Ana səhifə

Tbmm tutanak Hizmetleri Başkanlığı


Yüklə 253.5 Kb.
səhifə4/4
tarix26.06.2016
ölçüsü253.5 Kb.
1   2   3   4

AHMET İYİMAYA (Ankara) – 90’ıncı madde.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Evet, şimdiki 90’ıncı madde ama bu anayasada tabii farklı bir madde olacak.

Bunu yazdık, bu konuda hemfikir de olduk. Dolayısıyla, biz burada “kanun” dediğimiz zaman zaten bu kanun hem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası belgeleri kapsayacak hem de iç hukukta kanun ya da kanun hükmünde kararname olarak çıkarılan mevzuatı kapsayacak. O nedenle bunun ayrı ayrı yazılmasına kanımca gerek yok ama sizin hassasiyetinizi anlıyorum, bu anlamda da bu hassasiyeti paylaşıyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Arz edebilir miyim?

FARUK BAL (Konya) – Biz külliyen karşıyız buna.

Bir: Ulusal ya da uluslararası hukuka göre suç teşkil eden emir. Bir defa “suç” dediğimiz kavram ceza kanunuyla ilgilidir. Ceza kanunlarının “yer itibarıyla uygulaması” dediğimiz evrensel bir hukuk kaidesi vardır. “Yer itibarıyla uygulama” dediğimiz olay da ülkenin sınırıyla ilişkilidir. Yer itibarıyla uygulamanın doğurduğu yetki sorunları vardır, uluslararası yetki sorunudur. Bunun dışında bir de “kanunlar ihtilafı” dediğimiz, devletler hukukunda bir durum vardır. Bunun içine de ulaşabilecek -başka bir hukuka göre suç teşkil edebilir, bizim hukukumuza göre etmez; bizim hukukumuza göre eder, başka bir hukuka göre etmez- bu kadar girift bir hâle getirilecek bir konu değildir bu konu. Bu, ileride, sevk amacının dışında çok garip olaylar da yaratır Türkiye’de. Örneğin -güncel olsun diye söylüyorum- Yunanistan’da veya İsviçre’de -aklıma geldi- Ermeni soykırımını tanımayanlar…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – İnkâr edenler…

FARUK BAL (Konya) – …inkâr edenler suç…

O kadar yabancıyım ki bu konuya demek ki cümleyi bile toparlayamadım.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Zamanla, zamanla…

FARUK BAL (Konya) – Şimdi, bu neye göre suç? Fransız hukukuna göre suç, İsviçre hukukuna göre suç, daha sırada birkaç ülke de daha var.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Arjantin…

FARUK BAL (Konya) – Arjantin’de var.

Türkiye’de bir insan o suç kapsamında bir fiilde bulundu. O zaman, bunun gereğinin yerine getirilmesi emir olarak verildiğinde bunu uygulamayan adamı siz içeri mi atacaksınız?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Sadece Fransız olanı uygulamak zorunda değiliz. Biz, uluslararası hukuk derken yani uluslararası sözleşmeleri, akitleri, genel ilkelerini… Yoksa haklısınız, haklısınız yani bir ülkenin, Fransa’nın iç hukukunu getirip bize uygulayalım demiyoruz.

FARUK BAL (Konya) – Yani “uluslararası hukuk” dediğimiz kavram ceza hukuku alanında uluslararası olmaz. Ceza hukuku alanında ülkenin hangisinde hangi fiil suç olarak tanımlanmışsa orada geçerli bu. Bu “kanuniyet prensibi” dediğimiz temel hukuk kuralıdır.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Faruk Bey, sanıyorum burada Meral Hanım’ın söylediği uluslararası hukukun ceza hukukuna ilişkin genel ilkeleridir.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Genel ilkeleri ve teamüller, oluşan teamüller.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Aslında bunların çok büyük bir çoğunluğu bizim iç hukukumuzda var ama sanıyorum dediği o yani yabancı ülkelerdeki ceza hukukuna ilişkin normlardan çok bu genel ilkeler.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – O zaman buna gerek yok.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – O mu acaba yoksa Uluslararası Ceza Mahkemesi statüsüyle ilgili olan şeyler var, o mu özellikle nokta…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yani burada özellikle, bakın, atıf yapmamamızın “uluslararası hukuk” dememizin altındaki sebep şu: Hiçbir ülkenin iç hukukunu yani Fransa gibi, Almanya gibi, Amerika gibi kendi ceza kanununu falan kastetmiyoruz yani ulusal üstü teşkilatları. Mesela, UCM -Türkiye taraf değil ama şu anda- konusunda geniş bir meşruiyet var, kabul var yani birçok ülke imzalamış; ABD, Türkiye ve benzeri birkaç ülke dışında. İşte AİHS gibi…

DÇ. DR. SELİN ESEN – Anayasa’nın da mı üstü?

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Anayasa’da referans var.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Anayasa’da referans var.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Evet, evet; referans var. Yani, bu uluslararası hukuk derken geniş tutmamızın sebebi iç hukuk atfı değil, uluslararası sözleşmelerle, akitlerle, ülkelerin iş birliğiyle ortak oluşturdukları sözleşmeler ve uygulanan hani bir de teamül var, gelenek var. Mesela, AİHM’in belli konulardaki kararları.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Teamül falan değil ki.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Mesela… “Hukuk” derken geniş tuttuk, bilerek geniş tuttuk yani.

FARUK BAL (Konya) – İzin verir misiniz? Meral Hanım, ben…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Bence Rıza Hoca meseleyi uluslararası kapsamına oturtsun, geçelim.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Tabii ki “Uluslararası ceza hukuku” diye bir dal var. Bu uluslararası ceza hukukuna hangi suçlar girer diye baktığımız zaman Roma statüsü var işte yani uluslararası ceza muhakemesini kuran Roma… Oradaki burada sözü edilen suçlar insanlığa karşı işlenen suçlar. Soykırım, savaş suçları filan, bu gibi suçlardır. Ha, bunların tanımı var, koşulları var filan… Yani bunlar zaten bizim ceza hukukumuzda da vardır. Onun için burada yani ulusal ya da uluslararası hukuka göre suç teşkil eden emir… “Ulusal” dediğiniz zaman bu zaten var, kanuna aykırılık unsuru zaten bunu kapsıyor yani kanuna aykırılık zaten bu suçları da kapsıyor, onun yanında ona ihtiyaç yok gibime geliyor ama uluslararası hukuka göre suç teşkil eden… Bu zaten teamüli niteliktedir yani teamüli nitelik… Yani, siz Uluslararası Ceza Mahkemesi statüsüne, Roma statüsüne taraf olsanız da olmasanız da teamüli hukukla bağlısınız. Yani, bunu “Ben bağlı değilim, Roma statüsüne taraf değilim.” diye uluslararası mahkeme önünde ileri süremezsizin. O nedenle “uluslararası hukuk” burada kalabilir gibime geliyor.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Hayır, yani taraf olmadığımız için mesela, Roboski’ye ilişkin yapılan başvuru reddedildi Uluslararası Ceza Mahkemesinde. Çok doğrudan bağlantılı gibi görünmüyor ama…

FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, teknik bir konu arz edeceğim, izin verir misiniz?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Meral Hanım’ın bittiyse…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bitti, bitti.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Buyurun.

FARUK BAL (Konya) – Şimdi, Meral Hanım’ın ve Rıza Bey’in söylemlerindeki eksik ya da yanlış şu: “Uluslararası hukuka göre suç” diye bir suç yoktur. Uluslararası belgelerde tanımlanmış, sadece ismen tanımlanmış fiiller vardır. Örneğin, savaş suçlusu. Savaş suçlusu nedir? Her ülkenin kendi kanununda tanımladığı suçtur. Dolayısıyla “uluslararası suç” dediğimiz kavram ya da “uluslararası hukuka göre suç teşkil eden kavram” diye bir kavram olmaz, bu da anayasa hukukunun dili olmaz. Bu nedenle bunun buraya konulması yanlış. Kastedilen, uluslararası teamüle göre, teamülün gereği olarak mahkemelerin atıfta bulunduğu sözleşmeler ve uluslararası belgelerdeki ilkeler uygulansın diyor isek o takdirde Anayasa’nın mevcut 90’ıncı, bizim çalışmamıza göre de Anayasa hükmü değerinde olan bir durumdur. Dolayısıyla burada tekrarlanmasının şeyi yok, onlar da bizim iç hukukumuz hâline gelmiştir. İç hukukumuz hâline geldiğine göre burada tekrar yazılmasının anlamı yok.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Başkanım, bir de hemen biz görüşümüzü arz edelim.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Buyurun.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, değerli arkadaşlar, yine aykırı gelecek benim konuşmam ama ileri bir… Ben anayasacılara yine soruyorum: “Kanunsuz emir” diye bir kategori herhangi bir anayasada yer almakta mıdır? Benim bildiğim, modern anayasalarda yok. Bunun hukuktaki karşılığı “hukuka uygunluk nedenleri”dir. Türkiye’de de tek doktora tezi Selim Kaneti’nindir, yayımlanmamıştır. Ölümünün de 20’nci yılında ancak yayımlandı, daha yeni yayımlandı. Bunun adı hukukun…

FARUK BAL (Konya) – Hayrola Ahmet, ne oldu? Ben koptum da onun için soruyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Diyorum ki: “Kanunsuz emir” kurumu bir anayasa sorunu değil, bunun adı “hukuka uygunluk nedenleri”dir. Ceza Kanunu’na bakın, vardır. İşte, “meşru müdafaa hâli” şu, bu… Bu da kanunsuz emir, bir kategori, bir anayasa sorunu değil; bir.

İki, eğer anayasa sorunuysa -ki biz de öyle algıladık, 1961 Anayasası’nda girdi bize bu kanunsuz emir- düzenleme aşağı yukarı şeydir yani hem 1961 Anayasası’na hem 1982 Anayasası’na muvazi bir düzenleme yapmak, hele Barış ve Demokrasi Partisinin teklifinde olduğu gibi “ulusal ya da uluslararası hukuka göre suç teşkil eden” ibaresini koydunuz mu katılmadığınız sözleşmeler yoluyla iç hukuka Anayasa’nın 38’inci maddesine aykırı olarak -suç kurma tekeli, para cezaları hariç, yasama organıdır bizde; 38’inci madde- yasama organını dolanmış oluruz Anayasa yoluyla. Anayasa’nın verdiği yetkiyle anayasal paradoks üretmiş oluruz. Doğru da değil. Belki, illa konacaksa Farukçuğum, katıldığımız uluslararası veya tanıdığımız kurullar, ulusal üstü kurullar diye ama ben…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Gerek yok, zaten…

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Sayın Başkan, Adalet ve Kalkınma Partisine göre -benim anladığım- hiçbir şey anayasa sorunu değil. O zaman ben şöyle bir öneri getiriyorum: Biz anayasa yapmayalım, hatta 1982 Anayasası’nı da yürürlükten kaldıralım, her şeyi kanunlarla halledelim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değil Hocam ya. Hocam, ben bir şey soruyorum size, çok masumane bir soru.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Anayasa sorunu nedir efendim?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – O kadar masum değil diyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, çok masumane bir soru soruyorum: Şu modern anayasalardan bir tanesinde kanunsuz emri anayasa sorunu hâline getiren bir örnek verin; vardır, 5 vardır, 6 vardır, 7 vardır. Ben bireysel olarak diyorum zaten, partisel olarak konuşmuyorum arkadaşlar yani ben bir açı ortaya…

DÇ. DR. SELİN ESEN – Sizin partinizin önerisi var mı?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Var benim efendim, bağlıyor benim partimin görüşleri… Burada ileri bir müzakere…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Ali Hoca, partinizin görüşünü mü, şahsınızın görüşünü mü?

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Şimdi efendim, genel olaraktan bir şey söylemek istiyorum: Anayasaların tabii ki bir genel prensipleri vardır, modern anayasaların üç aşağı beş yukarı içeriği bellidir, düzenleyeceği alanlar bellidir ama ülkelerin ihtiyaçları da burada son derece önemlidir. Bizde kamu görevlileriyle ilgili güvencelerin Anayasa’ya alınmasının gerekçesi neyse kanunsuz emre ilişkin hükmün gerekçesi de benzerdir. Aksi takdirde devletin bir hukuk devleti olmasının yolunu kapatmış oluruz. Nitekim, bırakınız “kanunsuz emir” konusunu, mahkemenin iptal hükmünün uygulanmaması gerektiği yolunda, uygulanmayabileceği, böyle bir teamül oluştuğu yolunda…

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Bakanlar Kurulu prensip…

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – …Bakanlar Kuruluna öneride bulunan profesör unvanlı meslektaşlarımız –maalesef- olabildiği gibi Bakanlar Kurulunun da bu anlama gelen kararlar alabildiğini gördük. Onun için böyle bir hüküm bizim Anayasa’mız açısından, bizim ülkemizin şartlarında elzemdir efendim.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Evet, bizimkini… Meral Hanım, “ulusal”ı çıkarmaya gerek var mı?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – “Ulusal”ı çıkaralım.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Evet, “uluslararası hukuka göre…” “ulusal”ı çıkaralım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Ama o zaman sanki dışlamış gibi oluyor.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Israr ediyorsanız böyle getirin.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – İyi, hadi böyle kalsın.

Tamamdır arkadaşlar.

FARUK BAL (Konya) – Bir dakika, bitmedi Başkan, (3)’üncü fıkramız var bizim.

KANUNLAR KARARLAR BAŞKAN YARDIMCISI İBRAHİM HALİL TAVAŞ – Başkanım, (1)’deki şeylerde giderilmedi efendim daha. (1)’inci fıkradaki kırmızılar…

FARUK BAL (Konya) – (1)’de biz CHP’yle “kamu görevlileri ve diğer kamu personeli” diye anlaştık değil mi? Ona göre düzeltin o zaman.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Mavileri yeşile çevirmek mümkün sanıyorum.

FARUK BAL (Konya) – Selin Hanım, geçen defa “memurlar ve diğer kamu görevlileri” kavramında anlaşmıştık sanıyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Biz “çalışanlar” dedik, evet.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Biz “kamu çalışanları” diye değiştirdik orayı.

FARUK BAL (Konya) – Anlaştık, itiraz etmeyin çünkü her zaman oyun bozuyor.

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Denetsel bütünlük sağlamak yani.

FARUK BAL (Konya) – Tamam, o zaman, Özcan, bizim, kırmızıya boyalı “memurlar ve diğer kamu görevlileri” kısmı var ya, “CHP, MHP bu konuda...” Mavileştir onu.

KOMİSYON UZMANI ÖZCAN ALTAY – Bu konuda yok efendim.

KANUNLAR KARARLAR BAŞKAN YARDIMCISI İBRAHİM HALİL TAVAŞ – Burada, bu maddede Sayın Bakanım…

FARUK BAL (Konya) – Bu maddede anlaştık, şimdi anlaştık işte.

“Kanunsuz emir” (1)’inci fıkraya geç.

AKP “çalışanlar” diyor, BDP “kamu personeli” diyor…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Hayır, biz de “kamu çalışanları” diyoruz.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Faruk Bey, burada, isterseniz…

FARUK BAL (Konya) – “Herhangi bir sıfatı” çıkarıyoruz o zaman değil mi? “Herhangi bir sıfat”a gerek yok.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Yok, hayır.

FARUK BAL (Konya) – O “herhangi bir sıfatı” çıkar.

DÇ. DR. SELİN ESEN – “Çalışan” diyelim, “çalışmakta olan” demeyelim. Faruk Bey, kısaltalım, “çalışan” diyelim.

YRD. DÇ. DR. ABDURRAHMAN SAYGILI – “Memurlar ve diğer kamu görevlileri çalışmakta olan…” bir tuhaf oluyor.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Olmaz.

“Memurlar ve diğer kamu görevlileri…”

FARUK BAL (Konya) – “Memurlar ve diğer kamu görevlileri üstlerinden aldığı emri…” “Üstlerinden” yalnız, çoğul olacak o. “Memurlar ve diğer kamu görevlileri üstlerinden aldığı emri kanun hükümlerine aykırı görürse…” Onu “kanuna aykırı görürse…”

DÇ. DR. SELİN ESEN – Burada araya girebilir miyim?

FARUK BAL (Konya) – Şu “kanun hükümleri” yerine “kanuna aykırı…”

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Başkana soracaksınız, Başkana.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Şimdi siz öz yönetim dediniz, tabii sizi tamamen biz ekarte ettik.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – O kadar da öz değil.

FARUK BAL (Konya) – Atillacığım, şu “kanun hükümlerine aykırı olarak” diyor, “kanuna aykırı görülürse”

DÇ. DR. SELİN ESEN – Yalnız, biz burada sadece kanun demiyoruz Faruk Bey yani yönetmelik, tüzük, kanun veya anayasa.

ATİLLA KART (Konya) – Onu da ekledik yani önerimize ekledik, kırmızı olarak duruyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kanun ya kanun.

FARUK BAL (Konya) – “Kanuna aykırı görürse” diye bir yap, oraya gelelim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman başlığı da değiştirin. “Kanunsuz emir” olmaz ya.

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Şimdi, “kanun” terimi bunu karşılar.

FARUK BAL (Konya) – Karşılar.

DÇ. DR. SELİN ESEN – “Karşılar.” diyorsunuz ama yazılmasında… Yani, siz şunu diyorsunuz: Kanun yazılmışsa zaten alt normlar haydi haydi kanuna uygun olmak zorundadır ama bunun bu şekilde yazılmasında bir sakınca yok yani onu biz de biliyoruz, söylediğinizi ama yani burada tek tek ifade edelim, üstelik anayasaya da koyalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Teamüllere aykırılığı da yazalım Hocam.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Hadi toparlayın, kapatacağız.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Anayasayı hantallaştırıyoruz ya.

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Bu “üstünden aldığı emri…” yani tekil kullanılabilir orada.

FARUK BAL (Konya) – “Memurlar ve diğer kamu görevlileri üstlerinden aldığı emri…”

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Yani tekil de olabilir o, “üstünden” yani memurların üstü olur.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Burada “kanun” derken bağlayıcı olan…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mevzuattır ya, mevzuat anlamındadır.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Memurluğu bağlayan kurallar. Bunlar madde madde olarak yönetmeliğiyle, tüzüğüyle, kanunuyla, anayasasıyla…

FARUK BAL (Konya) – O “üstlerinden”i de tekil yap, “üstünden”

Bu da bitti hayırlısıyla.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Haydi, Allah, memlekete, millete…

FARUK BAL (Konya) – Dur, daha bir madde daha var. YÖK var, YÖK.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Hayır, YÖK bugün olmaz.

KANUNLAR KARARLAR BAŞKAN YARDIMCISI İBRAHİM HALİL TAVAŞ – Başkanım, şimdi, partilerin önerilerini işledi Özcan. İsterseniz herkes kontrol etsin de bir itiraz var mı, bir yanlışlık var mı diye?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Caizdir.

FARUK BAL (Konya) – Ne dedin İbrahimciğim?

KANUNLAR KARARLAR BAŞKAN YARDIMCISI İBRAHİM HALİL TAVAŞ – Başkanım, önerileri işledik, yanlışlık falan olmasın…

FARUK BAL (Konya) – “Herkes kendi önerisine baksın.” diyorsun.

KANUNLAR KARARLAR BAŞKAN YARDIMCISI İBRAHİM HALİL TAVAŞ – Estağfurullah efendim.

FARUK BAL (Konya) – Bakarız.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Özcan Bey orada “üstü” diyoruz ya, biz mesela “amir” diyoruz onu. Daha oturaklı bir…

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Ya ne fark eder?

FARUK BAL (Konya) – “Amir” olmaz ya, “amir” olmaz Hocam. Yani “amir” ağırlıklı olarak belirli bir şeyi kavrar, “üst” dediğin zaman her yer…

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ama hiyerarşik…

FARUK BAL (Konya) – Ama üst, her şeyin üstü olur.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ama hiyerarşik açıdan yani.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Üstüdür, hiyerarşik açıdan üstüdür.

FARUK BAL (Konya) – Şimdi, iki tane memur, biri kıdemli, diğerinin amiri değil. Değil mi? Üst dediğimiz zaman daha kolay.

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Şimdi, bu “üst” kelimesi…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Şimdi, arkadaşlar yazın, “amir” yazın, ne olacak ya? Hocam kırk yılın başı bir şey istemiş.

DÇ. DR. SELİN ESEN – Kıdem açısından birbirinden farklı olan ama amir olmayıp iki memur arasında…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – “Amir” deyince en üstü kastediyorsunuz.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Hayır, o, emri verir, bu kapsamda değil ama o iş.

FARUK BAL (Konya) – Hocam, “üst” dediği zaman, bir kademe üstü. Hangi şeyde olursa olsun…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – İlla en üstü olması gerekmiyor yani.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ama “amir” dediğimiz zaman da emir vermeye yetkili olan kişidir astı açısından yani bizim kastettiğimiz şey o.

FARUK BAL (Konya) – Yetkisiz adam verdi, işte “kanunsuz emir.” yetkisiz kişi verdi.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Yetkisizinkini zaten yerine getiremeyiz.

FARUK BAL (Konya) – İşte yani yetkisiz.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Oradaki içerikle ilgili mesele. Bu maddede düzenlenen verilen emrin hukuka aykırı olup olmaması veya kanuna aykırı olup olmamasıdır. Veren kişi ile ilgili bir şey yok bunda, kurul yok.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Ya neyse, istiyorlarsa “amir” yapsınlar.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ama yani “üstü” diye koyduğunuz zaman… “Üst” diyelim ona mesela, cümleyi o şekilde düzeltsek daha iyi olur.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – “Üstünden aldığı…” ama…

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ama “üstü” falan diyorsunuz yani o çok…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – “Üstten” mi diyelim?

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ancak “üst” tamam ama biz hep “amir” üzerinde kurguladığımız için yani.

FARUK BAL (Konya) – Yani altından olmayacak Hocam, mutlaka üstünden olacak.

KANUNLAR KARARLAR BAŞKAN YARDIMCISI İBRAHİM HALİL TAVAŞ – Yusuf Hocam, şimdi en son kalsın mı şu şekilde, yoksa çıkaralım mı?

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Kalsın ama yani “amir” olsa daha iyi olur ama çok şey durmuyor, onu belirtelim. “Üstü” ifadesi…

FARUK BAL (Konya) – Yani, maksadı ifade etmeye uygun “üst” kelimesi, bence maksadı doğrudan ifade edebiliyor ama “amir” kelimesi belki kulağa hoş geliyor ama tereddüt yaratıyor.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Şimdi biz, ben şahsen idare hukuku dersi anlatırken hep “amir” kullanıyorum. Genellikle böyle şey var yani bir doktrin var, onun için yani.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Salı günü buluşmak üzere…

FARUK BAL (Konya) – Yarın yok değil mi? Var mı yarın?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yarın öğleden sonra diye karar verilmişti.

FARUK BAL (Konya) – Yarın öğleden sonra?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – 14.00 diye biliyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – 14.00 öğleden sonra…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Sizin öneriniz de 14.00, MHP’nin önerisi…

FARUK BAL (Konya) – Yarın öğleden sonra biz Sayın İyimaya’yla beraber, Sayın Atilla Bey’le beraber –pardon, Rıza Bey’in rızasını almamıştım- Rıza Bey’le beraber…

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Nereye?

FARUK BAL (Konya) – Beraber Avrupa Birliğine doğru gideceğiz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Ee, Sayın Önder yok mu yani o programda?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Çağırdık seni ama gelmemişsiniz ya.

FARUK BAL (Konya) – Gitmemişsiniz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Hayır, yarın geleceğim, yarınki şey de benim programım… Yarın 15.00’te.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – He, o işte. Var değil mi? Tamam.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Biz bunu şey diye konuştuk: Ya uzman arkadaşların devam etmesinden bir mahzur yok diyorsanız yarın yapacağız yoksa Sayın Altan Tan’ın eşi umreden dönüyor, o orada, Ayla arkadaşımız bölgede. Dolayısıyla, böyle bir şey var diyorsanız öğleden…

FARUK BAL (Konya) – O zaman yarın…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Yarın yapmayalım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yok, yok; yarın yapalım.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – E, nasıl edelim?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Hayır, geçen hafta konuştuk.

FARUK BAL (Konya) – Yarın uzmanlar toplansın.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Uzmanlar toplansın o zaman.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Hayır ama yani bizim mazeretimiz yok, kabul ettiler deminden beri.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, niye? Birer tane varız. Bizim için sorun yok, sizden birisi…

Rıza Bey, yarın siz mi geliyorsunuz?

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Hayır, belli değil.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ha, o da belli değil.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Avrupa Birliğine beraber gitmezsek…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onu diyorum işte, diyorum ki Avrupa Birliğine gitmeyenimiz buraya gelsin.

FARUK BAL (Konya) – Kapatalım.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Peki, toplantıyı kapatıyorum.



Kapanma Saati: 16.26

1   2   3   4


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət