Ana səhifə

I. BÖLÜM: temel kavramlar diL, KÜLTÜr ve iletiŞİM


Yüklə 4.86 Mb.
səhifə7/29
tarix25.06.2016
ölçüsü4.86 Mb.
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   29

KONUŞMA KAYGISI

Birçok insan bir grubun önünde konuşmak zorunda kaldığında belli bir düzeyde kaygı duyar; aslında, topluluk önünde konuşmak birçok insanın en büyük korkusudur. Konuşma kaygısı neredeyse sakatlık bırakan bir korku ile hafif bir titreme hissi arasında değişen farklı boyutlarda yaşanabilir.

Konuşma kaygısının en yaygın belirtileri şunlardır: titreme, terleme, midede ani kıpramalar, ağız kuruluğu, hızlı kalp atışı ve gıcırtılı ses.

Konuşma kaygısını tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmazsa da ondan başa çıkmak hatta bu kaygıyı kendi yararınıza kullanmanın çeşitli yolları vardır.

Konuşma kaygısı yaşamak normaldir. Bir konuşma ya da sunum yapmak zorunda kaldığımız zaman deneyimli bir konuşmacı olsanız bile neredeyse herkes bu kaygıyı, sinir gerilimini yaşar. Rahat kendinden emin görünen konuşmacılar sadece kendi kaygılarını nasıl ele alacaklarını ve performanslarını bunu kullanarak nasıl artıracaklarını kendi deneyimleriyle öğrenirler.

Kaygılarınızın çoğunu izleyiciler göremezler. Kontrolsüz bir titreme hissedebilirsiniz ancak seyirciler muhtemelen bunları anlamayacaklardır. Neden kaygı duyduğunuzu ya da nasıl sinirlendiğinizi bilirseniz gerçekten bundan güven duygusu kazanabilirsiniz.

Seyirciler başarılı olmanızı ister. Acemi konuşmacılar yaygın bir şekilde seyircilerin onlara karşı son derece eleştirel bir durum takındıklarını ve onların başarısız olmalarını istediklerini düşünürler. Bu çok nadir bir durumdur. Bir izleyici kitlesinin üyesi olduğunuzu, bir yerde bir konuşmacıyı dinlediğinizi düşünün. Konuşmacının başarısız olmasını ister misiniz? Muhtemelen istemezsiniz. Aslında seyirciler olarak bizler konuşmacıları destekleriz. Oraya giderek konuşmacıyı dinlerken beklentilerimiz ondan bir şeyler öğrenmektir. O anda bilgi açlığımızı gidermekten zevk almak, heyecan yaşamaktır. Bu durumda bir konuşmacı olarak sizi dinleyen izleyicileri sizden bilgi öğrenmeye gelen birer öğrenciniz olarak algılamanız doğru olur.

Kaygı konuşma ilerledikçe azalır. Konuşma kaygısı (anksiyetesi) genellikle konuşmanın öncesinde ve başında çok kötüdür. Çoğu insan izleyici karşısında kaygısını azaltmak ve güven duygusunu arttırmak için öncelikle bu konuda bilgilenmeyi önemserler ve bilgi sayesinde kaygılarını azaltırlar ve güven duygusunu artırırlar.



Konuşma Kaygısı İle Başa Çıkmanın İpuçları

Sinirliliğinizin nedenini tanımlayınız. Bir konuşma ya da sunum yapmak istediğinizde neden/nasıl sinirlediğinizi/kaygılandığınızı yazın. “Aptal görüneceğimden korkuyorum.” gibi duygu, his ve ifadelerle korkularınız, kaygılarınızı derinleştirmeyin. “Konuşma esnasında önemli bilgileri unutacağım.” gibi kendi geleceğinizle ilgili kehanetlerde bulunmayın.

Aptal görünmem için ne yapmam gerekir? Bununla size söylemek istediğimiz şey gerçekten korkuyor olabilirsiniz. Ama unutmayın aptal görünmeği başarmak da zordur.

Korkuyorsanız size konuşma pratiğiniz için oldukça yeterli bir zaman ayırmanızı tavsiye eder ve bol bol konuşmanız üzerinde uygulama yapmanızı önerebilirim. Bu bol pratik sayesinde konuşmalarını unutmayacağınızı, nerede hangi ulama, vurgulama, boğumlama ve tonlamaları yapacağınızı bildiğinizde kaygılarınız azalacak, kendinize güven duygunuz artacaktır.

İlgi alanınıza giren bir konu seçin. Biz her zaman seçtiğimiz konu hakkında konuşmayız. İlginizi çeken bir konuyu seçerseniz, araştırmanız için zaman kullanımı size daha kolay gelecektir ve ilgilenmediğiniz, önemsemediğiniz bir konu üzerinde konuşma ya da sunum yaparsanız bu umurunuzda olmayacaktır. Kendi seçtiğiniz zevk aldığınız konularda coşkuyu yakalayıp konuşma sırasında bunu görüntülemeniz ve izleyiciye bu hissettirmeniz daha kolay olacaktır.

Konuşmanıza erken ve iyice hazırlanın. Konuşmaya son dakika hazırlanmanız kaygıyı artıracaktır. Konuşmanızı hazırladıktan sonra uygulama yapın! Gerçek sunumunuzdan önce en az 7 ya da 10 defa sunumunuzu kendi kendinize sunu yaparak uygulayın. Konuşmanızın ana noktalarını belleğinize yerleştirdiğinizden emin olun. Konuşurken kendinizi aynada izleyin, jest, göz teması, beden dili uygulamalarını yapın bunların toplum için uygun görünüp görünmeyeceğine karar verin. Arkadaşlarınızla ya da aile üyelerinizle konuşma üzerinde geri bildirim için onlara sorular sorabilir ve jest, mimik, göz teması ve beden dili konusunda konuşmanın akışı içerisinde nerede hangi tavrı takınacağınıza karar verin. Video, ses kayıt araçları ile hem görüntünüzü hem de sesinizi kaydedebilir ve bunları dinlerken nerede ulama, vurgu, tonlama, kavşak, ezgi ve nasıl boğumlama tonlaması yapacağınızı belirleyebilirsiniz. Sunum için size verilen zaman sınırını bir süreölçer ile kontrol edin ve kullanacağınız zaman sınırından emin olun. Böylece sizin için ayrılan zaman süresi içinde kalmanız mümkün olabilecektir ve uygulamalar sırasında her yaptığınız uygulamada gerekli değişik ve düzeltmeleri yapabilirsiniz. Gerçek bir seyirci önünde zamanın sizin için daha hızlı geçeceğini unutmayın. Konuyu bilin. Seyircinin konu ile ilgili sorabileceği soruları ve bunlara vereceğiniz doğru cevapları ve bilgiyi sunmak için önceden hazırlanın, bunun için kendinizi seyirci yerine koyarak, “Seyircilerin arasında olsaydım, konuşmam ile ilgili ne tür sorular sorardım?” şeklinde duygudaşlık kurabilirsiniz. Bunlar büyük ölçüde kendinize olan güveni arttıracak ve konuşma kaygınız azalacaktır.




Kaygı; bedenin ve zihnin, gerçek ya da hayali, tehdit ya da tehlike algısıyla oluşan bir durumudur. 

Kaygının belirtileri






Konuşma kaygısı ile başa çıkılabilir







Kaygı belirtileri fark edilemediğinden başkaları tarafından görülemez


Dinleyiciler sizin başarılı olmanızı ister.






Duygularınız tanımlayın







Konuşma öncesi hazırlıklar

Konuşma uygulamaları yapın

Konuşmanın ana noktalarını belleğinize alın

Kendinizi aynada izleyin

Jest, mimik gibi beden dili uygulamalarınızı belirleyin

Göz teması kurmanın önemini anlayın

Sesinizi kaydedin ve ulama, vurgu, tonlama, kavşak, ezgi ve nasıl boğumlama tonlaması yapacağınızı belirleyin






Hata yapmaktan korkmayın





Gerçekçi belirtileri ayarlayın. Hiç kimse mükemmel değildir. Topluluk önünde konuşma konusunda tecrübeli olan konuşmacılar bile hata yapabilir. Kendiniz kusursuz bir konuşma yapacağınız konusunda aldatmayın, “Eğer konuşma metninde yerimi kaybedersem, yavaşça konuşma metnini kontrol edip konuşmama devam edeceğim.” Ya da “Küçük hatalar benim konuşmamı berbat edemez.”.

Olumsuz düşünceleri olumlu fikirlerle değiştirin ve olumlu görselleştirme yapın. Olumsuz düşünceler kaygıyı arttırır. Bir olumsuz düşünce ile olumlu bir düşünceyi yer değiştirebilmek için hemen olumlu alternatifleri aklınıza getirin. Örneğin, “Konuşmamı unutup orada ayakta durup kendimi rezil edeceğim” yerine, “Ben konuşmamla ilgili iyi bir araştırma yaptım, doğru bilgilere sahibim.”, “Konuşmamla ilgili nerede nasıl sorular sorulabileceğini biliyorum ve bunun için gerekli cevapları verebilirim.”, “Konuşmam üzerinde o kadar uygulama yaptım ki adeta koşuya hazırlanan bir sporcu gibi ipi göğüslemeye hazırım.” diyebilirsiniz. Sporcular, müzisyenler ve diğer sanatçılar bu tür görüntüleme ve görselleştirmeleri yaparak kendi performanslarını artırırlar. Kendinize güvendiğiniz, başarılı bir şekilde konuşma yapacağınız ile ilgili kendinizle olumlu mesajlar iletin.

Deneyim kazanmaya devam edin. Konuşma ile ilgili kaygılarınızla mücadele etmenin en iyi yollarından biri, konuşma deneyimi kazanmaktır. Konu önünde konuşma yapma fırsatlarını hemen değerlendirin. Sınıfta konuşma yapmak ve katılan gruplar içinde sunumu yapmak için gönüllü olun. Konuşma becerilerinizi bilemek için kendinize izin verin.

Konuşma günü…

Egzersiz: Konuşma yapacağınız gün egzersiz yapmanız kaygı ve stresinizi azaltacaktır.

Rahatlama teknikleri kullanın. Basit rahatlama teknikleri kaygınızı azaltmanızı ve elinizdeki göreviniz üzerine yoğunlaşmanızı sağlar. En yaygın rahatlama tekniklerinden bazıları şunlardır. Derin nefes alarak nefesi içinizde bir süre sıkma, kasalarınızı rahatlama ve huzurlu bir sahne görüntülemesi.

Korkuyu Kabul edin ve onu başarınız için kullanın. Konuşma kaygısını yaşamanın normal olduğunu kabul ederek sinir üzerindeki gerilimlerinizi konuşma esnasında vurgu ve tonlamalarda heyecan arttırıcı coşku yaratmak için kullanmak zorunda olduğunuz gerçeğini kabul edin. Korkudan kaynaklanan adrenalini konu hakkında jestleri ve coşkuyu güzelleştirecek şekilde kullanın. Unutmayın en iyi konuşmacılar bile sinirlenir ve gerilim yaşarlar ama kendi çıkarları için bunları kullanırlar.

Kendiniz güven içinde hissedeceğiniz giysiler giyinin. Çoğunuzun içerisinde kendinizi rahat hissedebileceğiniz kıyafetleriniz vardır. Bunlar bir konuşma ya da sunu yapmanız için uygun giysiler olmalıdır. Seyirci önünde durarak onlarla göz teması sağlayabileceğiniz doğru duruşu ayarlamalısınız ve doğru mesajı söz, duygu, jest, mimik, bakış ve beden dili mesajlarıyla uyumlu bir şekilde sunmaya daha önceden uygulamalarda belirlediğiniz şekilde sunacağınız konusunda hazır olduğunuzla ilgili kendinize olumlu mesajlar verin, başarılı olduğunuzu zihninizde görselleştirin. Konuşma sırasında elbisenizi ve saçlarınızı ayarlayarak konuşma kitlenizi daha konuşmanızın başında kesinlikle rahatsız etmeyin.

Kendinizden emin bir şekilde güvenli hareketlerle izleyicilere kaygılarınızı gizleyin. Vücudunuzdaki sinir geriliminin, stresin ve kaygının aslında yüzünüze yansımadıkça seyirciler için bunların görünmez olduğunu unutmayın. Eğer kendinizden emin hareket ederseniz seyircileri etkileyebilirsiniz. Seyircileri orta noktadan başlamak üzere sağınızdaki ve solunuzdaki grupları gözlerinizle tarayın, kendinizden emin bir şekilde onları etkilediğinizi düşünün. Bu doğru bir dairevi bir hipnotik telkindir ve seyirci kendine güven konuşmacılara saygı duyduklarını ve saygıyı olumlu ve güvenli bir duruşla artıracağınızı unutmayın. Konuşma üslubunuz seyirciye de güven verirse olumlu bir geri bildirim alacağınızdan ve bunun sonucunda size olan saygısının devamlı bir şekilde yükselerek doruk noktasına ulaşacağından emin olun. Acemi konuşmacılar yaptığı yaygın bir hatadan sonra sinirli olduğunu hemen seyircilere beden dili mesajlarıyla aktarırlar. Unutmayın seyircilerden hiç kimse sizin orada başarısız olmanız istemiyor, son derece başarılı bir konuşmayla onları etkileyeceğiniz beklentisiyle oraya gelmişlerdir. Onlar sizi eleştirmek için orada toplanmış değiller. Hatalarınızı küçük esprilerle kaygınızı azaltacak şekilde ortadan kaldırmalı ve izleyicileri rahatsız etme eğiliminde olmadan başarılı olma istek ve arzunuzu yoğunlaştırarak içinizdeki enerjiyi coşkuya dönüştürün.

Kalabalık içerinde dost yüzler bulun. Konuşma sırasında kalabalık içerisinde uygun olduğunda gülümseyen, başını sallayarak sizinle aynı fikirde olduğunu belirten, olumlu tepkiler ortaya koyan bir iki kişiyi seyirciler arasında bulun sadece onlarla karşılıklı sohbet ettiğinizi düşünün. Kendinizi sinirli, stresli hissettiğiniz ve kaygıya kapıldığınız anlarda hemen bu insanlarla göz teması kurun. Onların dost yüzleri size cesaret verecektir.

Kaygınızı gizlemek için yollar bulun. Ağzınızı kurursa, orada duran su bardağı ile ağız kuruluğunu gidereceğinizden emin. Eğer aşırı terliyorsanız, hedef kitlenizin bunu fark etmemesi için terinizi göstermeyecek kıyafetler giymeyi tercih edin. El sallayarak, uygun yerlerde beden dili mesajları kullanarak, bunları kaygınızı gizlemek için maske olarak kullanabilirsiniz.



Olumlu telkinler kullanın






Konuşma günü yapacaklarınız








Konuşma sırasında yapacaklarınız












Konuşma kaygınızı azaltmanın diğer bir yolu, kişisel performansınız açısından konuşma sırasında ifade tekniğinin kendi içerisindeki yapılanmayı bildiğinizden ve bu tekniği konuşmanızın akışı sırasında uygulayabileceğinizden emin olun:

  1. Neden

  1. Neden için detay her şeyden önce, ilk, ilk olarak…

2. neden

2. neden için detay ikinci olarak, ikinci…

3. neden

3. neden için detay son olarak, nihayet, en sonunda, sözün kısası….

Topluluk önünde konuşma başarısı için bir adım-adım ilerleyin, topluluk önünde konuşma başarınızın kariyerinizi de belirleyeceğinden emin olun. Topluluk önünde konuşma kaygınızın olmaması ve topluluk önünde konuşabileceğinize dair güven duygusu hayatınızı da değiştirebilir. Kolayca iş bulmanızı sağlar, işinizde zam veya terfi almanızda yardımcı olur. Satıcı iseniz, daha yüksek bir satış yapabilir, kaliteli dostlular kurabilir ve hayat arkadaşınızı seçkin topluluklar arasından seçebilirsiniz. Fikirlerinizi yaymak, işinizi geliştirmek ve uzak görüşlülüğünüzü geliştirmenizde size yardımcı olur. Ayrıca bildiklerinizi, insanlar hakkında hissettiklerinizi karşınızdaki insanlara kolay bir şekilde aktarabilir ve bu konuda kendi başarılarınızı hayat hikâyelerine dönüştürerek bunları sunabilirsiniz.

Etkili bir sunum hazırlama tekniklerini bilmeniz konuşma kaygınızı azaltacak önemli adımlardan biridir. Etkili bir sunum nasıl hazırlanır, hedef kitleyle doğru iletişim nasıl kurulur, anlatımda güçlü bir beden dili nasıl kazanılır, kurku, stres, kaygı ve çatışmanın üstesinden nasıl gelinir, amacınıza uygun bilgiler nasıl organize edilir, fikirlerinizi destekleyecek sunularda görsel tasarımlar nasıl hazırlanır. Soru-cevap tekniği açısından güvenle oturumlar nasıl ele geçirilir vb. tekniklerde bilgi sahibi olmak konuşma kaygınızı azaltır, geriye kalan kısmını konuşmanız açısından nasıl avantaja dönüştüreceğini öğrenmiş olursunuz.

Tek düze bir ses tonuyla konuşmayın.

Parazit sesler çıkarmayın

Bazı cümleleri gereksiz tekrarlamayın

Ne çok çabuk ne de yavaş konuşun



Mehmet BİLGEHAN

Konuşmanın kuralları vardır






2. YAZMA

Yazma, öğrencilerin bilgilerini birbiri ile ilişkili olan birçok cümleyi dilbilgisi kurallarına uygun olarak art arda sıralaması gereken uzun süreli bir süreç eylemidir. Yazma eylemi kendi içinde okuma, düşünme ve düzgün ifade etme becerilerini içerdiği ve uygulaması zor bir eylem olduğu için öğrenciler bu etkinlik türünden uzak durma eğilimi içindedirler. İnsanların uzak durduğu, yapmaya korktuğu eylemlerde hata yapma oranlar yüksektir. Brillant (2005), öğrencilerin geçmiş dönemde yazma ile ilgili hata yaptıklarında eleştirildikleri ve gururlarının kırıldığı için kendilerini yetersiz hissettiklerini ve yazılı anlatım dersinin kişisel yetersizliklerini ortaya çıkaracağını düşündüklerini belirtir. Yazılı anlatım dersinin öğrenciler tarafından böyle algılanması onların kişisel gelişimlerini, ifade becerilerini olumsuz yönde etkilemekte, bu durum da öğrencilerin hayat boyu etkili bir yazılı iletişim becerisi kazanmalarına engel teşkil etmektedir.



Myklebust (1973), yazma becerisi gelişmemiş öğrencilerin genellikle karmaşık cümle kurduklarını ve bunların da gramer hatalarından oluştuğunu belirtir. Graham ve Harris (1989), yazma becerisi tam gelişmemiş bireylerin yazmış oldukları cümlelerin daha kısa, yazım kurallar ve sözcüklerin doğru yazım açısından daha fazla hatalı olduğunu söylerler. Öğrencilerin duygu ve düşüncelerini etkili ve işlevsel bir şekilde ifade etmeleri için gerekli alt yapıya sahip olmalar gerekmektedir. Onların eleştirel düşünmeleri, düşüncelerini düzgün ve belirli bir sıra düzeni içinde ifade etme becerilerini kazanmaları yazma eğitimini iyi almaları ile doğru orantılıdır. Bireylerin okuduğunu anlayamaması, onlar üzerinde analiz sentez yapamaması, düşünememesi ve düşündüğünü etkili bir şekilde ifade edememesi, o toplum için çok büyük bir eksiklik oluşturmaktadır. Çağdaş eğitim yaklaşımlarının başında gelen yaşayarak öğrenme ilkesi, yazma eğitiminde kendisini göstermektedir. Çünkü yazma eğitimi kendi içinde eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, araştırma becerisine sahip olma, problem çözme becerisini elde etme, Türkçeyi güzel kullanma gibi etkinlikleri bir arada organize etme gereğini ortaya koyar. İnsanların gördüklerini, düşündüklerini, yaşadıklarını, hayallerini, isteklerini amacına uygun bir şekilde ifade etme becerisi kazanmalar, onların akademik ve sosyal hayatta daha başarılı olmalarına zemin hazırlamaktadır. İyi yazma, gençler için bir fikir değil, zorunlu bir eylemdir. Okuduğunu anlama ve yazma beceresi sivil hayatta ve iş hayatında başarılı olmanın en önemli unsurlarının başında gelmektedir. Teknolojinin zirveye ulaştığı günümüzde gerek sözlü, gerek yazılı olarak her gün yüzlerce kişi ile birçok iletişim kurma mecburiyeti vardır. Graham ve Perin (2007), etkili yazmanın Amerika da hem devlet sektöründe hem de özel sektörde hayatî önem taşıdığını, reklâm ve pazarlamada etkisini direkt gösterdiğini söylemektedirler. Yazarlar, toplumun etkili yazma taleplerinin sadece profesyonel iş ile sınırlı olmadığını, bunun sekreterlik, hükümetteki danışmanlık pozisyonunu destekleme, inşaat, üretim ve hizmet endüstrisi gibi bir çok alana kadar genişlediğini, devlette ve özel sektörde görev yapanların yüzde otuzunun işleri ile ilgili temel yazma becerilerini kazanmaları için eğitime alındığını, özel sektörün bu e itim için yılda yaklaşık 3.1 milyar dolar, devletin 221 milyon dolar harcadığını ifade etmektedirler.

Yazma; duyguların, düşüncelerin, isteklerin, tasarıların yazılı olarak ifade edilmesidir. Türkçe öğretiminin önemli bir alanını oluşturan yazma, bilgiden çok becerileri gerektirmektedir. Bu beceriler ise uygulama ile kazanılır. Okuma gibi yazmanın da insan yaşamında önemli bir yeri vardır. Duygu, düşünce ve hayallerini açık ve anlaşılır olarak yazma, çeşitli zihinsel becerileri gerektirir. Öğrencilere bu beceriler yoluyla düşüncelerini sıralamayı, sınırlamayı, düzenlemeyi, yazma amacını belirlemeyi ve kuralları uygulamayı öğrenmeleri için fırsat geldikçe uygun zamanda yazma etkinlikleri yapılmalı.

Sever (2004: 24), yazmayı, duyduklarımızı, düşündüklerimizi, tasarladıklarımızı, görüp yaşadıklarımızı yazı ile anlatma olarak tanımlamış ve yazmanın konuşma gibi başkalarıyla iletişim kurmanın, kendimizi anlatmanın bir yolu olduğunu vurgulamıştır. Keçik ve Subaşı (2001: 63) yazmayı, konuşma gibi verici bir dilsel etkinlik olarak nitelendirmişlerdir. Göğüş (1978: 235), yazmanın konuşma gibi bir anlatım yolu olduğuna değindikten sonra yazmanın konuşmadan ayrı beceriler gerektirdiğini dile getirmiştir. Yazmayı, duygu, düşünce ve isteklerin yazılı işaretlerle iletilmesi olarak tanımlayan Yangın (2002: 116-117) ise, yazı ile verilen mesajın okuyucu tarafından doğru ve eksiksiz anlaşılması için, yazarın mesajını hangi sözcüklerle ifade edeceğini, nasıl düzenleyeceğini ve kurallara uygun bir şekilde yazmasını bilmesinin gereğine işaret etmiştir.

Yazma becerisinin bilgi birikimi ve dili etkili kullanmayı etkili kullanmayı gerektirdiği göz önüne alınarak bu sürecin dinleme-izleme, konuşma dil bilgisi etkinlikleriyle desteklenmeli. Uzun bir süreç olan yazma becerisinin kazandırılması ve istenen amaçlara ulaşılması için çeşitli ve özendirici yazma uygulamaları yapılmalı. Düşünceleri, yaşantıları, gözlemleri kurgusal bir bütünlük içinde temellendirerek dile getirmeyi yazmanın amaçları arasında sayan İpşiroğlu (2007: 23-24), bugün birçok ülkede okullarda verilen yaratıcı yazma derslerinin amacının, yazar yetiştir­mekten çok, insanın kendi içindeki yaratıcı gizilgücü bulmasını sağlamak olduğunu belirtmektedir.

Öğrencilere temel dil becerilerini edindirme ve bu becerileri bulundukları yaş ve sınıf düzeylerine uygun bir seviyede geliştirme, öğrenme ve öğretme sürecinin en ön­celikli hedefidir. Çünkü anlama, kavrama, ilişki kurma, yorumlama, analiz, sentez vb. üst düzey zihinsel beceriler doğrudan veya dolaylı olarak okuma, dinleme, konuşma ve yazmadan oluşan temel dil becerileriyle ilişkilidir. Öğrenme ve öğretme süreci etkinliklerinde istenilen hedeflere ulaşma ve hedef kitleye belirlenen kazanımları edindirme, bu becerilerin belli bir düzeyde gelişmiş olmasına bağlıdır.

Yazma eğitimi, amaçlı bir eğitim etkinliğidir. Yazma eğitimi, konu seçiminden ortaya konulan çalışmaların değerlendirilmesine kadar öğrencilerin etkin olduğu, öğretmenin rehberlik yaptığı dinamik bir süreci gerektirmektedir. Öğretmen, yazma çalışmasından önce öğrencilere genel bir açıklamada bulunması, yazma tekniklerini hatırlatması ve yazma sırasında dikkat edecekleri diğer noktaları hatırlatması gerekir. Tema ile uyumlu, işlenen metinle bütünlük oluşturacak bir konuyu öğrencilerle birlikte belirleyerek yazma çalışmasına başlaması gerekmektedir. Yazma sırasında konuda üzerinde durulan noktaya farklı açılardan bakmalarını, düşünceyi geliştirme yollarından yararlanarak her paragrafta konunun bir yönüyle işlenmesi gerektiğini, yazıda duruma göre farklı anlatım biçimlerinin kullanılabileceğini, anlatılan konuyla ilgili önemli kişilerin sözlerinden alıntılar yapılabileceğini ve paragraflar arasında anlam bütünlüğünün önemli olduğunu öğrencileriyle paylaşması gerekmektedir.

Yazma eylemi bildirişim amaçlıdır. Yazan kişinin okuyucusuna iletmek istedikleri vardır. Yazma sürecinde, yazan kişi, öncelikle yazma amacını, yazma konusunu, okuyucu kitlesini saptar. Daha sonra yazar, çeşitli tasarımlar yapmaya başlar. Düşünceler yazıya döküldükten sonra gözden geçirilir, sözcükler ve cümle yapılarıyla oynanır, düşünceyi en yetkin biçimde iletecek sözcükler ve yapılar seçilmeye çalışılır. Kimi zaman metin örüntüsünde (paragrafların yapısı ve sıralanışı) değişiklikler yapılır. Kimi zaman da yazma öncesi ve yazma sonrası gözlem yapılır, kaynaklar karıştırılır, notlar çıkarılır. Bu doğrultuda yazılanlar gözden geçirilerek ekleme ve çıkarmalar yapılır. Kısacası metin yeniden üretilir. Yazma öğretiminde süreç yaklaşımı, yazma eyleminin gereği olan tüm bu etkinlikleri sınıf ortamına taşır (Çakır, 2003: 33-34).

Öğrencilere yazma kurallarını uygulama, planlı yazma, farklı türlerde metinler yazma, kendi yazdıklarını değerlendirme, kendini yazılı olarak ifade etme alışkanlığı kazandırma yazım ve noktalama kurallarını kavrama ve uygulama ile ilgili etkinlikler yapılmalı.

Yazma becerisi özellikle okuma becerisiyle doğrudan ilişkilidir. Öğrencilerin yazma becerilerini geliştirmeleri sürekli okumalarına, yazmalarına, yazdıklarını incelemelerine, tartışmalarına ve beğendikleri anlatımları bularak kullanmalarına bağlı olduğun dikkate alınarak yazma çalışmalarında gereğinden fazla zorlama yapılmamalı.

1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   29


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət