Ana səhifə

T. C. MİLLÎ EĞİTİm bakanliği teftiş Kurulu Başkanlığı Ankara-2006


Yüklə 4.88 Mb.
səhifə55/58
tarix25.06.2016
ölçüsü4.88 Mb.
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   58

11.GENEL HÜKÜMLERE TABİ OLMA


Bekçi'nin genel hükümlere tabi olduğu hk. Sinop ili Devlet Konukevinde Bekçilik görevi yapan sanıkların ifa ettikleri bu hizmetin kamu görevi niteliğini taşımaması nedeniyle TCK'nun 279 uncu maddesi hükmü gereğince T.C.Kanununun uygulanması bakımından memur sayılamayacaklarından haklarında MMHK(4483 sayılı Kanun) uyarınca ceza soruşturması yapılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır. Belirtilen nedenlerle sanıkların haklarında genel hükümlere göre işlem yapılması için karar verilmesine yer olmadığına ve dosyanın yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere yerine geri çevrilmesine 28.1.1997 gününde oybirliği ile karar verildi. D.2.D., E:1995/1352,K:1997/189

 …Lisede, gece bekçisi olarak çalışan sanık; T.C.K..nun tanımladığı memur olmayıp, 279/2. madde ve fıkrasının 2. bendinde yazılı kamu hizmeti yapan hizmetlidir. Bu nedenle, sanığın ancak memur sayılanlar için uygulanabilen görevi savsama suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,yasaya aykırıdır. (4.CD.E: 1996/7915 K: 1996/8882)

 …Öğretmenevi müdür vekili ceza uygulamasında memur sayılmaz: “Öğretmenevi müdür vekili olan sanığın, yaptığı hizmet kamu görevi niteliğinde bulunmadığından T.C.K.’nun 279.Maddesi karşısında memur sayılmaz.(Y.4.C.D. 24.11.1994/ 7439-10167)

Bilirkişilik görevinin adli görev olduğu ve genel hükümlere göre soruşturulacağı hk. CMUK' nun 153/3. maddesinde, kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliyeye müteailik vazife ve işlerde suiistimalleri veyahut ihmal ve terahileri görülen Devlet Memurlarıyla Cumhuriyet Savcılığının şifahi veya yazılı talep ve emirlerini yapmakta suiistimal veya terahileri görülen zabıta amir ve memurları hakkında savcılıkça doğrudan takibatta bulunulacağı belirtilmiş olup, sanıkların üstlerine atılan ''...Büyükşehir Belediye Başkanı ...ile ilgili Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanlığına verdikleri raporda bulundukları unvanları dışında unvan kullanmak'' suçu yukarıda anılan yasada belirtildiği üzere adli görevlerine ilişkin olduğu ve haklarında doğrudan doğruya C. Savcılığınca kovuşturma yapılacağı anlaşılmakla haklarında karar verilmesine yer olmadığına, genel hükümlere göre işlem yapılmak üzere dosyanın yetkili Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesine 10.11.1999 gününde oybirliği ile karar verildi. D.2.D., E:1998/2609, K:1999/2552


12. Disiplin Cezaları

 “Özel kanunların, disiplin suç ve cezalarına ilişkin hükümlerinin uygulana­bilmesi için, memurların eylemlerinin ve bu eyleme verilecek disiplin cezalarının özel yasada tam ve açık olarak tanımlan­ması gerektiği, aksi halde genel kanun olan 657 sayılı Yasa hükümlerine göre iş­lem tesis edilmesi gerektiği, 4357 sayılı yasada ise "bir gün göreve gelmemek" eyleminin tam karşılı­ğının bulunmadığı anlaşıldığından davacı hakkında genel yasa olan 657 sayılı Ya­sa hükümlerine göre işlem tesis edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı (Danıştay 12. Daire E: 2000/958 - K: 2000/4088).

 “Aynı görevde uzun yıllar çalıştığı ve bu nedenle yıpran­dığı gerekçe gösterilerek bir memurun görevden alınması mevzuata ve idare hukuku ilkelerine aykırı bulunduğu (Danıştay 5. Dairesi, E. 1986/714, K. 1987/ 129).

 “657 sayılı Yasanın 125. maddesin­de, cezaların tekerrüründen değil, disip­lin cezalarının verilmesine sebep olun­muş, fiil veya hallerin tekerrüründen bahsedildiğinden, söz konusu fiil ve hal­ler nedeniyle verilen disiplin cezaları affedilmiş olsa bile ilgiliye tekerrür hükümlerinin uygulanması gerekeceği(Danıştay 12. Dairesi, E: 2000/3109 K: 2000/3834).

 “Hastalık iznine ayrılmış bulunan disiplin amirinin uyarma cezası verme yetkisi bulunmadığı (Danıştay 8. Daire E: 1998/2038 - K: 1999/2990; DD:102 Sayfa:491 13.5.1999).

 “Görevinde başarısızlığı yada başkaca bir olumsuzluğu ileri sürülmeyen ve sicilleri de olumlu olan davacının; disiplin cezasına dayanak alınan eylemlerinin ayrıca naklen atama işlemine de gerekçe alınmasının, atama işleminin cezalandırma amacı taşıdığını gösterdiği(Danıştay 5. Daire, 7.4.1999, E:1998/2342 - K:1999/853, DD:103, s. 430).

 “Uyarma ve kınama cezalarının usul ve zamanaşımı yönlerinden hukuka uygun olduğunun saptanmasından sonra, bu cezalara karşı yargı yolunun açık olup olmadığının tartışılması gerektiği (Danıştay Sekizinci Daire, E: 1998/1220 - K: 1999/5359, T:21.10.1999, DD:103, s.756).

 “İlkokul öğretmeni olan davacının, mahalli seçimler öncesinde bir parti üyesi gibi çalışması, mitinglere iştirak etmesi ve siyasi faaliyette bulunması nedeniyle 657 sayılı yasanın 125/D-o maddesi uyarınca bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İl Millî Eğitim Disiplin kurulu kararının onanması (Danıştay 8. Daire E:1995/1174 - K:1996/2812).

 “İlkokul öğretmeni olan davacıya memur eylemine katılarak bir gün göreve gelmemesinden dolayı 4357 sayılı Yasa uyarınca disiplin cezası verilmiş ise de davacının bu eylemi nedeniyle 657 sayılı Yasa uyarınca cezalandırılması gerektiği (Danıştay 8. Daire E: 1997/3035 - K: 1998/3938).

 “Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası disiplin kurulunca verilmesi hükme bağlandığından bir alt ceza uygulama yetkisinin yine aynı kurula ait olduğu, bu cezanın disiplin amirince verilemeyeceği (Danıştay 8.Daire E:1996/4782 - K:1999/714; DD:101 Sayfa:615 25.2.1999).

 “Sanık öğretmenin bölücü PKK’yı övücü konuşmalar yapmak iddiasının, Terörle Mücadele Kanunu’nu ilgilendirdiği ve bu suçun MMHK kapsamına giren suçlardan olmadığı cihetle adı geçenin bu maddeden lüzumu muhakemesi yolunda verilen kararın bozularak karar verilmesine yer olmadığına, ve Terörle M. Kanununa göre sanık hakkında işlem yapılmak üzere dosyanın bu maddelere ilişkin kısmının göre ..... ilinin bağlı bulunduğu ..... DGM Başsavcılığına gönderilmesine… (Danıştay 2. Daire E:1993/812 - K:1993/1041).

 “Soruşturma dosyasının incelenmesinden, sanığın öğretmenlik yaptığı okuldaki öğrencilerine ge­celeri evinde özel ders verdiği ve bu sırada da sınavda çıkması muhtemel soruları üstü kapalı olarak verdiği dosyada mevcut tanık beyanları, diğer bilgi ve belgelerden anlaşıldığından yerinde görülmeyen itirazının reddi ile l . ve 2. maddelerden T.C.K.'nın 261. maddesi uyarınca ... muhakeme­si ( soruşturulması) yolunda verilen yöntem ve yasaya uygun … kararın onanmasına… (Danıştay 2. Daire, E: 1992/194 - K: 1993/835).

 “Yapılan soruşturma neticesinde toplu müracaat ve şikayet etmek suçunu işledikleri sübuta erdiğinden davacının 657 sayılı yasanın 125/C-h maddesi uyarınca brüt aylığından 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla tecziyesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı” (Sivas İdare Mahkemesi, E: 1995/80 - K: 1995/959).

 “Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik Hükümlerini uygulamayıp bu yönetmelik hükümlerini uygulayan kamu görevlisine baskı yapıp tehdit etmenin TCK’ya göre suç oluşturduğu (Danıştay 2. Daire, E:1998/258 - K:1999/2847; DD:103, s 59; 10.12.1999).



Davacının eyleminin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125 inci maddesinin (A) fıkrasının (g) bendine girdiği açık olduğuna göre, aynı eylemin tekerrür durumunda UYARMA cezasının bir derece ağırı olan KINAMA cezasının uygulanması gerekirken iki üst ceza konumunda olan AYLIKTAN KESME cezasıyla davacının tecziye edilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir. Kaldı ki, yukarıda anılan maddede geçen bir derece ağır ceza kavramından, suçun niteliği hangi cezayı gerektiriyorsa bu cezanın bir derece ağırının anlaşılması gerektiği, aksi bir anlayışla cezaların derece derece ağırlaştırılması durumunda, uyarma cezasını gerektiren bir fiilin tekerrürünün memurluktan çıkarma cezasına kadar uzanan bir yolu açmak suretiyle suç ile ceza arasında orantısızlık oluşturacağı, bunun ise disiplin hukukunun özüne aykırı olacağı açıktır (Samsun Nöbetçi İdare Mahkemesi E: 1998/506).

1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   58


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət