Ana səhifə

**İsmail Özkan giRİŞ


Yüklə 214.5 Kb.
səhifə2/2
tarix18.07.2016
ölçüsü214.5 Kb.
1   2

V – CEZA HÜKÜMLERİ

4207 sayılı Yasanın “Yasağa Uymayanlar Hakkında İşlem” başlığını taşıyan 5. maddesinde,“Tütün ve tütün mamullerinin içilmesinin yasaklandığı ve yasağa ilişkin yazılı uyarıların bulunduğu yerlerde tütün ve tütün mamulleri içenlere, ilgili yerin yetkilisi veya amiri durumundaki kişi tarafından yazılı uyarı gösterilmek suretiyle yasağa uyması, aksi takdirde o yeri terk etmesi gerektiği bildirilir. Bu bildirime rağmen tütün ve tütün mamulleri içenler genel zabıta marifetiyle o yerden uzaklaştırılır..” hükmü yer almakta idi. Bu hükme baktığımızda, tütün ürünleri kullanılması yasak olan yerlerde yasağa uymayanın uyarılacağı, eğer uyarıya rağmen yasayı ihlale devam ederse, bu takdirde bulunduğu ortamdan çıkartılacağı düzenlenmişti.

4207 sayılı Kanunun 5. maddesinin önceki hali yukarıda ifade ettiğimiz gibi iken, 5727 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 5.madde başlığı ile birlikte değişmiştir. "Ceza Hükümleri” başlığını alan 5. maddede, 5727 sayılı Yasa ile getirilen değişikliklere baktığımızda, 15 bent halinde cezalar anlatılmıştır. Burada hangi maddenin hangi fıkrası ihlal edildiğinde ne tür cezalar verileceği hususu düzenlenmiş olmakla birlikte, biz burada geçen maddeleri ve fıkralarını yukarıda ayrıntılı olarak verdiğimiz için burada anılan maddeleri tekrar değinmiyoruz. Buna göre, 4207 sayılı Yasanın yeni 5. maddesine baktığımızda,

1) 4207 sayılı Yasanın 2. maddesinin birinci (anılan madde de sayılan kapalı mekanlar ) ve dördüncü (stadyum vs. anılan madde de sayılan açık hava alanları) fıkralarında belirtilen alanlarda tütün ürünleri tüketenler ile 3. maddenin ikinci fıkrasına (tütün üreten firmaların reklamının kıyafet, takı, aksesuar olarak kullanılma yasağı) aykırı hareket edenler, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 39. maddesi6 hükümlerine göre; 3. maddenin on ikinci (yere izmarit atma vs.) fıkrasına aykırı hareket edenler Kabahatler Kanununun 41. maddesi7 hükümlerine göre cezalandırılacaktır.

2) 4207 sayılı Yasanın 2. maddesinin (a) bendi (kamu hizmeti veren binalar) hariç birinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen yasakların uygulanması ve tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletme sorumluları, işletme iznini veren kurum yetkilileri tarafından önce yazılı olarak uyarılır. Bu uyarı yazısı, ilgili işletme sorumlusuna tebliğ edilir. Bu uyarıya rağmen, verilen sürede yükümlülüklerini yerine getirmeyenler, belediye sınırları içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında mahalli mülki amir tarafından beş yüz Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılır. Burada yukarıda tütün ürünlerin yasaklanması başlığı altında ayrıntılı olarak aktarılan hususlarda ceza vermede yapılacak işlemler aktarılmıştır. 4207 sayılı Yasanın önceki halinde olduğu gibi bir uyarma söz konusu ancak burada uyarı yasağı ihlal eden kişiye yazılı olarak yapılıyor. Yazılı uyarıya rağmen yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere ise idârî para cezası verilecektir. İdari para cezasına ilişkin işlemi tesis etme yetkisi ise, belediye sınırları içerisinde belediye encümenine8, belediye sınırları dışında (köyler gibi) ise, mahalli en büyük mülki amire aittir. Yasada belirli bir miktardan söz edilmişse de bu miktar her yıl yeniden değerlendirme oranına göre artmakta ve değişmektedir.2009 yılı için açıklanan yeniden değerlendirme oranı ise %12 olarak ilan edilmiştir. Sayılan yasaklara aykırı hareket eden ilgililer idârî para cezasıyla tecziyesi üzerine, bu cezanın kaldırılması istemiyle, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3 ve 27. maddeleri uyarınca yetkili sulh ceza mahkemesine başvuru yapabileceklerdir. Buradaki başvuru süresi ise, ilgili idârî para cezasının kendilerine tebliğini izleyen günden itibaren 15 gündür. 15 günlük bu süre geçtikten sonra yapılan itirazlar süre aşımı nedeniyle reddedilir.

3) 4207 sayılı Yasanın diğer koruyucu önlemleri düzenleyen 3. maddesinin birinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve on birinci fıkralarındaki yasakların her birine aykırı hareket edenlere ise, elli bin Türk Lirasından iki yüz elli bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılacaktırlar. Görüldüğü üzere burada ceza miktarı artmaktadır. Zira anılan maddelere bakıldığından bu suçu işleyenler şahıslardan ziyade şirketlerdir. Anılan idârî para cezasına ilişkin işlemi tesis etme yetkisi ise, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kuruluna aittir. Ancak, 15/04/2008 tarih ve 26848 sayılı Resmi Gazetede de yayımlanan 03/04/2008 tarih ve 5752 sayılı Yasanın 6. maddesi ile “ve on birinci” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

4) ) 4207 sayılı Yasanın 3. maddesinin altıncı fıkrasındaki film vs.de sigara görüntüsü göstermeme yasağın görsel yayın yoluyla ihlal edilmesi halinde; yerel yayın yapan kuruluşlar, bin Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar, bölgesel yayın yapan kuruluşlar, beş bin Türk Lirasından on bin Türk Lirasına kadar, ulusal yayın yapan kuruluşlar, elli bin Türk Lirasından yüzbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılacakları düzenlenmiştir. Burada ise, ceza verme yetkisi Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna aittir.

5) 4207 sayılı Yasanın 3. maddesinin yedinci fıkrasındaki yasağa aykırı olarak yasada belirtilen yerlerde sigara satışı yapanlara, kimin ne kadar idârî para cezası vereceği hususu düzenlenmiştir. Buna göre, belediye sınırları içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında ise genel kolluk (polis – jandarma güçleri ) tarafından idarî para cezasına ilişkin işlem tesis edilebilir.

6) 4207 sayılı Yasanın 3. maddesinin sekizinci fıkrasındaki yasaklara aykırı olarak 18 yaşından küçüklere sigara ikram eden yada satanlar ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun "Sağlık için tehlikeli madde temini" başlıklı 194. maddesi9 hükmüne göre cezalandırılır. Anılan maddeye baktığımızda ise, bu kişilerin hapis cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Burada cezayı veren makam artık bir idârî makam değildir. Görevli ve yetkili adli yargı yerince bu cezaya hükmedilir..Bu durum 4207 sayılı kanun ile 5727 sayılı kanunlardaki tek istisnadır, çünkü diğer cezalar idari para cezalarıdır.

4207 sayılı Yasanın 3. maddesinin dokuzuncu fıkrasındaki yasağa aykırı olarak 18 yaşından küçükleri istihdam edenler, mahalli mülki amir olan kaymakam veya valilerce idârî para cezasıyla cezalandırılacaktır. Burada yasa koyucu 18 yaşından küçük olarak çalıştırılan her bir kişi için ayrı bir idârî para cezası verileceğini açıkça hükme bağlamıştır. Yani iki tane 18 yaşından küçük çocuğa sigara sattıran bir kişi iki ayrı idârî para cezasıyla cezalandırılacaktır. Bu idârî para cezasına karşı da 5326 sayılı Yasanın 3 ve 27. maddeleri uyarınca Sulh Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.

8) 4207 sayılı Yasanın 3. maddesinin onuncu fıkrasındaki yasağa aykırı olarak tane hesabıyla sigara satanlarda idarî para cezası ile cezalandırılacaktı. Bu idârî para cezasını da Belediye sınırları içerisinde belediye zabıtaları, belediye sınırları dışında ise genel kollukça verilecekti. Ancak, 15/04/2008 tarih ve 26848 sayılı Resmi Gazetede de yayımlanan 03/04/2008 tarih ve 5752 sayılı Yasanın 6. maddesi ile bu madde hükmü yürürlükten kaldırılmıştır. Bu durumda artık tek tek sigara satanlar bu madde hükmüne göre idari para cezasıyla cezalandırılamayacaktır.

9) 4207 sayılı Yasanın 3. maddesinin on üçüncü fıkrasında öngörülen sigaranın 18 yaşından küçüklerin ulaşabileceği yerlerde satılması, satış belgesi olmadan ya da belirlenen yer dışında satış yapılması halinde, o yerin mahalli mülki amirince anılan yasakları ihlal edenlere bin Türk Lirasından on bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile verilecekti. Belgesiz olarak sigara satışı yapılması halinde ise belgesiz satılan sigaralara el konulur ve eğer bu sigaralara ilişkin belgeler ibraz edilemezse sigaraların mülkiyeti kamuya geçirilecekti. Burada mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verme yetkisi mahalli mülki amire aitti. Ancak, 15/04/2008 tarih ve 26848 sayılı Resmi Gazetede de yayımlanan 03/04/2008 tarih ve 5752 sayılı Yasanın 6. maddesi ile bu madde hükmü yürürlükten kaldırılmıştır.

10) 4207 sayılı Yasanın 3. maddesinin on dördüncü fıkrasında öngörülen oyuncak, çiklet, şeker gibi ürünlere benzeterek tütün ürünü üretenlere de, belediye sınırları içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında mahalli mülki amir tarafından yirmi bin Türk Lirasından yüz bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilecektir. Burada belediye sınırları içerisinde idari para cezası verme yetkisi belediye encümenine aittir. Bu idari para cezasına karşı da 5326 sayılı Yasa uyarınca sulh ceza mahkemesine başvuru yapılabilir.

11) 4207 sayılı Yasanın 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki yükümlülüklerin her birine aykırı hareket edenler, mahallî mülkî amir tarafından bin Türk Lirası idarî para cezası ile cezalandırılacaktır. Burada idari para ceza verme yetkisi yine sadece mülki idari amirlere verilmiştir. Yasa koyucu burada yasada sayılan her bir yükümlülüğün ihlalini ayrı bir idari para cezası nedeni olarak kabul etmiştir. Aynı anda iki ayrı fıkra hükmü ihlal edilse iki ayrı idari para cezasına hükmedilmesi gerekir.

12) 4207 sayılı Yasanın 4. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarındaki yükümlülüklerin her birine aykırı hareket eden üretici firmalar, Tütün ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından bu yükümlülüklere aykırı olarak piyasaya sürülen malların piyasa değeri kadar idarî para cezası ile cezalandırılır. Ancak, verilecek idarî para cezasının miktarı iki yüz elli bin Yeni Türk Lirasından az olamaz. Burada ceza verme yetkisi Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kuruluna verilmiştir. Yasa koyucu burada verilecek olan idari para cezasına da alt sınır belirleyerek bu suçu işleyecek firmalara da göz dağı vermek istemiştir. Nitekim bu idari para cezası 250.000.00 YTL’den az olamaz. İdari para cezasının azami bir sınırı ise yoktur. Yasada öngörülen uyarıları içermeden piyasaya sunulan sigaranın değeri kadar bu ceza kesilecektir.

13) 4207 sayılı Yasanın 4. maddesinin altıncı fıkrasında düzenlenen ve ilgili firmaların kendilerinden istenilen bilgi ve belgeleri Sağlık Bakanlığı ya da Düzenleme Kuruluna sunmamaları durumda ise, ilgili firmaya elli bin Türk Lirasından yüz bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilebilecekti. Yine bir önceki bentte olduğu gibi, burada da ceza verme yetkisi Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kuruluna aitti. Ancak, 15/04/2008 tarih ve 26848 sayılı Resmi Gazetede de yayımlanan 03/04/2008 tarih ve 5752 sayılı Yasanın 6. maddesi ile bu madde hükmü yürürlükten kaldırılmıştır.

14) 4207 sayılı Yasanın 4. maddesinin yedinci fıkrasında düzenlenen yayın yapma konusundaki yükümlülüklere aykırı hareket edilmesi halinde; yerel yayın yapan televizyon kuruluşlarına bin Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar, bölgesel yayın yapan televizyon kuruluşları beş bin Türk Lirasından on bin Türk Lirasına kadar, ulusal yayın yapan televizyon kuruluşları elli bin Türk Lirasından iki yüz elli bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilecektir. Radyo yayını yapan kuruluşlara ise bu cezaların 1/10’nu uygulanacaktır. Anılan cezalar hakkında işlem tesis etme yetkisi ise Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna aittir. 15) Yasa koyucu son olarak 4207 sayılı Yasa ile kendisine belirli yükümlülükler yüklenen memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili olarak da, bu yükümlülükleri yerine getirmeyenlerin kendi mevzuatında yer alan şekliyle disiplin cezalarıyla cezalandırılacağını belirtmiştir. Aynı zamanda bu kişilerin bu davranışları Türk Ceza Kanunu anlamında suç teşkil etmesi halinde haklarında ceza kovuşturması da açılacaktır.

VI – İDARİ PARA CEZALARI VE PARA CEZASINA İLİŞKİN HÜKÜMLER

4207 sayılı Yasanın 6 maddesinde, “idari para cezaları” başlığı altında “Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki zorunluluğu yerine getirmeyen tütün veya tütün mamullerinin içilmesinin yasaklandığı yerin memur olmayan yetkilisi veya amiri hakkında on milyon lira para cezası verilir. Bu Kanunun 5 inci maddesine göre uyarıda bulunmayan tütün ve tütün mamullerinin içilmesinin yasaklandığı yerin memur olmayan yetkilisi veya amiri hakkında on milyon lira para cezası verilir.” hükmü yer almakta idi. Ancak anılan bu hüküm 01/03/2008 tarih ve 26803 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Yasanın 9. maddesi ile 19.05.2008 tarihinden itibaren ortadan kaldırılmıştır. 5739 sayılı Yasa ile ilgili değişikliğe gidilerek 5727 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra yaşanabilecek bir takım kargaşalarında önüne geçilmiştir.

Öte yandan, 4207 sayılı Yasanın 8 maddesi “para cezasına ilişkin hükümler” başlığını taşımakta idi. Bu madde hükmüne baktığımızda “6. maddede yazılı para cezaları o yerin en büyük mülki amiri tarafından verilir. Para cezalarına dair kararlar ilgililere Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre mahallin en büyük mal memurluğunca tahsil edilir. İdari para cezalarına karşı yedi gün içinde sulh ceza mahkemesine itiraz edilebilir.” şeklinde idi. Burada idari para cezalarının kimin tarafından verileceği, ne şekilde ilgisine tebliğ edilerek, ilgilisinden tahsil edileceği ve bu cezaya karşı başvuru yapılacak yargı yeri gösterilmişti. Ancak 5277 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 4207 sayılı Yasanın 8. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

VII- MÜLKİYETİN KAMUYA GEÇİRİLMESİ

4207 sayılı Yasanın “adli para cezaları başlıklı” 7. maddesinde, “Bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenlere on milyon liradan beş yüz milyon liraya kadar adli para cezası verilir. Tekerrür halinde bu cezanın yukarı haddine hükmolunur.” hükmü yer almakta idi. Burada adli para cezası öngörülmüştü. Bu para cezasını ise, adli mahkemeler verecekti. Oysa 5727 sayılı Yasanın 7. maddesiyle 4207sayılı Yasanın 7. maddesi başlığı ile birlikte değiştirilmiştir. “Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi” başlığını alan yeni 7. madde hükmü şu şekildedir: “Bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci, dördüncü ve on dördüncü fıkralarındaki yasakların konusunu oluşturan her türlü eşya ile 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarının konusunu oluşturan tütün ürünlerinin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine mahallî mülkî amir tarafından karar verilir.” Burada tamamen farklı bir düzenleme getirilmiş ve adli para cezası kaldırılmıştır. Adli para cezası yerine sigara firmaların isimleri, amblemleri veya ürünlerinin marka ya da işaretleri veya bunları çağrıştıracak alâmetleri taşıyan kıyafet, takı ve aksesuarın, sigara firmalarınca bedelsiz verilen teşvik, hediye, eşantiyon, promosyon, vs.nin, yasal uyarı içermeyen sigara kartonları ve paketlerinin mülkiyetinin kamuya geçirilmesi konusunda takdir yetkisinin hangi makama ait olduğu belirtilmiştir. Buna göre, bu konularda karar verme yetkisi mahalli mülki idare amire aittir. Tabii ki bu kararlara karşı da yargı yoluna başvuru yapılabilir. Mülkiyeti kamuya geçirilen bu ürünlerin ne yapılacağı 4207 sayılı Yasa da yer almasa da bu ürünlerin insan sağlığı açısından taşıdığı zararlar da nazara alınarak uygun ortamlarda imha edilmesi gerekir.



VIII- GEÇİÇİ MADDELER VE YÜRÜRLÜK SORUNU

4207 sayılı Yasada 2 geçici madde bulunmakta idi10. 5727 sayılı Yasanın 9. maddesi ile 4207 sayılı Yasaya geçici 3. madde eklenmiştir. Bu madde hükmüne baktığımızda, “Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde çıkarılır."Bu geçici madde ile idarelere yukarıda da bahsettiğimiz düzenleyici işlemleri bir an önce yapma yükümlülüğü getirilmiştir.

5727 sayılı Yasanın 10. maddesinde de, yapılan değişikliklerin ne zaman yürürlüğe gireceği konusunda açıklık getirilmiştir. Buna göre, “Bu Kanunun; 3 üncü maddesi ile değiştirilen 4207 sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükmü yayımı tarihinden 18 ay, diğer hükümleri ise yayımı tarihinden 4 ay sonra yürürlüğe girer.” Buna göre, 5277 sayılı Yasa tütün ve tütün ürünlerinin tüketilmesi yasağını oldukça genişletmiştir. Nitekim anılan Yasanın 2/1-d bendinde, lokantalar, kahvehaneler, kafeteryalar, birahaneler vb. eğlence hizmeti verilen işletmelerde yasak kapsamına alınmıştır. Ancak anılan yerlerdeki sigara yasağı 19.07.2009 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Öte yandan 5727sayılı Yasanın getirdiği diğer yasaklar ise 19.05.2008 tarihinden itibaren yürürlükte bulunmaktadır.


GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Sigaraya başlanma ve tiryaki olmanın en önemli sebebi özentidir. Ülkemizde sigaraya başlama yaşının 9’a kadar düşmesi bizler için çok düşündürücüdür. Bu nedenle yasaklama ile birlikte toplumu doğru ve etkin bir biçimde bilinçlendirme çok önemlidir. Çünkü, geçmişte yalnızca yasaklamalarla sigara tüketiminin düşürülemediği, aksine artış gösterdiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir.

Gelişmiş ülkeler yıllar önce bu gerçeğin farkında olarak bu tip kanunları uygulamaya koyarak, ceza ve kısıtlama ile birlikte halkını bilinçlendirme konusunda gereken her şeyi planlı bir şekilde yapmış ve yapmaya da devam etmektedir. Bu yüzden, gelişmiş ülkelerde sigara tüketimi her geçen yıl biraz daha düşerken, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde tam tersi bir grafik göze çarpmaktadır.

5727 sayılı kanun ile sigara içicilerine “bu kadar da olmaz ki...” dedirten önemli kısıtlamalar konulmuş ve çocukların ve gençlerin tütün ürünlerinin zararlarından, bunların alışkanlıklarını özendirici reklam, tanıtım ve teşvik kampanyalarından koruyucu önemli tedbirler alınmıştır.

Sigaranın zararları ile ilgili olarak halkı bilinçlendirme konusunda eğitim ve kamuoyu oluşturmaya gereken önem verilmiştir. Bu hususta Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na önemli görevler verilmiştir. Çocukları ve gençleri bilinçlendirmek üzere ilgili kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak Millî Eğitim Bakanlığı tarafından bir müfredat hazırlanması hükmü getirilmiştir. Ancak, bunun yanında özellikle Yeşilay, Türk Tabipler Birliği gibi sivil toplum kuruluşlarının gönüllü üyeleriyle okullarda her eğitim döneminde en az iki defa konferans verilmesinin de bu eğitime dahil edilmemesinin bir eksiklik olduğu düşünülmektedir. Çünkü gönüllü, uzman kuruluşların katıldığı eğitimlerin daha başarılı olduğu bir gerçektir.

5727 sayılı kanunla Tütün ve tütün mamullerinin içilmesinin yasaklandığı ve yasağa ilişkin yazılı uyarıların bulunduğu yerlerde tütün ve tütün mamulleri içenlere ceza verme yetkisi; Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, belediye zabıtası, genel kolluk kuvvetleri, mahalli mülki amir gibi belirtilmiştir. 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 39.maddesinin 3.bendinde; özel hukuk kişilerine ait olan ve herkesin girebileceği binaların kapalı alanlarında, tütün mamullerinin tüketilemeyeceğini belirtir açık bir işarete yer verilmesine rağmen, bu yasağa aykırı hareket eden kişiye, elli Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu ceza, şikayet üzerine en yakın kolluk birimi yetkililerince verilir, şeklindedir. Burada 4207 sayılı kanununun 3.maddesinde olduğu gibi belediye zabıtası şeklinde açıkça bir tanım yapılmadığından bazı belediyeler tarafından bu konuda işlem yapılmadığı şeklinde basında haberler yer almaktadır. Bu hususun açıklığa kavuşturulması yerinde olacaktır. Türk idari teşkilatında en önemli yerel yönetim birimi olan belediyelerin bu yasakların uygulanması ve yasakları ihlal edenlerin cezalandırılmasıyla ilgili yetkileri ayrıntılı olarak düzenlenmelidir. Bu sayede kanunun daha etkin uygulanması gerçekleştirilebilir.

Bunun yanında trafikte olduğu gibi gönüllü müfettiş müessesesi oluşturulması halinde kanununun uygulamasının daha sağlıklı olacağı düşüncesindeyiz. Gönüllü müfettişlerinin yasağa uyulmadığı hallerde fotoğraf ve video kaydı gibi durumu tespit ederek tutanaklarına bu belgeleri ekleyerek zabıta ve kolluk kuvvetlerine durumu iletmeleri yeterli olacaktır.

İşin bir başka yönü, Amerikan Blend (Soslu) sigaraların durumudur. Bu sigaralar,1984 yılında hükümetin sigara ithalatını serbest bırakmasıyla birlikte, sigara tröstlerinin etkili reklamlarıyla tüketim oranı gittikçe artarak bugün itibarıyla pazarın % 90’ınını ele geçirmiş durumdadır. Amerikan Blend sigara harmanlarında 35-40 kadar değişik madde kullanılarak, çeşitli soslar elde edilmekte ve bu elde edilen örneklerin formülleri büyük bir sır olarak saklanmaktadır.

Başka ve önemli bir hususta; ülkemizde son zamanlarda sigara pazarının % 15-20’si oranında olduğu tahmin edilen kaçak ve sahte sigara tüketimi olayıdır. Doğu bölgelerimizde çok yaygın olan bu durum içiciler için çok büyük riskler oluşturmaktadır. Kullanılan tütün, katkı maddesi, sigara kağıdı ve filtre gibi malzemeler açısından standartlardan yoksun ve hangi şartlarda üretildiği bilinmeyen bu sigaraların tüketimi insan ve çevre sağlığı için çok daha fazla riskler taşımaktadır.

Aslında incelenirse, kaçak ve sahte TEKEL maddelerinin miladı, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun, 4926 sayılı 10/07/2003 kabul tarihli Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nun 38. maddesi ile yürürlükten kaldırılmasıdır diyebiliriz. 4926 sayılı kanun, kaçak ve sahte tekel maddeleri ile mücadele hususunda Tekel Genel Müdürlüğü yetkisindeki görevleri Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na vermiştir. Bu durum 21/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda da aynen yer almıştır. TAPDK’nun taşra teşkilatının olmaması nedeniyle, denetimler sağlanamamış, Irak’ın işgali ile Kuzey Irak da oluşan yönetim boşluğu nedeniyle ivme kazanmıştır. Kaçak ve sahte sigaranın önlenmesi için ilk planda TAPDK’nun taşra teşkilatının yaygınlaştırılarak piyasa denetiminin daha etkin bir hale getirilmesi gerekmektedir. Kaçak ve sahte sigaranın önüne geçilmesi halinde hem insan ve çevre sağlığı için riskler ortadan kalkmış olacak ve hem de 2.000.000 YTL. lik vergi kaybının önüne geçilmiş olacaktır.

Tütün mamullerinin zararında en fazla etkenlerin başında tütünün yetişme döneminde üreticiler tarafından kullanılan zirai ilaçların bıraktığı rezidü (kalıntı)dür. Bu mesele, sigara tüketicileri ve tütün ihracatımız açısından üzerinde önemle durulması gereken hassas bir konudur. CORESTA (Uluslararası Tütünle İlgili Bilimsel Araştırmalar İşbirliği Merkezi) tarafından tütündeki ilaç kalıntısına ait tolerans 30 ppm olarak kabul edilmiştir.

TAPDK tarafından hazırlanan tip Tütün Üretim ve Alım Satım Sözleşmesinin, Alıcı ve Satıcının Yükümlülükleri başlıklı 3 üncü maddesinin (I) bendinde konuyla ilgili hüküm mevcut olup, 30 ppm. Karbondisülfür (CS2), 1 ppm Endosülfan ve üzerinde ilaç kalıntısı bulunması ve tütünde kullanım ruhsatı olmayan herhangi bir ilaç kalıntısı saptanması durumunda, kalıntı bulunan tütünler satın alınmayacağı belirtilmektedir. Fakat, ülkemizde Dünya standardında bir analiz laboratuarımız bulunmamaktadır. Bu nedenle de yetiştirilen ve ithal edilen tütün ve tütün mamullerinde de sağlıklı ve istenilen ölçüde bir analiz yapılamamaktadır.

Yukarıda zikredilen Amerikan Blend ( soslu) tütünlerde kullanılan katkı kontrolü, kaçak ve sahte sigaraların önlenmesi ile zirai ilaçların tütün bitkisinde bıraktığı rezidü ile ithal edilen tütün ve tütün mamullerinde rezidü kontrolü sigaranın insan ve çevre sağlığına verdiği zararda buzdağının görünmeyen taraflarıdır. Bu konular 15/04/2008 tarih ve 26848 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 5752 sayılı kanunla Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun görevleri arasına dahil edilmiştir. Bu itibarla bu husustaki yönetmeliklerin bir an önce çıkarılması ile Dünya standardında bir laboratuar için çalışmalara hız verilmelidir.

Bizce yapılması gereken diğer önemli bir hususta; kanuna muhalefet edenlere uygulanan idari para cezalarından belli bir oranın, Tütün ve tütün mamulleri ile mücadele konusunda oluşturulacak bir fona aktarılmasıdır. Bunun yapılması halinde kanunun Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile TAPDK’ya verdiği görevler için kaynak oluşturulmuş olacak ve dolayısıyla ilgili kurumların bu konuda önü açılmış olacaktır.



Sonuç olarak bazı eksikleri olmasına rağmen; tütün mamullerinin zararlarının önlenmesi konusunda ülkemizde bugüne kadar yapılan en iyi ve gelişmiş ülkelerde uygulanan standartta çıkarılan yürürlükteki 4207 sayılı ve özellikle 5727 sayılı kanunların yukarıda belirttiğimiz eksik görülen hususları uygulamada da başarılı olacağını düşünüyoruz.



7 Ekim 2006 tarih ve 26312 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Ulusal Tütün Kontrol Programının temel hedefi, 2010 yılına kadar ülkemizde 15 yaş üze­rinde sigara içmeyenlerin oranını % 80’in üzerine çıkarmak, 15 yaş altında ise % 100’e yakın olmasını sağlamaktır. Bu hedefin tutturulmasını diliyoruz. Ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere Dünya sigara üreticisi tröstlerinin sigara tüketimini daha da artırmak ve daha çok kazanma arzularının daima var olduğunu ve bu nedenle de bu kanunları her zaman delme girişimlerinin olacağı da bir gerçektir. Bu konuda en büyük görev ise sivil toplum örgütlerine düşmektedir.



Denizli İdare Mahkemesi Hakimi – Konya Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Doktora Öğrencisi

1 5727 sayılı Kanunun Resmi Gazetede Yayım Tarihi : 19/01/2008 Resmi Gazete Sayısı : 26761

24207 sayılı “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunun 3. maddesinde yer alan “...her ne suretle olursa olsun reklam veya tanıtımının yapılması veya...” sözcükleri ile geçici 2. maddesindeki “reklam” sözcüğünün Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesinin 13.04.1999 gün ve E:1998/24, K:1999/9 sayılı kararı ile yasa hükmünü Anayasa’ya uygun bularak Ankara 7. İdare Mahkemesince yapılan itiraz başvurusunu reddetmiştir.


3 15/04/2008 tarih ve 26848 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanan, 03/04/2008 tarih ve 5752 sayılı kanunun 6.maddesi ile değiştirilen madde metni (ikinci fıkrası değiştirilmiştir):Değişik 2. fıkra;” Tütün ürünlerinin satışının serbest olduğu yerlere "Yasal Uyarı: 18 yaşını doldurmayanlara sigara ve diğer tütün ürünleri satılamaz; satanlar hakkında yasal işlem yapılır." ibaresi Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunca belirlenen usullere uygun olarak yazılarak, rahatlıkla görülebilen ve okunabilen yerlere asılır.” şeklindeydi.

4Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12.05.2008 gün ve 4201 sayılı kararı ; 3/1/2008 tarihli ve 5727 sayılı Kanun ile değişik 4207 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin beşinci fıkrasına istinaden, aynı maddenin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca tütün ürünleri tüketiminin yasaklandığı yerlerde ve tütün ürünleri satışının yapıldığı yerlerde asılması gereken yasal uyarı yazıları ile tütün ürünlerinin tüketilmesine tahsis edilen alanlarda bulunması gereken sağlık uyarılarına ilişkin usul ve esaslar için bkz. www.tapdk.gov.tr

5 Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi: Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin %50'si (0) sıfır (Bakanlar Kurulu, bu oranı %100'e kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye yetkilidir).;

6 5326 sayılı Yasa madde 39 : “(1) Kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında tütün mamulü tüketen kişiye, ilgili idari birim amirinin yetkili kıldığı kamu görevlileri tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu fıkra hükmü, tütün mamulü tüketilmesine tahsis edilen alanlarda uygulanmaz.(2) Toplu taşıma araçlarında tütün mamulü tüketen kişiye, elli Türk Lirası idari para cezası verilir. Kabahatin özel hukuk kişileri tarafından işletilen toplu taşıma araçlarında işlenmesi halinde bu ceza ilk başvurulan kolluk birim yetkilileri tarafından verilir. Kamuya ait toplu taşıma araçlarında işlenmesi halinde idari para cezası verme yetkisi bakımından birinci fıkra hükmü uygulanır.(3) Özel hukuk kişilerine ait olan ve herkesin girebileceği binaların kapalı alanlarında, tütün mamullerinin tüketilemeyeceğini belirtir açık bir işarete yer verilmesine rağmen, bu yasağa aykırı hareket eden kişiye, elli Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu ceza, şikayet üzerine en yakın kolluk birimi yetkililerince verilir.”

7 5326 sayılı Yasa madde 41: “(1) Evsel atık ve artıkları, bunların toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler dışına atan kişiye, yirmi Türk Lirası idari para cezası verilir. Bireysel atık ve artıkların atılması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır…”

8 Belediyelerin 4207 sayılı Yasa uyarınca verecekleri idârî para cezaları hakkında bkz. BİLGİN Hüseyin, belediyelerce verilen idari para cezaları ve bu cezalara karşı yargısal başvuru yolları’Mahalli İdareler Derneği Dergisi, Yıl:2008, Sayı: 5-6-7 (Mayıs-Haziran-Temmuz sayıları)

9TCK Madde194: “Sağlık için tehlike oluşturabilecek maddeleri çocuklara, akıl hastalarına veya uçucu madde kullananlara veren veya tüketimine sunan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

10Geçici Madde 1 -Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Türkiye'de üretilen veya ithal edilen tütün ve tütün mamullerinin bir yıl süreyle 4 üncü maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şart aranmaksızın satışlarına devam olunur. Geçici Madde 2 - Bu Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince ayrı yer tahsisi, 3 üncü maddede yasaklanan reklam panolarının kaldırılması ve 4 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince yapılması gereken işler Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde yerine getirilir.



1   2


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət