Ana səhifə

T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı


Yüklə 3.91 Mb.
səhifə55/56
tarix26.06.2016
ölçüsü3.91 Mb.
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   56

II. SÜNNET VE HADiSLERDEN YARARLANMA


Hz. Peygamber’e nispet edilen söz, fiil ve takrirlerin sözlü veya yazılı bir şekilde ifadesi demek olan “Hadis” ile O’nun Müslümanlar için örnek teşkil eden davranışları demek olan Sünnet’in, başta din olmak üzere, bilgi, kültür ve medeniyetimizin temel kaynaklarından birisini olu‏şturduğunda şüphe yoktur.

Sünnetin Kur’an’dan sonra ikinci temel kaynak oluşunda İslam alimleri arasında herhangi bir ihtilaf olmamakla birlikte, hadislerin değeri ile ilgili farklı değerlendirmeler bulunmaktadır. Nitekim bazı mezhepler âhâd haberlerin kat’î değil de zannî ilim ifade ettiğini ileri sürerek onların itikadi konularda delil olamayacağını belirtmişlerdir. Fakat tefsir, fıkıh, tasavvuf vb. diğer alanlarda sihhat şartlarını taşıyan hadis ve sünnetin hüccet olduğu herkesin malumudur. Burada ise sahih olmakla birlikte sünnet ve hadisin bağlayıcı olup olmadığı konusuyla, Hz. Peygamber’in belli bir uygulamayı hangi sıfatıyla yaptığının tespiti oldukça önem arzetmektedir.

Fitne diye adlandırılan iç kargaşaların ortaya çıkmasının ardından, hadis uydurmacılığının başlaması, hadis alimlerini birtakım tedbirler almaya sevketmiştir. Hadislerin Hz. Peygamber’e aidiyetini tespit edebilmek için H. I. Asrın sonu ile II. asrın başlarından itibaren uygulanmaya başlanan isnad tenkidinin yanısıra, çeşitli şekillerde metin tenkidi uygulaması yapılmıştır. Ortaya çıkan ve yaygınlaşan binlerce uydurma rivayetin içinden sahih hadislerin seçilmesinde bu iki tenkid yöntemi oldukça yararlı olmuştur. Ancak, bu yöntemlerde de, yanılma payı ile sübjektifliğin dikkate alınması gerekmektedir. Hadislerin ister sözlü, isterse yazılı tespitinde gösterilen bunca hassasiyete rağmen, sahabeden itibaren Hadislerin zabtında ortaya çıkan zabt kusurları da göz ardı edilmemelidir. Bu hususta Hz. Aişe’nin ortaya koyduğu yöntem ve yanlışlıklar karşısında yapmış olduğu eleştiriler son derece yol göstericidir. Söz konusu eleştirilerin bir kısmı zabt ile ilgili, bir kısmı da Hadis ve Sünnetin delaleti, yani doğru anlaşılması, yorumlanmasıyla ilgilidir. Bu eleştiriler göstermektedir ki, hadislerin genellikle mana ile rivayet edilmesi de bazı problemlere yol açabilmektedir.

Sünnet ve Hadislerin anlaşılmasında sahabenin sünneti anlamada farklı yaklaşımları ile muhtelif imamların anlayışları başlangıç için iyi bir zemin teşkil eder. Bunun ardından sonraki asırlarda Sünnetin anlaşılmasına dönük çabalar, özellikle Hadis şerhlerinin genel karakteri gözden geçirilmeli ve bütün bunlardan sonra günümüzde Sünnet ve Hadislerin anlaşılmasına yönelik genel ilkeler tespit edilmelidir. Biz burada şu hususlara işaret etmekle yetineceğiz:



  1. Hutbede kullanılacak hadisler, muteber Hadis kaynaklarından seçilmelidir. Bu hususta mümkün mertebe Kütüb-i Sitte dediğimiz temel kaynaklar tercih edilmelidir. Ancak hadislerin sadece bu altı kitapta bulunuyor olması ile de yetinilmemelidir. Zira bu çalışmalarda da bazı hadisler vardır ki kullanılmalarının sakıncaları vardır.

  2. Hadisler, popüler, halk kültürüne dayalı kitaplardan, rastgele hazırlanmış vaaz kitaplarından sakınılmalıdır. Muhammediyye, Ahmediyye, Envaru’l-aşikin, Müzekki’n-Nüfus, Kara Davud, Tenbihu’l-Gafilin, Şir’atu’l-İslam, İrşad, Mecalis vb. kitaplardan hadis nakledilemez. Zira bu kitaplar, sahih olmayan pek çok hadis içermektedirler.

  3. Bir konuda tek bir rivayetle yetinilmemeli, konuyla ilgili diğer hadislerin de okunması, toplanması, birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Aynı hutbede, birbiriyle çelişkili gözüken hadisler nakledilmemeli, ya makul bir şekilde uzlaştırılmalı ya da birisi tercih edilmelidir.

  4. Hadis, ya doğru çevrilmeli, ya da belli bir kitaptan alınıyorsa, doğru çevirilip çevirilmediğine dikkat edilmelidir. Bu noktada çok iyi bildiğimizi sandığımız bazı hadislerin hatalı çevirildiğine de dikkat çekelim. (Din nasihattir, imanın en zayıfı, misvak kullanma, men temesseke bisünneti…)

  5. Hadisin, niçin, nerede, hangi bağlamda, kime/kimlere söylendiği bilinmelidir. Kısaca sebeb-i vürud dediğimiz, hadislerin söyleniş sebeplerinin bilinmesi, şartlar ve maksatların dikkate alınması, hadislerin hem doğru hem de kolayca anlaşılmasını sağlayacaktır.

  6. Hadisin sahih (veya hasen) olması tercih edilmelidir. Hutbelerimizde pek çok konuyu işleyecek kadar yüzlerce, binlerce sahih hadisimiz vardır.

  7. İhtiyaç halinde belli şartlar dahilinde zayıf hadisler de kullanılabilirse de, çok zayıf rivayetlerden mümkün mertebe sakınmalıdır. Aslında zayıf hadislerle amel konusunda, rivayetin çok zayıf olmaması, belli bir aslın altına girmiş olması ve sabit olduğuna inanılmaması gibi bazı şartlar ileri sürülmüşse de, çoğu kere bu şartlar nazar-ı itibara alınmamıştır. Bazen birbirlerini destekledikleri, bazen manasının sahih olduğu, bazen hayra ve faziletli işlere teşvik ettiği vb. gerekçelerle çok zayıf hatta uydurma rivayetler dahi kullanılagelmiş ve bunlarla da amel etmekte sakınca görülmemiştir. Bilhassa Tesbih Namazı, Regaib ve Beraat gibi özel gecelerle ilgili tarif edilen nafile namaz çeşitleri bunun tipik örneklerini oluşturur. Şatıbi (ö. 790), Şevkani (ö. 1250) gibi alimlerle, Subhi es-Salih, A. Muhammed Şakir ve Yusuf el-Karadavi gibi bazı muasır müellifler, şer’i hükümlerin tamamının eşit olduğunu, bu sebeple hem ahkam, hem de fezail konularında her zaman sahih bir huccet gerektiğini belirtmişlerdir.

  8. Uydurma haberler asla kullanılmamalıdır. Oysa maalesef, halkımızın bilgi dağarcığında vaazlardan, çeşitli dergi, takvim yaprağı ve dini hikayeler içeren kitaplardan öğrendiği uydurma rivayet hiç de az değildir. Neticede yalanlar üzerine neredeyse bir din anlayışı, ahlak ve kültür inşa edilebilmiştir. (Uydurma rivayetlerde peygamber tasavvuru adlı tebliği)

  9. Hadisteki değişken vasıta ile sabit hedefin birbirinden ayırt edilmesi, yani araç ile amacın fark edilmesi gerekir. (diş temizliği-misvak)

  10. Hz. Peygamber’in belli bir davranışı ele alınırken O’nun hangi sıfatla uygulamada bulunduğunun belirlenmesi gerekecektir. Beşerî yönü ile nebevî yönü dikkate alınmalıdır. (oğluna ağlaması ve küsuf)

  11. Hz. Peygamber’in fiillerinden âdet ile ibadetin ayırt edilmesi gerekir. Din ile dünya işlerindeki tasarrufları birbirinden ayırt edilmelidir. Hz. Peygamber’in de belli bir örf, âdet ve çevre kültürü içerisinde yaşadığı unutulmamalıdır. (tıp ve tedavi yöntemleri, hurma aşılama)

  12. Hadis ve sünnetin ortaya çıktığı tabii-fiziki çevre, sosyo-kültürel ve iktisadi çevre ile tarihsel, toplumsal bağlamının dikkate alınması gerekir.

  13. Seçilen hadis, Kur’an’ın açık bir ayetine aykırı düşmemelidir. Sünnet, Kur’an ışığında anlaşılmalı, hadis, Kur’an’ın sarih ayetine aykırı olmamalıdır.

  14. Hz. Peygamber’in Sünnet ve siretine aykırı olmamalıdır. Hz. Peygamber’in hayat tarzı ve ahlakına uygunluğunun gözetilmesi gerekir.

  15. Hadis ve sünnetler, İslam’ın genel prensipleri (küllî kaideler), tarihi gerçekler ve kesinleşmiş bilimsel veriler ışığında değerlendirilmeli, İslam’ın temel prensiplerine aykırı olmamalıdır.

  16. Akl-ı selime, mantığa ve fıtrata aykırı olmamalıdır.

  17. Hadis ve sünnetlerdeki illet ve hikmetlerin doğru tespit edilmesi gerekir.

  18. Seçilen hadisler uygulanabilir olmalıdır. Hayatta uygulama alanı olmayan, cemaati pratikte herhangi bir amele sevketmeyecek hadislere yer verilmemelidir.

  19. Seçilen hadisler makul ve anlaşılabilir olmalıdır. Sahih bile olsa, eğer izah edilemeyecekse, cemaatin kafasının karışmasına sebep olacaksa bu hadisleri minbere taşımaya gerek yoktur. (Sinek, develerin idrarı vb.)

  20. Seçilen hadislerde sözü edilen iyi veya kötü amellerin karşılığında aşırı abartı olmamalıdır. Bu durum -istisnaları olmakla birlikte- o rivayetin sahih olmadığının bir işareti olabilir.

  21. Hz. Peygamber, Câmiu’l-Kelim olduğu için, yani az kelimeyle öz söylediği için kısa, sahih hadisler genelde özlü sözler şeklindedir. İfade gücü düşük, fazla detaylı, 2-3 haneli rakamlar içeren rivayetlerin zayıf olması ihtimali fazladır.

  22. Terğib-terhib hadisleri doğru anlaşılmalı, Allah Rasulünün verdiği mesaj alınmalıdır. Bu tür hadislerden amacın, hüküm koyma değil, iyiliğe teşvik ve kötülükten sakındırma olduğu bilinmeli, bu hadisler lafzen ve şeklen anlaşılmamalıdır.

  23. Hadislerde geçen hakikat ile mecaz, teşbih ile temsiller iyi anlaşılmalıdır. Dil ve üsluba dikkat edilmemesi sonucu bu konuda ciddi yanlışlıklar yapılmaktadır. Kadınları kaburga kemiğine benzeten rivayetlerdeki teşbih hakikat olarak anlaşılabilmiştir.

  24. Hadisler düşünerek okunmalı, hemen kabul veya red cihetine gidilmemelidir. Akla takılan soruların üzerine gidilmeli ve bu sorulara cevap aranmalıdır.

  25. Sünnet ile amel ederken fıkha olan ihtiyaç da göz ardı edilmemelidir. Zira fıkıh olmaksızın doğrudan doğruya hadislerle amel etme teşebbüsü de birçok sorunlara yol açabilmektedir. Mezhepleri dışlayan Selefi yaklaşımı da tasvip etmediğimizi belirtmeliyiz.

Sünnet ve hadislerin anlaşılmasında ve uygulanmasında, tarih boyunca ve günümüzde yapılan ilgili tartışmalarda zikredilen bu hususların rolü oldukça fazladır. Dolayısıyla inançtan ahlaka, ibadetten muamelata, ilimden irfana, sosyal hayattan siyasete, kültürden medeniyete kadar hayatın her alanı ile ilgili olarak hadislerin, İslam’ın genel prensipleri, Kur’an’ın belirleyiciliği, Sünnetin rehberliği, akl-ı selimin verileri, delillerin gerekçeleri, geleneğin tecrübe ve öğretileri, müslümanların maslahatları, günümüzün şartları ve ihtiyaçları gözönünde bulundurularak bütüncül bir yaklaşım içerisinde anlaşılması ve çağdaş problemlerimize çözümler üretilmesi şarttır.
II-VAAZ
VAAZ HAZIRLAMA VE SUNMA TEKNİKLERİ

Müslümanlara çeşitli zamanlarda ve mekânlarda çeşitli şekillerde nasihatlerde bulunup, onları iyiliğe, güzelliğe teşvik etmek, kötülüklere karşı ikaz etmek, Allahın nimetleri karşısında onlardaki şükür duygusunu geliştirmektir.



VAİZ;
Topluca ibadet edilen yerlerde ve özelliklerde Camilerde cemaati dini yönden aydınlatmak amacıyla, ibadet öncesi ve sonrasında kürsüden öğütler veren Din Görevlisidir.
ادْعُ إِلِى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُم بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِين

فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَعِظْهُمْ وَقُل لَّهُمْ فِي أَنفُسِهِمْ قَوْلاً بَلِيغًا

Beliğ müessir söz söyle

Zikr (hatırlamak), Tekvir27,

Zikra (Uyarı), Müddessir 31,

Tezkire (İkaz, öğüt), Tâhâ 2-3, Gâşiye 21-22, Zâriyât 55,

Nasihat (Öğüt, dürüst samimi)

Tavsiye (birini hayırlı bir iş yapmaya teşvik)
VAAZ HAZIRLAMADA TEMEL İLKE

1.Bilgilendirmeyi ve bilinçlendirmeyi amaçlamak

2. Hikmet yanlısı olmak (Nahl 16/125)

3. Öğütle inandırmaya ve yönlendirmeye çalışmak

4. Konularda çeşitliliğe önem vermek (iman, ibadet, ahlâk ve sosyal ilişkiler)

5. Gerektiği yerde aşırıya kaçmadan duygulandırmak, heyecanlandırmak

6. Şefkat ve merhamet duygusunu güçlendirmeye çalışmak (Tevbe 9/128)

7. Toplumda birlik, beraberlik, sevgi, saygı ve hoşgörü duygularını pekiştirmeyi amaçlamak

8. Vahye bağlı kalarak gelişime açık olmak

9. Güncelliği gözetmek

10. Kolaylaştırıcı ve özendirici fikirlere öncelik vermek,

Müjdeleme ve uyarma arasındaki dengeyi gözetmek

12. Konuyla ilgili kaynaklarda seçiciliğe ve çeşitliliğe önem vermek

13. Toplumun dinî ve sosyo-kültürel yapısını gözetme

14. Dinî konuları diğer bilimlerle ilişkilendirmek

15. Kur’an ve sünnet ışığında değer üretmek

16. Süreye riayet etmek

VAAZ HAZIRLAMA AŞAMALARI

Konu seçimi

Plan

Bilgi toplama



Bilgileri düzenleyip harmanlama

Hazırlama

Kontrol etme

VAAZIN YAPILDIĞI YER

- Cuma vaazı

-Bayram vaazı

-Kandil günleri

-Hafta sonu

-Nişan, düğün, taziye vb. anlar

-İlçe pazarı günü
VAAZ PLANI
Dua

Konunun takdimi (Konunun önemini vurgulayacak birkaç cümle)



  • Giriş

Konuyla ilgili ayet, hadis, olay, gazete veya televizyon haberi, nüzul sebebi veya vürud sebebi vb.


  • Gelişme

Ayet ve Hadis yorumları, açıklayıcı bilgiler, şiirler, hikayeler, örnek olaylar, güncellemeler, cemaate soru ve cevaplar, hatıra ve gözlemler vs.


  • Sonuç

Kısa özet, ana mesaj, öğütler, dua ve temenniler, bitiriş, Fatiha..

VAZIN HAZIRLANIŞI

Konu saha önceden tesbit edilmelidir.

1. Kaynakları belirleme

- Konuyla ilgili ayet ve hadisleri bulmak için mu’cemler, internet arama siteleri

- Tefsir ve hadis kitapları

- Siyer kitapları

- İlgili başka kaynaklar

- İslam ansk. Maddesi

- makaleler

2. Kaynaklardan not alma (fişleme)

3. Kompozisyon

4. Kontrol ve egzersiz yapma


İYİ HAZIRLANMIŞ BİR VAAZ

Konu günceldir.

Eğitici mesajlar içerir.

Dil ve üslup yönünden akıcı ve anlaşılabilirdir.

Sunuş irticalidir.

Hatip gösterişten uzak ve mütevazidir.

Hatip güvenilir ve söylenen fikirler delillere dayalıdır.

Göz iletişimi ve cemaat hâkimiyeti vardır.

Ayet ve hadisler, mealleriyle birlikte düzgün okunur

Üslup ikna edici, sevdirici ve yumuşaktır. (Nahl 16/125; Al-i İmran 3/159)

Hatip kolaylaştırıcı ve yapıcıdır.

Seçilen örnekler uygulanabilir ve günceldir.

Konu bütünlüğü korunmuştur.

Üslup akıcıdır.

Fikirler ayırıcı ve bölücü değil, birleştiricidir.

Hakaret ve aşağılama söz konusu değildir.

Cemaatin eğitim ve kültür düzeyine uygundur.

Süreye riayet edilir.

Bidat, hurafe ve israiliyat olmamalıdır.
ÖRNEK BİR VAAZ PLANI
KONUMUZ: DUANIN HAYATIMIZDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

GİRİŞ BÖLÜMÜ

(Giriş duası)





GELİŞME BÖLÜMÜ

  • Dua yaratılışın gereğidir

  • Her şey Allahı tesbih eder

  • Ayetlerle duanın önemi

  • Hadislerle duanın önemi

  • Peygamberimizin hayatında dua

  • Duanın zamanı

  • Fiili ve kavli

  • Duanın kabulünün şartları

  • Usul ve adapları

  • Örnek dualar


SONUÇ BÖLÜMÜ

O halde…


Değerlendirme

Bitirme duası


VAAZ BAŞLANGIÇ DUASI

(ÖRNEK)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْــــمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

اَلْحَمَدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، وَالصَّلاَةُ وَالسِّلاَمُ عَلىَ رَسوُلِنَا مُحَمَّدٍ، وَعَلىَ آلِهِ وَاَصْحَابِهِ أَجْمَعِينَ،

صَلُّوا عَلَى رسولِنا محمّد

صَلُّوا عَلَى شَفِيعِ ذُنُوبِنا محمّد

صَلُّوا عَلَى طبِيبِ قلُوبِنا محمّد

رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي، وَ يَسِّرْ لِي أمْرِي، وَ احْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي، يَفْقَهُوا قَوْلِي، وَأُفَوِّضُ أمْرِي إلَي اللهِ، إنَّ اللهَ بَصِيرٌ بِالْعِبَادِ.

رَبِّ زِدْنِي عِلْماً وَ فَهْماً وَ أَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ

سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا، إنَّكَ أَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ

سُبْحَانَكَ لاَ فَهْمَ لَنَا إلاّ مَا فَهَّمْتَنَا، إنَّكَ أَنْتَ اْلجَوَّادُ اْلكَرِيمُ

أمَّا بَعْدُ: فَاْلأَوَّل اللهُ، وَ الآخِرُ اللهُ، وَ الظاهِرُ اللهُ، وَ الباطِنُ اللهُ، فمَنْ كان في قلبِه اللهُ، فمُعِينُهُ في الدَّارَيْنِ اللهُ، وَمَنْ كَانَ في قَلْبِهِ غَيْرُ اللهِ، فَخَصْمُهُ في الدَّارَيْنِ اللهُ. لآ إلهَ إلاَّ اللهُ اْلمَلِكُ اْلحَقُّ اْلمُبِينُ، مُحَمّدٌ رَسُولُ اللهِ صَادِقُ اْلوَعْدِ اْلأَمِينُ، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إلاَّ بِاللهِ اْلعَلِيِّ اْلعَظِيمِ.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْــــمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ: ................

قَالَ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ: .................

Not: Ayet ve hadislerde konu bütünlüğüne dikkat edilmelidir.

Vaazın süresine göre giriş duasında kısaltma yapılabilir.



 Haz: Hüseyin DURSUN, Şef, Tekirdağ Eğitim Merkezi

 Haz: Muhammed COŞKUN, Eğitim Görevlisi, Tekirdağ Eğitim Merkezi

1 Ali İmran 3 / 104

2 İsmail KARAGÖZ: ‘Cami Ve Din Görevlileri’ Diyanet Dergisi, 2005, Sayı:178, 30

3 Kadir ADIYAMAN, ‘Din Adamının Sosyal Statüsü’, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, (İstanbul, 2003) s. 19.

4 Sebe 34/47. Ayrıca bkz: Şuara 26/109, 127, 145, 164; Sad 38/87

5 İbn Abdilberr, Cami’u beyani’l- ilm, s.215

6 Suyuti, Camius’s- sağir, I, 56.

7 A’raf 7/176

8 Cuma 62/5

9 Furkan 74.

10 Müminun / 8

11 Nahl / 91

12 İsra / 34

13 Saff / 2,3

14 Nahl / 92

15 Nahl 125.

16 Ahmet Önkal, Rasulullah’ın İslam’a Davet Metodu, s.148

17 Diyanet Aylık Dergi, Sayı: 172, Yıl: Nisan-2005, s. 26-29.

 Haz: Murat OSMANOĞLU, Eğitim Merkezi Müdürü, Tekirdağ Eğitim Merkezi

 Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut ÇAMDİBİ’nin Tekirdağ Eğitim Merkezi’nde okuttuğu ders notlarından derlenmiştir (Tekirdağ Eğitim Merkezi)

18. Nurullah Altaş, Camilerde Din Eğitimi Faaliyetleri ve İmam-Hatiplerin Yeterliliği, Yayınlanmamış Lisans Tezi, A.Ü. İlahiyat Fak, Ankara 1995, s. 98

19 . İmamlarla ilgili bazı çalışmalar için bkz.: Ramazan Buyrukçu, Din Görevlisinin Mesleği Temsil Gücü, Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 1995

20. Hıristiyan geleneğinde Dini Danışma alanları hakkında geniş bilgi için bkz. Liddel, s. 4-11

21. 2/ Bakara, 31

22. 2/ Bakara, 37

23. ; 4/ Nisa, 82; 38/ Sad, 29; 47/ Muhammed, 24

24. 57/ Hadid, 9

25 .

26. 16/ Nahl, 36; 28/ Kasas, 59

27. 21/ Enbiya, 51, 68

28. 19/ Meryem, 41, 50

29. 20/ Taha, 88, 94

30. 31/ Lokman, 13, 19

31. 12/ Yusuf, 36, 38

32. 4/ Nisa, 165

33. 4/ Nisa, 166, 169

34. 5/ Maide, 67

35. 17/ İsra, 93; 18/ Kehf, 110; 41/ Fussilet, 6

36. 6/ En’am, 50

37. Otto F. Mathiasen, Rehberliğin Manası, Çev. Hasan Tan, Maarif Basımevi, Ankara 1956, s.12

38. 16/ Nahl, 35

39. 80/ Abese, 3, 4

40. 80/ Abese, 8, 16

41 . Süleyman Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Neşriyat, İstanbul 1991, 9/305

42. 58/ Mücadele, 1, 4

43. 74/ Müddessir 1, 2; 5/ Maide, 67; 87/ A’la, 9, 10

44. Buhari, El-Camius’s-Sahih, Kitabu’l-Vüdu, 63. Bab, Çağrı Yayınları, İstanbul 1981

45. Tirmizi, Sünen, Kitabu’l-Fiten, 76. Bab, Hadis No: 2263, Çağrı Yayınları, İstanbul 1981; Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.5, s.40, Çağrı Yayınları, İstanbul 1981

46. Buhari, Sahih, Kitabu’l-İman, 5. Bab; Tirmizi, Sünen, Kitabu’l-İman, 12. Bab, Hadis No: 2628

47. Buhari, Sahih, Kitabu’l-İman, 18. Bab

48. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 4227, s. 227

49.Tirmizi, Sünen, Kitabu’t-Tıbb, 2. Bab, Hadis No: 2038

50 Ahmed Naim, Sahih-i Buhari Tecrid-i Sarih Tercemesi, DİB Yayınları, Ankara 1975, 1/68

51 Cemal Tosun, İlahiyat Fakültelerinde Vaizlik Eğitimi, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.XXXVI, ss.185-187, Ankara 1997

52 .Tosun, s. 187

53 İbn Manzur Muhammed b. Mukarrem, Lisanu’l-Arab, Beyrut 1988, 5/219; Tahir Ahmed Zavi, Tertibu’l-Kamusi’l-Muhit, Kahire 1971, 2/340-341

54 . Tertibu’l-Kamusi’l-Muhit, 2/187

55 .Tertibu’l-Kamusi’l- Muhit, I/316

56 . 5/ Maide, 99

57 . 3/ Ali İmran, 104

58. Nurullah Altaş, Diyanet İşleri Başkanlığında İrşad Hizmetleri ve İlgili Kurumlar, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Semineri, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 1996, s. 2

 Haz: Celal SÜRGEÇ, Eğitim Merkezi Müdürü, Elazığ Harput Eğitim Merkezi

59 5 Maide 41; 6 En’am 125; 2 Bakara 8.

60 16 Nahl 106.

61 Buhârî, “Cihâd”, 102; Müslim, “Îmân”, 8; Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 104

62 Bakara 2/177, Nisâ 4/136

63 2 Bakara 260; 9 Tevbe 124; 48 Fetih 4; 8 Enfal 2.

64 40 Mü’min 84, 85.

65 12 Yusuf 87; 7 A’raf 99.

66 2 Bakara 277; 10 Yunus 9; 11 Hûd 23.

67 20 Taha 112.

68 49 Hucurat 9; 2 Bakara 178; 66 Tahrim 8.

69 27 Neml 81.

70 49 Hucûrat 14.

71 Buhari, vesâya, 10.

72 Ebû Dâvud, vesâya, 10.

73 2 Bakara 161–162.

74 4 Nisa 116.

75 2 Bakara 8.

76 4 Nisa 145.

77 Buhari, feraiz 29.

78Buhârî, “Edeb”, 73; Müslim, “Îmân”, 26

79 Bakara 2/177

80 4 Nisa 136.

81 İbrahim 13/10

82 Fussılet 41/53; ayrıca bk. el-Mü’minûn 23/12-14; el-Furkan 25/47; er-Rûm 30/20-22; Yâsîn 36/37-40; Kaf 50/6-10

83 Ebû Dâvud, Vitr, 23, İbn Mâce, Dua, 9

84 Araf, 7/180

85 Taha 20/8.

86 Araf7/180.

87 Buhari, da’avât 68, tevhid 12

88 En’am 103.

89 Suyûti, el-Câmiu’s-sağir, I, 32.

90 Hadîd 3. Kasas 28/88

91 Şûrâ 42/11

92 Enbiyâ 21/22; el-İsrâ 17/42; ez-Zümer 39/4

93 İhlâs 112/1-2

94 Fâtır 35/15

95 Furkan, 25/58

96 En’am 6/59

97 Mücâdele 58/7

98 Mü'min 40/19-20

99 Âl-i İmrân 3/26

100 Şûrâ 42/49

101 Nahl 16/40

102 Nahl 16/90

103 Nûr 24/44-45

104 A‘râf 7/143

105 Kehf 18/109

106 Zümer 39/62

107 Bakara 2/285

108 Bakara 2/177

109 Enbiyâ 21/19-20

110 Zuhruf 43/19; ayrıca bk. Sâffât 37/149; Necm 53/27-28

111 Nahl 16/50; ayrıca bk. Enbiyâ 21/26-28; Tahrîm 66/6

112 Fâtır 35/1

113 Meryem 19/16-17,

114 Hûd 11/69-70

115 bk. Bu­hâ­rî, “Îmân”, 37; Müslim, “Îmân”, 1; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 15

116 Bakara 2/31-33)

117 Şuarâ 26/193-194

118 Nahl 16/102

119 Secde 32/11

120 Kaf 50/17-18

121 İnfitâr 82/10-12; ayrıca bk. Zuhruf 43/80

122 Mü'min 40/7; ayrıca bk. Hâkka 69/17

123 Nisâ 4/172

124 Ra‘d 13/23-24; Tahrîm 66/6; Müddessir 74/29-31

125 Tirmizî, “Tefsîr”, 3

126 Buhârî, “Ezân”, 111, 112; “Da‘avât”, 63; Müslim, “Salât”, 18

127Buhârî, “Mevâkýt”, 16; Müslim, “Mesâcid”, 37

128 Buhârî, Fezâilü'l-Kur'ân, 15; Müslim, “Müsâfirîn”, 36

129 Buhârî, “Da‘avât”, 66; Müslim, “Zikr”, 8

130 Ahzâb 33/43

131 Tirmizî, “İlim”, 19

132 A‘râf 7/206

133 Rahmân 55/15

134 Hicr 15/26-27

135 Neml 27/39

136 Sebe’ 34/14

137 Zâriyât 51/56

138 Bk. Buhârî, “Vekâle”, 10; “Fezâilü'l-Kur'ân”, 10; Tirmizî, “Tıb”, 16

139 Bakara 2/34

140 Kehf 18/50

141 Fâtır 35/6

142 (bk. Müslim, “Münâfi­kun", 11).

143 Nahl 16/98; İsrâ 17/65; A‘râf 7/2

144 Şûrâ 42/15

145 Nisâ 4/136

146 Hicr 15/9

147 Âl-i İmrân 3/31; Nisâ 4/47; Mâide 5/15; En‘âm 6/153; A‘râf 7/3

148 Mâide 5/44

149 İsrâ 17/55

150 Mâide 5/46

151 Buhârî, “Tefsîr”, sûre: 2/11; “İ‘tisâm”, 25

152 Furkan 25/32

153 Bakara 2/185; Duhân 44/1-3; Kadr 97/1

154 İsrâ 17/88

155 Bakara 2/23-24; ayrıca bk. Hûd 11/13; Tûr 52/33-34

156 Bakara 2/285

157 Nisâ 4/150-151

158 (el-Fâtır 35/24),

159 Nahl 16/63; ayrıca bk. Yûnus 10/47

160 Cum‘a 62/4

161 Mâide 5/72-73, 75; A‘râf 7/188; Tevbe 9/30

162 Ahzâb 33/40

163 Nisâ 4/165

164 Âl-i İmrân 3/161

165 Mâide 5/67

166 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 266

167 Mü'min 40/78

168 Mâide 5/110-115

169 Nisâ 4/136

170 A‘lâ 87/16-17

171 Mü'min 40/39

172 Kasas 28/77

173 Nisâ 4/56

174 (en-Nûr 24/24-25),

175 Yûnus 10/45

176 Buhârî, “Rikak”, 45; Müslim, “Cennet”, 14, 19; Tirmizî, “Tefsîr”, 18

177 Kehf 18/49

178 Tirmizî, “Kıyâmet”, 1

179 Buhârî, “Rikak”, 49; “Mezâlim”, 2; Müslim, “Zekât”, 20; “Cennet”, 18

180 Enbiyâ 21/47

181 Buhârî, “Ezân”, 129; “Rikak”, 48-52; Müslim, “Îmân”, 81; İbn Mâce, “Zühd”, 33

182 Kevser 108/1

183 Buhârî, “Rikak”, 53; “Fiten”, 1; Müslim, “Fezâil”, 9; Tirmizî, “Kıyâmet”, 14, 15

184 Bakara 2/255

185 Enbiyâ 21/28

186 Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 21; Tirmizî, “Kıyâmet”, 11; İbn Mâce, “Zühd”, 37

187 İsrâ 17/79); şefâat-i uzmâ konusunda bk. Buhârî, “Zekât”, 52

188 A‘râf 7/46-47

189 Mürselât 77/32-33

190 Furkan 25/12

191 A‘râf 7/40-41

192 Kehf 18/29),

193 İbrâhim 14/50; Mü'minûn 23/104

194 Meâric 70/16

195 Hümeze 104/7

196 Karia 101/9-11

197 Tahrîm 66/6

198 Kaf 50/33

199 Vâkıa 56/42-44

200 Nisâ 4/56

201 Sâffât 37/64-66),

202 Vâkıa 56/53-55; Nebe’ 78/25

203 Nebe’ 78/24

204 Mutaffifîn 83/15

205 Nisâ 4/137, 168),

206 Buhârî, “Rikak”, 51; “Tevhîd”, 19; Tirmizî, “Birr”, 61; İbn Mâce, “Mukaddime”, 9

207 Âl-i İmrân 3/133

208 İnsân 76/13).

209 Muhammed 47/15

210 İnsân 76/18

211 Mutaffifîn 83/25-26

212 Vâkıa 56/19

213 Tûr 52/23

214 Rahmân 55/68;Nebe’ 78/32;Vâkıa 56/21;Vâkıa 56/28-29

215 Kehf 18/31; İnsân 76/21 ;Kehf 18/21; Hac 22/23; Fâtır 35/33 ;Tevbe 9/72

216 İnsân 76/19

217 Zuhruf 43/71;Zümer 39/20

218 Bakara 2/25; el-Vâkıa 56/35-38; es-Sâffât 37/48-49; en-Nebe’ 78/33

219 Yâsîn 36/56

220 Hicr 15/47-48

221 Nebe’ 78/35

222 Buhârî, “Tefsîr”, sûre 32; Müslim, “Cennet”, 1; Tirmizî, “Tefsîr”, sûre 32

223 Tevbe 9/72

224 Kıyâme 75/22-

225 Buhârî, “Mevâkýt”, 16; “Tevhîd”, 24; Müslim, “Îmân”, 81; Tirmizî, “Cennet”,

226 Müslim, “Îmân”, 80; Tirmizî, “Cennet”, 16

227 Hadîd 22

228 Müslim, îman 1.

229 Ra‘d 13/8

230 Furkan 25/2

231Tevbe 9/51

232 Zümer 39/62; Sâffât 37/96; A‘râf 7/178; Vâkıa 56/60 vb

233 Müslim, “Îmân”, 1; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 15; İbn Mâce, “Mukaddime”, 9

234Tirmizî, “Kader”, 1

235 Âl-i İmrân 3/159

236 Âl-i İmrân 3/122, 160; Mâide 5/11; Tevbe 9/51; İbrâhim 14/11; Tegabün 64/13; Talâk 65/3

237 Tirmizî, “Kıyamet”, 60

238 Bakara 2/216

239 Hûd 11/6

240 Şûrâ 42/12

241 Nahl 16/114

242 Vâkıa 56/60

243 A‘râf 7/34; Yûnus 10/49

244 Münâfikun 63/11

245Ebû Dâvûd, Sünnet 1; İbn Mâce, Fiten 17

246 Âl-i İmrân 3/103

247 Enfâl 8/46

248 Âl-i İmrân 3/105

249 Ebû Dâvûd, Sünnet 1; İbn Mâce, Fiten 17

250 Eş'arî hocasına biri ibadet ve itaat halinde, diğeri isyan ve günah içinde, üçüncüsü de çocuk yaşta iken ölen üç kardeşin ahiretteki durumlarını sormuş, hocası Cübbâî “İlki, mükâfat olarak cennette, ikincisi ceza olarak ce­hennemdedir, üçüncüsü ne mükafat ne de ceza görür” şeklinde cevap vermiştir. Eş'arî de “Üçüncüsü, “Ya Rabbi, beni neden çocuk yaşta öldürdün de büyüyene kadar yaşatmadın? Büyüseydim sana iman ve itaat eder, böylece ben de cennete giderdim”, derse, ona ne cevap verilir?” diye sorunca Cübbâî, “Rab ona der ki: “Ben haline bakarak şunu bildim: Büyüyene kadar yaşasaydın günah işleyecek ve bu sebeple cehenneme gidecektin. Senin menfaat ve maslahatına en uygun olan küçükken ölmendi” şeklinde cevap verir. Bunun üzerine Eş'arî de: “Eğer ikincisi, “Ya Rab neden beni küçükken öldürmedin? Öyle yapsaydın sana âsi olmaz ve böylece cehenneme girmezdim” derse Rab ne cevap verir?” deyince, bu soru üzerine hocası Cübbâî şaşırır ve cevap veremez.

251 Şems 91/ 9-10

252 Ankebût, 29/45

253 Buhârî, savm 8

254 Tevbe, 9/108

255 Fussılet, 41/46

256 Müslim, Birr 30

257 Âl-i İmrân 3/103

258 Enfâl 8/46

259 Âl-i İmrân 3/105

260 bkz. Ebû Dâvûd, “Akdıye”, 11; Müsned, V, 230, 236

261 Ebû Dâvûd, Sünnet 1; İbn Mâce, Fiten 17

262 Mesela bkz. Al-i İmran, 3/191

263 İlâhî dinlere inanan, Mükemmel, her bakımdan kusursuz, ezelî ve ebedî olan, Yaratıcı, sonsuz kudret sahibi, her şeyi bilen, zamandan ve mekândan bağımsız, kendi kendine yeterli, tarif edilemez, aşkın, bir ve eşsiz bir Tanrı tasavvuruna sahip olan.

264 Evreni yaratan ve doğa kanunlarını koyan, bunun ardından evrene ve insanlığa hiç bir müdahalesi olmayan bir Tanrıya inanma. Bu tek inancın kaynağı, dolaysız yoldan algılarımızla doğaya ve insanın yapısına duyulan hayranlık ve bunları bir yaratan (tanrı) olması gerektiğine olan inançtır.

265 Var olan gerçekliği inanç yoluyla açıklamayı kabul etmeyen, inanç koşullanmalarını, tanrının yanı sıra tüm metafizik düşünceleri ve tüm ruhanî varlıkları reddeden.

266 Aristoteles’le başlatılan, ondan başka, Platon ve takipçilerinin görüşlerinden etkilenen ve İslam düşünce sisteminde Farabî, ibni Sina ve İbni Rüşd gibi önemli felsefecilerle temsil edilen felsefî akım.

267 Bu gerçeği, Prof. J. Risler “Müslüman astronomistler, matematik alimleri derecesinde Rönesans’ımıza tesir ettiler.” şeklinde ifade ederken, E. F. Gautier de “Yalnız cebir değil, diğer matematik ilimlerini de Avrupa kültür dairesi Müslümanlardan almış olduğu gibi, bugünkü Batı matematiği gerçekten İslam matematiğinden başka bir şey değildir.” demiştir.

 Haz: Ahmet ALTUĞ, Eğitim Görevlisi

 Haz: Alaattin DERMAN, Eğitim Görevlisi, Trabzon Eğitim Merkezi

 Haz: Dr. İsmail AKBULUT, Dinî Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü, Erzurum Ömer Nasuhî Bilmen Dinî Yüksek İhtisas Merkezi

 Haz: Mehmet ÖZTÜRK, Eğitim Merkezi Müdürü, Kastamonu Eğitim Merkezi

268 El-Kehf 18/6, en-Necm 53/59, el-Vakıa 56/81.

269 Buhârî, Edep, 70, Müslim, Cum’a, 43, Nesâî, Salatu’l-Ideyn, 22.

270 Buhari, İlim, 33.

271 M. Yaşar Kandemir, “Hadis”, İslam Ansiklopesi, 15/28.

272 Müslim, Zekat, 69.

273 Mevzu Rivayetleri Tanıma Yolları:

  1. Hadis Uyduranların İtirafı

  2. Haberin Lafzında ve Manasında Bozukluk Bulunması,

  3. Bir Çok İnsanın Görmesi Gereken Bir Olayı Bir Kişinin Rivayet Etmesi,

  4. Kur'an’a Ve Sahih Sünnete Aykırı Olması,

  5. Akla, His Ve Müşahedeye Aykırı Olması,

  6. Tarihi Olaylara Aykırı Düşmesi,

  7. Elde Mevcut Güvenilir Hadis Kitaplarında Bulunmaması
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   56


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət