Ana səhifə

Menderes olabilmek


Yüklə 32 Kb.
tarix27.06.2016
ölçüsü32 Kb.
Menderes olabilmek..

1957 senesi Mısır cumhuriyetinin İngiliz ve Fransız bankalarını resmileştirdiği şok haberiyle başlamıştı, CASTRO Küba da gerilla savaşını başlatmıştı, Kıbrıs adasında EOKA İngilizlere ateş kes önermişti, Mart ayında Roma şehrinde bu gün Avrupa Birliği diye bilinen meşhur Avrupa Ekonomik Topluluğu kurulmuştu, İngiltere Papaz MAKARİOS’U serbest bırakmış ama kulağını da bükmüştü; ’Kıbrıs dan uzak dur’ diyerek, Türkiye ise dünyayı her zaman olduğu gibi gazetelerden takip ediyordu,necip milletin kamu güçleri yangın yerine dönen ülkenin esas sorunlarına çare üretmek yerine mesela sokakta rok dansı yapan gençleri tutukluyorlardı,e o da az önemli iş değildi hani.. Moskova sert çıkmaya başlamıştı, Suriye ile gerginlik yaşanıyordu, Oysa -nasıl bir benzerliktir ki- günün iktidarı bunları çözmek yerine ‘karikatürcüleri’ dava etmekle meşguldü,

Menderes bir tek şey değildi: Korkak! Belki her şeyle suçlanabilirdi amma asla satılık değildi, hayran olunacak bir medeni cesareti vardı,dünyada ve ülkesinde olup bitenlerin muhalefet tarafından nasıl kullanılacağını biliyordu, ayrıca halkın rahatsızlığını da görüyordu, bildiği bir şey daha vardı ki oda statükocuların gerek iktidarda gerekse muhalefette bir milletin gelişmesinde ki en önemli engel olduğuydu.Yani İktidardakiler meclisin iktidarında muhalefette muhalefetin iktidarında kalıcı olmayı siyasi bir hedef haline getirirlerse işte bir millet o zaman hapı yutardı. Menderes böyle biri değildi o pusu kumayı değil yüzleşmeyi tercih eden biriydi. Elbette siyasi ve sosyal ve ekonomik görüşleri ne yazık ki talihsizliklerle doluydu ama karakteri hala vücudunun sahibiydi, Menderes kiralık değildi pazarlık yaparak gününü uzatma derdinde de değildi. Bir ara ülkenin efsane muhalefet lideri İNÖNÜ ile yakınlaşmak istemişti ama hem CHP ve hem DP nin kurmayları bu yakınlaşmadan hiç hoşlanmamışlardı. Hesaplaşma zamanı yakınlaşıyordu, normalde 1958 yılında yapılacak seçimler erkene alınmak zorundaydı ancak kendi partisinin vekilleri hayatlarından memnundu beri yanda muhalefet 1954 hezimetinden sonra ilk kez bir ittifak içindeydi ama çok kısa sürmüştü bu ortak tavır(Gösteri ve toplantı yürüyüşleri kanunun mecliste görüşülmesinde olduğu gibi) Gene herkes ayrı telden çalmaya başlamıştı kimse halkın ne istediğini umursamıyordu bile,Başbakan dışında..O kendisini tekrar halkın güvenini kazanmak zorunda his ediyordu yanlış yolda bile doğrulardan şaşmayacaktı, 25 Mayıs 1957 tarihinde Sivas şehrinde yaptığı konuşmada herkesi er meydanına davet etti:Seçimler Ekimde yapılacaktı.

Bu meydan okuma muhalefet partilerini yine –zorunlu- olarak bir araya getirecekti,onların muhtemel ve kazanma ihtimali yüksek bir seçim ittifakına karşılık tedbir üretilmesi gerekiyordu. Ne yazık ki bu tür tedbirlerin hepsi demokrasi dışında aranmıştı, işin içine entrika girmiş ve seçim ortamı lekelenmişti.(bunlardan en aşağılık olanı mesela; 1954 seçimlerinde Demokrat partiye oy vermedi diye ilçe yapılan KIRŞEHİRİN yeniden il statüsüne kavuşturulmasıydı, bir başkası ise Osman BÖLÜKBAŞININ ipe sapa gelmez bir sebeple tutuklanması ve hapis edilmesiydi.) Seçimlere kadar olan süreç içinde her iki taraf da kendi siyasi planlarını hazırlıyorlardı muhalefet ortak liste hazırlığı içindeydi bunu bilen iktidar kanadı ise seçim kanunuyla oynamak gibi tehlikeli bir geleneği başlatmanın hesabını yapıyordu. Çoğu zaman hislerine mağlup olan Menderes en ciddi hatasını yapmıştı BÖLÜKBAŞININ tutuklanmasını demokratik bulmayan İstanbul il başkanı oğul KÖPRÜLÜ zehir zemberek bir açıklama yaparak istifa etmişti,(o zamanlar necip milletin kanı hala hiç değilse bir iki politikacısında olsa bile kırmızı akıyordu,on yıllar sonra bu asaleti çok arayacaktı necip Ortadoğulu kabile) Menderes KÖPRÜLÜ ailesini baş düşman ilan etmişti,etrafında şaklabanlar çoktu ve kendisini uyaracak bir tek dostu bile yoktu. KÖPRÜLÜ familyasını seçim dışı tutabilmek için kanunla tahhamül-ü fersa oynanmıştı. Muhalefetin elinden tüm kozlar alınmıştı ama bu siyasi komplonun bedeli 3 yıl sonra acı bir şekilde ödenecekti. Muhalefet belki tek parti arkasında geçici bir uzlaşmayla seçime girmeyi kabul etseydi yinede 27 Mayıs 1960 engellenebilirdi ama o günkü muhalefet bunu başaracak güçte değildi.



Menderes ihtilal ile iktidarını kaybedecek yargılanacak ve idama mahkum edilecekti,sehpaya doğru yürürken ‘hiç pişman ve kırgın değilim’ diyecekti.Kim bilir belki de hala 25 Mayıs 1957 meydan okumasını kast ediyordu. Yani bundan tam 49 yıl önce bu günü..Haftaya.
Bekir Bülend ÖZSOY


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət