Ana səhifə

İletiŞİm fakültesi ÖĞrencileriNİn sosyal medyayi kullanim düZEYleri Murad Karaduman¹, Hanifi Kurt²


Yüklə 273 Kb.
tarix24.06.2016
ölçüsü273 Kb.
İLETİŞİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL MEDYAYI KULLANIM DÜZEYLERİ

Murad Karaduman¹, Hanifi Kurt²

¹ Dr, Akdeniz Üniveristiesi İletişim Fakültesi

² Dr, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi

mkaraduman@gmail.com, hkurt@gmail.com
Özet

İnternet hızlı bir biçimde gelişirken, sosyal medya aracılığıyla kullanıcıların da içerik üretebildikleri ve bu içeriği milyonlarca insanla paylaşabildikleri yeni bir döneme girilmiş oldu. İnternetin önceki evrelerinde; önce çok kısıtlı bir içeriğin sunulduğunu, sonrasında bu içeriğin bir çığ gibi büyüdüğünü, daha sonra da kullanıcıların bu içeriklere yorumlarla katılımıyla etkileşimi sağladığını gözlemlenmişti. Kullanıcıların bağımsız bir biçimde içerik üretimi ise interneti belki de ilk ortaya çıktığından bu yana “bambaşka” yapan en önemli unsur oldu. Böylece kullanıcılar “kendi medyalarını” yaratarak, “geleneksel medyaya” bir taraftan farkında olmadan katkı yapmakta, diğer taraftan da alternatif olmaktadır. Geleneksel medya “profesyonel üretimini” sürdürürken, sosyal medya üyeleri “her an her yerde olma, her şeyi anında yansıtabilme” ile öne çıkmaktadır. Durum böyle iken, medya sektörüne eleman yetiştiren iletişim fakülteleri öğrencilerinin de sosyal medya olgusuna daha fazla ilgi göstermeleri beklenmektedir. Ege Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi iletişim fakültelerinden oluşan bir örneklem grubuyla yapılan bu çalışmada, iletişim öğrencilerinin, genel olarak internet, özel olarak da sosyal medyayla ilişkilerinin düzeyi saptanmaya çalışılmıştır.



Anahtar Sözcükler: İnternet, sosyal medya, iletişim fakültesi
Abstract

While the internet rapidly envolves, it was entered a new phase that the users also are able to produce the content and share this content to millions of people by social media. It has been observed that internet offered a very limited content in its previous stage, then this content has grown like a snowball and more then the users of internet provides the interactions by participating the content with their interpretations. As to, an independent content production of internet users, perhaps, was the most important factor which makes internet “completely different” since the emerging. Thus, on the one hand the users contribute to “traditional media” without being aware of, on the other hand theirselves become an alternative media by creating their own media. While the traditional media continues “its pofessional production”, the members of social media stand out with “ being anytime anywhere, instantly reflecting evreything”. At this conjunction, the students of faculties of communications -which training staff for media sector- are expected to show more interest in the phenomenon of social media. This study were applied to a sample group that consisted the students who study in Ege and Akdeniz Universities’ faculties of communication. And the study, generally try to determine the relations of these students with internet, but particularly try to examine the level of students’ relations with social media.



Key Words: Internet, social media, faculty of communication


Giriş

İnternet 1960’lı yıllarda ortaya çıktığında kuşkusuz bugünkü kullanım oran, amaç ve biçimlerine ulaşması öngörülmemişti. Teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte insanoğlu kafası karışık bir durumda yeni ve tanıdık gelmeyen bir evrende yaşamakta olduğunu anlamaya başlamıştı. (1) Askeri amaçlarla başlayan ilk internet serüveni, daha sonra üniversitelerin devreye girmesiyle hızla yaygınlaştı. Sonradan Web 1.0 olarak adlandırılan ilk internet çağında kullanıcıların sadece okuyabileceği, müdahale edemeyeceği internet siteleri varolmaktaydı. Daha çok html tabanlı sitelerin hüküm sürdüğü, kurum ve firma tabanlı bu çağda kullanıcılar pasif durumdaydı ve sunulan bilgilerle yetinmek durumundaydı. Bundan sonraki aşamada ise kullanıcının hızlı geribildirimlerle içeriğe küçük müdahaleleri sözkonusu olabildi. İlk olarak 2004 yılında çeşitli konferanslarda dile getirilen bir kavram olarak Web 2.0 ise zengin, interaktif ve kullanıcı bazlı uygulamalara olanak tanıyan yeni bir interneti tanımlamak için kullanılmaya başlandı. Bu yeni internet çağında kullanıcılar bilgisayar ekranlarına sadece bakma durumundan kurtulup, bizzat üretim aşamasına dahil oldular. Sosyal medya kavramı da internette adeta bir devrime yol açan bu çağda ortaya çıktı. Artık milyonlarca insan internetin sadece kullanıcısı değil, aynı zamanda yaratıcısı olma olanağına sahip olmuştu.




  1. Sosyal Medya

İnternetin gelişmeye başladığı 1990’ların başından bu yana sosyal paylaşım siteleri iletişim teknolojilerinin yarattığı en büyük patlamalardan birini temsil etmektedir (2). Bakıldığı zaman dünyadaki en popüler 10 internet sitesinin tam 7’si sosyal paylaşım sitesi ve ağlarıdır: Facebook, Youtube, Windows Live, Wikipedia, Blogger, QQ, Twitter (3). Kullanıcılar tarafından üretilen içeriğin yine kendisi tarafından yayıldığı ve paylaşıldığı ortamlar olan sosyal medyanın en önemli özelliği içeriğin yani bilginin, haberin, fotoğrafın, yorumun kaynağının kullanıcı olmasıdır. Sosyal medya normal insanlar tarafından interaktif iletişim için yönetilen açık bir ortamdır. Tek yönlü haber, bilgi ve eğlence üretiminin geçerli olduğu kitle iletişim araçlarından oluşan ana akım medyanın tersine sosyal medya herhangi bir kişiye içerik üreticisi olma ve interaktif iletişim yoluyla tanışıklıklar temelindeki bir piramit formunda bunu herkese sunma olanağı tanır. (4). Geleneksel medyanın kapsama alanıyla birlikte onun ulaşmasının ya da yayınlamasının mümkün olmadığı-olamayacağı her türlü içerik sosyal medyanın ilgi alanına girer. Böylece internetteki üretim gücü her bireyin katkısına açılmış, kurumsal içeriklerle birlikte milyonlarca kişiden çıkan milyarlarca farklı bilgi, belge, görüş, yorum paylaşıma sunulmuştur. Bu durum internetin özgürleşmesine yeni bir katkıdır. Öyle ki, 2006’da Time dergisi sosyal medyanın kültürel, politik ve ekonomik önemini ‘Yılın İnsanı’nı alışılmadık bir biçimde açıklayarak ilan etmiştir: “Sen”. Time Dergisi editörü Lev Grossman’a göre “sosyal medya bugüne kadar görülmemiş bir ölçekte gerçekleştirilen bir ortaklık ve işbirliği hikayesidir. Bu, birbirine “hiçbirşey” için yardım eden insanların öyküsüdür ve yalnızca dünyayı değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda dünyayı değiştirecek yolu da değiştirir.” (5). Milyarlarca insan hem küresel hem de yerel ölçekte devasa bir bilgi ağını birlikte oluşturup paylaşabilmekte, içeriğin doğası değişmekte; hiç olmadığı kadar canlı, etkileşimli ve kapsamlı hale gelmektedir.” (6).

Sosyal medyanın farklı kategori ve işlevleri bulunmaktadır. Sosyal medya platformlarının çatısı altında şu kategorileri sıralayabiliriz: (7)



  • Sosyal Platformlar (Facebook, Twitter, Frienfeed vb)

  • Yayıncılık (Bloglar, Wikipedia, Sözlükler)

  • Tartışma Siteleri (Forumlar)

  • İçerik Paylaşımı (Film, video, fotoğraf, müzik paylaşım siteleri – Youtube, Flickr, Vimeo, Imdb vb.)

  • Anlık Mesajlaşma (Messenger, Skype vb.)

  • Sosyal Oyunlar (Farmville, Zynga vb.)

Tüm bu kategorileri değerlendirdiğimizde internete giren çoğunluğun bu sosyal platformlarda gerek paylaşım yaptığını, gerekse zaman geçirdiğini söylemek mümkündür. Her ne kadar sosyal medyadaki bilgilerin doğruluğu ve güvenirliği tartışılsa da (ana akım medyadaki bilgilerin doğruluğu ve güvenirliği de tartışılabilinir) internetteki paylaşımın arttığı tartışılmaz bir gerçektir.

  1. Üniversite Gençliği ve Sosyal Medya

Sosyal medyanın dünyadaki popülaritesi çok yüksektir. Bu durum 4 nedenle açıklanabilir: Birincisi sosyal medya, kullanıcıların arzularını açıklama ihtiyacını karşılayan bir pencere sağlar. Bu, dikkat çekmek için yararlı bir çıkış noktasıdır. Çünkü bu ağlar kendini göstermek ve tanınmak için çeşitli araçlar sağlar. İkincisi kullanıcılar bilmek istedikleri her şey hakkında en son haberleri alabilmektedir. Sosyal medyada istedikleri haberleri almak, geleneksel medyanın gelişigüzel haberlerine maruz kalmaktan daha uygun gelir. Çok önemli haberlerin kesinlikle ulaşacağı düşünülür ve o haber hakkında bir arkadaşın yorumu, bir yabancının ipucundan daha değerlidir. Üçüncüsü kullanıcılar ilgilendikleri insanların neler yaptıklarını ve nelerle ilgilendiklerini “dikizleyebilir”. İnsanlar bloglarda, Facebook ya da Twitter’da diğer insanların neler dediklerini ve neler yaptıklarını görme şansına sahiptir. Son olarak insanlar günlük rutinlerinden kaçma şansına sahip olur. Günlük hayat, birçok insanın değiştirmek için çabaladıkları tekrarlardan ibarettir. Sosyal medya ile insanlar başkalarının hayatlarını kendilerinden kaçmak için kullanırlar (8). Çeşitli araştırmalar göstermektedir ki interneti en yoğun kullanan topluluklardan birisi üniversite öğrencileridir. Bu, yukarıda açıklanan 4 nedenle ilgilidir. Türkiye’de de bilgisayar ve internet kullanım oranlarının en yüksek olduğu yaş grubu 16-24 yaş grubudur. Eğitim durumuna göre en yüksek bilgisayar ve internet kullanım oranı yüksekokul, fakülte ve üstü mezunlarındadır (9). İnternet kullanan gençlerin yarıdan fazlası aynı zamanda web sitesi, blog yapan, fotoğraf ve video gibi özgün içerik paylaşan ya da mevcut içeriği yeni tasarımlara dönüştüren “içerik yaratıcıları”dır. (10). Birçok araştırma göstermektedir ki bu gençlerin % 95’inin Facebook gibi sosyal ağlarda aktif profilleri mevcuttur.

İletişim fakülteleri medya sektörüne kalifiye çalışan yetiştiren eğitim kurumlarıdır. Gelecekte medyada çalışmak için eğitim alan iletişim öğrencileri için sosyal medya yeni bir penceredir. Daha önceleri stajlarını ve ilk iş deneyimlerini geleneksel medyada gerçekleştiren bu öğrenciler, staj ve iş deneyiminin ötesinde sosyal medya aracılığı ile “kendi medya”larını yaratma olanağına sahip olmuştur. Hiçbir tasarım bilgisi gerektirmeyen blog sağlayıcılar, binlerce kişiye ulaşma olanağı veren Twitter ve Facebook gibi siteler, iletişim öğrencilerinin “ilk ürünlerini” aracısız olarak sunmak için büyük bir fırsat yaratır. Sosyal medyanın sağladığı bu olanaklar belki de herkesten önce iletişim fakültesi öğrencileri için önem taşımaktadır. Çünkü sosyal medya onlar için çevreleriyle iletişim kurmanın ötesinde bir anlam kazanabilir. Biz bu çalışmamızda öncelikle medya sektöründe çalışmak amacıyla eğitim gören iletişim fakültesi öğrencilerinin, medyanın kimi zaman bir parçası, kimi zaman ise alternatifi olan sosyal medyayla ilişkilerini saptamayı amaçlamaktayız. Çalışmanın amacı iletişim fakültesi öğrencilerinin sosyal medyayı kullanım amaçlarını belirleyerek, bu siteleri kendi fikirlerini paylaşma ve kendi medyalarını yaratma konusunda kullanıp kullanmadıklarını ölçmektir.



  1. Çalışmanın Yöntemi ve Örneklemi

Bilimsel çalışmanın, bilimsel bilgiye belli bir yöntemle ulaşma çabası olduğu bilinir. Zira, bilimsel çalışmaların vazgeçilmezi olan yöntem ve teknikler, karmaşık konularda, içinde dolaştığımız zihinsel labirentte kaybolmamak için, kastedilen parkurun yapısını kavramamızı sağlayacak bir desen veya bir başlangıç noktasıyla ilişkimizi koparmamayı sağlayacak bir iplik parçası (11) oldukları ifade edilebilir. Bununla beraber araştırmacının cevabını aradığı soruların özelliği de araştırmanın yöntem, teknik ve örnekleminin seçilmesinde önemli rol oynadığı bilinir. Bu perspektifle organize edilen bu çalışmanın evrenini, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden oluşmaktadır. Araştırmanın evrenini temsil etme niteliği taşıyan 100’ü Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden, diğer 100’ü ise Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden oluşan 200 kişilik bir örneklem grubu seçilmiştir. Örneklem grubuna araştırmanın amacına uygun olarak formüle edilen anket uygulanmıştır. Araştırmanın niteliğine bağlı olarak uygulanan anket tekniğinden elde edilen veriler SPSS programı yardımıyla –ağırlıklı olarak frekans dağılımları dikkate alınarak- analize tabi tutulmuş; anlamlı yorum ve değerlendirmelere izin verecek sonuçlara ulaşılmıştır.


  1. Çalışmanın Verileri ve Değerlendirilmesi

Örneklemi oluşturan iletişim fakültesi öğrencilerinden anket tekniğiyle elde edilen verilere bakıldığında, çalışmaya katılan öğrencilerin %51 kız, %49’u ise erkeklerden oluştuğu görülmüştür. Anket sorularını cevaplayan deneklerin -üniversite öğrencisi yaş ortalamasına uygun olarak- %55,5 ile 21-23 yaş aralığından yoğunlaştıkları belirlenmiştir. Araştırmaya katılanların %37’si 18-20 yaş grubunda iken, %6’sı 24-26, %1’i 27-29 ve %0,5’i 30 ve üstü yaş grubuna ait oldukları tespit edilmiştir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin çoğunluğu, Türkiye ortalamasına göre orta veya daha az gelirli ailelerden

geldikleri görülmektedir. Öğrencilerin %42’si 1001 TL-1500 TL geliri olan ailelerden gelirken; %27,5’i 501 TL – 1000 TL arasındaki gelire sahip ailelere mensup oldukları belirlenmiştir. Diğer öğrencilerin %12’si 2001 TL – 3000 TL; %8’i 1501 TL – 2000 TL; %6’sı 500 TL ve altı; %3,5’i 3001 TL – 5000 TL ve %1’i 5001 ve üzeri TL gelire sahip ailelerden geldikleri saptanmıştır.

Anket çalışmasından elde edilen veri analizleri, iletişim fakültesi öğrencilerinin yarısından fazlasının sabit bir internet erişimini kullanarak internete bağlandıklarını göstermektedir. Öğrencilerin %53’ü ilk seçenek olarak sabit internet erişimini kullanırken, % 21,5’i internet cafelerden, %8,5’i üniversite veya kütüphaneden internete bağlandıkları görülür. En çok internete bağlandıkları ikinci noktayı, %16 ile üniversite/kütüphane, %15,5 ile ücretsiz wireless bağlantıları olarak işaretleyen iletişim öğrencileri, üçüncü bağlantı noktaları olarak da en çok %15 ile ücretsiz wireless bağlantıları ve %13,5 ile üniversite/kütüphane seçeneklerini işaret ettikleri görülmektedir. İnterneti hiç kullanmadıklarını ifade eden öğrenci oran, %1 ile oldukça düşük düzeyde kalmıştır. Türkiye’de diğerlerine oranla daha yeni teknoloji olan mobil internet ile 3G modem interneti kullanma oranlarının iletişim fakültesi öğrencileri arasında düşük düzeyde olmuştur. Öğrencilerin %2,5’si ilk tercihleri; %7,5’i ikinci tercihleri; %7’si üçüncü tercihleri olarak mobil interneti kullandıkları görülür. İletişim öğrencilerinin %5’i ilk tercihleri; %6,5 ikinci tercihleri; %1’i ise üçüncü tercihleri olarak 3G modem interneti kullandıkları ifade etmişlerdir.

Araştırmaya katılan iletişim öğrencilerinin büyük bir çoğunluğu interneti hemen hemen her gün kullandıkları görülür. Katılanların %74,4’ü interneti her gün kullanırken, %10 günaşırı, %14’ü haftada bir, %1,5’lük gibi küçük bir kısım interneti ayda bir interneti kullanmaktadır. Bununla beraber çalışmaya katılan öğrencilerin tamamı, farklı sıklıklarla da olsa interneti kullandığı görülmektedir. İnterneti her gün kullananların çoğunluğunu oluşturan % 57,6’sı ise günde 1-3 saatlerini internetin başında geçirdikleri görülür. İnterneti hergün kullananların %23,8’i günde bir saatten az; %15,8’i 4-6 saat; % 2,6’sı ise 6 saatten daha fazla internettin başında vakit geçirdikleri belirlenmiştir.

İletişim fakültesi öğrencilerine interneti hangi amaçla kullandıkları sorulduğunda, ilk amaç olarak, öğrencilerin %46’sı interneti bilgilenmek, %30’u iletişim kurmak, %11,5 araştırma yapmak; %4,5’i oyun oynamak; %3’ü bir şeyleri paylaşmak, %2,5’i sosyalleşmek, %1’i oyun oynamak amacıyla kullandığını ifade etmiştir. %0,5’i ise interneti hangi amaçla kullandığını belirtmemiştir. Öğrencilerin %34’ü iletişim kurmayı; %18’i araştırma yapmayı; %17’si bilgilenmeyi; %7,5’i sosyalleşmeyi; %6,5’i eğlenmeyi; %4,5’i bir şeyleri paylaşmayı; %2,5’i oyun oynamayı interneti kullanmanın ikinci amacı olarak işaretlemiştir. Deneklerin %9’u ise interneti kullanma amaçlarının ikincisini ifade etmemiştir. Üçüncü amaç olarak, öğrencilerin %21’i araştırma yapmayı; %17,5’i ğlenmeyi; %15’i bilgilenmeyi; %12’si bir şeyleri paylaşmayı; %11,5’i iletişim kurmayı; %7,5’i sosyalleşmeyi; %4’ü oyun oynamayı tercih ettiği görülür. Öğrencilerin %11,5’i ise interneti kullanmanın üçüncü amacını yanıtsız bırakmışlardır.



Tablo 1: Sosyal medya sitelerine üyelik oranları





Sayı

Yüzde

Aşağıdaki Sosyal medya veya paylaşım sitelerinden hangisine üyesiniz?


Messenger

186

93

Facebook

168

84

Bloglar

26

13

Forum siteleri

24

12

Twitter

20

10

Youtube

16

8

Wikipedia

12

6

Sözlükler

9

4,5

Flickr

2

1

LinkedIn

1

0,5

Diğer

8

4
Çalışmaya katılan iletişim öğrencilerinin tamamı, bir sosyal paylaşım veya medya sitesine üye olduğu görülmektedir. Üyelik oranı sıralamasına bakıldığında Messenger’in %93 ortalamayla birinci sırada, Facebook %84 ile ikinci sırada yer almıştır. Bu sonuçlar da Türkiye ortalamalarıyla eşdeğer görünmektedir. Türkiye’deki web kullanıcılarının % 82,1’inin Facebook üyesi olduğu belirtilmektedir (12). Öğrencilerin %13’ü bir bloga üye olduğunu belirtirken; %12’si forum sitelerine; %10’u Twitter’a; %8’i Youtube’a; %6’sı Wikipedia’ya; %4,5’i sözlüklere üye olduğunu ifade etmiştir. LinkedIn ve Flickr gibi Türkiye’de daha az popüler olan sitelere üyelik değerlendirilmeye alınmayacak oranda küçük kalırken, öğrencilerin %4’ü ise daha az bilinen diğer sosyal paylaşım sitelerine üye olduğunu belirtmiştir (Bkz. Tablo 1).







Sayı

Yüzde

Ne zamandan beri bir sosyal medya ağına (messenger, facebook, twitter vb.) üyesiniz?


Boş/Yanıtsız

1

,5

0-6 ay

4

2,0

6-12 ay

4

2,0

1-2 yıl

33

16,5

3-4 yıl

60

30,0

5-6 yıl

71

35,5

7 yıl ve üzeri

27

13,5

Toplam

200

100,0

Tablo 2: Sosyal Medya ağına üyelik süresi

İletişim fakültesi öğrencilerinin herhangi bir sosyal paylaşım veya sosyal medya sitesine üyelik sürelerine bakıldığında, öğrencilerin çoğunun 3 ile 6 yıldan bu yana bir üyeliklerinin olduğu görülmektedir. Öğrencilerin %35,5’i 5-6 yıldan; %30’u ise 3-4 yıldan beri bir sosyal paylaşım veya medya sitesine üye olduğunu belirtmiştir. Yüzde 16,5’i 1-2 yıldan; %2’si 6-12 aydan; %2’si 0-6 aydan beri üye olduklarını ifade ederken, %13,5’i ise 7 yıl ve daha fazla bir süreden beri üye oldukları görülmüştür (Bkz. Tablo 2).










Sayı

Yüzde

Sosyal medyayı hangi sıklıkla kullanıyorsunuz?


Hergün

135

67,5

Günaşırı

24

12,0

Haftada bir

32

16,0

Ayda bir

7

3,5

Hiç kullanmam

2

1,0

Toplam

200

100,0

Sosyal medyayı her gün kullanıyorsanız, günde kaç saatinizi buna ayırıyorsunuz?


Boş/Yanıtsız

61

30,5

0-1 saat

52

26,0

1-3 saat

74

37,0

4-6 saat

9

4,5

6 saatten fazla

2

1,0

Hiç Kullanmam

2

1,0

Toplam

200

100,0

Tablo 3: Sosyal medyayı kullanma sıklığı ve süresi

Araştırmaya dahil olan öğrencilerin büyük bir çoğunluğu sosyal medya veya paylaşım sitelerini hemen hemen her gün kullandığı ifade edilebilir. Anketi cevaplayanların %67,5’i sosyal medyayı her gün kullandığını belirtirken, %12’si günaşırı; %16’sı haftada bir; %3,5’i ayda bir sosyal medyayı kullandığı görülmektedir. Yüzde %1 gibi küçük bir kısmı ise sosyal medyayı hiç kullanmadığını ifade etmiştir. Sosyal medya sitelerini her gün kullananların %37’si günlük zamanlarından 1-3 saatlerini sosyal medyaya ayırdıkları görülür. Yüzde 26’si, günde bir saat veya daha az bir zamanı sosyal medya ile geçirdiklerini belirtirken, %4,5’i 4-6 saatlerini; %1’i ise 6 saatten fazla zamanı sosyal medyaya ayırmaktadırlar. Katılanların %1’i sosyal medyaya hiç vakit ayırmadığını kaydederken, %30,5’i ise bu soruyu cevapsız bırakmışlar (Bkz. Tablo 3).










Sayı

Yüzde



En çok hangi sosyal medya sitelerinde vakit geçiriyorsunuz?

Messenger

156

32

Facebook

166

33

Forum siteleri

38

8

Bloglar

13

3

Youtube

28

6

Wikipedia

23

5

Sözlükler

24

5

Twitter

19

4

Flickr

3

1

LinkedIn

1

0

Diğer

14

3

Tablo 4: En çok vakit geçirilen sosyal medya/paylaşım siteleri

İletişim fakültesi öğrencileri, sosyal medyayı kullandıkları zamanlarda, vakitlerinin büyük bir çoğunluğunu Messenger ve Facebook’ta geçirdikleri görülür. Öğrencilerin %33’ü, sosyal medyayı kullandıkları zamanlarda en çok vaktini Facebook’ta geçirdiğini belirtirken, %32’si Messenger’da zamanını geçirdiğini ifade etmiştir. Diğer sosyal medya sitelerinde daha az vakit geçiren öğrencilerin, en az LinkedIn ve Flickr’a zaman ayırdığı görülmektedir (Bkz. Tablo 4).









Sayı

Yüzde

Sosyal medya sitelerini en çok hangi amaçla kullanıyorsunuz?

Arkadaşlar ve çevremle iletişim kurmak amacıyla

164

28

Bir şeyleri (fotoğraf, video, görüş) paylaşmak amacıyla

90

16

Sosyalleşmek amacıyla

54

10

Oyun oynamak amacıyla

16

3

Eğlenmek amacıyla

72

13

Bilgilenmek amacıyla

88

16

Araştırma yapmak amacıyla

60

11

Yorum yazmak amacıyla

11

2

Diğer

5

1

Tablo 5: Sosyal medya sitelerinin kullanılma amacı

Sosyal medya kullanım amaçlarına bakıldığında, iletişim öğrencilerinin sosyal medya veya paylaşım sitelerini en çok arkadaşları ve çevreleriyle iletişim kurmak amacıyla kullandıkları görülür. Öğrencilerin %28’i sosyal medyayı iletişim kurmak amacıyla kullandığını belirtirken; %16’sı bir şeyleri paylaşmak; diğer %16’sı bilgilenmek; %13’ü eğlenmek; %11’i araştırmak yapmak; %10’u sosyalleşmek; %3’ü oyun oynamak amacıyla sosyal medya/paylaşım sitelerini ziyaret ettiği görülmektedir. Öğrencilerin sadece %2’si bu siteleri yorum yazmak amacıyla kullandığını belirtirken, %1’i ise bu siteleri diğer amaçlar için kullandığını belirtmiştir (Bkz. Tablo 5).










Sayı

Yüzde

Sosyal medyalarda yer alan veya paylaşılan bilgi ve değerlendirmelere ne kadar güveniyorsunuz?


Boş/Yanıtsız

3

1,5

Hiç güvenmem

16

8,0

Bir kısmına güvenirim

140

70,0

Kararsızım

18

9,0

Güvenirim

22

11,0

Çok güvenirim

1

,5

Toplam

200

100,0

Tablo 6: Sosyal medya içeriğine güvenilirlik

Araştırmadan elde edilen verilere bakıldığında öğrencilerin büyük bir çoğunluğu, sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılan bilgi ve değerlendirmelere tam olarak güvenmedikleri söylenebilir. Öğrencilerin %70’i paylaşılan bilgi ve değerlendirmeler kısmen güvendiğini açıklarken, %11’i bunlara güvendiğini; %0,5’i çok güvendiğini ifade etmiştir. Katılanların %8’i bu tür bilgi ve değerlendirmelere hiç güvenmediğini; %9’u ise bu konuda kararsız kaldığını belirtmiştir (Bkz. Tablo 6).

Anket formunda yer alan “Anlık mesajlaşma araçlarını kullanıyor musunuz?” sorusuna, iletişim fakültesi öğrencilerinin %87,5’lik gibi büyük bir kısmı “Evet” yanıtını verirken; %10,5’i anlık mesajlaşma araçlarından herhangi birisin kullanmadığını ifade etmiştir. Yüzde %2’lik küçük bir kısmı ise bu soruyu yanıtsız bırakmıştır. “Sosyal ağlarda içerik (video, fotoğraf, yorum vb.) paylaşır mısınız?” sorusuna karşılık olarak, ankete katılanların %91’lik çoğunluğu, sosyal ağlarda içerik paylaştığını belirtirken; %7,5’lik kısmı ise böyle bir eylemi gerçekleştirmediğini ifade etmiştir. Yüzde %1,5’lik öğrenci grubu ise soruyu yanıtlamamıştır. Sosyal ağlarda içerik paylaştığını ifade eden öğrencilerin çoğunluğu oluşturan %37,5’lik kısmı fotoğraf paylaştığını kaydederken; %23,5’i ilginç ve komik videoları arkadaşlarıyla paylaştığını belirtmiştir. Öğrencilerin %10’nu kendi görüş ve düşüncelerini; %7 güncel haberleri paylaştığı; %14,5’i ise fikir ve yorum yazılarını arkadaşlarına gönderdiği görülür. Katılanların %7,5’i ise soruyu boş bırakmıştır.

Sosyal medyayı kullanan iletişim fakültesi öğrencilerinin sosyal medya ve paylaşım siteleri arasında önemli bir yere sahip olan blogları takip etme oranlarına bakıldığında, öğrencilerin yarısından fazlasının blogları takip ettiği görülür. Çalışmaya katılan öğrencilerin %63’ü blogları takip ettiğini; %35,5’i ise herhangi bir blogu takip etmediğini belirtmiştir. Blogları takip edip etmediği yönündeki soruyu cevaplamayanların oranı ise sadece %1,5 olduğu belirtilmelidir.










Sayı

Yüzde

En çok hangi içeriğe sahip blogları takip ediyorsunuz?

Genel içerikli bloglar

54

21

Spor içerikli bloglar

25

10

Güncel haber verenler

74

29

Kültür ve sanat içerikli bloglar

52

21

Politik içerikli bloglar

35

14

Magazin içerikli bloglar

11

4

Diğer

2

1

Tablo 7: En çok hangi içerikli bloglar takip ediliyor

Sosyal medya sitelerinden blogları takip eden öğrencilerin en çok güncel haberleri içeren blogları takip ettiği görülür. Öğrencilerin %29’ü güncel haberleri içeren blogları takip ettiğini ifade ederken; %21’i genel içerikli bloglara ilgi duyduğunu; diğer %21 ise kültür ve sanat içerikli blogları izlediğini belirtmiştir. Spor içerikli blogları takip ettiğini belirten öğrencilerin oranı %10 iken; politik içerikli blogları takip edenlerin %14; magazin içerikli blogları takip edenlerin oranı ise %4 olarak görülmektedir. Belirtilen içerikteki bloglardan daha farklı içerikteki blogları takip ettiğini ifade edenleri oranı ise sadece %1 olmuştur (Bkz. Tablo 7).










Sayı

Yüzde

Kendinize ait bir blogunuz var mı?


Boş/Yanıtsız

3

1,5

Evet

32

16,0

Hayır

165

82,5

Video paylaşım sitelerini (youtube, vimeo gibi) takip ediyor musunuz?


Boş/Yanıtsız

3

1,5

Evet

147

73,5

Hayır

50

25,0

Video paylaşım sitelerinde video paylaşır mısınız?


Boş/Yanıtsız

4

2,0

Evet

104

52,0

Hayır

92

46,0

Fotoğraf paylaşım sitelerini (Flickr, picasa vb.) takip ediyor musunuz?


Boş/Yanıtsız

3

1,5

Evet

73

36,5

Hayır

124

62,0

Fotoğraf paylaşım sitelerinde fotoğraf paylaşıyor musunuz?


Boş/Yanıtsız

3

1,5

Evet

68

34,0

Hayır

129

64,5

Sosyal medya içeriklerine (facebok'ta, bloglarda, forumlarda vb.) yorum yazar mısınız?


Boş/Yanıtsız

4

2,0

Evet

161

80,5

Hayır

35

17,5

Cep telefonunuzda internet (mobil internet) erişimi var mı?


Boş/Yanıtsız

3

1,5

Evet

102

51,0

Hayır

95

47,5

Sosyal medyayı mobil cihazlarda kullanıyor musunuz?


Boş/Yanıtsız

3

1,5

Evet

76

38,0

Hayır

121

60,5

Tablo 8: Sosyal medya kullanımına ilişkin genel veriler

Araştırmaya katılan öğrencilerin %82,5’i kendine ait bir bloga sahip olmadığını ifade ederken; %16’sının kendisine ait bir blogu olduğu görülmektedir. Video paylaşım sitelerini takip ettiğini ifade edenlerin %73,5 yüksek bir orana sahip iken; video paylaşım sitelerinden video paylaşım sitelerinde video paylaşıma gelince bu oranın düştüğü görülür: %52. Video paylaşım siteleri için geçerli olan durumun fotoğraf paylaşım siteleri için geçerli olmadığı söylenebilir. Fotoğraf sitelerini takip edenleri oranı %36,5; takip etmeyenlerin oranı ise %62 olarak görülmektedir. Fotoğraf sitelerini takip edip de fotoğrafları paylaşanların oranı ise %34. İletişim öğrencilerinin sosyal medya sitelerine yorum yazma konusunda teredüt etmedikleri görülür. Ankete katılan öğrencilerin %80,5 sosyal medya sitelerine yorum yazdıklarını ifade ederken; %17,5’i yorum yazmaktan kaçındıkları söylenebilir. İletişim fakültesi öğrencilerinin yarısından fazlasının internet özelliği olan cep telefonları kullandığı görülür. Mobil internet özelliğine sahip cep telefonları kullandıklarını ifade eden öğrencilerin oran %51 iken; bu özelliğe sahip cep telefonu kullanmadığını belirten öğrenciler %47,5’i oluşturmuştur. Dünya üzerinde yapılan çeşitli araştırmalarda da (13) mobil internet kullanıcılarının bilgisayardan internet erişenlere göre daha yaşlı kesim olduğu ortaya çıkıyor. Bunun nedeni olarak da mobil olarak internete erişim için gerekli cihaz ve erişim ücretlerinin yüksekliği gösteriliyor. Yani gençlerin bu cihazları alma ve kullanmasının maddi anlamda zorluğu ortaya çıkıyor. Araştırmamız da bunu doğrular nitelikte, öğrenciler arasında, sosyal medyayı mobil cihazlarda kullanmanın da çok yoğun olmadığını gösteriyor. Mobil araçlarda interneti kullandığını belirtenlerin oran %38 iken, bunu kullanmayanlar ise %60,5 gibi yüksek bir oranı oluşturmuştur (Bkz. Tablo 8).










Sayı

Yüzde

Arkadaşlarınızla internette iletişim kurarken en çok hangi seçeneği kullanırsınız?


Boş/Yanıtsız

3

1,5

E-posta

55

27,5

Sosyal medya (messenger, facebook, twitter vb.)

138

69,0

diğer

4

2,0

Toplam

200

100,0

Tablo 9: Arkadaşlarla iletişim kurarken tercih edilen internet seçeneği

İletişim fakültesi öğrencilerinin, internette arkadaşlarıyla iletişim kurarken en çok sosyal medya veya paylaşım ağlarından faydalandıkları görülür. “Arkadaşlarınızla internette iletişim kurarken en çok hangi seçeneği tercih edersiniz?” sorusuna öğrencilerin %69 gibi büyük bir çoğunluğu sosyal medyayı (Messenger, Facebook, Twitter) tercih ettiği görülür. Öğrencilerin %27,5’i ise internette daha geleneksel bir iletişim biçimi olan e-postayı kullanmayı yeğlediği görülür (Bkz. Tablo 9).










Sayı

Yüzde

İnternet kullanırken, sadece birisine erişim şansınız olsa, aşağıdaki medya türlerinden hangisini ziyaret etmeyi tercih edersiniz?


Boş/Yanıtsız

3

1,5

Geleneksel medya sitelerini (gazete, tv, radyo)

70

35,0

Sosyal medya (facebook, messenger, youtube, twitter) sitelerini

126

63,0

Hiçbiri

1

,5

Toplam

200

100,0

Tablo 10: Tercih edilen medya türleri

Araştırma, iletişim fakültesi öğrencilerinin internet üzerinden medya ulaşmak için tek bir şansları olsa, bu şanslarını sosyal medyaya ulaşma yönünde kullanacaklarını göstermektedir. “İnternet kullanırken, sadece birisine erişim şansınız olsa, geleneksel medyayı mı yoksa sosyal medyayı mı tercih edersiniz” yönündeki soruya öğrencilerin %63’ü sosyal medyayı tercih ederken; %35’i ise geleneksel medya sitelerini ziyaret etmeyi tercih ettiğini belirtmiştir (Bkz. Tablo 10).




  1. Sonuç

Yaptığımız çalışmanın sonucunda iletişim fakültesi öğrencilerinin sosyal medyayı kullanma alışkanlıklarıyla ilgili olarak önemli verilere ulaşılmıştır. Bu sonuçların en önemlileri sıralamak gerekirse:

  • İletişim fakültesi öğrencilerinin %99’u internet kullandığını belirtmektedir. Sadece %1’i internet kullanmadığını işaretlemiştir. Türkiye’de internet kullanım oranının 2010 yılında % 52,6 olduğunu belirtmek gerekir (14). Öğrencilerin %62’sinin sabit bir internet erişimi bulunmaktadır. İletişim fakültesi öğrencilerinin %74,5’i her gün internet kullanmakta, bunların %77’si günde 1 saatten fazlasını internette geçirmektedir.

  • İletişim fakültesi öğrencilerinin interneti kullanmalarının ilk amacı sorulduğunda %46’sı bilgilenmek, %30’u iletişim kurmak, %11,5 araştırma yapmak amacıyla internet kullandıklarını açıklamışlardır.

  • Araştırmaya katılan öğrencilerin %99’u sosyal ağları kullandıklarını belirtmişlerdir. Buradan interneti kullanan tüm iletişim öğrencilerinin sosyal medyayı da kullandıkları anlaşılmaktadır. Genellikle gençler gündelik yaşamlarında sahip oldukları toplumsal ağların sanal dünyada da sürdürülmesi ve geliştirilmesi açısından yeni medyayı şu şekilde kullanırlar: Okul arkadaşlarıyla kurdukları yüzyüze iletişimi geliştirebilmek, okul dışındaki çevreleriyle iletişim kurabilmek ve yeni çevre edinebilmek (15). Bu bağlamda araştırmamıza katılan öğrencilerin büyük bir çoğunluğu sosyal medya veya paylaşım sitelerini hemen hemen her gün kullandığı ifade edilebilir. Anketi cevaplayanların %67,5’i sosyal medyayı her gün kullandığını belirtmiştir. Sosyal medya sitelerini her gün kullananların %54,8’i günlük zamanlarından 1-3 saatlerini sosyal medyaya ayırdıkları görülür.

  • İletişim fakültesi öğrencilerinin tamamına yakın bir çoğunluğu sosyal medya ağlarından Messenger ve Facebook üyesidir. Üye olma oranı Messenger’da %93, Facebook’ta %84’tür. Messenger’a göre çok daha yeni bir paylaşım sitesi olan Facebook’un (2004’te kuruldu, Türkiye’de 2007’de yaygınlaşmaya başladı) kısa zamanda bu kadar yüksek bir üyelik oranını yakalaması dikkat çekicidir. Öğrencilerin en çok zaman geçirdikleri sosyal ağlar yine Facebook ve Messenger olarak belirlenmiştir.

  • Öğrencilerin ne kadar zamandır bir sosyal ağ kullandıklarını öğrenmek istediğimizde katılımcılarının %80’inin 3 yıldan fazla bir süredir bu siteleri kullandıkları ortaya çıkmıştır.

  • İletişim fakültesi öğrencilerinin sosyal medyayı kullanım amaçlarında ise ilk sıraları iletişim kurmak (%28), içerik paylaşmak (%16), bilgilenmek (%16) ve eğlenmek (%13) almaktadır.

  • Çalışmamıza katılan iletişim öğrencilerinin %63’ü blogları takip ettiğini belirtirken, kendisi bir bloga sahip olanların yüzdesi ise 16’dır. %16’lık blog yazma oranı iletişim öğrencileri için düşük bir oran olarak değerlendirilebilir.

  • Çalışmamızın en önemli sorularından birisi öğrencilerin sosyal medyada paylaşılan içeriğe güvenlerini ölçen sorudur. Ana akım medyanın aksine sosyal ağlarda paylaşılan içerikte kaynak sorunu olduğu için güven düzeyi azalabilmektedir. Çalışmamızda ortaya çıkan veriler bu durumu doğrulamaktadır. Öğrencilerin çoğunluğu sosyal medyadaki içeriğin doğruluğunu sorgularken, %70’lik önemli bir çoğunluk bu bilgilerin sadece bir kısmına güvendiğini belirtmiştir.

  • Öğrencilerin çoğunluğu (%73,5) video paylaşım sitelerini takip etmekte, %52’si bu sitelerde video paylaşmaktadır. Buna karşın fotoğraf paylaşım sitelerini takip edenlerin oranı %36,5’te, bu sitelerde fotoğraf paylaşanların oranı ise %34,5’te kalmaktadır. Yine %80’lik bir çoğunluk da sosyal ağlarda kendi yorumlarını yazmaktadır.

  • Yeni iletişim teknolojileri internete cep telefonlarından da ulaşmayı mümkün kılmakta, mobil internet kullanımı da tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla artmaktadır. İletişim fakültesi öğrencilerinin %51’i internete cep telefonundan ulaşabilmekte, yüzde 38’i ise sosyal medyayı mobil cihazlarda kullanmaktadır.

  • Araştırmamızın önemli sonuçlarından bir tanesi, sosyal medyanın e-posta kullanımını azalttığını ortaya koymaktadır. İletişim fakültesi öğrencilerinin %69’su internetten iletişim kurmak istediklerinde sosyal medyayı seçmekte, sadece %27,5’i e-posta yollamaktadır.

  • Çağımız sosyal medyanın ana akım medyaya zaman zaman alternatif olduğu, zaman zaman ise işbirliği yaptığı bir dönemi temsil etmektedir. Böyle bir dönemde öğrencilere bir gün için sadece ana akım medya veya sosyal medyaya erişim hakları olsa bunu hangisinden yana kullanacaklarını sorduk. Burada amaç öğrencilerin ana akım medya ve sosyal medya arasındaki ilk tercihlerini öğrenmekti. İletişim fakültesi öğrencileri önemli bir çoğunlukla ilk tercihlerinin (%63) sosyal medya olduğunu belirtti. Gazeteleri, televizyonları, radyoları kapsayan ana akım medyayı tercih edenlerin oranı ise %35’te kaldı.

Çağımızda artık sadece yollara, elektrik kablolarına, su borularına, gaz hatlarına, kanalizasyon borularına, posta kutularına, telefon hatlarına ve televizyon kablolarına bağlı değiliz; aynı zamanda bilgisayar ağlarına yani internete bağlıyız (16). Çalışmamız da iletişim fakültesi öğrencilerinin internet ve sosyal medyaya sıkı bir biçimde bağlı oldukları ve yoğun bir biçimde kullandığını göstermektedir. İnternet kullanan tüm öğrenciler sosyal medyayı da kullanmaktadır. Bunlardan en çok Messenger ve Facebook öğrenciler tarafından kullanılmaktadır. Öğrenciler sosyal ağlarda video, fotoğraf, yorum, görüş paylaşmakta sakınca görmemekte, internette çevreleriyle iletişim kurmak istediklerinde artık e-postayı değil sosyal medyayı tercih etmektedirler. İletişim fakültesi öğrencileri sosyal medyada dolaşan içeriğin sadece bir bölümünün güvenilir olduğunu kabul ederken aslında sosyal medyanın en büyük açmazlarından birine dikkat çekmişlerdir. Medya sektöründe çalışmak için eğitim alan bu öğrenciler belki de kendilerine ait ilk ve tek medya olabilecek blog yazarlığını yeterince önemsememektedir. Sadece küçük bir bölümü blog yazarlığı yapmaktadır. Yine mikroblog olarak nitelendirilen Twitter da öğrenciler arasında fazla yaygın değildir. Öğrencilerin üçte birlik bölümü mobil internet ile sosyal medyayı her an her yerden kullanabilmektedir. Çalışmamızda öğrencilerin ortaya koyduğu belki de en önemli sonuç ise öğrencilerinin çoğunluğunun sosyal medyayı, ana akım medyaya tercih etmesidir. Çok kısa zamanda bu kadar hızlı yaygınlaşan ve güçlenen sosyal medya bu derece ilgi gördüğü sürece hem kendi gelişimini sürdürecek, hem de ana akım medyanın evrilme sürecinde önemli rol oynayacaktır. İletişim öğrencileri sosyal medyayı bu kadar yoğun biçimde kullanırken, henüz bu mecrayı mesleklerinin bir parçası olarak görememektedirler. Sosyal medyanın kendi medyalarını yaratma ve sunma potansiyelinden küçük bir azınlığı yararlanmaktadır. Sonuç olarak, iletişim fakültesi öğrencilerinin sosyal ağlara girme oranları çok yüksektir ancak amaçları diğer tüm insanlardan farklı görünmemektedir.
KAYNAKÇA
(1) Ellul Jacques (2003) Teknoloji Toplumu, Bakış Yayınları, İstanbul

(2) Stefanone M A ve Lackaff D ve Rosen D (2010) The Relationship between Traditional Mass Media and ‘Social Media’: Reality Television as a Model for Social Network Site Behavior, Journal of Broadcasting & Electronic Media 54(3), Broadcast Education Association


(3) Alexa (2010) www.alexa.com, 25.10.2010
(4) Hun L D (2010) Growing Popularity of Social Media and Business Strategy, Seri Querterly, www.seriquarterly.com, 15.10.2010
(5) Grossman L (2006) Time's person of the year: You, Time Magazine, http://www.time.com/time/magazine/article/0,9171,1569514,00.html, 12.10.2010
(6) Uçkan Ö (2010) Ağ Toplumu, İçerik, Anlam, Web 3.0., Gennaration Dergisi, İstanbul
(7) Future Exploration (2006) Future of Media Report 2006, http://www.futureexploration.net/fom06/Future_of_Media_Report2006.pdf, 10.06.2010
(8) Hun L D (2010) Growing Popularity of Social Media and Business Strategy, Seri Querterly, www.seriquarterly.com, 15.10.2010
(9) Tüik (2010) Türkiye İstatistik Kurumu, www.tuik.gov.tr, 10.10.2010
(10) Lenhart A ve Madden M (2005) Teen content creators and consumers. Washington, DC:

Pew Internet & American Life Project, http://www.pewinternet.org/PPF/r/166/report_display.asp, 03.10.2010


(11) Bilgin N (2000) “Önsöz”, İçerik Analizi, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, No: 109, İzmir
(12) Sosyal Medya Türkiye (2010) Facebook Üye Sayıları, Ağustos 2010, http://www.socialmediatr.com/blog/facebook-uye-sayilari-agustos-2010, 12.10.2010
(13) Comscore (2010) Data Passport – First Half 2010,

http://www.comscore.com/Press_Events/Presentations_Whitepapers/2010/The_comScore_Data_Passport_-_First_Half_2010, 11.10.2010
(14) Tüik (2010) Türkiye İstatistik Kurumu, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=6308, 10.10.2010
(15)Binark M ve Bayraktutan S G (2007) Teknogünlüklerdeki Çok(lu) Sessiz Yaşamlar: Yeni Medyanın Sessiz Enstürmanları-Yeni Orta Sınıf Gençlik, Yeni Medya Çalışmaları, Der: Mutlu Binark, Dipnot Yayınları, Ankara
(16) Van Dijk J (2006) The Network Society – Social Aspects of New Media, Sage Publications, London






Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət