Ana səhifə

TahiR ÖNGÜR – Jeoloji Yüksek Mühendisi, tema bilim Kurulu Üyesi


Yüklə 62.5 Kb.
tarix25.06.2016
ölçüsü62.5 Kb.
ÇALDAĞ Nikel Madencilik AŞ’nin SRK Danışmanlık AŞ tarafından hazırlanmış olan Çaldağ Kompleks Madeni (nikel – kobalt – demir) Proje Değişikliği ve Ek Üniteler Projesi Çevresel Etki Değerlendirme Raporu Üzerine Notlar
TAHİR ÖNGÜR – Jeoloji Yüksek Mühendisi, TEMA Bilim Kurulu Üyesi
ÇED Raporu incelendiğinde dikkati çeken olgular aşağıda özetlenmektedir.
Eski Projeye Göre Farklar:

  • Maden ocaklarının boyutlarında bir değişiklik yoktur.

  • Kırma eleme tesisi de aynı olacaktır.

  • Daha önce projede olmayan bir öğütme tesisi projeye eklenmiştir.

  • Sülfürik asit fabrikası, ilk 5 yıllık ilk aşamadan sonra eskisi gibi olacaktır.

  • Cevhere erişmek için kazılarak çıkarılacak olan pasa, eskiden düşünüldüğü gibi ocakların batı yanında depolanacak; ancak bu kez önceden tasarlandığından farklı olarak büyük çoğunluğu daha sonra açık ocaklara doldurulacaktır.

  • Eski projede olmayan bir tank liçi tesisi projeye katılmıştır.

  • Bu yeni projede, eskisinde olan yığın liçi alanı ve işlemi olmayacaktır.

  • Ama bunun yerine bu kez, tank liçinden çıkarılan liç atığı sahanın KD yamaç yukarısında çok büyük bir atık depolama tesisinde depolanacaktır.

  • Demir keki de buraya depolanacaktır.

  • İlk 5 yıllık dönemde Ni ve Co eski projedeki gibi bir kekte tutulup pazarlanacak, 5. Yıldan sonra ise bunlar metal olarak ayrılıp son ürün olarak pazarlanacaktır.

  • Önceki projede 4,5 milyon ton/yıl su tüketilecek iken, bu yeni projede ilk 5 yıl 470.000 ton/yıl, daha sonra 2,500,000 ton/yıl su tüketilecek ve bunun büyük bölümü Turgutlu kenti atık su arıtma sisteminden sağlanacak.

  • İşletmenin kapladığı alanda oldukça sınırlı bir küçülme sağlanacak.



Kaygı Verici Olgular :

  • İlk dönemde yılda 220.000 ton sülfürik asitin her gün 28 tankerle Bandırma’dan Çaldağ’a taşınması

  • 5 yıl sonra başlanacak olan ikinci dönemde de Cevher zenginleştirme atığı nasıl olup ta “tehlikesiz atık” sınıfına girebiliyor, belli değildir.

  • Tüm proje süresince 157,6 milyon ton kazı yapılacak olması

  • Kazıların bir kerede 5,6 ton’a varacak miktarlarda patlayıcı uygulanarak yapılacak olması ve dolgu ve atık depolama yerlerinde oluşacak şevleri tasarlanırken bunun dikkate alınmamış olması

  • Yıllık toplam 650 ton’a varacak patlayıcı kullanılacak olması

  • 170-250-370 m derinliğe ulaşacak olan açık ocakların şevlerinin lateritik killerden oluşan zemin ortamında 20 m yükseklikli basamaklarda 70º, bütününde de 38º’ye kadar eğimli tasarlanmış olması

  • Bunun için laterit gerecine ortalama içsel sürtünme açısı parametresinin 27º seçilmesi

  • Pasa depolama alanında 45 milyon m3’e varacak miktarda pasa biriktirilecek olması

  • Bu alanda sözde duraylılığı sağlamak amacıyla yapılacak seddede kullanılacak malzemenin belli olmaması

  • Atık depolama alanında yapılacak topuk seddesinin de pasa ile yapılacak olması

  • Atık depolama alanında yapılacak seddenin pasa ile yapılacak olması

  • Bu seddenin her yıl yapılacak eklemelerle toplamda 45 milyon ton’a erişecek şekilde yükseltilecek olması

  • Bu seddenin dış yüzündeki şev açısının 18º’den fazla olacak olması

  • Stabilite hesapları yapılırken ocaklardaki gerecin içsel sürtünme açısının 30º ve kohezyonunun 100 kPa ve sedde gerecinin içsel sürtünme açısının 34º ve kohezyonunun 25 kPa alınmış olması

  • Bu yolla hesaplanan güvenlik katsayılarının inandırıcı olmayan bir biçimde yüksek gösterilmiş olması

  • Tank liçi sırasında 1 ton cevher için 710 kg asit tüketilecek olması

  • Liçten çıkan çamurun aşırı asit oluşu nedeni ile pH’ının ilk aşamada 3’e, ikinci aşamada 5’e ve sonunda da 7-8 değerine çıkartılabilmesi için, CaCO3 + H2SO4 + H2O → CaSO4. 2H2O +CO2 tepkimesi uyarınca hep jips üreten ve havaya da karbondioksit salan bir uygulamada olağanüstü miktarda kireç kullanılacak olması

  • Bu uygulamanın salacağı sera gazı miktarının Rapor’da ayrıntılı olarak belirtilmemiş olması

  • İncelenen emisyonlar arasında CO2’in çok sınırlı bir yer tutması

  • Açığa çıkan CO2’nin çözeltiden ayrılırken oluşturacağı kabarcıklar patladıkça havaya asit sisi salacak olup olmadığının tartışılmamış ve bu salgının hesaplanmamış, çevresel etkilerinin de değerlendirilmemiş olması

  • Yapılan kısa bir değerlendirmede 50,2 ton/saat CO2 salımının olacağı (1205 ton/gün ya da 440.000 ton/yıl) sonucuna varılmış olmakla birlikte bunun yöre için öneminin, bu miktar ülkemizde 2011 yılındaki toplam sera gazı üretiminin 1/1000’idir değerlendirmesi ile geçiştirilmeye çalışılmış olması

  • Yılda 1.000.000 tonu bulacak kireçtaşının 42 km uzaktan ve kirecin nedense Torbalı’dan taşınacak olması. Her gün 110 kamyon kireçtaşı ve 8 kamyon kireç taşınacak olması

  • İlk 5 yıl her gün 27 tanker sülfürik asitin Bandırma’dan ve izleyen dönemde her gün 36 tanker kükürtün Aliağa’dan Çaldağ’a taşınacak olması

  • İşletme için 632 ha alanın doğal durumu bozularak geri döndürülemeyecek biçimde tahrip edilecek olması

  • Bu alanın nerede ise %95’inin orman alanı oluşu

  • Yaklaşık 30.000 ağaç kesilecek olması

  • 70,2 milyon ton olacağı belirtilen işlenmiş cevher ve proses atıklarının depolama alanına götürüldüğündeki fiziksel ve kimyasal özelliklerinin ne olacağının yeterince açıklanmamış olması

  • Atıkta sülfat ve Toplam Çözünmüş Katı oranları dışında atığın inert göründüğünün belirtilmesine karşın verilen değerlerin hiç te inandırıcı olmaması. Örneğin, sızma modellemesinde 1650 mg/l sülfat içeriği esas alınmış iken nasıl olmuşsa bu analiz sonuçlarında pH=7,23 olabiliyor. Ortalık asit, ama pH nötr! Doğal toprakta bile As yüksek ama lateritin bunca işlemden geçirilmesinden sonra atıkta izin verilenin onlarca katı altında!

  • Atık karakterizasyon test sonuçlarının raporda yer almaması ve bu bilgilere dayanılarak “Tehlikesiz Atık (2. Sınıf)” nitelemesinin neye dayandırıldığının belli olmaması

  • %25-30 oranında nem içereceği bildirilen bu atıktaki baskın oranda olacağı anlaşılan jipsin (CaSO4) bu yığının asitliğini nasıl etkileyeceği ve zaman içinde bu gerecin pH kontrolünün nasıl sağlanacağının bilinmemesi

  • Bu nitelikteki, %25-30 su içerikli ve birim hacim ağırlığı hemen hemen suyunkine eş 10,8 kN/m3 alınmış olan bu mikronize atığın duraylılık değerlendirmeleri yapılırken İçsel Sürtünme Açısı’nın nasıl olup ta 35,3º alınabildiği

  • 70 milyon tona erişecek olan bu inanılmaz kabullerle güvenli kalacak sanılırken bnu devasa yığın kayarsa, yamaç aşağısındaki yörenin en kalabalık köyü olan Musaçalı Köyü’nde ve daha geniş bir çevrede yaşanacak felaketin sorumlusunun kim olacağı

  • Nitekim ODTÜ’ye yaptırılan model çalışmasında bu yığının yalıtılmış tabanın sızacağını öngördükleri çok sınırlı miktardaki, ama 1650 mg/l sülfat içeren suyun 100 m derindeki YASD’ne erişemeyeceği sonucuna erişmektedirler; ama, bu kadar sülfat içeren suyun bu yığının gözeneklerinde yer aldığını da veri olarak itiraf etmiş olmaktadırlar.

  • Bu arada burada YASD’nin derinde olmasının nedeni birimin dolomitik kireçtaşı olması iken, birimin hidrolik iletkenliğinin lateritinki ile aynı kabul edilmiş olması

  • Ya bu yığın kayıp yamaç aşağı akarsa

  • Bu tank liçi süreci ve tasarlanan izleyen stabilizasyon uygulamaları henüz yalnızca kâğıt üzerinde iken Golders’in filtre edilmiş atık örneğini nereden bulup “drensiz üç eksenli kesme deneyi” yapabildiği ve bu mukavemet parametrelerinin bulunabildiği anlaşılır gibi değil.

  • Belli ki bunlar fiktif, varsayılmış, atılmış!

  • Üstelik “zamanla konsolide olan örnek için” başlangıçtaki dayanım değerinin kabul edildiği söylenirken, kohezyonu olmayan bir gerecin nasıl olup ta konsolide olduğu saçmalığı bile fark edilmez sanılmış.

  • Deprem risk analizini de Golders’in yapmış ve en büyük yer ivmesini kabul edilemez biçimde 1000 yıllık yinelenme süresi için bile 0,44 g olarak bulmuş olması

  • Yılda toplamı 24.000 ton’a varan tam 17 farklı kimyasalın kullanılacak ve artıklarının depolama alanında bırakılacak olması

  • Günde 3030 ton sülfürik asit üretilip tüketilecek olması

  • Bu sırada açığa çıkacak olan 3912 ton basınçlı sıcak buharın eninde sonunda çevreye salınacak olmasından ötürü yörenin mikroikliminin olumsuz etkilenecek olması

  • Bunun ilk projedeki gibi yarısının elektrik üretiminde kullanılmayacak ve tamamının işletmede tüketilecek olması

  • İlk 5 yıllık sürede 7360 m3 LNG yakılacak olması ve bunun çevresel etkileri

  • Bölge topraklarında saptanan yüksek arsenik miktarı yarınki yayılmaları da açıklarmış gibi “bölge topraklarının As yönünden zenginolmasıdır. Arsenik elementinin su kaynaklarına bulaşarak veya başka yollarla ileride bölge halkının sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceği” ifadeleri ile yetinilmesi

  • Sahanın depremselliğinin değerlendirmesinin ne umulmuşsa İngiliz Jeoloji Sörveyi’ne (BGS-İngiliz MTA’sı) yaptırılmış olması

  • Bu beylerin nasıl becerdilerse sahaya 8 km uzaklıktaki Gediz Graben Fayı’nden ötürü 200 yıl içinde anca 0,21 g en büyük yer ivmesi olabileceğini hesaplamış olmaları

  • ODTÜ’ne yaptırılan Hidrojeoloji inceleme raporlarının ÇED Raporu ekinde yer almayışı

  • Bu çalışma kapsamında açılmış olan 14 gözlem kuyusunda yapılan gözlemlere dayanılarak hazırlanan yeraltısuyu tablası haritasının Çampınar ve Musaçalı çevresi ve güneylerinde Ova’da açılmış yüksek verimli sulama kuyularının yararlandığı akiferin büyük ölçüde işletmenin kazıp kurutacağı Çaldağ G yamaçlarından beslendiğini açıkça göstermesi

  • Sahadaki birimlerden en yüksek hidrolik iletkenlik değerlerinin kazılıp kaldırılacak olan lateritlerde belirlenmiş olması

  • Açık ocaklarda yeraltısuyuna erişilecek ve susuzlaştırma gerekecek olduğunun belirlenmesi

  • Kaynaklarda III. sınıf kaliteli olarak belirlenen yeraltısuyunun Gözlem kuyuları ve öteki kuyularda da III. sınıf kaliteli olarak belirlenmiş ve hazırlanan yeraltısuyu modeline göre bu alanda sulama amaçlı yeraltısuyu çekiminin güvenli çekim sınırına erişmiş olmasına karşın, açık ocaklardan önemli miktarda yeraltısuyu çekilip Gediz’e boşaltılacak olması

  • Çekilecek yeraltısuyunun bu model çalışmasına göre en az 6 lt/sn’ye varacak ve buralarda oluşacak YASD düşümlerinin yakındaki sulama kuyularından bazılarını da etkileyecek olması

  • Bu susuzlaştırmanın özellikle G’deki yeraltısuyu akiferinin beslenmesini olumsuz etkileyecek olması

  • URS Australia Pty Ltd tarafından 2003 yılında yapılan çalışmalarla pasa gerecinin asit kaya drenajı (AKD) üretmeyeceği belirlenmiş olmakla birlikte cevher zenginleştirme sürecinde kullanılacak asit ve bunu nötralize etmek için kullanılacak kireçtaşının üreteceği olağanüstü miktarda jipsin %30 kadar nem içeriği olan zenginleştirme atıkları içinde depolanacağı yerlerde bunun kaçınılmaz olacağı

  • Buna karşın atık depolama yerinde böyle bir sürecin olup olmayacağının araştırılmamış olması



Kuşkulu ve İrdelenmesi Gereken Savlar:

  • İstihdamın ilk 5 yıl 150 ve izleyen dönemde de 500 kişi olacağı

  • Nitelikli işgücünün çevre köylüler eğitilerek sağlanacağı

  • Önümüzdeki 20 yılda ülkemizin nikel gereksiniminin 4.000 tondan 30-40.000 tona nasıl çıkacağı

  • Turgutlu Evsel Atık Su Arıtma Tesisinin işletmenin gereksineceği 2.500.000 m3 (günde 6849 m3) suyu, yani İstanbul ya da Ankara’da kişi başı günlük atık suyun iki katı kadar kadar suyu Turgutlu koşullarında nasıl sağlayabileceği

  • 25 yıl boyunca 120.000.000 USD/yıl olacağı belirtilen işletme giderlerinin %40’ının çalışanların brüt maaşına (500 kişi için kişi başına ortalama 8.000 USD/ay ya da 18.000 TL/ay) gideceği!!!

  • Çampınar Köyü’nde yaşanan sellenmelerin yanlış yapılanmanın doğal drenajı bozmasından olduğu



Açıkça Gerçek Dışı Olan Savlar:

  • Çarpan etkisinin (baştan aşağı yanlış olduğu defalarca ıspatlanmış olan Alkin 1992 kaynak gösterilerek) 4 olarak verilmesi

  • Proje sayesinde sağlık, iş güvenliği ve çevre hususlarında bilinçlenmenin artması

  • Yörenin yol, vb altyapısına katkılarının olacağı

  • Daha önce köylerinden göçmüş olanların da yeniden köylerine döneceği

Bu notların ışığında bu ÇED Raporu’nun iyi hazırlandığı, ayrıntılı olduğu; ama hiç güven verici olmadığı kolaylıkla söylenebilir. Bu raporun eleştiriye açık sayısız yönü vardır. Ancak, böylesi bir eleştiri çalışması için ulaşılamayan bazı metinlerin daha elde edilmesi gereklidir.


Örneğin, ÇED Raporu’nun “EKLER” listesinde yer alan ekler bu rapor metni sonunda yer almamaktadır. Özellikle bunlardan

Ek 4: Şev Stabilitesi Analizleri

Ek 5: Malzeme Güvenlik Bilgi Formları

Ek 6: Toprak Kalitesi Raporu

Ek 7: Hidrojeoloji Ekleri

Ek 8: Su Kalitesi Analiz Sonuçları

Ek 9: Meteorolojik Veri

Ek 10: Flora ve Fauna Çalışmaları

Ek 11: Hava Kalitesi Analizleri

Ek 12: Atık Analiz Sonuçları

Ek 13: Akustik Rapor

metinlerine erişilmeden bu ÇED Raporu’nun tutarlılığı ve yeterliliği belli olamaz. Bunların kopyalarının istenmesi ve edinilmesi yerinde olur.


Bunların yanında bu aşama ÇED çalışması için yapılan inceleme sonuçlarını derlediği anlaşılan şu raporlar da ÇED Raporu ekinde yer almamaktadır:

Yazıcıgil, H., Kadıoğlu, Ç.C., Sayıt, A.P., 2013b, “Çaldağ Nikel Madeni Sahası Açık Ocakların Susuzlaştırılması ve Yeraltısularına Olası Etkilerin Değerlendirilmesi”, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Ankara.

Yazıcıgil, H., Yılmaz, K.K., Sayıt, A.P., 2013a, “Çaldağ Nikel Madeni Sahasının Hidrolojik ve Hidrojeolojik Etüd Raporu”, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Ankara.

Golder Associates, 2013a, “Conceptual Design Report for Tailings and Waste Rock Disposal Areas”, Ankara.

Golder Associates, 2013b, “Seismic Hazard Assessment for Engineering Analysis and Design”, Ankara.

Aker Kvarner Australia Pty Ltd., 2005, Caldag Nickel Heap Leach Project Geochemical Characterisation and Assessment of Overburden, Spent Ore and Iron Fitler Cake Material.

Bunların da incelemeye açılmasının istenmesi ve birer kopyasının alınması yerinde olur.


Son olarak, ÇED Rapor metni içinde sözü edilen ve fakat ne “EKLER” listesinde ve ne de sondaki “Notlar ve Kaynaklar” listesinde yer almamakta olan şu belge ve metinlerin de ÇED Raporu’na eklenmesi ve birer kopyasının tarafımıza verilmesinin istenmesi de yerinde olur:

BGS Depremsellik Değerlendirme Raporu

URS Australia Pty Ltd tarafından 2003 hazırlanan AKD değerlendirmesi

TAAT Fizibilite Raporu

Helvacı, C., Gündoğan İ., Oyman, T, Sözbilir, H., Parlak, O., 2013, Çaldağ

(Turgutlu-Manisa) lateritik Ni-Co yatağının jeolojisi, mineralojisi ve jeokimyasal

özellikleri. Dokuz Eylül Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Buca-İzmir,

Çukurova Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Balcalı-Adana. Hacettepe

Üniversitesi Yerbilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Bülteni, Yerbilimleri, 34 (2),

101-132.


Ağartan, E., 2010, Assessment of water supply impacts for a mine site in western

Turkey. M.S. Thesis, Middle East Technical University, Ankara, Turkey.

Ağartan, E., ve Yazıcıgil, H., 2012, Assessment of water supply impacts for a mine

site in western Turkey. Mine Water and Environment, 31, 112 – 128.








Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət