Ana səhifə

T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi


Yüklə 1.07 Mb.
səhifə12/12
tarix26.06.2016
ölçüsü1.07 Mb.
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu haberle ilgili Veli Bey’de cevaplayabilir.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ben cevaplarım efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu haberle ilgili olarak herhangi bir tekzibiniz olmuş mudur bu gazeteye?”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Efendim ben avukatı olarak cevap vermek istiyorum. Şimdi efendim tekzip bir haktır, kullanılması zorunlu değildir. Veli Küçük hakkında yayınlanan gazete haberlerine ilişkin bizim maddi, fiziki olarak her birine yetişmemiz, her biri hakkında tekzip yayınlamamız, her biri hakkında suç duyurusunda bulunmamız, her biri hakkında tazminat davası açmamız fiziki olarak imkansız, çünkü ben tek başıma çalışıyorum. Bazılarını seçiyorum bazılarını. Çoğunlukla da mahkemeden eğer bu konu araştırılıyorsa Talip Doğan Karlıbel olayında olduğu gibi onun hakkında da yapmadım şimdi yapacağım. Vakit Gazetesinde bu haberini takip ediyorum, belgenin asılları gelemedi, ondan sonra gerekli işlemi yapacağım. Yani bizim fiziki olarak bu hakkımızı dediğim gibi imkansızlıklar nedeniyle maalesef kullanamıyoruz.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani bu haberi imkansızlık nedeniyle tekzip edemediniz.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdilik şimdilik şimdilik hukuki yollara başvurmadım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “2009’daki bir haberi, evet herhangi bir yola başvurmadınız.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tekzip etmediğim gibi çünkü ben buna yetişemiyorum, yetişemiyorum bu bir haktır ben buna yetişemediğim için kullanmadım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Hablemitoğlu sizin arkadaşınız dediniz değil mi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Arkadaşım değil, benim kuzenimin eşi çocukluk arkadaşı olur rahmetliyle de 2002 yılında askerliğimi Ankara’da yaparken Mart ayında tanışmıştım Alman vakıfları ve Bergama dosyası çıktıktan sonra kitabı efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir teşriki mesainiz oldu mu, fikir alışverişi, konuşma vesair?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet Mart ayında olmuştu kendisiyle teşriki mesaimiz öldürüldükten sonra da biz kitabımızı yazdıktan sonra Profesör Doktor Şengül Hablemitoğlu’yla 2006 yılında üniversitede Ankara'da görüşmüştüm efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ümit Sayın’la tanışıyorsunuz değil mi?

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ümit Sayın’ı 1, 2 kere görmüşlüğüm var efendim. Bir dayımın ofisinde gördüm bir de yayınevinde 1, 2 kere görmüşlüğüm var.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ümit Sayın’ın iddianameye konu olan delil klasörlerinde geçen Hablemitoğlu’yla ilgili belli beyanları var.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Hem de Habmit bunun Hablemitoğlu olduğunu kendisi açıkladı.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hı hı biliyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Habmit satıyor. Hablemit Özgür’e bana kırgınlığını ve durumu iletmiş. Halbuki suçlu kendisi, yazdığım son derece yakala, iki yüzlü maille ileri ile yaptığım son logları ekledim. Belki gerçekten Fethullah’tan para sızdırmak isteyen bir palavracı, belki de sızdırdı genkur bunun mutlaka farkına vardı. Herifi sıkıştırdılar. KTB’nin Kemalist Türk Birliği KTB’nin ben olduğunu herkese açıklıyor diye devam ediyor, Habmit’e son derece Masonca bir b, o, k yazdım. Habmit tamamen bizim tarihimizden silinmek zorunda. Bu adam tam bir pislik farklı gruplarla oynayarak farklı güçler ve çıkarlar sağlıyor. Bunun Tantan’da farkında Adnan ve Aydınlık’ta, Kemal Alemdaroğlu’da. Habmit kötü durumda, yakında içeri alınabilir çok sıkıştı başka olayları var, şimdi destek arıyor KTB’den destek kaybettiğini ve hiçbir şeyi orada yayınlatamayacağını anladı. Ayrıca Kork ve 23’e güvenemeyeceğini anladı. Bir solucan ve yumuşakça, ama onlar ezilir, hem de çok kolay. Habmit korkuyor, Habmit gidici, 1 yıla kadar belki de iyi olur bir solucan ayıklanır gitsin bence de. Siz Ümit Sayın’la muhatap olduğunuzda Hablemitoğlu’yla alakalı bu düşünceleri çerçevesinde herhangi bir sohbetiniz oldu mu? Burada size de okudum, bu sorular kendisine de.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi Ümit.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir dakika. Kendisine de sorulmuş bu sorular, bu MSN görüşmeleri konusunda beyanlarda bulunmuş. Hablemitoğlu’yla Ümit Sayın arasındaki ilişki konusunda sizin herhangi bir bilginiz var mıdır?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “O bilgilerle bilgim yok ben Şengül Hanımdan aldığım bilgileri size zikredeyim Profesör Doktor Şengül Hablemitoğlu. O sıralar Ümit Bey tutuklanmış mıydı valla bilmiyorum daha tutuklanmamışta olabilir. Yani Ümit Bey’in rahmetli Necip’le Necip Hablemitoğlu’yla bir iki kere görüştüğünü, kendisinin paranoyak bir hasta olduğunu rahmetli Necip Hablemitoğlu dile getiriyormuş. Ama şeyle, Ümit Sayın Beyle bu konularda ben görüşmedim. Yani ben Ümit Beyle değişik konular üzerine görüşmüştüm yayınevinde, ilk tanıştığım zaman. Sonra bir baktım ki dayım onun avukatlığını da yapıyormuş boşanma davasında o bilgiyi bilmiyordum ben bir kere de dayımın ofisinde gördüm, bir de fuarda buluşmuşluğumuz vardı imza günü vardı Ümit Bey’in o zaman.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet kendi ağzından Hablemitoğlu hakkında beyanlarına şahit oldunuz mu?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok olmadım efendim olmadım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kemal Aydın, Neriman Aydın bu kişileri tanır mısınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Kemal Aydın, Neriman Aydın yok duymadım efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kemal Aydın ve Neriman Aydın bağlantılı dosya sanıkları. Neriman Aydın’ın günlüklerinde Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel soru olarak ta bunu gündeme getirmiş. Şöyle bir ifade var; 3 Mart 2006 Sevgi Erenerol, Ergün Poyraz, Tenzile Rüstemhanlı, Önder Bey parantez içinde Ercüment Ovalı, Mevlüt Aydın 30 dakika saat 17:30’da, 09:30’a kadar bir sohbet. Kemal Abim toplantıya katılamadı Antalya seyahati nedeniyle, unutmadan konuşulanları kayda geçirmekteyim. Bir; Ergün Poyraz'ın en son sarf ettiği cümlelerden başlamak istiyorum. Hayri B. Bey’in muhtemelen Hayri Bildik Bey’in orada savcı izah ediyor, kendisi kazıklandığından Necip Bey’in kitaplarının trilyonlar liralar tuttuğundan kendisine kazık atıldığından bahsetti. Bunları neden söyledi; Sevgi Hanım, Toplumsal Dönüşüm Yayınevinde neler oluyor, insanlar parantez içerisinde Hüseyin Mümtaz vesaire kişiler paralarına alamadılar galiba devirler falan olmuş dedi. Ergün Poyraz'da yine parantez içerisinde o kadın devrildi dedi. Yine parantez içerisinde Hayri Bey evden bile çıkmıyormuş dedi. İki olarak başlayan bölümde paşalardan ve Türk Ordusunun paşa Yahudiler elinde olduğundan bahsedildi TK YB baş harflerini söylüyoruz EÖ ve HÖ’nün akraba ve dönme Sebataist Yahudi olduklarından bahsedildi. Yani bu bahsedilen kişilerde Genelkurmay Başkanlığı yapan yapacak olan kişiler. Bu fikirlerin ısrarlı sahibi Ergün Poyraz. Ya şimdi Ergün Poyraz'ın bu düşüncelerine yorumlamak istiyorum. Bu adam Türk Silahlı Kuvvetlerinin yardım ve korumasıyla kitap yazıyor diye devam ediyor. Burada Hablemitoğlu’yla alakalı bir yer var. Bir de Kemal Abim yanında konuşmadığı hususları o yokken bu Kemal Abimden korkuyor mu, çekiniyor mu? Bir diğer konu Necip Hablemitoğlu’nun çok yakın bir arkadaşı tarafından onu tanıyan biri tarafından öldürüldüğünü ifade etti, Sevgi Hanım’da teyit etti. Bu konuda sizin Şengül Hablemitoğlu’ndan veya Ümit Sayın’dan herhangi bir duyumunuz olmuş mudur, herhangi bir tespitiniz olmuş mudur?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok olmadı efendim olmadı. Ben daha doğrusu bu konuyla ilgili eski Ankara Emniyet Müdürü Yardımcısıyla yani bu cinayeti araştıran bir beyle de görüşmüştüm. O da dedi bu noktada dedi cinayetin işlendiği mahalde yani Portakal Çiçek Sokakta ölü bir noktada bu olayın işlendiğini ve detaylara gidilemediğini…”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu konuda yok sizin tamam. Sevgi Hanım burada mı Sevgi Hanım? Sizinle alakalı bir beyan var o konuda. Sizin de olduğunuz söyleniyor bu buluşmada, sizin yanınızda sizinde teyit ettiğiniz bir konu var, Hablemitoğlu’nun onu tanıyan yakın bir arkadaşı tarafından öldürüldüğü konusu. Bu konuda bildikleriniz nelerdir?”

Sanık Sevgi Erenerol: "Hayır, hiçbir bilgim yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Neriman Aydın’ı tanıyorsunuz?”

Sanık Sevgi Erenerol: “Tabi ki tanıyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Neriman Aydın bu konu kendisine soruldu zaten. Ergün Poyraz'a kitabında bu hususu ifade etti dediler, yani yakın bir arkadaşı tarafından öldürüldüğü konusunda Ergün Poyraz da ifade etti diyorlar sizinde teyit ettiğiniz.”

Sanık Sevgi Erenerol: “Kendisine sorun, Ergün Bey buradalar.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yok sizinde teyit ettiğiniz bu konuyu oradaki beyan öyle.”

Sanık Sevgi Erenerol: “Teyit ettiğim söz konusu olamaz. Ama muhakkak çok yakınında biri ki bu kadar yakından vurabilmiş Necip Bey’i.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani sizin teyit ettiğiniz bir konu olmuş mudur?”

Sanık Sevgi Erenerol: “Hayır hayır bildiğim bir konu değil.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Olmamıştır. Ergün Bey sizin bu konudaki beyanınız nedir?”

Sanık Ergün Poyraz söz istedi verildi: "Bu konuda Neriman Aydın size ifade verirken gerekli açıklamayı yaptı. Sizin şimdi bu olmayan, gerçekdışı bir bilgiyi tekrar dile getirmenizin anlamı ne?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin kitabınızın 180. sayfasında sizin de bu konuyu ifade ettiğinizi ifade etti Kemal Aydın. Bunlar bir bütünlük içerisinde.”

Sanık Ergün Poyraz: “Hangi kitabın 180. sayfasında benim 22 tane kitabım var.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kemal Aydın kitabınızın ismini Musa falan deyip tam isim vermedi.”

Sanık Ergün Poyraz: “Musa falan diye bir kitabım yok, öncelikle kitabın ismini öğrenin, sonra gelip burada soru sorun.”

Mahkeme Başkanı: "Bu konuda bilginiz var mı Ergün Bey bu konuda bilginiz var mı?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Soruya cevap, soruya cevap…”

Sanık Ergün Poyraz: “Şimdi bakın 2 kişi birden bana soru sormayın, şey yapmayın.”

Mahkeme Başkanı: "Hakim Bey’in niçin sorduğu konusunda soru sormak hakkınız yok, bilginiz varsa onu söyleyin.”

Sanık Ergün Poyraz: “Birincisi Neriman Aydın bu davanın sanığı değildir. Bana bu konuda soru soramaz….”

Mahkeme Başkanı: "Efendim başka dosyada sanık böyle bir isminiz geçiyor.”

Sanık Ergün Poyraz: “Neriman Aydın o konuşmaların doğru olmadığını, size o duruşmalarda defalarca söylemiş. Ben zabıtları okudum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam sizin bu konuda bilginiz var mı?”

Sanık Ergün Poyraz: “Bu sizin tamamen kendi kendinize bir şey uydurma gayretinizin sonucudur böyle bir şey olmadı.”

Mahkeme Başkanı: "Bakın lütfen lütfen mahkemeyi zan altında bırakacak şeyler söylemeyin, sizin bu konuda bilginize başvuruluyor.”

Sanık Ergün Poyraz: “Ama bakın diyorsunuz ki ben 22 tane kitap yazmışım.”

Mahkeme Başkanı: "Biliyor musunuz, bilmiyor musunuz onu söyleyin?”

Sanık Ergün Poyraz: “Hayır böyle bir şey olmadı, böyle bir toplantıda ben bulunmadım.”

Mahkeme Başkanı: "E tamam bu kadar cevabınız, tamam buyurun oturun.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Başkanım tamam yo bir dakika, bir dakika Başkanım. Ergün Bey.”

Sanık Ergün Poyraz: “Evet dinliyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kalkar mısınız? Şimdi Neriman Aydın, Kemal Aydın bu konuda zaten yanıt verdiler o yanıt sizin dediğiniz gibi değil. Yani bu konuyu bizzat.”

Sanık Ergün Poyraz: “Hayır bakın siz orada.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Dinleyin bir dakika dinleyin, bir beni dinleyin.”

Sanık Ergün Poyraz: “Dinliyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu konuyu sizden de duyduklarını zaten sizin de bu konuyu kitaplarınızda ifade ettiğinizi beyan ettiler.”

Sanık Ergün Poyraz: “Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu konu bir sohbet olmasının yanı sıra bizzat günlük olarak kaleme alınmış bir husus ve Hablemitoğlu’nun arkadaşı olduğunuzu beyan ediyorsunuz sizin önemle üzerinde durmanız gereken bir husus. Mahkemede şu anda dinlenen tanığın bir kısım beyanlarını da dikkate alarak bu konuyu size soru olarak yöneltiyor, ha soruya cevap vermeyebilirsiniz. Bu konuda kalkıp başka dava, bu konuyu niye gündeme getiriyorsunuz diye hakimi sorgulayamazsınız.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın sizde o zaman sorularınızı sorarken biraz dikkat etmeniz gerekiyor.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ben çok dikkat ediyorum, merak etmeyin.”

Sanık Ergün Poyraz: “Sabahtan beri rahmetli Necip Beye, Ümit Sayın’ın üzerinden hakaret ediyorsunuz. O sorduğunuz sorunun ne şeyi vardı anlamı vardı, o hakaret kelimelerini okumak zorunda mıydınız?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz konuyu niye değiştiriyorsunuz, size net bir soru soruyorum.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın ben net söylüyorum bir dakika.”

Mahkeme Başkanı: "Ergün Bey tartışmaya hakkınız yok bu konuda bilginiz var mı yok mu onu söyleyin?”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın böyle bir şey olmadı böyle bir şey doğru değil.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Sanık Ergün Poyraz: “Ha ben Necip Hablemitoğlu’yla ilgili size defalarca.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Sanık Ergün Poyraz: “Ben bu konuda bildiklerimi anlatmak istiyorum dedim, ama siz lütfedip bana bunu sormadınız.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun oturun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Benim kitaplarımda detayıyla var bu olay.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun oturun, tamam.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. Bu Almanya’dan Aziz ve Murat K. isimli kişilerden bahsettiniz. Murat K’yı Avukat Zeynep Küçük size sordu, bu Aziz dediğiniz kişi kimdir?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu Aziz dediğim kişi Sayın Muzaffer Tekin Bey’in ortak olduğu şirketin veya işbirliği yaptığı şirketin ortaklarından Ertuğrul Yılmaz’ın çok iyi tanıdığı olan Yılmaz Tavukçuoğlu adlı bir müteahhit, Rizeli bir müteahhidin arkadaşı. Bu Yılmaz Tavukçuoğlu Ertuğrul Yılmaz’ın kardeşi olan Tuğrul Yılmaz’ın öncelikli bana tehdit ederek sonra benimle birebir konuşması kapitolde buluşmuştuk, onunla. 3. kez de beni Bulgurlu’da petrol ofisi olan bir petrol ofisinin karşısındaki bir elektrik oto elektrik tamircisinin arkasında ofise çağırttırarak benimle ilgili negatif bazı olaylar yapmak istemişler yani konuşturmak iste…..”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Türkiye’de mi yaşar Aziz dediğiniz kişi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “O Aziz dediğimiz kişi Türkiye’de de yaşıyordu, ama genellikle Münih’te yaşıyor efendim buraya gelip gidiyor.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Münih’te yaşıyor.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet. Adapazarı bölgesinde.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Soy ismi nedir Aziz dediğiniz kişinin?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Soyadını bilmiyorum kendisinin ama Paşakapısı Cezaevinde 1999’dan, 2001 yılına kadar yattığını biliyorum efendim. 500 gram kokain satmaktan mı, temin etmekten mi, taşımaktan mı ne tutuklanmış efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Paşakapısı.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Paşakapısı Cezaevi.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizinle alakalı gazete haberleri var. Sizin beyanlarınıza dayanarak yapılan Nevzat Çiçek tarafından Taraf Gazetesinde yapılan haberde.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Karlıbel Ergenekon Örgütünün BFV Anayasa Koruma Teşkilatı olarak anılan Alman İç İstihbarat Servisinin 2001 ve 2002 yıllarında hazırladığı 2 raporda Ergenekon Türk sağcı grubu adıyla yer aldığını söyledi. Yani burada bu raporların tarihini de vermişsiniz 2001, 2002.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu kamuya açık mıdır bu raporlar?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi ben bakın kitabı getirdim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani 2001.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Siz bunları talep ettiğiz zaman ama şöyle talep etmeniz lazım. 17 eyaletinde Anayasa Koruma Teşkilatının raporlarını talep etmeniz lazım Sayın yani eyalet sistemi olduğu için efendim. Biz Baden Württemberg ve Bavyera Eyaletinden bahsediyoruz. Şimdi belki Hamburg’ta veya Berlin’deki Eyalet veya Bremen Eyaletinin Anayasa Koruma Teşkilatı raporlarında da böyle bir şey vardır. Siz…”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani her bir eyaletin ayrı bir Anayasa Koruma Teşkilatı mı var?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi şimdi 17. Efendim şöyle söyleyeyim Federal Almanya olduğu için federal bir sistem. 17 eyalet vardır. 17 eyaletin 17 başbakanı vardır, bir de Bundes Kantra dediğimiz yani Federal Almanya şansölyesi dediğimiz Hanımefendi Merkel vardır, emniyeti hep ayrı ayrıdır. Adalet sistemi bile çok ayrı ayrı kararlar verir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin burada bahsettiğiniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Alman İç İstihbarat Servisinin 2001 ve 2002 yıllarında hazırladığı 2 rapor.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet. Bu Bavyera ve Baden Württemberg Eyaletlerinden ben bahsediyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bunları mı kastediyorsunuz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet bunları kastediyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani bu raporlar Bavyera ve.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Baden Württemberg Eyaleti.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Onların raporlarında kamuya açık olarak.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Kamuya açıktır bunlar.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bulunmaktadır diyorsunuz değil mi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bunun dışında başka eyaletlerden de isteyebilirsiniz efendim böyle kitap kitapçık halinde.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yok yani Bavyera ve o Baden Wüttenberg mi diyorsunuz onun raporlarında bunlar var mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bunlar var efendim evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz biliyorsunuz olduğunu.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ya bu dediğim gibi o dergideki arkadaşımızın verdiği bilgilere göre çünkü o da çok ciddi şekilde araştırmış bunu. Ya demiş bir bakalım, bir bakıyor Anayasa Koruma Teşkilatının raporlarında böyle bir oluşum olduğu gözüküyor.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin bu dergideki arkadaşınızın tam adresi.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hepsi var, hepsi var.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kimlik bilgileri vesaire var sizde değil mi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hepsi var.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Mevcut onu. Mahkememize ibraz edin.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Onu Mahkemeye vereceğim zaten efendim öbür arkadaşla ilgilide efendim Murat K’yla. Bir de efendim bazı belgeleri zatıalilerine, makamına ibraz etmek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Alalım.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Çünkü dün ciddi iddialar vardı ben Almanya’da yaşamadığıma dair. Bu Semih Bey’in iddialarına istinaden 97, 98’de Almanya’da değilmişim. Bu 1998 yılında aldığım ehliyetim Almanya’dan. Bu Sayın Kılıçdaroğlu’na karşı yaptığım Üsküdar Cumhuriyet Savcılığındaki suç duyurusudur efendim. Bu şu an Meclis’te bununla ilgili fezleke hazırlanmıştır. Bu gene Sayın Kılıçdaroğlu’na karşı açtığım tazminat davasının hüküm yeme… yani 1000 liralık kazandığım tazminat davasının bir fotokopisidir. Bu da dün yalanlanmıştı. Bu Çalışma ve Sosyal Bakanlığından Almanya’da çalıştığıma dair emeklilik yatırdığım primlerin, buraya SSK’ya talep edilmesi için olan dilekçem. Bu yazının Almanca metni, Alman makamlarına göndermek için. Bu Münih Başkonsolosluğunu basan teröristlerle benim yaptığım mülakat gazetede fotoğrafımı da görebilirsiniz. Bu gene bir terörle ilgili benim orda yaptığım bir beyan efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Gazetede mi yayınlanmış?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi gazetede fotoğraf isimde geçiyor. Bu bana karşı Alman Nazi Gruplarının ve Dazlaklarının evime gönderdiği tehdit mektupları. Bu gene Münih Cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti Münih Konsolosluğunun bir Cumhuriyet Bayramı balosuna davetiye kartım, orijinalleri de buradadır efendim. Şu da efendim gene Hürriyet Gazetesinde benimle ilgili yayınlanan haberlerde Şahin Mengü Bey’in Alman Vakıflarının avukatlığını yapmadığına dair 1 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin gerekçeli kararı da.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam anlaşıldı tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Fotokopi olarak veriyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Şimdi bu kitaplar Almanya’da hangi makam tarafından yayınlanıyor, hangi makamdan istenirse bu kitaplar gönderilebilir?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Siz efendim bunu çok rahatlıkla Eyalet Adalet Bakanlıklarından alabilirsiniz efendim. Adalet Bakanlığı üzerinden talep yapabilirsiniz. Yani birey olarak da yapabilirsiniz. Yani illa resmi makamdan yapmanıza lüzum yok, birey olarak da talep edebilirsiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Federal Almanya Hükümetinde Adalet Bakanlığı var mı yani toplu olarak?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi buna para vermiyorsunuz efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Yani 17 tane ayrı eyalete yazacağımıza, yazılacağına tek bir Federal Almanya.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bunu da isteyebilirsiniz, Bundessantalt…”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu Berlin’deki herhalde.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi.”

Mahkeme Başkanı: “Başkentteki Alman Adalet Bakanlığına yazılsa.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Adalet Bakanlığından da isteyebilirsiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yani hepsine 17’sine birden bunlara parada verilmiyor efendim onu da belirtmek isterim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yani her vatandaş Dünyanın X bir Japonya’daki bir vatandaş bile bunu istese Alman Hükümeti postayla bunu gönderiyor bunu. Posta masrafını bile onlar çekiyor efendim. Yani halka açık şey bu.”

Mahkeme Başkanı: “Bu kitapçılarda falan satılıyor mu dışarıda?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayır hayır.”

Mahkeme Başkanı: “Satılmıyor.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Satılmıyor kitap değil.”

Mahkeme Başkanı: “Sadece resmi makamlar.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu her yıl Mart, Nisan Ayında çıkan bir rapor efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yine haberde 2001’de Almanya Ergenekon’u kaydetti. Karlıbel Alman İstihbarat raporlarında Ergenekon oluşumuyla ilgili olarak 2001 yılındaki değerlendirmede Baden Württemberg’in manheim şehrinde 23, 25 kişilik bir oluşumun Bavyera’nın Nürnberg şehrinde ise 30, 35 kişilik yeni bir Türk Milliyetçi oluşumun belirlendiği ve bu oluşumun Ergenekon adında olduğu tespit edilmiştir. Bunlar genellikle Türk Ülkü Ocaklarından ayrılan şahıslar, bu oluşum içinde yer almaktadır. Biz muhtemelen bu oluşumdaki şahısların ülkü ocaklarıyla olan ideolojik tartışmalardan ve farklılıklardan ötürü ayrıldıklarını ve böyle yeni bir oluşum kurduklarını düşünmekteyiz, demişsiniz. Bu yukarıda bahsettiğiniz Ergenekon sağ örgütle şu anda okuduğum şey aynı mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Aynı aynı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Aynı.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “O aynı 2001, 2002 ise aynı zaten Baden Württenberg ve Bayern diye belirtmişim efendim orda.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yine Eruygur ile Küçük’ün, Şener Eruygur ile Küçük’ün Almanya ziyaretleri 2001 yılından itibaren senelik hazırlanan Alman İç İstihbarat raporlarında da yer aldı. Raporda Eruygur’un Atatürkçü Düşünce Derneğinin Almanya’nın Manheim kentindeki şubesine, Küçük’ün ise Nürnberg Furt kasabasındaki Alman Azerbaycan Dostluk Derneğine sık sık gittikleri vurgulandı. Bu dediğiniz rapor yine aynı rapor mudur?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Onu tam olarak bilmiyorum efendim ama şunu biliyorum. Sayın Şener Eruygur’un, Hurşit Tolon Paşanın da dahil olmak üzere, bana dava açtı çünkü, şeydeki Manheim’daki ADD ile irtibatlı olduklarını biliyorum. Şimdi lütfederseniz size bir açıklama getireyim bu Manheim’daki ADD’yle, Nürnberg’teki ADD’de. Şimdi Atatürkçü Düşünce Derneği de çok ciddi şekilde bölünmüştür. Bunu nereden biliyorum ben? Profesör Doktor Şengül Hablemitoğlu biliyorsunuz Şener Eruygur Paşanın ADD Başkanlığı yaptığı sürecinde istifa etti. Niye istifa etti? Kendiside bana söylemişti bunu niye istifa ettiğini, Sayın Şener Eruygur Paşanın bir kadın temsilci gösterdiğini söyledi, ama Şengül Hanım ve ekibinin 6, 7 tane kadın temsilci istediklerini yani bunun bir Atatürk İlkelerine aykırı bir tavır olduğunu ve kendilerinin zaten bu konuyla ilgili.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “ADD’den geçici olarak istifa ettiklerini. Şimdi Manheim ve Nürnberg’te efendim çok ilginç şekilde oluşum olarak ADD birçok mesela şimdi ben Sayın Dalan konusunda.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin o Eruygur ve Küçük’ün Almanya ziyaretleri hangi yıllardaki raporlarda hazırlandığına dair bir bilginiz var mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Onu bilmiyorum efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bunu neye dayanarak ifade ettiniz yani?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bunu şimdi neye dayanarak ifade ettim. Nürnberg şehrindeki Azerbaycan Dostluk Derneğine dair Sayın Veli Bey’in gittiğine dair Almanya’daki kaynağımdan bilgi aldığım için Sayın Şener Eruygur Paşanın da ADD Manheim’a gitme ihtimali veya tutuklanmadan 1 hafta sonra oraya gideceğine dair bilgiler vardı efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Alman İç İstihbarat Raporlarında da yer aldı.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ya bu rapor yapılıyor hep yani ADD Atatürkçü Düşünce Derneği bir ideolojik ve bir siyasi grup olarak Almanya’da fişleniyor efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yine.”

Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu: “Tamamen gerçekdışı, tamamen (1 kelime anlaşılmadı).”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Nieder Saçsen Eyaleti Emniyet Gene Müdürlüğünün Hannover Narkotik Şubesine gönderdiği Willie Nouman imzalı rapordu. Bu size muhtelif sanıklar tarafından sorulan konu değil mi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet evet, evet efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu belgede Muzaffer Tekin adlı şahıs 3 ay evvel Almanya’ya sahte bir kimlikle seyahat etmiştir. Kendisi Hannover merkeze sık sık bulunmaktadır. Yaptığımız araştırmalara göre, Almanya’ya birçok kez giriş yaparak uyuşturucu trafiğini muhtemel olarak organize etmektedir. Belgedeki bir bilgi olarak bunu ifade etmişsiniz. Bu dediğiniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi belgede böyle mi yazıyormuş, o belgede, raporda?”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Belgede şöyle deniliyor yani sizin Taraf Gazetesinde çıkan.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu Taraf’ta çıkmadı, Sabah Gazetesinde çıktı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Pardon Taraf değil, Tutkun Akbaş, Tutkun Akbaş’ın haberi.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ha Tutkun Akbaş.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Taraf bir üstekiydi. Tutkun Akbaş haberinde belgede şöyle deniliyor. Muzaffer Tekin adlı şahıs 3 ay evvel Almanya’ya sahte bir kimlikle seyahat etmiştir. Kendisi Hannover merkezde sık sık bulunmaktadır. Yaptığımız araştırmalara göre Almanya’ya birçok kez giriş yaparak, giriş çıkış yaparak uyuşturucu trafiğini muhtemel olarak organize etmektedir. Raporda böyle bir ifade mi var?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim varsa vardır, şu an hatırlamıyorum. Yani ama işte orda 2 tane Muzaffer Tekin ismi geçiyor. Bir Palu’lu 1972’li Muzaffer Tekin bir de 1948 yılı Erzurum doğumlu Muzaffer Tekin ismi geçiyor. Ben bu Tuğrul Yılmaz Bey’in bana tehditler savurup benimle görüşmesi konusundan dolayı ve abisinin öldürüşüyle ilgili Muzaffer Tekin’in bir bağlantısı var mı, yok mu gibisinden ifadelerinden dolayı yani bu ihtimalin büyük olabileceğini düşündüm efendim. Yani orda çünkü o isim var. İsmi soyad tutuyor. Yaş tutmuyor, bu taraftan öldürülen kişinin kardeşi bir nevi tehditler savuruyor, bilgi etmek istiyor. Yılmaz Tavukçuoğlu çok ilginç şekilde Muzaffer Bey’in de kabul ettiği şekilde bir arsa alışverişindeki şahıs benden bu konularla ilgili bilgi istiyor. Yani, bu adam benden niçin bilgi istesin ki yani bir doğruluk payı olma ihtimali var diye düşünüyorum efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Özel günlerinde birbirlerini aradıklarını biliyorum, bu Willhelm Hillek ve Veli Küçük arasındaki ilişki konusu. Özel günlerinde birbirlerini aradıklarını biliyorum, birçok buluşmaları olmuş, bununla ilgili bir sürü belge var Gerhard Frey’in başında bulunduğu Möln ve Solingen katliamlarını organize eden DVU Partisinin geleneksel çadır günleri yapılır.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hı hı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu çadır gününe Dünyadaki faşist liderler gelir. Buraya Türkiye’den Veli Küçük katılıyor. Bu buluşmadan önce Veli Küçük Azerbaycan Dostluk Dernekleri Genel Başkanı olarak Nürnberg’teki Azerbaycanlılarla görüşüyor.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu bilgi.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bu bilgide gene gazeteci arkadaştan almıştım, o çünkü o bahsettiğimiz çadır günleri Pasav şehrinde yapılır. Bavyera’nın Pasav şehrinde. Bütün Dünya aşırı uçuk sağ grupların yani bu Doktor Şirinovşki olsun, Lepen Ligonort İtalya gibi oluşumlarda olan kişilerin katıldığı bir çadır günüdür. 2 gün filan sürer efendim. Bu DVU Partisi ve NPD Partisi orda antisemitizm, ırkçılık ve kendi partilerinin reklamlarını yaparlar.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu dediğiniz Stein Dergisi muhabiri editörü dediniz değil mi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet evet evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Alman mıdır, bu kişi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Alman, Alman.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Alman.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi bunlar Nazizim, Nazileri yıllardan beri araştıran kişiler efendim. Yani Nazi oluşumları, Nazi grupları. Almanya’da 1970’ten beri olan bütün oluşumları araştıran bu grubun içinde de bir uzman arkadaş var. O detaylı şekilde bununla ilgili çalışma yapıyor. Yani bu bilgiler internete girdiğiniz zamanda zaten Pasav Defaugurnt (1 kelime anlaşılmadı) girdiğiniz zaman Almanca olarak birçok haberler görebilirsiniz resimli olarak efendim burada.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ben Alman Narkotik İstihbaratındayken Elazığ masasında çalışıyordum. Yaklaşık 21 memurdan oluşuyordu. Elazığ’ın köy köy, muhtar muhtar, okul okul bilgileri raporlanıyordu.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani özellikle Elazığ mıydı sizin?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayır şimdi Bochum Kasabası, Bochum ili dediğimiz bir il var. Bu şike soruşturmasında ilgili tanınan bir ildir. Bochum’da özel Elazığ masası adında bir grup oluşturulmuştu. Çünkü niye? Bochum Nürnberg orası bir rur gibittir. Yani Dortmund, Köln, Bochum, Düseldorf hepsi bir bölgede olduğu için orda ağırlıklı olarak Elazığ Palu’dan olan uyuşturucu yani yakalanan Türklerin yüzde 95’i Elazığ Palu’luydu. Onun için özel Elazığ timi diye bir ekip oluşturuldu. Orda da Elazığlı kim varsa, hani kim ikamet ediyorsa Elazığ’ın bütün uydu resminden tutun bütün ilçeleri, illeri, muhtarları kim varsa hepsi tespit ediliyordu, çünkü yakalanan kaçakçıların çoğunun orda bir akrabalık bağları vardı. O Palu masası ondan kaynaklanıyor efendim Elazığ masası.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz Hablemitoğlu cinayetinden sonra Ulusal Kanala davet edildiğinizi beyan etti…”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayır cinayetten son…. bu kitaptan sonra bu kitap çıktıktan sonra Alman derin devlet…”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani Hablemitoğlu katledilmişti.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “2002’de katledildi. 2006’da biz kitabı yazdık.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz kitap yazdınız.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Zafer yani Zafer Bey’le bir bölümünü yazdı. Sonra Ulusal Kanal’a çıktık efendim biz 2006’da.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şöyle bir ifade kullandınız. Burada Hablemitoğlu’nun bir kısım iddialara göre Alman Vakıfları veya Almanya tarafından öldürüldüğü yönündeki görüşlerinizi değiştirmeniz yönünde bir telkinde bulunulduğunu ifade ettiniz. Yanlış mı anladım?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet evet evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Size kim öyle telkinde bulundu?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ya şimdi o moderatör arkadaş bulundu, bunlara ters geldi benim Almanları suçlamam. Yani bunlar çok ciddi şekilde bir cemaati suçluyorlardı. Çünkü Şengül Hanımında o kadar bir beynini yıkamışlar ki efendim. Şengül Hanım bana diyor ki, Necip öldürülmeden bir hafta evvelden diyor bir araba vardı diyor. Arabanın içinde de 2 tane sakallı adam vardı. Her akşamda ilahiyat okunuyordu orda diyor. Ya dedim Şengül Hanım yani İslami bir kuruluş böyle bir operasyon yapmak istese bir haftadan gelip de ilahiyatlar okutur mu dedim? Yani bu bir saptırma gibi bir olay, çok ilginç şekilde. Ben bunun Alman kaynaklı olabileceğini niye düşündüm? Ben size onu da zikredeyim. 1; Alman Vakıfları Bergama dosyası. 2; Doçent Doktor…”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin düşünceleriniz tamam kitaplarınızda anlatıyorsunuz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet evet yani bunlar beni.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani moderatör tarafından size böyle bir telkinde bulunuldu. “

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yani bunlar beni moderatör mü ordan bir Ulusal Kanal’ın Genel Yayın Yönetmeni miydi, neydi bir beyefendi ufak boylu bir beyefendiydi.”

Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu: “İsim, isim, isim çünkü onun delilini getireceğim ben. (1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim. Doğu Bey tamamlasın. Bir dakika.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Getirebilirsiniz, ben o zaman ki kartı da var ben de, kartı da var.”

Mahkeme Başkanı: “Tamamlayın beyanınızı tamamlayın.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet yani onlar dedi ki ya biz dedi Alman tezinde durmuyoruz bu Fethullahçıların yaptığı bir operasyon, Köstebek Kitabı çıktı. Köstebek Kitabı çıktıktan sonra çok ilginç şekilde Fethullah’ın emniyetin içinde olan oluşumla ilgili Necip’in yazdığı, Necip Hablemitoğlu’nun yazdığı kitaptan dolayı öldürüldüğü kanaatindeyiz dedi. Durum da onu gösteriyor dedi yani çok ciddi şekilde.”

Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu: “Kesinlikle böyle bir şey yok. Hiçbir zaman böyle bir (1, 2 kelime anlaşılmadı) kesinlikle.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İhsan Göktaş bu kişi dosyamız sanıklarından.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hı hı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kuvayı Milliye Derneğinde bulunmuş, yatıp kalkmış kendisi Alman vatandaşı, Alman İstihbaratı adına çalıştığını beyan ediyor.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hı hı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Türkiye’de Santoloji tarikatını.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ha o konuyu biliyorum (1 kelime anlaşılmadı)

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Takip etmek üzere Türk makamlarına bilgi vermek için bulunduğunu beyan ediyor. İhsan Göktaş isimli bir kişiyle daha önce herhangi bir tanışıklığınız var mıdır?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok ben ismi Santoloji konusunda olan bir haberden dolayı duymuştum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir kişiyi tanımıyorsunuz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok tanımıyorum görmedim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yavuz Karakaya diye birisini tanır mısınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok yok isim olarak tanımıyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İrfan Yıldız diye birisini tanır mısınız? Bunlar asker şahıs.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok tanımıyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tanımıyorsunuz. Yavuz Dedegil diye birini tanır mısınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Dedegil diye bir şahıs bizim sitemizde oturuyor. Yani aile soyadından dolayı söylüyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Almanya’da böyle birisini tanır mısınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok yok benim zamanımda çalışan bir Çetin Abi vardı efendim emniyette.”

Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu, anlaşılmadı.

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu gelir gider tablosundan bahsettiniz vakıfların.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet bu çok önemli.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “5 tane Alman siyasi vakfı var dediniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet, evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Alman siyasi vakıflarını öncelikle ismen sayar mısınız tekrar?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi Friedrich Ebert Vakfı Alman Sosyal Demokrat Partinin Vakfıdır, parlamentoda temsilcisi vardır. Nonrad Adenaver Vakfı Hıristiyan Demokratik Partisinin temsilcisidir. Heinrich Böll Vakfı Yeşiller Partisinin temsilcisidir. Friedrich Naummann Vakfı Liberal Partinin temsilcidir. Bir de illegal olarak Türkiye’de faaliyet sürdüren Rose Luxemburg Vakfı Linke Partinin vakfıdır efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şimdi bu vakıfların gelir gider tablosunu ibraz ettiğini ifade ettiniz resmi olarak. Bunu Türkiye Vakıflar Genel Müdürlüğüne mi ibraz ediyorlar?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet şimdi efendim Alman Vakıfları yabancı vakıf oldukları için denetim altındalardır. Bunlar bütün gelir gider tablolarını Türkiye’nin hem İçişleri Bakanlığına sunuyorlar, hem Vakıflar Genel Müdürlüğüne sunar. Bunun dışında da aynı vakıflar Almanya’da bulundukları devletin yani geldikleri devletin parlamentosuna da bir gelir gider tablosu ibraz ediyorlar efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bizim TMBB değil, Alman Parlamentosuna mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Alman Parlamentosuna evet. Türkiye’de de Vakıflar Genel Müdürlüğüne İçişleri Bakanlığına benim bildiğim yıllık gelir gider tablosu veriyorlar efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Hüseyin Buzoğlu, Hüseyin Buzoğlu diye bir kişi tanır mısınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok, isim olarak tanımam efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Çağatay Karlıbel böyle bir akrabanız var mıdır?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Çağatay Karlıbel İzmir’de bir şahıs benim soyadımı taşıyor, çünkü Ergün Karlıbel diye orda da birisi var, o da aynı soyad taşıyor.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Çağatay Karlıbel’le herhangi bir…”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayır hiçbir akrabalığım yoktur.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Akrabalığınız yok.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hiçbir akrabalığım yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yine röportaj veya haberlerde sizin Almanya, ABD’nin arka bahçesidir diye bir ifadeniz var.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Almanya.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Almanya ABD’nin arka bahçesidir gibi bir ifadeniz var. Hatırladınız mı bu ifadeyi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok efendim kaç yılında bu?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Burada bir ifade de bulundunuz. Dediniz ki, her zaman ekranın karşısına bakıyorduk, ekran arkasına da bakalım dedik.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ha ha tamam evet aynen, aynen.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “O yüzden başıma bunlar geldi dediniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet bu hususta.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Nedir beyanınız yani Almanya’yla ABD’yi nasıl bağdaştırdınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ya şimdi Almanya’yla ABD’yi bağdaştırmamın nedeni 1; 2 devlette NATO ülkesi. 3; NATO’nun yıllarca genel merkezi Haydınberk’teydi bizim bulunduğumuzdu eyalette. Yani Brüksel’de ama Amerika Birleşik Devleti olduğu bulunduğu ordaydı. Artı Alman istihbaratının öz geçmişine baktığınız zaman veya CIA’nin kurulmasına baktığınız zaman Geylen grubu çok ciddi bir rol oynamıştır. Yani bu komünizmle mücadele konusunda 1946 yılında Raynart Geylin Florida’da 8 ay Amerikan Askeri İstihbarat Birliklerini antikomünizm ve komünizmle mücadele eğitimleri vermiştir. Yani arka bahçesi derken Amerikalılar yıllarca Almanya’yı üst olarak kullanmıştır. Ta ki bu 90, 91 yılında 2 Almanya’nın birleşmesine kadar olan süreçte ve halada üstleri vardır orada. O sebebiyetle ben bunu büyük ihtimalle dile getirmişimdir efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. Peki, sizin yine bir beyanınız oldu Alman Kiliseler Birliğinin, Türk Ortodoks Kilisesini desteklediğine dair.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hı hı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bunu neye dayanarak ifade ettiniz? Bu konuda ki.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi bunu neye dayanarak ifade ettim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani raporlar gösteriyorsunuz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi Kiliseler Birliğinin yayınladığı raporlar var her sene yani onlarda resmi şekilde kitaplarımda onu dipnot olarak gösterdim. Bu sırf Ortodoks Kilisesi için değil bu mesela Evengalist…”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şimdi somut olarak Alman Kilisler Birliğinin.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Türk Ortodoks Kilisesini desteklediğine dair herhangi bir rapor, ifade, beyan rastladınız mı, gördünüz mü, elinizde var mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Benim elimde Alman Kiliseler Birliğinin 2005 mi, 2006 yılında yaptığı bir beyanda verilen paralar vardı. Öyle bir yazı gelmişti, bu kitabımı hazırlarken. Onu kitap olarak da, kitabımda da zaten kaynak olarak belirttim efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Orda var mı Türk Ortodoks Kilisesi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok, Türk Ortodoks Kilisesi yok orda.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bunu neye dayanak söylediniz yani Türk Ortodoks Kilisesi…”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Türk Ortodoks Kilisesi derken Türk Ortodoks Kilise… sırf hanımefendinin bahsettiği konu değil başka Ortodoks eğilimli gruplarda var. Yani sırf Ortodoks değil Katolik ve Evangeliklerde dahil olmak üzere. Çünkü Alman Kiliseler Birliği Hıristiyanlığı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Somut olarak Talip Bey somut olarak Türk Ortodoks Kilisesini bir tane var ya Türk Ortodoks Kilisesi.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet, evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Desteklemiş midir?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yani somut olarak ben desteklediğini düşünüyorum, bunlar çünkü bütün çalışmalarında sırf Türkiye değil, bütün Müslüman Ülkelerde bu tip çalışmaların yapılması için teşvikler yapıyorlar efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Talip Bey benim de birkaç tane sorum olacak.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hayhay efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bu 3. dava klasörlerinden 12. klasörün PDF sayfası olarak 211 veya 261. sayfada bir belge var, hatta 215’te. Erol Manisa diye birini tanıyor musunuz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi Profesör Doktor Erol Manisa’yı tanırım.”

Mahkeme Başkanı: “Sizin sizin kartvizitiniz onda bulunmuş.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Neyi.”

Mahkeme Başkanı: “Kartvizit.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ha niye söyleyeyim.”

Mahkeme Başkanı: “Size ait kartvizit. Buyurun kısaca açıklayın.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi. Boğaziçine sığınanlar kitabı yazan Profesör Doktor Friks Noymart’ın İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinin Dekanıdır. Erol Manisalı da o zaman Boğaziçi, İstanbul Üniversitesinde efendim İktisat bölümünün dekanıydı, başkanıydı. Profesör Doktor Nihat Falay da ikisinin ricası üzerine, ben bu kitabı hiç para almadan tercüme ederek bir akademik hediye yapmış oldum efendim. İstanbul İktisat Fakültesi, Erol Bey’i ordan sık sıkta görüşürdük kendisiyle.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Alman Anayasanın Koruma Teşkilatı nereye bağlıdır?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Alman Anayasa Koruma Teşkilatı direkt İçişleri Eyaletse İçişlerine Bakanlığına bağlıdır efendim. Federal olarak da Federal Meclise bağlıdır efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Şimdi Savcılıktaki ifadeniz, 11 Haziran 2008 tarihli ifadenizde şöyle yani defalarca söylendi de ben biraz daha açıklayıcı bilgi istiyorum sizden.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tabi.”

Mahkeme Başkanı: “Taraf Gazetesinin 10 Haziran 2008’de yakında darbe olacak başlıklı bir haber yayınlanmış.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Bu beyanı Veli Küçük hangi tarihte, ne zaman, nerede vermiş?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Efendim ben ifademde.”

Mahkeme Başkanı: “Bu konuda bilginiz var mı yani araştırma yaptınız mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok onunla ilgili bilgim yok.”

Mahkeme Başkanı: “Bilginiz yok.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben ifadede verdiğim bilgi dediğim gibi yanlış bilgide vermek istemiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet anladım.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ne kadarda beyan etseler bu sahtedir, şudur diye ifadem, ifademde verdiğim ifadeyi.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam tamam. 2003 yılı Ocak ayında yayınlanan haberlere dayanarak bu haberi ben muhbire verdim diyorsunuz yani bu yakında darbe olacak haberi 2003 yılında Almanya’da yayınlanmış.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet, evet.”

Mahkeme Başkanı: “Daha sonra 2008 yılında Taraf Gazetesi bunu manşet yapıyor aradan 5 sene geçmiş.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet evet.”

Mahkeme Başkanı: “Yani yakında darbe olacak diye bir beyanı var, ama o 5 sene içerisinde herhangi bir darbe.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Olmadı, olmadı.”

Mahkeme Başkanı: “Olmamış yani fiili olarak olmamış.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Bunu nasıl açıklarsınız bilginiz var mı bu konuda?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Onu bilmiyorum efendim yani o sık sık bu tip haberler çıkıyor Türkiye’yle ilgili yani şöyle diyeyim; National Zeitung Türkiye’de her 10 senede bir darbe olmasını çok normal bir şey olarak görüyor. Yani, bunlar Türkiye’de bir darbe olsun ki, Türkiye’nin AB’ye giriş süreci bloke olsun gibisinden bir ortam yaratmak istiyorlar efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki. Sizin beyanınız Talip Doğan Karlıbel olarak söylediniz, bu 2003 yılında yine Veli Küçük’ün atfen söylenen beyan. 26. celsede soruldu Savcı Mehmet Bey tarafından böyle bir demeç verdiniz mi diye soruldu Veli Küçük’e? Tamamen gerçek dışıdır, böyle bir beyan vermedim diyor.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hı hı.”

Mahkeme Başkanı: “Yine Veli Küçük’ün 26. celsede 6. sayfada şöyle bir beyanı var. Avcılar ve atıcılar kulübü derneğine üyeliğimin dışında hiçbir dernek kuruluşa ve partiye üye değilim. Merkezi İsveç’te bulunan DAK dediğimiz Dünya Azerbaycanlılar kongresi üyesiyim.

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hı hı.”

Mahkeme Başkanı: “Bu yapılanmanın yurtdışı toplantılarına katılırım. Bu amaçla yapılan 2 kez Almanya Köln şehrinde bir kez de İsveç Stockholm şehrinde yapılan toplantılara eşimle katıldım. Almanya’da Temmuz 2007’de yapılan toplantıda DAK başkanı seçildim. Yani Dünya Azerbaycanlılar Kongresi Başkanı seçildim. Bu görevimin bu kongrenin üyesi olarak Türkiye’den yalnızca benim olmam vereceğim hizmette zorluk çıkarabileceği düşüncesinden dolayı bu görevimi halen Londra üniversitesinde öğretim üyesi olan Profesör Gulam Rıza Sabri Tebrizi’ye devrettim.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hı hı.”

Mahkeme Başkanı: “Ancak polis sorgulamamda bu Gulam Rıza Sabri Tebrizi ismi dikkat çekmiş, şifre olarak kabul edildi. Halen bu kongrenin yönetimindeyim demiş. Bu konuda bilginiz var mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “2007 mi dediniz efendim?”

Mahkeme Başkanı: “2007 yılında yapılan toplantıda DAK Başkanı seçildim diyor.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi Hanımefendi ifade alırken o Murat K. adlı şahısın verdiği ifadelerde Murat K’ın çok ufak bir çocuk olduğunu Beyefendi Almanya’dayken zikretmişti de. Şimdi 2007 çok ilginç bir durum, çünkü Murat K. dediğimiz şahıs 16 yaşında Afganistan’a giderek 7 buçuk, 8 ay El Kaide eğitim, antiterör El Kaide eğitimi görmüş bir kişidir efendim. Yani ilginç bir rastlantıydı.”

Mahkeme Başkanı: “Yani siz Veli Küçük’ün Dünya Azerbaycan Kongresi Üyesi olduğu işte başkanı olduğu konusunda herhangi bir bilginiz var mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Onu biliyorum. Dünya Azerbaycan Kongresi Başkanı olduğunu biliyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “2 kez Almanya Köln şehrinde, bir kez de İsveç Stockholm şehrinde yapılan toplantıya eşimle katıldım diyor. Bu konuda bilginiz var mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “O konuda bilgim yok efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Birkaç kez Azerbaycan’a, Kazakistan’a ve Makedonya’ya gittim. Yurtdışında illegal hiçbir görüşme yapmadım diye beyanı var yine aynı tarihte, duruşmada.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Beyefendinin kendi beyanı efendim ben ona bir şey diyemem.”

Mahkeme Başkanı: “Muzaffer Tekin’in ise muhbirlik talebi kabul edildi diyorsunuz. Niçin kabul ettiğini biliyor musunuz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “O Muzaffer Tekin.”

Mahkeme Başkanı: “Yani niye kabul etmek durumda olsun?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Para veriliyor efendim muhbire yani.”

Mahkeme Başkanı: “O nedenden dolayı.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Siz bugün 60, 65 bin kilo Eroin yakalattığız zaman 100 binle, 150 bin Avro arasında veya dolar arasında bir muhbirlik parası alıyorsunuz. Bu çok normal olan bir şeydir. Yani büyük ihtimalle para talebinden dolayı mı kabul etmiş onu bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Muzaffer Tekin ismini nereden aklınıza geldi yani böyle bir muhbirlik teklifi için?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi Muzaffer Tekin ismini bu…”

Mahkeme Başkanı: “Kısaca açıklar mısınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet Ertuğrul Yılmaz öldürülmesi konusunda bir gazeteci arkadaşım dedi ki ya Muzaffer Tekin’i bir araştırır mısın dedi. Bizde Hannover’deki emniyet kaynaklı bir arkadaşımıza sorduk, dedi ki ya burada dedi Muzaffer Tekin var, 2 tane var. Biri yaşlı, biri genç, ama o isimlere kayıtlı bizde fişleme var dedi. Uyuşturucu ticaretiyle uğraştıkları diye. Bu sırada bu Sabah Gazetesinde haber çıktığı zamanda Ertuğrul Yılmaz’ın kardeşi olan Tuğrul Yılmaz’ın beni araması, tehdit etmesi, sonra Yılmaz Tavukçu konusu filan falan girince burada bir bağlantı olduğunu düşündük efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Buyurun.”

Sanık Muzaffer Tekin söz istedi verildi: “Şimdi Başkanım, dikkat ederseniz 2 Muzaffer Tekin var dedi. Biri 1972 Palu doğumlu tahmin ediyorum. Biri de 1949 Erzurum. Fakat ben hep ısrarla diyorum ki, kirletmek amaçlı benim ismim birileri tarafından bu operasyonda şimdi şunu…”

Mahkeme Başkanı: “Tamam sorunuz varsa alalım.”

Sanık Muzaffer Tekin: “O 2 Muzaffer Tekin’i bildiği halde benim olmadığım halde gelen kayıtlarda bunu teyit ettiği halde hala Muzaffer Tekin diyor. Biraz öncede dedi ki, bunun araştırılmasını istiyorum, kendi kendimi ihbar ediyorum. Sahte pasaportla sık sık yurtdışına çıktı geldi, uyuşturucu trafiğini organize ediyor, dedi. Benimi kastetti onu net olarak söylesin, onun arkasından size bir talebim olacak.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Olabilir efendim.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Olabilir değil, ben de duydum, kendisinin hakkında çok şeyler duydum ama somut olmadığı için arz etmiyorum olabilir değil.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi efendim.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Somut somut bilgi mahkemenize sunacak. Ben araştırılmasını istiyorum.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Şimdi efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika soruyu sordunuz.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Hayhay.”

Mahkeme Başkanı: “Huzurdaki Sanık Muzaffer Tekin’i mi kastediyorsunuz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hangi Muzaffer Tekin efendim?”

Sanık Muzaffer Tekin: “Sahte pasaportla yurtdışına devamlı çıkan.”

Mahkeme Başkanı: “Biraz önce yurtdışına sahte pasaportla çıktığı konusunda.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Muzaffer Tekin beni mi kastediyorsun?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben Veli Bey’i kastetmiştim hanımefendi beni sordum ya o ihtimal olabilir mi, sahte pasaportla çıkabilir mi diye yani öyle hatırlıyorum.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yani kafamız artık balon gibi oldu da kusura bakmayın yani, yani 20 saattir sorgulandım.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Sayın Başkanım takdirlerinize bırakıyorum, yormayacağım.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam Ergün Bey buyurun. Çok kısa, çok kısa alalım.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Sanık Ergün Poyraz söz istedi verildi: “Talip Beye bazı sorularım olacak.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim soru soruyor.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “(1 kelime anlaşılmadı) Sizin neyi sorduğunuzu söyledi yani sizin sorduğunuz benim sorum üzerine cevapladığı şey değil mi?”

Sanık Muzaffer Tekin: “Evet benim (1 kelime anlaşılmadı)

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “O zaman doğru.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun, buyurun.”

Sanık Muzaffer Tekin söz almadan konuştu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim. Ergün Bey sorun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Efendim öncelikle ben Talip Bey’e Alman Gizli Servislerinin Türkiye Operasyonları ve Alman Derin Devlet adlı kitaplarının kendisi tarafından yazılıp yazılmadığının sorulmasını istiyorum.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet Ergün Bey ben yazdım.”

Sanık Ergün Poyraz: “Yani her sayfası, her satırını siz kendiniz mi yazınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet Ergün Bey.”

Sanık Ergün Poyraz: “Yani başka hiç kimse.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Siz nasıl yazarsanız, ben de yazarım.”

Sanık Ergün Poyraz: “Beni karıştırmayın ben size soruyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim ben yazdım diyor buyurun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Ama beni karıştırmasın.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Ergün Poyraz: “Şimdi Alman Derin Devleti adlı kitabınızın 69. sayfasında şu cümleler var. 18 Aralık 2002 günü Çankaya Portakal Çiçeği Sokağındaki evinin önünde Doktor Necip Hablemitoğlu Ruger marka bir silahtan 2 el ateş açılmasıyla hayata gözlerini yumar. Cinayet mahallinde Ruger marka silahtan çıkan 2 boş kovan dışında delil bulunamadığı için Hablemitoğlu cinayeti dosyası faili meçhul cinayetler dosyası rafında tutulmaktadır diyorsunuz. Burada çok net bir şekilde bahsettiğiniz Ruger marka silahı nerede ve ne zaman gördünüz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben silahı görmedim, ben tutanaklarda.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın bu…”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim. Buyurun.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben silah milah görmedim.”

Mahkeme Başkanı: “Görmediniz tamam.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bu hem Alman Derin Devleti adlı kitabında var, hem de Alman Gizli Servislerinin Türkiye Operasyonlarında var ve çok net ifadeler görmüş. Peki silahı görmediğiniz halde niçin böyle bir yazı aldınız kitabınıza?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben emniyet tutanakları ve gazetelerde çıkan bazı haberlere istinaden öyle bir silahın kullanıldığı.”

Sanık Ergün Poyraz: “Ben emniyet tutanaklarının tamamını biliyorum hiçbir emniyet tutanağında Ruger marka bir silahtan bahsedilmiyor.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hangi silahla öldürüldü efendim?”

Sanık Ergün Poyraz: “Ben ne bileyim.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Nasıl bilmiyorsunuz ya.”

Mahkeme Başkanı: “Ergün Bey (1 kelime anlaşılmadı).”

Sanık Ergün Poyraz: “Emniyette bilmiyor. Silah yok ki ortalıkta…”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben emniyet müdür yardımcısıyla görüştüm bu konuda.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen kitaplarla kitaplar ilgili bir hayli sorular soruldu.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın ben kitaplar ve.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim burada kitaplarını yargılamıyoruz.”

Sanık Ergün Poyraz: “Necip Hablemitoğlu üzerinden gidiyorum. Sadece kitap değil.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bu kitapta çok net kullanmış emniyet tutanakları diyor, bu da yanlış hiçbir emniyet tutanağında böyle bir.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim buradan nereye gelmek istiyorsunuz onu söyleyin yani kitaplarda doğru veya yanlış olabilir nereye gelmek istiyorsunuz?”

Sanık Ergün Poyraz: “Bitireyim o zaman göreceksiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Nasıl efendim?”

Sanık Ergün Poyraz: “Sorularımı bitireyim ondan sonra göreceksiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim vakit bir hayli ilerledi, 2 gündür tanığı sorguluyoruz lütfen efendim.”

Sanık Ergün Poyraz: “O zaman Pazartesi gelsin, Pazartesi sorayım.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ben Pazartesi gelmem.”

Mahkeme Başkanı: “Bugün bitireceğiz efendim hadi.”

Sanık Ergün Poyraz: “O zaman dinleyin.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim. Ergün Bey kısa kısa sorularınızı sorun bitireceğiz buyurun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın ister bitirin, ister bitirme….”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim tartışmayalım oturun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Otu… ayakta sorayım.”

Mahkeme Başkanı: “Sorun, sorun tartışıyorsunuz ben ne diyorsam uymak zorundasınız efendim söyleyin.”

Sanık Ergün Poyraz: “O zaman nasıl yapayım ben şimdi uzun soruyu kısaltayım mı?”

Mahkeme Başkanı: “Benimle tartışacağınıza, zaman geçireceğinize sorunuzu sorun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Soruyorum. Yine kitabın 50. sayfasında 06 T 08 adlı plaka numarasından bahsetmişsiniz ve bu arabanın daha sonra Amerikan Konsolosluğuna ait olduğunu belirtmişiniz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Ergün Poyraz: “06 T 08 plakalı aracın gerçekten Amerikan Konsolosluğuna ait bir araç olduğuna emin misiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı ve bu olayı araştıran bir emniyet müdürünün verdiği bilgiler bu.”

Sanık Ergün Poyraz: “06 T 08 gibi plaka hiçbir zaman olmaz.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “O sizin (1 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Ergün Bey.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bir dakika efendim soru sor…”

Mahkeme Başkanı: “Bakın bu tür sorular sormanıza izin vermiyorum.”

Sanık Ergün Poyraz: “(1, 2 kelime anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: “Kitaplarını, kitaplarını yargılamıyoruz lütfen doğrudan kendinizle ilgili, kendinizle ilgili savunmayla.”

Sanık Ergün Poyraz: “(1, 2 kelime anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: “İlgili beyanlarınız varsa sorular sorun.”

Sanık Ergün Poyraz: “:Bakın ben o zaman.”

Mahkeme Başkanı: “İzin vermiyorum kitapla ilgili soru sormanıza izin vermiyorum, kendinizle ilgili sorularınız varsa sorun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın Tanık ben Hablemitoğlu cinayetini biliyorum dedi. Dolayısıyla bununla ilgili soruları kitaptan veya anlatımından sırayla soracağım. 2; ben Alman Vakıfları konusunda Türkiye’de uzman kişiyim dedi. Hablemitoğlu olayından sonra bu konuda tek araştırma yapan kişiyim dedi ve Alman Vakıflarının Türkiye’de birçok partilere ve insanlara para yardımı yaptığını bunun belgelenemeyeceğini söyledi. Bunların hepsi belgelenecektir.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam bunları niçin bunları.”

Sanık Ergün Poyraz: “Tanığınız sürekli yalan söylemektir, ben bu yalanları belgeleyeceğim.”

Mahkeme Başkanı: “Bunların niçin sorulduğu belli efendim. Yani kitaplar soruldu Vural Bey tarafından uzun uzadıya soruldu.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın bunların hiçbirisinin sormadığı soruları soracağım.”

Mahkeme Başkanı: “Sizde aynı konuyu, aynı konuyu tekrar tekrar soruyorsunuz.”

Sanık Ergün Poyraz: “Tahammül göstermeniz gerekiyor.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim.”

Sanık Ergün Poyraz: “Sorabilir miyim? Lütfeder misiniz?”

Mahkeme Başkanı: “Bir iki soru daha sorun, bir iki soru daha sorun bundan sonra soramazsınız.”

Sanık Ergün Poyraz: “Soru sayısını ben bilirim sordurmayacaksanız buyurun mikrofonu.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun efendim. Buyurun kitaplarını yargılamıyoruz onu diyorum.”

Sanık Ergün Poyraz: “Ama sorularım konuyla ilgili.”

Mahkeme Başkanı: “Sorun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Yine Necip Hablemitoğlu’yla ilgili ABD ve İsrail aleyhine hiçbir söylemin olmadığını belirtmişsiniz. Bu konudaki deliliniz nedir?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Necip Hablemitoğlu ne ABD ne İsrail üzerine bir araştırma yapmıştır. Yaptığı araştırmalar hep Alman Vakıfları üzerineydi ve Bergama dosyası altın madenleriyle ilgiliydi efendim.”

Sanık Ergün Poyraz: “Her 2 kitabınızda da alıntı yaptığınız, 1, Kosova sorunu, 2, BND ve kaplancılar adlı makaleleri baktığınız zaman Necip Hablemitoğlu’nun ABD aleyhine onlarca, yüzlerce cümlesini görürsünüz. Bunu gördüğünüz…”

Mahkeme Başkanı: “Ergün Bey kanaatlerinizi bırakın, sorularınızı sorun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bir dakika soruya geliyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Soruları sorun, soruları sorun.”

Sanık Ergün Poyraz: “İzin veriyor musunuz?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim buyurun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Kanaat değil. Bunları gördüğünüz halde niçin yalan söylüyorsunuz?”

Mahkeme Başkanı: “Bu soruyu soramazsınız, başka soru sorun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bunları gördüğünüz halde niçin bu şekilde gerçekdışı bir bilgide bulundunuz?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim sorusu aynı mahiyette, başka soru sorun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Yine Hablemitoğlu’yla ilgili yazılarını ve makalelerini birçok ABD’li ve İsrail kökenli bilim adamları destekliyor demiş. Bu bilim adam, birçok bilim adamından bir tane örnek verebilir mi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Profesör Doktor Finkliştayn.”

Sanık Ergün Poyraz: “Yanlış.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “İyi yanlışsa yanlış.”

Mahkeme Başkanı: “Bu size göre, bu sizin yorumunuz.”

Sanık Ergün Poyraz: “Benim bildiğim (1 kelime anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim.”

Sanık Ergün Poyraz: “Siz Alman BKA kuruluşunda tercümanlık yaptığınızı söylediniz, doğru mudur?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet efendim evet.”

Sanık Ergün Poyraz: “Sizin aynı kurumda danışmanlık yapan bir danışmanınız var mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok.”

Sanık Ergün Poyraz: “Peki böyle bir şey yoksa yine kitaptan sormak zorundayım, kusura bakmayın.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.”

Sanık Ergün Poyraz: “Kitapta….”

Mahkeme Başkanı: “Efendim böyle uzun uzadıya soramazsınız makul sayıda sorun bitireceğim buyurun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Makul sayıda kısa bir soru.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim hayır.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül söz almadan konuştu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Hayır buyurun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Şimdi bakın ben soruyorum tamam.”

Mahkeme Başkanı: “Anlaşılıyor usul ne olduğu buyurun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Şimdi dediniz ki benim danışmanım yok. Peki o zaman kitaptaki şu cümleyi nasıl açıklayacaksınız? Danışmanımın bana verdiği bilgiye göre, danışmanımın bana verdiği bilgiye göre.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Bir dakika, bir dakika saptırma yapıyor böyle bir şey olmaz efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika soruyu tamamlasın, soruyu tamamlasın.”

Sanık Ergün Poyraz: “Alman BKA kuruluşunda yaptığı tercümanlık yıllarında cümlesini izah eder misiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Sizin yaptığınız saptırmaya ben şimdi cevap vereceğim. Alman Derin Devletinin kitabının Zafer Güler yazar olarak gözüktüğü için efendim kendisinin ifadeleri yani danışman olarak beni kastediyor konsept danışmanım olarak. Şimdi Ergün Bey bir ordan okuyor, bir ordan okuyor. Şimdi burada ben konsept danışmanı olarak geçiyorum ve benimle ilgili çünkü bu kitabı gerçekten ben yazdım o dedi ki başın ağrır, sorun olur benim ismimi ver dedi. Mahkemenin başlangıcında. Şimdi burada danışmanım kelimesi geçiyor. Hiçbir bu kitapta danışmanım geçmiyor Ergün Bey.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bir dakika. Şu kitabı, şu kitabı siz mi yazdınız?”

Mahkeme Başkanı: “İsmini söyler misiniz?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet evet evet.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın işte burada siz yazdınız 61. sayfasını açar mısınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Aynı kitap aynı yazı burada da var efendim ben size göstereyim.”

Sanık Ergün Poyraz: “61. sayfasını açar mısınız?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet.

Sanık Ergün Poyraz: “2. satırın son kelimesinden itibaren okur musunuz?”

Mahkeme Başkanı: “Siz okuyun efendim soruyu soran sizsiniz.”

Sanık Ergün Poyraz: “İnkar ettiği için.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen okuyun.”

Sanık Ergün Poyraz: “O zaman soruyorum danışmanımın bana verdiği bilgiye göre. Bu konuda ne diyor? Yazdıysa danışman…”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Hangi bölümde efendim?”

Sanık Ergün Poyraz: “61. sayfa 2. satır son kelime.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “2. Satır, ben görmüyorum efendim burada.

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Sanık Ergün Poyraz: “İsterseniz biraz gözlüklerinizi silin.”

Mahkeme Başkanı: “Bakın bu kitaptan uzun uzadıya soru soramazsınız. Kendinizle ilgili sorular sorun, savunmayla ilgili soru sormanıza izin vereceğim yoksa kesmek zorunda kalacağım. Buyurun.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Aynısı aynı kitap.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın burada dediğiniz diğer isim yok, burada sadece siz varsınız.”

Mahkeme Başkanı: “Alın Ergün Beyden alın kitabı burada gösterin alın verin ona.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı

Mahkeme Başkanı: “Efendim müdahale etmeyin, kitap geliyor zaten. Talip Bey bakın orda.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Tamam efendim. Evet şimdi bu şöyleydi Zafer Bey bu kitabı yazdığı için aynı bu danışmanım konusu burada da var. Biz o bölümü aldık, o bölümde buraya eklemeler yaptığımız için editör arkadaşın yaptığı bir hata yani şu bölümün aynısını siz bu kitapta da görebilirsiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Zafer Bey beni kastetmiştir efendim orda.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam sorunun cevabını verdiniz:”

Sanık Ergün Poyraz: “Sosyal demokrat ya da ona benzer bir görüşte olduğunuzu söylediniz doğru mu?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim görüşleri yargılamıyoruz, başka soru sorun. Görüşlerini yargılamıyoruz.”

Sanık Ergün Poyraz: “Ama devamını getireceğim.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen başka soru sorun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Sizin tavrınızdan tanığın, yalancı tanıklık yaptığının ortaya çıkmasından çekindiğinizi anlıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Hayır efendim.”

Sanık Ergün Poyraz: “Dolayısıyla ….”

Mahkeme Başkanı: “Bakın bakın bu tür şeyler söyleyemezsiniz, mahkememizi zan altında şeyler söyleyemezsiniz.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen, bu tür kabul etmiyoruz efendim, kabul etmiyoruz. Başka beyanız varsa, sorunuz varsa onu alalım.”

Sanık Ergün Poyraz: “Alacağım.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın ben hakaret etmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Biz kimseden çekinmeyiz, biz kimseden çekinmeyiz.”

Sanık Ergün Poyraz: “Ben hakaret etmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Biz burada maddi gerçeği araştırıyoruz.”

Sanık Ergün Poyraz: “O zaman sorularıma müsaade edeceksiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen aynı mahiyetteki şeyleri söylüyorsunuz.”

Sanık Ergün Poyraz: “Bakın şeyde dedik ya.”

Mahkeme Başkanı: “Bakın son bir soru sorun kendinizle ilgili olsun. Kitapla ilgili sorarsanız izin vermiyorum. Buyurun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Yine söylediği son şeyin cümle aynen şuydu; Necip Hablemitoğlu’ndan sonra Alman Vakıflarıyla ilgili çalışma yapan tek kişi bendim, Alman Vakıflarıyla çalışma yaptığım için başım belaya girdi. Bu söylemi yanlış. Niçin ben bunu size soru soruyorum? Alman Vakıflarıyla ilgili en kapsamlı araştırma benim araştırmamdır. Ama benim başım hiç belaya girmedi. Tanık sürekli olarak bir cemaatin cinayet işleme ihtimalinin üstünü örtmek için bu işi bilerek Alman Vakıflarına yıkıyor, bununda kaydı burada.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun oturun, mikrofonu kesin buyurun oturun.”

Sanık Ergün Poyraz: “Buyurun.”

Mahkeme Başkanı: “Son bir soru.”

Sanık Muzaffer Tekin söz istedi verildi: “Şimdi huzurdaki tanık net ve kesin uzatmadan şu sorunun cevabını versin Başkanım, anlatmasın başka bir şey. Muzaffer Tekin 1950 doğumlu ben, sahte pasaportla Almanya’ya birçok defa girip çıktığımı ve uyuşturucu trafiğini idare ettiğimi mi kastetti, evet veya hayır desin.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Sayın Hakim Beye verdiğim cevapta neyse o.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Evet hayır.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evetse evet. Evet.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Bulgusunu söylesin Mahkemenize, kanıtını söylesin benimle ilgili kanıtını? Kanıt söyle, delil söyle, neye göre söylüyorsun?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Almanya’daki verilen ifadeler efendim o…”

Sanık Muzaffer Tekin: “Kim verdi ona arz et mahkemeye, ona göre ben işlem yapacağım.

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “E söyledik efendim bununla ilgili bilgileri verdik.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Hangi bilgi Başkanım hepsinin geldi yalan diyoruz demeyeceğimde yanlış mıdır, nedir?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim 2 gündür, 2 gündür değişik şekillerde, değişik sorular soruldu.”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Evet, evet.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Son söyleyeceğiniz bir şey var mı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Yok efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Hakkında işlem yapılmasını istiyorum bu müfterinin.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Doğruysa benim hakkımda yapın.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Veli Küçük söz istedi verildi: “Sayın Başkanım az önce benim ifademi okudunuz, kendisine de sordunuz. Ben huzurdaki tanığı da dinledim. O okuduğunuz benim verdiğim ifade doğrudur. Yalnız şimdi benim üzüldüğüm bir konu oldu. Bu 2 gündür, 3 gündür yani Azeriliğim sorgulanır bir duruma geldi.”

Mahkeme Başkanı: “Yok efendim yani beyanınızı okuduk, siz öyle beyanda bulundunuz.”

Sanık Veli Küçük: “Yani bu ben Azeri…”

Mahkeme Başkanı: “Savunmanızda öyle söylemişsiniz onu okuduk, (1 kelime anlaşılmadı).”

Sanık Veli Küçük: “Ben Azerbaycanlıların, Azerilerin toplantılarına gittim doğrudur ama hiçbir zamanda da Hollanda’da bilmem nerede yapmadım yani.”

Mahkeme Başkanı: “Veli Bey yani Azerilerin şu, bu onları, onu araştırmıyoruz, iddianamedeki konularla ilgili araştırma yapıyoruz.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Sanık Veli Küçük: “Ben Almanya’da yalnızda ben Almanya’daki Azerbaycanlılar Dünya Azerileri toplantısını 2 kere Almanya’da yaptık. Bu gittiğim şehri söylesin, hangi şehirde toplantı yaptığımı?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Söyledik efendim.”

Sanık Veli Küçük: “Hangisi?”

Tanık Talip Doğan Karlıbel: “Nürnberg ve Layphaym kasabaları.”

Sanık Veli Küçük: “Hayır efendim ben yalnızca Köln’de 2 seferde Köln’de toplantı yaptım aldığımız kararlarda benim başkan seçilmemde Köln’deki toplantıda oldu efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam anlaşıldı.”

Sanık Veli Küçük: “Tamam.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül söz istedi verildi: “Sayın Başkan saatin ilerlediğini, dosyanın kapsamını, salonun fiziki koşullarını, sizlerin sabrının tükenmekte olduğunu, yorulduğunu bütün bu faktörleri dikkate alıyoruz ama biz burada efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Hayır efendim (1 kelime anlaşılmadı) usule uygun soru sorulmadığı için biz müdahale ediyoruz.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül: “Efendim müsaade buyurun sözümü bitireyim, sonrasında efendim müsaade buyurun. Efendim usule ilişkin.”

Mahkeme Başkanı: “Kısaca kısaca alalım.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül: “Usule ilişkin düzenlemede sanığın ya da müdafiinin gerçeğin açıklığa kavuşturulması için soracağı soruya sınırlama getirilmez, getirilemez. Eğer Sayın Mahkemeniz burada hakkın kötüye kullanıldığına ilişkin bir tespit değerlendirmede bulundu ise, o vakit nasıl ki süremizi 15 dakika ile sınırlıyorsunuz, burada maddi gerçeği açıklığa kavuşturmak üzere bir usul esası belirleyelim, ara karar tesis edin. Her bir sanığa kaç soru sorma hakkı, kaç satır soru sorma hakkı, kaç dakika soru sorma hakkı olduğunu açıklığa kavuşturun, sizinle lüzumsuz yere polemik yaşayıp gerilmeyelim. Sizi de geriyorsunuz, bizde geriyoruz maazallah hepimizin yaşı malum.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim tamam.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül: “Kalp krizinden gideceğiz bir gün.”

Mahkeme Başkanı: “Anladım. Herkes sorunun sorma amacına uygun soru sorarsa, dosya kapsamıyla ilgili sorarsa mesele kalmaz. Buyurun oturun.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül: “Sayın Başkanım benim müvekkilim örgüt liderliğiyle suçlanıyor.”

Mahkeme Başkanı: “Anlaşıldı, konu anlaşıldı buyurun oturun.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül: “Tabi ki şimdi bakın…”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun oturun.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül: “Efendim bir müsaade edin.”

Mahkeme Başkanı: “Konu anlaşıldı lütfen.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül: “Son cümle lütfen son cümle.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen izin vermiyorum.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül: “Efendim lütfen son cümlem bitiriyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Mikrofonu keselim, mikrofonu keselim. Buyurun oturun, buyurun.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül: “Efendim bunu iktidar savaşına dönüştürüyorsunuz duruşma salonunda.”

Mahkeme Başkanı: “Söylediğiniz sorun anlaşıldı buyurun.”

Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül: “Duruşma salonunu iktidar savaşına dönüştürüyorsunuz.”

Saatin 18:25 olduğu görüldü.

Oturuma bugüne mahsus olmak üzere son verildi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Oturuma 23 Ocak 2012 günü saat 9:00’da kaldığı yerden devam edilmek üzere ara verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 20.01.2012


BAŞKAN 28298 ÜYE 37266 ÜYE 39995 KATİP 139152

1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət