Ana səhifə

T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı


Yüklə 3.91 Mb.
səhifə49/56
tarix26.06.2016
ölçüsü3.91 Mb.
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   56

ŞEKİL YÖNÜNDEN HİTABET TÜRLERİ


Konuşmacının bir kişiden ibaret olduğu türlerin yanında, birçok konuşmacının bulunduğu türler de vardır. Konferans, hitabet ve nutuk, birinci gruba girer. Münâzara, açık oturum, panel, sempozyum, tartışma ve forum ise, ikinci grupta mütalâa edilir.

Sahasında söz sahibi olan bir şahsın, bilgi vermek, orijinal bir fikri ifade etmek, bir tezi savunmak gayesiyle belli bir konuda yaptığı konuşmaya “konferans” diyoruz. Diğer milletlerin konferans anlayışı bizden farklıdır. Konferans üslubu edebi açık ve anlaşılır olmalıdır.

Hitabet”teki gaye ise, ikna etmek ve dinleyiciyi belli hareketleri yapmaya zorlamaktır. Bunun heyecan tonu konferansınkinden fazladır. “Nutuk” (Söylev), hitabete benzeyen bir konuşma türüdür. Ancak konuları siyasi fikirler, sosyal ve milli ülküler olan hitabelere nutuk denmektedir. Nutuk düşünce, duygu ve istekleri geniş kitlelere ulaştırmak ve onları yönlendirmek amacıyla yapılır.

Çok konuşmacının bulunduğu türlerin başında “münazara” gelir. Bunda iki ayrı fikir vardır: Tez ve antitez. Bu iki zıt fikir, iki grup konuşmacı tarafından bir jüri huzurunda tartışılır. Münazaralarda asıl olan üstün gelmek değil, doğruyu bulmaktır. Hz. Peygamber Necran’dan gelen heyetle Hz. İsa konusunda uzun bir münazara yapmıştır.

Açık oturum” türü, biraz daha farklıdır. Belli bir konu birkaç konuşmacı arasında irdelenir, gerçeğe ulaşılmaya çalışır. Konuşmacıların sayısı 3–5 kişiyi, süresi de 1,5 saati geçmemelidir. Günümüzde açık oturumlar radyo ve televizyonlardan yapılmaktadır.

Tartışma” da açık oturuma benzer, fakat burada konuşmacılar fikirlerini şiddetle savunurlar.

Konferans” ilmî, fikrî yahut araştırmaya dayalı bir konuyu anlatmak, orijinal bir tezi savunmak maksadıyla, daha çok aydın bir dinleyici gruba karşı yapılan konuşmaya denir. Konferanslarda dinleyicilere yeni fikirler sunulur, araştırma sonuçları açıklanır yahut ilmi gerçekler anlatılır. Bu bakımdan konferanslarda ateşli ve şiddeti ifadeler, keskin üslup uygun karşılanmamaktadır.

Panel”, Bir konunun sohbet havası içinde, birkaç kişi tarafından dinleyici önünde tartışılmasıdır. Bir başkan idaresinde yapılan bu tür konuşmalarda, belirli bir karara varmaktan ziyade, ele alına konu, çeşitli yönleriyle aydınlatılır, farklı görüşler ortaya konulur Panel sonunda, dinleyiciler sual sorabilir. Eğer bu toplantıda dinleyicilerin de tartışmaya katılması düşünülür ve bu şekilde gerçekleşirse, buna forum adı verilir.

Panel, başkanın konuyu ve konuşmacıları tanıtmasıyla başlar, panel sonunda forum yapılıp yapılmayacağı da açıklanır. Başkan, gerektiğinde konuşmacılara konuyla ilgili açıklayıcı sorular da sorabilir. Bu bakımdan başkanın da konuya vâkıf olması önceden hazırlık yapması ve planlandığı şekilde zamanın yerinde kullanılmasına dikkat etmesi gerekir. Ayrıca bu tür toplantılarda, dinleyicilerden alınacak suallerin, karşılıklı tartışmalara yol açmamak için, yazılı olmasında fayda vardır.

Sempozyum” Bir konunun değişik yönleri üzerinde, farklı kimseler tarafından yapılan seri konuşmalara denir. Bu tür toplantılardaki konuşmaların sohbet ve samimiyet havası içinde yapılmasına dikkat edilir. Bazen, birkaç gün süren, birkaç oturumda yapılan sempozyumlar da düzenlenebilir. Her oturumun bir başkanı bulunur. Başkan konuyu açıklar, konuşmacıları tanıtır. Konuşmacılara eşit süreler verir. Oturum sonunda ortaya çıkan görüş ve sonuçları özetler ve forum yapılacaksa, isteyen dinleyicilere; özellikle konunun uzmanı olan dinleyicilere söz verir. İlgili konuşmacılar da bunları cevaplandırır. konuşmacı sayısı 3–6 konuşma süresi 5–20 dakikadır. Konu genel ve tektir.

Sohbet” dostça ve arkadaşça konuşup hoş vakit geçirme, yarenlik etmektir. Sohbet, samimi ve dostça yapılan bir nevi derstir. Bu konuda Yunus Emre şöyle demiştir;

Erenlerin sohbeti artturur marifeti

Cahilleri sohbetten her dem süresim gelür.

Monolog” daha ziyade hayatın komik tarafların, hurda kısımlarını aksettiren konularda, kalabalık bir dinleyici kitlesine bir kişi tarafından söylenen sözlerdir.

Diyolog” ise monoloğun özelliklerine sahip olmakla birlikte iki kişi tarafından karşılıklı olarak yapılan konuşmalardır.

Esasen bütün konuşma türleri birçok yönden birbirine benzer. Önemli olan, konuşmayı, bir fikri savunmayı bilmektir. Muhatabını tanıyan, konusunu iyi bilen, samimi, gerçeğe inanmış, diline hâkim, suallere açık, cesur, iyi ahlâk sahibi konuşmacı sevilir ve dinlenir.

İyi bir hatibin konuşmalarında gösterişli söz söylemek kaygısı yoktur, kelimeler dikkatle seçilmiştir, telâffuz mükemmeldir, kâğıda bakmadan konuşmak esastır, konuşma çok uzun olmadığı gibi çok kısa da değildir.

İyi Bir Hatibin (Etkili Bir Konuşmacının) Özellikleri


Hatibi hedefine ulaştıracak nitelikler her şeyden önce onun kişiliği ile ilgilidir.

Hatibin şahsen dikkat edeceği hususları şöylece özetleyebiliriz:



1. Hatibin dış görünüşü ve konuşma tekniği

2. Hatibin iç dünyası ve samimiyeti

3. Hatibin başarısını etkileyen diğer faktörler

1. Hatibin Dış Görünüşü ve Konuşma Tekniği (Hatibin Fiziksel Özellikleri)


a. Giyim Kuşam veya Kıyafet: İnsan kıyafeti ile karşılanır, bilgisiyle uğurlanır.

b. Jestler, Tavır ve Sağlıklı Vücut: Etkin biçimde bedenin, eller, kollar ve kullanılması. Ses, telaffuz, davranış ve jestler, aynı amaca yönelik olduğu için, aralarında uyum sağlanmalıdır.

c. Mimikler: Mimikler, konuşmacının yüzünde ve gözünde hitabenin meydana getirmek istediği heyecanı yansıtır. Konuşmaların bizzat hatibi tarafından yorumu demek olan mimikler, dinlenmek ve anlaşılmak için oldukça lüzumludur.

d. Ses Terbiyesi: Ses kullanımına hâkim olmak, düzeyinde inişler ve çıkışlar oluşturmak. Sesin eğitimine, solunum alıştırmalarıyla başlanılmalıdır. Soluk alma burundan yapılmalıldır. Diyaframla soluk alma ve göğsün alt kısmıyla solunum yapma daha çok tavsiye edilir. Soluğu idareli vermek esastır bunu birden vermek ise yanlıştır. Söz soluk verme esnasında söylenir. Soluğun sonuna kadar hiçbir zaman söz söylenmemelidir. Hatip cümle sonlarını daima iyi söylemeye çalışmalıdır.

e. Telaffuz (Diksiyon) : Konuşma biçiminin düzgün olması Kelimelerin dinleyiciler tarafından rahatlıkla ta’kip edilebilecek süratte, tane tane söylenmesi ise, anlaşılmayı kolaylaştıracaktır.

Yabancı kelimelerin aslına uygun olarak telaffuzu da önemlidir. Arapça kelimelerden oluşan ayet ve hadis metinleri mutlaka doğru telaffuz edilmelidir. Mahalli şive ve alışkanlıklardan uzak, herkesin anlayabileceği açık-seçik ve net bir telaffuz kazanmağa çalışılmalıdır.

Hz. Aişe şu sözüyle bu hususa işaret etmektedir : “Rasûlullah sözü, sizin gibi söylemezdi; her kelimenin hakkını verir, en açık bir şekilde ve tane tane söylerdi. Dinleyenler onun sözlerini rahatça ezberleyebilirlerdi.373

2. Hatibin İç Dünyası ve Samimiyeti


Genelde tüm hatiplerin, özelde dini sahada hizmet veren din görevlilerinin, öncelikle sahip olması gereken manevi değerleri; iman, ilim, amel, ihlâs, basîret, meslek sevgisi ve davet üsûlünden asla ayrılmamak şeklinde sıralamak mümkündür.

a. İman: Her mümin ve her insan için lüzûmlu olan îmanın, hatipte de bulunması gerektiği açık bir gerçektir. İnanmadığı i hususlarda konuşmak güç, tesirli olmaksa muhaldir. Bu sebeple hatip, konuşacağı konuyu çok iyi bilmeli, sorulması muhtemel sorulara karşı hazırlıklı olmalıdır.374

b. İlim: Yeteri kadar bilmediği husûslarda konuşmak çok güçtür. Bu sebeple hatip, konuşacağı konuyu çok iyi bilmeli, sorulması muhtemel sorulara karşı hazırlıklı olmalıdır.

Bilgi kullanılmakla eskimeyen ve başkalarına aktardığınız zaman sizde kalanı azalmayan bir olgudur.

Bilgi ve beceri kazanmanın şartlarını şöylece özetleyebiliriz;

Geniş bir genel kültür,

 Hitabet sanatının özellik ve inceliklerini ve kitleleri etkileme bilgisini elde etme,

 Konuşulacak konuda gerekli hazırlıkları yapmak. Bilgi, belge ve dökümanları toplamak,

 Konuştuğu dilin özelliklerini bilmek ve konuşmalarında bunu kullanabilmek.

c. Amel: (Edep ve güzel ahlak sahibi olmak)

Tavsiye edilen hususların fi’len tekzib edildiğini ve tersinin yapıldığını gören kişiler, hatibi asla can kulağı ile dinlemeyeceklerdir. “Ele verir telkîni, kendi yutar salkımı” bu tür konuşmacıların durumunu tasvîr etmektedir.

Ey iman edenler! Niçin yapmadığınız şeyleri söylüyorsunuz?”375 “Kitabı okuyup durduğunuz halde kendinizi unutur da başkalarına mı iyilikle emredersiniz? Düşünmez misiniz?”376 Ayetleri hatiplerin güzel davranışlarıyla etkilerinin artacağını ifade açısından dikkat çekicidir.

"Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen adamdır". Konfucius

d. İhlas ve samimiyet: " Nice insanlar gördüm üstlerinde elbise yok... Nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok...” Mevlana’nın işaret ettiği bu tür insanlar topluma da faydalı olamaz.

e. Basiret ve Tefekkür: Bu konuda şu ayet-i kerime hatiplerimize ışık tutmalıdır: “Habibim de ki; benim yolum birdir. Ben (körü körüne değil) basiret üzerine (bilerek insanları) Allah’a da’vet ederim. Bana uyan Müslümanlar da böyledir.” 377

f. Devamlı çalışma ve meslek sevgisi: İnsanların psikolojik olarak yanından ve onlardan biri olarak, sevgiyle konuşmak.

g. Davet usûlünden ayrılmamak: Hatipler konuşmalarında yumuşak sözü (Kavl-i Leyyin), esas almalıdır. Hitabelerinde tatlı bir dil, yumuşak bir ifade, güzel bir üslub, tesirli ve duygulu bir konuşma üslûbu kullanmalıdır. Vaizin biri Halife el-Me’mûn’a sert ve acı bir dille nasihat etmeye kalkıştığı zaman, halife ona şöyle dedi:

“ - Be adam biraz halim selim ol. Allah Teâlâ senden daha hayırlı olan Hz. Musa’yı, benden daha şerli olan Firavn’a gönderirken rıfk ve mülâyemetle konuşmasını emretmiş ve şöyle demişti: Ona yumuşak bir dille nasihat edin, belki bu sayede öğüt alır ve Allah’tan korkar.378 Unutulmamalıdır ki; “Tatlı söz yılanı ininden, kötü söz insanı dininden çıkarır”.379



h. Cesaret, rahatlık, güven sahibi olmak ve bunları yansıtmak.

3. Hatibin başarısını etkileyen diğer faktörler


a. Beşeri ilişkilere önem vermek

b. Seviyeli yaklaşım ve yerinde konuşmak

c. Hoşgörü

d. Ziyaretlerde bulunmak

e. Sosyal faaliyetlere katılmak

1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   56


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət