Ana səhifə

T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı


Yüklə 3.91 Mb.
səhifə48/56
tarix26.06.2016
ölçüsü3.91 Mb.
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   56

HİTABETİN AMACI ve KONUSU


Hitabet şu gayeleri taşımaktadır: Konuşma ve yazmanın amacı, duygu ve düşüncelerimizi başkalarına açıklayabilmektir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz.

1. Bir konuda toplumu bilgilendirmek, aydınlatmak,

2. Bir fikri benimsetmek,

3. Dinleyicileri harekete geçirmek, belirli bir yöne sevketmek ve eylemi devamlı hale getirebilmek,

4. Muhatapların o eylemden tat alabilmelerini sağlamak ve dinlendirmek.

Hitabet’in konusu, hatibin konuşmalarına esas olacak ana fikir demektir. Hitabetin belirli bir konusu yoktur. Her şey, her fikir hitabete konu olabilir. Hitabet’in, konularına ve uygulama alanlarına göre bir takım çeşitlere ayrılması da bunu göstermektedir. Hitabetin çeşitleri konusunda da görüleceği gibi; dini hitabetin konusu tamamen dinidir. Ancak konuları tespit ederken, zaman ve mekân unsuruna dikkat etmek, çevrenin, sosyal ve kültürel şartların gerektirdiği ihtiyaçları dikkate almak önemlidir.

Hitabet işleyiş açısından mantık ilminin, kaynakları açısından Kur’an ve hadis ilminin, sonuç alma noktasında psikoloji ve sosyoloji ilimleriyle alakadır. Gazali bu anlamda bir ferdi ikna etmek için özellikle kişiyi şek duruma getirmenin başarı olduğunu ifade etmektedir.
Tebliğ: Açıklamak, bildirmek, ulaştırmak anlamına gelir. İrşad ise: doğru yolu göstermek, manen aydınlatmak, gafletten uyandırmak demektir. Tebliğ edene mübelliğ, irşad edene de mürşid denilir. İrşad ve tebliğ, inancımızın bize yüklediği bir görevdir, "Her Müslüman, bilgisi, gücü, imkan ve kabiliyeti nispetinde din, ahlak ve insanlık namına ne biliyorsa, bunları kendisi kadar bilmeyen kimselere öğretmek, ona rehberlik etmek mecburiyetindedir. Hayrı, fazileti ve iyiliği yaymak bu meziyetlere sahip olan her müslüman için bir vazifedir. Çünkü "Siz (müslümanlar) iyiliği emretmek, kötülüğü men etmek ve Allah’a inanmak için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz."366.

HİTABETİN TARİHÇESİ ve ÖNEMİ


Hz. Âdemin eşyanın isimlerini meleklere anlatması, insanın ilk konuşma örneğidir. Bizi biz kılan konuşma gücümüzdür. Evrendeki diğer varlıklardan bizi farklı kılan ise aklımız ve konuşma gücümüzdür. Bu konuşmalarımızı muhataplarımızın istek ve ihtiyaçları doğrultusunda yaparsak bir anlam ve mana kazanır.

İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli özellik, konuşma ve düşünme kabiliyetidir. Hayat şartları insanı, diğer insanlarla sürekli bir arada bulunmağa ve başkalarıyla ilişki kurmağa zorlamaktadır. İnsan bu ilişkileri, işaret, resim, yazı ve söz gibi bir takım iletişim araçlarından faydalanarak sağlamaya çalışmaktadır. Karşılıklı iletişim ve ilişki vasıtalarının en vazgeçilmez olanı şüphesiz sözdür. Yalnızca söz de yeterli olmamakta, düşünceyi güzel sözle süslemek gerekmektedir. Bu etkiyi YUNUS EMRE’nin şu şiirinde görmemiz pekâlâ mümkündür:

Sözünü bilen kişinin Söz ola kese savaşı Kişi bile söz demini

Yüzünü ak ede bir söz. Söz ola kestire başı Demeye sözün kemini

Sözü pişirip diyenin Söz ola ağulu aşı Bu cihan cehennemini

İşini sağ ede bir söz. Balıla yağ ede bir söz. Sekiz uçmağ ede bir söz.

Ayrıca; tatlı söz yılanı deliğinden, kötü söz insanı dininden eder diye darb-ı mesel olmuştur. Kılıç yarası onulur ama dil yarası onulmaz.

Eski Yunan’da Agora denilen geniş alanlarda hitabet yapılmıştır. En meşhur hatipleri; Demosthones (M.Ö.383–332), Perikles (M.Ö. 494–429) ve Eşin (M.Ö.389–313)’dir. Romalılarda forum denilen yerler vardı. En meşhur hatipleri; Çiçero (M.Ö. 106-43), Plin (M.Ö. 113-62) ve Seneca (M.Ö. 55-M.S. 4)’dır. İlk defa para karşılığında hitabet dersi veren ve bu konuda kitap veren kişinin Sicilyalı Koraks (M. Ö. V y.y) olduğu bilinmektedir.

Araplarda İslam’dan önce okuma-yazma oranı çok düşüktü. Ancak sayıları 122 yi bulan panayırlarda bu hitabeler meşhurdu.Bunların en meşhuru Ukaz Panayırı (15-30 Zilkade arasında Taif ve Nahle arasında vadi içindeki hurmalıkta kurulurdu.)’dır. En fazla şöhrete ulaşan Amr b. Külsüm (ö. 584), Kuss b. Saide (ö.600) ve Nabiga ez-Zübyani (ö.604)’nin muallakatıdır.

Birçok peygamberin hitabeleri Kur’an-ı Kerim’de mevcuttur. Peygamberlerin Hatibi ünvanı Hz. Şuayb’a aittir. Hitabetin zirve noktası Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. Kendiside diğer peygamberlere verilmeyip kendisinde var olan özellikleri şöyle belirtmişlerdir: “Cevâmi’u’l- kelim (az ve öz söyleme kabiliyetiyle) gönderildim.”367 Zaten Kur’an-ı Kerim i’câzı ve îcâzı ile bunun en güzel örneğini teşkil etmektedir.

Ashab-ı Kiram arasında ise dört halife, Hatibü’n-Nebi olarak bilinen Sabit b. Kays el-Ensari, ilk öğreticilerden Mus’ab b. Umeyr ile Sa’d b. Ubade, Hz. Aişe ve ordu komutanlarından Halid b. Velid, Mugire b. Şu’be, Sa’d b. Ebi Vakkas hitabeleriyle ünlü olan kişilerdir.

Hitabette konuşma anı dikkate alınmakta, yazıda ise süreklilik hedeflenmektedir.


KONULARI YÖNÜNDEN HİTABET ÇEŞİTLERİ

1. Akademik Hitabet


İlmi ve fikri bir konuyu açıklamak ve bir tezi savunmak ve toplumu aydınlatmayı hedefler. Derinlemesine bir araştırmayı gerektirir. Bu hitabet türünde heyecan pek bulunmaz. Genelde konuya ilişkin ön bilgileri bulunan ve insanlar bu hitabette hazır bulunurlar.

2. Hukuki Hitabet


Hukuk ilmine ait bilgiler bu türe girer. Adli yargıya mensub kişilerin belli zamanlarda yaptığı konuşmalarda bu kapsamdadır. Hz. Peygamberin davalaşmalardaki insanlara davranış şekillerinde olduğu gibi.368

3. Askeri Hitabet


Kumandanların askerlerini gayrete getirmek maksadıyla yapmış oldukları, kısa, özlü ve etkili konuşmalardır. Bilhassa savaş anında olursa sözlü hitabetin en güzel örneği olur. Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde buyrulmaktadır: “Ey peygamber, müminleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabreden yirmi kişi olursa, iki yüz(kâfir)i yenerler. Sizden yüz kişi olursa, kâfirlerden bin kişiyi yenerler. Çünkü kâfirler, anlamaz bir topluluktur. 369

Asker bir millet olarak Türkler arasında, yazılı ve orijinal tam metinleri elimizde olmasa bile, zengin bir askerî hitâbet türünün varlığını müşahede etmekteyiz. Bir savaş öncesinde Oğuzhan’ın, Şalon’da Atilla’nın, Niğbolu’da Yıldırım’ın, Çaldıran’da Yavuz’un, Sultan Alparslan’ın –hemen herkesce bilhassa erbâbınca bilinen- hitâbetler bunun en güzel örnekleridir.


4. Siyasi Hitabet


Devlet adamının veya politikacının devlet işlerinin düzenli yürüyebilmesi için gerekli önerileri ortaya koymak, tehlikeli şeylere karşı uyarmak için yaptıkları konuşmalardır. Siyasi hitabetin bir çeşidi de diplomatik hitabet’ tir.370

5. Dini Hitabet


Emr-i bi’l-maruf ve nehy-i ani’l-münker amaçlı insanları dini konularda aydınlatma amaçlı yapılan konuşmalardır. İnsan hayatının her dönemine ışık tutan İslam dini onun iki dünyasını da aydınlatmak gayesiyle belirli hükümleri vardır. Bu hitabetin en güzel örneklerini Hz. Peygamber’de görmekteyiz. İki cihan peygamberi Resûl-i Ekrem, hicretin 10. yılında hac ibadeti esnasında Arafat’ta, 100.000’den fazla müslümana veda hutbesini irad etmişlerdir.371 Bugün dinin doğru anlaşılmasına da rehberlik edecek kişiler ise imam-hatiplerdir. Çünkü âlimler peygamberlerin mirasçılarıdırlar.372

En eski hitabet türlerinden biri olup, aşağı yukarı her cemiyette görülür. Türkler arasında Cumhuriyet devrine kadar hutbelerin Arapça söylenmesi, Türkçe olan vaazların ise yazılı olarak zamanımıza intikal etmemesi yüzünden bu hitabet türünün varlığından emin, fakat tarihî ve seçkin örneklerinden ne yazık ki mahrum bulunuyoruz.


6. Diplomatik Hitabet


Uluslararası ilişkilerde, diplomatik nezaket kuralları için de yapılan hitabet şeklidir. Yabancı ülkeler arası ziyaretlerde verilen demeçler, karşılama ve uğurlama törenlerinde yapılan konuşmalar, harici bir konuyla ilgili olarak yetkili bir kimsenin devlet görüşünü açıklaması vs. bu tür hitabeti meydana getirir. Diplomatik hitabette, ülke çıkarları ve devletlerarası ilişkiler göz önünde bulundurularak; kırıcı olmayan, yorum yapmağa elverişli esnek ve yumuşak ifadeler kullanılır, dengelere dikkat edilir.
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   56


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət