Ana səhifə

T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı


Yüklə 3.91 Mb.
səhifə23/56
tarix26.06.2016
ölçüsü3.91 Mb.
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   56

KUR'AN-I KERİM’İN FAZİLETİ OKUNMASI/ÖĞRENİLMESİ/ÖĞRETİLMESİ/EZBERLENMESİ/AMEL EDİLMESİ İLE İLGİLİ AYETLER VE HADİSLER
1) "Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını... Çünkü sabah namazı şahitlidir. Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin" (İsrâ, 78, 79).

2) "O kitap (Kur'ân); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir" (Bakara, 2).

3) "Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'ân'ın indirildiği aydır" (Bakara, 185).

4) "Ey insanlar!Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik"(Nisâ 174).

5) "Gerçekten size Allah'tan bir nur, apaçık bir kitap geldi. Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir"(Mâide 15, 16).

6) "Bu (Kur'ân), Ümmü'l-Kurâ (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Ahirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler" (En'âm, 92).

7) "İşte bu (Kur'ân), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Buna uyun ve Allah'tan korkun ki size merhamet edilsin" (En'âm, 155).

8) "Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik" (A'râf, 52).

9) "Kitab'a sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz böyle iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz" (A'râf, 170).

10) "Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin" (Arâf, 204).

11) "Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. De ki: Ancak Allah'ın lütuf ve rahmetiyle, işte bunlarla sevinsinler. Bu onların (dünya malı olarak) topladıklarından daha hayırlıdır"(Yunus, 57, 58).

12) "Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır" (İbrahim, 1).

13) "Biz, Kur'an okunduğu zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz. Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur'an'da Rabbinin birliğini yad ettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisingeri dönüp giderler" (İsrâ, 45, 46).

14) "Biz, Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır" (İsrâ, 82).

15) "Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitab, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz" (Zümer, 23).

16) "İşte böylece sana da emrimizle Kur'ân'ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin" (Şûrâ, 52).

17) "Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz" (Haşr, 21).

18) "Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır" (Kadr, 1, 2, 3).

19) "İşte o apaçık delil Allah tarafından gönderilen ve en doğru hükümleri hâvî tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir" (Beyyine, 2, 3).

20) "Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız" (Hicr, 9).


İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER
1) Hâris el-A’ver anlatıyor: “Mescide uğramıştım, gördüm ki halk, zikri terk edip boş ve gereksiz konulara dalmış, konuşu­yor. Hz. Ali (R.A)’e çıkıp durumdan haberdar ettim. Bana:

-“Doğru mu söylüyorsun, öyle mi yapıyorlar?” dedi, Ben:

-“Ben Resûlullah (A.S)’ın şöyle söylediğini işittim:

-“Haberiniz olsun bir fitne çıkacak!” Ben hemen sordum:

-“Bundan kurtuluş yolu nedir Ey Allah’ın Rasûlü?” Buyurdu ki:

-“Allah’ın Kitabı (na uymak)dır. O’nda sizden önceki (milletlerin ahvâliyle ilgili) haber, sizden sonra (kıya­mete kadar) gelecek fitneler ve kıyâmet ahvâli ile ilgili haberler mevcut. Ayrıca sizin aranızda (iman-küfür, taat-isyân, haram-helâl vs. nevinden) cereyân edecek ahvâlin de hükmü var. O, hak ile batılı ayırt eden ölçüdür. O’nda her şey ciddîdir, gâyesiz bir kelâm yoktur. Kim akılsızlık edip, O’na inanmaz ve O’nunla amel etmezse, Allah onu helâk eder. Kim O’nun dışında hidâyet ararsa Allah onu saptırır. O Allah’ın sağlam ipidir. O, hikmetli olan zikirdir, O dosdoğru yoldur. O, kendine uyan hevaları koymaktan, kendisini (kıraat eden) delilleri iltibastan korur. Alimler ona doyamazlar. Onun çokça tekrarı usanç vermez, tadını eksiltmez. İnsanı hayretlere düşüren mümtaz yönleri son bulmaz, tükenmez, O öyle bir kitaptır ki, cinler işittikleri zaman şöyle demekten kendilerini alamadılar: “Biz, hiç duyulmadık bir tilâvet din­ledik. Bu doğruya götürmektedir, biz onun (Allah kelâmı olduğuna) inandık” (Cin 1). Kim ondan haber getirirse doğru söyler. Kim onunla amel ederse ücrete mazhar olur. Kim onunla hüküm verirse adaletle hükmeder. Kim ona çağrılırsa, doğru yola çağrılmış olur. Ey A’ver, bu güzel kelimeleri öğren.” Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’ân 14, 2908.



2) Ebu Hüreyre (R.A) anlatıyor: Resûlullah (A.S) buyurdular ki: “Bir grup, Kitâbullah’ı okuyup ondan ders almak üzere Allah’ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah’ın rahmeti bürür. Melekler de kanatlarıyla sararlar. Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte anar.” Ebu Dâvud, Salât 349, 1455. H; Tirmizî, Kırâ’at 3, 2946 H.; Müslim, Zikir 38, 2699 H; İbn Mâce, Mukkaddime 17, 225. H.

3) Ebu Hüreyre (R.A) anlatıyor: “Resûlullah (A.S): “Sizden kim evine döndüğü zaman üç adet gebe, iri, semiz deve bulmayı istemez?” diye sordu. “Hepimiz isteriz” diye cevap verdik. “Öyle ise, buyurdu, kim namazda üç âyet okusa bu ona, üç iri ve semiz deveden daha hayırlıdır.” Müslim, Salâtu’l-Müsâfirin, 250 (802).

 4) Ukbe b. Âmir (R.A) anlatıyor: “Biz Suffa’da iken Resûlullah (A.S) (dışarı) çıkarak: “Hanginiz her gün hiç gü­nah işlemeden ve akrabalık bağlarını da bozmadan Buthân’a veya Akik’e gidip oradan (zahmete ve masrafa girmeden) iki adet iri hörgüçlü dişi deve tutup getirmeyi ister?” diye sordu. Biz: “Ey Allah’ın Resûlü bunu hepimiz isteriz” dedik. Hz. Peygamber (A.S): “-O halde birinizin mescide gidip orada Allah’ın kitabından iki âyeti öğrenmesi veya okuması, kendisi için iki deveden daha hayırlıdır. Üç âyet onun için üç deveden, dört âyet onun için dört deveden ve okunacak âyetler kendi sayılarınca deveden daha hayırlıdır” buyurdular.” Müslim, Salatû’l-Müsâfirin 251; Ebu Dâvud, Salat 349, 1456 H.

 5) İbn Mes’ûd (R.A) anlatıyor: “Hz. Peygamber (s.a.v.)’i dinledim, şöyle diyordu: “Kur’ân-ı Kerîm’den tek harf oku­yana bile bir sevab vardır. Her hasene on misliyle (kayde geçer). Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir.”Tirmizi, Sevâbu’l-Kur’ân 16, 2912. H.

 6) Ebu Hüreyre (R.A) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Cenâb-ı Hakk, Kur’ân-ı Kerim’i (güzel bir sesle açıktan okuyan bir peygambere kulak ver(ip sevabı bol kıl)diği kadar

hiçbir şeye kulak ver(ip mükâfaat ihsan et)memiştir.”Buhârî, Tevhid 32, 52, Fedailu’l-Kur’ân 19; Müslim, Müsâfirin 232, 233, 234, Ebu Dâvud, Vitr 20; Tirmizi, Sevâbu’l Kur’ân 17; Nesâî, İftitâh 83; İbn Mâce, İkâmet 176, (1340).

 7) Buhârî’nin bir rivâyetinde Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Kur’ân’ı tegannî etmeyen bizden değildir.” (Sahabeden biri, bununla) açıktan okumayı kastediyor demiştir.”Buhârî, Tevhid, 32, 44. Tegannî: “kıraatın hüzünlü ve dokunaklı kılınmasıdır.”



8) Ebû Umâme (R.A) anlatıyor:“Hz. Peygamber’in (s.a.v.)şöyle dediğini işittim:“Allah, geceleyin Kur’ân okuyan bir kula kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez. Allah’ın rahmeti namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır. Kullar, ondan çıktığı andaki kadar hiçbir zaman Allah’a yaklaşmış olmaz.”Ebu’n Nadr der ki:“Ondan” tâbiriyle “Kur’ân’dan” denmek istenmiştir.”Tirmizî, Sevâbu’l- Kur’ân, 17, 2913

9) Ukbe İbn Âmir (R.A) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.)’ı dinledim şöyle diyordu: “Kur’ân’ı cehren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kur’ân’ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir.” Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’ân 20, 2920; Ebu Dâvud, Salât 315, 1333; Nesâî, Zekât 68.

10) İbn Abbâs (R.A) anlatıyor: “Bir adam: “Ey Allah’ın Resûlü, Allah’a hangi amel daha sevimlidir?” diye sordu. Resûlullah (s.a.v.): “Yolculuğu bitirince tekrar yola başlayan” cevabını verdi. “Yolculuğu bitirip tekrar başlamak nedir?” diye ikinci sefer sorunca: “Kur’ân’ı başından sonuna okur, bitirdikçe yeniden başlar” cevabını verdi.” Tirmizî, Kırâat 4, 2949. H.

11) Ebu Said (R.A) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Aziz ve celîl olan Allah diyor ki: “Kim, Kur’ân-ı Ke­rîm’i okuma meşguliyeti sebebiyle benden istemekten geri kalırsa, ben ona, isteyenlere verdiğimden fazlasını veririm.” Tirmizi, Sevâbu’l-Kur’ân 25, 2927.H.

12) Sehl İbn Muâz el-Cuhenî (R.A) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Kim Kur’ân’ı okur ve onunla amel ederse, Kıyamet günü babasına bir tâç giydirilir. Bu tâcın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur’ân’la bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?” Ebu Dâvud, Salât, 349, 1453.H.

13) Hz. Ali (R.A) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Kim Kur’ân’ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse Allah, o kimseyi cennete koyar. Ayrıca hepsine cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır.” Tirmizi, Sevâbu’l-Kur’ân 13, 2907 H.

14) Abdullah b.Amr (R.A) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:“Kur’ân’ı okuyup ona sâhip çıkan kimseye (âhirette):“Oku ve (cennetin derecelerine) yüksel, dünyada nasıl ağır ağır okuyor idiysen öyle oku. Zirâ senin makamın, okuduğun en son âyetin seviyesindedir” denir.” E.Dâvud, Vitr, 20, 1464; Tir, Sevâbu’l-Kur’ân 18, 2915, H

15) Hz.Aişe (R.A) anlatıyor:“Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kur’ân’da mâhir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerîm ve mutî meleklerle berâber olacaktır. Kur’ân’ı kekeleyerek zorlukla okuyana iki sevap vardır.” Buhârî, Tevhid 52; Müslim, Müsafirin 244; Ebu Dâvud, Vitr 14, (1454); Tirmizî, Sevâbu’l-Kurân 13 (2906). 

16) Üseyd İbnu Hudayr (R.A)’ın anlattığına göre: “Geceleyin, (hurma harmanında iken) Kur’ân’dan Bakara suresini okuyordu. Hemen yakınında da atı bağlı idi. Birden bire atı şahlandı. Bunun üzerine sükût ederek okumayı bıraktı. At da sükûnete geldi. Üseyd tekrar okumaya başlayınca at yine şahlandı. Üseyd yine sükût edince at da sükûnete erdi. Az sonra yine okumaya başlayınca at da şahlanmaya başladı. Oğlu Yahya, ata yakındı. Ona bir zarar vermesin diye attan uzaklaştırmak için yanına gitti. Bir ara başını göğe kaldırınca bir de ne görsün! Gökte şemsiye gibi bir şey ve içerisinde kandilimsi nesneler var. Sabah olunca koşup gördüklerini Resûlullah (s.a.v.)’a anlattı. Hz. Peygamber AS kendisine: “O gördüklerin neydi bilir misin?” diye sordu. “Hayır!” cevabı üzerine açıkladı: “Onlar melâike idi. Senin sesine gelmişlerdi. Öyle ki, sabahleyin herkes onları seyredebilecekti, çünkü halktan gizlenmeyeceklerdi.” Buhârî, Fedailu’l-Kur’ân 15; Müslim, Müsâfirîn 242, (796).

17) el-Berâ (R.A) anlatıyor: “Bir zat Kehf suresini okuyordu. Yanında da iki uzun iple bağlı olan atı duruyordu. Der­ken etrafını bir bulut kapladı. Ve bu bulut ona yaklaşmaya başladı. At da bu durumdan huysuzlanmaya, ürkmeye ko­yuldu. Sabah olunca adam Resûlullah (s.a.v.)’e gelip vak’ayı anlattı. Hz. Peygamber (s.a.v.) ona şu açıklamada bulundu: “Bu sekinet idi, Kur’ân için inmişti.” Buhârî, Fedailu’l-Kur’ân 11; Müslim, Müsafirin 240, 241, (795); Tirmizi, Sevâbu’l-Kur’ân 6, 2887.H.

18) Ebu Musa (R.A) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Kur’ân okuyan mü’minin misâli portakal gibidir. Kokusu güzel tadı hoştur. Kur’ân okumayan mü’minin misâli hurma gibidir. Tadı hoştur fakat kokusu yoktur. Kur’ân-ı okuyan münafık reyhan otu gibidir. Kokusu güzeldir, tadı acıdır. Kur’ân okumayan münafığın misali ise Ebu Cehil karpuzu gibidir, tadı acıdır, kokusu da yoktur.” Buhârî, Et’ime 30, Fedailu’l-Kur’ân 17, 36, Tevhid 57; Müslim, Müsafirin 243; Ebu Dâvud, Edeb 19, 4329; Tirmizî, Edeb 79; Nesâî, İman 32; İbnu Mâce, Mukaddime 16, 214 H.

19) Hz. Osman (R.A) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı Kerim’i öğrenen ve öğretendir.” Buhârî, Fedailu’l-Kur’ân 21; Tirmizî, Fedailu’l-Kur’ân 15, 2909; Ebu Dâvud, Salat 349, 1452 H.

20) İbn Abbâs (R.A) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Hâfızasında Kur’ân’dan hiç bir ezber bulunmayan kişi harab olmuş bir ev gibidir.” Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’ân 18, 2914. H. Tirmizi, hadisin sâhih olduğunu söylemiştir.

21) Sa’d İbn Ubâde (R.A) anlatıyor:“Resûlullah (s.a.v.) Buyurdular ki:“Kur’ân-ı Kerîm’i okuyan bir kimse sonradan (terkeder ve okumayı) unutursa kıyâmet günü cüzzamlı olarak Allah’a kavuşur.” Ebu Dâvud, Vitr 21, 1474.

22) Hz. Enes (R.A) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.)buyurdular ki: “Ümmetime verilen ücretler bana arz edildi. Bunlar arasında bir kimsenin mescidden kaldırıp attığı bir çöp için verilmiş olanı da vardı. Keza ümmetimin işlediği günahlar da bana arz edildi. Bunlar arasında, bir kimsenin lütf-i İlâhî olarak öğrenip de sonradan unuttuğu bir sûre veya âyet sebebiyle kazandığından daha büyüğünü görmedim.” Ebu Dâvud, Salât 16, 461. H; Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’ân 19, 2917.H.

23) İmrân İbn Husayn (R.A)’ın anlattığına göre, İmrân, Kur’ân okuyan, arkasından da buna mukabil halktan dün­yalık taleb eden birisine rastlamıştı. “İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci’un, deyip arkasından şu açıklamayı yaptı: “Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şöyle söylediğini işittim: “Kim Kur’ân okursa (isteyeceğini) Allah’tan istesin. Zira bir takım in­sanlar zuhur edecek, onlar Kur’ân okuyup, okudukları mukabilinde halktan (dünyalık) isteyecekler.” Tirmizî, Sevabu’l-Kur’ân 20, 2918.

 24) Süheyb (R.A) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Kur’ân’ın haram kıldığı şeyleri helâl addeden kimse Kur’ân’a inanmamıştır.” Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’ân 20, 2919. H.



25) İbn Ömer (R.A) anlatıyor:“Resûlullah (s.a.v.) düşman arazisine Kur’ân-ı Kerîm’le birlikte askeri seferi yasak­ladı.” Buhârî, Cihâd 129; Müs, İmâmet 92, 93, 94, (1869); E.Davud, Cihâd 88, (2610); İ. Mâce, Cihâd 45, (2879); Muvatta, Cihad 7, (2, 446).

26) Müslim'de rivayet edilen bir hadiste; Ebu Umame (r.a)'den, Resulullah (s.a.v)'ın şöyle dediği rivayet olunmuştur: "Kur'an'ı öğreniniz. Şüphesiz o, kıyamet günü ehlin için çok iyi bir şefaatçı olacaktır."

27) En-Nevvas b. Sem'an (R.A) anlatıyor: Hz. Peygamber'i şöyle derken duydum. "Kıyamet günü Kur'an-ı Kerim ve bu dünyada onunla amel edenler getirilirler. Önlerinde de kendilerini arkadaş edinenleri savunan Bakara ve Âl-i İmrân sûreleri bulunur" (Müslim).

28) Hz. Ömer (R.A) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) "Allah Teâlâ bu Kur'an'la bazı kavimleri yüceltir bazılarını da batırır" buyurmaktadır (Buhârî, Müslim).

29) Müttefakun aleyh olan bir hadiste, İbn Ömer (r.a)'den Allah Rasûlü'nün şöyle dediği rivayet olunmuştur. "Haset (gıpta veya imrenme) sadece iki yerde olur. Biri Allah'ın kendisine Kur'an öğrenmeyi nasip ettiği kimsedir ki, onu gece gündüz okur, kendisini işiten komşusu: "Keşke komşuma verilen Kur'an nimeti bana da verilseydi de, gereği ile amel ettiği gibi ben de etseydim!" der. Diğeri de, Allah’ın kendisine mal verdiği kimsedir ki, onu hak yolda sarfeder. Bunu gören diğer biri: "Keşke şu hayırsever kişiye verilen mal gibi bana da verilseydi de, onun yaptığı gibi ben de hayır yapabilseydim!" diye imrenir.

30) Tirmizî'nin hasen ve sahih diye vasıflandırdığı, Ebu Davud'un da rivayet ettiği bir hadiste Abdullah b. Amr b. el-Âs (R.A) 'ın nakline göre Hz.Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kur'an ehline; Kur'an'ı oku ve yüksel, Kur'an'ı tıpkı dünyada okuduğun gibi tane tane tertil üzere oku, zira senin rütben, okuyacağın son âyetin yakınındadır" denilecektir.

31) Câbir b. Abdullah (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber, Uhud'da öldürülenlerden  iki kişiyi bir araya getirdikten sonra: "Bunlardan hangisi Kur'an'la daha fazla haşır neşirdi?" diye sorar; birine işaret edildiği takdirde, önce onun defin işlemini yapardı (Buhârî-Tirmizî, Nesaî, İbn Mâce).
32) İmrân İbn Husayn (R.A) anlatıyor: Bana Kur'an okuyan bir kadın uğradı, okudu sonra karşılık istedi ardından da bu isteğini geri alarak şöyle dedi: Hz.Peygamber (s.a.v) buyurdu ki: "Kim Kur'an okursa karşılığını Allah’tan istesin. Bir zaman gelecek insanlar Kur'an okuyacaklar da karşılığını insanlardan isteyecekler" (Hadis hasendir, Tirmizî)

BAZI SÛRE VE ÂYETLERİN FAZİLETİ


1) Ebu Saîd Raf'i b. el-Muallâ (R.A) anlatıyor: Hz.Peygamber (s.a.v) bana, "mescidden çıkmadan önce Kur'an'daki en büyük sûreyi sana öğreteyim mi?" buyurdu ve elimden tuttu. Mescidden çıkmaya niyetlendiğimizde: Ey Allah'ın Elçisi! "Kur'andaki en büyük sûreyi sana öğreteyim mi?" diye sormuştunuz, dedim. Hz.Peygamber de: "O, yedi âyet olan el-Hamdü Lillâhi Rabbi'l-Âlemin sûresidir ve bana ihsan olunan Kur'an'dır" buyurdular (Buhârî). 

2) İbn Abbas (R.A) anlatıyor: Cebrail (a.s) Hz. Peygamber (s.a.v)'in yanına oturduğunda yukarı cihetten bir çıtırtı sesi duyup başını yukarıya kaldırdı ve "bu ses semadan sadece bugün açılan bir kapının sesidir" dedi. Hemen bir melek geldi. Cebrail, "bu melek bundan önce hiç yeryüzüne inmemiştir" dedi. Sonra melek selam verdi ve "senden önce hiçbir peygambere verilmeyen iki nurla Fâtiha Sûresi ve Bakara Sûresi'nin sonlarıyla seni müjdeliyorum, onlardan okuyacağın her harfin karşılığı verilir" buyurdu .(Müslim).

3) Ebu Hüreyre (R.A) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v): "Evlerinizi kabirlere çevirmeyin, çünkü şeytan, içinde Bakara Sûresi okunan evlerden nefret eder" buyurdu (Müslim).

4) Ubeyy b. Ka'b ((R.A) anlatıyor: Hz.Peygamber (s.a.v): "Ey Ebu'l Munzir Allah'ın kitabındaki hangi âyetin daha büyük olduğunu bilir misin? buyurdular. Ben de "Allahu Lâ İlâhe İllâ Hüve'l Hayyu'l Kayyûm'dur" cevabını verince, "Ebu'l-Munzir! Mâşaallah, sorulan her şeyi biliyorsun!" buyurdular (Müslim). 

5) Ebu Mes'ud el-Bedrî (R.A) anlatıyor: Hz.Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu; "Kim bir gecede Bakara Sûresi'nin son iki âyetini okursa ona yeter" (Buhârî, Müslim).

6) Ebu Umame el-Bahîlî (R.A) anlatıyor: Hz.Peygamber (s.a.v)'i şöyle buyururken duydum: "Kur'an okuyunuz, çünkü o kıyamet günü sahibine şefaat edecektir. Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini okuyunuz. Bu iki sûre kıyamet günü iki bulut ya da arkadaşlarını savunan saf saf olmuş iki kuş kafilesi gibidir. Bakara Sûresi'ni okuyunuz. Bu sûre sahibi için bereket; terkeden için ise üzüntü vesîlesidir. Onu okumayanlar bunu elde edemezler" (Müslim).

7) Ebu'd-Derdâ (R.A) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur. "Kim Kehf Sûresi'nden on âyet ezberlerse Deccal'dan korunmuş olur". Bir başka rivayette ise "Kehf Sûresi'nin sonundan okursa" buyrulmaktadır (Müslim). 

8) Ebu Saîd el-Hudrî (R.A) anlatıyor: Hz.Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Cuma günleri kim Kehf Sûresi'ni okursa onun için iki Cuma arası aydınlanmış olur". (Hâkim, Beyhakî. Bu hadis sahihtir.)

9) İbn Mesud (R.A) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. "Mülk Sûresi kabir azabına manidir". (Hâkim, Ebu Naim. Bu hadis sahihtir.)

10) İbn Ömer (R.A) anlatıyor: Hz.Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur. "Kim kıyamet gününü müşahede etmek isterse Tekvir, İnfitâr ve İnşikak sûrelerini okusun, kıyameti gözleriyle görmüş gibi olur" (Ahmed, Tirmizî, Hâkim).

11) Ebu Saîd el-Hudrî (R.A) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) İhlâs Sûresi hakkında şöyle buyurmuştur. "Hayatım yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu sûreyi okumak, bütün Kur'an'ın üçte birini okumaya denktir."Bir başka rivayette ise Hz. Peygamber (s.a.v) Ashabına: "Ashabım! Kur'an'ın üçte birini bir gecede okumak size güçlük verir mi?" diye sormuştu. Bu soru Ashabına güç gelerek, Ya Rasûlallah! Hangimizin buna gücü yetebilir! demişlerdi. Bunun üzerine, Hz. Peygamber: "Kul Hüva'llahu Ehad Sûresi Kur'an'ın üçte biridir" buyurdu (Buhârî).

12) Muaz b. Enes (R.A) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur; "Kim Kul Hüva'llahu Ehad Sûresi'ni on defa okursa, Allah onun için cennette bir ev yaptırır"(Ahmed) 

13) Ukbe b. Âmir (R.A) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur. "Hiç benzerleri bulunmayan, bu gece nazil olan âyetleri biliyor musunuz? Bunlar, Kul Eûzü Bi-Rabbil-Felak ile Kul Eûzü Bi-Rabbi'n Nâs'tır" (Müslim ve Nesâî).

14) Hz. Âişe (R.A) anlatıyor: "Hz. Peygamber (s.a.v) her gece yatağına geldiği zaman iki elini birleştirerek Kul Hüvallahu Ehad, Kul Eûzü Bi-Rabbil-Felak, Kul Eûzü Bi-Rabbi'n-Nas sûrelerini okur, ellerine üfler, sonra da iki eliyle vücudunun, ellerinin eriştiği kısımlarını sıvazlardı. Elleriyle başını, yüzünü, vücudunun ön kısmını meshetmeye başlardı. Ve böyle okuyup üfleyerek vücudunu meshetmeyi üç defa tekrarlardı" (Buhârî, Muslim).

15) Hz. Âişe (R.A) anlatıyor: "Hz.Peygamber bir rahatsızlık duyduğu zaman Felâk ve Nâs sûrelerini okur, üzerine üflerdi. Ağrısı artınca ben ona Kur'an okur, bereketini dilemek için eliyle üzerini sıvazlardım". (Buhârî)

KUR’AN ÖĞRETİM TEKNİKLERİ
Önceden var olan bazı davranışları alışkanlıkları değiştirmek ya da geliştirmek eğitimle mümkündür. Bu eğitim Kur’an öğretiminde düşünüldüğünde, Kur’an harflerinin mahrec ve sıfatları esası, kelimeleri ve cümleleri arasındaki alakayı oluşturan tecvid kuralları ise, ayrıntıyı oluşturur.

Bizler burada Kur’an öğretiminin esasını oluşturan Kur’an harflerinin mahreç ve sıfatları ile kelime ve cümleler içerisindeki okunuş biçimleri üzerinde durmayı uygun bulduk.

HARF: Tecvid ilminde bir mahrece dayanarak çıkarılan sestir. Kur’an harflerinin:

ا,ب,ت,ث,ج,ح,خ,د,ذ,ر,ز,س,ش,ص,ض,ط,ظ,ع,غ,ف,ق,ك,ل,م,ن,و, ه,ي

şeklinde 28 adet olduğu bilinmektedir. Bu harflerin isimleri ise:



الف-با-تا-ثا-جيم-حا-خا-دال-ذال-را-زا-سين-شين-صاد-ضاد-طا-ظا-عين-غين-فا-قاف-كاف-لام-ميم-نون-واو-ها-يا

şeklinde latin alfabesinde de olduğu gibi harfe isim olan kelimenin ilk hecesine uzatan elif ilavesi ile diğer kısmı ise eski tarih ve orijinal isimleri ile okunurlar.

Bu harflerin öğretimi yapılırken öncelikle öğreticinin kendisi bu harfleri tek tek telaffuz etmeli, daha sonra öğrencilerle koro çalışması yaparak bir kaç tekrardan sonra tek tek bu harfleri telaffuz etmelerini sağlamalıdır. Yanlış telaffuzda bulunanların hatalı harflerini tekrar okutturarak düzgün şekilde öğrenmelerini sağlamalıdır.

HARFLERİN MAHRECLERİ

MAHREÇ: Çıkış yeri anlamında kullanılan bir kelimedir. Tecvid ıstılahında ise Kur’an harflerinin çıkış yeri diye ifade edilir. Kur’an’daki 28 harfin her biri kendine ait özel bir mahreçten çıkarlar. Ancak mahreçleri birbirine çok yakın olan harfler arasında bir gruplandırma yapılmış ve mahreçlerin sayısının bu gruplamaya göre bazılarınca 14, bazılarınca 16, bazılarınca da 17 adet olduğu söylenmiştir. Bu gruplardan biri olan kıraat imamlarının çoğunluğunun görüşü, 17 adet mahrecin varlığı kabul görmüştür. Bu mahreçler üç başlık altında incelenebilir. Boğaz, dil, dudaktır. Bu mahreçlere tahkiki (hakiki) mahreçler denir.

TAHKİKİ MAHRECLER: Harflerin mahreç yerlerine temas ettiği yerdir.28 harfin her birinin mahreci tahkiki mahrecidir. Bu mahreçler ve yerleri şunlardır:

BOĞAZ BÖLGESİ MAHRECİ


  1. Boğazın sonu-boğazın ağıza en uzak kısmı buradan ء-ها çıkar.

  2. Boğazın ortası buradan: ح, عçıkar.

  3. Boğazın evveli buradan: خ , غ, çıkar.

DİL BÖLGESİ MAHRECİ

  1. Dilin ucu ile üst ön dişlerin ucundan: ظ,ذ,ث çıkar.

  2. Dilin ucu ile alt ön dişlerin içinden : ص,س,ز çıkar.

  3. Dilin ucu ile üst ön dişlerden : ط,د,ت çıkar.

  4. Dilin ucu ile üst ön dişlerin etlerinden: ن çıkar.

  5. Dilin ucu ile üst damağın ön kısmına yakınından: ر çıkar

  6. Dilin sağ ve sol kenarlarıyla üst damağın başlangıcından: ل çıkar

  7. Dilin sağ veya sol kenarıyla karşılarındaki üst azı dişlerden ise: ض çıkar

  8. Dilin ortasından: ج,ش,ي çıkar.

  9. Dil kökünün biraz aşağısından (dilcikten): ك çıkar.

  10. Dilin kökünden: ق çıkar.

DUDAK BÖLGESİ MAHREÇLERİ

1) Alt dudağın içi, ön dişlerin ucundan: ق çıkar.

2) İki dudak arasından ise : ب,م,و çıkar.

TAKDİRİ MAHREÇ



  1. الخيشومGeniz: Gunneli idgam ile ihfanın icrasının ve sakin mim harfine ait gunnenin icrasının mahrecleridir.

  2. الجوف Cevf (ağız be boğaz boşluğu): med harflerinin icrası bu boşlukta olur.

Mahrec çalışması yapılırken öncelikle öğreticinin bu dersi almış olması ve bu öğretiye hâkim olması önemlidir. farklı farklı mahreç çalıştırma yöntemleri bulunmakla kendimin de uygulamakta olduğum aşağıdaki metodu örnek çalışma olsun diye veriyorum. Bu çalışma tüm harflerin telaffuzunda esas alınması önemlidir.


بَ- بِ – بُ – با - بي- بو- اَبْ – اِبْ – اُبْ – اَبَّ – اَبِّ - اَبُّ- اِبُّ-اَبَّا- اَبِّي- اَبُّو- اِبُّو- اُبَّ

Bu çalışmada da öne öğretici okumalı daha sonra düzgün okuyan öğrencilerden başlamak üzere tüm öğrencilerden titizlikle dinlenmeli düzgün söyleyemeyenlere biraz zaman tanınarak tekrar ettirilmelidir.



HARFLERİN HAREKELERLE SESLENDİRİLMESİ

HAREKE: Kur’an harflerinin üstüne ve altına konularak onların okunmasını sağlayan işaretlerdir. Bu işaretlere fetha, kesre, damme adının verildiğini biliyoruz. Bu harekeler harflerin özelliğine göre bazılarında kalın bir sesle bazılarında ise ince bir sesle okunurlar. Şimdi hangi harekelerin hangi harflerde kalın, hangi harflerde ise ince okunduğunu inceleyelim.

Bilindiği üzere heca harfleri dediğimiz 28 Kur’an harflerinin 7 tanesi kalın sesle okunurken 21 tanesi de ince sesle okunmaktadır. Bu ince sesli harflerden 2 tanesi olan bazı durumlarda ince harflerden oldukları halde kalın sesli olarak okundukları bilinmektedir.

KALIN SESLİ HARFLER

خ – ص – ض – غ – ط – ق - ظ

Bu harfleri fethalı, fetha medli okurken Türkçede kullandığımız A sesi verilerek telaffuz edilirler.

Örnek:

خَ - صَ – ضَ – غَ – طَ – قَ – ظَ

خَا – صَا – ضَا – غَا – طَا –قَا - ظَا

Bu çalışmayı yaparken öğretici olan şahıs öğrencilerin öğrenme merakını artıracak şekilde bir musiki edası ile dersi icra etmeli, böylelikle de öğrencilerin motivasyonlarını üst düzeye çekmelidir.



KALIN HARFLERİN DAMME VE DAMMEMEDLİ OKUNUŞLARI:

خُ – صُ – ضُ – غُ– طُ – قُ - ظُ

خُو-صُو-ضُو-غُو-طُو-قُو-ظُو

Bu harflerin icrasında ise Türkçe’de kullandığımız u sesi verilerek okunurlar.bu çalışmada da bir önceki çalışma yöntemi esas alınarak öğrencilerin katılımıyla önce topluca daha sonra tek tek icra ettirilir.



KALIN HARFLERİN KESRE VE KESREMEDLE OKUNUŞLARI:

خِ- صِ-ضِ- غِ- طِ – قِ - ظِ

خِي-صِي- ضِي-غِي-طِي- قِي- ظِي

Harekelerin sesleri kendilerinden sonraki med harflerinin ses uyumuna uygun olduklarından kesre harekede de telaffuz esnasında harekenin sesi ‘’Y’’ ye meyletmek suretiyle de öğreticinin icrasına dikkat ederek okunurlar. Bu çalışmada da bir önceki çalışma yöntemi esas alınarak öğrencilerin katılımlarıyla önce topluca daha sonra tek tek icra edilmelidir.



İNCE HARFLERİN FETHA VE FETHA-MEDLİ OKUNUŞLARI:

اَ , بَ , تَ , ثَ , جَ , حَ , دَ , ذَ , رَ, زَ , سَ , شَ , عَ , فَ , كَ , لَ , مَ , نَ , وَ , هَ , يَ

آ- بَا- تَا-ثَا- جَا- حَا- دَا- ذَا- رَا – زَا – سَا - شَا- عَا- فَا-كَا-لَا- مَا-نَا- وَا-هَا- يَا

‘’Ra’’ harfi hariç ince harflerin fethali halleri okunurken Türkçede kullandığımız ‘’e’’ sesine benzer bir sesle bu harfler telaffuz edilirler. Bu harfleri icra ederken med sesleri kalın harflerdeki ‘’A’’ harfi sesine %80 yakın bir sesle icra edilirler.bu keyfiyeti öğreticinin ağzından duyarak almak icra da önemlidir. Kalın harflerdeki uygulamayı esas alarak öğrencilerin merakını artırıcı musiki edası ile motivasyonlarını üst düzeyde tutmak önemlidir. Çalışmada önce öğretici sonra öğrenciler koro halinde bu çalışmayı yapmalı ardından bu çalışma teke tek icra edilmelidir.



İNCE HARFLERİN DAMME VE DAMME-MEDLİ OKUNUŞLARI:

اُ, بُ , تُ , ثُ , جُ , حُ , دُ , ذُ , رُ , زُ , سُ , شُ , عُ , فُ , كُ , لُ , مُ , نُ , وُ, هُ , يُ

اُو-بُو-تُو-ثُو-جُو-حُو-دُو-ذُو-رُو-زُو-سُو-شُو-عُو-فُو-قُو-كُو-لُو-مُو-نُو-وُو-هُو-يُو

‘’Ra’’ harfinin sesi kalın harflerde olduğu gibi kalın olarak icra edilir.bu harfin dışındaki ince harflerin dammeli ve dammemedli okunuşları Türkçede kullandığımız’’o’’ harfinin sesine %80 yakın bir kalın sesle telaffuz edilmelidir.bu sesi icracı öğreticinin ağzından almak önemlidir.Çalışmadaki metod bir önceki örnek çalışma esas alınarak yapılırsa verimli olunacağı görülecektir.



İNCE HARFLERİN KESRE VE KESR-MEDLİ OKUNUŞLARI:

اِ , بِ , تِ , ثِ , جِ , حِ ,دِ , ذِ , رِ , زِ , سِ , شِ , عِ ,فِ , كِ , لِ , مِ , نِ , وِ , هِ , يِ

اِئ ,بِي-تِي-ثِي-جِي-حِي-دِي-ذِي-رِي-زِي-سِي-شِي-عِي-فِي-كِي-لِي-مِي-نِي - وِي-هِي-يِي

‘’Ra’’ harfinin sesi de dahil olmak üzere bütün ince sesli harflerin kesre ve kesremedli okunuşları ‘’Y’’ ye meğillidirler.bu harflerin telaffuz örneklerini icracı öğreticinin ağzından duymak önemlidir.buradaki çalışma usulü de bir önceki çalışma esas alınarak yapılmalıdır.



HARFLERİN SIFATLARI

SIFAT: Belirtme-Niteleme anlamlarına gelir. Tecvidde ise harfin mahrecde oluşumu esnasında kendisinde meydana gelen özel durumlardır.bu özel durumlara sıfat diyoruz.bu sıfat harfin yapısında olduğu gibi harfler arasındaki bağlantıyı sağlamada da oluşabilir.harfin kendisinde olan sıfata lazımi,harfler arasındaki bağlantıyı oluşturan sıfata ise arızı sıfat denir.

LAZIMI SIFAT: harflerin mahrecden çıkarken kendisinde mahrecin ya da nefesin etkisiyle oluşan zayıflık-kuvvetlilik, akışkanlık-tıkanıklık gibi durumların ortaya çıkması halidir. böylesi durumları şu şekilde açıklayabiliriz:


  1. Hems durumu (sıfatı): harfin mahrecden çıkışı esnasında nefesin güçlü, sesin ise zayıf çıktığı durumlardır. Bu durum şu harflerde daha belirgin hissedilir

ق – ح – ث - ه – ش – خ – ص – ش – ك - ث

Bu durum harflerin harekeli okunuşunda daha açık görülür.

2)cehr durumu(sıfatı): harfin mahrecden çıkışı esnasında nefesin zayıf akışı sebebiyle sesin daha kuvvetli (açık) duyulduğu durumdur. Bu harflerin telaffuzu esnasında mahrec daha kapalı olduğundan nefes akışı azalmakta ses ise daha açık çıkmaktadır.

Cehr: ويذ - ز- ظض - غ

Beyniyye: لن عمر

Şiddet: اجد قط بكت

Cehr harfleri hareke ile okunurken nefesin az aktığı sesin daha açık çıktığı harfleri sıralamak istersek

1)nefesin en az aktığı, sesin en açık çıktığı herfler: اجدقطبك - ت

2)nefesin biraz daha fazla sesin biraz daha kısık çıktığı harfler: لنعم - ر

3)nefesin daha da fazla sesin ise daha kısık çıktığı harfler: و- يذ - ز- ظض -غ

Bu harfler şeddeli okunurken ise tutma ölçüleri aynı nisbette sıralanır yani şeddesi en az tutulandan daha fazla tutulana doğru sıralamak istenirse şu şekilde sıralama yapabiliriz:

1- اجد قط بكت

2- لع - ر

3- و- ي - ذ -ز- ظغ

4- ف ,ح, ث , ه ,ش ,خ , ص , س

5- ن- م

Bu özel durumların dışlında bazı sıfatlar da vardır. Bunları tecvid kitaplarından bakmak konuyu kavramada yardımcı olacaktır.

Buraya kadar öğrendiğimiz harflerin zatına ve sıfatlarına mahsus bazı yönlerini ve örnek çalışmalarımızı bundan sonra kur’anı kerimin muhtelif sayfalarındaki örnek çalışmalarla pekiştirmek faydalı olacaktır. Bu çalışmayı yüzüne kur’anı kerim okurken takip etmek bu uygulamaları geliştirecektir.

Çalıştığımız ve geliştirdiğimiz okuyuş tarzımızı gerek duaların gerekse kısa surelerin taliminde takip etmek faydalı olacaktır. ezber yaptırırken dualarda ve surelerde geçen bazı kelimeler üzerine vurgu yaparak geçmiş çalışmalarımızı hatırlatmalı hatalı ve yanlış okuyuşları düzeltme yoluna gidilmelidir. Ayrıca Kur’an okumaya yeni başlayanlara ve yaşlılara tecvid bilgisi teorikten ziyade uygulamada yardımcı olunmalıdır. Gereği kadar bu konular üzerinde durmalı aşırı tecvid teori bilgisinden kaçınılmalıdır.
KUR’AN YORUMU

VE

TEFSİR BİLGİSİ

7 – KUR’AN YORUMU VE TEFSİR BİLGİSİ DERSİ
Kur’an Yorumu ve Tefsir Bilgisi dersi 16 saat olarak planlanmış olup, bu derste işlenecek konular şu şekilde düzenlenmiştir:
DERSİN ÜNİTELERE GÖRE DAĞILIMI



ÜNİTELER


Süre


Konular


1. ÜNİTE

KUR’AN TARİHİ




3

SAAT

1. Hz. Peygamber Dönemi: Vahyin Nüzulü ve Tespiti (1 Saat)

2. Halifeler Dönemi: Cem’ ve İstinsah (1 Saat)

3. Halifeler Sonrası Dönem: Harekeleme, Noktalama, Vakf ve Özel İşaretler, On Kıraat ve İmamlar (1 Saat)



2. ÜNİTE

KUR’AN’IN MAHİYETİ VE

MUHTEVASI



3

SAAT

1. Kur’an Nasıl Bir Kitaptır, Özellikleri Nelerdir? (1 Saat)

2. Tevhid, Nübüvvet ve Ahiret (1 Saat)

3. Kur’an Kıssaları (1 Saat)



3. ÜNİTE

TEFSİR İLMİ VE KUR’AN İLİMLERİ


4

SAAT

1. Tefsir, Te’vil, Terceme ve Meal Kavramları (1 Saat)

2. Hz. Peygamber, Sahabe ve Tabiun Dönemleri Tefsir Faaliyetleri (1 Saat)

3. Tefsir Türleri: Rivayet, Dirayet, Ahkâm, İşâri (1 Saat)

4. Kur’an İlimleri: İ’câzu’l-Kur’an, Muhkem–Müteşabih, Nasih-Mensûh, Esbâb-ı Nüzul (1 Saat)




4. ÜNİTE

MEALLERDEN YARARLANMA



2

SAAT

1. Meallerden Yararlanma Usulleri (1 Saat)

2. Mukayeseli Meal Örnekleri (1 Saat)


5. ÜNİTE

TEFSİR UYGULAMALARI




4

SAAT

1. Kur’an’ın Üslubu (1 Saat)

2. Mekki ve Medeni Ayırımı (1 Saat)

3. Kur’an’ı Anlamada Bütüncül Yaklaşım (Münasebet/Tenasüb) (1 Saat)

4. Kur’an Yorumuna Dair Uygulama ve Örnekler (Fatiha, Fil-Nas) (1 Saat)




1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   56


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət