Ana səhifə

Refik engiN. NakşÎ bektaşİleri. Diğer adı ile Nakşî Dervişleri


Yüklə 216 Kb.
tarix24.06.2016
ölçüsü216 Kb.




REFİK ENGİN.

NAKŞÎ BEKTAŞİLERİ. Diğer adı ile Nakşî Dervişleri.1

Sözlerime Nakşî Derişlerinin meydan açılış sözü ile başlayalım.

HU ERENLER.

Hü ve HU Trakya ve Balkanlarda bazen H harfinin söylenişi pek çok kelime önü de kullanılmadığından Ü ve U olarak ta söylenmektedir. Bektaşilerde Hü veya Hu Allah selamı olarak kullanılır. Bir Bektaşi bir meydana girdiğinde eşikten içeri gireceği zaman “Hü Dost” deyerek meydandaki mürşitleri ve canları selamlayarak girer. Oradakiler de onun bu selamını alıp onu eyvallah diyerek buyur ederler. .Trakya’daki her Bektaşi kolunda giriş ve niyaz farklılık gösterir ama ortak kültürün egemenliği de apaçık göz önündedir. Meydan, Trakya ve Balkanlarda toplanma yerlerine verilen addır. Her gelen muhip ve misafir görüşmesinde üç defa görüşme yapılması tüm Trakya’daki Bektaşilerde geçerlidir.

Bizim tanıtmaya çalışacağımız Nakşî Bektaşileri Bulgaristan’dan göç ile Trakya’nın bazı kesimlerine ve Anadolu’ya göç etmişlerdir. Nakşî Bektaşileri günümüzdeki Nakşibendîler ile kıyaslanamaz. Çünkü Nakşî Bektaşileri -diğer adları ile Nakşî dervişleri- günümüzde Atatürkçü aydın kimselerdir. 12 imamlara bağlıdırlar. Muhipleri Hacı Bektaş’ı ziyarete gitmekte ve laik Türkiye Cumhuriyetinin birliğine gülbanklar çekmektedirler. Kendilerini Nakşîlerin Melami kolu gibi görmektedirler.


Romanya’nın 1945 yılına kadar toprağı olan Totrakan ve civarı daha sonraları Bulgaristan’a savaş tazminatı olarak verilir. Nakşî Bektaşilerine bu gün geliş yerlerini sorduğunuz da Romanya deyenler de olduğu halde bu gün Bulgaristan toprakları olan yerleşimlerinin adlarını vermektedirler.

İbadetleri için eskiden mutlaka Pazartesi veya Cuma günün akşamı toplantıları yapıyormuş. Bu gün bu belli merkezlerde mürşit olmaması nedeniyle yapılamamaktadır. Genellikle Hü yerine Hu denilmesi görülmektedir.


Tuz a Balım sultan denilmesi ve horoza Cebrail denilmesi Nakşîlerde de aynen vardır. Dualarında 12 imamlara bağlılıkları her dem dile getirilmektedir. Demlerde üçleme yapılmaktadır. Burada üçleme dem olacak diye bir kaide yoktur. Bu usul tüm Trakya’da geçerlidir. Nakşîlerde tek başına nasip alınabiliyor. Musahiplik ve musahip erkânı uygulanmamaktadır. Bu konuda her hangi bir bilgileri de yok.
Nevruz ayında sofralara konulan yumurtalar için Balım Sultan erkânında rastladığımız gibi ayrıca bir dua yapılmamaktadır. Her can getirdiği ile mürşit huzurunda getirdikleri için rızalık ve dualar yapılmaktadır.

Mürşitlik makamının ehlilere verilmesini istedikleri için geçmişten günümüze seçim ile mürşitlik verilmektedir. Bir mürşidin ardından ehli olduktan sonra oğlu veya torunu da görev alabilir denilmektedir. Bir mürşit görev aldıktan sonra mürşidi ile daha sonra her hangi bir erkâna göre denetleme veya sorgulama olmamaktadır. Nakşî Bektaşileri kendilerini Anadolu’daki Nakşibendîlere benzetilmesini istemiyorlar. Bundan son derece rahatsızlık duymaktadırlar. Tarihsel yönden geçmişten pek fazla bilgileri yok. Ellerinde yazılı belgeler bulunmamaktadır. Belki zamanla var olanlar ehli olmayan ellerde saklanmamış veya bilerek yok edilmiştir.

Nefes sonrası mürşidin kısa dua yapılması görülmektedir.
Trakya’daki Nakşîlere sorduğunuzda kendilerini genelde Kızılbaş veya Bektaşi demektedirler. Kendilerine Trakya’daki Bektaşileri Sünnilerden daha yakın kabul edip sevgi duymaktadırlar. Fakat Sünnileri kesinlikle kınamadıkları gibi onlar hakkında kötü bir söz dahi söylememektedirler. Nakşibendîleri incelememizin nedeni ise Bektaşi kökenli oldukları içindir.
Nakşî dervişleri hakkında topladığımız bilgiler ışığında 1826 yılında Balım Sultan erkânına devam eden bir topluluk iken Osmanlı devletinin o zaman ki izlediği politika yüzünden Nakşibendî tarikatına dönüştürülmek istenmişler fakat bunu başaramamışlardır. 2003 yılı nevruzunda erkânın gördüğümde Balım Sultan erkânının izlerini silinmediğini gördüm. Nerdeyse erkânın icra edilen kısmı zikir erkânı haricinde ayni idi. Eksikler ise tüm tarikatlarda görülen kısalmalardan başka bir şey değildir.

Bizim bu iddialarımızı destekleyen bir araştırma da Bulgaristan’da yayımlanmış “ Mehmet Beytullov’un Alevilik keşmekeşliği ve Bulgaristan Kızılbaşları “ kitabından aynen yazıyoruz. Yalnız yazarın araştırmasında bazı fikirlerine tüm Trakya’daki Bektaşi sürekleri gibi bizde katılamıyoruz. Toplumun üyeleri Bektaşi olduğunu söylediği halde bu araştırma Alevi olarak ta tanımlıyor.

Trakya’da Bektaşi ve Bektaşi sürekleri hatta Şeyh Bedreddin’iler kendilerini Alevi olarak görmemektedirler.
Nakşibendî tarikatı tipik bir Sünni topluluğudur. Burada, Türkiye’de ve hiçbir başka ülkede bu tarikata mensup olanlar Alevi sayılmaz. Ülkemizde bu tarikat taraftarları Eski Dulova (Ak Kadınlar) kazası Ruynovo köyünde ve kısmen de İsperih şehrinde yaşamaktadırlar. Onların dışında Silistre sancağı Nojarevo köyünde Razgrat sancağı Dragomıj ile Sveştari köylerinde ve İsperih’te bir takım Nakşibendiler vardır ki, bunların ecdatları Yeniçeri ocağı ortadan kaldırıp Bektaşi tarikatı yasaklandıktan sonra ve Bektaşi toplumlarının başına Nakşibendi babaları getirildiği dönemde gördükleri eğitim neticesinde Nakşibendilikten zikir yapmayı ve bazı özellikleri , Bektaşiliğe mahsus olan 12 İmamlara inançla ,rakı içmeyi birbirine katarak bir nevi Nakşibendi-Bektaşi si olmuşlar. Onları Bulgaristan Alevilerinin bir parçası olarak kabul etmek lâzım.
Başlıca sabık İsperih kazası Sveştari ve Eski Pavlikeni kazası Rozitsa köylerinde, kısmen de dolay köylerde (Gosrko Slivovo ve Suhindolile ile Vazovo ve Draç ) yaşayan Müslümanları konu komşuları, tanıdıkları Derviş saymaktadırlar.

Dervişin her kez tarafından bilinen sözlük anlamı dünya işlerinden eli ayağı çekmiş ve bir tarikata girerek kendini ibadete vermiş kimselerdir. Oysa sözünü ettiğimiz dervişler ne dünya malından vazgeçmiş ve bu yüzden yoksul, ne kapı kapı, köy köy dolaşıp geçimini sağlayan ve nede tekkelerde barınan insanlardır. Hiç kimse onlara, hangi tarikatın dervişi olduğunu sormamakta, derviş deyip geçmektedirler. Sanki dervişlik Müslümanlığın içinde özel bir tarikatın adıymış gibi hava yaratılmış.

Şahsen kendileri Bektaşi olduklarını söylemektedirler. Fakat öteki Bektaşiler onların Bektaşiliğini kabul etmemektedirler. Türkiye’de ve Bulgaristan’da her kez Bektaşileri Kızılbaş Alevi saydığı halde burada dervişleri ne Kızılbaşlar ne Sünniler ve ne de Hıristiyanlar Alevi saymaktadırlar. Onların öteki Bektaşilerle, Alevilerle pek çok ortak yönleri bulunmakla beraber, bir hayli bakımdan da onlardan farklaşmaktadırlar. Her şeyden önce bir Müslüman’ın Bektaşi olması için öteki Bektaşilerde olduğu gibi Bektaşi soyundan olması şart değildir. Anası ve babası Bektaşi olmayan da Bektaşiliğin ilkelerini, benimsediği zaman, usul ve kaideye göre tarikata kabul edilir. Ama öteki Bektaşilerde olduğu gibi karı koca, yani bir çift olarak değil, tek başına. Bu usul Bektaşilikte ikinci Pir sayılan Balım Sultanın getirdiği bir yenilikti. Bunun neticesinde de Bektaşiliğin içinde Dede babalık belirmişti. Bizim dervişler işte bu DEDE Babalığın uzantısı olabilir. 2
1928 den sonra Türkiye ye göç etmişler. Orada kalan muhiplerin hala var olduğu söylenmektedir. 1938 yılında kısa bir dönem Kırklareli’nin Yoğuntaş köyünde kalanlar olduysa da bir yıl sonra burayı toptan terk etmişlerdir. Bu toplum Totrakan’da Hüseyin Sabri Baba (Softa baba)tekkesine bağlı imişler. Mürşitlerine Şeyh Dede veya efendi denilmektedir. Seçim sistemini benimsemiş aslında Balım Sultan erkanının bir benzerini uygulamaya çalışmaktadırlar.
Yukarıda adı geçen köylerin 15.ci asırdan 19.cu asra kadar Bulgaristan’a yerleşmiş bulunan Türk aşiretlerinin adını taşıması ve aynı zamanda aynı köylerde bir den fazla tarikat olması bazı kişileri yanılmaktadır. Kendi inanışları haricine halkın deyimi ile zahiri demesi(BİZDEN BAŞKALARI) tüm Trakya’da görülmektedir.
Aşağıda adını vereceğimiz toplulukların ve yerleştikleri yerlerinde aynı yörelerde bulunması aşiretlerin zaman içinde kız alış verişinde bulunmasına rağmen 19.cu yüzyıl başlarına kadar töre ve inançlarını korumuşlardır. Günümüzde hala bazı gurupların eski töre ve inançlarını devam ettirme istekleri görülmektedir. Bulgaristan’ın bu bölgesinde halen Balım Sultan Bektaşileri, Babailer ve Nakşî Bektaşileri bulunması bize her cemaatın bir tarikata dayanan bir inancını göstermektedir.
Yerleşim yerleri adlarını taşıyan aşiret adları ve tarihçeleri şu şekildedir.
KOVANCILAR Aşireti

Rumeli’de yerleştikleri yerler, Bağdanos, Selanik, Niğbolu, Şumnu. Anadolu’da yerleştikleri yerler, Afyon, Halep, Adana, Bağdat.( Afyon Bolvadin merkezine bu cemaattan gelip yerleşmişler. Yörük’türler

Anadolu’da Kilis, Rakka, Halep ,(bu gün Suriye de)Maraş, Adana, Sivas, Bağdanos mevki (Eğri boz Sancağı)Ordu kazası.3
Kovancılar adındaki Çirmen kazasına bağlı yerleşim yeri 1515 yılında 17 hane, 1 mücerret, 1530 yılında 17 hane, 5 mücerret, 1577 yılında 39 hane, 21 mücerret kayıtlıdır.4
Kovancıları aşiretinden veya başka Müslüman nüfuzun bu köyde 1515 ten beri var olduğu görülmektedir.1577 yılında hane sayısının çok olması yeni göç ihtimalini akla getirmektedir.
1515 yılı Osmanlı kayıtlarında günümüzde halen Bektaşi kökenli toplum köylerinin adları geçen yerleri görmekteyiz. Bu da bize göstermektedir ki 1500 yılı evveli toplu halde Bektaşi kökenliler buralara yerleştirilmiştir.
MUMCULAR Cemaatı.

Rumeli’de yerleştikleri yerler, Razgrad. Anadolu’da yerleştikleri yerler,1878 göçünde Afyon Bolvadin merkezine bu cemaattan gelip yerleşmişler. Türkmen’dirler.


AKÇALAR Cemaatı.

Rumeli’de yerleştikleri yerler, Yenişehir Feneri (Tırhala) Anadolu’da yerleştikleri yerler, Kerkük, Ankara, Halep, Mamalı Türkman cemaatındandır. Mamalu cemaatı da Bozulus Aşiretindendir. Türkmen’dirler.


Yunanistan ve Bulgaristan da bulunan KAYALAR Cemaatı da aynı zamanda Bozulus Aşiretindendir. Bu aşiret mensuplarından Yunanistan’daki aşiret mensupları 1924 mübadelesi ile Türkiye’nin çeşitli yerlerine dağılmışlardır. Kayalar cemaati de Balım Sultan Bektaşiliğine 1924 yılına kadar devam ettikleri göç sonrası ise inanışlarında yöreler etken olmuştur.
Ayrıca Makedonya /köprülü kasabası civarında yerleşmiş bulunan Hamza Bey cemaatı da Mamalu cemaatındandır. Hepsinin ayrılış yeri de Bozulus Aşiretidir. Ortak noktaları Bektaşi oluşları ve Bozulus cemaatinden olmalarıdır.

Bizim tespit ettiğimiz bazı toplumların tarikat kökenleri Bozulus Aşiretine dayanması bu aşiretin tarih boyunca Ehl-i Beyt tarikatlarına bağlı bir kökü vardır.


BALABANLAR Cemaatı.

Rumeli’de yerleştikleri yerler, Tırhala, Yenişehir, Drama ,Zağra ,Filibe . Anadolu’ da yerleştikleri yerler, Erzurum.

Balabanlı Cemaati, Boz Koyunlu Aşiretine tabidir. Anadolu ve Rumeli’de Derbentçi olarak görev yapmışlardır. Cemaatın bir kısmı PEHLİVANLI Aşireti içinde görülür. Yörük’türler.5
Bu toplumlar hakkında bir araştırmada şu bilgileri görmekteyiz.
Romanya’daki Kızılbaşlar(Bu gün büyük bir kısmı Bulgaristan’da)nereden gelmişler ve ne zaman Kızılbaş olmuşlardır? Başlıklı bölümünde iki küçük ayrıntı yapacağım.
“ Bizler Haymana’dan sürgün gelmişiz.(Ankara’ya bağlı ilçe) diyorlar. Fakat nasıl ve ne suretle geldiklerini bilmiyorlar. Yalnız dedelerinden Hayman’dan sürgün geldiklerini işitmiş olduklarını söylüyorlar.

Şu halde bu Romanya’daki Kızılbaşlar, Kızılbaşlığı kabul etmiş bir halde Rumeli’ye geçmişler ve buradaki mevcut olan tekke postnişlerinden ahz-ı inayet ederek yollarını yine terk etmemişlerdir.6


Nakşibendî Dervişleri kendilerini 12 İmamlara bağlı el ele el Hakka ailesini benimsemişlerdir.

Nasip törenlerine gelince Balım Sultan erkânına benzerlik göstermekle beraber kendilerine has özellikleri ile erkân uygulamaktadır. Nasibe giren iki çiftin ilk giren eri sonrası ikinci giren çiftin bacısı daha sonra ikinci çiftin eri ve en sonra ilk giren çiftin eşi girmesi ile bu 4 kişi kardeş olmakta musahip erkânı olmamakla bu tür bir nasip kardeşliği geliştirilmiştir. Yani ilk çifti 1 ve 2 nolu olarak nitelersek 3 ve 4 nolu çiftin girişi 1,4,3,2 sırası ile nasibe rehber eşliğinde tek tek 4 kapı selamı ile gelirler. Çıraklar sadece çırakçı tarafından uyarılır. Her kez çırak uyaramaz. Bu Trakya’da ve Ehli Beyt tarikatlarında zorunlu haller dışında bir kuraldır.

Nevruz ve muharrem harici tek çerağ yakılmaktadır. Nasipte tığbend yoktur. Tığ bendin Yerini kuşak almıştır

Daha evvel Nakşî dervişleri erkânda def ve saz var iken günümüzde bu yoktur. Mürşitlerde teslim taşı yoktur. Mürşitlerin başlarında taç denilen başlıklar vardır. Rengi yeşildir. Meydan da oturuş şekli nasip yaşına göre mürşidin sağında erler solunda bacılar oturur. Burada bu yolda görev yapanların eşleri ilk sıralarda olmaktadır. Mürşit kendi eşi hariç her kese nasip verebilmektedir.

Nakşî dervişleri erkânında dem vardır. Fakat Mehmet Akçay Efendi demlerin erkânlarında var olmasına rağmen aşrı bir şekilde dem alınmasının olmadığını söyledi. Halkında günümüzde meydanlarında demin sembolik olarak alındığı için bir sorun yaşamadıklarını söyledi.

Mürşitlere Dede veya efendi denilmektedir. Mürşit seçimi ise şu şekilde yapılmaktadır. Eğer aday gösterilen kişiler birden fazla veya tek olsa bile 12 hizmet sahipleri tarafından sadece adayların bu göreve layık olup olmadı muhabbet ile tartışılır. Karar verildiği zaman aday kişiye bu meydanda bildirilir. Dede veya efendi olan kişiye 12 hizmet sahipleri bir mahlas veya halk deyimi ile lakap verilir.2004 yılı içinde halen mürşitlik görevini yerine getiren Mehmet Akçay Efendi ye CEVHERİ mahlasını vermişlerdir. Yeni mürşit olacaklar sağ olan bir başka mürşitten el alması gerekmektedir.


Nakşî erkânına girerken Mürşide 4 kapı selamından sonra baba önüne niyaz edilerek görüşme yapılır. Biz bir Nevruz muhabbetinde gördüklerimiz Şeyh Bedreddin’i ve Ali Koç babalılardaki görüşmenin hemen hemen aynısı olduğunu gördük. Nevruz muhabbeti evvel Tekirdağ’ın Muratlı ilçesinde görüştüğüm Mehmet Akçay Dede efendiye erkânınıza gelsek bizleri alır mısınız dediğimiz de “Erenler nasipli kişilerden saklımız yoktur. Evlatlarımıza bile belli bir yere kadar kısmını göstermekteyiz demişti. Dede efendi nasiplilere elinin içi öpülür. Eğer dede efendi muhabbet evveli görüşmeye gelen muhip e elinin dışını vermesi o canın o toplumda hatalı olduğuna işaret sayılır ve orada bu halk huzurunda hesaplaşma çıraklar önünde yapılır. Kurban tığlamaları Balım Sultan Bektaşilerinin kurban tekbirlemelerine çok benzemektedir. Kurban tekbirleme sonrası 2 rekât şeriat namazı kılınmaktadır. Cebrail kurbanı uygulaması inancında diğer Bektaşi ocaklarından farklı değildir. Adaklara nezire denilmektedir. Bulgaristan’ın Akçalar köyünde göç zamanı her kez Türkiye ye göç etmiş kalan olmamış.

Topladığımız bilgiler ışığında bu toplumun mensuplarının Bulgaristan a Karaman ve Manisa yöresinden gelen iki gurubun zaman içinde aynı inançla kaynaştıkları bir toplum oluşturduklarına inanıyoruz. .Gülbanklarında Nakşî Şeyhlerini saydıktan sonra Hacı Bektaş ve 12 İmamlar ile duayı bağlamaktadırlar. Daha evvel mantoya benzeyen bir feracenin kadınların giydiklerini zamanımızda ise ferace giyilmediğini söylediler. Nakşî dervişlerinde Akraba evliliği yasak hatta komşu alınması bile yoktur. Gülbanklarında tüm Trakya ve Balkanlardaki erenleri sayılması diğer Ali Koçlular Kızıldeli ve Şeyh Bedreddin’ilere benzemektedir. Nasip kardeşi olanların evlatlarının evlilik yapılmamaktadır. Bu uygulama Trakya’da musahip erkânı uygulayan Ali Koçlu, Kızıl deli, Babai guruplarından Yeşil Abdallılar, Ak yazılılar ve Otman babalılarda aynen uygulanmaktadır. Otman baba Bektaşilerinin de musahipli ve musahipsiz 2 guruba ayrıldığı da unutulmamalıdır. Nasip alma törenine Miraç görme denilmektedir. Muhiplerin görüşmeleri 3 defa Allah Muhammet ve Ali diyerek yapılmaktadır.7


Gülbanklarında adı geçen Hüseyin Sabri Baba, Softa Baba Aşri Babayı Mürşit olarak Şarköy ün Eriklice köyüne atıyor. Mezarı bilinmiyor. Eski camisinde olma ihtimali varmış. Bu yöre de günümüzde Nakşî dervişleri muhibbi bulunmamaktadır.
Sabri Baba, Buhara’dan İstanbul’a oradan önce Kemaller’e bağlı Şaman köyüne daha sonra Totrakan’a gelmiş bir erendir.8
Yukarıda anlatılan olayların Anadolu’da yaşandığını hatta pek çok Nakşî Babasının zaman içinde Bektaşiliğe geçerek büyük hizmetler verdiklerini kayıtlarda görüyoruz.

Tekirdağ’ın Muratlı ilçesine bağlı Yukarı Sırt beldesinde Bulgaristan’ın Kovancılar Akçalar köylerinden gelen Nakşibendî kökenlilerin yakın zamana kadar yollarını devam ettirdiklerini biliyoruz.



Nakşî erkânından

Çırak duası

Çün çırağı fahr uyaırdık hüdanın aşkına

Seyit ül kevneyn Muhammet Mustafa’nın aşkına

Saki kevser Aliyyül Mürteza’nın aşkına

Hem Hatice hem Fatıma Hayrünnisanın aşkına

Şah Hasan Hulki Rıza , hem Şah Hüseyin kerbele ol imam etkiya İmam Zeynel Abanın aşkına Hem Muhammet Bakır ol kim nesli paki Murtaza Caferis Sadık imam rehnumanın aşkına Musai Kazım imamı serfirazi ehli hak hem Ali Musai Rıza yı asfiyanın aşkına Şah taki ve Naiy hem Hasanül Askeri ol Muhammet Mehdi sahib evliyanın aşkına Pirimiz Muhammet Baehayedd Mehdi Bahib livanın aşkına

Haşrederek yanan yakılan aşıkının aşkına ber cemaliMuhammetAli kemali kadir imam Hasan ve imam Hüseyin ala bülendre salavat Allah eyvallah erenler Hu.


Çırakçı duası.

Bismi Şah Allah Allah Seyyidi sadat muhibi sadat hülasai mevcudat alem üs sırrı el hafiyet şefi ruzi arasat ber cemali Muhammet kemali imam Hasan Hüseyin ala bülende salavat.


Çırağı sır ederken okunacak dua.

Batın oldu çırağı nuru Ahmet zahir oldu şemsi mah-ı Muhammet Allah Hü dost


Gözcü duası(cem kapanırken okunur)
Bismi Şah Allah Allah

Elim erde, yüzüm yerde, özüm darda, Hak Muhammed ali meydanında, erenlerin dar’ı mansur’unda, oniki imam yolunda, pir divanında mürşit huzurunda, dilim tercüman canım kurban men fakirden ağrınmış, incinmiş gücenmiş can kardeş varsa ise dile gelsin bile gelsin, hakkını taleb eylesin Allah eyvallah hü doost .


Tarik duası.

Ber-cemal-i Muhammet kemal-i İmam Hasan İmama Hüseyin Alî râ bülend-e salavat Allahümme salli ala Muhammet ala Ali seyyidina Muhammet günahkarım günahımı af et ya Muhammet Mustafa Ali dergaha Hüseyin Kerbela da sırrı hak için tövbe günahlarımıza Yarabi estafurllahe estafurullah estafurallah izni Halife tarikat imam üstat nefe s erkan müşayih destur ya şah buyur


Saki duası

El mizan göz terazi kiminize az verdim kiminize çok verdim kiminize hiç vermedim herkes oldu mu hakkına razı burada kaldı birazı bu da sakinin ve pervanelerin hakkı deyip eyvallah der. Saki Babadan himmet ister (Hayır dua)

Hü Allah dost saki âşıklar sadıklar ayn-ı cem erenleri ve mesa sakinin aşkına Allah eyvallah
Hizmet duası

Bismi Şah Allah Allah(evden çıkarken okunacak dua)

Niyet ettim cem evine kırklar için bağışla Hasan’dır gönlümden geçen Hüseyin için bağışla aman Yarabbim bizi doğru olan Hak yolundan ayırma her şeyin hayırlısını ve haklısını nasip et Yarabbi.
Eşik duası.(cem evine girerken okunur)

Bismi Şah Allah Allah

Çün eşiğine koymuşum ben can’ı seri

Ta vücudum safi ola hem çü seri

Eşiğine niyazım budur

Kerem kıl fakire hoş nazar

Ber cemali Muhammed kemali kemali imam Hasan imam Hüseyin Ali ra bülend salâvat.
Niyaz duası. Babanın huzurunda
Hü dost Aşk olsun. Bismi şah Allah Allah

Durdum divanına uydum 12 imama döndüm kıbleye niyet ettim 2 rekât İmama Cafer namazı kılmaya kıblem Muhammet secdem Ali’dir. Hüü


Saka duası (cemde okunur)
Bismi Şah Allah Allah

Can ü baştan geçmişiz biz Rum erenler aşkına

(*can ü baştan geçmişiz biz şah Hüseyin aşkına)

Kerbela’yı deşti gamda ser verenler aşkına

Dem be dem hem can gözüyle hak görenler aşkına

Ol yezidler elinde teşne lebler aşkına

(*Kerbela’da su su diye can verenler aşkına)

Gözüm yaşı sebil ettim oniki imamlar aşkına

Ber cemali Muhammed kemali kemali imam Hasan imam Hüseyin Ali ra bülend salâvat.

* Muharrem ayında söylenmektedir.


Gözcü duası

Bismi Şah Allah Allah Kala rebbana zelamnaenfüsenave inlem tağfirlena ve terhamna lenekünenne minelhasrin.

Eli erde yüzüm yerde özüm Mansur darında dilim mürvete pirim kuvvete bizde hakkı olan kardeşler varsa hakkını alsın bizi eksik halde koymasın Allah eyvallah Hü dost.
Post duası.

Azmetike aleyke ya Ali ekremte ya Ali eslemtü aleyke ya Ali çarköşe postya Allah ya Muhammet beayeddin şeyh Sabri Babanın aşkına ya Ali Hüü


Faraş duası(süpürgeci)

Bismi Şah Allah Allah Hüseyin kerbela için gözlerim yaştır ol yezit askerin bağrı kara taştır pirimiz kırklar içinde ser faraştır ber cemali Muhammet kemali imam Hasan Hüseyin ala bülende salavat .


Hayırlı istekler duası.

Bismi Şah Allah Allah hüda hakkı için hizmetlerimi kabul et ya şah bi hakkı Ali aba ve Ali dergah pirimizMuhammet Beayeddin Nuri hakkı için bu dergahtan ayırma ey gani şah erenlerden haklı hayırlı himmeten illallah Allah eyvallah hü dost .

Bu dualar Mehmet Akçay Babadan alınmıştır.
Babalarda bir belge veya berat var mı ? sorumuza evet yazılı bir berat var demişti..Derince de oturan Rıfat Sakin Dededen icazet almış Bulgaristan’ın Ahlatlar köyü den gelmiş. Totrakandan imiş. Geçmişteki ile günümüzdeki uygulamada farklılık yok.

Hizmet tazeleme: olayı veya buna benzer bir uygulamaları yok. Babaların başlarına taktıkları taç yani yeşil harekelerden başka bir giysileri yok. Yalnız babalarda kemer (kuşak) kuşanma var. Babalarda ve dervişlerde teslim taşı veya benzeri bir emareler yok. Kemerlerin tığbendin yerini aldığı veya Nakşilerde kemerin Kızıldeli ,Ali Koçlu ve Nakşilerde olması Balım Sultan evveli Bektaşiliğinin bir ritüel i durumundadır Harekelerin de 12 dilimli olup olmadığını sorduğumuz da 12 imamlara bağlı olduklarından 12 dilimli olması gerekmektedir.Amma 12 dilimli olmamasında da bir sakınca olmaz denilmişti.Kemerler babadan oğul a veriliyor.

Nasipte ziynet eşyası olması sakıncasını sorduğumuzda zaten yolumuzda bu tür eşyaların gösterilmesi ve takınılarak gelmesi pek yoktur. Takılı bulunanlarda nasip sırasında bunu çıkarır veya gizlerler denilmişti.

Mehmet Akçay 47 seneden beri mürşitlik görevini yapmaktadır.1958 yılında baba olmuş.

Baba yardımcıları. Rehber, derviştir. Nasip alana muhip mürşitlere Efendi denilmektedir. Babalarda sınırlı sayı yok. Görev verilmeyecek kişilerin hastalık kötü huy erkân dışı hareketleri her kişi mürşit olabilir halktan seçim ile seçilmektedir. Soydan olma şartı yok Ehline verilmektedir. Bir baba seçimi evvel uygulanacak kurallar şu şekilde sıralanmaktadır.

Nasipte eşler ikisi bir kurban kesmektedir. Nasipte 4 kişi nasip almak için baba huzuruna geldiğinde yani 2 çiftin en büyük eri ilk nasibe girdiği zaman 2.ci erin eşi nasibe giriyor. Daha sonra 2.ci er ve en sonunda ilk giren eşi nasip alıyor. Nasipte canlar rehber eşliğin de mürşide götürür.

Mürşitler yolda rehberler daha sonra mürşit olabiliyor.

İlk evvela o yörede bir mürşide ihtiyaç bulunması gerekmektedir. Yeterli can sayısı olan her Nakşî topluluğuna bir mürşit atanması gerekmektedir. En az 40 can ve 20 çift in imzası ve rızası gerekmektedir. Nasip almış olması eşinin rızası ve o yöredeki nasiplilerin rızası şarttır. Her göreve gelen bir kurban keser.

Nakşi dervişlerinde mürşitler ve yardımcıları ve bunların eşleri Ehli Beytten gelen her kişiye kendinden küçük ise elinin içini öptürür kendinden büyük ise kendi o kişinin elinin çini öper. Elinin dışını vermesi demek o kişinin bir hası var demektir. Kolay beri dışlama yerine. Toplum bireylerini kazanma ve eğitmeden yana olduklarını söylemektedirler.

Bir can nasip aldığı mürşidinden başka bir mürşide bağlanamaz. Yani Bazı durumlar halinde genelde memur kesiminin atanma yolu ile başak illere gitmesi halinde bile o yöredeki muhabbetlere gitmesi halinde bile mürşidinle irtibatı koparamaz.

Nasip kardeşi burada adını Yol kardeşi olarak bilinmektedir.

Miraç’a inanış Nakşîlerde nasıl dediğimizde. Nasip olayı yani 40 lar olayı aynen bilinmektedir. Nakşîlerin erkânı günümüzde nasip almış güvenilir kişilerde hiçbir uygulaması saklanmamaktadır. Açık zikir yapılmaktadır.

Hatta kendi evlatlarının ve bu yola gönüllü kişilerin zaman zaman Nakşî erkânında bulunmasında Mehmet Baba sakınca görmediğini söylemişti. Çünkü bizim yolumuz a girecek kişi girmeden bazı şeyleri görmesi iyi olur demişti. Zaten bu yolda uzun yıllar hizmet etmeyen bazı şeyleri bilmesi görme ile olamaz demişti.

Semahlarını alaka zikrinden sonra döndüklerini söylemişlerdi. Semahlarında fazla çeşitleri yok. Halka semahı Balım Sultan Kırklar semahına benzemektedir. Ayak zikri ile turnalar zikri ile dönülen semahları var. Matem aylarında semahlar dönülmemektedir.

Semaha kalkarken niyaz var ama kadının erinin ayağına niyazı yok. Semaha kalkarken niyaz sonrası Balım Sultanlardaki gibi semah edecek kişilerin el öpmesi veya büyüğün küçüğe elini öptürmesi uygulaması yoktur.

Muhabbete gelen canların genelde bacıların başlarına eşarp veya benzeri şeyler bağladığını ama erlerin başlarına herhangi bir başlık veya hareke türü bir şey giymesi şartı yok. Ama giyilmesi gerektiğine inanılıyor.

Erkan açılışında Arapça Kur’an okunması vardır. Muhabbette Okunan ilahi şiirlere nefes olarak belirtilmektedir. Arapça Kur’an okunması Trakya’da Şeyh Bedreddin’iler de ve Ali Koçlularda, Kızıldeli erkânında da vardır.

Hesap sorma veya dargınları barıştırma olayları genelde kişiler arasında çözümlenmesi istenmektedir. Hukuki sorunlara mürşitler pek müdahale edememektedir. Muhabbette canların oturuş şekli Balım Sultanınla aynıdır.

Muhabbet açılması için mürşit, rehber, çırakçı ve gözcülerin olması şart imiş. Artık günümüzde eskiye nazaran korku ve tedirginliklerin olamadığı için artık gözcü makamı sembolik olmuştur.

Yazılı bir erkânları sadece babalarda olduğu ama tam manasıyla yazıya geçirilmemiştir. Anadolu Nakşîleri ile bir bağlantıları olmadığı gibi şu ana kadar onlarla irtibatta kurmamışlar.

Meydanda oturuş şekli nasip sırasındaki sıraya göredir.

Nakşîlerde sembolik dem vardır. Üçleme olayı kendi erkân usullerine yapılmaktadır. Musahiplik yoktur. Sadece kardeşlik vardır. Yol kardeşlerinin evlatlarının evlenmelerini doğru bulmamaktadırlar.Evliliklerde kadın erkek arasında fazla yaş olmamasını istiyorlar.Erkanlarına göre bir özel nikah töreni olmadığını ama resmi nikahı olmayanın eşinle nasip almasının doğru olmadığını söylediler. Babalar resmi nikâh olmadan nasip almayı kabul etmemektedir. Bu da kadına verilen önemi göstermesi açısından önemlidir. Trakya’da inceleme yaptığım 8 tarikatta bu kural geçerlidir.

Niyazlarında yani bir muhip muhabbete girerken ilk önce eşik niyazı daha sonra 4 kapı selamını verip mürşide niyaza varır .(4 defa duraklama) niyazlarda görüşme yapılıyor. Gelen niyazı yapıyor. Nakşîlerde kansız kurban olarak çerağı yani mumu kabul etmektedir. Çerağ da Hakkı temsil etmektedir.(Hakkın nurunu)
KURBAN TEKBİRLEME.

Tekbir sonrası hayvana ab dest aldırır. Kurbancı tarafından kesilir. Uygulama Balım Sultan erkânın aynısıdır. Kesim evveli hayvana tuz yalatılması su tutulması uygulaması vardır. Kurban tekbiri yapıldıktan sonra hemen kesimi mutlaka yapılmaktadır. Muhabbetlerde daha evvel zakirin olduğu söyleniyor. Günümüzde zakirlerin yerini Balım Sultanlılardaki gibi solo söyleniş almış.

Muhabbetlerde 12 hizmet uygulanıyor. Makamlar 12 hizmetlilerle aynı.

Mersiye olarak devamlı okunan bir mersiye yok. Nefeslerden muharremi anlatan nefesleri okuyor.


ÇIRAK DUASI.

Yukarıda yazılı olan çırak duası kısalmış balım sultan erkânı kopyası gibidir. Nakşî Bektaşilerinin eskiden kadınlarda ferace giydikleri ama günümüzde pek kullanılmadığını söylemişti. Günümüzde Trakya ve Balkanlarda FERACE ve türlerini giyenlerin tamamı TÜRKMEN’DİR.

Erkan açılıp nefesler okunmaya başladığı zaman ilk nefesi Dedenin eşi söylemektedir. Daha sonra dileyen her can nefes söylemektedir. Diğerleri de ona solo olarak yardım etmektedir. Dedenin eşi sağ değilse en yaşlı bir bacı nefese başlayabilir.
Ad koyma için özel bir erkân kalmamıştır. Zaman ile varlığını koruyamamış olabileceği söylenmektedir. Mezar taşlarında yazılan veya kalıplaşmış bir kültür oluşmamıştır. Dileyenin yazdırdığı söylenmişti. Ayakucunda pek çok mezarlıkta gördüğümüz çam motifi olduğunu ama nedeni bilemediğini söylemişti. Aslında bu sembolün çam ile bir ilgisi yoktur. Mumun alevini taşlara yansıtırken zaman içinde şekil değiştirmiştir. Bir başka şekli ile dış etkenlerden korku ile bu şekli çizmeleri de olmuş kanısındayız. Bulgaristan’da Otman Baba ve diğer yatırların yapılarında yer alan bazı resimlerde bu şekillerin servi ağacına benzetilmesi de bu nedenden olmuş olabilir.

Görüşme yani Trakya’daki Bektaşi topluluklarının tamamında 3 defadır. Allah Muhammet Ali içindir. Hacı Bektaş’ ziyarete gidiyorlar. Trakya’da ki Bektaşilerin birbirini tanımadıkları söylediler.

Mürşide varırken canların okuduğu bir tercümanın olmadığını gördük. Demi saki dağıtmaktadır. İlk demi saki kendi alır. Daha sonra Babalara verir. Babalar dem dağıtımına her hangi karışma yapmaz çünkü ona o görevi vermiştir. Kendilerini Nakşî dervişi olarak tanımlıyorlar. Düşkünlerin genelde meydana alınmıyor. Çünkü büyük suçu olanların meydana gelmemesi gerekmektedir.
Allah Allah diyerek

Mevlayı özleyerek

Allaha şükrederek

Meclise hoş geldiniz


Adalet insanda başlar,

Hoş geldiniz canım dostlar

Dirilsin kalpteki Faşlar

Bu meydan da bu meydanda


Uzağı eyledik yakın

Topladık buraya bakın

Gıybet etme gelin sakın

Bu meydan da bu meydanda


Bahçemizde açsın güller

Bülbül olmuş şakır diller

Gönül sazı çalıp söyler

Bu meydan da bu meydanda


Gerçeklerden söz edelim

Yoğuralım öz edelim

Şahım Aliye gidelim

Bu meydan da bu meydanda


Âşık Yunus söyler sözü

Yaş doludur iki gözü

Bilmeyenler bilsin bizi

Bu meydan da bu meydanda


Nuriye Akçay.1935.Kırkkepenekli. İlkokul
-----------0----

Âlem bahanedir varlığın niçin

Ağaçlar yapraklar dallar bahane

Kendini kendinden gizledin niye

Arılar petekler ballar bahane
Bilinmek istediğin âlem yarattın

Kendi suretinden âdem yaratın

Havayı âdeme hem dem yarattın

Havva âdem adlı kullar bahane


Kastın var aşığı nalân etmeye

Gözünü gözüne giryan etmeye

Aşkını kendine ilan etmeye

Leyla’lar mecnunlar köyler bahane


Hem dert oldun hem deva buldun derde

Hem gizlendin hem göründün her yerde

Sıfatın zatına eyledin perde

Görünen yeşiller allar bahane


Sevdin Yarattın şu kâinatı

Kendinden kendine tuttun miratı

Oradan gösterdin türlü sıfatı

Çimenle bülbüller güller bahane


Her zerren bahane ah sevdiceğim

Her işin şahane ah sevdiceğim

Doğmuşsun cihana ah sevdiceğim

Seni bulmak için yollar bahane

Bizi bulmak için yollar bahane
Akıl sır ermiyor senin fendine

Hem suyuna hem çevrili bendine

Bahane olmuşsun kendi kendine

ZEYNEP ten söylene diller bahane

Nuriye den söyleyen diller bahane.
Bu sıra bazen bacı ikinci defada adını söyleyebiliyor.
Hu Bismilahirrahmanirrahim Bismi Şah Allah Allah artsın eksilmesin taşsın dökülmesin Hak erenler bereketini versin, pişirip kotaranların pişirip getirenlerin hizmet sahiplerinin de şefaatlerini vere
Totrakan tekkesinde günümüze kadar olan tarikat silsilesi.

Sabri baba. Bulgaristan’da

Hüdai baba. Bulgaristan’da

Nusret baba. Bulgaristan’da

Bedri baba Kırklareli (Yoğuntaş)Polos da

İsmail baba İstanbul Silivri kapıda Ariz Baba köyünden gitme

Rıfat Sakin Baba Derince

Basri Baba Bulgaristan 1989 da Türkiye ye gelmiş.

Mehmet Akçay Kırk kepenekli
Sabahın seherinde kırklar dağında

Dostun CEMALİgördüm eyvallah

Cennet bahçesinde firdevs bağında

Dostun CEMALİNİ gördüm eyvallah


Puta da hal olmuş gümüş hal gibi

Hal diliyle söyler hem bülbül gibi

Tazece açılmış gonca gül gibi

Dostun CEMALİNİ gördüm eyvallah


Cemali şevkinden eylemiş zuhur

Al yeşil kırmızı bir de beyaz nur

Nur nûr-a gark olmuş nûrûn ala nûr

Dostun CEMALİNİ gördüm eyvallah


Güneş gibi safi bir Cemal olmuş

Kaşları ol veçhe bir hilâl olmuş

Allah dost eyvallah bir zeval olmuş

Dostun CEMALİNİ gördüm eyvallah


HADİ'ya dost benim tende canımdır

Canımdan içeri canda canımdır

Daima ben kulum dost sultanımdır

Dostun CEMALİNİ gördüm eyvallah


Semah nefesi satır sonlarında genelde Hay hay diye nakarat yapılmaktadır .
Ben bu meclislerden ibretler aldım Allah

Uyudum uyandım ben hayal gördüm

Kalbimi nur ile boyanmış gördüm
Muhammed'in kürsü çalınır bunda Allah

Ol sel verin ismi yâd olur dilde Hü


Hep turnalar gibi yüksek uçarlar Allah

Kanadıyla Hakk’a rahmet saçarlar

Abu Kevser şarabından içer
Muhammed'in kürsü çalınır bunda Allah

Ol sel verin ismi yad olur dilde Hü


Yörük değirmenler gibi dönerler Allah

EL ELE vermiş Hak'ka giderler

(eller bir birine tutunuyor .Bu nefes Balım Sultan Bektaşilerinden Amucalar’da aynı şekilde yapılmaktadır .)

Gönül kâbesini tavaf ederler
Muhammed'in kürsü çalınır bunda Allah

Ol sel verin ismi yâd olur dilde Hü


DERVİŞ YUNUS gör ne hal oldu bana Allah

Bu aşkın ateşi dokunur cana

Aklını başına devşir divane
Muhammed'in kürsü çalınır bunda Allah

Ol sel verin ismi yâd olur dilde Hü


Semahlar bitiminde yapılan semah duası.
Hu Bismi şah Allah Allah

Semanız sefanız Hak katında erenlerin ceminde 12 imamın keremine Ya Ali Hu

Dua evveli Lailehe illah tevhidi çekilmektedir.

*

Korkarım ki ay gün doğup dolanmaz



Tövbeye gel be hey asi tövbeye

Tövbeye gel be hey gafil tövbeye

Keşke anadan doğmadan doğmayaydık biz

Yalan dünyaya gelmeseydik biz

Cehennem azabı görmeyeydik biz

Tövbeye gel be hey asi tövbeye

Tövbeye gel be hey gafil tövbeye
Çok şükürler olsun güzel mevlaya

İslam dini gibi bir dinimiz var

Ancak canlar âşık olur yarın mahşerde

Haşir günüdür bir günümüz var


Tamu altındadır gaye kuyusu 5 vakittir

11 ayın içinde gelir ulusu

Şerhi ramazan derler bir ayımız var hamdülillah
Muhabbet açılırken

Allahümme sali ali Muhammed BER- CEMÂL-İ MUHAMMET KEMÂL-İ İMAM HASAN İMÂM HÜSEYİN ALÎ RÂ BÜLEND-E SALAVÂT.

Hu Bismillahirrahmanirrahim.2 defa KUlha ehat okunuyor . Fatiha suresi okuyor .


  • Ardından NUR suresini okumaktadır . NAD-I KEBİR-İ ALİ

Bismi Şah Allah Allah

(Allahümme entes samediy ve min indike medetiy ve aleyke mutemediy ya abel gavsi ilahi bi hakkı )

Nâd-ı Aliyen mazhar-ül-acayibi

Tecidhü avnen like fin nevaibi

İlallah hâceten euzu bike

Külli hemm-in ve gamm-in sayenceli

Ve bi nuri azemetike ya Allah ya Allah ya Allah

ve bi nuri nübüvetike ya Muhammed ya Muhammed ya Muhammed,

ve bi sırr-ı (nuri) velayetike ya Ali ya Ali ya Ali ya Ali,

edrikni edrikni edrikni ya Ebul Hasan,

edrikni edrikni edrikni ya Ebül Hüseyin

edrikni edrikni edrikni ya ebül Turab,

ya muhavvil’el havli vel ahvâl havvil halâna illâ ahsen’il hâl

ya muhavvil’el havli vel ahvâl havvil halâna illâ ahsen’il hâl

her kaza her bela senden gelir senden gider defet ya perverdigâr

her ceza senden gelir senden gider affet ya gani settar

La feta illa Ali la seyfe illa zülfikar

Evvelin, ahirin, zahirin, batınin, tayyibin, tahirin, birahmetike ya errahmanirrahim...

Bercemali muhammed kemali imam hasan imam hüseyin Ali ra bülende salavat
12 defa besmele çekip daha sonra

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali Hüda

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina Muhammed Mustafa

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Aliyel Mürteza

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina Haticetül Kübra Radyallahü anhüma

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina fahrün nisa Fatimetüz Zehra Radyallahü anhüma

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Hasan Hulki Rıza Radyallahü anhüma

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Hüseyin Şah Şehidi desti Kerbela

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Zeynel Abidin carde-i masum-i pak

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Muhammed Bakır

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Caferi Sadık mezheb-i pak

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Musa-yi Kâzım

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Ali Rıza Şah Horasani

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Muhammed Taki

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Aliyyün Naki

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Hasan-ül Askeri

Allahümme salli ve sellim âla nur-i cemali seyyidina ve mevlâna mürşidina İmam Muhammed Mehdi sahib-i zaman

Masumeyn masumu pak dem sahibi zaman kutb-i devran, hüccetül burhan ve hüccetül kıyam, mazharül küllü iman, seyyidül insü vel can selamullah ve salavatullahi aleyhim ecmain...

Bercemali muhammed kemali imam Hasan ımam Hüseyin Ali ra bülende salavat




Ve Kur’andan ayetler okumaktadır .ve en sonundan yine 2 defa ihlas suresi ve 1 defa Fatiha okunmaktadır.

Meydan açılış evveli tekbir getirtiliyor .

Baba İhlas suresini okur 3 defa .

Ve ardından Fatiha suresini okur. okur.

Ve ardından okuduğu dualar sonunda tekbir getirilmektedir .

Ardından Kur’andan Kul ezuz okur ve ardından tekbir getirmektedir .

Ve tekbirden sonra yine kul euızi ayeti okuyor.

Ve ardından tekbir getiriliyor .Ve elhamdürüillaahı okuyor .

Ve yine Kurân dan ayetler okuyor .

Ve dua yapıyor ve fatiha ile kapıyor.



Türkçe duası yapılıyor ve ardından rahat oturuyorlar.Sofraya demler geliyor .Buraya kadar yapılan Zikir denilmektedir .Amucalar’ın semahları kırklar semahına benzemekte .Halka semahı Kırklar semahı denilmektedir .
Kayıtları yaptığımız Kırk kepenekli köyü 20 ocak 2003-21 mart 2003 tarihinde yaptığımız kayıtlar doğrultusunda bu araştırma yapılmıştır.




Adapazarı

Merkez




Nakşî Dervişleri



Adapazarı

Söğütler




Nakşi Dervişleri



Balıkesir

Merkez




Nakşi Dervişleri



Bursa

Merkez




Nakşi Dervişleri



Kırklareli

Merkez




Nakşi Dervişleri



İstanbul

Karagümrük




Nakşi Dervişleri



İzmit

Merkez




Nakşi Dervişleri



İzmit

Derince




Nakşi Dervişleri



Kırklareli

Babaeski




Nakşi Dervişleri



Kırklareli

Kavaklı




Nakşi Dervişleri



Kırklareli

Merkez

Ariz Baba

Nakşi Dervişleri



Tekirdağ

Çorlu




Nakşi Dervişleri



Tekirdağ

Çorlu

Yenice

Nakşi Dervişleri



Tekirdağ

Muratlı

Balabanlı

Nakşi Dervişleri



Tekirdağ

Muratlı




Nakşi Dervişleri



Tekirdağ

Muratlı

Kırkkepenekli

Nakşi Dervişleri



Tekirdağ

Muratlı

Aşağı sırt köy(Yeşil sırt)

Nakşi Dervişleri



Kırklareli

İnece

Ulu konak

Nakşi Dervişleri



Tekirdağ

Hayrabolu

Susuz müsellim

Nakşi Dervişleri



Tekirdağ

Hayrabolu

K.Karakarlı

Nakşi Dervişleri

Devleti bağlı ili Türkçesi Bulgarcası kabile adı






Bulgaristan

Gabrova/Selvi

Dağ erik

Gorsko Slivovo

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Hacıoğlu Pazarcık (Tolbuhin)

Sarıca

Rozitsa

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Hasköy (Haskova)

Karalar

GornoKrepost

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad

Akçalar

Belintsi

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad

Balcı Mahalle




Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad

Diş budak

Yosenovets

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad

Kemaller

İsperih

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad

Kovancılar

Pçelino

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad

Mumcular

Svestari

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad/Kemaller

Balabanlar

İvanŞişmanova

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad/Kemaller

Duraç

Draç

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad/Kemaller

Eski Balabanlar

Vazova

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad/Kemaller

?

Nojerevo

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Razgrad/Kemaller

Türkçe’si?

Eski Pavlikeni

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Silistre

Ahmatlar (Ahmetler)

Stefan karaca

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Silistre

Akkadınlar

Dulova

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Silistre

Hüseyinler

Drogamıj

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Silistre

Kanepe-Kan-ipe

Zebil

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Silistre

Kızılburun

Ruyno

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Silistre

Yenice

Novak

Nakşi Dervişleri



Bulgaristan

Tırnova

Söğündal

Suhin dolie

Nakşi Dervişleri




1Isparta Süleyman Demirel üniversitesi Alevilik ve Bektaşilik sempozyumunda bildiri olarak sunulmuştur.

2 Mehmet Beytullov . Alevilik keşmekeşliği ve Bulgaristan Kızılbaşları. S.46,47.Sofya.1999.

3 Cevdet Türkay.Osmanlıİmparatorluğunda Oymak ,aşiret ve cemaatlar.S.535

4 Yusuf Hacıoğlu.16.cı yüzyılda sosyal ,ekonomik ve demografik bakımdan Balkanlarda bazı Osmanlı şehirleri.Belleten.C.53.Sayı 42.S.653.

5 Muharrem Bayar. Arşiv vesikalarına göre, Anadolu’dan Bulgaristan’a aşiretlerin iskânı. Bulgaristan Türk Folkloru.2.Uluslar arası Bulgaristan Türk Halk kültürü sempozyumu bildirileri. 13,34 alıntılar.

6 M.Sabri Koz.. Bulgaristan Türk Folkloru. Bulgaristan’daki Bektaşi köyleri üzerine “ eski notlar”.S.65 ten 80 kadar alıntılar.2.ci Uluslar arası Bulgaristan Türk Halk kültürü sempozyum bildirileri .

7 Mehmet Akçay.1931.İlkokul. Bulgaristan Akçalar.

8 Alemdar Yalçın/Gıyasettin Aytaş.Bulgaristan Gezisi .Hacı Bektaşi Veli Araştırma Dergisi.Sayı .26. S.13 .2003


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət