Ana səhifə

T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı


Yüklə 3.91 Mb.
səhifə27/56
tarix26.06.2016
ölçüsü3.91 Mb.
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   56

4. ÜNİTE

MEALLERDEN YARARLANMA



1. Meallerden Yararlanma Usulleri

MEALLERDEN YARARLANMA USULLERİ

Çeviri yani tercüme "bir sözü, bir dilden başka bir dile nakletmek" demektir. Bir sözü bir dilden başka bir dile naklederken, asıl sözün bütün özelliklerini ifade etmeye dikkat ve itina göstermek gerekir. Edebi bir sözü, bir şiiri bütün nüansları, ayrıntı ve özellikleriyle başka bir dile aktarmak çok zordur. Hele bu söz, Allah kelâmı olursa iş daha da zorlaşmaktadır. Bu sebeple çok iddialı olmamak için Kur’ân çevirilerine meal denilmesi tercih edilmektedir.

Hiçbir metin, bir başka dile çevrildiğinde tamamen aynı özellikte olmaz. Zira her dilin ifade gücü, kelime zenginliği aynı değildir. Metni anlayıp çeviren öznenin her iki dile olan hâkimiyeti, ifade kapasitesi vs. de çeviriyi doğrudan etkileyen unsurlar arasındadır. Bir de bunlar üzerine Kur’ân'ın beşer değil Allah kelamı olduğu gerçeği eklenince, tercümenin pek de kolay olmayacağı aşikârdır.

Kur’ân-ı Kerim, sıradan bir Kitap olmadığı için, onu üslup ve muhteva olarak başka bir dile tam olarak aktarmak kolay değildir. İşte bu sebeple meallerde, bazı farklılıklar ortaya çıkmaktadır.

Bazen bu farklılık, lafzın birden fazla anlama gelme ihtimalinden kaynaklanır. Bakara suresinin 228. âyetinde "قُرُوءٍ" lafzı gibi.

Yine, tercüme ya da meallerde, anlayan kişiye/özneye bağlı olarak metni anlamlandırma ve bunu ifade edecek kelime seçimi farklılıkları da ortaya çıkmaktadır.

Özetle ifade edilecek olursa; çeviren kişinin anlama kabiliyeti, ifade gücü ve her iki dile olan hâkimiyetinin yanı sıra, şahsi tercihlerinin, eğilimlerinin, dünya görüşünün, mezhebinin, etkisi altında kaldığı birtakım kişi ya da düşünce akımlarının, yaşadığı ortam ve şartların da meallere etkisi söz konusudur. Çünkü meal faaliyeti insani bir faaliyet olduğu unutulmamalıdır. Bu etkiler mutlaka olacak diye bir şey de yok. Ancak, meallerden yararlanan kişi bu ihtimalleri göz önünde bulundurmalıdır. Bu durum kişiyi asla bir karamsarlık ya da ümitsizliğe de sevk etmemelidir. Bu faaliyetler, Kur’ân'ı daha iyi anlayıp anlatmaya yönelik çabaların ürünü olarak görülebilir. Bu çalışmaları yapanların iyi niyet ve samimiyetlerinden de emin olunduktan sonra, mukayeseli olarak meallere başvurmaktan kaçınmamak gerekir.

Unutulmamalıdır ki, Kur’ân'ı anlayıp dini asıl kaynağından öğrenmek en temel ihtiyaç olduğundan, meal her şeye rağmen kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Diğer taraftan, meal okuma alışkanlığını kazandırmak için, bu konuda ihtiyaç hissettirmek oldukça önemlidir.

Meallerden yararlanırken şu usullerin dikkate alınmasında önemli faydalar bulunmaktadır:

1- Meallerden yararlanırken, her şeyden önce meal seçimi doğru yapılmalıdır. Bunun için de konunun uzmanı tarafından hazırlanmış, alanın uzmanları tarafından tetkik edilmiş mealler tercih edilmelidir.

2- Kur’ân'ın belli bölümlerinin paylaşılması yoluyla değil, aynı bölümün birden fazla kişi tarafından ele alındığı gerçek komisyon çalışmasının ürünü olan mealler tercihe şayandır.

3- Meal kelimesinin anlamı göz önünde bulundurularak, okunan metnin Kur’ân'ın bizzat kendisi olmayıp bir başka dilde ifadesi olduğu ve bu ifadenin de o meali hazırlayan kişiye ait olduğu unutulmamalıdır. Hiçbir meal, Kur’ân değildir.

4- Meal çalışması yapmadan önce veya meal çalışmasıyla beraber "Kur’ânî Kavramlar" çalışması yapmak; örneğin Kur’ân'da sıkça kullanılan ilah, rab, takva, mele', gayb gibi kavramlar hakkında yeterli malumat elde etmek faydalı olacaktır.

5- Kur’ân'ı anlamanın birinci şartı, O'nu açık ve tarafsız kafa ile okumaktır. Kişi, belli bir grup, ekol ya da anlayış takıntısına kapılmadan Kur’ân'a yönelmelidir. Kendi ön­yargıları ile Kur’ân'a yaklaşan kimseler, satırlar arasında kendi düşüncelerini okurlar ve bu nedenle Kur’ân'ın iletmek istediği mesajı kavrayamazlar. Bu tür bir incelemenin diğer kitaplar için de verimsiz olacağı açıktır.

6- Tek bir mealle yetinmemeli, aynı bölüm farklı meallerle kıyaslanarak değerlendirilmelidir. Herhangi bir mealle yetinildiğinde, Kur’ân'a yalnızca o müellifin gözlüğünden bakılmış olacağı gerçeği unutulmamalıdır.

7- Kur’ân, bir hikâye veya roman kitabı gibi değil, "Allah'ın mesajı" olduğu unutulmadan, dikkatli ve titiz bir şekilde okunmalıdır.

8- Anlaşılmasında güçlük görülen yerlerde muhakkak bir tefsir kitabına müracaat edilmelidir.

9- Anlama faaliyetinin daha yüksek düzeyde gerçekleşmesi için, okunan bölümlerle yetinilmemeli; tefsir kitaplarından araştırılarak okunmalıdır.

10- Meal okurken, ilgili âyetlerle alakalı yapılmış parantez içi veya dipnot türü açıklamalar dikkate alınmalı ve âyetler üzerinde düşünülmelidir. Çünkü Kur’ân kelimelerini bazen bire bir karşılamak mümkün olmadığından, ilave açıklamalar kaçınılmaz olabilmektedir.

11- Kur’ân'ın içeriği hakkında genel olarak bir fikre sahip olmak isteyen bir kimsenin onu bir kez okuması belki yeterli olabilir. Fakat eğer kişi, onu derinlemesine anlamak ve hayatını ona göre yönlendirmek istiyorsa, birçok kez ve her seferinde başka bir bakış açısıyla, somut problemleri ışığında okumalıdır.


2. Mukayeseli Meal Örnekleri

Meallerden mukayeseli bir yöntemle istifade etmek için öncelikle farklı mealler bir araya getirilir. Daha sonra aynı bölüm farklı meallerden karşılaştırmalı olarak okunur. Bu çalışma için kısa bir sure olması bakımından Duha Suresi seçilebilir:


بسم الله الرحمن الرحيم

وَالضُّحَى (1) وَاللَّيْلِ إِذَا سَجَى (2) مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَى (3) وَلَلْآخِرَةُ خَيْرٌ لَكَ مِنَ الْأُولَى (4) وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضَى (5) أَلَمْ يَجِدْكَ يَتِيمًا فَآوَى (6) وَوَجَدَكَ ضَالًّا فَهَدَى (7) وَوَجَدَكَ عَائِلًا فَأَغْنَى (8) فَأَمَّا الْيَتِيمَ فَلَا تَقْهَرْ (9) وَأَمَّا السَّائِلَ فَلَا تَنْهَرْ (10) وَأَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ (11)

a. Duha Suresinin Elmalılı Meali (Sadeleştirilmiş):

1. Andolsun kuşluk vaktine.

2. Ve sakinleştiği zaman geceye ki,

3. Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı.

4. Ahiret senin için dünyadan iyi olacaktır.

5. Rabbın sana verecek ve sen hoşnut olacaksın.

6. O seni yetim bulup da barındırmadı mı?

7. Seni yol bilmez bulup yola iletmedi mi?

8. Seni yoksul bulup zengin etmedi mi?

9. Öyleyse sakın yetimi ezme.

10. Dilenciyi de azarlama.

11. Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat.

b. Duha Suresinin Diyanet Meali:

1. Kuşluk vaktine and olsun;

2. Sükun erdiği zaman geceye and olsun ki,

3. Rabbin seni ne bıraktı ve ne de sana darıldı.

4. Doğrusu ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.

5. Rabbin şüphesiz sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın.

6. Seni öksüz bulup da barındırmadı mı?

7. Seni şaşırmış bulup, doğru yola eriştirmedi mi?

8. Seni fakir bulup zenginleştirmedi mi?

9. Öyleyse sakın öksüze kötü muamele etme;

10. Ve sakın bir şey isteyeni azarlama;

11. Yalnızca Rabbinin nimetini anlat.

c. Duha Suresinin Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

1-2. Kasem olsun kuşluk vaktine. Ve sâkin olduğu zaman geceye ki,

3. Rabbin seni ne terketti ve ne de (senden) darıldı.

4. Ve elbette ki, senin için ilerisi evvelinden daha hayırlıdır.

5. Ve muhakkak ki, sana Rabbin ihsan buyuracak, sen de hoşnut olacaksın.

6. Seni bir yetim bulup da barındırmadı mı?

7. Ve seni bir şaşırmış halde buldu da doğru yolu göstermedi mi?

8. Ve seni bir yoksul buldu da zengin kılmadı mı?

9. Artık yetime sakın kötü bir muamelede bulunma.

10-11. Ve bir şey dileneni de sakın kovma. Fakat Rabbin nîmetini de yâdet.
c. Duha Suresinin Suat Yıldırım Meali:

1. Güneşin yükselip en parlak halini aldığı kuşluk vaktine,

2. Sükûnete erdiği dem geceye yemin olsun ki,

3. Ey Resulüm! Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.

4. Elbette senin için her zaman, işin sonu, başından daha hayırlıdır.

5. Elbette Rabbin sana ileride öyle ihsan edecek, ta ki sen de O’ndan ve verdiğinden razı olacaksın.

6. Seni yetim bulup barındırmadı mı?

7. Seni dinin hükümlerinden habersiz bulup seçerek dosdoğru yola koymadı mı?

8. Seni muhtaç bulup ihtiyacını gidermedi mi?

9. Öyle ise, sakın yetimi güçsüz bulup hakkını yeme, sakın onu küçümseyip üzme.

10. İsteyene de kaba davranma, onu azarlama.

11. Rabbinin nimetlerini ise durmayıp söyle!

1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   56


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət