Ana səhifə

Ek 1 Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Türkiye Finansal Raporlama Standardı


Yüklə 1.35 Mb.
səhifə1/23
tarix24.06.2016
ölçüsü1.35 Mb.
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   23
EK 1

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Türkiye Finansal Raporlama Standardı

(KOBİ TFRS)

Bölüm 1

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
Bu Standardın amaçlanan kapsamı

1.1 KOBİ TFRS’nin, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ) tarafından kullanılması amaçlanmaktadır. Bu bölüm, KOBİ’lerin özelliklerini tanımlar.



Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin tanımlanması

1.2 KOBİ’ler;

(a) Kamuya hesap verme yükümlülüğü* bulunmayan ve

(b) Dış kullanıcılar için genel amaçlı finansal tablo yayımlayan işletmelerdir. İşletme yönetiminde yer almayan işletme sahipleri, mevcut veya potansiyel borç verenler ve kredi derecelendirme kuruluşları, dış kullanıcılara örnek olarak gösterilebilir.

1.3 Bir işletmenin aşağıdaki hâllerde kamuya hesap verme yükümlülüğünün bulunduğu kabul edilir:

(a) Borçlanma araçlarının veya özkaynağa dayalı finansal araçların kamuya açık bir piyasada (yerel ve bölgesel piyasalar da dâhil olmak üzere, yerli veya yabancı bir sermaye piyasasında veya tezgâh üstü piyasada) işlem görmesi veya bu tür bir piyasada işlem görmek üzere söz konusu araçların ihraç edilme aşamasında bulunulması ya da

(b) Esas faaliyet konularından birinin, varlıkları güvenilir kişi sıfatıyla geniş bir kitle adına muhafaza etmek olması (bankalar, yatırım bankaları, yatırım fonları, kredi birlikleri, sigorta şirketleri, emeklilik şirketleri, bireysel emeklilik fonları, faktöring şirketleri, finansal kiralama şirketleri, aracı kuruluşlar ve benzeri finans kuruluşlarında olduğu gibi).

1.4 Bazı işletmeler, müşterileri, alıcıları veya işletmenin yönetimine dâhil olmayan üyeleri tarafından kendilerine finansal kaynaklar emanet edilmiş olması ve bu kaynakları yönetmekte olmaları nedeniyle, güvenilir kişi sıfatıyla geniş bir kitle adına bazı varlıkları muhafaza etmek durumunda olabilirler. Ancak, söz konusu varlıkları esas faaliyetleriyle ilişkili olarak edinmekle birlikte, bu işlemlerin esas faaliyet konusunu teşkil etmediği işletmelerin kamuya hesap verme yükümlülüklerinin bulunduğu kabul edilemez (örneğin, gayrimenkul veya seyahat acentelerinde, okullarda, yardım kuruluşlarında, nominal bir üyelik depozitosu talep eden kooperatif işletmelerinde, kamu hizmeti sunan işletmeler gibi mal ve hizmetlerin satışından önce avans alan satıcılarda olabileceği gibi).

1.5 Kamuya hesap verme yükümlülüğü bulunan işletmeler bu Standardı uygulayamaz. Yasal düzenlemelerin kamuya hesap verme yükümlülüğü bulunan işletmeler açısından bu Standardın uygulanmasını zorunlu kıldığı veya buna izin verdiği durumlarda dâhi, söz konusu işletmelerin bu Standarda uygun olarak düzenledikleri finansal tablolar, KOBİ TFRS’ye uygun olarak düzenlenmiş kabul edilmez.

1.6 Ana ortaklığı TMS/TFRS'leri kullanmakta olan veya TMS/TFRS'leri kullanan konsolide bir grubun parçası olan bir bağlı ortaklık, kamuya hesap verme yükümlülüğü bulunmaması koşuluyla, kendi finansal tablolarında bu Standardı uygulayabilir. Ancak finansal tablolarının KOBİ TFRS’yle uyumlu olduğunun belirtildiği durumlarda, bu Standardın tüm hükümlerine uymak durumundadır.



Bölüm 2

Kavramlar ve Genel İlkeler
Bu bölümün kapsamı

2.1 Bu bölüm, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ’ler) açısından finansal tabloların amacını ve KOBİ’lerin finansal tablolarında yer alan bilgilerin kullanışlı olmasını sağlayacak nitelikleri içermektedir. Ayrıca KOBİ finansal tablolarının dayandığı temel kavram ve ilkeleri de belirlemektedir.



Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin finansal tablolarının amacı

2.2 KOBİ finansal tablolarının amacı, kendi özel bilgi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak hazırlanmış raporlar talep edebilme imkânı bulunmayan geniş bir kullanıcı kitlesine, genel olarak bir işletmenin finansal durumu, faaliyet sonuçları ve nakit akışları hakkında ekonomik kararlar almalarında faydalı olacak bilgiler sağlamaktır.

2.3 Finansal tablolar ayrıca, yöneticilerin idarecilik performanslarını, yani kendilerine emanet edilen kaynakların kullanımı ile ilgili hesap verebilirlik düzeylerini gösterir.

Finansal tablolarda yer alan bilginin nitelikleri

Anlaşılabilirlik

2.4 Finansal tablolarda yer alan bilgiler, iş ve ekonomik faaliyetler ile muhasebe hakkında yeterli bilgi sahibi olan ve bu bilgileri makul bir seviyede dikkatli olarak inceleme isteği bulunan kullanıcılar tarafından anlaşılabilecek şekilde sunulmalıdır. Ancak anlaşılabilirlik, bazı kullanıcılar için anlaşılması çok zor olacağı gerekçesi ile gerekli bilgilerin kapsam dışında bırakılmasına imkân vermez.



İhtiyaca uygunluk

2.5 Finansal tablolarda yer verilen bilginin kullanıcıların karar alma ihtiyaçlarına uygun olması gerekir. Finansal tablolarda sunulan bilginin, geçmişteki, bugünkü ve gelecekteki olayları değerlendirmelerine yardımcı olmak veya geçmiş değerlendirmelerini doğrulamak ya da düzeltmek suretiyle, kullanıcıların ekonomik kararlarını etkileme kabiliyetine sahip olması durumunda, ihtiyaca uygun olduğu kabul edilir.



Önemlilik

2.6 Eğer bir bilginin verilmemesi ya da yanlış verilmesi finansal tabloları kullanarak ekonomik kararlar alacak olan kullanıcıların kararlarını etkileyebilecekse, o bilgi önemli bir bilgidir ve dolayısıyla ihtiyaca uygundur. Önemlilik, eksik veya yanlış sunulan kalemin düzeyine bağlı olup, yapılacak değerlendirmelerde ilgili hata veya eksikliğin taşıdığı özelliklerin göz önünde bulundurulması gerekir. Ancak, bir işletmenin finansal durumu, faaliyet sonuçları veya nakit akışlarının belirli bir şekilde sunulmasını sağlamak amacıyla, KOBİ TFRS’den önemsiz sapmalar yapılması veya bunların düzeltilmemiş şekilde bırakılması doğru olmaz.



Güvenilirlik

2.7 Finansal tablolarda yer verilen bilgilerin güvenilir olması gerekir. Bilgi, önemli bir hata ve taraflılık içermediği ve sunduğunu iddia ettiği veya mantık dâhilinde kendisinden sunması bekleneni gerçeğe uygun olarak temsil ettiği durumlarda güvenilirdir. Bilginin seçiminde veya sunumunda yapılan tercihlerle, kullanıcıları önceden tespit edilen bazı sonuçlara veya algılamalara yönlendiren finansal tabloların tarafsız (yani, yansız) olduğu kabul edilemez.



Özün önceliği

2.8 İşlemlerin ve diğer olay ve koşulların sadece yasal görünümleri ile değil, özleri ve ekonomik gerçekleri de dikkate alınarak muhasebeleştirilmesi ve sunulması gerekir. Bu durum, finansal tabloların güvenilirliğini arttırır.



İhtiyatlılık

2.9 Olay ve koşullarla ilgili belirsizliklerin içerik ve kapsamlarına uygun olarak açıklanması ve finansal tablolara ihtiyatlı bir şekilde yansıtılması gerekir. İhtiyatlılık, belirsizlik nedeniyle tahmin yapılması gereken hallerde varlıkların veya gelirin olduğundan fazla, borçların veya giderlerin ise olduğundan eksik belirlenmemesi için gereken dikkatin gösterilmesini ifade eder. Bununla birlikte, ihtiyatlı bir tutum içinde olmak, kasıtlı olarak varlıkların veya gelirin olduğundan eksik, borçların veya giderlerin de olduğundan fazla belirlenmesine izin vermemektedir. Kısaca, ihtiyatlılık, taraflı yaklaşıma izin vermez.



Tam açıklama

2.10 Finansal tablolardaki bilgilerin güvenilir olması için, önemlilik ve maliyet sınırları içinde bütünü kavraması, yani tam olması gerekir. Bilginin bir kısmının dâhil edilmemesi tamamının yanlış veya yanıltıcı olmasına, bu nedenle de güvenilirlik ve ihtiyaca uygunluk özelliğini kaybetmesine yol açar.



Karşılaştırılabilirlik

2.11 Kullanıcıların bir işletmenin belli bir zaman içerisinde finansal durumunda ve faaliyetlerinde meydana gelen değişimleri takip edebilmeleri için, işletme finansal tablolarını karşılaştırma imkânları bulunmalıdır. Bunun yanı sıra, kullanıcıların, farklı işletmelerin finansal durumlarını, faaliyet sonuçlarını ve nakit akışlarını birbirleriyle kıyaslayabilmesi için bunlara ait finansal tabloları karşılaştırma olanağına sahip olması gerekir. Dolayısıyla, benzer işlemlerin ve diğer olay ve koşulların finansal etkileri, gerek işletme içerisinde farklı zaman ve yerlerde gerekse diğer işletmelerle tutarlı bir şekilde ölçülmeli ve sunulmalıdır. Ayrıca, kullanıcılar, finansal tabloların hazırlanmasında takip edilen muhasebe politikaları, bu politikalarda meydana gelen değişiklikler ve bu değişikliklerin etkileri hakkında bilgilendirilmelidir.



Zamanında sunum

2.12 Finansal bilginin ihtiyaca uygun olması için, kullanıcıların ekonomik kararlarını etkileyebilmesi gerekir. Zamanında sunum, bilginin, karar alma sürecinde sunulmasını gerektirir. Aşırı gecikmeli olarak sunulmuş olan bilgi, ihtiyaca uygun olma özelliğini kaybedebilir. Yönetim, zamanında yapılan raporlamanın yaratacağı fayda ile bilginin güvenilir olması koşulu arasındaki dengeyi sağlamak zorundadır. İhtiyaca uygunluk ve güvenilirlik arasındaki dengeyi sağlamada kullanılması gereken ölçü, kullanıcıların ekonomik karar alma ihtiyaçlarının en iyi hangi şekilde karşılanmış olacağıdır.



Fayda ve maliyet dengesi

2.13 Bilgiden sağlanan fayda, bu bilgiyi elde etmek için katlanılan maliyetin üzerinde olmalıdır. Ancak, faydaların ve maliyetlerin belirlenmesi çoğunlukla öznel bir süreçtir. Öte yandan, maliyetler genellikle faydadan yararlanan kullanıcılar tarafından yüklenilmez ve bilginin faydalarından genellikle geniş çapta dış kullanıcılar yararlanır.

2.14 Finansal raporlama, sermaye sağlayıcılarının daha iyi kararlar almalarına yardımcı olur. Bu ise, ekonominin tamamı açısından, sermaye piyasalarının daha etkin bir şekilde işlemesi ve sermaye maliyetinin azalması sonucunu doğurur. Bireysel açıdan ise, işletmeler, sermaye piyasalarına giriş imkânlarının artması, halkla ilişkiler alanına yansıyan olumlu etkiler ve sermaye maliyetlerindeki olası azalmalar sonucunda bu faydalardan yararlanırlar. Sözü edilen faydalar, yönetimle ilgili daha iyi kararlar alınmasını da içerebilir. Nitekim işletme içerisinde kullanılan finansal bilgiler çoğunlukla, kısmen de olsa, genel amaçlı finansal raporlama amacıyla hazırlanan bilgilere dayanırlar.

Finansal durum

2.15 Bir işletmenin finansal durumu, işletmeye ait finansal durum tablosunda yer alan varlık, borç ve özkaynakların belirli bir tarih itibarıyla birbirleriyle olan ilişkilerini gösterir. Sözü edilen unsurlar aşağıda tanımlanmıştır:

(a) Varlıklar, geçmişte meydana gelen olaylar sonucunda ortaya çıkan ve hâlihazırda işletmenin kontrolünde olup gelecekte işletmeye ekonomik fayda sağlaması beklenen değerlerdir.

(b) Borçlar, geçmişte meydana gelen olaylardan kaynaklanan ve ödenmesi/ifası durumunda, ekonomik fayda içeren değerlerin işletmeden çıkışına neden olacak olan mevcut yükümlülüklerdir.

(c) Özkaynaklar, işletmeye ait tüm borçların işletme varlıklarından indirilmesi durumunda geriye kalan varlıklar üzerindeki paylardır.

2.16 Varlık ya da borç tanımını karşılayan bazı kalemler, 2.27-2.32 paragraflarında yer verilen muhasebeleştirme koşullarını taşımadıklarından, finansal durum tablosunda varlık ya da borç olarak sınıflandırılmayabilir. Bir varlık veya borcun finansal tablolara yansıtılabilmesi için, gelecekte işletmeye ekonomik fayda sağlama ya da ekonomik fayda içeren değerlerin işletmeden çıkmasına ilişkin beklentinin, olasılık koşulunu sağlamaya yetecek düzeyde kesin olması gerekir.



Varlıklar

2.17 Bir varlığın gelecekteki ekonomik faydası, nakit ve nakit benzeri varlıkların işletmeye doğru akmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlama potansiyelidir. Nakit akışları, varlığın kullanılmasından ya da elden çıkarılmasından kaynaklanabilir.

2.18 Arsa, arazi, bina, tesis ve makineler gibi birçok varlık fiziki bir şekle sahiptir. Ancak varlık olarak nitelenmek için fiziki bir şekle sahip olmak gerekmez. Bazı varlıkların fiziki bir şekli bulunmaz.

2.19 Bir varlığın mevcudiyetine karar vermek için onun yasal olarak sahibi olmak gerekmez. Örneğin, kiralanan bir mülkten elde edilmesi beklenen faydaların işletmenin kontrolünde olduğu durumlarda, ilgili mülk işletmeye ait bir varlığı ifade eder.



Borçlar

2.20 Bir borcun temel özelliği, işletmenin belirli bir şekilde hareket etmesi ya da davranmasını gerektiren mevcut bir yükümlülük içermesidir. Sözü edilen yükümlülük, yasal bir yükümlülük veya zımni kabulden doğan bir yükümlülük olabilir. Yasal bir yükümlülük, bağlayıcı bir sözleşmeden veya kanuni zorunluluktan ötürü yasal bir yaptırıma sahiptir. Zımni kabulden doğan yükümlülük aşağıdaki eylemlerden doğabilir:

(a) Mevcut uygulamaları, yayımlanmış politikaları veya yeterince açık cari bir beyanı ile işletmenin diğer taraflara belirli sorumlulukları kabul edeceğini göstermiş olması ve

(b) Sonucunda işletmenin, diğer taraflar nezdinde, bu sorumluluklarını yerine getireceğine dair geçerli bir beklenti yaratmış olması.

2.21 Mevcut bir yükümlülüğün yerine getirilmesi genellikle; nakit ödenmesi, diğer varlıkların transfer edilmesi, hizmet sunulması, bir yükümlülüğün diğer bir yükümlülük ile değiştirilmesi ya da yükümlülüğün özkaynağa dönüştürülmesini içerir. Bir yükümlülük, alacaklının alacağından vazgeçmesi ya da alacak hakkını yitirmesi gibi durumlarda da sona erebilir.

Özkaynaklar

2.22 Özkaynaklar, muhasebeleştirilmiş varlıklar toplamından muhasebeleştirilmiş borçlar toplamının çıkarılmasından sonra kalan tutardır. Özkaynaklar finansal durum tablosunda alt sınıflara ayrılabilir. Örneğin kurumsal bir işletmede alt sınıflar hissedarlarca ödenmiş sermaye, dağıtılmamış kârlar ve direkt olarak özkaynakta muhasebeleştirilen kazanç ve kayıpları içerebilir.



Faaliyet sonuçları (finansal performans)

2.23 Finansal performans, işletmenin belirli bir raporlama dönemine ilişkin gelir ve giderleri arasındaki ilişkiyi gösterir. Bu Standarda göre, işletmelerin finansal performansları tek bir finansal tabloda (kapsamlı gelir tablosu) sunulabileceği gibi iki ayrı finansal tabloda (gelir tablosu ve kapsamlı gelir tablosu) da sunulabilir. Toplam kapsamlı kâr veya zarar, finansal performansın ölçümünde veya yatırım getirisi ya da hisse başına kâr gibi diğer ölçümlerde sıklıkla kullanılır. Gelir ve giderlerin tanımı aşağıdaki gibidir:

(a) Gelir, özkaynak yatırımcılarının katkılarıyla ilişkili olanlar hariç olmak üzere, işletmeye giren varlıklar veya işletmeye ait varlıkların değerlerinde meydana gelen artışlar ya da borçlarda oluşan azalışlar nedeniyle işletme özkaynaklarının artmasına sebep olan ve raporlama dönemi içerisinde gerçekleşen, ekonomik değerlerde yaşanan artışlardır.

(b) Giderler, özkaynak yatırımcılarına yapılan dağıtımlarla ilişkili olanlar hariç olmak üzere, işletmeden çıkan varlıklar veya işletmeye ait varlıkların değerlerinde meydana gelen azalışlar ya da borçlarda oluşan artışlar nedeniyle işletme özkaynaklarının azalmasına sebep olan ve raporlama dönemi içerisinde gerçekleşen, ekonomik değerlerde yaşanan azalışlardır.

2.24 Gelir ve giderlerin muhasebeleştirilmesi, doğrudan, varlık ve borçların muhasebeleştirilmesi ve ölçülmesinden kaynaklanır. Gelir ve giderlerin muhasebeleştirilme koşulları, 2.27-2.32 paragraflarında yer almaktadır.

Gelir

2.25 Gelirin tanımı, hasılat ve kazancı birlikte içermektedir.

(a) Hasılat, işletmenin esas faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan geliri ifade etmekte olup, satış, ücret, faiz, temettü, lisans ücreti ve kirayı içeren çeşitli adlarla anılır.

(b) Kazançlar, gelir tanımına girmekle birlikte hasılat olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan diğer kalemleri ifade eder. Kazanca ilişkin bilgi ekonomik kararlar açısından faydalı olduğundan, bunlar kapsamlı gelir tablosunda genellikle ayrı olarak raporlanır.



Giderler

2.26 Giderin tanımı, işletmenin olağan faaliyetlerinden kaynaklanan giderlerin yanı sıra zararları da içerir.

(a) Giderler, işletmenin olağan faaliyetleri sırasında ortaya çıkar ve satışların maliyeti, ücretler ve amortismanlar gibi unsurları içerir. Giderler, genellikle, nakit ve nakit benzerleri, stoklar veya maddi duran varlıklar gibi varlıkların işletmeden çıkması veya bu varlıkların değerlerinde azalma meydana gelmesi şeklinde ortaya çıkar.

(b) Zararlar, gider tanımına giren ve işletmenin olağan faaliyetleri sırasında ortaya çıkabilen diğer kalemlerdir. Zarara ilişkin bilgi ekonomik kararlar açısından faydalı olduğundan, bunlar kapsamlı gelir tablosunda genellikle ayrı olarak raporlanır.



Varlık, borç, gelir ve giderlerin muhasebeleştirilmesi

2.27 Muhasebeleştirme varlık, borç, gelir veya gider tanımına giren kalemlerin aşağıdaki kriterleri taşımaları kaydıyla finansal tablolara yansıtılmaları sürecini ifade eder:

(a) İlgili kaleme ilişkin gelecekteki ekonomik yararların işletmeye akışı veya işletmeden çıkışı olasıdır ve

(b) Söz konusu kalemin maliyeti veya değeri güvenilir olarak ölçülmektedir.

2.28 Bu koşulları taşıyan bir kalemin muhasebeleştirilmemiş olması, kullanılan muhasebe politikalarının açıklanması suretiyle ya da dipnotlar veya açıklayıcı metinler aracılığıyla düzeltilemez.

Gelecekteki ekonomik fayda olasılığı

2.29 Muhasebeleştirme koşullarının ilkinde sözü edilen olasılık kavramı, bir kaleme ilişkin gelecekteki ekonomik faydaların işletmeye girmesi veya işletmeden çıkması konusundaki belirsizliğin düzeyini ifade eder. Gelecekteki ekonomik faydalara ilişkin belirsizliğin düzeyi, finansal tabloların hazırlandığı tarihte mevcut olan koşullara ilişkin göstergeler esas alınarak değerlendirilir. Bu değerlendirmeler, her bir önemli kalem için ayrı ayrı; tek başına önemsiz çok sayıda kalem için ise toplu olarak yapılır.



Ölçüm işleminin güvenilirliği

2.30 Muhasebeleştirme koşullarından ikincisi, ilgili kalemin güvenilir olarak ölçülebilen bir maliyetinin veya değerinin bulunmasıdır. Bir kalemin maliyeti veya değeri genellikle belirlidir. Ancak, bazı durumlarda bunların tahmin edilmeleri gerekir. Makul tahminlerin kullanılması finansal tabloların hazırlanmasındaki önemli unsurlardan biri olup, finansal tabloların güvenilirliğini zayıflatmaz. Güvenilir bir tahmin yapılamadığında, ilgili kalem finansal tablolara yansıtılmaz.

2.31 Muhasebeleştirme koşullarını taşımayan bir kalem daha sonraki bir tarihte, müteakip koşul veya olaylar sonucunda, muhasebeleştirme için gereken şartları taşır duruma gelebilir.

2.32 Muhasebeleştirme koşullarını taşımayan bir kalemin, dipnotlarda, açıklayıcı metinlerde ya da tamamlayıcı tablolarda açıklanması gerekebilir. İlgili kalem hakkında verilen bilgilerin, işletmenin finansal durumu, faaliyet sonuçları ve finansal durumundaki değişikliklerin değerlendirilmesi açısından gerekli olduğu durumlarda, bu tür açıklamaların yapılması uygun olur.



Varlık, borç, gelir ve giderlerin ölçülmesi

2.33 Ölçme, finansal tablolarda yer alan varlık, borç, gelir ve giderlerin ölçüleceği parasal tutarların belirlenmesi işlemidir. Ölçme, belirli bir ölçüm esasının seçilmesini içerir. Bu Standart, birçok varlık, borç, gelir ve gider türü için işletmelerce kullanılacak olan ölçüm esaslarını belirler.

2.34 Kullanılan iki genel ölçüm esası, tarihi maliyet ve gerçeğe uygun değerdir.

(a) Varlıklar için tarihi maliyet, edinme tarihinde varlığın elde edilmesi için ödenmiş olan nakit veya nakit benzerlerinin tutarı veya verilen karşılığın gerçeğe uygun değeridir. Borçlar için tarihi maliyet, yükümlülüğün gerçekleştiği tarihte, yükümlülüğe karşılık elde edilen nakit veya nakit benzerlerinin tutarı ya da alınan nakit olmayan varlıkların gerçeğe uygun değeri veya (gelir vergisinde olduğu gibi) yükümlülüğün yerine getirilmesi için işletmenin normal faaliyet döngüsü içerisinde ödenmesi beklenen nakit veya nakit benzerlerinin tutarıdır. İtfa edilmiş tarihi maliyet ise, bir varlık veya borcun tarihi maliyeti, artı veya eksi, bu tarihi maliyetin daha önceden gider veya gelir olarak muhasebeleştirilen kısmıdır.

(b) Gerçeğe uygun değer, karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkabilecek tutardır.

Muhasebeleştirme ve ölçmeye ilişkin genel ilkeler

2.35 Bu Standart içerisinde yer alan varlık, borç, gelir ve giderlerin muhasebeleştirilmesi ve ölçülmesine ilişkin hükümler TMSK tarafından yayımlanan Finansal Tabloların Hazırlanması ve Sunulmasına İlişkin Kavramsal Çerçeve’den ve TMS/TFRS'lerden türetilen ilkelere dayanmaktadır. Bu Standart içerisinde herhangi bir işleme veya diğer bir olay ya da koşula ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığı durumlarda, paragraf 10.4, işletme yönetimince yapılacak değerlendirmeler açısından yol gösterici nitelikte hükümler içermekte; paragraf 10.5 ise bu tür durumlarda uygulanacak olan muhasebe politikalarının kararlaştırılması sürecinde takip edilmesi gereken sıralamayı belirlemektedir. Söz konusu sıralamadan görüleceği üzere, bu bölümde yer verilen tanımlar, varlık, borç, gelir ve giderlerin muhasebeleştirme koşulları, ölçüm işlemlerine ilişkin kavramlar ve genel ilkeler sözü edilen sıralamanın ikinci sırasında yer almaktadır.



Tahakkuk esası

2.36 Nakit akışlarının sunumu amacıyla hazırlananlar hariç olmak üzere, tüm finansal tablolar muhasebenin tahakkuk esasına göre düzenlenir. Tahakkuk esasına göre muhasebeleştirmede, varlık, borç, özkaynak, gelir veya gider tanımlarında yer verilen özellikleri taşıyan ve bunlara ilişkin muhasebeleştirme koşullarını karşılayan finansal tablo kalemlerinin varlık, borç, özkaynak, gelir veya gider olarak muhasebeleştirilmeleri esastır.



Finansal tablolara yansıtma (muhasebeleştirme)

Varlıklar

2.37 Bir varlığın finansal durum tablosuna yansıtılabilmesi için gelecekte işletmeye ekonomik fayda girişine neden olma olasılığı ve maliyetinin ya da değerinin güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi gerekir. Yapılan bir harcamanın, içinde bulunulan raporlama döneminden sonraki dönemlerde işletmeye ekonomik fayda girişine neden olması muhtemel değilse, finansal durum tablosunda herhangi bir varlık muhasebeleştirilmez. Bu tür bir işlem, kapsamlı gelir tablosunda (veya sunulmuş ise gelir tablosunda) harcamanın gider olarak muhasebeleştirilmesine neden olur.

2.38 Koşullu varlıklar, varlık olarak muhasebeleştirilmemelidir. Ancak işletmeye gelecekte ekonomik fayda girişi sağlayacağının neredeyse kesin olduğu durumlarda, ilgili varlık, koşullu varlık olarak nitelenemez ve finansal tablolara yansıtılması gerekir.

Borçlar

2.39 Aşağıdaki durumlarda finansal durum tablosunda borç muhasebeleştirilir:

(a) İşletmenin raporlama dönemi sonu itibarıyla geçmişte meydana gelen bir olaydan kaynaklanan bir yükümlülüğü bulunmaktadır,

(b) Bu yükümlülüğün yerine getirilmesinde, işletmenin ekonomik fayda içeren kaynaklarının işletme dışına transfer edilmesinin talep edilmesi olasıdır ve

(c) Ödenmesi gereken tutar güvenilir olarak ölçülmektedir.

2.40 Koşullu borç, belirsizliğe sahip olası bir yükümlülük veya paragraf 2.39 (b) ve (c)’de yer alan koşullardan birini (veya her ikisini) sağlayamaması nedeniyle muhasebeleştirme imkânı bulunmayan mevcut bir yükümlülüktür. İşletme birleşmelerinde edinilen koşullu borçlar hariç (bakınız: Bölüm 19 İşletme Birleşmeleri ve Şerefiye) koşullu borçların borç olarak muhasebeleştirilmemesi gerekir.



Gelir

2.41 Gelirin muhasebeleştirilmesi, doğrudan, varlık ve borçların muhasebeleştirilmesi ve ölçülmesiyle ilişkilidir. Varlıklarda meydana gelen bir artış veya borçlarda meydana gelen bir azalış nedeniyle gelecekte elde edilmesi olası ekonomik faydalarda bir artış oluşması ve tutarının/değerinin güvenilir olarak ölçülebilmesi durumunda, kapsamlı gelir tablosunda (ve sunulduysa gelir tablosunda) gelir muhasebeleştirilmesi gerekir.


  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   23


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət