Ana səhifə

Mersin nöbetçİ İdare mahkemesi başkanliğina gönderilmek Üzere ankara nöbetçİ İdare mahkemesi başkanliğina “Yürütmeyi Durdurma Taleplidir”


Yüklə 39.5 Kb.
tarix27.06.2016
ölçüsü39.5 Kb.
MERSİN NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

Gönderilmek Üzere

ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

Yürütmeyi Durdurma Taleplidir”



DAVACI : Türk Eğitim-Sen

(Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası)


VEKİLİ : Av. Hatice AKALAN-Av. Ömer SARPDAĞ

Av. Emel IRGAT SARPDAĞ-Av. Hilal Kezban DÜZGÜN

Anafartalar Cad. Yüce İşhanı K:4 No:78/65 Ulus/ANKARA
DAVALI : 1) T.C.Milli Eğitim Bakanlığı / Bakanlıklar /ANKARA

2) Mersin Valiliği / MERSİN



T. KONUSU : Nurettin CAN isimli şahsın Mersin Abdullah Günaydın İ.Ö.O’nda görevli iken Mersin ili Yenişehir ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şube müdürü olarak atanmasına ilişkin tesis edilen atama kararnamesinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali taleplerinden ibarettir.

ÖĞRENME TARİHİ : 02.02.2009
AÇIKLAMALAR : Nurettin CAN isimli şahsın Mersin Abdullah Günaydın İ.Ö.O’nda görev yaparken Mersin ili Yenişehir ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şube müdürü olarak atanmıştır. Yapılan atamanın hukuka aykırı olarak tesis edildiği kanaatindeyiz. Dava konusu işlemin müvekkil Sendika tarafından öğrenildiği anda, 02.02.2009 tarih ve 182 sayılı yazı ile hukuka aykırı tesis edilen işlemin geri alınması için talepte bulunulmuş ancak Milli Eğitim Bakanlığından gelen 17.02.2009 tarih ve 18617 sayılı cevabi yazıda tatmin edici gereken cevaplar verilememiştir.

Şube müdürü olarak atanabilmek için, atanacak adayların şube müdürlüğü sınavını kazanmış olması, en az lisans düzeyinde eğitim görmüş olması gerekmektedir. Ayrıca bu şartları taşısalar bile ilk önce 5. veya 6. eğitim bölgesine atanmaları, bu bölgedeki görev sürelerini tamamladıktan sonra ihtiyaç olması, istemeleri ve istekliler arasında objektif kriterlere göre daha iyi durumda bulunmaları koşuluyla 1. bölge olan Mersin iline atanmaları gerekmektedir.

Dava konusu işlem, atamaların yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan, 04.03.2006 tarih ve 26098 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğine aykırı olarak yapılmıştır. Söz konusu yönetmelikte; “Görevde yükselme sınavı suretiyle atanacaklarda aranacak genel şartlar

MADDE 6- (1) Bu Yönetmelikte belirtilen görevlere görevde yükselme yoluyla atama yapılabilmesi için aşağıda belirtilen genel şartlar aranır.

a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68 inci maddesinin (B) bendinde belirtilen hizmet şartlarını taşımak,

b) Bakanlık kadrolarında en az iki yıl süreyle görev yapmış olmak,

c) Son sicil notu olumlu olmak kaydıyla son üç yıllık sicil notu ortalaması 70 puandan aşağı olmamak,

ç) Görevde yükselme sınavında başarılı olmak.

Görevde yükselme sınavı suretiyle atanacaklarda aranacak özel şartlar

MADDE 7- (1) Bu Yönetmelik kapsamındaki görevlere görevde yükselme suretiyle atanacaklarda aşağıdaki özel şartlar aranır.

a) Şube müdürü kadrosuna atanabilmek için;

1) En az fakülte veya dört yıllık yüksek öğrenim görmüş olmak,

2) Bakanlık kadrolarında en az iki yıl hizmeti bulunmak,

3) Şef, öğretmen, mimar ve mühendis kadrolarında en az üç yıl görev yapmış olmak.” Hükümlerine yer verilmiştir.

Şube müdürü olarak ataması yapılmış olan Nurettin Can görevde yükselme sınavına girmemiştir. Görevde yükselme sınavında başarılı olmak şartını taşımayan görevlilerin, belirtilen görevlere atanması işlemi açıkça hukuka aykırıdır.

Yapılan atamalar yukarıda anılan hükme aykırıdır. Çünkü şube müdürlüğü sınavını kazanan adayların ilk önce 5. ve 6. bölgelere atanması, 1. bölge illerinde ihtiyaç bulunması halinde münhal duyurusunun yapılarak isteklilerin, tercih ve idarece belirlenecek objektif kriterlere göre atanması gerekmekte iken, sınava dahi girmeyen adaylar, doğrudan doğruya birinci bölge illeri arasında bulunan Mersin ili Yenişehir ilçe Milli Eğitim Müdürlüğüne şube müdürü olarak atanmış olduğundan dava konusu işlem açıkça hukuka aykırıdır.

Ayrıca, davalı idarece tesis edilen işlemde kariyer ve liyakat esaslarına da uyulmamıştır. Kariyer ve liyakat birbirlerini tamamlayan ilkeler olarak değerlendirilir. Nitekim her iki ilkenin temelinde de, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramı yatmaktadır. İdare tarafından yapılan atama işlemlerinde kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinin tek güvencesinin, hizmetin nitelikli, yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesiyle sağlanabileceği esas alınmalıdır.

Bilindiği gibi, Kariyer; 657 Sayılı Kanun’un ifadesi ile Eğitim Çalışanlarına, yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânının sağlanması anlamına gelir. Kariyer ilkesi ile benimsenen temel prensip; kişisel veya siyasi çıkarların meslekte ilerlemedeki olası olumsuzlukları önlemektir. Bu ilke sayesinde eğitim çalışanlarımızın; bilgi, tecrübe ve yeteneği dışında meslekte ilerlemek yolunda herhangi bir haksızlıkla karşılaşmasının önüne geçilmesi gereklidir.

Diğer taraftan Liyakat ilkesi, diğer bir deyişle Yeterlilik ise; eğitim çalışanlarımızın hizmete giriş ve ilerleyişlerinde yeteneklerinin ve başarılarının temel alınmasını ifade etmektedir. Bu ilke, söz konusu hizmet için en ehil, en nitelikli, en başarılı kim ise, hizmetin ifasına yönelik tercihte ilk olarak onun öne çıkarılmasını sağlamaktadır. Eğitim çalışanlarımız, yüksek konumdaki kamu görevlilerine veya iktidara yakınlığına göre değil yeteneğine ve başarısına göre görevlere atanmalı ve görevlerinde ilerlemelidirler. Liyakat ilkesi; her türlü ayrımcılığı ve kayırıcılığı reddeder niteliktedir.

Ancak, somut dava dosyamız incelendiğinde görülecektir ki, kariyer ve liyakat ilkelerine de aykırı hareket edilmiş olup, davalı idarece tesis edilen işlem hukuka aykırıdır. Davalı, Milli Eğitim Bakanlığı atama işlemlerinde kariyer ve liyakat ilkelerinden tamamen ayrılmaktadır. Yine kamu hizmetinin temel unsurlarından olan süreklilik ilkesinin yok sayılması, eğitim çalışanlarımızın güvencelerinin ortadan kaldırılması ve tüm bunların doğal sonucu olarak da kamu hizmetinin en etkin ve en verimli şekilde yürütülememesi anlamına gelmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliğinin “Duyuru” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrası “Atama yapılması planlanan eğitim kurumlarının yöneticiliklerine; valiliklerce il genelinde ve her adayın bilgi sahibi olmasını sağlayacak şekilde başvuru tarihinden en az 15 gün önce duyuru yapılır.” Şeklindedir. Bu madde uyarınca münhal duyurular yapılmış olsa atanan görevlilerden kariyer ve liyakat bakımından daha üstün durumda bulunan çok sayıda aday bu görevlere atanmak için başvuruda bulunacak iken, münhal duyurusu yapılmadığı için diğer adaylar başvuru imkânı bulamamıştır. Davalı idare adeta yangından mal kaçırırcasına, kapalı kapılar ardında, gizlice atamaları yapmış ve böylece personel arasında ayrımcılık yapmıştır. Personel arasında ayrımcılık yapılmasının hukuk devleti ile bağdaşmadığı açıktır.

Açıklanan nedenlerle dava konusu idari işlem açıkça hukuka aykırıdır. Dava konusu işlemin uygulanması durumunda telafisi güç hatta imkânsız zararlar doğacağı da açıktır. 2577 sayılı İYUK 27 / 2. maddesinde aranan koşullar oluşmuştur. Bu nedenle dava konusu işlem hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmesini talep ediyoruz.

Takdir Yüce Mahkemenize ait olmak üzere iş bu davanın açılması hasıl olmuştur.


HUKUKİ SEBEPLER :Anayasa, İYUK, 657 sayılı DMK, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği, Milli Eğitim Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği ve ilgili tüm yasal mevzuat
HUKUKİ DELİLLER : 02.02.2009 tarih ve 182 sayılı yazı, Milli Eğitim Bakanlığından gelen 17.02.2009 tarih ve 18617 sayılı cevabi yazı
SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ile izahına çalıştığımız ve yüksek mahkemenin de re’sen gözeteceği sair hususlar nedeni ile;

1) Nurettin CAN isimli şahsın Mersin Abdullah Günaydın İ.Ö.O’nda görevli iken Mersin iliYenişehir ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şube müdürü olarak atanmasına ilişkin tesis edilen atama kararnamesinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve ardından iptaline,

2) Tüm yargılama harç, masraf ve ücreti vekâletin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ile talep ederiz.

06.03.2009

Av. Hatice AKALAN-Av. Ömer SARPDAĞ

Av. Hilal Kezban DÜZGÜN



EK: 1) Onanmış Vekâletname

2) Deliller bölümünde sayılanlar


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət