Ana səhifə

T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi


Yüklə 1.07 Mb.
səhifə1/12
tarix26.06.2016
ölçüsü1.07 Mb.
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12



T.C.

İSTANBUL

13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ

( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI
ESAS NO :2008/209

CELSE NO :210

CELSE TARİHİ :20.01.2012
BAŞKAN :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298

ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266

ÜYE :ERCAN FIRAT 39995

C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954

C. SAVCISI :MEHMET MURAT DALKUŞ 40226

KATİP :ZAFER HAN 139152

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Ercan Fırat’tan oluşan mahkeme heyeti tarafından 20 Ocak 2012 günü saat 10:01’de Silivri Cezaevi bitişiğindeki küçük duruşma salonunda oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin, Seyhun Zayim, Alparslan Arslan, Mehmet Fikri Karadağ, Mehmet Zekeriya Öztürk ile başka suçtan tutuklu sanık Semih Tufan Gülaltay’ın dışındaki tutuklu sanıkların cezaevinden getirildikleri görüldü.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.

Ayrıca başka suçtan tutuklu Sanık Sedat Peker’in de cezaevinden gerildiği görüldü.

Bağsız olarak huzurdaki yerine alındı.

Tutuksuz sanıklardan gelen yok.

Bir kısım sanıklar müdafilerinden Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük, Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül, Sanık Bedirhan Şinal müdafii Av. Nursafa Pandar ile müdahil vekili Danıştay Başkanlığı Vekili Av. Perihan Özcan geldikleri görüldü.

Huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.

Tanık yoklaması yapıldı.

Tanıklardan sadece Talip Doğan Karlıbel’in hazır olduğu görüldü.

Eski kimliği tahtında huzura alındı.

Kendisine soru sorulma işlemine devam olundu.

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey buyurun. Mikrofonu uzatalım, Kemal Bey’e.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Talip Bey, sizlerden istirhamım doğrudan doğruya sorularımıza kısa, net cevaplar verirseniz mahkemeyi de yormayız ve doğrudan konu ile de alakalı olsun ki, ki hem bizler yoruluyoruz hem sizler yoruluyorsunuz.”

Mahkeme Başkanı: "Evet zamandan tasarruf etmiş oluruz efendim buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Özellikle tabi efendim. Efendim siz dünkü celsede arkadaşınız olduğunu iddia ettiğiniz Stein muhabirinin duruşmadan birkaç gün önce görüştüğünüzü ondan önce de 2008 yılında bir görüşme yaptığınızı söylediniz doğrudur değil mi efendim?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “2006, 2008.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “ iki bin 2006 2008 arası.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “2009’da olabilir. Telefonlaşmış bir konuyu mahkemenize arz etmek isterim. Dün mahkeme salonundan çıktıktan sonra telefonla o zatı aradım ve kendileri Türk Adalet Bakanlığı üzerinden Alman Adalet Bakanlığına yazılacak bir yazıyla bu konuyla ilgili hem belgeleri vereceğini, hem de bir ifade vereceğini zikretmişlerdir.”

Mahkeme Başkanı: "Kim, kimi aradınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu dergideki arkadaşı aramıştım efendim. Bunun dışında aynı konuyla ilgili gene bu Savolan terör teşkilatında tanıklık yapmış olan Murat K adlı bir kişi ile irtibata geçerek onunda bu konuyla ilgili ifade vermek istediğini mahkemenize arz ederim efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Hangi makamda ifade verecekmiş bahsettiğiniz şahıs?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Murat K. adlı beyefendi buraya gelip burada İstanbul Cumhuriyet Savcılığına ifade vermeye hazırlar efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Tamam.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki Talip Bey bu arkadaşınızın telefon numaralarını ve adreslerini mahkemeye vermeniz mümkün olabilir mi? Lütfen.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hepsi var. Hayhay vereceğim efendim, zaten vereceğim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ha lütfen verin. Bu arkadaşınızla birkaç gün öncesinden bir defa görüştünüz. Daha öncesinde de 2006, 2008 arasında 1 defa görüştünüz öyle mi efendim?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “2009, 2010’da da görüşmüş olabilirim efendim yani arada sırada sık sık aramalar oluyor. Bu Çeska cinayetlerinden dolayı yani öldürülen 8 Türk ve 1 Yunanlı cinayetinden dolayı birçok gazeteci arkadaşla Almanya’da telefon görüşmeleri yapmışlığım vardır. Büyük ihtimalle onunla da görüşmüşlüğüm olmuştur efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki, hangi telefon numarası ile görüştünüz sizin telefon numaranız mahkemeye verebilir misiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi tabi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Buyurun.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Onları verebilirim efendim ben size kartımı vereyim, o kartımdaki telefon numaraları.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Çünkü bu konuşmalarınızın da teyidi anlamında faydalı olacaktır.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “535’li numaram mahkemede var mı efendim? 535’li numaram hah evet evet evet o numaradan aranıyorum genellikle efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Tam olarak bilmiyor musunuz numaranızı şu anda?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Kartım yok yanımda da onun için.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “48’li bir numaram daha var.”

Mahkeme Başkanı: "05355893801 mi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi o numaralardan aranırım. Şu vereceğim numaradan da ben ararım efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “05434694083.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “O numaradan da ben ararım.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şunu netleştirmek istiyorum Talip Bey. 2009, 2010 civarında görüşmüş olabilirim dediniz değil mi efendim?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yani ihtima… var.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bir de 2006 ila 2008 arası bir defa mı görüştüğünüzü söylediniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi 2006’daki konu şuydu, Sayın Kemal Bey, Almanya’da kaybolan 1 milyon 200 bin liralık bir kasa vardı. O kasanın akıbetiyle ilgili bu telev… bu derginin himayesi altında bir yayınevi vardır. O yayınevi de Aktüel dergisinde çıkan bir Aktüel dergisinin ana sayfaya taşıdığı bir haberle ilgili röportaj yapmak istemişlerdi. Konunun içeriğini benden detaylı şekilde öğrenmek istemişlerdi. Onun için kendileri 2006 yılının Şubatının sonu olması lazım veya Mart’ın ilk haftası Stein’in Hamburg sorumlusu editörüyle birlikte 2 kişi buraya gelerek İstiklal Caddesinde Richmond otel denen Rus konsolosluğunun yanındaki hotel olan Richmond hotelde 2 gün kalmışlar ve benimle ilgili bir röportaj yapmışlardı efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “O 2006 görüşmesi.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “2008 yılındaki görüşmeniz nasıl oldu, telefonla mı yüz yüze mi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yüz yüze değil. Şahıslarda benim özel evimin telefon numarası da var. Yani şöyle söyleyeyim ben 2008, 2009’a kadar olan süreçte ev ofis çalışıyordum. Evimin numarası zaten mahkemede mevcut bulunmaktadır. Oradan da tespit edilebilir efendim. Bana Almanya’dan o derginin Stuttgart, Baden Württemberg eyaleti sorumlusunun yaptığı aramaların kayıtları oradan da çıkabilir efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani 2008’de de bir görüşmeniz oldu öyle mi efendim?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bir mi bilmiyorum Kemal Bey. 2006’dan şimdiye kadar olan süreçte şimdi günleri detaylı olarak bilemem de.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Çok sık olmadığını söylediniz de o bakımdan diyorum.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ha yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bakın dün şöyle ben bu suali sordum da çok sık görüşmedim dediniz. O anlamda bilebilirsiniz sayısını.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ya çok sık Kemal Bey çok sık dediğim ben adamla her gün 10 kere telefon görüşmesi yapmıyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hayır sık değil sık görüşmüyorum dediniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben yılda belki 1, 2, 3 kere filan yapmışlığım vardır ama bu sıra çok yoğunuz çünkü bu Çeska cinayetleriyle ilgili çok ciddi bulgulara rastlamış onlarda. Baya bir haber yapılmış bu konuyla ilgili. Benden de buradaki, Türkiye’deki bu Eminönü ve Karaköy’deki bu öldürülen 9 kişinin müşterek irtibatı olduğu İnport eksport firmasıyla ilgili bilgi istiyorlardı. Benim araştırdığım konu da oydu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam onu söylediniz dün.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki, bu muhabir arkadaşınızla gazetelerde haber konusu yaptığınız ve ifadenizde belirttiğiniz konuları size hangi yolla iletti?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Elden vermiştir genellikle efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Elden vermiştir.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hangi tarihte elden verdi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Valla bilmiyorum efendim şu an hatırlamıyorum. Mailde atmış olabilir, elden de vermiş olabilir. Yani şu an hatırlamıyorum nasıl verdiğini.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki tarih itibariyle ne zaman verdi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hatırlamıyorum efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yalnız dün şöyle bir şey söylediniz. Söz konusu olay ben ifade vermeden yaklaşık 1, 1 buçuk ay önce görüştüm dediniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim ben öyle ifade vermişsem öyledir. Tutanaklarda var bu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Evet. Yüz yüze mi, maille mi bakın, bu önemli bir mesele. Siz bütün bu olayları haberleştiriyorsunuz ve savcılığa veriyorsunuz. Bu konuyu bilmemeniz mümkün değil. Mail mi attı size, yoksa o tarihte yani Hazirandan 1, 1 buçuk ay önce yüz yüze mi görüştünüz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yüz yüze görüşmemiz olmadı, yüz yüze görüşmemiz bire bir 2006 yılında olmuştur efendim. Bunu mahkemede de zikrettim. Ama tabi birkaç gazeteci arkadaşlarla da irtibat halinde olduğum için Türkiye.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki, yüz yüze görüşmediniz. Mail mi attı efendim?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Büyük ihtimalle mail atmış olabilir efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki o mailleri neden getirmediniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hangi mailleri getirmedim?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Size atılan mailler. Bakın.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bakın, atmış, atmış demiyorum efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Lütfen, bir, bir dakika efendim. Talip Bey bir dakika.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Atmış olabilir diyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama şimdi şu var. Yüz yüze görüşmediniz. 2 olasılık kalıyor. 1, elinizde belge yok, belge almadım diyorsunuz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ya telefonda görüştünüz veya size mail attı.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Eğer mail atmışsa az önce mail atmış olabileceğini söylediniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “O maillerinizi neden çıkarıp da getirmediniz Değerli Mahkemeye.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Veya Sayın savcılığa niye sunmadınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi Kemal Bey, benim özel bir twitter hesabım var, o twitter hesabım hotmailime bağlıdır. İsterseniz şimdi burada mahkeme huzurunda hotmailimi açabilirim. Günde bana 1500 ile 2500 arasında twitterde twit geliyor. Yani mesaj geliyor paralelinde. Ben o hotmaili kapattım. Yani her gün açıyorum 1000 tane 1500 tane 1500’ün, 100’i küfür, 300’ü tehdit, 200 tane normal bir vatandaşla yazışıyoruz. O hotmaili kapattım ben kullanmıyorum. Yani atmış olabilir veya olmayabilir. Kesin bir şey söyleyemem size buradan.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bakın Talip bey bu konu o kadar önemli ki.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey cevabını verdi hotmaili kapattım dedi. O, o maile gelmiş olabilir diye.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam, bakın ben bir başka açıdan söyleyeyim.”

Mahkeme Başkanı: "Söyledi tanık.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Olabilir yani bakmam lazım e-maillerime Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani. İma mı etmiş olabilirsiniz?”

Mahkeme Başkanı: "Başka bir soru soralım Kemal Bey lütfen.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim, peki efendim. Peki efendim. Bu beyanları savcılıktaki ifadelerinizi gazetelerde çıkardığınız haberleri bir mailde mi size attı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bilmiyorum efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bilmiyorsunuz. Aranızda o söz konusu mail diyorsunuz olabilir diyorsunuz. O mailden başkaca mailleşmeler oldu mu aranızda?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok olmadı.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu konuyla alakalı.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok genellikle telefon görüşmeleri yapılır efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Talip Bey Yenişafak gazetesindeki haberi sizin hazırladığınızı ifadenizde açıkça kabul etmişsiniz, savcılık ifadenizde.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet. Şunu da belirtmek isterim. Dün Sabah gazetesinin.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bir dakika sualimi bir tamamlayayım.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi hayhay efendim buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ve haberin çıktısını da savcılığa vermişsiniz. “

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu haberin tarihini de 2008 Ocak ve 2000 Şubat başı olduğunu söylemişsiniz yine ifade tutanağınızdan okuyorum.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu yazıda sözde Alman Ergenekon’u tarafından yapıldığı iddia edilen 2001, 2007 yılları arasında ödeme yapıldığına ilişkin bilgilere bu yazıda yer vermemişsiniz. Bakıyorum Yenişafak gazetesinde çıkan haberde veya sizin o makalenizde söz konusu para yardımlarına ilişkin bir ibare yok. Bu bilgi ve elinizde ve düşüncenizde oluşmuş olsaydı, muhtemelen bu yazıda da belirtirdiniz. Çünkü kişiler aynı kişiler, konu aynı konu ama benimle ilgili bölümü söylüyorum diğer ilgili bölümlerde var, Veli Küçük ve Muzaffer Tekin ile alakalı. Benimle ilgili Dekard’la Deckhert’le yaptığım iddia edilen konuşmayı Yenişafak’ta var. Ama parasal yardımlar yok. Para ödeme iddiasının tarafınızdan bu tarihten sonra oluştuğu ve ilk defa 10 Haziran 2008’de açığa çıktığı nereden anlıyoruz, bir ifadenizden, 2 Taraf, Star ve Zaman gazetesinde yayınlanan haberlerde. Yapıldığı iddia edilen bu para ödemeleri Yenişafak’ta çıkan sizin hazırladığınız haberde neden yer almıyor, sebebini izah eder misiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim ben dün bu haberle ilgili eski Yenişafak’ın istihbarat şefi olan Şaban Aslan Bey şu an Sabah gazetesinin haber koordinatörü. Kendisiyle görüştüm. Kendileri benim böyle bir haber hazırladığımı, ama editörleri tarafından bir düzeltme yapıldığını. Ama bu haberin gazete tarafından yayınlamadı, yayınlanmadığını zikrettiler efendim yayınlanmadığını. Ama internet sayfasında çıkmış, gazetede çıkmamış internet sayfasında çıkmış. Kendisiyle dün görüştüm. Böyle bir şey hazırlamıştın abi dedi. Bizim editörler düzeltmişti dedi ama dedi gazetede yayınlanmamıştı internet sitemizde bununla ilgili bir haber yapılmıştı dedi efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Benim cevabım sorum o değil. Bakın Yenişafak’ta parasal yardımlar konusu.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Kemal Bey hatırlayamıyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “O paragraf yok.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Kemal Bey kısa ve öz hatırlayamıyorum şu an efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama bu parasal yardımlar şu ifadenizin özü ve konusu ana teması ve diğer bütün konuları işliyorsunuz, fakat o yazınızda bizzat kendi hazırladığınız yazınızda parasal yardımlara yer vermiyorsunuz. Bunun bir sebebi olmalı. Nedir?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim ben hatırlayamıyorum. Bu konuyla ilgili iddiaları dile getiren Alman gazeteci mahkeme heyetine de söyledim, telefon numarasını da verebilirim, adreslerini de verebilirim. Alman Adalet Bakanlığı üzerinden bu konu ile ilgili ifade vermek istiyor ve belgeleri sunmak istiyor, Kemal Bey. “

Mahkeme Başkanı: "Bu Yenişafak gazetesinde çıkan haberle ve haber siz beyanınız üzere söylediği iddia ediliyor. Siz Yenişafak gazetesine bu parayla ilgili herhangi bir beyanda bulunduğunuzu hatırlıyor musunuz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayır hatırlamıyorum onu hatırlamıyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Kaldı ki efendim Sayın savcımıza da zaten yapmış olduğu haberi bizzat kendisi vermiş. En azından böyle bir parasal olay olsaydı savcımıza verirken şunu diyebilirdi. Acaba bu lafı söylemiş mi? Efendim ben her ne kadar Yenişafak gazetesine bu haberi yaptırdım ama asıl olan burada parasal yardımlar var, parasal yardımlar bu Yenişafak gazetesindeki haberde çıkmamış. Size vermiş olduğum yazıda yoktur diye bir beyanınız oldu mu Sayın savcımıza?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Olmadı efendim ama dediğim gibi sizinle ilgili öyle bir bilgi akışı vardı ki, o zaman. Yani birçok kaynaklardan bilgi geliyordu, gazetelere de geliyordu. Gazetelerin istihbarat şefleri ne biz daha doğrusu beni arıyorlardı, ben onları arıyordum. Çünkü bu konunun ne olduğunu bizimde ilgimizi çekmişti. Yani orada bir sizinle ilgili ve bu arkadaşlarınızla ilgili bu oluşumla ilgili bir, bir bilgi akışı.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Oluşum yok efendim lütfen oluşum demeyin.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim bir dakika. Tamamlayın. Buyurun.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Arkadaşlarınız kelimesini kullandım efendim özür dilerim oluşum için.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Arkadaşlarınızla ilgili bir bilgi akışı vardı. Dediğim gibi Kemal Beyciğim ben 5 yıl evvel bir ifade verdim, şimdi geldim dün hayatımda ilk defa 8 saate yakın bir süre bir mahkemede sanıklık yaptım, tanıklık yaptım vatandaşlık görevim için. Siz bu dosyanın içeriğini A’dan Z’ye kadar biliyorsunuz. Ben detaylarını bilmiyorum. Yani burada bir danışıklı dövüşüklü bir şey olsa Sayın savcımız bana o bilgileri verirdi yani onu kast etmek istiyorsanız öyle bir şey yok efendim. Ben.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hayır hayır danışıklı dövüş değil bakın.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ancak hatırlayabildiğim, duyduğum veya kanıtlayabildiğim bazı konularla ilgili somut şekilde burada mahkemede ifade veririm ben. Hatırlayamadığım konuları gerçekten hatırlayamıyorum. Yani o kadar çok olay var ki gün gündem olarak.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sorun şu, burada asıl olan parasal olayların sizin Ocak veya Şubat’ın başındaki bu haberinizden sonra beyninizde oluştuğu.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Beynim (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ve bu şekilde Haziran ayında ifade tutanaklara geçtiğinin bir kanıtı olarak ortaya çıkıyor. Yoksa siz çok rahatlıkla bu parasal olayları bilmiş olsaydınız Yenişafak gazetesindeki bu habere mutlaka yazdırırdınız ve Sayın savcımıza da o şekilde teslim ederdiniz.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey tanık hatırlamadığını söylüyor başka soru soralım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tabi efendim, tabi efendim. Tamam efendim. Dün yine size sordum. Bu bilgiler size ne zaman muhabir arkadaşınızdan yine az öncede söylediniz geldi dedim. Siz savcılık ifadesinden 1, 1 buçuk ay önce dediniz. Oysa; sizin savcılık ifadenize göre bu bilgiler Yenişafak’ta yaptığınız habere göre 5 ay önce sizin elinizde ilk haberleşme Taraf’ta değil 5 ay önce Yenişafak’ta ve Yenişafak gazetesinde yine savcımıza teslim etmişsiniz. Bu çelişkiyi nasıl açıklayacaksınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim, dün onunla ilgili bir düzeltme yaptım. Büyük ihtimalle kayıtlara geçmiştir.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Neydi o düzeltme efendim?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hatırlamıyorum, şu an yani şöyle bir düzeltme sizinle ilgili bilgiler.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yok böyle bir düzeltme yapmadınız.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yaptım net bilgiler.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Benimle değil ifade tutanağına geçen bilgiler.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi bakın sizinle ilgili ben şimdi sizinle ilgili bilgileri kastettim. Öbür arkadaş.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama ben sualimi bakın ben şimdi. Benim lütfen sualime cevap verin. Aksi halde biz burada anlaşamayız.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “3 gün boyunca konuşuruz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Net size soruyorum. İfade tutanağına geçen bilgileri.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bütün bilgileri şuradaki size okunan 1, 1 buçuk ay önce söz konusu muhabirden aldığınızı defalarca söylediniz burada, birkaç defa hem de.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ama bunun evveliyatı da var.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şimdi. Bir dakika efendim.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Sonra düzeltme yaptım. Bunun bir evveliyatı olduğunu söyledim efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bakın bir dakika efendim. Lütfen.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim soru şu değil mi? Bu belgeler, bu belgeler ne zaman geldi?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yenişafak gazetesine.”

Mahkeme Başkanı: "Şeklinde değil mi? Bu belgeler.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim 5 ay önce bu bilgileri eline gelmiş.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu çelişkiyi izahat etsin bize.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam Talip Bey onun tarihini soruyor hatırlıyor musunuz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi efendim ifade vermeden 1, 1 buçuk ay evvel bilgiler gelmişti ama, onun evveliyatından da bilgiler geliyordu. Yani orada bir bilgi eksikliği olmuş olabilir. Yani X bir şahıs ile ilgili bir bilgi geldiyse. İleriki aylarda ek bilgilerde gelebilir. Ya biz şu araştırmalarımızda şu konuda bu şahsın burada da böyle bir çalışmalar yaptığını tespit ettik gibisinden veya öyle bir bulgular var gibisinden bulgu oluşmuş olabilir efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Anladım. Peki bu verilen paralarla ilgili bilgi bir defada mı geldi birkaç defada mı geldi hatırlıyor musunuz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Birkaç defada geldi çünkü detaylı şekilde değil.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Tamam. Buyurun Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Birkaç defada geldi ama nasıl geldiğini hatırlamıyor.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim uzun bir süreç geçti. Nasıl hatırlayayım ki.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey buyurun başka, başka soru.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Buyurun Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “19.1.2012 tarihli ifadenizde Taner Ünal’a yapılan ödeme ile ilgili hiçbir belge görmediğinizi beyan ettiniz. Doğru mu efendim? Ben dosyada falan hiçbir belge görmedim.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “2007’deki süreçte mi diyorsunuz 2008’de verdiğim ifade mi?“

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim Sayın savcımıza, Sayın savcımıza vermiş olduğunuz 2008 ifadesi.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet görmedim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Görmediniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ve belgeli mi, belgesiz mi bir ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda da bir bilgim olmadığını söylediniz öyle mi efendim?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “İfadelerimde öyle varsa öyledir efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Dün öyle söylediniz ben bir defa teyit ediyorum çünkü sürekli değiştiriyorsunuz Talip Bey o yüzden teyit ihtiyacı duyuyorum. Oysa bakın belge yok diyorsunuz, belge görmedim diyorsunuz, ama Değerli Sayın savcımıza ifadenizde Taner Ünal’a Heinrich Böll Derneği tarafından 12.500 DM ödendiğine ilişkin belgeyi bizzat Sayın savcımıza siz veriyorsunuz, ne dersiniz buna?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “O bilgiyi ben vermedim Sayın savcımıza.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Olur mu efendim? Siz vermişsiniz bakın. İfade tutanaklarında size söyleyeyim kaçınca sayfada olduğunu da söyleyeyim.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Benim efendim 3 sayfalık ifadede?”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey o kısmı okur musunuz?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tabi, tabi efendim. 3., 2., 2. sayfa efendim yine 1. paragraf sondan 9. Sırada, pardon 10. sırada. Taner Ünal’a Henrich Böll Safting derneğinin 6.5.1997 tarihli.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hah tamam tamam tamam tamam.”

  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət