Ana səhifə

T. C. MİLLÎ EĞİTİm bakanliği teftiş Kurulu Başkanlığı Ankara-2006


Yüklə 4.88 Mb.
səhifə10/58
tarix25.06.2016
ölçüsü4.88 Mb.
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   58

1.  MEMURLAR   VE   DİĞER   KAMU   GÖREVLİLERİ   HAKKINDA SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMAYA GEÇİLMESİNİ GEREKTİREN DURUMLAR:

Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında;

a) Genel hükümlere göre,

b) 4483 sayılı Kanuna göre,

c) 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ile diğer ceza hükümlü kanunlara göre soruşturma ve kovuşturma yapılabilmektedir.

Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görev mahallinde veya dışında, hatta görevin yapılması sırasında görevden kaynaklanmayan bir suç işlemeleri halinde, bu suçun soruşturma ve kovuşturmasının, 4483 sayılı Kanuna göre yapılması söz konusu değildir.


4483 sayılı Kanunun 1 ve 2. maddeleri uyarınca, bir kamu görevlisi hakkında adli işleme geçilebilmesi, “suçun görevden doğması” şartına bağlıdır. Böyle olunca da 4483 sayılı Kanun, memurlar ve diğer kamu görevlilerini bazı koşullarla farklı bir soruşturma usulüne tabi tutan özel bir yargılama usulü kanunudur.

Ancak bu kanun, memurlara ayrıcalık tanınması amacıyla getirilmiş bir düzenleme olmayıp, kamu görevlerinin düzenli ve verimli bir biçimde yerine getirilme­sini gerçekleştirecek olan memurun, huzurlu ve güvenli bir çalışma ortamı içerisin­de bulunmasını sağlamak amacıyla çıkarılmıştır.

4483 sayılı Kanunun memur ve kamu görevlilerine uygulanabilmesi için üç şartın bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlar da;

1) Kişinin memur olması,

2) Bu memurun suç işlemesi,

3) Suçun görev sebebiyle işlenmesi,

hususlarıdır.

Görev sırasında işlenen, ancak görevden doğmayan suçları işleyen memur hakkında herhangi bir vatandaş gibi umumi hükümlere göre kovuşturma yapılması anılan yasa ile getirilen yeni bir düzenlemedir.

Memurun, umumi hükümlere tabi suçları dolayısıyla hakkında idari soruştur­ma yapılması tamamen ayrı bir hukuk alanının konusudur.

2. ÖN İNCELEME İŞLEMLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ VE ÖN İNCELEME RAPORUNUN DÜZENLENMESİ:

Hakkın korunması adaleti yaratmış olup, adalet de hukuk kuralları ile sağlanmaktadır. Adlî nitelikteki işlemlerde hukuk kurallarına ve yasalara dayalı bir çalışma yapılma­sı, dava ve cezanın sükûtu ile disiplin cezası verme yetkisi yönünden zaman aşımı­nın gözetilmesi ve önerilen tekliflerin belirlenen suçlara uygunluğu hususunda çok titiz davranılması gerekmektedir.



a) Evrak İncelenmesi, Delil Toplanması ve Değerlendirilmesi:

Adli nitelikte bulunan bir konu ile ilgili olarak ön inceleme işlemini yürütmek üzere görevlendirilen kişinin, ön inceleme emrini dikkatle irdeleyerek çalışmalarını ne şekilde yürüteceği hususunda bir hazırlık yapması gerekir. Ön inceleme emrinde yer alan iddialar arasında soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar var ise CMK’nın 158., TCK’nın 73. maddelerinde belirtilen hususlara uyulup uyulmadığı, bu suçların 4483 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığı, iddia konuları hakkında ma­hallen işlem yapılıp yapılmadığı hususları araştırılmalıdır.

Ön inceleme ile görevlendirilenlerin, çalışmaları sırasında resmi veya özel kuru­luşlardan gerekli gördükleri her türlü belgenin onaylı örneklerini veya bunların herhan­gi bir yolsuzluğun kanıtları olmaları durumunda asıllarını alma, tanık davet etme, uzman görüşüne başvurma, yemin verdirme gibi yetkileri mevcuttur. Bu yetki, 4483 sayılı Kanunun 6. maddesinde; “Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa (Ceza Muhakemesi Kanununa) göre işlem yapabilirler; ...” şeklinde hükme bağlanmış, böylece ön inceleme ile görevlendirilenlere CMK’ya göre ha­reket edebilecekleri de belirtilmek suretiyle bir bakıma görev ve yetki yönünden esneklik ve genişlik sağlanmıştır.

Nitekim Danıştay 1. Dairesinin E. :2000/29-K.:2000159 sayılı kararında;

...ön incelemeyle görevli kişi, CMUK’un (CMK’ nın) kamu davasının hazırlanmasına iliş­kin hükümleri çerçevesinde Cumhuriyet Başsavcısının yapmakla yetkili olduğu iş­leri yapabilmek, sanığın lehine olanlar da dahil, olayı aydınlatabilecek delilleri, bilgi ve belgeleri toplayarak, tanık ve sanık ifadelerini alacak, gerektiğinde keşif yapacak ve bilirkişi incelemesi yaptıracaktır” denilerek bu husus teyit edilmektedir.
Ancak, “657 sayılı Kanunun 137. ve devamı maddelerinde düzenlenen gö­revden uzaklaştırma tedbirinin idari bir işlem olduğu, ön inceleme ile görevli kişi­lerin 138. maddede gösterilen kimselerden olmamaları durumunda bu kişilerin görevden uzaklaştırma kararını vermeye yetkilerinin bulunmadığı” da işaret edil­mektedir.

Ön incelemeci tarafından asılları alınan belgelerin onaylı birer örneğinin dos­yalarında saklanmak üzere ilgili daire ve kurumlara verilmesi zorunludur. İlgili bel­gelerin incelediğini ve bir usulsüzlük tespit edilmediğini veya olayda bazı yönlerden usulsüzlük bulunduğunu beyan ederek belgeleri eklemeden dosyanın tanzim edilme­si doğru değildir. Bu konuda görevlinin yetkisi, delilleri toplayıp işlemleri tamam­ladıktan sonra düzenleyeceği raporda kendi görünüşünü belirtmekten ibarettir.

Delil niteliğinde sağlanan belgeler ile alınan ifadeler, yapılacak değerlendirmelere dayanak teşkil etmeli, ulaşılan sonuç tutarlı ve mantıklı olmalıdır.

b) İfadelerin Alınması:

Ön inceleme sırasında, yasal bir zorunluluk bulunmamakla birlikte şikayetçi, muhbir, tanık ve hakkında ön inceleme yapılan kişi sıralaması içerisinde ifadelerin alınması en uygun yöntemdir. İfadelerin alınması sırasında, şikayetçi, muhbir, tanık veya zanlıya hüviyetle­ri ile ilgili sorular yöneltilmeli, iş ve oturma adresleri belirlenmelidir.

İfadeleri alınan kişilerin bir araya gelmelerini önlemek için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Şikayetçi veya muhbire, hüviyetleri ile ilgili sorular dışında ihbar veya şika­yet dilekçesindeki imzanın kendisine ait olup olmadığı, ihbar veya şikayetinin neler­den ibaret bulunduğu veya kimlere karşı olduğu, ihbar veya şikayetini ne gibi delil­lerle kanıtlayabileceği ve benzeri sorular yöneltilmelidir.

Tanıklara, hüviyet tespiti yapılıp, tanıklığına mani bir halinin bulunmadığı anlaşıldıktan ve usulünce (CMK md:54,55) yemin verdirildikten sonra, iddialara ilişkin sorular yöneltilmeli, ifadesinin söylediklerinin aynısı olduğu hususu da belirtilip tutanak birlikte imzalanmalıdır.

Birden çok suç konusunu içeren ön incelemelerde, her suç konusuna bir mad­de numarası verilmesi ya da iddianın tutanağa yazılarak sorulması görevliye kolaylık sağlayacaktır. Bir konu hakkında tanığa bildikleri sorulup anlattıkları tutanağa geçirildikten sonra diğer maddeye geçilmesi, hem tanığın olaylar hakkında bildiklerinin sağlıklı bir biçimde yansıtmasını, hem de işlemin belirli bir düzen içinde yürütülmesini sağlayacaktır.

Hakkında ön inceleme yapılan kişinin, hüviyet tespitinden sonra, ifadesinin sanık sıfatı ile değil “hakkında ön inceleme yapılan” sıfatı ile alınması, CMK’nın 147. ve 149-156. maddeleri uyarınca; müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceğinin hatırlatılması ve hakkında ön inceleme yapılanlara yemin ettirilmemesi gerekmektedir. Ön inceleme yapılan

kişinin müdafi bulundurmak istemesi ve buna imkanının bulunmaması durumunda soruşturmacı/ön incelemeci tarafından soruşturmanın yapıldığı yerin baro başkanlığından müdafi talep edilir. Müdafi seçebilecek durumda ise bu husus tutanak altına alınmak suretiyle kendisine makul bir süre verilerek ifade esnasında müdafi bulundurabilmesi sağlanır.

Ancak, CMK’nın 150. maddesine göre, şüpheli veya sanık onsekiz yaşını doldurmamış ya da sağır veya dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede malûl olur ve bir müdafii de bulunmazsa istemi aranmaksızın usulünce (CMK md:156) bir müdafi görevlendirilir.

İfade tutanağı; muhakkik, ifade veren ile hazır olan müdafi tarafından okunarak birlikte imza altına alınır. Müdafiin kimliği ve vekaletnamesinin olup olmadığı muhakkik/ön incelemeci tarafından araştırılması uygun olacaktır.

Hakkında ön inceleme yapılan kişinin kimliği saptanır. Kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür. Kişiye hakkındaki suçlamaların neler olduğu belirtilir. Yöneltilen soruları cevaplandırıp cevaplandır­mamak hakkında ön inceleme yapılana / şüpheliye / sanığa ait bir husustur. Cevap vermekten çekinmesi halinde durum, yazılı olarak kayda alınır. Sorulara karşılık alınması halinde, cevapların paragraflara yer verilmeksizin, satır atlamaksızın tutanağa aynen geçirilmesine ve “başka bir diye­ceğinin olup olmadığı”nın sorulmasına özen gösterilir. Zanlının isminin altına ‘Sanık’ yazmak yerine ‘Hakkında Ön İnceleme Yapılan’ şeklinde bir ifadenin yazılması tercih edilmelidir. İfade tutanakları, ifadesi alınan kişilerce imzalanmak istenmemesi halinde nedenleri, müşahitlerle birlikte tutanak altına alınır.

c) Sonuç Çıkarma:

Ön incelemeci, konu ile ilgili yeter sayıda tanık ifadesi aldıktan, gerekli bel­geleri derledikten, konunun açıklık ve kesinlik kazandığı hususunda bir kanaate ulaştıktan sonra, bilgi, belge ve diğer kanıtları sistemli bir şe­kilde değerlendirip, hakkında ön inceleme yapılan kişinin sorumluluğu konusunda tüm bulgulardan hareketle oluşan sonuca göre, “... hakkında soruşturma izni verilmesinin uygun olacağı” veya “… hakkında soruşturma izni verilmemesinin uygun olacağı” şeklinde bir görüş belirtmelidir.



d) Belgelerin Tasnifi:

Ön inceleme kapsamında bulunan iddialarla ilgili gerekli inceleme tamamlandıktan, olay ve iddiaların doğruluğunu veya gerçek olmadığını ortaya koyabilecek tüm belge, kanıt ve ifadeler toplandıktan sonra, bunların düzenlenecek raporda, in­celeme konuları bölümündeki sıra dahilinde değerlendirilip tasnif edilerek dosyalanması gerekir. Belgelerin tasnifinde, genellikle görevlendirme emri ve varsa ekleri, şikayetçi, muhbir, tanıklar ve ön inceleme yapılan kişiye ait ifade tutanakları, iddia konuları ile il­gili olarak toplanmış belgeler şeklinde bir sıralamanın yapılması yerinde görülmektedir. Belgelerin, dizi pusulasındaki sıra nu­maraları doğrultusunda numara verilerek sağ üst köşeleri mühürlenip paraflanma­lıdır.



e) Ön İnceleme Raporunun Yazılmasında Dikkat Edilecek Hususlar:

Ön inceleme onayında kişi veya kişiler hakkında ileri sürülen iddiaların, doğrulanıp doğrulanmadığı dikkate alınmak suretiyle, soruşturma izni verilip veril­memesi yönünde bir teklife yer verilmesi esastır. İddiaların adlî yönden doğrulanması durumunda, belge suretleri biri disiplin raporunda kullanılmak üzere üç örnek olarak alınmalıdır.

Adlî nitelik taşımadığı anlaşılan bir fiilin ortaya çıkması durumunda ise disiplin hukuku yönünden işlem tesis edilmesi gereği unutulmamalıdır.

Ön inceleme işlemleri sırasında; 3628, 5816, 4926, 1402, 3713, 2935 sayılı Kanunlar ile diğer bazı kanunlarda yer alan ve genel hükümlere göre soruşturulması ve kovuşturulması gereken eylemlerin ortaya çıkması durumunda, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması ve ayrı­ca konunun disiplin soruşturmasına tabi tutularak rapora bağlanması esastır. Bu ra­pora suç duyurusu yazısının bir örneği de eklenmelidir.

4483 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca, aynı suça ortaklığı bulunan memurlar­dan; astın üste, memur olmayanın memura tabi olarak aynı mahkemede yargılanmaları gerektiğinden, zanlılara yöneltilen iddialar arasında eylem beraberliği bulunması halinde ay­nı raporda teklif getirilmelidir. 24 Ocak 2000 tarihli Danıştay 2. Dairesi Heyeti İlke Kararında, suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda, müşterek suç isnadı altın­daki bazı kişilerin yargılanmaktan bağışık tutulmalarının söz konusu olamayacağı, iştirakçilerden birisi hakkında soruşturma izninin verilmesi veya verilmemesi yolunda Danıştay kararı verilmiş ise, diğer iştirakçiler hakkında farklı bir yol izlenemeye­ceği belirtilmektedir.

Ön inceleme raporlarında, idari, disiplin ve varsa mali tekliflere yer verilme­meli, bu konuda verilmiş olan veya sonradan alınacak soruşturma onayına dayalı ola­rak ayrı rapor düzenlenmelidir.

Ön inceleme raporları iki örnek ekli dosya ve bir örnek eksiz olmak üzere üç örnek hazırlanmalıdır.

Ayrıca ön inceleme raporunun şekil yönünden de eksiksiz olması bakımından usule uygun bir rapor kapağı düzenlenmesi, raporun ve dizi pusulasının düzgün bir ifade ile silintisiz ve kazıntısız şekilde yazılmış olması, tarih, sayı, imza eksikleri bulunmaması, dizi pusulasındaki sıra numaraları ile rapor yazımındaki açıklamalar arasında bağlantı kurulması, raporun ve dizi pusulasının son sayfaları hariç tüm sayfalarının düzenleyenler tarafından parafe edil­mesi, raporun ve dizi pusulasının son sayfalarında yer alan isim ve unvanların üstü­nün imzalanmış olması, ifade tutanaklarında ilgililerin paraf ve imzalarının bulunması, raporda ve eklerinde dikkat edilecek hususlardandır.



f) Ön İnceleme Raporunun Bölümleri:

4483 sayılı Kanuna göre yapılacak ön incelemelerden sonra, olayın özetini ve sonucunu kapsayan bir ön inceleme raporu düzenlenir. Bu raporda muhbir, müşteki, tanık ve hakkında ön inceleme yapılan kişilere ait bilgilerin, isnat olu­nan suçların, leh ve aleyhteki delillerin, suç unsurlarının oluşup oluşmadığının belli bir sıra dahilinde tahlili yapılarak, ön incelemecinin görüş ve kanaati belirtilmelidir.

4483 sayılı Kanunda ön inceleme raporunun yazım şekli konusunda bir düzenleme bulun­mamakla beraber, bu rapor da idari (disiplin) soruşturma raporunun yazım şekline benzer şekilde, hatta daha ayrıntılı ana ve alt bölümler içerecek şekilde yazılabilir. “Ön İnce­leme Raporu” başlığı ile görevi veren mercie bir yazı ekinde sunulmalıdır.

Ön inceleme raporunun aşağıda belirtilen bölümlerden oluşması, ön incelemeci yönünden yazım kolaylığı sağlayabileceği gibi, karar verecek yetkili mercie ve soruşturma ve kovuşturma aşamalarında da ilgili mercilere konuyu bütün halinde irdeleme ve değerlendirmede kolaylık sağlayacaktır.

I. GİRİŞ

II. İHBARCI VE ŞİKAYETÇİ

III. YETKİLİ MERCİİN ÖĞRENME TARİHİ

IV. SUÇ YERİ VE TARİHİ

V.  HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPILANLAR

VI.  ÖN İNCELEMENİN KONUSU

VII. YAPILAN ÖN İNCELEME ÇALIŞMALARI

VIII. BİLGİ, BELGE VE İFADELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

IX.  SONUÇ, KANAAT VE TEKLİF

Ön incelemeci / soruşturmacı; raporunda, yukarıdaki sıralamayı gözeterek alt bölümler açabilir, bazı bölüm başlıklarını benzeri ifadelerle tanımlayabilir.



Giriş bölümünde; ön inceleme emrini veren veya talep eden yetkili merciin onay veya yazıları, ön incelemeciyi görevlendiren makamın onayı ve görevlendirme emirleri, hangi kurum ve kuruluşun memur ve diğer kamu görevlileri hakkında ön inceleme yapılacağına dair kısa bir açıklama ve ön inceleme çalışmaları sürecine (işe başlama-bitirme tarihlerine) yer verilmelidir.

İhbarcı ve şikayetçi bölümünde; muhbir veya şikayetçinin adı-soyadı, kimliği ve adresi gibi bilgilere yer verilmelidir. Muhbir veya şikayetçi yoksa, konu denetim, inceleme gibi çalışmalar sonucunda veya doğrudan ilgili veya yetkili merciler tarafından gündeme getirilmiş ise “kamu hukuku” yazılmalıdır.

Yetkili merciin öğrenme tarihi bölümünde; hakkında ön inceleme yapılan memur ve diğer kamu görevlilerinin ön inceleme yapılacak eylemlerinin yetkili merci tarafından öğrenildiği tarih yazılmalıdır.

(Açıklama: Ulusal yayın yapan gazete, dergi ve televizyonlardaki haberlerden öğrenilme durumunda yayımın yapıldığı gün; ihbar ve şikayet dilekçelerinden/tutanaklarından öğrenilme durumunda bu belgelerin yetkili merciin görevli olduğu kurumun genel evrakında kayıt numarası aldığı gün; genel denetim raporları veya Cumhuriyet başsavcılığı yazılarıyla veya diğer mercilerin/makamların yazılarıyla/duyurularıyla öğrenildiğinde, bu rapor ve yazıların yetkili merciin kurum kayıtlarına girdiği gün öğrenilme tarihi olarak alınmalıdır.)



Suç yeri ve tarihi bölümüne; suçun işlendiği yer ve tarihi yazılmalıdır.

Hakkında ön inceleme yapılanlar bölümünde; haklarında ön inceleme yapılanların açık kimlikleri, suç tarihi itibariyle görev unvanları, adresleri mutlaka yazılmalıdır. Ayrıca, halen yürüttükleri görevleri veya emekli olup olmadıkları, yaşayıp yaşamadıkları gibi bilgilerde yazılabilir.

Ön incelemenin konusu bölümünde; yetkili merciin ön inceleme emrinde/onayında yer alan ve ön inceleme yapılması istenilen konular/id­dialar aynen yazılmalıdır.

Yapılan ön inceleme çalışmaları bölümünde; ön inceleme konuları ile ilgili olarak yapılan çalışmalar (incelenen ve alınan belgeler, elde edilen bilgiler, varsa ihbar edenin, varsa müştekinin, tanıkların ve haklarında ön inceleme yapılan memurların ve diğer kamu görevlilerinin ifadeleri ya da ifade muhtevasını içerecek şekilde ifade özetleri, konulara yönelik ilgili mevzuatın neler olduğu) alt bölümler, maddeler halinde açıklanmalıdır.

Bilgi, belge ve ifadelerin değerlendirilmesi bölümünde; ön inceleme konularının 4483 sayılı Kanun kapsamında bir eylem/suç olup olmadığı, suçun unsurları itibariyle oluşup oluşmadığı hususları, alınan ifadelerden, incelenen belgelerden ve elde edilen bilgilerden

ortaya çıkan veriler esas alınarak ilgili mevzuata göre maddeler halinde irdelenmeli ve değerlendirilmelidir. Ulaşılan so­nuçlardan söz edilerek, oluşan suç var ise niteliği açıklığa kavuşturulmalı, “soruşturma izni verilmesi” gerektiği “görüş ve kanaat” içerisinde belirtilmelidir. Suçun tüm unsurları itibariyle oluşmadığı sonucuna ulaşılmış ise “soruşturma izni verilmemesi” gerektiği belirtilmelidir.

Başlangıçta eylemin suç niteliğinde gözükmesine rağmen, yapılan ön inceleme sonunda ceza hukuku dışında mesleki yönden yasaklı bir fiil olduğunun anlaşılması ya da hakkında ön inceleme yapılana yöneltilen suçun gerçek olmadığının ortaya çıkması halinde, iddia edilen hususun adli işlem gerektiren bir suç niteliğinde bulunmadığı, mesleki yönden yasak­lı bir davranış olduğunun ortaya çıktığı belirtilerek, soruşturma izni verilmesini gerektirir bir durum olmadığı “görüş ve kanaat” içerisinde belirtilmelidir.

Sonuç, kanaat ve teklif bölümünde; önceki bölümde yapılan açıklamalar ve ortaya konulan görüş ve kanaatler esas alınarak, haklarında ön inceleme yapılanların, ön inceleme konuları bağlamında, TCK ve diğer ceza hükümlü kanunlar yönünden suçlarının oluşup oluşmadığı “ulaşılan sonuç, görüş ve kanaat” olarak ortaya konulmalıdır. Kesin ve açık bir anlatımla, haklarında ön inceleme yapılanlar hakkında ileri sürülen suçlardan hangilerinin kesinlik kazanıp kazanmadığı, hangi eylemlerle ilgili olduğu belirtilerek; yetkili merciin, hangi görevliler hakkında, “soruşturma izni verilmesi kararı” ya da “soruşturma izni verilmemesi kararı” almasının uygun olaca­ğı “teklifler” halinde ifadelendirilmelidir.

Haklarında ön inceleme yapılanlara yönelik varsa idarî, malî ve disiplin teklifle­rine ise ayrıca düzenlenecek idarî (disiplin) soruşturma raporunda yer verilmelidir.

Ön inceleme emrinde, anılan madde ile getirilen 15 günlük ek sürenin kulla­nılmasına yönelik bir ibareye yer verilmesi, ek süre istemine yönelik muhtemel yazışmaları önleyecek bir husus olarak görülmektedir. Danıştay 1 .Dairesinin 2000/29-59 sayılı kararında, “...izin vermeye yetkili merci sürenin aşılması halinde dahi olumlu veya olumsuz bir karar vermek zorundadır” denilmek suretiyle işleme ay­rıca açıklık getirilmektedir.

Ayrıca, Makam Onayına dayalı olarak yapılan bir inceleme-soruşturma sırasında 4483 sayılı Kanun kapsamında bir eylemin ortaya çıkması halinde, soruşturmacı tarafından toplanan bilgi ve belgelere dayalı olarak değerlendirme yapılarak, ön inceleme iznini verecek makama, ilgili hakkında “… 4483 sayılı Kanun kapsamında ön inceleme yapılmasının yerinde olacağı” şeklinde suç duyurusunda bulunulmalıdır. Suç Duyurusu Raporuna, ‘ra­por kapağı’ düzenlenmeli ve ‘dizi pusulası’ ilgili belgelerin varsa asılları yoksa tasdikli örnekleri ile birlikte eklenmelidir.



g) Ön İnceleme Raporunun İlgili Makama sunulması:

Ön inceleme raporu; 4483 sayılı Kanunun 7. maddesi ile getirilen süre ve ek süre (30+15 gün) dikkate alınmak suretiyle en seri biçimde tamamlanmalı, ikisi belgeli olmak üzere asgari üç nüsha olarak düzenlenmelidir. Rapora ‘ön inceleme ra­por kapağı’ ve ‘dizi pusulası’ eklenmelidir.

Ön inceleme raporunun, ön inceleme emrini/onayını veren yetkili mercie sunulması esastır.

Ön inceleme emrini/onayını veren yetkili merciin vali olduğu durumlarda, eğer karar alacak yetkili merci kaymakam ise, valiye tevdi edilen ön inceleme raporunun valilik tarafından kaymakamlığa gönderilmesi gerekmektedir.

Bakanlık Müfettişlerince hazırlanan ön inceleme raporları; ön inceme emri/onayı yetkili merci olarak Bakanlık Makamınca verilmiş ise Bakana sunulmak üzere, ön inceleme yapılmasını diğer yetkili merciler (en üst idari amir/müsteşar, vali, kaymakam) talep etmiş ise bu mercilere tevdi edilmek üzere Teftiş Kurulu Başkanlığına sunulmalıdır. Acil ve gerekli durumlarda, Başkanlığın bilgisi dahilinde, ön inceleme raporlarının doğrudan yetkili mercie sunulması da mümkündür.

Ön inceleme çalışmasının her aşamasında gizliliğe gerekli özen gösterilmeli, alınan ifadelerin örnekleri sahiplerine verilmemelidir.



F) TANIKLIK:

Gerek adlî, gerekse idarî işlemlerde, olayın aydınlığa kavuşturulması bakımından, tanık ifadeleri büyük önem taşır. Yürütülen inceleme ve soruşturmalarda, konu hakkında bilgisi bulunan kişi­ler belirlenerek, gördüklerini ve duyduklarını belirtmeleri bakımından tanıklıklarına başvurulması, yasal bir gerekliliktir.

Tanıklık, adaletin tecellisine imkan verme, haklı ve haksızın belirlenerek ger­çeğin ortaya çıkması bakımlarından kutsaldır. İncelemecinin-soruşturmacının, ön incelemecinin bu durumu dikkate ala­rak yeterli sayıda tanık dinlemek ve gerektiğinde görevinin önemini tanığa da bizzat hissettirerek işlemlerini sağlıklı şekilde sonuçlandırması gerekir.

1. Tanıkların Çağrılması:

Tanıkların çağrılması ile ilgili hususlar CMK’nın 43 ve 44. maddelerin­de esasa bağlanmıştır.

İnceleme/soruşturma konusu olayla ilgili bilgileri olduğu dikkate alınarak dinlenilmesine gerek duyulan kişilere, önceden ya doğrudan doğruya kendilerine ya da dairelerinin amirleri vasıtasıyla bir konuda görüşülmek istendiği ve hangi saatte nerede hazır bulunmaları gerektiği duyurulur.

Tanığın gelmemesi durumunda, CMK’nın 43. maddesi uyarınca tanığın “çağrı kağıdı” ile çağrılması ve gelmemenin sonuçları çağrı kağıdında gösterilerek ya görevlendirilen bir memur aracılığı ya da iadeli taahhütlü ol­mak kaydıyla posta aracılığı ile de gönderilir. Karar yazısında bu yoldan getirilmenin nedenleri gösterilir ve bunlara çağrı kâğıdı ile gelen tanıklar hakkındaki işlem uygulanır. Bu çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, çağrı kâğıdına bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz.

Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir Bu durum bir tutanakla tespit edildikten sonra, resmi yazı ile gereği için bizzat soruşturmacı tarafından o yerin mülki amirine veya bilgisi dahilinde emniyet müdürlüğüne verilerek tanığın getiril­mesi sağlanır.

2. Tanıklıktan Çekinme Halleri ve Yemin:

Tanıklıktan çekinme halleri, CMK’ nın 45-51. maddelerinde düzenlen­miştir. 4483 sayılı Kanun ile hazırlık soruşturmasının Cumhuriyet Başsavcılık­larınca yapılacağının hükme bağlandığı, bu nedenle müfettiş ve incelemecilerin es­kiden kullanabildikleri Cumhuriyet Savcısının bazı yetkilerini kullanamayacakları açıktır. Ancak aynı yasanın 6. maddesinde ön inceleme ile görevlendirilen elemanla­rın, bakanlık müfettişi ve kendilerini görevlendiren merciin tüm yetkilerini kullana­bilecekleri ve CMK’ nın hükümlerinden yararlanabilecekleri de belirtilmektedir.

Ön inceleme ve idari soruşturmalarda da şüpheli veya sanığın nişanlısı, evlilik bağı kalmasa bile karısı veya kocası, şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu, şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları, şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanların tanıklıktan çekinme taleplerine uyulması uygun olacaktır. Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez. Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler. Ayrıca, Meslekleri ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları da şunlardır: a) Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgiler. b) Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler. c) Malî işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri bilgiler. (a) bendinde belirtilenler dışında kalan kişiler, ilgilinin rızasının varlığı halinde, tanıklıktan çekinemez.

Bir suç olgusuna ilişkin bilgiler, Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz. Açıklanması, Devletin dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki bilgiler, Devlet sırrı sayılır. Tanıklık konusu bilgilerin Devlet sırrı niteliğini taşıması halinde; tanık, sadece mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından zâbıt kâtibi dahi olmaksızın dinlenir. Hâkim veya mahkeme başkanı, daha sonra, bu tanık açıklamalarından, sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgileri tutanağa kaydettirir. Bu madde hükmü, hapis cezasının alt sınırı beş yıl veya daha fazla olan suçlarla ilgili olarak uygulanır.

Tanık, kendisini veya CMK’nın 45. maddenin birinci fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir.

Dinlenme sırasında onbeş yaşını doldurmamış olanlar, ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar, soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar ise yeminsiz dinlenir.

Olayların netleşmesi, gerçeğin somut olarak ortaya çıkmasını temin için CMK’nın 54-57. madde hükümleri uyarınca, tanıklara yemin verdirilir.

1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   58


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət