Ana səhifə

Mühendis kelimesi çok eskilere dayanan teknik bir kavramı ifade ederdi. Hendese (geometri) tahsil eden kişi demektir


Yüklə 4.97 Mb.
səhifə14/25
tarix26.06.2016
ölçüsü4.97 Mb.
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   25


3.7.3. Toplam Kar
Bir işletmenin, kendi esas faaliyetleri dolayısıyla yapacağı kar ile faaliyet dışından elde ettiği karlar toplamı o işletmenin toplam karıdır. İşletmenin kurumlar vergisinin uygulanacağı miktarı gösterir. Buna vergi matrahı denilir. Bazı şirketlerin yatırım indirimleri olabilir, o yıla isabet eden yatırım indirim tutarı sanki maliyet unsuru imiş gibi veya amortisman gibi brüt kardan düşülerek vergi matrahı bulunur.Sermayenin %5 ine ulaşıncaya kadar, kanuni karşılık ayrımı da vergiden önceki matrahtan düşülür.
3.7.4. Kar, Marjinal Kar
Bir işletmenin karı zaman içinde (zamanın bir fonksiyonu) veya kapasite kullanımı (kapasitenin bir fonksiyonu) ile değişebilir. Zaman içinde ve kapasitenin değişimiyle de beraberce değişebilir.

Şekil-2 Marjinal Kar


Şekil 2 bu işletmenin kapasite kullanımı ile karının değişimini göstermektedir. Bu eğri üzerinde, küçük bir kapasite değişimi ile doğacak kar miktarına marjinal kar adı verilmektedir. Matematiksel olarak kar- kapasite eğrisinin A noktasındaki türevidir. A noktasından çizilen bir teğetin kapasite ekseni ile yaptığı açı α, önemlidir. Eğimin fazla olması halinde işletme karı, kapasite kullanım oranına çok duyarlıdır. Eğer α açısı küçük ise, kapasite kullanım oranı, karlılığı küçük miktarlarda değiştirebilir denilir. Başabaş kapasitesinden sonra, kar fonksiyonunun türev değeri büyük olan kuruluşlar çok karlı kuruluşlar olarak sınıflandırılabilir.

Marjinal kar değişimini bilmek, işletmenin kapasite kullanımındaki fizibiliteyi bulmayı kolaylaştırır. Kapasite kullanım oranının değişikliği, işletme sermayesinin büyük miktarda artışını gerektirirse, ekonomik olarak yüksek kapasite kullanmak reel bir yüksek getiri oranı sağlamayacaktır.


3.7.5 Vergiler
Bundan 5000 yıl geriye gider vergi salma ve toplamaları. Toplum halinde yaşamak için, düzenin korunması için ,kazançtan vergi alma bu kadar eskidir. Bir görüş de paranın kazanılması toplum var olduğu içindir. Toplum, bir Pazar oluşturuyor, bu pazarı kullanarak para kazanılıyor, o halde toplumun yönetimi için kazançtan belirli oranlarda vergi verilmesi gerekiyor..
Verginin toplumda kabul görmesi önemlidir. Kabul görmeyen vergilerde devamlı kaçak vardır, bu da kayıt dışı ekonomiyi doğurur. Kimin ne kadar para kazandığı hangi vergiyi ödemesi gerektiği bilinmez. Yüksek enflasyon dönemlerinde vergi dilimleri ve istisnaları sık sık yeniden düzenlenemediği için vergi sadece kazançtan değil, sermayeden de alınır, bu olgu, vergi kaçağına sözde haklılık getirir. Örnek olarak, Vergi oranının %25 olduğu bir ortamda, enflasyon %60 ise bankaya koyduğumuz mevduata %80 faiz verildiğinde, yalnız faiz geliri değil sermaye de vergilendirilmiş olmaktadır. Vergi adaletinin sağlanması en önemli uğraşlardan biri olmalıdır.
İşletmeler yaptıkları karlardan, üretimlerindeki katma değerden vergi vermek durumundadırlar. İşletme hükmü şahsiyet ise ( A.Ş. Ltd. , komandit ortaklığı) kurumlar vergisine tabidir. Eğer şahıs şirketi ise şahsın gelirinin vergisine tabidir. Özetlersek şahıslar gelir vergisine, kurumlar, kurumlar vergisine tabidirler.1985 yılından itibaren her işletme alımlarında katma değer vergisi öder, satışlarında KDV tahsil eder. Her ayın sonunda kendinde kalan net katma değeri vergi dairesine öder.

Bugün için kurumlar vergisi %20 dir. Geçmişte %30 hatta %45 oranlar uygulanırdı.Vergi, işletmenin vergi öncesi net karına uygulanır. Kanunen kabul edilmeyen giderler vergiye tabi matraha eklenerek kurumlar vergisi hesap edilir. Bu günkü uygulamaya göre kurumun Gerçek kişilere dağıtılan kar payları onların vergiye tabi gelirleri olup o miktarlara da gelir vergisi tahakkuk ettirilir.


İşletmeler kazançlarını vergilendirmekten başka daha birçok vergi vermek durumundadır. Bunların en önemlileri Katma Değer Vergisi, ücretli çalışanların gelir vergisi ödemeleri, dışarıdan aldıkları hizmetler için vergi stopajları, kira ödemeleri için vergi stopajları, reklam ve tabela vergileri gibi. Vergilerin ödeme takviminde ödenmemesi halinde gecikme cezasına tabi tutulur. Gecikilerek ödenen vergiler ilk bakışta işletmeye kaynak gibi görülürse de bu kaynak oldukça pahallı bir kaynaktır.
Şahısların ödemek durumunda oldukları gelir vergisi bugünkü uygulamaya göre ilk dilimi %15, ikinci dilimi %17, üçüncü dilimi %25 olup müterakki (birikimli) şeklinde devam eder. Tablo 1, gelir vergisi dökümleri ve oranlarını göstermektedir.





%15

%20

%27

%35

0-8700

+










8700-22000




+







22000-50000







+




50000+










+

Tablo(3.8) Gelir vergisi tablosu
Örnek; Yıllık net geliri 60.000 TL olan kişinin ödeyeceği gelir vergisi
8700x0.15+13.300x0.2+28.000x0.27+10.000x0.35=15.025 TL
Bu kişinin ödeyeceği vergi %25. oranında olacaktır. Geçmişte son dilimin %50 lere, ilk dilimimin %30 lara çıktığı olmuştur. Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde dilimler yukarıya doğru çıkarılır enflasyon düştüğünde dilimler daha küçük oranlara doğru kaydırılır. Ayni vergi dilim tablosu ücretler için de uygulanmaktadır.

3.8. İŞLETMELERDE EKONOMİK DEĞERLENDİRME
Bir tesisin ekonomik ömür içinde ilk kuruluş giderleri ( sabit yatırım) yanında her yıl, amortismana tabi küçük, büyük tamiratlar yapılır. Yenileme yatırımları verimlilik yatırımları yapılır. Serbest piyasa ekonomilerinde, rekabet sizi yukarıda saydığımız yatırımları yapmaya zorlar. Bu yatırımlar zaman içinde yapıldığı için ekonomik ömür içinde toplam yatırım maliyetini bulmak için yıllara dağılmış harcamaları, geçerli banka faizleri (yıllık) ile indirgeyip toplamak gerekir. Enflasyonun sıfır, banka faizlerinin %1 in altında olması halinde, toplam maliyeti yılların harcamalarını toplayarak bulmak, mühendislik toleransları içinde doğru bir işlemdir. Tablo (3.9) toplam yatırım maliyetini bulmak için indirgenmiş değerleri göstermektedir.


YILLAR

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

TOP

SABİT YATIRIM

15

10

5

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

30

YENİLEME YATIRIMI

-

-

-

3

2

1

-

-

-

3

3

2

-

-

-

-

14

VERİMLİLİK YATIRIMLARI

-

-

-

-

-

-

5

3

2

-

-

-

5

4

3

-

22

BÜYÜK ONARIM

-

-

-

-

-

-

-

-

4

4

-

-

-

-

-

-

8

TOPLAM

15

10

5

3

2

1

5

3

2

7

7

2

5

4

3

-

74

İNDİRGEME ÇARPANI %12(X1000)

893

797

711

635

567

506

452

404

361

322

287

257

229

205

183

163

-

İNDİRGENMİŞ DEĞER

13.39

7.97

3.55

1.91

1.13

0.51

2.26

1.21

0.72

2.25

2.00

0.51

1.15

0.82

0.55

-

39.935

Tablo(3.9) toplam yatırım maliyetini bulmak için indirgenmiş değerler


Tablodan görüleceği gibi ekonomik ömrü 16 yıl olan bu işletmeye yıllara yayılmış olarak 74 birim kaynak harcanmış ama %12 ile indirgendiğinde bu günün parası ile sadece 39.9 birim kaynak harcandığı anlaşılmaktadır. Bu tablodan fonların mukayesesinin ancak indirgenmiş değerleri ile yapılabileceği görülmektedir.
3.8.1.İşletmenin Getirisi
Bir işletmenin ürettiği ürün ve kıymetlerin satışından bir gelir elde edilir. Bu gelirin büyük kısmı üretilen malın içine giren fiziki girdiler, iş gücü ve finans maliyetlerini karşılamaya harcanır. Bu getirinin küçük bir bölümü kar olarak işletmeye kalır. Bu kar içinden yenileme yatırımları verimlilik yatırımları ile büyük onarım giderlerinin karşılanması gerekir. Artan bir kısmının da işletmenin ortaklarına ortaklık sözleşmesi çerçevesi içinde kar payı adı altında dağıtılması söz konusudur. Kar, ekonomik ömür içinde yıllara sari biçimde dağıtılacağından, ekonomik ömür sonunda yılların karlarını alt alta koyup toplamak bizi doğru sonuca götürmez. Yıllara sari gelirler yine bankaların yıllık faiziyle indirgenmesi gerekir. Bu da işletme net gelirlerinin indirgenmesi ile yapılır. Bu şekilde indirgenmiş fon giriş çıkışlarına “indirgenmiş nakit tablosu” denilir.
Tabiatıyla ekonomik ömür sonunda tesisin bir hurda değeri düşünülür. Makineler, binalar, arazi,(arazi hurda değer olarak hesaba dahil edilmez) arazi üstü tesisatın değerleri yazılarak o değerinde bugüne taşınması gerekir. Bu tür bir hesaplama tarzı bir işletmenin gerçek karlılığını ortaya koyar. İndirgenmiş getiri, yine indirgenmiş gider (yatırım giderleri) den büyük olmalıdır. İki kalem arasındaki fark büyüdükçe projenin karlılık yönünden cazibesi artar, iki rakam arasındaki fark küçüldükçe projenin cazibesi azalır. Riskin taşınması sorgulanır hale gelir.
İşletmelerin getirisi onun ekonomiye yaptığı katma değeri ile ölçülür.Katma değer, tersinden bir tarifle satış gelirlerinden , fiziki girdi değerlerinin çıkarılması ile elde edilen değerdir. Bu değer içinde istihdam vardır. Toplumun düzeni ve refahı için istihdam büyük önem taşır.
Ülkemizde arazi rantları çok büyük boyutlara ulaştığından, bazı işletmelerin hurda değeri o işletmenin arazi hariç bütün yatırımından daha fazladır. İşletme eski yerini terk edip yeni bir yerde daha modern bir tesis kurabilmektedir.
Bir işletmenin en büyük getirisi sağladığı istihdamdır. Çalışan insanlar, o işletmeye bir şeyler verirken kendileri de yeni yeni şeyler öğrenirler. Bu öğrendiklerini çevrelerine aktarırlar. Bilgi birikimi, ondanda teknoloji dediğimiz gayri maddi bir hak doğuşu olur.
3.8.2. İşletmenin Götürüsü
Her işletmenin bir götürüsünün de olduğu unutulmamalıdır. En önemli götürü o işletmenin çevreye verdiği görünür görünmez zararlardır.Çevre kirliliği, atmosfere yaptığı carbon ve diğer zehirli gazlar salınımıdır.KYOTO protokolü ile artık işletmeler atmosfere saldıkları karbon miktarına göre değerlendirilecek, teşvikler, karbon salınım miktarları ile ters orantılı olacaktır. Çevrenin değişime uğraması , bu değişimin görüntü kirliliği oluşturması da işletmenin bir götürüsüdür.
3.9. NAKİT AKIMI
Bir işletme yaşayan bir bünye gibidir. Nakit akımını kan dolaşımına benzetebiliriz. Kan azaldıkça insanların hareket kabiliyeti azalır. Azalma belli bir orana geldiğinde ömür tükenir. İşletme de böyledir. İşletmenin nakit akışını düzenli ve istikrarlı bir durumda tutamazsanız işletmede verimlilik düşer, karlılık azalır, kendi üretimini yapamaz duruma gelir. Bir müddet sonra girdi sağlayanlara iş gücünü ortaya koyanlara ödeme yapamaz duruma girer. Alacaklılar işletmenin iflasına (ölümünü) talep ederler.
3.9.1. Nominal Nakit Akımı
İşletmenin nakit akımından bahsedildiğinde zaman içinde işletmenin kasasına giren ve çıkan (kaynakların) parasal değerlerin o dönem için net miktarını gösterir. Kaynak fazlası işletmede kalabileceği gibi yeni yatırımlara kaynak olarak ayrılabilir. Fonların giriş-çıkışı negatif olduğunda açık var demektir. Bu açık ya önceki yıllardan arta gelen fazlalıklarla, eğer bunlar yoksa yabancı kaynakla finanse edilmek durumundadır. Tablo (7.1) bir işletmenin nominal gelir giderlerini göstermektedir. Bu tabloda üçüncü yılda görülen açık, yabancı kaynakla, sermaye artışı, veya ortakların katkısı ile kapatılmak durumundadır.





1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

GELİR

80

80

85

85

85

95

95

95

100

100

GİDER

75

75

100

75

75

80

80

85

95

95

GELİR-GİDER NET AKIM

5

5

-15

10

10

15

15

10

5

5
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   25


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət