Ana səhifə

XV. YÜZyil osmanli dönemiNİnde türk mûSİKÎSİ


Yüklə 290 Kb.
səhifə7/7
tarix26.06.2016
ölçüsü290 Kb.
1   2   3   4   5   6   7

5- XV. Yüzyılda Türk Mûsikîsi Nazariyat Kitaplarındaki Diğer Konular.

XV. yüzyılda kaleme alınan mûsikî nazariyat kitaplarında, nazarî bilgilerin yanında, enstrümanlar (özellikle ud)’la ilgili bilgiler, ud’da parmak basılacak yerler (desâtîn) ve ud’un telleri hakkında bilgilerle, Fisagor (Pythagore)’un sesler arasındaki münasebetlerle ilgili hesaplamalarına ait bilgiler, makamların transpozisyon olarak icrâ edilmelerini yani başka perdelere nakledilerek uygulanışlarını gösteren tablolar, şahıslara ve vakitlere göre makamların tesirleri, makamların icrâ edileceği vakitler, mûsikî ilmini îcad edenlerin, bu ilmi ortaya koymalarındaki amaçları gibi bazı ilâve bilgiler de, bu yüzyılda kaleme alınan kitaplarda zikredilmektedir.




Sonuç


Türk Mûsikîsinin köklü bir mazisi vardır. Tarih içerisinde çeşitli dönemlerinde, prensip ve kaideleri az veya çok değişikliğe uğrasa da ana esaslardan bir şey kaybetmeden tekâmüle doğru bir periyod izlemektedir. II. Murad ve oğlu Fatih dönemlerindeki mûsikî nazariyatına ait vermiş olduğumuz bu bilgiler, her ne kadar bugünkü kullanığımız ses sisteminden farklı olsa da mûsikî kültürümüzün temelini oluşturmaktadır.

Safiyyu’d-Dîn’den sonra Türk Mûsikîsi Nazariyatı üzerinde çalışma yapan Abdulkadir Merâğî, Ladikli Mehmed Çelebi, Fethullah Şirvânî ve II.Murad ve Fatih dönemlerinde yaşamış olan olan Bedri Dilşad ve Ahmedoğlu Şükrullah gibi, sayılı kişiler vardır. Bunlar arasında, mûsikî nazariyatımıza, gerek makam, gerek usûl ve gerekse icrâ ve sazlar bakımından katkıda bulunan Abdulkadir Merâğî gibi mûsikî üstadları bulunduğu gibi, önceki üstadların bıraktıkları eserleri daha güzel bir biçimde tasnif ederek, içeriği açısından kapsamlı eserler ortaya koymaya çalışan müellifler olmuştur.

Türk Mûsikîsinde bir sekizli’de 24 eşit olmayan aralığın ortaya koyulmasında esas olarak alınan ve yukardaki müelliflere ait olan temel eserlerin, mükemmel bir şekilde incelenmesi, Türk Mûsikîsi’nin çeşitli bıranşlarında çalışan icrâcı ve okuyucular arasındaki bazı ihtilafların kaldırılması açısından yararlı olacağı kanaatindeyiz.

XV. yüzyılda Türk Mûsikîsi’ndeki ses sistemi,17 aralıklı ses sistemidir. Bu sistem, Safiyyu’d-Dîn’in ortaya koyduğu ve geliştirdiği bir sistem olarak bilinmektedir. Aslında, bir sekiz’li içinde 17 bölge aralığına dayanan bu mûsikî sistemi, en az bin yıllık mûsikî geleneğimizdir110. Türk Mûsikîsini ve ses sistemini, Türk Milletinin kendine özgü bir mûsikî zevki olarak değerlendirmemiz gerekir kanaatindeyiz. Tam anlamıyla ölçülüp tartılmadan, fayda ve zararları görüşülmeden, bu alanda diğer milletlerle bir standarda gitmenin, kendi kültürümüz açısından faydadan çok zarar getireceği düşünülmektedir111. İşte, bu konunun değerlendirilmesi, yine öncekilerin bıraktıkları eserlerin ve onlardaki bilgilerin iyi tetkik edilmesini gerektirmektedir.

Cumhuriyet döneminde Türk Mûsikîsinin, gerek ses sisteminde ve gerekse diğer nazariyat konularında, yenilik çabası ve çalışmaları içinde bulunan ve bunun için gayret eden Dr. Suphi Ezgi, Rauf Yekta ve Hüseyin Sadettin Arel gibi mûsikî bilginleri, adı geçen temel kaynaklara dayanarak ve onlardan istifade ederek bugünkü Türk Mûsikîsi Nazariyatı’nı ve ses sistemini ortaya koymuşlardır. Bu nazariyatı ve ses sistemini yerli ve yabancı bir çok müzisyenin tenkit etmesine rağmen, bizde şimdilik bundan daha mükemmelini ortaya koyan da olmamıştır. Aslında, bunların ortaya koydukları sistem, yabancı olduğumuz bir sistem değil, uygulama alanında zaten var olan bir sistemdir ki, ilerde geleceği üzere, bu sistem temel itibariyle Seyh Mahbûb’un 910/1504 tarihlerinde el-Matla112 adlı eserinde zikretmiş olduğu düzenin ta kendisidir. Mevcut teoriden daha iyisini ortaya koyma çabası içinde olanların, klâsik kaynaklardan ve belli bir dönemin mûsikî kültürünü yansıtan temel eserlerden yararlanması kaçınılmazdır. Türk Mûsikîsinde bir sekizli’nin 24 eşit olmayan aralığa bölünmesinin ilmî sebebi açıklanırken bunun, makamlarımızı meydana getiren dörtlü ve beşlilerin durumundan kaynaklandığı söylenmektedir113.

El-Matla’ adlı eserde, yukarıdaki bilgilerin bulunduğu sayfalardan sekiz-on sayfa önce, aynı kitaptaki bir cetvelde 25 nağme açıklanmış ve adları kaydedilmiştir. Dr. Suphi Ezgi, bu eserin te’lîf tarihini (910/1504) gözönünde bulundurarak, bir sekizli’deki 24 eşit olmayan aralıkla ilgili bu taksimatın, günümüzden yaklaşık olarak 800-900 yıl önce ilmen bilindiğini ve bunun bir mûsikî âlimi tarafından keşfedildiği konusundaki kanaatini ortaya koymaktadır114.

İşte, bütün bunlar bize şunu gösteriyor ki, mûsikî sanatıyla ilgili bütün bilgileri, sıradan kitaplarda bulmamız mümkün değildir. Klâsik kaynakları inceledikçe, mûsikîmizle ilgili önemli birçok bilgilerin ortaya çıkacağı ihtimali gözden uzak tutulmamalıdır.




BİBLİYOGRAFYA

ADIVAR, Abdulhak Adnan; Osmanlı Türklerinde İlim, 2. Bsk., Maarif Matb.,

İstanbul, 1943.

AKPINAR, Cemil; “Fethullah eş-Şirvânî”, TDV. İslâm Ansiklopedisi, İstanbul,

1995, XII/463-466,

AREL, Hüseyin Sadettin; “Mûsikî terimleri”, Mûsikî Mecmuası, Yıl: 1948, Sayı:

8,9,10.

------------------------------; Türk Mûsikîsi Nazariyatı Dersleri, Haz. Onur Akdoğu,



Kültür Bakanlığı Yay., no: 1347, Ankara, 1993.

ATASOY, Mustafa Cahit; Türk Mûsikîsi Tarihi Ders Notları, İTÜ. Türk Müziği

Devlet Konservatuvarı, 1993.

------------------------------; Müzik Terminoljisi Ders Notları, İTÜ, Türk Müziği

Devlet Konservatuvarı, 1993.

BAĞDATLI İsmail Paşa; Hediyyetu’l-Ârifîn fî Esmâil-Müellifîn ve Âsâri’l-



Musannifîn, I-II, İstanbul, 1951-1955.

BANARLI, Nihat Sami; Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, I-II, 1. Baskı, İstanbul, 1971.


BARDAKÇI, Murat, Maragalı Abdülkadir, 1. Baskı, Pan Yay., İstanbul 1986.
DEVELLİOĞLU, Ferit; Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, 4. Ofset Baskı,

Ankara, 1980.

EZGİ, Suphi; Nazari ve Ameli Türk Mûsikîsi, I-V, İstanbul Konservatuvarı Yay.,

İstanbul, 1933-1953.

FARMER, H.G. ; “Abd al-Kadir b. Gaybî al-Hâfız al-Marağî”, İslâm Ansiklopedisi,

MEB. İstanbul, 1964-1986.

I/83-84.

GAZİMİHAL, Mahmut R.; Mûsikî Sözlüğü, İstanbul, 1961.


İBN MANZÛR; Lisânu’l-Arab, I-XV, Beyrut, 1955-56.
İBN SÎNÂ; eş-Şifâ’ er-Riyâziyyât Cevâmi’u İlmi’l-Mûsîka, Tahkîk: Zekeriya Yusuf,

Kahire, 1956.

KALENDER, Ruhi; Türk Din Mûsikîsi Dersleri (Basılmamış Ders Notları), Ankara,

1983.


-----------------------; “XV. Yüzyılda Arapça Mûsikî Terimleri ve Türkçe Karşılıkları”,

AÜİF Dergisi, 1981, XXIV.

-----------------------; XV. Yüzyılda Mûsikî Kuramı (Nazariyatı) ve Zeynu’l-Elhân fî

İlmi’t-Te’lîf ve’l-Evzân, (Ladikli Mehmed Çelebi), Ankara, 1982 (Basılmamış

Doktora Tezi).

KARADENİZ M. Ekrem; Türk Mûsikîsinin Nazariye ve Esasları, Türkiye İş Bankası

Yay., No: 238, 1. Baskı, Ankara, Tarihsiz.

KARAKAŞ, Mahmut; Müsbet İlimde Müslüman Âlimler, Kültür Bakanlığı Yay., No:

1289, Ankara, 1991.

KÂTİB ÇELEBİ; Keşfu’z-Zunûn, I-II, MEB, İstanbul, 1972.
KEHHÂLE, Ömer Rıza; Mu’cemu’l-Müellifîn, I-XV, Beyrut, 1957.
KIRŞEHİRLİ, Yusuf b. Nizameddin; Kitâbu’l-Edvâr (Risâle-i Mûsikî), Ankara

Cebeci İl Kütüphanesi, No: 131.

LÂDİKÎ, Muhammed b. Abdu’l-Hamîd; er-Risâletü’l-Fethiyye, Şerh ve Tahkik:

Hâşim Muhammed er-Receb, 1. Baskı, Kuveyt, 1986.

----------; Zeynu’l-Elhân fî İlmi’t-Te’lîf ve’l-Evzân, Nuruosmaniye Ktp. Eski No:

3655, Yeni No: 3138.

MERÂĞÎ, Abdulkadir; Makâsidu’l-Elhân, Nuruosmaniye, No: 3656 (250x170 mm.

25 st. 105 yk).



el-MÜNCİD fi’l-Lügati ve’l-A’lâm (Arapça Sözlük), 21. Baskı, Beyrut, 1993.
ORANSAY, Gültekin; Müzik Tarihi (Yaykur 2. Sınıf), Ankara. 1976.
ÖZKAN, İsmail Hakkı; Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri, Ötüken Yay., İstanbul

1987.


ÖZTUNA, Yılmaz; Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi, I-II, II 2. Kısım, MEB, İstanbul,

1969.


-----------------------; Abdulkadir Merâğî, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., No: 916,

Ankara, 1988.

SADEDDİN B. HASAN CAN (Hoca Sadeddin, ö. 1008); Tâcu’t-Tevârih, I-II,

Tabhâne-i Âmire, 1279, (nşr. İ. Parmaksızoğlu), I-V, İstanbul, 1979.


ŞİRVÂNÎ, Fethullah; Mecelletun fi’l-Mûsîka, Topkapı Sarayı, III. Ahmed Kısmı,

No: 3449.


TAŞKÖPRÎZÂDE, İsâmu’d-Dîn Ahmed b. Mustafa b. Halil (ö. 961/1553); eş-

Şekâiku’n-Numaniyye, terc. (Mehmed) Mecdî, İstanbul, 1989.

TURA, Yalçın; Türk Mûsikîsinin Mes’eleleri, 1. Baskı, Pan Yay., İstanbul, 1988.


UZ, Kâzım; Mûsikî Istılahatı, Küğ Yay., Ankara, 1964 (Gültekin Oransay tarafından

düzeltilip genişletilmiş yeni basım).

UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı; Osmanlı Tarihi, I-VII, 3. Baskı, Türk Tarih Kurumu

Yay., Ankara, 1975.



YENİGÜN, Hayri; “Abdulkadir Merağî”, Mûsikî Mecmuası, Sayı: 112, s.103.
YEŞİL, Mustafa; “Türk Mûsikîsi İçin Bir Bibliyografya Denemesi”, Mûsikî

Mecmuası, Sayı: 221, s.136-137.

1*A.Ü. İlâhiyat Fakültesi, Türk Din Mûsikîsi Ar. Gör.

 İsmail Hakkı Özkan; Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri, Ötüken Yay., İstanbul, 1987. s. 20.

2 Özkan, a.g.e., s. 20-21.

3 H. Sadettin Arel, Türk Mûsikîsi Kimindir, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, No: 865, Kültür Eserleri Dizisi: 112, Ankara, 1988. Arel, bu eserinde Türk Mûsikîsinin İran, Arap, Eski Yunan ve Bizanstan alma olduğunu iddia edenlerin yanıldıklarını isbat etmek için, adı geçen medeniyetlerin mûsikîlerini tek tek ele almış, bu müziklerin ses yapısıyla Türk Mûsikîsi arasındaki farkları genişce anlatmış ve onların dayanağı olmayan iddialarını boşa çıkarmıştır.

4 Özkan, a.g.e., s. 20, 25.

5 Yılmaz Öztuna, Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi, II/39, MEB, İstanbul, 1969.

6 Hızır b. Abdullah’ın Mûsikî Edvârı adını taşıyan eserinin bir nüshası, Topkapı Sarayı Revân Köşkü yazmaları arasında no: 1728’de bulunmakta ve 845/1441 tarihini taşımaktadır. Diğer bir nüshası da, Berlin Kütüphanesinde bulunmaktadır. Bu eserin bir kopyası Arel Kütüphanesinde, diğer bir kopyası da Ankara-Cebeci İl Kütüphanesinde (T.Y.133’de) bulunmaktadır. Eserin mukaddimesindeki fihriste göre, 48 fasıldan ibaret olduğu yazılmıştır.

7 Mustafa Cahit Atasoy, Türk Mûsikîsi Tarihi Ders Notları, İTÜ. Türk Müziği Devlet Konservatuvarı, 1993, s. 7.

8 Atasoy, Türk Mûsikîsi Tarihi Ders Notları, s. 7.

9 Ladikli Mehmed Çelebi’nin el-Fethiyye adlı eserinin şerh ve tahkîkini yapan Hâşim Muhammed er-Receb, müellifin bu eserini Sultan II.Bayezid’e takdim ettiğini söylemektedir. Bkz. er-Risâletul-Fethiyye, 1. Baskı, Kuveyt 1986, s. 7. Bazı kaynaklarda ise, müellifin, bu eserini Fatih Sultan Mehmed için kaleme aldığı söylenmektedir. Bkz. Öztuna, TMA, II/20. Kanaatimizce, II.Murad’ın şehzâdeliği ile torunu II.Bayezid arasında çokca bir zaman dilimi vardır ki, müellifin, bu eserini Fatih’e veya II. Bayezid’e takdim etmiş olabileceği ihtimali daha kuvvetli görünmektedir.

10 Atasoy, Türk Mûsikîsi Tarihi Ders Notları, s. 9.

11 Mahmut Karakaş; Müsbet İlimde Müslüman Âlimler, Kültür Bakanlığı Yay., No: 1289, Ankara, 1991. s. 476.

12 Karakaş, a.g.e., aynı yer.

13 Murat Bardakçı, Maragalı Abdülkadir, 1. Baskı, Pan Yay., İstanbul 1986. s. 19-21.

14 Yılmaz Öztuna, Abdulkadir Merâğî, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., no: 916, Ankara 1988, s. 7-8.

15 Abdulkadir Merağî, Celâyirlilerden Hüseyin Han’ın sarayında bir ramazan ayında her gün bir mûsikî eseri bestelemek suretiyle gösterdiği kabiliyeti, tarihçiler tarafından rivâyet edilmiştir. Lavignac,V. 2978. Ağızdan ağıza intikal eden ve kâr denilen bestelerinden bir çoğu bugün de icrâ edilmektedir. Bkz. H.G. Farmer, Abd al-Kadir b. Gaybî al-Hâfız al-Marağî, İslâm Ansiklopedisi, MEB, İstanbul, 1964-1986, I/83-84.

16 Abdulkadir Merâğî, Makâsidul-Elhân, Nuruosmaniye, no: 3656 (250x170 mm. 25 st. 105 vr.).

17 Ruhi Kalender, XV. Yüzyılda Mûsikî Kuramı (Nazariyatı) ve Zeynu’l-Elhân fî İlmi’t-Te’lîf ve’l-Evzân, (Ladikli Mehmed Çelebi), Ankara, 1982 (Basılmamış Doktora Tezi). s. 23.

18 Bardakçı, a.g.e., s. 148.

19 Nevbet-i Müretteb XV. yüzyılda saz ve sözlü eserlerden meydana gelen, bestelenmesinde önemli bir mûsikî bilgisi gerekli olan, Selçuklular ve daha önceki devirlerde Türk Hükümdarlarının, saray ve konakları önünde askerî mızıkalarla çalınan nevbet-i müretteb gibi eserlerin de Abdulkadir Merağî tarafından yapıldığı kaydedilmektedir. Hayri Yenigün, “Abdulkadir Merağî”, Mûsikî Mecmuası, Sayı: 112, s. 103.

20 Kalender, XV. Yüzyılda Mûsikî Kuramı, s. 24.

21 Öztuna, TMA, I/8-9.

22 Mustafa Yeşil, “Türk Mûsikîsi İçin Bir Bibliyografya Denemesi”, Mûsikî Mecmuası, Sayı: 221, s. 136-137.

23 Bardakçı, Maragalı Abdülkadir, s. 127-128.

24 Öztuna, TMA, II/292.

25 Bu yerin nerede olduğu hususunda değişik görüşler ileri sürülmüştür. Yılmaz Öztuna’ya göre Ladik, Samsun’un kazasıdır. Bkz. TMA, II/20. Ladikli’nin el-Fethiyye adlı eserinin şerh ve tahkîkini yapan Hâşim Muhammed er-Receb’e göre Ladik, Şam’ın deniz sahilinde ve Humus’un kasabalarından sayılan eski bir Anadolu şehridir. Bkz. Muhammed b. Abdu’l-Hamîd el-Lâdikî, Er-Risâletul-Fethiyye, Şerh ve Tahkîk: Hâşim Muhammed er-Receb, 1. bsk., Kuveyt 1986, s. 7, dipnot. 1. İsmail Hakkı Uzunçarşılı ise, müellifin Denizli iline bağlı Lâdik kasabasında doğduğunu kaydetmektedir. Bkz. Osmanlı Tarihi, II/600, Ankara 1949. Ladikli Mehmed Çelebi’nin Zeynul-Elhân fî ilmit-Telîf vel-Evzân adlı eseri üzerinde çalışma yapan Ruhi Kalender’in doktora tezindeki bilgiye göre Ladik, Anadolu’da Amasya vilâyeti yakınında bir kasabanın adıdır. Kalender, bu konuda Râuf Yekta’nın ileri sürdüğü bir haberi esas alarak, müellifin Amasya’ya bağlı olan Ladik’te doğduğunu kabul etmektedir. Bkz. XV. yüzyılda Mûsikî Kuramı (Nazariyatı) ve Zeynul-Elhân fî İlmit-Telîf vel-Evzân, (Basılmamış Doktora tezi), Ankara 1982, s. 60-61.

26 Fethiyye’nin şerh ve tahkîkini yapan Muhammed Hâşim er-Receb, yukarıda adı geçen çalışmasında ( s.7’de ), Ladikli Mehmed Çelebi’nin tam ismini, “Muhyi’d-Dîn Muhammed b. Abdi’l-Hamîd el-Lâdikî” şeklinde kaydetmektedir.

27 Kalender, XV. yüzyılda Mûsikî Kuramı..., s. 59.

28 Öztuna, TMA, II/20. Kalender, a.g.e., s. 61. Fethiyye’nin Şerh ve Tahkîkini yapan Hâşim Muhammed er-Receb, Ladikli’nin bu eserini Sultan II. Bayezid için te’lîf ettiğini ve ona takdim ettiğini söylüyorsa da (Bkz. a.g.e., s. 7), bu konuda Râuf Yektâ’dan naklettiği bilgilere göre yorum yapan Kalender’in görüşünün, kaynaklara daha uygun olduğu görülmektedir. Bu eserin bir nüshasının Londra’da British Museum Or: 6.629’da ve Kahire, Dâru’l-Kütüb, 364’te bulunmaktadır. Bir kopyasının Çorum-İskilip Halk Kütüphanesinde no: 972’de kayıtlıdır. Başka bir nüshasının da Tunus’ta Zeytûniye Câmiî Kütüphanesinde olduğu ve Baron d’Erlanger tarafından La Musique dArabe adıyla Fransızca’ya çevrilerek neşredildiği bilinmektedir.

29 Fethullah Şirvânî’nin Hayatı, eserleri ve mûsikî nazariyatı ile ilgili kitabı olan Mecelletun fi’l-Mûsîka hakkında daha geniş bilgi için bkz. Bayram Akdoğan; Fethullah Şirvânî ve Mecelletun fi’l-Mûsîka Adlı Eserinin XV. yüzyıl Türk Mûsikîsi Nazariyatındaki Yeri, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara, 1996.

30 Cemil Akpınar, “Fethullah eş-Şirvânî”, DİA, XII/463 vd.

31 Kâtib Çelebi, Keşfuz-Zunûn, I/39,67, MEB, İstanbul, 1972.

32 Fethullah Şirvânî, Mecelletun fi’l-Mûsîka, Topkapı Sarayı, III. Ahmed Kısmı, no: 3449. Ayrıca Bkz. Yılmaz Öztuna, Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi, II/55, MEB, İstanbul 1969.

33 Sâdeddin b. Hasan Can (Sâdettin Hoca), Tâcu’t-Tevârih, II/459, Tabhâne-i Âmire, 1279, (nşr. İ. Parmaksızoğlu), İstanbul, 1979, V/ 95. Baba adının yanlış verilmesi hakkında ayrıca bkz. Ömer Rıza Kehhâle, Mu’cemul-Müellifîn, VIII/51, 54, Beyrut 1957. Bağdatlı İsmail Paşa, Hediyyetul-Ârifîn, I/815, İstanbul 1951-1955.

34 Akpınar, “Fethullah eş-Şirvânî”, DİA, XII/463.

35 İsâmu’d-Dîn Ahmed b. Mustafa b. Halil Taşköprîzâde (ö.961/1553), eş-Şekâiku’n-Numaniyye, terc. (Mehmed) Mecdî, İstanbul, 1989, s.15-16, 108.

36 Bkz. Fethullah Şirvânî, el-Ferâid vel-Fevâid, Topkapı Müzesi Kütüphanesi, III.Ahmed, no: 3294.

37 Akpınar, “Fethullah eş-Şirvânî”, DİA, XII/464.

38 Akpınar, a.g.e., XII/464 vd.

39 Adıvar, Osmanlı Türklerinde İlim, 2.bsk., Maarif Matb., İstanbul, 1943, s. 20.

40 Şirvânî, Mecelletun fil-Mûsîka’nın Frankfurt’ta tıpkı basımla neşredilen nüshası, ilk sayfalar.

41 Mûsikî terimleriyle ilgili çalışmalar için Bkz. H. Sadettin Arel, “Mûsikî Terimleri”, Mûsikî Mecmuası, Yıl: 1948, Sayı: 8, 9, 10.

42 Terim kelimesi Fransızca’da “uç, son” anlamına gelen “terme” kelimesinden Türkçe’ye uydurulmuştur. Terminoloji, term (terme) ile, ilim karşılığı olan (logie)’den kaynaştırılarak yapılmıştır. Terim kelimesinin yabancı dillerdeki karşılıkları Fransızca’da “Expression”, İngilizce’de “Expression”, Almanca’da “Ausdruck” ve İyalyanca’da “Expressione” dir.


43 Mustafa Cahit Atasoy, Müzik Terminolojisi Ders Notları, İTÜ Türk Müziği Delet Konservatuvarı, İstanbul, 1993, s. 2.

44 Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, II/437, İstanbul 1971.

45 Kâzım Uz, Mûsikî Istılahatı, Küğ Yay., Ankara 1964 (Gültekin Oransay tarafından düzeltilip genişletilmiş yeni basım), s. 47.

46 İbn Manzûr, Lisânul-Arab, XII/590, Beyrut 1956.

47 Öztuna, TMA, II/62.

48 Ladikli Mehmed Çelebi, Zeynul-Elhân fî İlmit-Telîf vel-Evzân, Nuruosmaniye Ktp. Eski no: 3655, Yeni no: 3138, vr. 5/a-b.

49 Fethullah Şirvânî, Mecelletun fil-Mûsika, Topkapı Sarayı, III. Ahmed Kısmı, No: 3449, s. 48.

50 Ferid Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, 4. Ofset bsk., Ankara 1980, s. 256.

51 İbn Manzûr, Lisânul-Arab, XIII/383.

52 Şirvânî; Mecelletun fi’l-Mûsîka, s. 14-15.

53 Ladikli, Zeynul-Elhân..., vr. 5/b, 6/a.

54 Suphi Ezgi, Nazari ve Ameli Türk Mûsikîsi, I/8, İstanbul Konservatuvarı Yay., Milli Mecmua Matb., İstanbul 1933.

55 Ruhi Kalender, Türk Din Mûsikîsi Dersleri (Basılmamış ders notları), Ankara 1983, s. 1.

56 İbn Sînâ, eş-Şifâ er-Riyaziyyât Cevâmi’u İlmi’l-Mûsîka, Tahkîk: Zekeriya Yusuf, Kahire 1956, s. 17

57 Suphi Ezgi, Nazari ve Ameli Türk Mûsikîsi, I/8.

58 Öztuna, TMA, II/42.

59 Mahmut R. Gazimihal, Mûsikî Sözlüğü, İstanbul 1961, s. 160.

60 Şirvânî, a.g.e., s. 16.

61 Uz, Mûsikî Istılahatı, s. 45.

62 Öztuna, TMA, II/42.

63 İbn Manzûr, Lisânul-Arab, I/557. Mutrib kelimesi ism-i fâil olup, “çaldığı veya söylediği şeyle insanları ferahlatan veya hüzünlendiren” anlamlarına gelmektedir.

64 Devellioğlu, Lügat, s. 830.

65 Şirvânî, a.g.e, s. 16.

66 Öztuna, TMA, II/53-54.

67 Ruhi Kalender, “XV. yüzyılda Arapça Mûsikî Terimleri ve Türkçe Karşılıkları”, AÜİF Dergisi, 1981, XXIV/488.

68 Öztuna, TMA, II/11.

69 Uz, a.g.e., s. 10.

70 Öztuna, TMA, I/85.

71 Uz, Mûsikî Istılahatı, s. 68.

72 Öztuna, TMA, II/292.

73 Bu makamın Arap harfleriyle yazılışı “Râhevî” şeklindedir. Fakat Türkçe kaynaklarda “Rehâvî ” şeklinde yazılmaktadır. Bkz. Özkan, Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri, s. 440. M. Ekrem Karadeniz, Türk Mûsikîsinin Nazariye ve Esasları, Türkiye İş Bankası Yay., no: 238, 1. bsk., Ankara, Tarihsiz, s. 132.

74 Uz, a.g.e., s. 70.

75 Öztuna, TMA, I/295.

76 Uz, a.g.e., s. 36.

77 Devellioğlu, Lügat, s. 859. Tenâfur’un anlamı için bkz. aynı eser, s. 1291

78 Uz, a.g.e. , s. 14.

79 Öztuna, TMA, I/96.

80 Yalçın Tura, Türk Mûsikîsinin Mes’eleleri, 1. bsk., Pan Yay., İstanbul 1988, s. 105.

81 Sekizli’nin 1200 eşit kısma bölünmesinden çıkan aralıklardan her biri. Bu taksimatı İngiliz mûsikî nazariyatçısı ve fizikçisi Alexander J. Ellis (1814-1890) bulmuştur. Eski Yunan’da Fisagor’dan kalan koma sisteminden daha dakîk, fakat onun kadar kullanışlı değildir. Bkz. Öztuna, TMA, II/230.

82 Uz, Mûsikî Istılahatı, s. 45.

83 Koma, bir tam sesin dokuzda birine eşit küçük aralığa verilen addır (Bkz. Öztuna,TMA, I/345).

84 Öztuna, TMA, II/304.

85 Kalender, “XV. yüzyılda Arapça Mûsikî Terimleri..." , s. 488.

86 Devellioğlu, Lügat, s. 242.

87 El-Müncid fiLügati vel-Alâm (Arapça Lügat), 21. bsk., Beyrut 1993, s. 885.

88 Devellioğlu, Lügat, s. 1381.

89 Devellioğlu, a.g.e., aynı yer.

90 Öztuna, TMA, II/96-97.

91 Bardakçı, Maragalı Abdülkadir, s. 53.

92 Bardakçı, a.g.e., s. 55,60.

93 Bu kelimenin aslı Yekgâh = Birinci yer, birinci vakit, birinci perde anlamında kullanıldığı için, o devirde Yegâh = Re sesi temel ses olarak ele alınmaktaydı.

94 Not: Buradaki seslerin, tel üzerindeki yerlerini müşahede etmek için bkz. Safiyyu’d-Dîn Abdu’l-Mü’min el-Urmevî’nin Taksimatına Göre Ses Tablosu (Tablo:1).

95 Bardakçı, Maragalı Abdülkadir, s. 53.

96 Kalender, XV. Yüzyılda Mûsikî Kuramı (Nazariyatı) ve Zeynul-Elhân fî İlmit-Telîf vel-Evzân, Ladikli Mehmed Çelebi, Ankara 1982 (Basılmamış Doktora Tezi), s. 47.

97 Kalender, a.g.e, s. 46.

98 Kalender, XV. Yüzyılda Mûsikî Kuramı..., s. 46.

99 Şirvânî, Mecelletun fil-Mûsîka, s. 104.

100 Yusuf b. Nizameddin (Kırşehirli), Kitâbul-Edvâr (Risâle-i Mûsikî), Ankara Cebeci İl Kütüphanesi, no: 131, Makam Faslı, s. 5-6, 20-21.

101 Bardakçı, Maragalı Abdülkadir, s. 64.

102 Şirvânî, Mecelletun fil-Mûsîka, s. 106.

103 Bardakçı, a.g.e., s. 64.

104 Bardakçı, Maragalı Abdulkadir, s. 70-77.

105 Şirvânî, Mecelletun fi’l-Mûsîka, s. 105.

106 Bardakçı, a.g.e, s. 64.

107 Gültekin Oransay, Müzik Tarihi (Yaykur II. Sınıf), Ankara 1976, s. 131.

108 Ruhi Kalender, Türk Din Mûsikîsi Dersleri, Ankara 1983, (Basılmamış ders notları), s. 102. Bardakçı, Maragalı Abdülkadir, s. 81.

109 Kalender, Türk Din Mûsikîsi Dersleri, s. 102 vd.

110 Yalçın Tura, Türk Mûsikîsinin Mes’eleleri, 1. Baskı, Pan Yay., İstanbul, 1988, s. 115.

111 Müzikte standardizasyon konusunda bkz. Mustafa Cahit Atasoy, “Müzikte Standardizasyon”, 1. Müzik Kongresi Bildiriler (14-18 Haziran 1988), Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Yay., Ankara 1988, s. 75-76. Yine aynı konuda Hasan Toraganlı ve Yalçın Tura’nın bildirileri için bkz. aynı eser, s. 78-87.

112 Bkz. Topkapı Sarayı, Sultan Ahmed Ktp., no:3459, vr. 39-40. Şeyh Mahbûb veya Seydî adıyla zikredilen bu şahıs, adı geçen eserinde bir sekizli’deki 24 perde hakkında şöyle söylemektedir:

“... Ve bir düzen dahi vardır ki, 24 perdedir. Bunun gibi düzene, düzen-i muhâlif derler. bu düzende mecmû’u makâmât, âvâzeler ve şu’beler bi-temâmihî bulunur. Tatvîl-i kelâmdan ve riâyet-i edebten ötürü zikrolunmadı. İşbu esrâr-ı hâfiyedendir. Amma şol düzenler kim yukarıda zikrolundu. Bu düzen, onlardan ihrâç olunur. Eğer aklın yari kılarsa fehmedesin kim bu metârih-i ezkiyâdır. Bu düzeni ifşâ etmemeklik üstadlardan vasiyettir. Anınçün zikretmedik”.



Ruhi Kalender, yukarıdaki ifadeleri aynen çalışmasına almış ve bu sözler üzerinde bir yorum yapmıştır. Ona göre, Türk Mûsikîsinde müzikoloji ile ilgili eserlerin az oluşunun nedeni, yukardaki cümlelerin altında yatmaktadır. Mûsikî bilimi, öteden beri ancak ustadan çırağa intikal eden gizli bir fen olarak saklı tutulmuş ve bu sırrı açıklamamak prensibi, ustaların vasiyetine uyularak günümüze kadar sürüp gelen bir kaide olmuştur. Bkz. Kalender, Türk Din Mûsikîsi Dersleri, s. 44-45.

113 Bkz. Hüseyin Sadettin Arel, Türk Mûsikîsi Nazariyatı Dersleri, Haz. Onur Akdoğu, Kültür Bakanlığı Yay., no: 1347, Ankara 1993, s. 33.

114 Suphi Ezgi, Nazari Ameli Türk Mûsikîsi, IV/185, İstanbul Konservatuvarı Yay., İstanbul 1933-1953.

1   2   3   4   5   6   7


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət