Ana səhifə

Mavi damlanin serüvenleri ADIM mavi damla


Yüklə 390.5 Kb.
tarix27.06.2016
ölçüsü390.5 Kb.
MAVİ DAMLANIN SERÜVENLERİ
ADIM MAVİ DAMLA

Adım Mavi damla sizinle bir yolculuğa çıkacağım. Neyin yolculuğu, diye sorarsanız tabi ki benim hayat yolculuğum. Sizlere kendimi tanıtmak istiyorum. Ben kimim? Nasıl oluşurum? Ömrüm ne kadardır? Ne işe yararım? Size faydalı mıyım? Dostlarım ve düşmanlarım kimlerdir?

Bu soruların cevabını sizlerle paylaşmak istiyorum.
NASIL DOĞDUM

Dedim ya sizinle yolculuğa çıkacağım diye. Öncelikle nasıl doğduğumu anlatmak istiyorum. Ben büyük bir okyanusun, denizin, gölün veya ırmağın mavi bebek damlalarından bir tanesiyim. Biz damlalar bir araya gelerek büyük sular oluştururuz. Kendimiz küçüğüz ama. Bir arada geldiğimizde dünyanın dörtte üçünü kaplarız. Buradan da anlıyorum birlikten kuvvet doğduğunu.




GELELİM BANA

Gelelim bana. Damla kardeşler bir gün bana "mavi damla sıra sende, çık bakalım gökyüzüne." dediler. Bir gayretle el ele verip çıkardılar beni yukarıya. Birden bağırdım: "Ben doğdum" diye... Meğer yukarılara çıkmak ne güzelmiş. Yükseldikçe yükseliyordum. Arkadaşlarımdan uzaklaşmış olmanın üzüntüsü var ama bu kadar yukarılarda olmanın sevinci de bir başka... Yavaş yavaş üşüdüğümü hissediyorum .'Neden üşüyorum' diye düşünürken yukarıya çıkan diğer bir arkadaş yanıma yaklaşıyor ve fısıldayarak 'tekrar deniz olmak istersen buluta kadar soğuyup üşümen gerekiyormuş. Bana bunu Damla Ağabey anlatmıştı' dedi. Çıkalım bakalım ne oluyor yukarılarda, bir de baktım bulut amca bana sıcak bir merhaba diyor. "Hoş geldin mavi damla. Arkadaşlarınla seni bekliyorduk. Umarım yolculuğun iyi geçmiştir" dedi. Birde ne göreyim benim gibi binlerce, milyonlarca mavi damla toplanmışlar, oyun parkında oynar gibi hep beraber aşağı atlama oyunu oynuyorlar.'Bana da anlatın' dedim. "Önce sıranı bekle" dediler. Sıramı bekledim sabırla. Sonra bana sıra geldiğinde "Baş aşağı atlayacaksın ve kendini rüzgâra bırakacaksın rüzgâra! O seni sana ihtiyaç duyulan yere götürür" dediler. Ne demek bana ihtiyaç duyulan yer?" dedim. Oradaki damla ağabeylerden birisi dedi ki: 'Sen merak etme, yere düştüğünde anlarsın?'

CESARETİMİ TOPLADIM

Cesaretimi topladım ve kendimi rüzgârın o yumuşak kucağına atıverdim... Rüzgâr amca sevgiyle taşıdı beni hiç ama hiç incitmeden."Nereye götürüyorsun beni" diye sordum. Sevgi dolu inleyen sesiyle 'ihtiyacıııı olaaaaan yeeeree!' dedi. Yukarı aşağı inerken artık üşümem de bitmişti ve yavaş yavaş kardeşimin yanından ayrıldığım zamandaki gibi hissetmeye başladım kendimi. Rüzgâr amca sevgi dolu kucağından beni bırakıverdi yeni arkadaşların içine bırakıverdi. "Nereye geldim" diye sordum yeni kardeşlerime. Onlar da 'mavi damlalar birlik olmayı severler. Yine birlik olduk seninle ve kocaman bir baraja geldik' dediler.

" Tam Baraj nedir?" Diye soracak oldum. Yanımdaki yeni kardeşim ağabeylerinden duyduklarını anlatmaya başladı.




BARAJLAR

Baraj suya ihtiyacı olan yerlerin suyunun topladıkları yermiş. Ben görmedim ama benden önceki ağabeyler anlatıyorlardı. İçimden "herhalde yavaş yavaş bana ihtiyaç duyulan yere yaklaşıyorum" dedim. Birden bire bir yerlerden kuvvetle çekildiğimi hissettim. Önce beni bir havuza attılar. Güzelce bir temizlendikten sonra uzun bir borunun içinden geçerek bazı arkadaşlarla birlikte güzel bir evin musluğuna ulaştım.




BANA İHTİYAÇ DUYULAN YER

O anda arkadaşlarımdan birisi bağırarak 'işte ihtiyaç duyulan yer' dedi. Onun duyduğuna göre uzun bir boru yolculuğundan sonra bize ihtiyaç duyulan yere ulaşacağız ve orada bizleri güzel şeyler için kullanacaklar, kullandıktan sonra biraz kirlenmiş bir şekilde tekrar ırmağa, göle veya denize gönderecekler. Böylece sürekli insanlara, hayvanlara ve bitkilerin ihtiyaçlarını gidermiş olacağız.




NASIL BİLDİ ADIMI

Böyle konuşurken baktım muslukta akma sırası bana gelmiş. Ama tekrar kapattı birisi musluğu ve akmamı engellediler. Bende bu arada musluk ile arkadaş olmaya başladım. Dedim ki: "Merhaba musluk amca. Sen bu evde tecrübelisindir. Anlatır mısın bu ailenin bana nasıl ihtiyaçları olduğunu. Güngörmüş musluk amca başladı anlatmaya: 'Sen benim içimdesin. Rengini bilmiyorum ama bizler sizleri mavi damla olarak çağırırız' dedi. Kendi kendime 'nasıl bildi adımı diye' düşünürken başladı anlatmaya devam etti:



EN SAĞLIKLI İÇECEK

'Ben mutfak musluğuyum. Bu ev de benden başka lavaboda ve banyoda da musluk arkadaşlar var. Önce seni mutfakta nerde kullandıklarını anlatayım. Tabi ki başta sen ve arkadaşların olmazsanız buradaki insanlar yaşayamazlar. Sizi günde 6-8 bardak arası içmek zorundalar. Bildiğim kadarıyla en sağlıklı içecek sizsiniz. İnsanlar eğer su içmezlerse birkaç günde ölürler. Yani mavi damla, sen olmasan bu insanlar yok olurlar. Hatta sen ve arkadaşların bu insanların birer parçası oluyorsunuz.
SEN OLMASAN

"mutfakta seni başka ne işlerde kullandıklarını da anlatayım. O zaman önemini daha iyi anlarsın belki. Bütün yemekleri seninle pişiriyorlar. Ayrıca bütün meyveleri ve sebzeleri seninle yıkayıp temizliyorlar. Sen olmasan kirli ve ilaçlı meyve sebzelerden mikrop kapıyor insanlar. Sen temizliğin en önemli parçasısın"
EL YIKAMACA

Musluk amca başladı diğer musluk amcalardan bahsetmeye. "Lavabo'da bir tane musluk var ki o da sürekli sizlerden bahsedip duruyor. Evdekiler ellerini ve yüzlerini sizinle yıkıyorlar. Ayrıca dişlerini fırçalıyorlar. Geçenlerde duydum ki evin çocuğu ellerini güzel yıkayamadığı için hastalanmış. Birde sizin bir dostunuz var. Adı da sabun. Çocuklar ellerini sabunla yıkarken en az birden altmışa kadar içlerinden saymaları gerekiyormuş. Bunun adına da 'içinden saymaca' ve 'el yıkamaca' oyunu diyorlarmış.




TEMİZLİK DEDİM YA

Temizlik dedim ya sizin öneminiz banyo da daha iyi anlaşılıyor. İnsanlar kirlendiklerinde vücutlarını temizlemek için sizleri kullanırlar. Burada sana şampuan katılıyor. Sen, sabun ve şampuan artık bir üçlü oluyorsunuz. Ama banyodaki musluk amcanı en çok duşta boşa akıtılan siz mavi damlacıkların durumu üzüyormuş. Boşu boşuna akıtıldığınızı görünce üzüntüsünden kahroluyormuş.




SİZ OLMAZSANIZ CANLILAR OLMAZ

Unutmadan söyleyeyim birde bahçe musluğumuz var. Sadece insanlara değil aynı zaman da çimlerin ve çiçeklerin de size ihtiyacı var. Su olmazsa onlar da yaşayamazlar ve solup giderler. Kısacası mavi damla siz olmazsanız hayat da olmaz."




BOŞU BOŞUNA AKITIYORLAR

Mavi damla musluk amcasına teşekkür etti. "Peki, sana bir soru soracağım" dedi. "Hep güzel şeylerden bahsettin seni üzen hiçbir şey yok mu ?" Musluk derin bir ah çekti 'olmaz olur mu, sizin yani mavi damlaların hayat hikâyesini biliyorum. Ne kadar uzun bir yolculuk yaptığınızı ve ne zahmetlerle buralara kadar taşındığınızı da biliyorum ama bazen beni kapatmayı unutuyorlar. Sizleri boşu boşuna akıtıyorlar, o zaman çok üzülüyorum Bazen de ben veya diğer musluk arkadaşlar bozuyor. Tamir yapılmadığında yine boşu boşuna bizlerden mavi damlalar akıyor. Keşke çocuklar anne ve babalarını tamir için uyarsalar".




YENİ BİR YOLCULUK

En son şunu söyleyeyim ki, siz mavi damlalar temizliğin en güzel örnekleri olmanıza rağmen sizleri temizlenemeyecek şekilde kirletiyorlar. Kirletince de tekrar hayata dönmeniz zor oluyor. Ayrıca çevreye ve insanlara olan faydanızı yok ediyorlar. Gelecekteki çocuklar sizden yararlanamayacak diye çok üzülüyorum. Musluk amca bütün bunları anlattıktan sonra Mavi Damla' ya "Sessiz ol; herhalde evin çocuğu benden su almaya geldi." dedi. Musluk açılır açılmaz mavi damla bardağın içine düşüverdi. Evin tatlı çocuğu en güzel içeceğin su olduğunu bilerek afiyetle güzelce içti. Mavi damla da yeni bir yolculuğa çıkmanın keyfini ve heyecanını taşıyordu.

The story is about the adventures of the blue drop. It emphesize the importance of the water for nature, health and economy.


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət