Ana səhifə

Kirsal sosyoloji


Yüklə 70.5 Kb.
tarix27.06.2016
ölçüsü70.5 Kb.

YAYIM DAİRESİ BAŞKANLIĞI
KIRSAL SOSYOLOJİ DERS NOTU – 2007





KIRSAL SOSYOLOJİ
Çağımızda hemen bütün ulusların ekonomilerini geliştirme için kendi koşulları ve olanakları ölçüsünde, giderek artan biçimde politikalarını yaygınlaştırdığı görülmektedir. Gelişme sürecinde olan bütün ülkelerde de, gelişim düzeyine bağlı olarak değişmekle beraber, ekonominin önemli bir sektörünü oluşturan tarımın gelişmesi çeşitli yönlerden önem arz etmektedir. Hatta bazı hallerde ekonominin gelişmesi ile tarım sektörünün gelişmesi arasında adeta bir sebep-sonuç ilişkisinden de söz edilebilmektedir.
Tarım sektörünün gelişiminin de, bir bakıma kırsal alanların ve bu alanda yaşamını sürdüren kırsal toplumun her yönden gelişimine bağlı olduğu kabul edilmektedir. Kırsal alanlarda teknolojinin kullanım ve yaygınlaştırılmasında da, çiftçinin kendisi, anlayış ve değer ölçüleri kadar içinde bulunduğu toplumun nitelikleri ve toplumdaki farklı kesim ve gruplar arasındaki ikili veya çok yönlü ilişkilerde son derece etkili olmaktadır. Kısacası, bireylerin teker teker veya toplumsal davranışları ve bunların sebep ve sonuçları en önemli faktörler olarak nitelenmektedir.
Kırsal Toplum Bilimi (Kırsal Sosyoloji), kırsal kesimde yaşayan ve ülkemiz nüfusunun yaklaşık %40’ını oluşturan kesimin sosyal ve kültürel özelliklerini, yaşam biçimlerini, değer yargılarını, tutum ve davranışlarını inceleyen sosyal bir bilim dalıdır. Özellikle ülkemizde gerek sosyal ve gerekse kültürel açıdan önemli bir yere sahip olmaları dolayısıyla köy toplumunun öz niteliklerini ve değişimini bilmek her ziraat mühendisinin görevi olarak düşünülmektedir. Köye ve köylüye yönelik uygulamaların başarıya ulaşması açısından kırsal kesim insanının özelliklerinin bilinmesi son derece büyük önem taşır.
Köyün çeşitli yasalarda belirli tanımları bulunmaktadır. 1924 tarihli Köy Kanunu, nüfusu 2000’i aşmayan yerleşim yerlerini köy olarak tanımlamıştır.
Köy denen gerçeğin özellikleri üzerinde biraz düşünüldüğünde, köy toplumbiliminin ne kadar geniş bir ilişkiler ağını kendi ilgi alanı içerisine almak zorunda olduğu görülür.
Özellikle az gelişmiş ülkelerde, bütün toplumu ilgilendiren çeşitli olayların, olguların ve sorunların temelinde, gizli veya açık bir biçimde köy gerçeğinin bulunduğu söylenebilir.
Köy toplumbiliminin bir başka özelliği de, çeşitli ülkelerin ve bölgelerin köy toplumbilimlerinin kapsam açısından birbirlerinden ayrılıklar göstermesidir. Çünkü bu ülkeler ve bölgeler sosyal, ekonomik, yönetsel vb. gibi toplumsal öğeler ve toplumsal sorunlar farklı olunca toplumbilimin de farklı olması olağan sonuç olur. Böylelikle köy toplumbiliminde yöntem farklılıkları, konu önceliği farklılıkları ve çözüm yolları farklılıklar ortaya çıkar.
Köy ve kent kavramları arasında birden çok farklılıklar vardır. Köy ve kent farklılaşması konusundaki yaklaşımlar birbirlerine oldukça benzerlikler göstermektedir. ne var ki ulusların doğal, kültürel, sosyo-ekonomik, yasal, politik, yönetsel anlayış ve tutumları her ülkenin köy-kent sınırlamasını farklı biçimde etkilemiş ve bugünkü farklı durumları ortaya çıkmıştır.

Köyü kentten ayıran çeşitli etkenleri şöyle sıralayabiliriz.


  • Çevresel etkenler: Fiziksel çevre, biyolojik çevre, fiziko-sosyal çevre, bio-sosyal çevre

  • Sosyo-ekonomik etkenler: Nüfus yoğunluğu, meslek yapısı, gelir yapısı, yerleşim birimlerinin büyüklüğü,nüfus hareketliliği

  • Sosyo-kültürel etkenler: Sosyal farklılaşma, sosyal tabakalaşma, sosyal ilişkiler, sosyal bağlılık, sosyal kurumlar, sosyal roller ve sosyal yöneltmeler.




Bir tarım toplumunda genel olarak,

Köy ve köy toplumu doğa ile iç içedir. Dolayısıyla yağışından, rüzgarından, bitki örtüsünden, selden, taşkından, erozyona kadar çok çeşitli ve çok karmaşık bir etkileşimler yumağı söz konusudur.


Köy ve köy topluluğu sosyal öğelerle karşı karşıya bulunur. Örneğin nüfus olayları, dinsel olaylar gelenekler ve görenekler gibi unsurlar köy toplumbiliminin zorunlu olarak kapsamı içine girerler.
Köy; tarımsal üretim merkezidir: Köy tarımla uğraşan insanların oturduğu bir yerdir. Tarımsal üretimin yapıldığı yer kırsal alanlar olduğuna göre bu işle uğraşan insanların oturma yerlerinin de kırsal alanlar olması doğaldır.

Köy; küçük el sanatlarının da üretim merkezidir: Teknolojinin hızla gelişmesine karşın, halıcılığımızın en değerli ürünleri köylerimizde ve el tezgahlarında dokunmaktadır. Aynı biçimde, el emeği ağaç işleri de önce köylerimizde gelişmiştir.

Köyler; yerinden yönetilen endüstrilerin yani çok sayıda bölgelere dağılmış endüstrilerin de merkezleri olabilirler.

Köy aynı zamanda bir dinlenme yeridir.

Köyler olağanüstü durumlarda elverişli bir barınak yeridir.

Köyler toprak, su ve bitki örtüsü gibi doğal zenginliklerin koruyucusudurlar.


Bir köyün diğer köylerle ilişkileri bir kentin diğer kentlerle ilişkilerinden oldukça farklıdır. Çok özel durumlar dışında köyün köyle ilişkilerinin çapı 40-50 km.yi geçmez. Ürünün üretimi, değişimi ve dağılımını içeren üretim ilişkileri açısından bir köy en fazla komşu köylerle ilişki kurar ve bu ilişkinin sınırı çok çok birkaç köyün ötesine ulaşmaz. Bunlar su paylaşımı, otlak paylaşımı vb. gibi doğal kaynakların paylaşımı biçiminde olacağı gibi çevre köylerle ürün değişimi ve ürün dağıtımı biçiminde de olabilir. Oysa üretim ilişkileri açısından, bir kentin diğer kentlerle ilişkileri dar sınırlar içinde değildir. Köyün diğer köy veya köylerle ilişkisinin yoğunluğu, kentin kentle ilişkilerinin yoğunluğundan daha düşüktür. Köyün köyle ilişkilerinin nitelikleri de kentin kentle ilişkilerinden farklıdır
Köy nüfusunun bir ülkenin genel nüfusundan ayrı olarak ele alınması ilk bakışta yapay bir sınıflandırma gibi görünebilir. Ancak köy nüfusunun kent nüfusundan birçok farklılıkları bulunmakta olup bunlar ülkelere göre çeşitli değişiklikler gösterir. Köy nüfusunun kendine has bazı özellikleri vardır.
Azgelişmişlikten gelişmişliğe doğru gidildikçe, bütün dünyada köy nüfusu oransal olarak azalmaktadır. Ancak bu olgu tüm dünyada veya çeşitli ülkelerde köy nüfusunun dikkate alınamayacak derecede azaldığını göstermez. Gerek günümüzde ve yakın gelecekte de köy nüfusunun kalabalık bir nüfus kesimi olarak yerini koruyacağından kuşku duymamak gerekir.
Köy-Şehir toplumları arasındaki farklılaşmayı çeşitli bilim adamları değişik noktalarda toplamaktadır. Bunlardan bir görüş şu şekildedir.


  1. Göçebe ve köy hayatı yerleşik ve şehir hayatından öncedir.

  2. Göçebe ve köy halkı yerleşik şehir halkından daha sağlam, cesur, kendine güvenen, serbest, köklü, daha az bozulmuş bir yaşama sahiptir.

  3. Köy aile hayatı şehir hayatından daha istikrarlı ve sağlamdır.

  4. Toplumsal bilinç köyde daha canlıdır.

  5. Toplum dayanışması ve karşılıklı yardım duygusu köyde daha fazla gelişmiştir.

  6. Yaşlılara ve kadınlara olan saygı köy halkı arasında çok önemli bir yer tutar.

  7. Şehir nüfusu köyden gelen göçlerle gelişir.

  8. Şehire göç edenler genellikle köyün refah sınıfını teşkil edenlerdir.

  9. Elverişli olmayan sağlık şartları,lüks, sapık davranışlar şehir hayatını içten kemirir ve zamanla toplumu çökertir.

Diğer bir görüş ise aşağıdaki gibidir.





  1. Mesleki alanda faklılaşma

  2. Çevreye yerleşme biçiminde farklılaşma

  3. Toplum yapılarının büyüklüğünde farklılaşma

  4. Nüfusun aynı cinsten (homojen) ve farklı cinsten (heterojen) ve farklı cinsten oluşuna göre faklılaşma

  5. Toplumsal tabakalaşma, faklılaşma ve karmaşıklık

  6. Toplumsal hareketlilikte farklılaşma

  7. Nüfus yoğunluğundaki farklılaşma

  8. Göçün yönünde görülen farklılaşma

  9. Toplumsal ilişkiler veya temas sistem,inde farklılaşma

Köyle kentin pek çok farklılıkları olduğu gibi aile yapıları da farklılıklar gösterir.


Bunlar şöylece sıralanabilir.


  • Köy ailesi, aile üyeleri için ortaklaşa bir iş-güç alanıdır.

  • Köy ailesinde çocuklarda baba mesleğinin devam ettirilmesi oranı daha yüksektir.

  • Köy ailesinde baba otoritesi kente oranla daha yüksektir.

  • Köylerde aile nüfusu kentlerden daha fazladır.

  • Köyde aile, ev ilişkileri, kentteki aile ve ev ilişkisinden çok farklıdır.

Köy nüfusunun bazı özelliklerine değinmek gerekirse,




  • Köylü kadın kentli kadından daha doğurgandır. Bunun çeşitli nedenleri vardır (dinsel inançlar, gelenek ve görenekler, ekonomik yaşam koşulları, bilgisizlik vb. sayılabilir),

  • Köy nüfusunun ulusal kültürün korunmasından kaynaklanan önemli bir rolü vardır,

  • Köylü sınıfı ekonomik bunalımlarda da kentlere oranla daha az zarar görür. Çünkü karşılıklı yardımlaşma duygusu ve olgusu köylerde kentlerden daha baskındır.


KIRSAL SOSYOLOJİ

TARIMSAL YAYIM VE DANIŞMANLIK SERTİFİKA EĞİTİMİ




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət