Ana səhifə

Ülkemiz için mazisi pek eski olmayan patates, bugün yurdun hemen her yerinde yetiştirilebilmekle beraber özellikle Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Orta Anadolu da daha önemli durumdadır


Yüklə 498 Kb.
səhifə5/7
tarix26.06.2016
ölçüsü498 Kb.
1   2   3   4   5   6   7

Sulama Sistemleri

Patateslerde karık usulü ve yağmurlama usulü sulama yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak,damla sulama gibi daha gelişmiş sistemler şimdiye kadar yaygın bir kullanım alanı bulamamışlardır.

Karık usulü sulamanın yağmurlama sulamaya kıyasla üstünlükleri şunlardır;


  1. Gerekli ilk yatırım masraflarının az olması,

  2. Mildiyö ve Erken Yanıklık hastalıklarına elverişli ortamın yaratılmaması,

  3. Daha yüksek oranda tuz içeren suyun kullanılabilmesi.

Yağmurlama sulamanın olumlu yönleri ise;




  1. Makineleşmeye ,özellikle ilacın ve hasadın makineyle yapılmasına imkan verir,

  2. Su kullanımı etkinliğinin daha yüksek olmasını sağlar,

  3. Tesviyesiz tarlalarda da uygulanabilir,

  4. Su dağılımı genellikle daha düzgün yapılabilir,

  5. Toprak kökenli hastalıkların ve yabancı ot tohumlarının yayılması yönünden daha az risklidir,

  6. Üretim mevsimi sonunda toprakta daha az çatlak,yarık oluşması yumru güvesinden kaçınma ve yumruların yeşillenmesini önleme açısından önemlidir.


Karık Usulü Sulama:
Karık usulü sulamada tarlanın düzgün şekilde tesviye edilmesi önemlidir. Karık uzunluğu ,tarlanın eğimine ve toprak tipine (sürülme hızı ve derinliği) bağımlı olmaktadır. Kısa karıkların bir problem olarak ortaya çıkmadığı ve tarla eğiminin dikkate alınmayacak kadar az olduğu bölgelerde çoğunlukla göllendirme adı verilen karık sistemleri kullanılmaktadır. Aşırı süzülme kayıplarından kaçınmak için karıklar kısa boyda olmalı ve karık içindeki su düzeyi ,sırt yüksekliğinin yaklaşık yarısından fazla olmamalıdır. Burada önemli olan hususlar şunlardır;


  1. Karığın ilk yarısında süzülme nedeniyle oluşan kayıplar,

  2. Karık sonunda dışarı su kaçışı ile oluşan kayıplar,

  3. Sulanan toprağın derinliği.


Yağmurlama Sulama:
Çok sayıda yağmurlama başlığı içeren bu boru sistemi genellikle bir traktör tarafından veya elektrik enerjisiyle çalıştırılan pompa aracılığı ile gerekli suyu temin etmektedir. Yağmurlama başlıklarının kapasitesi ve damlacık büyüklüğü meme çapı ile su basıncına bağlı olarak değişmektedir.

Sulama Sıklığı Ve Su Miktarı

Sulama sıklığı ve sulamada verilecek su miktarı;




  1. Bitkinin gelişmesi,

  2. Toprak tipi ve kök sisteminin derinliği,

  3. Hava şartları gibi faktörlere bağlıdır.

Tuz birikimi olması durumu dışında ,üretim mevsimi sırasında toprağı tarla kapasitesine getirmek için gerekli olan su miktarından fazla miktarda su kesinlikle verilmemelidir.


Dikim ve Yumru Oluşumu Başlangıcı Arasındaki Devre
Dikim için toprağın hazırlandığı sırada toprak kuru ise dikim sonrası yerine genellikle dikimden önce sulama yapılması daha uygundur. Sulama sıklığı ve verilecek suyun miktarı yumrunun dikiminden tam gelişme durumuna gelinceye kadar gelişme dikkate alınarak artırılmalıdır. Çıkıştan önce çok fazla su verilmesi tohumluk yumrunun çürümesine neden olabilirken çıkıştan sonra ve yumru gelişiminden önce aşırı su uygulaması ise kök gelişimini engellemektedir. Bununla birlikte,dikim sırasında sıcaklığın çok yüksek olduğu yerlerde ,sulama aynı zamanda toprak sıcaklığını azaltmak için de yapılabilir. Bu gibi durumlarda,sulama sıklığı daha serin koşullardakine oranla ,daha fazla olmalı,toprak yüzeyi yeterince nemli olarak muhafaza edilmeli,çıkıştan önce ve sonraki birkaç hafta süresince yağmurlama şeklinde uygulanan su miktarı 15-25 mm'den daha fazla olmamalıdır. Karık usulü sulamada da verilecek suyun miktarı sınırlı olmalıdır.
Yumru Oluşumu Başlangıcı Devresi:
Bu devrede bitkilerin bulunduğu sırtın nemli tutulması Adi Uyuz hastalığını kontrol etmede yardımcı olabilmekte ve bitki başına düşen yumru sayısını artırmayı teşvik etmektedir. Bu hususlar isteniyorsa sulama sıklığı artırılmalı fakat verilen su miktarı azaltılmalıdır.
Şişme Devresi:
Yumru gelişme devresi(şişme devresi) sırasında iyi kaliteli,yüksek verimli bir ürün için çok fazla suya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu devrede evapotranspirasyon oranı ,örneğin günde 3 mm gibi düşük ise bitkiler susuzluktan aşırı derecede etkilenmeden faydalı toprak neminin yaklaşık % 50 'sini (ağır topraklarda daha azını) kullanabilir. Evapotranspirasyon oranı yüksek,örneğin günde 7 mm ise ,mevcut suyun tahminen % 30'u kullanılıncaya kadar bitki susuzluğa dayanabilir. Bu duruma göre hava sıcak ve kuru olduğu zaman toprak nemli olduğu hissini verse bile sulamaya başlanılmalıdır. Ağır topraklara oranla hafif topraklarda mevcut suyun daha büyük bir kısmı ,kuru madde oluşumu duraklamadan kullanılabilmektedir. Her sulamada verilen suyun miktarı bitkiler tarafından yararlanılan miktara göre ayarlanmalıdır. Mevcut toprak suyunun bitkiler tarafından yaklaşık % 40-50 oranında kullanıldığı koşullarda ,sulamanın tekrar edilmesi gereklidir. Buna karşılık,toprakta bulunan suyun yalnızca % 30 'unun kullanıldığı koşullarda bitkilerin sulanmasında sulama başına düşen su miktarı daha fazla olmalıdır. Bu durumda genellikle ,20-25 mm'yi geçmeyecek şekilde(20-25 m3/da) su verilmesi zorunludur.

Sulama Zamanının Belirlenmesi

Patates üretiminde sulamanın ne zaman yapılması gerektiğini belirlemede aşağıda verilen kurallar uygulanabilir;




  1. Suyun temin edilebilmesine göre,örneğin haftada bir kez sulamanın yapılması,

  2. Tohumluk yumrunun altındaki toprağın kurumaya başlaması halinde sulamanın yapılması,

  3. Toprak yüzeyindeki evapotranspirasyon değerine bağımlı olarak sulamanın yapılması,

  4. Bir tarlada en az üç yerdeki tansiyometrelerde okunan değer 0.3-0.4 bar, yani 300-400 cm su olduğu zaman sulamanın yapılması.


Sulama Suyunun Kalitesi

Patates bitkileri toprak neminde bulunan tuza karşı duyarlılık göstermektedir. Sulama suyunun aşırı derecede tuz içermesi şu olumsuzluklara neden olabilir;



  1. Kökler tarafından su ve mineral madde alımı azalmakta,

  2. Yüksek oranda klor alınması ile bitkiler zarar görmekte

  3. Yağmurlama sulamada yapraklarda yanıklık görülebilmektedir.


Sulama suyunun müsaade edilen tuz içeriği şu hususlara bağımlıdır;


  1. Tuzların bileşimi:Sodyum klorür; kalsiyum, magnezyum ve potasyum fosfat yada karbonata oranla daha fazla zarar vermektedir.

  2. Sulama sıklığı ve bir sulamada verilen su miktarı:Tuzlu suların,daha geniş aralıklarla ve küçük miktarlarda uygulanması zorunludur.

  3. Toprak tipi:Mil veya tın içeriği yüksek olan topraklarda tuzlu su,kumsal topraklardakine oranla daha zararlı olmaktadır.



4.8.5- Hastalık ve Zararlılarla Mücadele

Patates bitkisi, büyüme ve gelişmesi süresince birçok hastalık ve zararlının etkisine maruz kalmaktadır. Bu etkinin derecesine göre yumru verimi önemli miktarda değişmektedir. Hastalık ve zararlılar ile zamanında ve tekniğine uygun olarak mücadele edildiğinde, meydana gelebilecek zarar önemli derecede azalacağından, verim olumsuz yönde etkilenmeyecektir.



Önemli Patates Zararlıları ve Mücadelesi

a. Patates Böceği (Leptinotarsa decemlineata): Erginleri ve Larvaları, bitkinin yeşil aksamını yiyerek zarar vermektedir. Patates böceği, ergin halinde kışı toprakta geçirir. Böcek yumrularını, yaprağın arka kısmına 12-60' lık gruplar halinde bırakır. 1 ergin dişi, 400 yumurta bırakır. Bu zararlıya karşı zamanında mücadele yapılmadığı taktirde, % 100' e varan oranlarda zarar meydana gelir. Bir dekarlık olanda 4-5 noktada kontrol yapılarak 20 yumurta, larva veya ergin görülmesi durumunda, ilaçlı mücadeleye başlanılmalıdır. Patates böceği ile mücadelede mide ve kontak tesirli ilaçlar kullanılmalıdır. Bu ilaçlara örnek olarak; Karate 5EC, Dursban 4, DecisEC 2.5, Torak, Gusathion 20 EC ve Baythroid verilebilir.

b. Patates Güvesi (Phthorimaea operculella): Patates güvesinin larvaları, yeşil bitkinin yaprak ve saplarına girerek tüneller açarlar. Hasat sırasında, yumrular üzerine bırakılan yumurtalardan çıkan larvalar, yumru üzerinde bulunan gözleri delerek, yumru içerisine girerler; ve kabuk altında tüneller açarak yumruyu tahrip ederler. Yumruda meydana gelen bu zararlar depo içerisinde, ortaya çıkar. Yoğunluğun fazla olması halinde, tarlada da büyük zararlar meydana gelmektedir. Patatesler depolara konmadan önce, depo içerisinde, ortaya çıkar. Yoğunluğun fazla olması halinde, tarlada büyük zararlar meydana gelmektedir. Patatesler depolara konmadan önce, depo içerisi 10 litre suya, 75 gr. Malathion karıştırılarak ilaçlanmalı, yumrular depo içerisine yerleştirildikten sonra da patateslerin üzeri m² ’ye, 10 gr. toz Malathion düşecek şekilde depo içerisi ilaçlanmalıdır.

c. Dana Burnu (Gryllotalpa gryllotalpa L.)

Bitkileri keserek ve yumruları delerek zarar verir. BHC' li ilaçlar kepek ile karıştırılarak tarlaya serpildiğinde, etkili bir mücadele yapılmış olur. Zehirli kepek akşam üzeri ve sulamadan sonra tarlaya serpilirse daha etkili sonuç alınmaktadır.



d. Bozkurtlar (Agrotis spp.) : Toprak altında yumruya zarar verirler. Dikim öncesi, yumrular, Heptaclorlu ilaclar ile ilaçlanmalıdır.

e. Afitler (Myzus persicae): Bitki öz suyunu emerek beslenirler. Bu nedenle; önemli bir virüs hastalığı taşıyıcısıdır. Tohumluk patates, üretim tarlası için büyük tehlike gösterirler. Bu zararlının görülmesi halinde, sistemik insektisitler ile mücadele yapılmalıdır.

Önemli Patates Hastalıkları ve Mücadelesi

a. Virüsler : Tohumla taşınan bir hastalık olup, önemli verim azalmasına neden olurlar. Önemli patates virüs hastalıkları PVA, PVX, PVY, PVS, PVLR ve PVM dir. Virüslere karşı mücadelede en emin yöntem temiz tohumluk kullanılmasıdır. Bu hastalıklara karşı ilaçlı mücadele etkili değildir. Dayanıklı çeşitlerin kullanılması etkili bir mücadele yöntemidir.

b. Altın Nematod Hastalığı (Heterodera rostochiensiswoll.) : Çok tehlikeli bir patates hastalığı olup, hastalık etmeni yumruya veya hastalıklı tarlada kullanılan alet ve ekipmanlarla taşınmaktadır. Bu nedenle tohumluk olarak kullanılacak patates yumruları üzerinde toprak parçası bırakılmamalı, alet ve ekipmanlar yıkanarak çok iyi temizlenmelidirler. Bu hastalık ile bulaşık bitkiler normal gelişme gösteremez, bitkiler küçük ve cılız kalırlar. Bu hastalığa karşı ilaçlı mücadele etkili olmamaktadır. Etkili bir mücadele için; temiz tohumluk ve dayanıklı çeşitler kullanılmalıdır. Ayrıca zorunlu ekim nöbeti uygulanmalıdır. Hastalık ile bulaşık tarlalara, 5-7 yıl süre ile patates dikimi yapılmamalıdır.

c. Mildiyö (Phytophthora infestans) : Yağışlı bölgelerde etkili olan, mantari bir hastalıktır. Hastalık etmeni, bitkinin yeşil aksamına bulaşır ve çok kısa sürede, tüm bitkinin sararıp kurumasına neden olur. Hastalık etmeni, bitkinin yapraklarında küçük, sarı renkli yanıklar halinde lekeler meydana getirir. Bu lekeler incelendiğinde, tıpkı sıcak su ile haşlanmış gibi bir görüntü oluşturur. Hastalıklı yaprakların arka kısımları incelendiğinde kül rengi bir örtünün oluştuğu görülür. Hastalık etmeni %80' in üzerindeki rutubet ve 12-30oC hava sıcaklığı koşullarında etkili olur; ve zarar meydana getirir. Hastalık etmeni, daha sonra bitkiden yumruya ulaşır ve bu şekilde yumruyla taşınır. Mildiyö hastalığına karşı mücadelede, temiz tohumluk kullanımı ve ekim nöbeti uygulaması önemli kültürel yöntemlerdir. Bitkide, hastalık etmenleri ilk görülmeye başladığında ilaçlı mücadeleye başlanılmalı ve ilaçlamaya 7-10 gün ara ile devam edilmelidir. İlaçlamada, organik fungisitler ve bakırlı ilaçlar kullanılmalıdır. Bunlara örnek olarak; Dikotan Z- 78 P.P.Zineb WP, Lirotan 70 WP, Dithane M-22, Hektaneb, Maneb 80 WP., Antracol 70 WP, Polyram M ve Bakır sülfat gösterilebilir.

d. Rhizoctonya (Rhizoctonia solani kühn) : Kök çürüklüğü hastalığıdır. Tohumla taşınır ve tarlaya bulaştırıldığında, topraktan geçebilmektedir. Hastalıklarla bulaşık bitkinin dip kısımlarında kül serpilmiş gibi beyazlıklar görülür ve bitkinin toprak üstü kısımlarında yumrular oluşur. Hastalık etmeni zamanla bitkinin iletim demetlerini tıkayarak bitkinin ölmesine neden olur. Bu durum tarla içerisinde bireysel bitki ölümleriyle açıkça görülür. Hastalık etmeni yumrular üzerinde siyah benekler halinde kendini belli eder. Soğuk bölgelerde çok etkili olur. Yeşil aksamda ilaçla mücadelesi çok azdır. Tohumlar dikim öncesi bazı ilaçlar ile ilaçlanmalıdır. (Tohumluk yumrular etkili maddesi Iprodione olan ilaçlar ile muamele edilmelidir) Rizoctonya ile bulaşık tarlalara dikim yüzlek yapılmalıdır. Mümkünse; ön çimlendirilmiş yumrular kullanılmalıdır.

e. Patates Yumru Kuru Çürüklüğü (Fusarium spp.): Tohumla ve toprakla taşınır. Bitkilerde solgunluk meydana getirir. Fusarium ile bulaşık sağlam görünüşlü yumrular depolandığında, yumruda çürümeler meydana gelir. Bunun için; temiz tohumluk kullanımı, ekim nöbeti uygulanması ve depo ilaçlanması önemli tedbirler olarak önerilmektedir.

f. Bakteri Halka Çürüklüğü (Corynebacterium spedonicum): Yumruda zarar meydana getirir. Tohumla taşınır. Hastalıklı yumrular kesildiğinde, yumru içerisinde halka şeklinde, kahverengi çürükler görülür. Bu hastalıktan korunmak için; temiz tohumluk kullanmak, ekim nöbeti uygulamak gerekir. Çürük tohumlar, depoya konmamalıdır, ilaçlı mücadelesi yoktur.

Bu hastalıkların yanında, Patates uyuzu (Streptomyces scabies), Patates yumru kahverengi çürüklüğü (Pseudomonas solanacearum), Patates solgunluğu (Colletotrichum atramentarium), Patates kök çürüklüğü (Macrophomina phaseoli), Kangren (Phoma sp.), Karabacak (Ervinia phytophthora) Bakteriyel yaş çürüklük (Ervinia carotovora) ve Solgunluk hastalığı (Verticillium spp.) gibi hastalıklarda patatese önemli zararlar vermektedir.



1   2   3   4   5   6   7


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət