'yla geldi. O kadar. Ben buranın muhtarıyım. Siz bana 3 yıl önce burada şöyle bir görüşme olmuş deyin ben hemen çıkartır, bilgisayara bakarım. Öyle bir görüşme yok. (ben, görüşme, karargahta değil başka yerde olmuş, deyince)... aaaa, eee, onu bilemem. Tabi o ayrı. Yani olduğunu sanmıyorum. Aziz AKGÜL'de Harp Okulundan gelen dostluğu doğru ama, öyle görüşme falan yapacağı bir durum olacağını sanmıyor- Komutan çok üzüldü. İnanın çok üzüldü. Tyson'dan yumrum yemiş gibi oldu. Şaşırdı. Bana sordu. Ben Mustafa beyi tanırım dedim. Öyle tanımadığımız biri değil dedim... Çok üzüldü. Neden, dedi.- Siz eğer bunu uygun bir dille, bilirsiniz onu, şöyle bir uyaklı bir şekilde düzeltirseniz, bir nebze, iyi olacak... (ben de yeri gelirse, öyle bir durum olabilir, deyip başka bir şey demedim- (Ben bunların kadrdolaşmasından, bunun tehlikesinden söz edince) çok haklısınız... Bunlar gitse bile kalıntıları yıllarca temizlenemez. Öyle kadrolaşıyorlar. Mücadele etmek gerekir ama, bakın 28 Şubat farklıydı. Orada bunlar hükümet ortağıydı. Öteki ortakla işbirliği yapıbalilirdi. Şimdi bunlar tek başına geldiler. Öyle bir güçle geldiler. Hem 28 Şubatta iktidara geldiler 6 ay sonra ilk adımlar atıldı. Bunlar geleli 4 ay oldu. Bunun da nasıl geçtiğini görüyorsunuz- Bana küfredin. İstedğiiniz söyleyin. Musatfa bey öyle düşünmüş der, keserim. Ama TSK'ya zarar verecek bir şey yaparsanız çok üzülürüm. Hemen duruma bakarım. Bundan TSK çok zarar görür. İçinde bulunduğmuuz koşulları biliyorszunuzBÜYÜKANIT: BU SEÇMEN İRADESİ. HEP BİZE GÜVENİYORLAR, AMA NEREYE KADAR- Bunlarla mücadele sadece bizim işimiz değil. Bu seçmen iradesi. Bunlara oy veren 10.5 milyona da sormak lazım. Hep bize güvneiyorlarlar. Ama nereye kadar..- Bugün medya desteği olmadan hiçbir şey yapılamaz. Bakın medyaya sizin dışınızda laiklikle ilgili hassasiyeti olan yayın organı yok. Artık bu konuda sizden başka kimseye bilgi notu da göndermiyoruz. (ben, kesildi, azaldı, deyince)... Evet orada bir kaza oldu. Bir hasar meydana geldi. Düzeltiyoruz, yeniden yoğunlaştıracağız- Aydın DOĞAN geldi söyledim. Her gün milliyetin birinci sayfasında bir türbanlı fotorğaf koymaya mecbur musunuz, dedim. Farkında değilim, bakayım dedi. Ertesi gün de birinci sayfaya Hülya AVŞAN'ın poposunu koydular. Ben ille onu yap demiyorum ki‘GÜL’ÜN İNGİLİZCESİ GAKGUK İNGİLİZCESİ’- Bu Abdullah GÜL, Erdoğan'dan daha tehlikeli. Öyle güleryüzlü durduğuna bakmayın. ingilizcesi de gakguk ingilizcesi. Powel'la telefonla konuşuyor. Ne dediği belli değil.. - Benim bunlarla bir temasım yok. Eski hükümet röneminde işleri Hüsamettin ÖZKAN'la halederdik. Şimdi o yok. Öyle bir ortam yok. Hiç temasım da yok. - (Özkök'ün eşi Gül'ün eşinin 8 Mart davetine mesaj çekmiş, deyince) yaa, sanmıyorum. Yapmaması lazım. Bana davetiye geldi, eşim iade edelim, dedi. Öyle yaptık. Tabii o ailevi bir durum, bunun olmaması lazım.- Türkiye'yi daha zorlu günler bekliyor. Bakın, nisan ortası AB süreci diye yeni durumlar başlayacak. Ordunun siyasetteki ağırlığına gelecekler. Oysa ne ağırnlığı var. (ben, int her trbü'de çıkan reform için ordunun gerekli olduğu, yazısını anımsatınca)... ama her şey ordudan beklenmemeli. Şili Büyükelçilğinde çalışan zarif bir hanım var. Eşi Şilili. 3 Kasımdan önce korktuğunu söyledi, sonra neyse ki ordu var dedi. Ben de sana bir yumruk çakarım dedim. Güldük. Ama 28 Şubatta üniversiteler vardı, toplum ayaktaydı... Bunlar daha akıllı gidiyor, onların yaptığı hataları yapmıyor..‘BAŞBAKANLIK’TAKİ KÜRTÇÜ, ŞERİATÇI YAPIDAN ENDİŞELİYİZ’- (Benim benzer sözlerim üzerine) Başbakanlıkta Kürtçü-Şeriatçı bir yapı oluşuyor. çok endişe ediyoruz..- (Yeri geldikçe yazıya döndü) bunu ne olur düzeltin, haberin kaynağını sormaya hakkım yok. Bizim içimizden de sabırsız arkadaşlarımız çıkıyor. Bazı şeyler yanlış anlaşılabiliyor..- 1960'ları, 70'leri, 80'leri yaşadık. Her şeyi gördüm. Ordunun birlik beraberliği çok önemli. Bu nedenle sizden haseten rica ediyorum”DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 28 Mart’ın 2003 yılında Cuma gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “28 Mart 2003” tarihinde yapıldığı değerlendirilmiştir.Açık kaynaklardan yapılan araştırmada Yaşar BÜYÜKANITIN belirtilen tarihte Genelkurmay İkinci Başkanı olduğu, Aziz AKGÜL’ün ise Kara Harp Okulu mezunu ve 22.Dönem Diyarbakır milletvekili olduğu görülmüştür.‘ÇETİN DOĞAN O GÜNE HAZIRLANIYOR’“31 Mart Pazartesi Mehmet Beyle görüşm- Elinize sağlık... Adresini buldu. Arkası gelebilir... Çetin'in ameliyat olmasının nedeni hazırlık. O güne hazırlanır... Röportajda sürekli ben emekli olacağım demesinin nedeni, bazı dedikodular çıktığı için kimseyi ürkütmemek. Ama fazla emekli olacağım, dedi.”DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 31 Mart’ın 2003 yılında Pazartesi gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “31 Mart 2003” tarihinde yapıldığı,Açık kaynaklarda yapılan araştırma ve incelmenin genelinden ‘Memet’in üst düzey bir askeri personel, ‘Çetin’in ise dönemin 1.Ordu Komutanı Çetin DOĞAN olduğu değerlendirilmiştir.Ayrıca açık kaynaklarda yapılan araştırmada 1. Ordu Komutanı Çetin DOĞAN’ın 31 Mart 2003 tarihinde by-pass ameliyatı geçirdiği görülmüştür.ERUYGUR’DAN BALBAY’A: GÖREVİNİZİ YAPTINIZ. RAHATSIZIZ“31 Mayıs öğleyin evinden JGK Eruygur aradı.. - Görevinizi yaptınız. rahatsızız., şunu sorun soranlara siz rahatsız değil misiniz...köpek... bunlar korkak Kasımpaşa kabadayısı.." DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı diğer notların tarih akışı dikkate alındığında görüşmenin ‘31 Mayıs 2003’ tarihinde yapıldığı,Açık kaynaklarda yapılan araştırma ve incelemenin genelinden ‘JGK Eruygur’un belirtilen tarihte Jandarma Genel Komutanı olan Mehmet Şener ERUYGUR olduğu değerlendirilmiştir.Ayrıca açık kaynaklarda yapılan araştırmada Mustafa BALBAY’ın 23 Mayıs 2003 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde ‘Genç subaylar tedirgin’ başlıklı bir yazı yazdığı görülmüştür.ERUYGUR: KENDİMİ ZOR TUTUYORUM. 28 ŞUBAT’TA BU RÜTBEDE OLMALIYDIM“16 Eylül Salı günü saat 16 sıralarında buluştuk. CB değerlendirmesi. tedirginliği..17'de eski binada Şenerle görüşme. Tam zamanında aldı. Müfit Yarbay Albaylığa terfi etti. Bu rütbede ilk ziyaretŞener Paşa bizi her zamanki gibi güleryüzlü, ayakta, kapının hemen yanında karşıladıHeyecanlı, gergin, kızgın, umutla kötü haberlerin kızgınlığı arasındaydı. Sık sık, ben zaten konuşmaya başladım, adımımı da attım. Geri çekmek devam ederim dedi. Sık sık bu yönde değerlendirme yaptı.İS, bunlardan kurtulmak için biraz zaman dediğinde, bunların bir saniye kalması zarar dedi. Yineledi, bir saniye durdmamaları gerekir aramızı sıkı tutmalıyız. Arkada kalanları yanımıza çekmeli, ileri gidenleri yavaşlatmalıyız. Karşı tarafa malzeme vermemek için gerekirse aramızdaki ölüyü bile aramıza sıkıştırıp, bizimle ve ayakta göstermemiz lazım bunlar felaket. Bazen kendimi zor tutuyorum o 28 şubatta, 12 eylülde bu rütbemde olmayı isterdimMedyada bizden”DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 16 Eylül’ün 2003 tarihinde Salı gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “16 Eylül 2003” tarihinde yapıldığı,Açık kaynaklardan yapılan araştırmada ve incelemenin genelinden ‘İS’nin Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan SELÇUK, ‘Şener Paşa’nın ise dönemin Jandarma Genel Komutanı Mehmet Şener ERUYGUR olduğu değerlendirilmiştir.BÜYÜKANIT: SÖYLEYİN BALBAY BU MEDYA YAPISIYLA BUGÜN DARBE YAPILIR MI? “6 Nisan 2003 Pazar günü saat 12.30'da Genelkurmay Karargahında Aslan Paşayla görüşmle... 45 dakika sonra, Yaşar Paşa geldi, ona günü anlatmam lazım, isterseniz bekleyin, en çok yarım saat sürer' dedi sonra ikisi birlikte geldiler..Yaşar Paşa, sivildi. Kırmızı ağırlıklı bir tişörtü vardı. Konu Hilmi Paşayla ilgili yazıya geldi..- Söyleyin Sayın Balbay, bu medya yapısıyla bugün darbe yapılır mı? Yapılmaz. Bugün medyayı arkanıza almadıktan sonra bir şey yapamazsınız. Laikliği konu edinen bir tek siz varsınız. Öteki gazeteler her gün bir türbanlı kadın fotoğrafı koyup, neredeyse sempatik hale getirdmeye çalışıyorlar- Sizin yazı bizi çatlatır. Bundan endişe ediyoruz. Komutan ısrar ediyor. Görüşmedim diyor. neredeyse ikisini yüzleştireceğiml diyor..- Biz Başbakanlık Takip Kuruluna yine bilgi belge gönderiyoruz ama, kime ne gönrereceksiniz- 28 Şubat, öncesi... Geçmişe bakarak bir şey olmaz. İleriye bakmamız lyazım. ileriye, geçmişe takılıp kalmamak lazım..- Uğgur MUMCU benim arkadaşımdı. Buraya çok geldi gitti. Bizim arşivde çalıştı. En sevilen yazardı... öldürülmeseyse ertesi gün, pazartesi buraya gelecekti. Arşivde çalışıyordu. Öcalan'ın karısının babasının MİTE çalıştığını saptamıştı. daha derin araştırmalar içindeydi- Adamlar kadrolaşıyorlar. Bunu görüşoruz. Birşeyler yapmak lazım. Kabul ediyorum ama, 28 Şubat hükümet kurulduktan 6-7 ay sonra patladı..(Öcalan İmralı'da, Sezer Çankaya'da tecrit. Aslan bey”DEĞERLENDİRMEAçık kaynaklardan yapılan araştırma ve incelemenin genelinden ‘Aslan Paşa’nın belirtilen tarihte Genelkurmay İstihbarat Başkanı olan Aslan GÜNER, ‘Yaşar Paşa’nın ise belirtilen tarihte Genelkurmay 2. Başkanı olan Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT olduğu değerlendirilmiştir.ERUYGUR: İRTİCA BÖYLE GİDERSE DEMOKRASİ TEHLİKEYE GİRER“2 Nisan Pazartes 15.3 Şener ERUYGUR'la görüşme..Şunu iyi bilin, MGK da şu dendi irtica böyle giderse, demokrasi tehlikeye girer.' bunu ben söyledim komutan YÖK'le ilgili ağır konuştu. O kö de böyle bir planımız yok dediÇok dikkatli olmak lazım. (sizi Güven ERKAYA'ya benzetiyorlar) bak bu hoşuma gitti. Benden haz etmediklerini biliyorum. Bu karolaşmayı mesele yapmak lazım. Ben Diyanet İşleri Başkanını çağırdım konuştum..”DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden diğer notların akışına bakıldığında yılın 2003 olduğu ancak 2 Nisan 2003 tarihinin Çarşamba gününe rast geldiği dolayısıyla notlardaki Pazartesi ibaresinin yanlışlık yazıldığı değerlendirilmiştir.HİLMİ ÖZKÖK’E ‘MOLLA’ YAKIŞTIRMASI
“29 NisaAkşam Perşembe Grubu toplandı. Erdal bey, Türkiyede artık demokratik yollardan yapılabilcek çok az şeyin olduğunu söyledi. Adamların dini alıp kullandığı geriye bir şey kalmadığını söyledi. Hurşit bey için çok övücü şeyler söyledi. Takıldım: hayatta en hakiki mürşit Hurşittir... Bir numara için molla diyoruz dedi..”DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden diğer notların akışına bakıldığında yılın 2004 olduğu, netice olarak notun 29 Nisan 2004 tarihli olduğu,Söz konusu yazı içeriği ve incelemenin genelinden ‘Perşembe Grubu’ şeklinde tanımlanan bir grup olduğu ve ‘Erdal’ın belirtilen tarihte Genel Kurmay Adli Müşaviri olan Tümgeneral Erdal ŞENEL, olduğu değerlendirilmiştir.
“7 Nisan Çarşamba 200- Zekeriya TEMİZELLE birlikte İstanbul'a gittik. Saat 17.00'de toplandık. İlhan SELÇUK, Alev COŞKUN, Hikmet ÇETİNKAYA, İbrahim YILDIZ, Emre KONGAR, Mustafa PAMUKOĞLU, ben... Akın ATALAY'ın da gelmesi gerekiyordu. Cenazesi varmış gelemedi..Temizel, 2 arkadaşıyla 3 gün gazetede çalıştı ve her şeyi ortaya çıkardı..Bir hafta önce Turgay CİNER (TC) gazeteye gelmiş, yukarıdaki kadroya yeni bir öneri getirmiş. Buna göre, yeni bir şirket kurulacak, büyük ortak Cum Vakfı olacak. Onlar küçük ortak ama, şirketin yöneticilerini küçük ortak atayacak...bugüne kadar olan alacak verecek de sıfırlanacak... Ciner bunu kabul ederseniz ben varım, etmezseniz yokum, reklamı da satış gelirini de size vereyim demiş..Temizel bu öneriyi inceledi ilk tepkisi şu oldu bunu kabul ederseniz tümüyle teslim olursunuz...'İlhan abi öyle düşünmediğini açıkça söyledi arkadaşlar bakın bu öneri çok açık ve bizi düzlüğe çıkaracak bir öneri. Gelin bunu ayrıca dikkate alın. Hemen hayır demeyin... Bakın okuyorum önerinin önemli maddesini: ortakların dörtte üçü evet demedikçe şirket yeni adım atamaz, feshedilemez vs. burada bizim de söz hakkımız olacak... Bir de bu Turgaya gözünüzü seveyim güvensizlik göstermeyin. O kardeşimizdir. Açık söyleyeyim benim içimde en ufak bir şüphe falan yok...' ben uygun bir dille bunun kabul edilmesinin zor olduğunu söyleyip şöyle dedim abi, bunlar reklam işini 2003 ağustosta aldılar, daha o ay geliri yarıya indirdiler. Sonra da aynı eğik düzlem sürdü. Bu neden? Açıklayamıyorlar. Sonra Cumhuiyeti Yeni Asır ve Takvim'le birlikte pazarlıyorlar. Bu cumhuriyete haksızlık. Son durum da bize 2 ay hiç para göndermediler. Bunu da açıklayamıyorlar. Geçen yıl temmuzda Dorint Otelde 5 kişi yemek yedik (TC, İbrahim, ben, Alev COŞKUN, İlhan SELÇUK) orada üstüne basa basa, sen her ay 300 bin doları garanti ediyor musun, dedik. Evet dedi. Alev abi bunu yazılı bir protokole dökelim dedi. Ona da evlet dedi... Ama bu sözleri tutmadı...' İlhan abi bunları dinledikten sonra arkadaşlar yeniden bakalım dedi... Emre, Hikmet, Alev abiler de soğuk görüş belirtti. ben ve İbrahim de..”DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 7 Nisan’ın 2004 tarihinde Çarşamba gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “7 Nisan 2004” tarihli olduğu değerlendirilmiştir.
“İlhan abi 17 Nisan Cumartesi gecesi Ankara'ya geldi18 Nisan pazar günü öğleyin Ahlatlıbelde Temizel'le buluştular. İki saat sonra da ben gittik. Temizel işe iyice ısınmış. Yeniden yapılandırmayı tamamlarız dedi..”DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede görüşmelerin 2004 yılında gerçekleştiği,Açık kaynaklardan yapılan araştırma ve incelemenin genelinden ‘İlhan’ın Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi İlhan SELÇUK, ‘Temizel’in ise Devlet eski Bakanı Zekeriya TEMİZEL olduğu değerlendirilmiştir.
“19 Nisan Pazartesi sabahı ilk iş Yargıtay Başkanı Eraslan ÖZKAYA'ya gitti. Eraslan bey hez zamanki gibi bizi sıcak karşıladı.. Hükümeti konuştuk, uygulamalardan yakındı, yargıyı ele geçirme girişimlerini anlattı. Anayasa Mahkemesinin yasasını değiştiriyorlar. Yargıtay'a seçenek olmasını sağlayacaklar, bireysel başvuru hakkı olacak... Böylece kendi elleriyle oluşturdukları bir yapı kurulacak. Bir de üyelerinin 4'ünü meclisin seçmesini istiyorlar... Askerlerin de ne yapacağını bilmekte zorlanır halde olduklarını, içlerinde derin değerlendirmeler içinde bulunduklarını söyledi. Burada İlhan abi araya girip, Balbay genç subayları yazdı başımıza iş açtı' gibilerden bir şeyler söyledi. Sonra onu doğrular, beni öne çıkarır şeyler söyledi..”DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 19 Nisan’ın 2004 tarihinde Pazartesi gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “19 Nisan 2004” tarihli olduğu değerlendirilmiştir.
ERUYGUR: BİR ŞEY DENEDİK OLMADI, TOPLUM DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ NOKTADA DEĞİL“Aynı gün akşamüstü Şenere gitti..Şene- Biz artık yaralı bir kuşuz- Bir şey denedik, olmadı. Belki hayal gördük- Toplum bizim düşündüğümüz noktada değil- Yine de yapılabilir, ona bakmak gerekir- İnsan çok üzülüyor, bunca çaba harcadık bir şey yapamadık- Yine de ateşi söndürmemek gerek - Acaba cumhurbaşkanı biraz daha aktif olamaz mı- Bunların kafalarının ardındaki niyet hiç değişmedi. Bunu görüyoruz- ADD çok pasif, eylem kuruluşu değil. Her şey iteklemeyle gidiyor- Görev süremiz içinde bir şeyler yapalım dedik, olmadı”DEĞERLENDİRMEDiğer notlara bakıldığında yukarıda yer alan görüşmelerin Mustafa BALBAY ve İlhan SELÇUK tarafından yapıldığı,Açık kaynaklardan yapılan araştırma ve incelemenin genelinden ‘Şene’ olarak belirtilen şahsın dönemin Jandarma Genel Komutanı Mehmet Şener ERUYGUR (…) olduğu görülmüştür.Sonraki Sayfa >

TEPEDEKİNE BİRAZ DOKUNMAK LAZIM ARTIK’ 16.03.2009 ‘TEPEDEKİNE BİRAZ DOKUNMAK LAZIM ARTIK’“16 Ekimde Şenerle AOÇ'deki binada yemekli görüşme... başbaşa... bilgibelge... en tepedekini gerekirse aramıza alıp birlikte yürüyoruz havası verme. O ölü bile olsa ayakta ve bizimle göstermemiz gerekli... Güleni getirme girişimi olamaz. Bunların bir saniye verdiği zarar fazla..13 Kasım Perşembe.. Aynı yerde bu kez sadece neskafe... Bir saatten fazla...tepedekine biraz dokunmak lazım artık. Hafiften... Bunun ikisine gidişimizde bir duruşu vardı, hani sustalı maymun gibi..”DEĞERLENDİRMESöz konusu yazılarda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 13 Kasım’ın 2003 yılında Perşembe gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmelerin “16 Ekim - 13 Kasım 2003” tarihli olduğu değerlendirilmiştir.NECDET TİMUR: KORKARIM YİNE MECBUR OLACAĞIZ“10 Aralık Perşembe günü saat 10.00'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay BaşkanıOrgeneral Necdet Timur telefon etti-Bugün öğleyin yemek yesek, sizin de durumunuz uygunsa. Bizim komutan (KKK Org. Atilla ATEŞ) dışarıda. Benim için uygun bir gün..tamam' dedim..Saat 12.15'te KKK Dış girişinden beni özel araçla aldılar, komutana gittik. Önce odasında 15 dakika sohbet ettik..(…)13.45'e kadar sohbet ettikKonu başlıklarıyla konuştuklarımız-Mesut YILMAZ'a gümüş tepside başbakanlık verdik... Kullanamadı. Planlar bu yüzden tam yürümedi..-Baykal'ın ne yapmak istediğini tam olarak kestiremiyorum-Geniş tabanlı hükümet diyorlar. Böyle bir hükümet kurulursa bu, devlet olaraklarının dört koldan talanı demektir. Her parti kendine göre seçim propagandası için devleti kullanacak. Bu felaket olur.-Üstelik böyle bir hükümet, seçimden sonra da bir iki ay daha yürürlükte olacak-Partilere bakıyoruz, çoğunda muhatap olunacak kişi yok. Örneğin DYP, kiminle muhatap olursun ki-Nasıl bir hükümet kurulacak öngörmek güç. Düşürülmesi zamanlama olarak pek uygun değildi...Seçi-Bu koşullarda seçim hiçbir şeyi değiştirmez. Aynı istikrarsızlık olur. Ben daha kötüsünden endişe ediyorum-Fazilet Partisi tekrar iktirar olur mu? Ona tekrar hükümet verilir mi? Verilmez. Bu mümkün mü? olmaz..-İşte hükümet işlevini yerine getiremedi. Yılmaz'la olmadı... Yapabilseydi, FP'nin oylarını eritebilirdi... olmadı..-Seçimlerin mutlaka iki turlu olması gerekiyor. En azından yerel seçimlerin iki turlu olması şart. Bizde yüzde 20 ile iktidar olunuyor. Öteki ülkelerde yüzde 15-20 marjinal partilerin aldığı oy bu olur mu?-Seçim yasasında bu barajın da düşünülmesi lazım. Tartışılsın, yüzde 10'da kalmalı mı yüzde 5'lere inmeli mi? tartışmak gerekiyor.-Siyasi Partiler yasasında değişiklik şart. Milletvekili adayları Genel Başkanların iki dudağı arasında olmamalı. Bunu mutlaka değiştirmek gerekiyor. Mutlaka.-Korkarım yine mecbur olacağız... Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevleri arasında iç güvenlik de var..(…)DEĞERLENDİRMESöz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 10 Aralık’ ın 1998 yılına Perşembe gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “10 Aralık 1998” tarihinde yapıldığı,Açık kaynaklardan yapılan araştırmada Atilla ATEŞ’ in dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı, Kurmay Başkanı Necdet TİMUR’un ise Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Necdet Yılmaz TİMUR olduğu değerlendirilmiştir.DOĞU AKTULGA: KOMUTANIM BU İŞ SOPAYLA OLUR, ÖTEKİ YOLLAR BOŞUNA“15 Ocak 2000 salı günü, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla ATEŞ, Kurmay Başkanı Orgeneral Necdet TİMUR, Emekli Orgeneral Doğu AKTULGA ile öğle yemeğAtilla ATEŞ(AANecdet Timur(NTDoğu AKTULGA(DASaat 12.00'de NT'nin makamında buluşma. da orada... Dokuzuncu kata çıkış. Ankara ayaklar altında. çatı kat... üst düzey komutanlara hizmet veren yiyecek-içecek bölümleri... En uçta özel oda var... Oraya geçtik12.15'te AA geldi. koltuklardan masalara geçtik..Konulara göre görüşmMedy(AA, masaya oturur oturmaz ilk bu konuyu açtıAA- bu medya nereye gidiyor böyle... memlekette olup bitenlerin gerçek yönleriyle yansıtmıyorlar. Her ihaleden koku çıkıyor, dünyaya açılma diye herşey haraç mezat satılığa çıkarılıyor, bunların hiçbiri yok... Bu kişiler vatansever değil mi.. (olup bitenleri özetledim... devam ettiAA- Pek çok şeyden haberimiz vardı ama, bu kadarına pes... Peki nasıl adam olur bunlar? Böyle gidemez.NT- gazeteciler araba bir araya gelip, konuları tartışmıyor mu? Olup bitene müdahale etmeleri lazım..AA- Ben Kayseri'de konuşma yaptım. Çok önemli şeyler söyledim. Bir tek Cumhuriyet birinci sayfadan verdi. Ötekiler ya olanların farkında değil ya da vermek istemiyorlar..DA- Komutamınım Cumhuriyet de zaman zaman değişik yazılar çıkıyor. Onlara çok kızıyorum. İlhan bey sağlam, Cüneyt ARCAYÜREK doğruları yazıyor, işte sizler varsınız, o kadar..AA- Medyanın neyin ülke yaranına neyin zararına olduğunu ayırt etmesi gerekiyorLaiklikAA- Türk Silahlı Kuvvetleri bu konuda milim ödün vermez. Ancak işin merkezi meclis. önce meclis'in bu konuda duyarlı meclis olması lazım..DA- bu meclis mi komutanımAA- Evet bu meclis. Başka meclis yok. Meclis'in laiklik konusun artık tartışılır hale getirmekten çıkarması lazım.NT- Toplumda da bir suskunluk var. Arada bir canlanıyor o kadar. Soru- Herşey daha kötüye giderse, toplumun öteki kesimlerinde de beklenen canlanma olmazsa, Silahlı Kuvvetler ne yaparAA- Gereğini yapar. (biraz duraksayıp, yeniden) Yapar... TSK'ye sızmaya çalışıyorlar ama uzun yıllar bunu başaramazlar. Bizleri nasıl tanıyorsanız, en alttaki öğrenciler öyle. Onlara böyle eğitim veriliyor... İran'ın durumu belli, Suriye'yi biliyoruz, laiklik çok önemli..DA- Komutanım bu iş sopayla olur, öteki yollar boşuna..AA- (gülümseyerek) sen beni kötü yola iteceksin..NT- Komutanım sivillere söylenmesi gereken ne varsa, en açık biçimde söylüyorsunuz..AA- Evet, MGK'de inanın söylenecek en sert üslupla söylüyorum bunları. BALBAY: SİYASİLERİN TSK’YI İKİNCİ PLANA İTME PLANI DİKKAT ÇEKİYORSoru- Hassas bir konu ama...Herhangi bir kulis bilgisi alma kaygısıyla da sormuyorum... Biz yanlız kalmış gibi görünüyorsunuz... Kıvrıkoğlu, öteki Kuvvet Komutanları elbette laiklikte çok hassas. Ancak siyasilerin de TSK'yi ikinci plana itme planı dikkati çekiyor... Demirel, Kıvrıkoğlu'nu konuşma kürsüsünün arkasına alıyor, şık bir fotoğraf çıkmıyor... Dışarıdan görünen bu... Siz ne dersiniz(bir süre sessizlikAA- Sakın ola bunları bir yerde değerlendirmeyin... Söylediklerinizin tümünün farkındayız... Komutanın (Kıvrıkoğlu) böyle hareket etmemesi gerektiği yönünde değerlendirmemiz oldu... Örneğin cumhurbaşkanı bizi Iğdır'a çağırdı... Tüm komutanlar oradayız. Kürsüye çıkınca bize seslendi, yanıma gelin' dedi. Komutan (Kıvrıkoğlu) gitti. Ben gitmedim. Öteki arkadaşlar da yönelikler, arkadaşlar ben çıkmıyorum' dedim. Onlar da çıkmadılar. Kürsüde Demirel'le komutan oldu..yanlız laiklik konusunda TSK'den hiçbir kuşku olmasın.DA- Bu fazilet komutanım... hemen kapatılması gereken bir parti..(AA sustuNECDET TİMUR: ÖCALAN DA SİYASETİN BİR AYAĞI HALİNE GELECEKTerör-ülkenin geleceğAA- Herkes PKK bitti Hizbullah başladı diyor. Hayır, PKK da bitmedi. Şu anda bastırıldı o kadar. Kuzey Irak'ta tehdit unsuru olarak duruyorlar. Sonra bu HADEP'li belediye başkanlar... Diyarbakır belediyesinde Türkçe konuşmak yasak. Dışarıdan gelenler de Türkçe konuşursa işleri yapılmıyor. Kürtçe mecburi dil. Yani biraz daha güçlenseler ne yapacakları ortada..NT- HADEP'in ne yapacağı önemli..DA- Komutanım ben bu Öcalan'ın hala yaşıyor olmasını kabul edemiyorum. Vatan hainliğinin insan hakları mı olur. asılmalıydı..NT- Öcalan da siyasetin bir ayağı haline gelecek..(AA biraz sustu, konu değiştirdiAA- Bizi AB'ye aday yapıyorlar... Yunanistan dostluktan söz ediyor... Birşeyler değişiyor. Bizden istediklerini PKK terörüyle alamayınca başka yollar arayacaklar. Şimdi bunlar (AB), her konuda yedek politikalar geliştirirler, bir politika tutmadı mı, hemen yenisini sürerler... Çok, çok dikkatli olmamız lazım. Ama bu medya, Cumhuriyet'i ayrı tutuyorum, bunların farkında değil. Biz ne yapmamız gerektiğini tartıyoruz... Kayseri'de konuşuyoruz... Yer verilmiyor.. DA- Komutanım, bu demeçle olacak şey değil, sopayla..AA- (gülerek) Bugün kar yağacak..GüleAA- bu Gülen'i iyi tahlil etmek gerekiyor. Adam aylardır Amerika'da... Bunlar siyaseti ele geçirerek, hedeflerine ulaşmak istiyor..DA- en tehlikelisi..ATİLLA ATEŞ: ABD’NİN ÇIKARI NEREDEYSE GÜLEN ORADA OKUL AÇMIŞAA- bakıyorsunuz ABD'nin çıkarı neredeyse bunlar orada okul açmış..DA- komutanım üstelik bu okulları kendisi de açmıyor. Bizim dangalaklara açtırıyor. yani parayı da biz veriyor.. AA- Şimdi bunlar (şeriatçılar) ekonomik bir güç de elde ettiler. Artık işadamları, tüccarları var... Kimi iş alanları öyle ki, Gülen'in adamlarına para vermeyen ihale alamıyor... bu böyle gitmez..CumhurbaşkanlığAA- Benim gördüğüm şu... Bu Meclis Demirel'i seçmeye hazır değil. Demirel de çok istiyor... Ecevit, Demirel yukarıda olursa daha rahat yürüteceğini düşünüyor...Mesut YILMAZ'ın hesabı farklı.. DA- Yılmaz kendine oynuyor..AA- Yılmaz'ın iki aşamalı hesap yapıyor... Birincisi, anayasa değişikliğinin olmaması için çalışacak. Bu olmayınca, bakın olmuyor diyecek, adaylığını koyacak. İkincisi Demirel'in üç yıllık bir uzatmayla seçilmesini sağlayacak. Beş artı beş on olduğuna göre... Demirel yedi yıl cumhurbaşkanlığı yaptığına göre, geriye üç yıl kalıyor... Sonra bu Meclis'le kendisini seçtirecek... Hesabı bu görünüyor.. NT- Demirel de Meclis'e ödün veriyor... kıyak emeklilik falan.. DA- Bu memleket zaten gelir dağılımındaki dengesizlikten batacak... Milletin yüzde 40'ı aç, bunlar bir milyar emekli maaşı alıor..AA- Bu gidişle Demirel başka hatalar yapmak zorunda kalabilir... Yapacak... Öyle görünüyor..”DEĞERLENDİRMEAçık kaynaklardan yapılan araştırmada söz konusu görüşmenin yapıldığı dönemde beşer yıllığına aynı kişinin iki kez Cumhurbaşkanı seçilmesi konusu ve Avrupa İnsan hakları Mahkemesinin Abdullah ÖCALAN dosyası ile ilgili kararların yazılı basında yer aldığı görülmüştür.
BALBABALBAY: 28 ŞUBAT DİYORSUNUZ AMA BU KEZ ATILACAK ADIM SONUÇ ALICI OLMALI“31 Ekim Pazar günü saat 16.00-19.00 arasında KKK'da KKK Kurmay Başkanı Org. Necdet TİMUR ve Emekli Orgeneral Doğu AKTULGA ile sohbeNecdet TİMUR(NTDoğu AKTULGA(DAMustafa BALBAY(MBDurum SaptamasNT- Ne oluyor, nereye gidiyoruz, duruma nasıl bakmak gerekir, ne yapmak gerekir bir konuşalım dedik. Toplumda bir umutsuzluk var. Geçen gün ben kumaşçım var, ona uğradım, neredesiniz efendim' diyor bana, siz düzeltirsiniz bunu' diyor..MB- Evet siyasete güvensizlik yerleşiyor..NT- Ne yapmalı, mesela 28 Şubat benzeri bir girişim mi olmalıMB- 28 Şubat devam ediyor deniyor ama... Durum da ortada... Bence irtica o günlerden daha fazla mesafe aldı.. DA- Evet evet ben de onu diyorum..NT- İşte nasıl bir şey yapmalı, mesele orada.. MB- 28 Şubat benzeri durum diyorsunuz, ama bu kez atılacak adım sonuç alıcı olmalı, süreye yayılınca görünen ortada.. AKTULGA: 28 ŞUBAT YETERİNCE İLERİ GİTMEDİDA- Ben de onu diyorum... Bence de... Zaten 28 Şubat yeterince ileri gitmediEskiler-YenileMB- Benim dikkatimi çeken bir şey var. Kıvrıkoğlu Paşa da 28 Şubat bin yıl yaşayacak diyor, ama Karadayı dönemiyle bugünkü dönem arasında yüzde yüz çakışma yok gibi..NT- Yok... Öyle.. DA- (NT'ye dönerek) bak görünüyor işte.. NT- Karadayı'nın ekibi çok kuvvetliydi. Bu iş biraz takım oyunu... Biri karar alacak, öteki uygulayacak, bir diğeri olanı takip edecek, bir başkanı plan-program üretecek..BALBAY: GENELKURMAY’IN TAKINDIĞI TUTUM KARŞI TARAFI CESARETLENDİRİYOR OLMASINMB- Laiklik konusunda ödün verileceğini düşünmüyoruz, ama Genelkurmayın takındığı yeni durum, karşı tarafı cesaretlendiriyor olmasın.. NT- Karadayı döneminde aktif politika uygulanıyordu. Örneğin sizlerden biri aradığında Özkasnak çıkıyor, gerekeni söylüyordu... Kıvrıkoğlu paşa pasif siyaset uyguluyor. Dışa kapalı. Gazetecilerle diyalog kesik... Böyle olunca da depremde adım atınca, gazetecilerle tam olarak buluşamıyorsun... MB- KKK Atilla ATEŞ paşanın görev süresi uzayabilir deniyor.. NT- Hayır, bağrımıza taş basarız onu yapmayız. (DA'yı göstererek) bakın en değerli komutanlarımızı emekli ettik... TSK'da o olmaz... Ama şunu da söyleyeyim, Ateş paşadan sonra bir boşluk geliyor..MB- Ama laiklikten ödün verecek bir boşluk olmaz sanırım bu.. DA- Olmaz, olamaz... üstte boşluk olsa, altı var..Cumhuriyet'in DurumMB- Eski-yeni dönem dedik de, biz yeni dönemde Cumhuriyet'e karşı bir soğukluk hissediyoruz.. NT- Var..MB- Örneğin brifinge çağrılmadık..NT- Bak onu duydum ne kadar üzüldüm. Olmaz böyle şey... Ama bana söylediler ki, hata ettik. Yaptıklarının doğru olmadığını söylediler... Sonra düzeldi ama.. DA- Yaa Türkiye'de tek gazete cumhuriyet... Laiklikte, Atatürkçülükte üstüne var mı, nasıl yaptılar böyle bir şeyi...NT- Komutanı bazen çevresi etkiler.. DA- Tabii cumhuriyet'in içinde bazı çatlak sesler de var.. NT- Evet var, oo şey, Toktamış ATEŞ, Oral ÇALIŞLAR, Aydın ENGİN, yani bunlar bazen ne diyorlar bilemiyorum... Bazen de Attila İLHAN... İnanın yazılarını sonuna kadar okuyamıyorum..MB- Tabii asıl olan geminin rotası, sotada bazı değişik isimler olabilir..NT- Elbette öyle... Biz zaten Cumhuriyet'i onlarla değerlendirmiyoruz‘BU İŞ ENİNDE SONUNDA ORDU TARAFINDAN ÇÖZÜLECEK’Ne yapmalıDA- Bu işin eninde sonunda ordu tarafından çözülecek... Ben böyle görüyorum NT- Biz bir şey söyleyince de bozuluyorlar... Faşist ordu falan diyorlar. Toplumun öteki kesimleri doğruları söyleyince de bu oluyor. Mesela Vural SAVAŞ, gayet güzel koydu olayları... Adama yapmadıklarını bırakmadılar MB- Savaş parlamentoya yüklenince hemen kenetlendiler. Ama toplumda savaş haklı diyenlerin sayısı az değil.. NT- Belki az değil, ama adamı yalnız bıraktılar..DA- Ben Atatürkçü Düşünce Derneğine gireceğim. Orada bir ışık görüyorum. MB- 430 şubeleri var, güçlü bir örgüt... ama işin merkezi parlamento..NT- ADD falan tamam da bu CHP ayağa kaldırılmalı... Mesela Ecevit'ten sonra ortada DSP diye bir parti kalmaz. Bu adamlar dağılırlar. Buradan 30-40 kişilik bir çekirdek çıkabilir... Ona bakmak lazım.. DA- Ama asıl toplumu ayağa kaldırmak lazım... Bizim millet tembel kolay kolay ayağa kalkmaz. Bakmayın siz o karşıdakilerin arada toplu eylem yaptığına, parayla yapıyorlar. Anadolu'da işsiz güçsüz adam mı yok. Topluyorlar, haydi İstanbul'a gideceğiz. Şu şu sloganları atacaksınız. Araba bedava, yemek bedava diyorlar. bizim toplum bedavacı.. NT- Bu iş asıl medyayla olacak. Bazan ben medyayı da anlayamıyorum... Neler oluyor..MB- Bugünlerde olup bitenlerin yanında orman kanunları Roma Hukuku kalır. Artık medya gücü kalmadı, güçlerin medyası var.. NT- Mesela bu Aydın DOĞAN, yok CNN ile işbirliği yapıyor... Nedir bu gidişMB- Çok uluslu şirketlerle ortak hareket ediyor. Bu şirketlerin Orta Asya'ya da bu ortaklıklarla gideceği söyleniyor... Hükümetle de müttefik oldular..NT- Evet hiç eleştirmiyorlar. Sözleşmiş gibi köşe yazarları da övüyor.Ecevit-DemireMB- Tabi önümüzdeki günlerdeki asıl tartışma cumhurbaşkanı konusunda..NT- Demirel istiyor... yapacak..MB- Ne yapacak NT- En azından görev süresi yarım uzar... İş oraya gidiyor. Hükümetle çok iyi oynuyor. FP'yi de cebine koyabilir.. KARADAYI’YA ‘BAŞBAKAN ERBAKAN’LA KONUŞMA’ UYARISIMB- Yeri gelmişken, Kıvrıkoğlu'nun da Kosova'da Bakü'de hemen Demirel'in yanında yer alması biraz manidardı..NT- Orada çerçeveye girmeyecekti... Adam nutuk mu çekiyor, sen git Kosova'daki birliği denetle... Bakü'deki garnizonu ziyaret et... Aynı kareye girmesi pek olmadı... Tabi bu Demirel başka bir yapı... Allah kimseyi onun etkisi altına sokmasın. Adamı et gibi çürütürDA- Biz Karadayı zamanında, Erbakan başbakanken onunda yakın görünmesini bile eleştirirdik. Birinde Anıtkabir'e giderken, sohbet ettiler. Karadayı gülerek Erbakan'a birşeyler anlatıyordu. Mesele yaptık. Olmaz dedik NT- Karadayı da adam Başbakan, o kadar da konuşmayacak mıyım demişti.. DA- Olmaz... biz de olmaz dedik..‘DEMİREL ÇEKER BİTİRİR ADAMI’NT- O günler tabii... Karadayı bazen Köşk'e çıkar, bambaşka biri olarak gelirdi. Etkilerdi onu... Dedim ya Allah kimseyi onun etki alanına sokmasın. Çeker bitirir adamı.. MB- Ecevit'le ne kadar gideceği konuşuluyor..NT- Gitmez... Zaten yarım çalışıyor. Esasen bu parlamentonun bir şey yapması zor. Vural SAVAŞ söyledi açık açık... Mesut YILMAZ'la da olmaz. Neyi niçin diyor anlamıyorsunuz.. MB- Cumhurbaşkanlığı için Mesut YILMAZ'ın da hazırlandığı söyleniyor, İsmail CEM de adı geçerlender.. NT- İsmail CEM korkaktır. Bu tür büyük adımlar için cesareti yoktur. Başka adlar olabilir..DA- Ben Kemal YAMAK adını attım, ama Necdet hemen Özal'ın sekreteriydi dedi. doğru.. MB- Demirel'le Ecevit de iyi anlaşıyor. Ecevit evet dedi mi Demirel'in dediği olur.. NT- Tabii siyasette neler değişir belli değil. Belki bu hükümet düşer. MHP, ANAP, Fazilet'ye başka bir hükümet kurar... Bir başka durum, bu parlamentonun ömrü ne kadar olur, o belli değil. bir yıl daha taşıyamayabilir..Pkk-ÖcalaMB- Öcalan'ın geleceği, PKK'nın durumu hakkında ne düşünüyorsunuzNT- zaten gerilla hareketi siyasi bir harekettir. Şimdi diyorlar ya, siyasallaşacak diye... Bu tür hareketlerin zaten çıkış şekli siyasidir. Ama zaman PKK'nın lehine işliyor. Bu işler uzadı mı terör örgütünün lehine işler..MB- Peki ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuzNT- Yasalar ne diyorsa o...MB- Bir taraftan da çekiliyoruz diyorlar.DA- Bakmayın siz ona... Ben o bölgede görev yaptım... Biz bu savaşı zaman zaman hatalar yapmamıza rağmen bir yere getirdik. Şimdi terörle mücadeleyle bölgenin kalkınmasının birlikte gitmesi lazım. Adam senin dozerini yaktı mı bir tane daha koyacaksın. Onu da mı yaktı, bir daha... Yılmayacaksın. Şimdi önce terör önlensin sonra yatırım diyorlar... olmaz... MB- Bazı hatalar derken, neyi kastediyorsunuz.. DA- Canım geçti artık... yani her devlet bazı gizli operasyonlar yapar... Ama bunları Ağar gibi beceriksizlerle neyi niçin kullanacağı belli olmayan kişilerle yapmayacaksın.. NT- ABD de birşeyler yapmaya çalışıyor. Adam çekti 36. Parelele çizgiyi. O çizgi Kürdistan'ın güney sınırıdır. bunu böyle görmek lazım..Ordu-Solcular-İrticacılaMB- Geçen gün bize 12 eylülde teğmenken yüzbaşıyken solcu olduğu için ordudan atılanlar geldi... Ordunun bugünkü durumunu, Türkiye'nin sorunlarına bakışını onaylıyorlar. Önyargıyla bakmıyorlar. bana ilginç geldi..NT- O dönem bazı şeyler oldu tabi..‘SOLCULAR ORDUDAN ATILDI MI GİDER, ÖTEKİLER İFTİRA EDER’ DA- Bu solcular diyelim ordudan atıldı mı, birşey demezler, toparlanır giderler. Ama ötekiler öyle değil. Çok aşağılıktır onlar. Attın mı, atmadık çamur bırakmazlar, iftira ederler..NT- Biz irticacıları atıyoruz, ama FP'li belediyeler hemen onlara iş buluyor. Adamların biri açıkta değilÇevik BİNT- Bu medyanın yaptığı... Biraz evvel Çevir BİR'le konuştum. Hürriyet'e o beyanatı vermemiş... Sedat ERGİN'le bir kez yemek yedim. O galiba kendisini biraz öne çıkarmaya meraklı... Çevik Amerika'dayken bu anonsları verdiler. Biz şaşırdık. Dün akşam komutanlarla bir vesileyle bir aradaydık. Herkes Çevik'e bozuk. Bir ben, yapmamıştır, bir de kendisini dinleyelim dedim. Çevik sadece AB'yle ilişkilerimizin geleceğini anlatmış onlar nerelere götürmüş. Çevir, derhal Aydın DOĞAN'ı aramış. Bunu düzeltmezseniz basın toplantısı yapar, açıklarım demiş. Sonra Ferai TINÇ'ı aramış. Sen ne yapmak istiyorsun, niyetin de demiş.. DA- Çevik de biraz heyecanlı..NT- Evet heyecanlı, o var tabii... Biz Çevik, Ben, Doğu Paşa, Hava Kuvvetleri Komutanı aynı devreyiz...”DEĞERLENDİRME

Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 31 Ekim’in 1999 yılında Pazar gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “31 Ekim 1999” tarihinde yapıldığı değerlendirilmiştir.

Paylaş |



0 Yorum - Yorum Yaz


Mustafa Balbay’ın tartışılan günlüklerine ilişkin bütün başlıklar    17.03.2009
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət