Ana səhifə

1. Grup Seminer Programı 27. Eylül. 04 09. 30-11. 00 Proje uygulama,izleme değerlendirme


Yüklə 0.87 Mb.
səhifə3/12
tarix25.06.2016
ölçüsü0.87 Mb.
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

Signature of Expert:


Signature of Project Co-ordinator for approval : -----------

Name and Signature of the

Representative of the EC Delegation for approval : ----------------
Date: ---------------

www.stgp.org
“Proje Hazırlarken Yalnız Değilsiniz” tıklayınız

“İyi Örnekler” tıklayınız




EĞİTMEN : METİN KONCA



  1. Sivil Toplum Kuruluşlarında Örgütsel Yönetim

Başlıktan da anlaşılacağı gibi, konu geniş ve kapsamlı; süremiz ise oldukça sınırlıdır. Sınırlı süremizi, en yüksek verimle kullanabilmek için, bazı kabullerden ve varsayımlardan yola çıkmak zorundayız. Özellikle örgütsel yönetimin temel işlevlerinden birini oluşturan finansal yönetim alanında -ki dersimizin odak noktasını oluşturacaktır- bu zorunluluk daha da önem kazanmaktadır.


En temel varsayımımız, programa katılan tüm arkadaşların Dernekler ve Vakıflar Hukuku, vergi hukuku, genel muhasebe, tek düzen hesap planı, bilanço, gelir tablosu, bütçeler vb. hakkında genel ve temel bilgilere sahip olduklarıdır. Süremizi verimli ve yararlı biçimde kullanabilmek için, bu konularla ilgili teknik ayrıntılara girmek yerine, uygulamada önem taşıyan ve STK’ların saydamlığı ve hesap verebilirliği yönünden üzerinde özellikle durulması gereken hususlara öncelik verilecektir. Doğaldır ki, konunun akışı içerisinde yeri geldiğinde ya da bir soru yöneltildiğinde, bu temel bilgilere de yer verilecektir.
Sivil Toplum Kuruluşları genel başlığı altında topladığımız yurttaş girişimleri hukuksal yapılarının farklılığından –Dernek veya Vakıf oluşu -ya da tüzel kişiliklerinin bulunup bulunmadığından bağımsız olarak birer örgütsel yapı oluştururlar. Üye ya da destekçi sayısının azlığı-çokluğu, çalışma alanlarının darlığı-genişliği, uluslararası ilişkilerinin varlığı-yokluğu, bu örgütsel yapıların niceliksel büyüklüğünü etkilemekle birlikte, örgütsel yönetimin temel ilkelerinde bir değişikliğe yol açmazlar.
Örgüt yönetiminin temel belgelerinin başında, ana sözleşme, tüzük, resmi senet gibi adlarla anılan ve örgütün bir anlamda anayasasını oluşturan belgeler gelir. Özellikle tüzel kişilikleri olan örgütlerin kuruluşu için bu belgeler zorunludur. Bu belgelerde, örgütün adı, adresi, kuruluş amacı, yönetim biçimi, gelir kaynakları, sona erme biçimi vb. hususlar yer alır.
İkinci temel belge, örgüt şemasıdır. Örgüt şemasında, işlevler esas alınarak, örgütün kimler tarafından, hangi yetki ve sorumluluklar bağlamında yönetileceği gösterilir. Örgüt şemaları, Yönetim Kurulunca onaylanır; koşullar gerektirmedikçe değiştirilmez.
Örgüt yönetiminde önemli araçlardan biri de yönetmelik ve yönergelerdir. Yönetmelikler, örgüt yönetiminin ana alanlarındaki genel düzenlemelerdir. (Personel Yönetmeliği, Performans Değerlendirme Yönetmeliği, Muhasebe Yönetmeliği, Satınalma Yönetmeliği, İş Gezileri Yönetmeliği vb.)
Yönetmelikler, Yönetim Kurulunca onaylanarak yürürlüğe girerler.
Yönergeler ise, yürütme organınca, daha özgül alanlardaki uygulama kurallarını belirlemek amacıyla hazırlanırlar. (Yazışmalarda, ödemelerde, idari izinlerde vb. uyulacak kurallar)
Görev Tanımları da, örgüt yönetiminin önemli araçlarından biridir. Her kademedeki çalışanın, ana görev, yetki ve sorumlulukları bu belgede tanımlanır. Bu belgeler, yönetim süreci içerisinde, zaman zaman gözden geçirilir, ilgilisinin de görüşü alınarak değiştirilir/geliştirilir.
Yukarıda kısaca değindiğimiz yönetsel düzenlemeler, örgüt yönetiminin altyapısını oluşturmaya yöneliktir. Bu düzenlemeler iyi bir örgüt yönetimi sağlayabilmek için gerekli koşulu oluşturmakla birlikte, kendi başlarına yeterli koşulu oluşturamazlar. Yeterli koşulun oluşması, söz konusu düzenlemelerin yaşama geçirilmesindeki beceri ve başarıya bağlıdır büyük ölçüde. Bu beceri ve başarının düzeyi de örgütün kurumsallaşmada katettiği yolun göstergesidir bir anlamda.
Kurumsallaşma, yalnız STK’ların değil, neredeyse bütün örgütsel yapıların ana sorunudur ülkemizde... Sıkça üzerinde durulup bolca sözü edilmesine karşın, kurumsallaşmayı başarabilmiş kurumların sayısı bir hayli sınırlıdır.
Yukarıdaki kısa açıklamalarımızdan da anlaşılacağı gibi, kurumsallaşmayı çok genel anlamda, yönetimde kişisel tercih ve öznel yaklaşımlar yerine, ilkeler ve kuralların egemen olması biçiminde tanımlayabiliriz. İlkeler ve kuralların egemenliği ise, hangi unvana ve otoriteye sahip olursa olsun her kademedeki yetkilinin/çalışanın ilke ve kurallara saygılı olmasına ve onları dışlama çabası içinde olmamasına bağlıdır.
Bütün genellemeler yanlıştır; bu da dahil” sözüne karşın, toplumsal yapımızın ve geleneksel yönetim – iktidar paylaşımı anlayışımızın kurumsallaşmaya pek de yatkın olmadığı söylenebilir.
STK’ların örgütsel yönetim açısından, hem avantaj, hem de dezavantaj olarak algılanagelen bir olanağı/farklılığı da gönüllü yönetimidir. Özellikle geniş üye tabanına sahip STK’ların, sürekli kafa yordukları, ancak çoğunluğunun işlerliği olan bir çözüm üretemedikleri bakir bir alandır gönüllülük kurumu...
Örgütsel yönetimin temel araçlarına ve sorunlarına ilişkin bu kısa ufuk turundan sonra, daha özgül bir alana, finansal yönetim konusuna geçebiliriz. Bu başlık altında, daha kapsamlı olarak ele alacağımız için yukarıda özellikle değinmediğimiz, STK’ların kronik sorun alanlarından biri de finansal kaynak yetersizliğidir. Kaynak yetersizliği, kurumsallaşmanın önündeki önemli engellerden de biridir.


    1. Sivil Toplum Kuruluşlarında Finansal Yönetim

Örgüt yönetiminin temel işlevlerinden birini oluşturan finansal yönetim, işletme (örgüt) için gerekli olan fonların sağlanması, korunması ve etkili bir biçimde kullanılması anlamına gelir. Finansman ise, finansal yönetim işlevinin, yalnızca işletmeye gerekli olan fonların sağlanması yönünü ifade eder.


Günümüzde finansal yönetimin amacı üç noktada toplanabilir:


  1. İşletmenin yatırım yapacağı varlıkların seçimi

  2. Varlıklara yatırılacak toplam fon tutarının belirlenmesi

  3. Yatırılacak fonların hangi kaynaklardan ve nasıl sağlanacağının kararlaştırılması

Finansal yönetim başta muhasebe olmak üzere pazarlama, üretim, araştırma-geliştirme (ARGE), personel işlevleriyle de yakından ilgilidir.


Finansal yöneticinin, karar vermede yararlandığı temel veriler mali niteliktedir. Finansal yöneticinin bu verileri sağlayacağı başlıca kaynak ise, muhasebe bölümüdür. Muhasebe bölümü, işletmenin mali nitelikteki bilgilerini, tek düzen hesap planı içerisinde ilgili hesaplara düzenli olarak kaydeder. Zaman içinde bu şekilde biriken mali bilgiler, ihtiyaca göre sınıflandırılıp özetlenerek işletmenin geçmişi, şimdiki durumu ve gelecekteki durumunu değerlendirmeye yarayan verileri oluştururlar. Finansal kararlara temel oluşturacak bu veriler, bilançoda, gelir tablosunda, fon kaynak ve kullanım tablosunda yer alırlar.
Yukarıdaki kısa girişten de anlaşılacağı gibi, finansal yönetim, daha çok kar amacı taşıyan ticari işletmeler için yaşamsal önem taşımaktadır. İşletmenin büyüklüğüne göre, finans bölümünün örgütlenmesi de değişik yapılarda olmaktadır. Finansal analiz ve finansal planlamada kullanılan değişik araçlar ve yöntemler –Oranlar, Fon Akım Tablosu, Proforma Bilanço, Bütçeler- bulunmaktadır.
Ayrı bir uzmanlık alanı oluşturan finansal yönetim konusunu, STK’lar özelinde sınırlandırarak ele alacağız.
Finansal yönetimin muhasebeyle yakın ilişkisine yukarıda değinmiştik. Bu bakımdan, STK’lardaki muhasebe düzenine kısaca değinmekte yarar görüyoruz.

1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət