Ana səhifə

İbrahim aybar konferansi otomotiv Endüstrisi ve Pazarlamadaki Son Gelişmeler: Elektrik Motorlu Araç Teknolojisi


Yüklə 164 Kb.
səhifə3/3
tarix26.06.2016
ölçüsü164 Kb.
1   2   3

Nahit ÖZEN


Değerli konuklar, bu sıcak salon ortamında, elektrik motorlu araçlarla ilgili verdiği sıcak bilgilerden dolayı genel müdür Sayın İbrahim Aybar beye biz vakfımız ve dernek adına teşekkür ediyoruz. Şimdi birkaç soru alacağız.

SORU-CEVAP



Soru: Çok teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için, gerçekten Türkiye’nin önünü açacak olan bir teknoloji bu. standardizasyon bakımından benzin, oktan gibi standartlar varken, demin 220 volt 16 amper dediniz bir de 400 volt 32 amper. Bu standardizasyon sağlanmış oluyor mu yani bütün şarj istasyonlarında aynı standart olacak mı?
İbrahim Aybar: Efendim teşekkür ederim bu soru için. Standardizasyon sağlandı. Ben burada çok güzel bir sürprizi de paylaşmak istiyorum. Biz Türk Standartları Enstitümüzün bu standartlara göre, şarj istasyonlarının kurulması için, bize gerekli yolu gösterecek mi diye bakarken bir şey fark ettik. 2004 yılında Türk Standartları Enstitüsü bunların standartlarını yayınlamış, bunu fark ettik ve çok da sevindik. Şu anda standartlar var ve Türkiye bu standartları uygulayarak, dünyadaki aynı standartlar vardır, rahatlıkla şarj istasyonu üretebilir ve monte edebilir orada hiçbir sorunumuz yok.
Prof. Dr. Tunç Erem: Sayın Genel Müdürüm ben zatıalinize bir kere çok teşekkür ediyorum; nefis sunumunuzdan ötürü. Bilmediğimiz pek çok şeyi öğrendik sayenizde. Ben size çok genel bir şey sormak istiyorum. Verdiğiniz rakamlarda, özellikle bu yıl satılacak olan 70 milyon araç dediniz dünyada yanılmıyorsam. Bunu dünya nüfusuna bölersek bu %1’in biraz üzerinde bir rakam çıkıyor ki demek ki dünya nüfusunun belki %1’inden biraz fazlası otomobile sahip Türkiye’de bu doğru mu?
İbrahim Aybar: Teşekkür ediyorum. Şöyle arz edeyim; Türkiye’de tabii nüfusa göre bakıyoruz. Türkiye’deki toplam motorlu araç sayısı 14 milyondur. Türkiye nüfusu, 72 milyon civarı, dolayısıyla bizdeki araç sayısı, tabii bunun içersinde motosikleti var, traktörü var vs. böyle baktığımız zaman, trafikte dolaşan motorlu taşıtlar olarak, 1000 kişide kaç kişin aracı var diye bakıyoruz. Bu ölçüt 142 ama dünya ölçeğinde 150, işte az önce ifade ettim: 920 milyon dünyada araç dolaşıyor 6 milyarlık nüfusta ve her yıl 70 milyon civarı araç yeniden satılıyor ya da eski araçların yerine geçiyor.
Prof. Dr. Sadık Kırbaş: Öncelikle sunum için biz de çok teşekkür ederiz. Bu tabii sosyal hayatta çok ciddi değişiklikler getiriyor, gerektiriyor. Mesela; Beşiktaş Fatih, Ortaköy gibi bitişik nizam olan yerlerde şarj gerçekten ciddi problem. Artık yeni evler yapılırken, yeni binalar yapılırken bütün bunlar göz önüne alınarak yapılaması lazım, bu da tabii sosyal hayatta da bazı değişiklikler getirecek, daha önce birçok yeni teknolojinin getirdiği gibi. Bu zorlukları göz önünde bulundurarak, böyle yoğun apartmanlaşmanın olduğu yerlerde bu şarj işi nasıl olacak? Yani evin 5. katında aşağı kablo sarkıtamayız. İkinci husus; mesela evimiz, 220 volt 16 amper dediniz, evdeki prizler o kadar yüksek amperde değil, özel bir şey yapmamız gerekecek anladığım kadarıyla orada, ama alışveriş merkezlerinde o cihazlar için bir sorun yok tabii. Evler için değişiklik yapmak gerekecek her yerden bunu doldurmakta mümkün olmayacak öyle anlaşılıyor. Bir diğeri; araç için merak ettim, bir tane elektrik motoru mu var yoksa tekerleklerde jeneratör üretimi var mı frenleme sırasında acaba? Bunları merak ettim, sağ olun.
İbrahim Aybar: Teşekkür ediyorum bu sorular için. Şimdi öncelikle evlerde şarj edebilecek miyiz? Apartmanlarda ne olacak? Evet, aslında şarj edeceğiz teorik olarak. Ancak evdeki ya da apartmandaki elektrik tesisatının bu şarjı yapabilecek kadar iyi olması lazım, bir kere regüle olarak bir akım almamız lazım ve 16 amper almamız lazım. İşte bunu sağlayacak vollbox dediğimiz özel regülatörler takılıyor, oradan akım alınıyor. Bunlar tabii o tesisatın kablo çapıyla da ilgili. Eski evlerde ne yazık ki 8 amper ağırlıklı ve böyle kablolar yok. Dolayısıyla yeni bir kablo yatırımı belli evlerde yapmak gerekecek. Her şeyden önce de imar yönetmeliğinin değişmesi gerekir ki; İstanbul Büyükşehir Belediyesi değiştirmek üzere. Yani bir apartmandasınız, bir ev sahibisiniz, bir aracınız var elektrik motorlu, bir alt yapı çekeceksiniz, hat çekeceksiniz ona uygun kablo, itiraz etmemesi gerekiyor diğer ev sahiplerinin ya da buna ortak çözüm olması gerekiyor. Onun dışarıda ya da içeride garajlara tarzı vollboxların konulması gerekiyor, ona uygun hatların çekilmesi gerekiyor, yani bir iş var. Bu çalışmanın yapılması lazım, her şeyden önce imar yönetmeliğinin değişmesiyle. Yeni yapılmakta olan sitelerde, evlerde genelde bu tür kablolar gayet müsait, onlarda bir sorun yok, zaten bağımsız evlerin genelde bir sorunu olmuyor ama özellikle bu paylaşılacak ortak paylaşım alanlarında bir çalışma gerekiyor, o önemli. İkincisi; araçların şu anda üzerinde tek bir elektrik motoruyla bu enerji alınıyor, daha doğrusu akünün enerjisi alınarak kullanılıyor. Henüz daha tekerleklere o şekilde tek tek elektrik motoru takılmış değil ama özellikle fren yaptığımızda, bu araçta hiçbir elektrik sarfiyatı yok malum, çünkü motor duruyor, siz gazdan ayağınızı çektiğinizde motor duruyor, dolayısıyla enerji sarfiyatınız sıfır. Aynı şekilde trafik ışığında beklerken, ayağınız frende gazda değil, enerji harcamanız sıfır bütün bunlar sizlere çok ciddi bir verimliliği sağlıyor, avantaj sağlıyor. Tabii ileride biz inanıyoruz ki; o elektrik motorları tekerleklere takılacak, o büyük elektrik motorundan da kurtulunacak ve bunların hepsi tabii yaşayacağımız gelişmeler olarak önümüze çıkacak ve jeneratif enerji de tekerlere ileterek daha fazla aküyü yolda giderken zorlama şansınız olacak ama onların için henüz 20 ya da 25 yılımız gözüküyor.
Soru: Akü kiralamaktan bahsettiniz bunun takibi nasıl olacak. İkinci el sattığımız zaman aküyü biz iade mi edeceğiz nasıl tahsilat yapacaksınız bunu öğrenmek istiyorum.
İbrahim Aybar: Teşekkür ediyorum. Şimdi burada tabii otomobil üreticileri şunu düşünüyorlar: aracı satın almakta mümkün, pilini satın almamak kaydı ile bunun aylık kirası otomatik olarak, elektriği de koyarak, bir paket halinde üreticiye ödenecek şeklinde bir düzen, bir finansman modeli şu anda geliştirildi onun uygulamasını yılbaşından itibaren göreceğiz. Bir çözüm bu, ikincisi; aracın komple kiralamakta ayrıca bir paket olarak hazırlandı yani aracın aküsüyle, kendisiyle, elektrik enerjisiyle siz ayda tek bir fatura ödeyeceksiniz, tek bir taksit içinde hepsi dahil olacak. Buna ait finansal modelleri önümüzdeki yıl göreceğiz. Yani bir nevi leasing, küresel leasing burada önemli bir argüman olacak.
Soru: Tek şarjda 160 km. gidiyor dediniz. Bu hangi şartlarda 160 km yapıyor. Düz yolda mı işte rüzgar direnci ne bileyim bayır yukarı veya sürat yapıldığında bu hangi şartlarda standart olarak 160 km. yol yapıyor?
İbrahim Aybar: Efendim bu şehir içi kullanımda, normal karma parkur olarak düşünüldü. Yani parkurumuz Avrupa’da yapılan etütlerde, bir kısmı yokuş çıkmak, bir kısmı yokuş inmek, şehir içi trafiğine girmek hepsi ortalama 160 km. yani 100 mil burada şu anda ortaya konan standart ölçü. Tabii yolun şartlarına göre, hıza göre biraz daha fark edebilir. Ama şu bir gerçek; yokuş aşağıya inerken, burada elektrik enerjisi yok, harcamıyorsunuz yokuş yukarı çıkarken oluyor aynı hızlanmalarda da daha fazla enerji harcıyorsunuz. Burada tabii tüketicinin de kullanım alışkanlığı var. Maksimum hız bir sınır da var 135 km. saatte, zaten sınırlar biliyorsunuz şehir içinde öyle
Soru: İleriki dönemlerde teknoloji gelişip de tekerleklerin dönme hızından dolayı aküyü kendi kendine şarj etmek gibi bir teknoloji mümkün mü gelecekte?
İbrahim Aybar: Efendim bunlar konuşuluyor ve bir tahmin var Japonya’da: 2030 yılı itibariyle bir şarja 1600 Km. gitmek gibi bir tahmin var. Bunların hepsi gelişecek, akü küçülecek, hafifleyecek ama dediğim gibi bu bir süreç onun için belki pili satmamak iyi. Çünkü şu anda pil pahalı ve bu teknolojiler de gelecek.
Soru: Çok teşekkür ederiz bütün bu teknik bilgilere, ben bir tek şey soracağım. Şimdi 20.000 Euro’ya dediniz Fransa’da satışı, Türkiye’de satışı ne olacak peki? Galiba 90 bin Euro olacak burada?
İbrahim Aybar: Türkiye’de her şey ÖTV’ye KDV’ye bağlı. Efendim o kadar olmuyor da şöyle arz edeyim: şu anda Türkiye’de en düşük ÖTV biliyorsunuz 1600 cc ve 6 motorlar için yaklaşık %37, bu aracın aşağı yukarı 10.000- 11.000 Euro gibi çıplak bir maliyeti olabilecek, onun üzerine o vergiyi koyacaksınız %37’yi, üzerine bir de KDV koyacaksınız, yani yüksek yerlere gidiyor. Yani Türkiye’de 60-65 milyonu bulur bu gidişle. Bizim hedefimiz 40 binlerde bunu satabilmek. Çünkü bunun dizel motorlusu aşağı yukarı 40-42.000 liraya satılıyor. Akü hariç böyle bide akü olsa akü zaten 10.000 Euro civarında. Çünkü akünün yıllık kirası aşağı yukarı 1000 Euro’ya geliyor. 10 yıl kullansanız 10.000 Euro’da o geliyor, ilk başta belli sayıya kadar destek gerekiyor.
Soru: İsrail’in geliştirmiş olduğu pil değiştirme teknolojisi çok mu pahalı bir olay? Onun alınması, en azından kullanılmasında çok daha büyük kolaylık sağlayacaktır. Onun alınıp kullanılması mümkün olmaz mı?
İbrahim Aybar: Şimdi efendim onun kullanılması pahalı bir şey ama sırf pahalılığı ile ilgili problemimiz yok. Bir kere miktarı ne olursa olsun, aşağı yukarı şu an itibariyle bize gelen fiyatta 1 ila 1,5 milyar dolar arası değişiyor onun yatırımı. Ama asıl önemlisi aracınızın tipi: her araçta farklı boyutta, farklı ağırlıkta, farklı konumda pil var. Şimdi Kango’nun başka pili var, Fluence’ın başka pili var, başka gelecek olan araçta başka pil var, onun için böylesine karmaşa olduğunda, tıpkı bizim kalem pillerde olduğu gibi standardı bulmak mümkün değil.
Soru: Bakım maliyetlerinden bahsetmiştiniz. Bu araçlarda bakımlı bunlar hiç yok mu? Fren balatası mesela.
İbrahim Aybar: Hayır yok fren balatası değişecek tabii. Yani size üretici 20 bin Km. de bir gel diyecek. Ancak bizim şu anda yaptırdığımız bakım gibi çok kapsamlı bir bakım yok. Yürüme aksamları, frenler, ampuller, radyatör var, soğutma sistemi var özellikle o daha gelişmiş durumda çünkü pilin ısınmasını önlememiz lazım. Pil ısınıyor dolayısıyla iki katı arttırılmış bir soğutma kapasitesi var. Antifrize var ve iki büyük radyatör var araçta biri pili soğutuyor, öbürü aracın kendi ihtiyacı.
Soru: Klima çalışırken de mi 160 km?
İbrahim Aybar: Evet efendim her şey dahil. Yalnız kışın ısıtmada çok yüksek bir verim sağlamak için, ön ısıtma düzeneği var. Şarj ederken o çareyi buluyorlar. Bir teknik uygulanıyor orada, biraz daha tasarruf yapabiliyorsunuz.
Soru: Öncelikle bu güzel sunumuzun için teşekkür ediyorum ben şunu öğrenmek istedim. Acaba mevcut teknoloji Türk otomotiv sektörünün tamamını yakalayabilmiş durumda mı yoksa birkaç firmayla mı sınırlı?
İbrahim Aybar: Efendim az önce göstermeye çalıştım. Aşağı yukarı dünyada belli başlı 20 marka bu konuda ciddi çalışma yapıyor, yatırım yapıyor. Bunlardan ilk 10’u seri üretimi aşağı yukarı başlatacaklar. Dolayısıyla zaten dünyadaki toplam otomotiv hacmini yaklaşık %70’ini ilk 10 marka oluşturduğuna göre, bunların hepsi de yatırım da olduğuna göre, gelecek teknolojik bu. Burada en önde kim olacak o yarış var şu anda. Biz marka olarak dünyada bu işin en önünde olmaya çabalıyoruz.
Soru: Türkiye’de sizden başka firma var mı?
İbrahim Aybar: Şu anda yerli üretim yok, programda yok, sadece biz başlattık. Hibrid var mesela Honda’da hibrid üretiliyor Türkiye’de, Toyota ithal ediyor ancak dediğim gibi Hibridte de bir fosil yakıtlı motor var ve onunda bir silindir hacmi var dolayısıyla oradaki durum farklı.
Soru: Öncelikle teşekkür ediyorum verdiğiniz bilgiler için. Peki, Türkiye de yaptığınız anketlerde, maliyete önem verilmiyor mu? Çevreye önem verilmiyor mu? Markalarda ortaklaşa bir çalışmalarınız var mı?
İbrahim Aybar: Bütün bu çalışmalarımız bu bilinci arttırmak için ama şunu büyük bir memnuniyetle görüyoruz. Her yaptığımız girişimde, beklediğimizin çok üzerinde bir yanıt alıyoruz, bir ilgi alıyoruz. Bu, özellikle gördüğünüz gibi insanların artık konuyu yakaladıklarını da gösteriyor. Tabii sürekli olması lazım. Henüz daha Türkiye’de karbon hesabı yok, dolayısıyla karbon sertifikası konusu bizde ne zaman gündeme gelecek bilmiyoruz. Ama bizler daha çok dünyaya ve Avrupa’ya entegre bir konumdayız. Uluslararası markaların Türkiye teşkilatlarıyız. Dolayısıyla biz bu konunun hep içindeyiz tabii çok fazla daha uğraşmamız lazım ülkemiz için, o bilinci oturttuk diyemiyoruz.
Soru: Şu anki günümüzde kullanılan araçların hepsi benzinli araçlar, ileriki süreçte bu elektrikli motorlu araçlar arttığı zaman biz bu elimizdeki araçlarımızdan vazgeçecek miyiz yoksa bunlara ek olarak bir teknolojiyi uyarlayıp, bu araçları kullanamaya devam edebiliyor muyuz?
İbrahim Aybar: Bu soru içinde teşekkür ediyorum, günümüzün sorularından bir tanesi. Türkiye’de kullanılan araçların yaklaşık yarısı dizel, yarısı benzinli şu anda ve bu araçların da elektrik motorlu araçlar haline dönebilme teknolojisi var. Türkiye’de bunun mevzuat alt yapısını çıkardı. Ne zaman çıkardı? 30 Kasım 2010, yani daha geçen ayın sonunda, Türkiye’de, bunun nasıl yapılabileceğinin standardı yayınlandı. Şu anda 7 kuruluş aşağı yukarı sertifika almak üzere bu tadilatı yapacak şekilde, önümüzdeki sene bunları göreceğiz. Bir yandan da orijinal üretim geliyor. Dolayısıyla bu konu yayılacaktır. Yani mevcut araçları, belli standartlara mutlaka uymak kaydıyla, elektrik motorlu araç haline getirmek mümkün. Ama burada çok büyük hassasiyet var. Bu benzinli aracı LPG’li araca çevirmek gibi değil çünkü aracın komple motorunu çıkartıyorsunuz, şanzımanını çıkartıyorsunuz. Aracın uygun bir yerine pil koyuyorsunuz ve o pil ağır; aracın bütün ağırlık merkezini etkiliyor, savrulma momentini etkiliyor vs. dolayısıyla çok büyük bir risk var. Onun için Avrupa’da yayınlanmış 9 ya da 10 ciddi regülasyon var onlara uymak mecburiyeti ve imalatçıyla da mutabık olmak mecburiyeti var. Bu konu önümüzdeki yıl Türkiye’de çok yoğun yaşanacak.
Soru: Efendim çok teşekkür ediyorum. Hızlı dolumla ilgili teknolojiyi gerekir diye düşünüyorum. Çünkü sürekli hareket halinde taksilerive şehirlerarası yolcukları düşünürsek, her 160 Km.de 20 dakika durması biraz maliyet ve zaman kaybı olur diye düşünüyorum.
İbrahim Aybar: Maliyet olmayacak ama zaman kaybı olacağı kesin. Onun için şehirlerarası yollarda bu çözüm çok uygun değil, şehir içi için uygun. Şehir içinde de, özelikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı analizler, Avrupa ile çok net örtüştü. Şöyle bir sonuç çıktı: şarj istasyonları, günlük şarjın %53ü evlerde olacak bu çıktı, %25’i de iş yerlerinde olacak, dolayısıyla %80’i gitti, geri kalan %20 için belli sayıda şarj istasyonu lazım hızlı. Bunların da noktalarını her şehir kendi trafik akımı, yoğunluğuna göre hesaplamak durumunda. İstanbul bu noktada hangi İSPARK alanlarının hızlı şarj üniteleriyle donatılacağını aşağı yukarı çıkarmış vaziyette. Dediğim gibi montajları önümüzdeki aydan itibaren göreceğiz. Çok teşekkür ederim.


Nahit ÖZEN


Efendim çok teşekkür ederiz biz Sayın İbrahim Aybar beye bugünün anısına gerek İktisadi Araştırmalar Vakfı gerekse de Türkiye Pazarlama Derneği bir plaket vermek isterler. Bu plaketi takdim etmek üzere İktisadi Araştırmalar Vakfı Başkanı Ahmet İncekara ve Türkiye Pazarlama Derneği Başkanı Sayın Tunç Erem beyi kürsüye davet ediyorum. Katılımınız için teşekkür ediyoruz, ayrıca İbrahim beye de tekrar teşekkür ediyoruz. İyi akşamlar
1   2   3


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət