Ana səhifə

T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi


Yüklə 1.07 Mb.
səhifə3/12
tarix26.06.2016
ölçüsü1.07 Mb.
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12
Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Tanık Talip Doğan Karlıbel yeniden huzura alındı.

Soru sorma işlemine devam olundu.

Mahkeme Başkanı: "Buyurun. Kemal Bey sorularınız çok uzun oluyor ve dünden beri de devam ediyor. Lütfen kısa olsun ve cevapları kısa olsun. Zamandan tasarruf edelim. Bir an evvel sonuçlansın. Buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Uyum sağlayacağım efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani sorun oradan kaynaklanıyor efendim aslında.”

Mahkeme Başkanı: "Evet, yani sizin biraz önce okuduğunuz sayfayı yarım sayfa civarındaydı.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ben de. Bir iki tane evet öyle oldu efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Kısa şey özüyle sorun. Tanıkta kısa cevap versin buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkan, iddia makamı olarak da bir talebimiz var. Yaptığı açıklamalarda yönlendirici ve baskı altına alıcı şekilde oluyor.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşte sizin yüzünüzden tutuklandım. Yani kendisi Ocak ayında tutuklanmış. Tanık Haziran ayında ifade vermiş. Yani 6 ay sonra ifade vermiş. Efendim, işte savcılık 1 yıl boyunca bu yazışmaları yapmamış, işte soruşturma yürütmüş şeklinde beyanları oldu. Soruşturma 11 Haziran 2008 tarihinde ifadesi alınmış tanığın ve 10 Temmuz 2008 tarihinde de biz iddianameyi teslim etmişiz. Yani bir öyle 1 yıllık gibi bir süre de söz konusu değil. Böyle yanıltıcı, yönlendirici sorular olmazsa Başkanım, daha iyi olur.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey yorumlarınızı daha sonra yaparsınız.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam.”

Mahkeme Başkanı: "Somut bilgi ve duyumu varsa onu soralım tanığa.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yalnız tabi efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Lütfen hemen soruya geçelim lütfen. Soruya geçelim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tabi. Sayın savcımın fikirlerine katılmıyorum efendim yalnız onu belirteyim.”

Mahkeme Başkanı: "Lütfen efendim tartışmayalım. Buyurun, buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki, şahsıma gönder… duyuluyor mu efendim ses?”

Mahkeme Başkanı: "Duyuluyor buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şahsıma gönderildiği iddia ettiğiniz bu 25.000 Avro hangi tarihte gönderilmiş, bu konuda bir bilginiz var mı?”

Mahkeme Başkanı: "Bir defada mı gönderildi birkaç defada mı gönderildi?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tarihi soruyorum önce efendim.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tarihini bilmiyorum. İfadelerimde varsa vardır. 1 defada veya birkaç kerede gönderildiğini de tam olarak bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ama toplu bir paranın geldiğine dair Almanya’daki bilgi kaynağımdan bilgi aldım efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki. Söz konusu bu paranın ne zaman gönderildiğini sormadınız mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “İçeriğine girmedim efendim ben.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama gazete bilgilerinizde şöyle bir içerik var. Bakın diyorsunuz ki, çünkü o bağlantılı birbiriyle. Yenişafak gazetesinde şöyle bir cümle kullanmışsınız yani Taraf gazetesinden alınmış bir haber. Tarafta da aynı cümle var. Kemal Kerinçsiz de aynı Günther Dechert gibi Türkiye’de suç işleyenleri savunmaktadır. Tabi, bir avukat elbette suç işleyeni savunacak kimi savunacak? Yani mesleğim gereği ama siz bunu hangi maksatla söylediniz? Çünkü bu bağdaştırmışsınız 25.000 Avroyu bu suç işleyeni o sırada da ifade verdiğiniz sırada da ben Muzaffer Tekin’in ve Ergün Poyraz’ın avukatlığını yapıyorum. Bu bağlantı içerisinde mi bunu söylediniz bu beyanı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim burada kastettiğim konu şuydu, kısa ve öz şekilde. Almanya’da 8 Türkün ve 1 Yunanlının öldürülmesi vakasında 2 intihar olayından sonra tutuklanan 3. ve 4. şahısların da bu aşırı sağcı avukat oluşumu Almanya’da olan yani kapatılanın dışında yine öyle oluşumlar var da legal illegal şekilde. Onlarda müvekkillerinin derhal serbest bırakılmalarını istemişlerdi. Benim kastettiğim konu şuydu, siz o sıralar sayın rah… toprağı bol olsun diyeyim rahmetli demeyeyim Hrant Dink cinayetini veya Hrant Dink vakasında bir hukukçu olarak Hrant Dink’in söylediği ve 301. maddeden yargılandığı konulardan dolayı ciddi ithamlarda bulunmuştunuz ki, o zaman kendi müvekkilleriniz için Sayın Muzaffer Tekin Bey ve öbür beyefendi için yapılan ithamlara karşı da sanki bunun bir karalama veya dezenformasyon çalışması olduğuna dair ifadeler kullanmıştınız. Benim orada kast etmek istediğim konu oydu efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani bir şey anlayamadım efendim şimdi.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yani suçu.”

Mahkeme Başkanı: "Sorunuzu sorun. Sorunuzu sorun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim ben açmış olduğum davalarımda açıklama açısından efendim bu soruyu yine soru yok.”

Mahkeme Başkanı: "Açıklamanızı daha sonra yaparsınız. Tanıkları, tanıkların beyanları dinlendikten sonra.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam soru, tamam efendim soru olarak soruyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Açıklamalarınızı sonra yapın lütfen soru.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim soru olarak soruyorum. Söz konusu benim davalarımda ben müdahil vekiliyim. Bakın, müdahil vekili olmak farklı, sizin Yenişafak gazetesinde sanıkları savunuyor bak sanık farklı. Ama tam o dönemde de ben sanık avukatlığı yapıyorum. Tam söyleyebilir misiniz bu hangi sanıkları ben bu para karşılığında savunmuşum?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu para karşılığında mı?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bilginiz var mı evet 25.000 Avro karşılığında sanıkları savunuyor demişsiniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayır, ben sizi bir dakika, o ifademe bir bakayım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Avukat masrafı olarak bu para gönderildi, demişsiniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bir dakika.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Suç işleyenleri savunma karşılığında.”

Mahkeme Başkanı: "Talip Bey Kemal Kerinçsiz’e niçin para gönderildi… niçin.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hangi suç işleyenleri ben savunmuşum efendim sorduğum soru.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim. Niçin gönderildiğini biliyor musunuz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Pardon öyle bir kelime kullanmamışım ben.”

Mahkeme Başkanı: "Bu bahsettiğiniz paranın niçin gönderildiğini biliyor musunuz Kemal Kerinçsiz’e?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim?”

Mahkeme Başkanı: "İfadeniz savcılık ifadenizde diyorsunuz ki Kemal Kerinçsiz’e şu kadar miktar para gönderildi.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Niçin gönderildiğini biliyor musunuz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Niçin gönderdiğini bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Bilmiyorsunuz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ama avukat masrafı için diye bir ibraz yok ki efendim, burada böyle bir kelime yok.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun. Tamam buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim bakın,”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Savcılık ifademde yok efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yenişafak gazetesinde kendi haberini teyit etti, şöyle diyor efendim. Kemal Kerinçsiz aynen Günther Dechert gibi Türkiye’de suç işleyenleri savunduğu, hemen arkasında da efendim şeyde Taraf gazetesinde de bunun bir avukat masrafı olarak gönderildiği 25.000 Avronun açıkça sizin ifadeniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hah şimdi şunu belirtmek isterim. Dava genel olduğu için efendim mesela Sayın Sevgi Hanımla ilgili beyefendi de Alman kiliseler birliğinin böyle bir iddiası var mı yok mu gibi şimdi onunla ilgili de bir şey getirdim. Siz genel çaplı sırf Sayın Muzaffer Tekin Bey değil, bu Hrant Dink davasında olsun Türklüğe hakaret dava...”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim sanık olarak diyorsunuz ama bakın.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika, bir dakika efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Suç işleyen sanıkları savunmak için.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Kim bu suç işleyen sanıklar, isim lütfen söyleyin?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Suç şimdi benim kastettiğim sizin ve size isnat edilen suçlardan dolayı aynı Almanya’da yargılanan, aynı Almanya’da yargılanan ve şu an resmi şekilde de ortaya çıkan Almanya’daki oluşumun, Almanya’daki oluşumun avukatlarına nasıl bazı aşırı sağ gruplu partiler ve parti başkanları parasal yardım yaptıysa bu şahısların mahkeme huzurunda Almanya’da savunmaların yapılabilmesi ve avukat masraflarının karşılaşması için benim kastettiğim konu ideolojik bağlantısı olduğunuz yurtdışındaki Almanya bağlantılı grupların size bu amaçla para verdiğidir. Yani benim kastetmek istediğim konu o. Yani siz.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama somut bir bilginiz yok, somut bir kişi ismi yok değil mi efendim?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi efendim sayın.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Söyleyin bana somut olarak deyin ki, şu sanığın davasını savunmak amacıyla diyebilir misiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Somut bir şey diyemem efendim. Evet, somut bir şey diyemem. Ama siz o sıralar Sayın Muzaffer Tekin’in avukatlığını yapıyordunuz. Sayın Muzaffer Beyde Danıştay saldırısından dolayı gözaltına alınmıştı. Sonra serbest bırakılmıştı. Ama bu davanın.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bunu kastetmiş olabilir misiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bilmiyorum, yok onu onu değil. Çünkü o sıralar o şey kısa daha ortalıkta detaylar yoktu, bu konuyla ilgili bunu kastetmiş olamam, sanmıyorum. Başka bir şey olabilir efendim, hatırlamıyorum yani.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yine aynı haberde efendim yine Yenişafak’ta şahıslar avukat olmalarına rağmen hukuk dışı metotlarla delil toplamaktadır demişsiniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Neyi kastettiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hukuk dışı delil toplamak.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hukuk dışı delil toplama, kastetmem şuydu; Almanya’da da bunu sık sık yaşadım, aşırı sağcı avukatların yani çok davalar açılmıştı bana da orada bu Nazilerle ilgili. Ben size mesela çok ilginç şekilde Hrant Dink’in 301. maddeden dolayı yargılandığı Şişli 2 Asliye Ceza Mahkemesinde.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim delil toplamaktan bahsediyoruz delil.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayır ben şimdi siz delil yaratıyorsunuz. Yani siz şöyle delil yaratıyorsunuz; ben mesela o gün o duruşmadaydım o gün o duruşmadaydım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Siz her yerdesiniz ben eminim (1 kelime anlaşılamadı) olmayan hiçbir yerde yoksunuz.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey lütfen.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben o gün o duruşmadaydım 30 kişinin, 30 kişinin Hrant Dink’in abisine saldırarak, küfürler ederek, tahrik ederek sonra sen Ermeni bozması burası Türkiye dediğini ben biliyorum, orada çok ciddi tahrikler oldu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tabi canım siz mutlaka oradasınızdır eminim, sizin olmadığınız hiçbir şey yok.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben oradaydım efendim ben oradaydım çünkü demokratik görüşlü bir Türk olduğum için buradaydım. Ben oradaydım ve onu gördüm, sizin tahrikleriniz orada 50 kişi…”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki mademki siz. Size bir şey, size bir şey söyleyeyim. Mademki oradaydınız bir suç işlediğini gördünüz ki; sanık tarafında en az 30, 40 avukatı var.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “40 avukat vardı orada.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sizler varsınız, adliye var neden Cumhuriyet savcısının kapısını çalıp da efendim şu insan şunu yapıyor, bu insan bunu yapıyor diye küçücük bir şikayette bulunmadınız, bakın Dünya kadar polis vardı. Bir polise gidip de efendim bu şu suçu işledi demediniz, neden şikayetçi olmadınız tek bir şikayet? Yapmayın.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim siz çok iyi biliyorsunuz avukat olarak sizinde belirli bir dokunulmazlığınız var.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim soru sordunuz cevabını alın, bekleyin, bir dakika.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yani ben şimdi basın (1 kelime anlaşılamadı).”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Kemal Bey saldırmadı.”

Mahkeme Başkanı: "Lütfen.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben Kemal Bey saldırdı demedim. Kemal Bey’in tahrikleriyle 20, 30 avukat oradaydı onun dışında da 20, 30 kişi oradaydı, dışarıda da 150, 200 kişi vardı ben kimle geldim oraya size söyleyeyim? Alman Yeşiller Partisi şu an ki genel başkanı Cem Özdemir’le geldim. Cem Özdemir benim çocukluk arkadaşımdır, Ozan Ceyhun da dahil olmak üzere. Cem Özdemir o zaman Yeşiller Partisinin genel başkanı değildi, gözlemci olarak o mahkemeye gelmişti, ben de o gün o mahkemedeydim. Ben orada neler yaşandığını gördüm sizin tahrikleriniz ve orada neler olabileceğini de düşündüm.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki neden yapmadınız bir suç duyurusu?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim suç duyurusu…”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “O kadar avukat var, siz varsınız, aydın insanlarsınız, solcularsınız. Çünkü solcu insan.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi beyefendi adliyenin.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hakkını, hukukunu koruyabilecek kapasitede olan insanlar olarak bilinir.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hakkımızı hukukumuzu koruyoruz, bir adliyenin içinde olan.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Poliste var. Neden yapmadınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bir suçla ilgili benim suç duyurusu yapmam, biraz (1 kelime anlaşılmadı).”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Her şey şifahi ama bakın.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şifahi değil.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam efendim cevabını verdi, buyurun, başka sorunuzu alalım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Her şey şifahi. Efendim şeyi kaybet… yani buna cevap vermedi, somut olarak ben hangi delili toplamışım?”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Kerinçsiz’in hukuk dışı yollardan delil topladığına dair bir bilginiz var mı?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Somut olarak söyleyebilir misiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hrant Dink davasında Kemal Kerinçsiz Bey mahkeme duruşmasında ve duruşma dışında milleti tahrik ederek Hrant Dink’in abisine saldırttırarak sen Türklüğe karşı suç işliyorsun diye suç duyurusu yaptırttırmıştır efendim, kastettiğim konu budur.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim bunlar tamamen gerçekdışı beyanlar.”

Mahkeme Başkanı: "Onun dışında başka bir bilginiz var mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok efendim yok.”

Mahkeme Başkanı: "Yok dedi buyurun Kemal Bey başka soru sorun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hayır bu ama bu soru.”

Mahkeme Başkanı: "Lütfen efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam peki bunu kastetmiş öyle diyelim peki. Efendim sorum şu; söz konusu yine aynı ifade de şunu diyorsunuz. Bakın net bir şekilde 25 bin avro avukatlık masrafı, 25 bin avro avukatlık masrafı. Bir dava ismi söyleyebilir misiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Söyleyemem efendim bilmiyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Söyleyemezsiniz peki.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu danışmanlık da olur, avukatlık masrafı da olur.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Size 19.01.2012 tarihli duruşmada, ifade tutanağında belirtilen bilgileri şahsım hakkında 2006 yılının sonunda da geldiğini söylediniz bu ifade tutanağınızda belirttiğiniz bilgileri. Size sorduğum bu bilgiler, savcılığa sunduğunuz bilgiler olduğunu söylediniz tamamının. Tamamını da savcılığa anlattım dediniz. 2007 Ekim ayında çıkardığınız bu Alman gizli örgütünün Türkiye’deki operasyonları kitabında yapılan yardımlar konusuna neden yazmadınız, neden değinmediniz? Bakın 2006 yılı sonunda ediniyorsunuz, 2007 Ekim ayında kitap çıkartıyorsunuz ama hiç bu bilgiler yok. Neden?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi o kitapları da getirdim ben buraya hepsini (1 kelime anlaşılamadı) ilk çıkan Alman derin devleti.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Onu bırakın efendim ben net bir sorum lütfen. Kısa ve öz neden?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yazmadım, önemli bulmadığım için herhalde yazmadım efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama önemli buldunuz Sayın savcıma gittiniz, ifade verdiniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben Sayın savcıma gitmedim ben savcılık tarafından.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Önemli buldunuz, bütün basına verdiniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim ben savcılık tarafından davet edildim, bir vatandaş olarak da gittim, bildiklerimi anlattım efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bütün gazetelere de verdiniz, önemli buldunuz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “İfade tutanaklarımla ilgili bazı bir gazetenin istihbarat müdürüne bir bilgi sızmış, sonra da benim beyanımı bu konuyla istedi. Ben de açık açık ne ifade verdiğimi beyan ettim efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yenişafak gazetesine de aynı şekilde yazmışsınız.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yazmış demeyin, bakın şimdi yazılmış bir konu yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama önemli bulmuşsunuz bunları.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu bir o bir haber, haber olarak yayınlanacaktı internet sitesinde yayınlanmış o kadar.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama önemli bulmuşsunuz yazmışsınız oraya Avukat Kemal Kerinçsiz hakkında şu, şu bilgiler diye.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey bu konuda dün beyanda bulundu Yenişafak’ta nasıl röportaj çıktığı konusunda beyanda bulundu başka sorular sorun. Lütfen zamanı tasarruflu kullanın bakın dünden beri devam ediyorsunuz, lütfen başka soru soracaklarda var.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ben de, ben de imkan nispetinde öyle kullanıyorum efendim. Tamam efendim ben de imkan nispetinde tasarruflu kullanıyorum. Şöyle Yenişafak Gazetesinde yine yazınız; Kemal Kerinçsiz NPD Partisinin eski genel başkanıyla mail ortamıyla görüşerek onu Almanya’daki ufuk mücadelelerinde başarılarını dile getirmektedir. Bu ifade size ait.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu ifade bana ait efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Nereden bunu temin ettiniz böyle?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu ifadeyi ben Almanya’daki bilgi kaynağımdan aldım, bilgiye istinaden söyledim. Çünkü şöyle söyleyeyim; Avrupa’da 1995, 96’dan sonra oluşan nasıl sosyalist enternasyonal adlı bir oluşum varsa aşırı faşist grupların ve partilerin müşterek şekilde çalıştığı. Mesela Fransa’da Lepin, İtalya’da Liganort, Almanya’da Defauenperi, Rusya’da Şironovski gibi oluşumların bir araya gelerek antisemitizm ve ırkçılığa karşı kendi memleketleri içinde ırkçılığa ve azınlığa karşı mücadelede; çok ciddi şekilde istişareler yaptı ve finansal karşılıklı şekilde destek sağladıklarını.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim bu soruyu bu cevabı uzatmayalım gereksiz yere bakın ben net bir şekilde sordum. Dediniz ki bu ifade bana ait; bu ifadeyi size ait olabilmesi için bunu bizzat böyle bir mail varsa, yazışma varsa veya görüşme varsa tanık olmuş olmanız lazım. Nereden temin ettiniz, bizzat gördünüz mü ne yaptınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben efendim sizin o süreçteki bir hukukçu olarak tutumunuzu ben sık sık Yeniçağ Televizyonunda izliyordum sizin beyanlarınızı filan çok ciddi şekilde takip ediyordum ve size açık açık söyleyeyim. Bir sosyal demokrat veya bir sol görüşlü bir kişi olarak sizin, sizin siyasi görüşünüzü bir Lepen veya bir Alman Defau veya bir Emperye Partisinin genel başkanı gibi görüyordum. Çünkü çok ciddi bir ırkçı tavırlarınız vardı, örtülü şekilde.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim ben, bu soru.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Benim kişisel görüşüm bu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Benim bu sorum değil bakın bana hakaret ediyor sizler müdahale etmiyorsunuz Değerli Başkanım.

Mahkeme Başkanı: “Sadece bildiğinizi anlatın. Sadece bildiğinizi anlatın.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayhay.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ben mi müdahale edeyim? Lütfen.

Mahkeme Başkanı: “Yani hakaret anlamına gelecek şeyler söylemeyin.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Soruyu tekrarlar mı efendim?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bir kişiye ırkçı demek hakarettir.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Yani yorumlarınızı, yorumlarınızı. Bir dakika efendim Kemal Bey yorumlarınız kendinize bırakın.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayhay efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Görgü bilginizi anlatın. Hareket anlamına gelecek şeyler söylemeyin.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Somut olarak.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bak bugüne kadar ben bir tek.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bu konu daha önceden, bu konu Kemal Bey bu konu daha önceden soruldu.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Soruldu evet ben de.”

Mahkeme Başkanı: “Kaynağının Almanya’dan olduğunu söyledi.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet efendim evet.”

Mahkeme Başkanı: “Bu şekilde geldiğini e-maili görmediğini söyledi.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “(1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Başka soru soralım lütfen uzatmayalım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim dünkü konusunda tanık acaba dedi ki benim haberlerim konusunda herhangi bir cevap ve düzeltme hakkınızı kullandınız mı? Tekzip ettiniz mi veya dava açtınız mı diye. Ben söz konusu tekzipleri ve dava dosyalarımı zaten mahkeme dosyasına sundum. Bunları tek tek belirtmiyorum, Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesinde hali hazırda temyiz aşamasında olan davalar.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tekzipler, cevap ve düzeltme hakları bunu burada sadece ifade etmekle yetiniyorum. Efendim Türk Ortodoks Kilisesinin Alman Kiliseler Birliğiyle ilişkilerini dün sordum, sizde dediniz ki; evet dediniz 2004, 2005, 2006 yılı raporlarından bunları okudum ve gözlemledim dediniz. Kitabınızın arkasında da bu kaynak bilgiler var. Bu ilişkiler konusunda, 2007 yılı Ekim ayında yayınladığınız Alman Gizli Servisler isimli kitabınızda bu raporların hepsini kaynakça olarak veriyorsunuz. Yani bu kitabı yazdığınız sırada siz Türk Ortodoks Kilisesiyle, Alman Kiliseler Birliğinin raporlarda yer alacak nitelikte bir ilişkisinin varlığına vakıfsınız öyle beyan ettiniz. Kitabınızda Alman Kiliseler Birliğinin de Alman derin devletinin bir parçası olarak görüyorsunuz ve bunu da şiddetle eleştiriyorsunuz. Bu durumda Türk Ortodoks Kilisesiyle Alman Kiliseler Birliğinin iddianıza göre hangi düzeyde ilişkisi olursa olsun, tasvip etmiyorsunuz. Ama şu kitabınızda 37. sayfasını açarsanız kitabınızın Gizli Operasyonlar 37. sayfasında Türk Ortodoks Kilisesi ve Sevgi Erenerol hakkında son derece güzel cümleler kullanmışsınız ve adeta.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim soruyu net olarak sorun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim onu soruyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Yani çok açıklayıcı, açıklayıcı beyanlarda bulunuyorsunuz.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Methiyeler methiyeler yayınlamışsınız, bu bir çelişki değil midir? Mademki Alman derin devletinin bir parçası olan kiliseler birliğiyle ilişkili olduğunu iddia ettiğiniz kişi hakkında bu methiyeleri 37. sayfada 2007 yılının 10. ayında neden yapıyorsunuz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu çelişkiyi izahat eder misiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim hep pozitif bir şey yazılmaz, şimdi negatifi de yazılır. Şurada şöyle bir açıklamayı beyan etmek istiyorum, Alman Kiliseler Birliğinin yaptığı. Çok ilginç şekilde ulusalcı ve Atatürkçü iması vermek isteyen bazı kişilerin nasıl bir örgütle çalıştığını ve nasıl bir açıklama yaptığını, ben size 15 Eylül 1998 günü Katolik Kilisesi bağlı Ningen akademisyeninin çağrısı üzerine verdiği İslam’ın Avrupa için önemi konferansında şöyle demiştir diyor. Sorun Atatürk’ün bir paşa veya fermanı yarattığı yapay bir ürün Türk devleti ve Türk ulusudur. Sorun Kemalizm ve Kemalizm’in ulusçuluk ve laikle ileridir. Sorun uyduruk zorlama ve yapay Türk ulusudur, böyle bir ulus yoktur. Olmadığını Türkiye’de yaşayan Kürt, Türk, Müslüman laik, Alevi devlet çatışmalarında görmekteyiz. Bu uyduruk ulusu Atatürk nasıl kurdu? Önce Ermenileri yok etti. Sonrada Rumları, Kürtleri meşhur güne kadar neden yok etmediler? Bilinmez. Şimdi bu kelimeleri kullanan bir kiliseler birliğinden bahsediyoruz biz efendim, çok önemli. Kiliseler birliğinin öyle fazla ilgilendiğimiz olmadı da, kiliselerin içinde de belirli şekilde ayrımlar vardır, Evangilikler, Katolikler, Ortodokslar. Şimdi Sevgi Hanımın yaptığı negatif şeyleri yazabilirdim, ama pozitif şeyleri de yazmak mecburiyetindeyim. Yani objektifliğin kitap, bir kitap yazdığınız zaman konunun içinde objektifliğine baktığınız zaman sırf negatif bir şey değil, pozitif bir şeyde yazabilirsiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu bir çelişki değildir efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yine kitabınızın 174. sayfasında şöyle bir şey demişsiniz, çok ağır bir beyan. Bütün bu ulusalcı cepheler yeri geldiğinde kendi çıkarları için dış istihbarat birimleriyle işbirliğine gitmek istemişlerdir. Hepsi çıkar amaçlı örgüt üyeleridir.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ve hiçbir siyasi ideolojileri yoktur. Cep ideolojisi onlar için önde gelen unsurdur. PKK örgütüyle hiçbir farkları yoktur aslında, demişsiniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu ifadenin ve beyanların…”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi bu ifadem.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bir dakika, bir dakika efendim.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Makul ve sağduyulu düşünceler olmadığı izahı gerektirmeyecek ölçüde açıktır. Çünkü bütün ulusalcı insanları bu şekilde suçlamışsınız. Ancak bu görüşün sözde Ergenekon iddianamelerindeki görüşlerin benzeri olduğu ve paralellik olduğunu anlaşıyoruz. Çünkü Ergenekon iddianamesinde de PKK bir noktada ulusalcıların güya sözde kurmuş olduğu, Ergenekon örgütünün bir yan örgütü olarak gösterilmeye çalışıyor. Sizinde bu görüşünüz bununla çakışıyor. Siz bu kitabı Ümraniye Operasyonu sonrası, yani sözde Ergenekon operasyonundan hemen önce 2, 3 ay öncesine yazmışsınız. Size bu kitabı birileri mi yazdırdı, belli bir maksadı var mıydı, belli bir amacı, sizin bir belli bir amacınız var mıydı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayır birileri yazdırmamıştır, bu kitabın içeriğine gelince de kastettiğim konu Beyefendi şimdi 174. sayfa diyor da, İstanbul Cumhuriyet Savcılığının Sayın Semih Tufan Gülaltay’a karşı açtığı çete davası konusunda Sayın Semih Tufan Gülaltay’ın bir parti kurarak o partinin çevresindeki hiyerarşiyle ulusalcılık adında çıkar amaçlı bir suç örgütü, çek, senet tahsilatı, milletin zorla paralarını aldığına dair iddialar var. Şimdi bu Sayın Semih Tufan Gülaltay’ın iddianamesinde de içerikte de. Benim ulusalcı kavramınla zatıalilerinin ulusalcı kavramı değiştiktir. Çünkü ben ulusalcı kelimesinde şunu anlıyorum, dünde ibraz ettim. Ulusalcılık, yani milliyetçi ulusalcılık demek totaliter faşizmin bir alt kademesidir. Bunu dün de zikrettim, çok önemli benim kastettiğim konu buydu. Bu sayfada da zaten Sayın Semih Tufan Gülaltay’la ilgili iddialarla ilgili yani Sayın İstanbul Cumhuriyet Savcımızın kendisine karşı çete davasında hazırladığı iddianamenin içeriğinde olan konulara, çünkü bu kitap 2007’de basılmıştı hatırladığıma göre. Evet 2007’de basılmıştı. Sayın Semih Tufan Gülaltay da o sıralarda ya sıralarda gözaltına alınmıştı ya 2006’da gözaltına alınmı… basından da çok ciddi iddialar geliyordu. Yani kendisinin bir parti kurarak o parti himayesi altında illegal faaliyetler sürdürdüğü efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sayın Başkanım teşekkür ediyorum, sorularım bu kadar.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Buyurun.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı. “Kısa bir soru olacak galiba. Dün tek soru dediniz.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Ara verilim o zaman.”

Saatin 12:14 olduğu görüldü.


1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət