Ana səhifə

GÜncel yatirim iNDİRİMİ uygulamasi ve 4842 sayili kanun sonrasi oluşacak yeni durum


Yüklə 180 Kb.
tarix27.06.2016
ölçüsü180 Kb.
GÜNCEL YATIRIM İNDİRİMİ UYGULAMASI VE 4842 SAYILI KANUN SONRASI OLUŞACAK YENİ DURUM
Mehmet YILDIZ

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Yatırım indirimi müessesesi Gelir Vergisi Kanununun1 (GVK) Ek 1-6’ncı maddelerinde düzenlenmiş olup, ana amacı genel kalkınma planları ile yıllık programlarda belirlenen sektör ve konularda yapılacak yatırımlarla ilgili harcamaların belirli bir tutarının, vergiye tabi matrahın tespitinde indirim konusu yapılması suretiyle, yatırımların teşvik edilmesi ve bunun sonucunda kalkınmanın hızlandırılmasıdır. Yatırımların teşvik edilmesinin istenmesinin yanı sıra;


  • İstihdamın artırılması,

  • Yatırımların belirli bölgelere gitmesinin sağlanması suretiyle bölgesel gelişmişlik farklılıklarının, çarpık kentleşmenin ve çevre kirliliğinin önlenmesi,

  • Uluslararası rekabet üstünlüğü olan sektörlerde verimli yatırımların yapılması amacıyla yatırımların belli sektörlere kanalize edilmesi,

  • Yabancı sermayenin ve gelişmiş teknolojinin teşviki,

amaçlanmaktadır.


Ayrıca, Avrupa Birliği normlarına ve uluslararası anlaşmalara uygun olarak tasarrufları, katma değeri yüksek, ileri ve uygun teknoloji kullanan yatırımlara yönlendirmek de 2002/43672 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nda (BKK) hedeflenen amaçlardan sayılmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 9 Nisan 2003 tarihinde kabul edilen 4842 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un yürürlüğe girmesi ile yatırım indirimi müessesesini düzenleyen GVK’nun Ek 1-6’ncı maddeleri yürürlükten kaldırılacaktır. Yazımızın kaleme alındığı tarih itibariyle yasa henüz Cumhurbaşkanı’nca onaylanıp Resmi Gazete’de yayımlanmamış ve dolayısıyla yürürlüğe girmemiştir ancak bu haliyle yürürlüğe gireceği farzedilerek yeri geldikçe kanunun yatırım indirimine ilişkin hükümlerine de değinilmeye çalışılacaktır.
4842 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi ile GVK’nun yürürlükten kaldırılmış olan 19 uncu maddesi “Ticari ve zirai kazançlarda yatırım indirimi istisnası” başlığı ile yeniden yürürlüğe konularak yeni bir anlayışla yatırım indirimi istisnasının uygulamasına devam edilecektir. Kanun ile mükellefler lehine düzenlemeler getirilse de, dezavantajlar içeren hükümler de bulunmaktadır.


  1. Yatırım İndiriminden Yararlanacak Olanlar:

Ticari veya zirai kazançları bilanço esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri yaptıkları yatırımlara isabet eden indirim tutarlarını, Ek 2’nci maddede yazılı şartları yerine getirmek koşuluyla ilgili kazançlarından indirebilirler. Dar mükellefiyete tabi olanlar da aynı koşullarla yatırım indiriminden yararlanabilirler.


Buna göre, yatırım indirimi uygulanmasından yararlanabilecek mükellefler şunlar olup, bunların tam veya dar mükellef olmalarının herhangi bir önemi bulunmamaktadır.


  • Gelir Vergisi uygulamasında, ticari ve zirai kazançları bilanço esasına göre tespit edilen;

    • Gerçek kişiler,

    • Adi şirketler,

    • Kollektif şirketler,

    • Adi komandit şirketler.

  • Kurumlar Vergisi Uygulamasında;




    • Sermaye şirketleri (Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler),

    • Kooperatifler,

    • İktisadi kamu müesseseleri,

    • Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler,

    • İş ortaklıkları.

4842 sayılı Kanun ile de, yatırım indiriminden yararlanacaklar yukarıdaki gibi düzenlenmiş olup, yeni düzenlemeyle bu konuda bir değişikliğe gidilmemiştir.




  1. Yatırım İndiriminden Yararlanma Şartları:

Yatırım indiriminden yararlanacakların yerine getirmesi gereken şartlar, Ek 2’nci maddede sayılmıştır. Söz konusu indirimden yararlanacak mükellefler, bu maddede yazılı şartların tamamını birlikte yerine getirmek zorundadırlar.


Bahse konu 4842 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile Ek 2 nci madde yürürlükten kalkacağından, yeni düzenleme sonrası aşağıdaki şartların bir önemi kalmayacaktır. Kanun sonrası “Ticari ve zirai kazançlarda yatırım indirimi istisnası” başlığı ile yürürlüğe girecek GVK’nun değişik 19 uncu maddesinin 7 nci bendinde; “Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir” hükmü yer aldığından, yürürlük sonrası vergi idaresinin açıklamalarını beklemek gerekecektir.
2.1. Yatırım İndirimi Uygulanacak Kazançlar:
Yatırım indirimi, kurumlar vergisi mükelleflerinin kurum kazançları ile gelir vergisi mükelleflerinin ticari veya zirai nitelikteki kazançlarına uygulanmaktadır. Ancak; bu kazançların bilanço esasına göre tespit edilmesi gerekmektedir.
1873 Seri No.lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği uyarınca; yatırım indirimi uygulaması kapsamında bulunan mükelleflerin, kazancı bilanço esasına göre tespit edilen birden fazla şahsi işletmesi bulunması durumunda; söz konusu indirim, sadece yatırımın yapılmış olduğu işletmeden elde edilen kazanca değil, ticari işletmelerden elde edilen kazançlar toplamına uygulanacaktır. Ancak; hem ticari hem de zirai işletmesi olan bir mükellefin ticari faaliyeti ile ilgili olarak yaptığı yatırımdan dolayı hak kazandığı yatırım indirimini, zirai faaliyetinden sağladığı kazançtan indirmesi mümkün değildir. Aynı şekilde, zirai faaliyetle ilgili olarak yapılan yatırımdan dolayı hak kazanılan yatırım indirimi de bu kişinin ticari faaliyetinden sağladığı kazancına uygulanamayacaktır.
Yatırım indirimi uygulaması açısından adi şirketler ile kollektif ve adi komandit şirketler, bağımsız birer ünite olarak kabul edilmişlerdir. Bu nedenle, bunların yaptıkları yatırımlara ait indirim, ortaklığın bünyesi içerisinde kalacak ve dolayısıyla ortaklar hisselerine isabet eden indirim tutarlarını, vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde yalnızca bu ortaklıktan elde etmiş oldukları ticari kazançlarına uygulayabileceklerdir.
Kurumlar vergisi mükelleflerinin ise; kurumların her türlü faaliyetlerinden dolayı elde etmiş oldukları kazançlar kurum kazancı olarak nitelenmekte olduğundan, yatırım indirimi uygulanacak kazançların tespitinde, kazancın türü bakımından herhangi bir ayrım söz konusu olmayacak, bunlar uygulamaya hak kazanmış oldukları yatırım indirimi tutarını kazançlarının elverdiği ölçüde kurumlar vergisi matrahından düşebileceklerdir.
4842 sayılı Kanun’da da, ticari veya zirai kazançlar için yatırım indirimi istisnası öngörülmektedir. Dolayısıyla yatırım indirimi istisnası uygulanacak kazançlar bakımdan 4842 sayılı Kanun sonrası bir uygulama değişikliği olmayacaktır.

2.2. Yatırım İndirimi Uygulanabilecek Sektör ve Konular:
Yatırım indirimi uygulanacak yatırımın, Kalkınma Planları ve Yıllık Programlarda belirtilenlerden Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken kararlaştırılan sektör veya konularda yapılması gerekmektedir.
Yatırım indirimine konu yatırımlar, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararlar ile belirlenmekte ve ilan edilmektedir. Anılan Kararlara uymayan sektör ya da konularda yapılan yatırımların yatırım indirimi müessesesi kapsamına girmeleri mümkün bulunmamaktadır.
4842 sayılı Kanun’a göre, uygulama kapsamındaki mükellefler, faaliyetlerinde kullanmak üzere satın aldıkları veya imal ettikleri amortismana tabi iktisadi kıymetlerin maliyet bedellerinin belirli bir oranını (kanuna göre % 40), vergi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapabileceklerdir. Dolayısıyla yeni uygulamada bölgesel ve sektörel ayrımlara son verilmektedir. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz üzere, kanunun yürürlüğe girmesi sonrasında uygulamaya ilişkin usul ve esaslar hakkında vergi idaresinin belirleme yapması beklenecektir.
Ayrıca, mükelleflerin teşvik belgesine dayalı diğer teşvik unsurlarından yararlanabilmeleri için, Hazine Müsteşarlığı’dan teşvik belgesi almaları gerekecek ise, bürokrasinin azaltılması açısından belgenin vergi idaresi tarafından aranmamasının bir esprisi olmayacaktır.
Diğer taraftan, yeni uygulamanın usul ve esaslarını belirleme yetkisi sadece Maliye Bakanlığı’na verilmiştir. Bu nedenle, eşgüdüm ve koordinasyon eksikliklerinin olması da yakın ihtimal dahilindedir.
Öte yandan, Kanun’un genel gerekçesinde “teşvikin daha dar kapsamlı ancak daha etkin ve basit hale getirilmesi amaçlanmaktadır” şeklinde bir ifade yer almaktadır. Halbuki bize göre sistemin basitleştirilmesi amaçlanırken aynı zamanda teşvikin kapsamı da, bırakınız daraltmayı daha da genişletilmeliydi. İşsizlik ve istihdam gibi makro ekonomik sorunlar gün gibi ortada iken yatırımların teşviki konusunda daraltmaya gidilmesini hükümetin acil eylem planı ile de bağdaştıramamaktayız.
Dünyada rekabetin arttığı ve global sermayenin önündeki engellerin kalktığı bir ortamda yasa koyucuyu böyle bir karar almaya iten esas nedenin kamunun borçlanma ihtiyacını en aza indirme niyeti olduğunu düşünmekteyiz. Bu durum, hükümetin maliye politikası ile makro ekonomik iktisat politikaları arasında çelişkiler bulunduğunu göstermektedir.
2.3. Asgari Yatırım Tutarı:
Yatırım indirimi müessesesinden faydalanabilmek için, yapılmakta olan yatırımların belli bir tutarın üzerinde olması gerekmektedir. Söz konusu tutarlar, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 123 üncü maddesi ile Bakanlar Kurulu’na verilen yetki çerçevesinde Bakanlar Kurulu’nca artırılabilmekte, anılan Kurul’un bu yetkisini kullanmaması durumunda ise; her bir takvim yılında uygulanacak tutarlar, önceki yılda uygulanan tutarlara, bu yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu4 (VUK) uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artış yapılmak suretiyle tespit edilmektedir.
Bakanlar Kurulu 2003 yılı içerisinde yapılacak yatırımlara ilişkin asgari yatırım tutarı konusunda herhangi bir belirleme yapmamış; bu sebeple Maliye Bakanlığı’nca Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 123 üncü maddesine istinaden çıkarılmış 2465 Seri No.lu GVK Genel Tebliği ile anılan yılda uygulanacak teşvik belgeli yatırımlara ilişkin en az yatırım tutarları; ticari ve sınai yatırımlar için 280.000.000.000 TL, zirai yatırımlar için ise 57.000.000.000 TL olarak belirlenmiştir. Kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak yatırımlar için söz konusu tutarların yarısı dikkate alınacaktır.
4842 sayılı Kanun sonrası, bedeli 5 milyar liradan az olan iktisadi kıymetler için yatırım indirimi hesaplanamayacaktır. Gerçi kanunda; “iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz eden iktisadi kıymetler haddin aşılıp aşılmadığının tespitinde bir bütün olarak dikkate alınır” şeklinde parantez içi bir açıklama yer almaktadır. Kanaatimize göre bu açıklama ile mükelleflerin lehine bir hüküm getirilmek istenmiş olsa da, iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük kavramı somut ve elle tutulabilir bir şey olmadığından 5 milyar liralık hadde ilişkin yoruma açık uygulamaların yapılması mümkün olabilecektir. Bu durum ise ileri de mükellefler ile vergi idaresi arasında ihtilaflara yol açacaktır.
Dolayısıyla uygulamaya ilişkin usul ve esaslar belirlenirken yoruma açık boşluklar bırakılmamalıdır. Bu bağlamda 5 milyar liralık haddin yeni bir değişiklikle Kanun’dan çıkarılması da iyi bir çözüm yolu olacaktır.
2.4. Yatırımın Yatırım Teşvik Belgesine Bağlanması:
Bu belge, ilgili olduğu yatırımın karakteristik değerlerini ifade eden, bu değer ve tespit edilen şartlara uygun olarak yatırımın gerçekleştirilmesi halinde üzerinde bulunan desteklerden istifade imkanı sağlayan, kalkınma planlarına uygun ve ülke ekonomisi için faydalı olduğu Müsteşarlıkça kabul edilen yatırımlar için yatırımcılara verilen bir belgedir.
Yatırım indiriminden yararlanacak mükellefler, yatırıma başlamadan önce Hazine Müsteşarlığı’na başvurarak gerekli bilgi ve belgeleri sunmak ve Ek 2 nci maddede belirlenen şartların varlığını onaylatarak “yatırım teşvik belgesi” almak zorundadırlar.
Teşvik belgeli yatırımlarda yatırım indirimi, ilgili belgede belirtilen yatırıma başlama tarihinden sonra yapılan harcamalar için uygulanır. Yatırıma başlama tarihi, mükellefçe yatırım indirimi teşvik belgesi alınması için yapılan başvuru tarihinden önceki bir tarih ise; indirim, başvuru tarihinden sonra yapılan harcamalar için tatbik edilir.
4842 sayılı Kanun sonrasında oluşacak esas değişikliklerden birisi, daha önceki uygulamalarda yatırım indirimi istisnasından yararlanmak için gerekli olan yatırım teşvik belgesi alma zorunluluğunun kaldırılmasıdır.
2.5. Yatırımın Onaylanan Süre ve Şartlar Dahilinde Yapılmış Olması :
Yatırım indirimi uygulanabilmesi için yatırımın Hazine Müsteşarlığı’nın onayladığı şartlara uygun olarak, yatırım teşvik belgesinde belirtilen süreler içinde tamamlanmış olması gerekir.
Yatırım süresince, Hazine Müsteşarlığı’nca onaylanan ve mükellefe verilen “yatırım teşvik belgesi”nde yazılı olan şartlarda meydana gelecek değişikliklerin ve sürelerde doğabilecek gecikmelerin, meydana geldiği tarihten itibaren en geç üç ay içinde adı geçen Müsteşarlığa bildirilmesi ve onaylattırılması zorunludur.
Bu konudaki başvurunun belirtilen süre içinde yapılmaması ya da değişikliklerin kabul edilmemesi halinde, daha önce yapılan onay hükümsüz olur ve mükellefin yatırım indiriminden yararlanma hakkı ortadan kalkar.
2.6. Mükelleflerce Yerine Getirilmesi Gereken Diğer Hususlar:
2.6.1. İptal Edilen “Yatırım Teşvik Belgesi” Üzerine Yapılacak İşlem:
Hazine Müsteşarlığı’nca “yatırım teşvik belgesi”nin iptal edilmesi sonucu, yatırım indiriminden yararlanma hakkı ortadan kalkan mükellefler, yatırım indirimi uygulaması nedeniyle alınmayan vergileri cezalı olarak ödemekle yükümlüdürler.
2.6.2. Yeminli Mali Müşavirlerce Yapılacak Tasdik:
3568 sayılı Kanununun 12 inci maddesinin Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan, “Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları ve Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik6”le yatırım indirimi ile ilgili işlemler yeminli mali müşavirlerin tasdik edecekleri konular kapsamına alınmıştır.
327 Sıra No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği hükümlerine göre mükelleflerin 2002 yılı için, yatırım teşvik belgesine bağlı olan ve proje tutarları toplamı 250.000.000.000 TL’ yi aşan yatırımları nedeniyle yıllık beyannamelerinde yatırım indirimi uygulamasından yararlanabilmeleri için, söz konusu harcamalarını yeminli mali müşavirlere tasdik ettirmeleri gerekmektedir. Vergi dairelerince, yıllık beyannamelerin kabulü sırasında yatırım indirimi uygulayan mükelleflerden sözü edilen tasdik işlemini kapsayan tasdik raporları istenecektir.


  1. Yatırım İndiriminin Konusu – Bina Harcamalarında Yatırım İndirimi Uygulaması –Yatırım İndirimi Oranı:


3.1. Yatırım İndiriminin Konusu:
Yatırım indiriminin konusunu, Ek 2 nci maddede yazılı şartları taşıyan yatırımlar için yapılan harcamalardan, bina, makine, tesisat, araç (sadece işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olanlar) ve benzeri amortismana tabi aktif değerlerin yeni olanlarının maliyet bedelleri oluşturur.
Yatırım indiriminin konusuna giren söz konusu aktif değerlerin yeni olmasından maksat; bunların yurt içinde veya dışında hiçbir şekilde kullanılmamış olmalarıdır. Ancak; yurt dışında kullanılmış olsalar dahi, Hazine Müsteşarlığı’nca uygun görülerek ithali gerçekleştirilen makine ve tesisler yatırım indirimi uygulaması bakımından yeni sayılacaklardır (GVK Ek madde 3).
Yatırım indirimine konu olabilen malların maliyet bedelleri, yapılan yatırımın toplam tutarını oluşturur.
4842 sayılı Kanun sonrasında Petrol Kanunu ve Maden Kanununa göre yürütülen arama ve sondaj faaliyetleri için yapılan ve aktifleştirilen harcamalar da yatırım indirimi istisnası uygulamasından yararlanabilecektir.
3.2. Bina Harcamalarında Yatırım İndirimi Uygulaması:
Binalara ilişkin yatırım indirimi, uygulama açısından farklı bir işleme tabi tutulmakta olup, tamamlanmış veya yarı tamamlanmış olarak satın alınan binalara ilişkin olarak ödenen bedeller, yatırımın maliyet bedeli içerisinde yer alsa bile, yatırım indirimi uygulamasına konu edilemeyecektir (GVK Ek madde 3). Tamamen yeni bina inşaatı yatırım indirimine konu edilir.
Öte yandan, personel lojmanları inşası için yapılan harcamalar, hiç bir şekilde yatırım indirimi kapsamına girmeyecek olup, bunların yatırımcı bünyesinde inşa edilmiş olmasının dahi bir önemi bulunmamaktadır.
4842 sayılı Kanun’da da, bina harcamalarına ilişkin hükümler yer almaktadır. Buna göre, satın alma suretiyle iktisap edilen veya inşa edilen binalar (mal ve hizmet üretim yeri olarak kullanılmak üzere inşa edilenler hariç) için yatırım indirimi hesaplanmayacaktır.
3.3. Yatırım İndirimi Oranı:
10.06.2002 tarihli ve 2002/4367 sayılı BKK ile belirlenen ve bugün için uygulanan indirim oranları aşağıdaki gibidir;


  1. Gelişmiş yörelerde yapılacak yatırımlar için % 40,




  1. Özel önem taşıyan sektör yatırımlarından,




      1. Bölgesel gelişmeye yönelik yatırımlar, özel amaçlı bölgelerde yapılacak yatırımlar ile yöre farkı gözetilmeksizin yine aynı Karar’ın 13 üncü maddesinde sayılan diğer özel önem taşıyan sektör yatırımları için % 100,




      1. Normal yörelerde yapılacak diğer yatırımlar için % 60,




  1. Kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak yatırımlar için % 100,




  1. Uluslararası rekabet gücü kazandıracak, yüksek teknoloji gerektiren, katma değeri yüksek, vergi gelirlerini ve istihdamı artırıcı özelliklerden en az ikisini içeren ve 250 milyon ABD Doları karşılığı Türk Lirasını aşan sınai yatırımlar için yöre farkı gözetilmeksizin % 200.

4842 sayılı Kanun ile yatırım indirim oranı % 40’a indirilmiş bulunmaktadır. Bu durumda yukarıda yer alan % 100 ve % 200’lük cazip oranlar tarihe karışıyor. Mükellefler açısından bu çok büyük bir kayıp. Gerçi 4842 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile şu anda yatırım indiriminden yararlanan kazançlara uygulanan (fon payı dahil) % 19,8’lik stopaj kalkıyor. Bu yatırım yapan mükellefler açısından güzel bir haber ancak, % 100 ve % 200 gibi oranlarda uygulanabilen yatırım indirimi de % 40’a indirilince, herhangi bir vergi avantajı doğmuyor hatta % 200’lük oran için kayıp bile mevcut bulunmaktadır.


Burada bir noktayı hatırlatmak isteriz, 4842 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi ile GVK’na dört geçici madde eklenmektedir. GVK’na eklenen Geçici 61 inci madde ile bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden yatırım teşvik belgesine bağlanan yatırımlarla ilgili yatırım harcamalarına (teşvik belgelerine bu tarihten sonra ilave edilen iktisadi kıymetler için yapılan harcamalar hariç), yatırım indirimi uygulamasına ilişkin olarak GVK’nun değişmeden önceki hükümlerinin uygulanması sağlanmaktadır. Bu çerçevede, istisnadan yararlanan kazançlar üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın % 19,8 oranında tevkifat yapılması gerekecektir.
Ayrıca dileyen mükelleflerin, yine Geçici 61 inci maddenin yürürlük tarihinden önce yapılan müracaatlarına istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında Geçici 61 inci maddenin yürürlük tarihinden itibaren yapacakları yatırım harcamaları (öngörülen harcamalar kapsamında daha önce yatırım indirimi istisnasından yararlanmış harcamalar hariç) için de GVK’nun 19 uncu maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde yatırım indirimi istisnasından yararlanma imkanları bulunacaktır. Bunun için ilk geçici vergilendirme dönemine ilişkin beyannamenin verileceği tarihe kadar bağlı bulunulan vergi dairesine bir bildirimde bulunulması ve tercihin alınmış olan yatırım teşvik belgelerinin tamamı için yapılmış olması şartı aranacaktır.



  1. Yatırım İndirimi Uygulamasının Başlangıcı – Harcama Esası – Yatırım İndirimi Tutarının Hesaplanması – Yatırım İndiriminde Endeksleme:


4.1. Yatırım İndirimi Uygulamasının Başlangıcı:
GVK’nun yatırım indirimini düzenleyen maddelerinde, yatırım indirimi uygulamasının başlangıcında, 01.01.1999 tarihinden önce alınan yatırım indirimi teşvik belgeleri ile 01.01.1999 tarihinden sonra alınan yatırım indirimi teşvik belgeleri bakımından farklı esaslara bağlanmıştır.
01.01.1999 tarihinden önce teşvik belgesine bağlanan yatırımlar için yatırım indirimi uygulanmasına, yatırım konusunu teşkil eden aktif kıymetlere ilişkin harcamaların yapıldığı takvim yılından, 01.01.1999 tarihinden sonra teşvik belgesine bağlanan yatırımlar için yatırım indirimi uygulamasına, teşvik belgesinin alındığı tarihte beyanname verme süresi geçmemiş hesap döneminden, itibaren başlanacak ve yatırım indiriminden yararlanacak tutara ulaşıncaya kadar devam olunacaktır.
4842 sayılı Kanun ile, 01.01.1999 tarihinden sonra alınan teşvik belgeleri için getirilen öngörülen yatırım indirimi uygulamasına son verilmektedir. Kanun’a göre yatırım indirimi uygulamasına, istisnaya konu iktisadi kıymete ilişkin harcamaların yapıldığı yılda başlanacak ve indirilecek tutara ulaşıncaya kadar davam olunacaktır. Öngörülen yatırım indirimi uygulamasının vergi sisteminde kalmasını yatırımların özendirilmesi açısından daha yararlı bulmaktayız. Kanun ile bu uygulamanın sona erecek olmasını yatırımların teşviki açısından büyük bir kayıp olarak değerlendirmek yanlış olmaz.
4.2. Harcama Esası:
4.2.1. Genel Olarak Harcama:
187 Seri No.lu GVK Genel Tebliği’ne göre, yatırım indirimi uygulaması bakımından “harcama”, yatırım indirimine konu iktisadi kıymetlere ilişkin bedelin ödenmesi ya da borçlanılması, bu iktisadi kıymetlerin işletmenin aktifindeki herhangi bir hesaba kaydedilmesi ve iktisadi kıymetlere yatırımcı tarafından tasarruf edilebilir duruma gelinmesidir.
Yurt dışından sağlanacak yatırım konusu malların akreditif (gayri kabili rücu akreditif olsa dahi) tutarlarının iktisadi kıymetlerin kati ithalleri yapılmadan harcama kabul edilerek yatırım indirimi uygulamasında nazara alınması mümkün değildir.
4.2.2. Öngörülen Yatırım İndirimi:
Yatırım indirimi uygulamasından faydalanabilecek aynı maddede sayılan mükelleflerin, yatırım indiriminden faydalanması kabul edilen yatırımları kapsamında yaptıkları harcamaların yanı sıra müteakip vergilendirme döneminde yapmayı öngördükleri yatırım harcamalarını da, Kanun’da belirtilen diğer şartlar dahilinde ilgili kazançlarından indirebilmeleri imkanı getirilmiştir.
Diğer taraftan, GVK’nun Ek 4 üncü maddesinde açıklandığı üzere, yatırım indirimi uygulamasına, harcama yapılmamış olsa dahi, yatırım teşvik belgesinin alındığı tarihte, yıllık beyanname verme süresi geçmemiş hesap döneminden itibaren başlanacaktır.
Ayrıca, yıllık beyannamede kazancın yetersiz olması dolayısıyla indirilemeyen öngörülen harcama tutarının geçici vergi matrahlarından indirilmesi halinde, aynı yılın geçici vergi dönemlerinde, öngörülen yatırım indirimi uygulanan yatırım teşvik belgesi kapsamında fiilen yapılan harcama tutarı, geçici vergi matrahının hesabında dikkate alınan söz konusu öngörülen yatırıma ilişkin indirim tutarı ile yıllık beyannamede gösterilen kazançtan indirilen öngörülen yatırım harcaması tutarı toplamına ulaşıncaya kadar ayrıca yatırım indirimi uygulanamayacaktır. Bu tutarı aşan harcama tutarı ise geçici vergi beyanında indirim olarak dikkate alınabilecektir.
GVK’nun Ek 4 üncü maddesinde yer alan düzenlemeye göre; yapılması öngörülen yatırım harcamasının % 10’undan daha az bir tutarda yatırım harcamasının eksik gerçekleştirilmesi durumunda, gerçekleştirilmeyen harcama tutarı üzerinden hesaplanarak önceki dönemde indirim konusu yapılan tutar dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen verginin, faizsiz ve cezasız olarak ödenmesi gerekmektedir.
Yapılması öngörülen yatırım harcamasının % 10’undan daha fazla bir tutarda yatırım harcamasının eksik gerçekleştirilmesi durumunda ise;


  • Gerçekleştirilmeyen harcama tutarının, öngörülen harcama tutarının % 10’una kadar olan kısmı üzerinden hesaplanarak indirim konusu yapılan tutar dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, faizsiz ve cezasız olarak,




  • Gerçekleştirilmeyen harcama tutarının, öngörülen harcama tutarının % 10’unu aşan kısmı üzerinden hesaplanarak indirim konusu yapılan tutar dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, 61838sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un (AATUHK) 48 inci maddesine göre belirlenen tecil faizi ile birlikte ve cezasız olarak ödenecektir.

Yatırım harcamasının öngörülen yatırım harcaması olarak matrahtan indirilen tutardan fazla olarak gerçekleşmesi durumunda ise; fazla yapılan harcamanın yapıldığı dönem kazancından veya devreden indirim olarak izleyen dönemlere ilişkin kazançlardan indirilmesi gerekmektedir.


Ayrıca, öngörülen yatırım indiriminin ilgili yıl kazancından indirilen kısmı için GVK’nun 94/6-b-ii hükmü gereğince % 18 oranında gelir vergisi stopajı (hesaplanan gelir vergisi stopajının % 10’u oranında fon payı) yapılmalı ve söz konusu tutar GVK’nun 119 uncu maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde ilgili vergi dairesine beyan edilerek ödenmelidir.
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere, 4842 sayılı Kanun ile öngörülen yatırım indirimi uygulaması yürürlükten kaldırılacaktır.
4.2.3. Kur Farkı ve Kredi Faizlerinin Durumu:
Yatırım konusu iktisadi kıymetlerin finansmanında kullanılan krediler nedeniyle, ilgili kıymetlerin aktife alındıkları dönemin sonuna kadar ortaya çıkan faizlerin ve kur farklarının yatırım konusu iktisadi kıymetlerin maliyetlerine eklenmesi zorunlu olup, dolayısıyla yatırım indirimi kapsamında telakki edilmeleri gerekecektir.
4.2.4. Yatırım İndirimine Konu Olmayacak Harcamalar:
Aşağıda belirtilen harcamalar yatırım indirimine konu edilemez.


  • Arazi, arsa ve yedek parça sağlanması ve esas proje dışında münferit makine, tesisat, araç alımı dolayısıyla yapılan harcamalar,

  • Personel lojmanları inşası (kalkınmada öncelikli yörelerde yapılanlar hariç) ve tefrişi ile inşa edilmiş veya inşa halinde alınan binalar için satın alma bedelleri (inşa halinde alınan binalar için yapılacak tamamlama harcamaları, yatırım teşvik belgesinde yer alması şartıyla yatırım indiriminden faydalanır),

  • İşletmelerin kuruluş ve örgütlenme giderleri, deneme imalatı giderleri,

  • Yatırım teşvik belgesine konu olan yatırımın tamamlanmasından sonraki dönemlere ait kredi faiz ve kur farkları.

4842 sayılı Kanun’da da üzerinden yatırım indirimi hesaplanmayacak iktisadi kıymetler ayrıca sayılmıştır. Buna göre;




  • Bedeli 5 milyar liradan az olan iktisadi kıymetler (iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz eden iktisadi kıymetler haddin aşılıp aşılmadığının tespitinde bir bütün olarak dikkate alınır),

  • Yurt içinde veya dışında daha önce kullanılmış olan iktisadi kıymetler (yüzer havuzlar ile 12 yaşından küçük gemiler hariç),

  • Gayri maddi haklar (yatırım indiriminden yararlanan iktisadi kıymetlerin kullanılabilmesi için gerekli olan bilgisayar programları hariç),

  • Mal ve hizmet üretimi ile doğrudan ilgili olmayan; alet, edevat, mefruşat ve büro demirbaşları,

  • Bedelsiz olarak iktisap edilen iktisadi kıymetler,

  • Satın alma suretiyle iktisap edilen veya inşa edilen binalar (mal ve hizmet üretim yeri olarak kullanılmak üzere inşa edilenler hariç),

  • Arazi veya arsalar,

  • Binek otomobili ve benzeri kara taşıtları, yat, kotra, tekne ve benzeri motorlu deniz araçları ile uçak ve helikopter gibi hava taşıtları (işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olanlar hariç),

  • Yurt dışındaki yatırımlarda kullanılmak üzere alınan iktisadi kıymetler,

ile ilgili olarak yatırım indirimi hesaplanamayacaktır.


4.3. Yatırım İndirimi Tutarının Hesaplanması:
Her yatırım için hesaplanacak yatırım indirimi tutarı, o yatırım içinde yer alan indirimden yararlanabilecek aktif değerlerin maliyet bedelleri toplamına veya bir sonraki yıl yapılması öngörülen yatırım harcaması toplamına, yatırım teşvik belgesinde yazılı olan indirim oranının uygulanması suretiyle bulunur.
Yatırım indirimi, kazancın elverişli olduğu ilk yılda gerçekleştirilir. İlgili yıl kazancı elverişli olduğu halde yatırım indiriminden yararlanmayan mükellefler, yararlanmadıkları bu indirim tutarlarını daha sonraki yıllara ait kazançlarından indiremezler. Ancak bu tutarlar, VUK hükümlerine göre düzeltme konusu yapılabilir.
4842 sonrası öngörülen yatırım indirimi uygulaması kalkacak olup, sadece istisnaya konu iktisadi kıymetin maliyet bedeli harcamanın yapıldığı yılda dikkate alınabilecektir.
4.4. Yatırım İndiriminde Endeksleme Uygulaması:
Yatırım teşvik belgeleri kapsamında yapılan yatırım harcamaları üzerinden hesaplanan yatırım indiriminin ilgili yıl kazançlarının olmaması veya yetersiz olması nedeniyle indirilemeyen tutarları, sonraki yıllarda yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanabilecektir.
Yatırım indiriminde endeksleme uygulamasının koşulları ve esasları aşağıda açıklanmıştır.
Halen cari olan uygulama ile ilgili açıklamalarımıza geçmeden önce 4842 sayılı Kanun’da da, kazancın yetersiz olması nedeniyle dikkate alınamayan istisna tutarının, izleyen yıllarda VUK hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınması imkanının mevcut olduğunu hatırlatmak isteriz.



      1. Yatırım İndiriminde Endeksleme Uygulamasının Esas Ve Koşulları:


4.4.1.1. Yatırım Teşvik Belgeli Olmalıdır:
Yatırım indiriminde endeksleme yalnız teşvik belgesine bağlı yatırımlar dolayısıyla doğan yatırım indiriminde uygulanabilir. Teşvik belgesi bulunmayan fakat, Kanun’da belirlenmiş bulunan koşulları taşıdığı için yatırım indiriminden yararlanan yatırımlardan kaynaklanan yatırım indirimi tutarları indirilemeseler dahi sonraki yıllarda endeksleme uygulanmak suretiyle artırılamazlar.


        1. Teşvik Belgesi 1.1.1995 Tarihinden Sonra Alınmış Olmalıdır:

Endeksleme 1.1.1995 tarihinden sonra alınan teşvik belgelerine ilişkin harcamalara uygulanabilir.


1.1.1995 tarihinden önce alınmış olan teşvik belgelerine ilişkin yatırım harcamaları bu tarihten sonra yapılmış olsa dahi endeksleme uygulanamaz. Yine 1.1.1995 tarihinden önce alınmış teşvik belgeleri ile ilgili olarak yapılan harcamalar dolayısıyla yararlanılacak yatırım indirimi tutarlarından kazancın yeterli olmaması nedeniyle bu tarihten önce indirilemeyen yatırım indirimine de endeksleme uygulanamaz.
4.4.1.3. Yıl İçinde Yapılan Yatırım Harcamalarına Endeksleme Uygulanmaz:
Endeksleme uygulanacak yatırım indirimi, yalnızca önceki yıllarda kazancın yetersiz olması nedeniyle indirilemeyip ertesi yıla devreden yatırım indirimi tutarıdır. Yıl içinde yapılan yatırım harcamaları dolayısıyla yararlanılabilecek yatırım indirimi için endeksleme uygulanmaz. Geçici vergi beyannamelerinde endeksleme yalnızca önceki yıllarda yapılmış olan yatırımlara uygulanır.


        1. Endeksleme Uygulamasında Süre:

Endekslemenin ne zamana kadar uygulanacağı bakımından yatırım teşvik belgesinin alınış tarihine göre ikili bir ayrım bulunmaktadır.


1.1.1995-31.12.1997 tarihleri arasında alınan yatırım teşvik belgelerinde endeksleme yıl içinde yapılan yatırım harcamaları dolayısıyla hesaplanan yatırım indirimi tutarının indirilemeyen kısmına ertesi yıldan itibaren üç yıl uygulanır. Üç yıl içinde de indirilemeyen tutar için sonraki yıllarda endeksleme uygulanmaz.
1.1.1998 tarihinden sonra alınan yatırım teşvik belgeleri için yatırım indiriminden yararlanılamadığı sürece endeksleme yapılabilecektir.


      1. Yatırım İndirimi Harcamaların Yapılış Sırasına Göre İndirilir:

Devreden yatırım indirimi olması durumunda, önce yapılmış olan harcama dolayısıyla doğan yatırım indiriminin uygulandığı kabul edilir. Örneğin, mükellefin 2002 yılında aynı yıl içinde yapılan harcamalardan doğan yatırım indiriminin yanı sıra 1999, 2000, 2001 yıllarından devreden yatırım indirimleri varsa ve kazancı bu yatırım indirimlerinin tamamının indirilmesine yetmezse, sırasıyla 1999, 2000, 2001 ve 2002 yıllarının yatırım indirimi tutarlarının indirildiği kabul edilir.




      1. Endekslemenin Hesaplanması ve Uygulanması:


4.4.3.1. 1.1.1998’den Önce Alınmış Olan Teşvik Belgesi Kapsamındaki Yatırım İndiriminde:
Endeksleme 1.1.1998 tarihinden önce alınan yatırım teşvik belgeleri kapsamındaki yatırımlara ilişkin yatırım indirimlerinde, önceki yıldan devreden yatırım indirimi tutarının harcamanın yapıldığı yılı izleyen yıldan itibaren üç yılı geçmemiş yatırım indirimi tutarına uygulanır. Bundan sonraki yıllara devreden yatırım indirimi tutarına endeksleme uygulanmaz. Dolayısıyla hangi yıldan ne kadar yatırım indiriminin olduğunun ayrı ayrı izlenmesi gerekir.
4.4.3.2. 1.1.1998’den Sonra Alınmış Olan Teşvik Belgesi Kapsamındaki Yatırım İndiriminde:
Endeksleme yukarıda da belirtildiği üzere, önceki yıllarda yapılan yatırım harcamaları üzerinden hesaplanan yatırım indiriminin uygulanamayıp sonraki yıllara devretmiş olan kısmına uygulanır. Yapılması öngörülen yatırım harcamaları üzerinden hesaplanan yatırım indiriminin indirilemeyen kısmına endeksleme uygulanamaz. Yatırım indirimi tutarının artırılmasında uygulanacak oran, artırımın yapılacağı yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranıdır. Endeksleme 1.1.1998 tarihinden sonra alınan yatırım teşvik belgeleri kapsamındaki yatırımlara ilişkin yatırım indirimlerinde, önceki yıldan devreden yatırım indirimi tutarının tamamına uygulanır. Yalnızca cari yıl içinde yapılmış olan yatırım harcamaları üzerinden hesaplanan yatırım indirimine endeksleme uygulanmaz. Bu bakımdan hangi yıldan ne kadar yatırım indiriminin olduğunun ayrı ayrı izlenmesine gerek bulunmamaktadır.


        1. Birden Fazla Teşvik Belgesi Olan Mükelleflerde Endeksleme Uygulaması:

Birden fazla teşvik belgesi olması durumunda, hangi belgeye ait olursa olsun önceki tarihli harcama öncelikle indirim konusu yapılır. Aynı yıl içinde yapılmış olan yatırım harcamalarının hangisine ait indirimin önce uygulanacağı hususunun önemi yoktur. Çünkü, yatırım indirimi uygulamasında harcamanın yapıldığı yıl önemli olup, endeksleme de buna göre yapılmaktadır. Öncelikle, en eski yıla ait yatırım indirimi tutarının indirildiği kabul edilerek, endeksleme yapma olanağı mümkün olduğu kadar artırılmıştır.


Olması gereken uygulama şekli yararlanılmış olan yatırım indiriminin endeksleme süresi sınırlı olan 1.1.1998 öncesi alınmış olan teşvik belgesine ilişkin yatırım indirimi olduğu kabul edilir. Yatırım indirimi uygulanacak kazanç doğdukça önceki yılda yapılmış olan eski tarihli belgeye ilişkin yatırım indirimi uygulanmış olur. Bu durumda endeksleme açısından mükellefin lehine bir uygulama kabul edilmiş olunur.


      1. Yatırım İndirimine Konu Aktif Değerlerin Devri Durumunda Endeksleme:

KVK’nın 36, 37 ve 38 inci maddeleri hükümlerinde düzenlenen birleşme, devir ve nevi değiştirmelerde yeni şirket münfesih kurumun devamı niteliğinde olduğundan, söz konusu maddeler kapsamında meydana gelen birleşme, devir ve nevi değişikliklerinde yatırımın sahibi yönünden bir değişiklik olmamış sayılır. Yeni şirketin yatırım indirimi koşullarını taşıması durumunda yatırım indirimi uygulamasına devam olunur.


KVK’nun sözkonusu maddelerinde düzenlenen birleşme, devir ve nevi değişikliklerinde yeni şirket kendi harcamaları üzerinden hesaplanacak yatırım indiriminin yanı sıra, münfesih kurumun yaptığı harcamalar üzerinden hesaplanan yatırım indirimi tutarından indiremediği kısımdan da yararlanır. Belirtilen kapsamda, yeni şirketin yaptığı yatırım harcamaları üzerinden hesaplanan yatırım indiriminin harcamanın yapıldığı yıl indirilemeyen kısmı, sonraki yıllarda endeksleme uygulanmak suretiyle artırılırken, yeni şirket münfesih kurumun devamı niteliğinde olduğu için, münfesih kurumun indiremediği yatırım indirimi tutarını da endeksleme uygulamak suretiyle artırabilir.


      1. Geçici Vergi Dönemlerinde Endeksleme:

Geçici vergi uygulamasında harcama yapılmadıkça yatırım indirimi uygulanmaz. Yatırım indirimi uygulanabilmesi için yatırımın ya cari geçici vergi döneminde yapılmış olması, ya da önceki dönemlerde yapılmış olan yatırım harcamaları üzerinden hesaplanan yatırım indiriminin indirilememiş olması gerekir. Cari geçici vergi döneminde yatırım harcaması yapılmakla birlikte, bu yatırım üzerinden hesaplanan yatırım indiriminin önceki döneme ilişkin beyannamede indirilmiş olması durumunda yeniden indirim yapılmaz.


Önceki dönemlerde yapılan yatırım harcamaları üzerinden hesaplanan fakat indirim olanağı bulunmadığından sonraki dönemlere devreden yatırım indirimi geçici vergi dönemlerinde aynı koşulların varlığı ile endekslemeye tabi tutulabilir.



  1. Yatırım İndirimi Uygulamasında Vergi Tevkifatı:

GVK’nun 94/6-b-ii maddesi hükmüne göre; beyan edilen kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılan yatırım indirimi tutarları üzerinden % 18 oranında gelir vergisi ve bu tutar üzerinden ayrıca % 10 fon payı kesintisi yapılması gerekmektedir. Hesap dönemi takvim yılı olan kurumların, kurum kazancından indirmiş bulundukları yatırım indirimine ilişkin tevkifatı, ilgili yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamesini vermiş oldukları Nisan ayında yapmaları ve ertesi ayın 20 inci gününe kadar beyan etmek suretiyle GVK’nun 119 uncu maddesi çerçevesinde ödemeleri gerekmektedir.


4842 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi sonrası kurumların istisna kazançları ile normal kazançları ayrımına son verilecek, istisna olsun olmasın kar dağıtımı aşamasında tevkifat yapılması gerekecek, ayrıca halka açık şirketlerle halka açık olmayan şirketler arasındaki ayrım kaldırılarak tevkifat oranının her iki tür şirket için de aynı olması sağlanacaktır. Bu nedenle, 4842 sayılı Kanun ile yatırım indiriminden yararlanan kazançlara uygulanan (fon payı dahil) % 19,8’lik stopaj kaldırılmaktadır.


  1. Yatırım İndirimine Konu Aktif Değerlerin Satışı veya Devri Halinde Yapılacak İşlemler:

Güncel uygulamaya ilişkin açıklamalarımıza geçmeden önce 4842 sayılı Kanun’da konu ile ilgili yapılan düzenlemelere değinmek istiyoruz.


Bahse konu Kanun’a göre, yatırım indirimi istisnasının uygulanabilmesi için istisnadan yararlanan kıymetin iki tam yıl süreyle elden çıkarılmaması gerekmektedir. Bu şarta uyulmadığı takdirde, daha önce yararlanılan istisna tutarı nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler açısından herhangi bir işlem yapılmayacak, ancak daha önce yararlanılamayan istisna tutarının kullanım imkanı kalmayacaktır.
Öte yandan, yatırım indiriminden kısmen faydalanmış veya hiç faydalanmamış aktif değerleri devir alan kimselerin, kalan yatırım indiriminden yararlanmalarını sağlayacak herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla aktif değerleri devralanların istisnadan yararlanmaları hiçbir durumda mümkün bulunmamaktadır.

6.1. Satan Veya Devreden Yönünden Yapılacak İşlemler:
Yatırım konusu aktif değerlerin, komple tesislerde yatırım tamamlandıktan, diğerlerinde ise üretime başlandıktan sonra topluca satılması durumunda, yatırımla beklenen amaç gerçekleşmiş olduğundan satıcı veya devreden yönünden herhangi bir işlem yapılmayacak dolayısıyla, alınmayan verginin istenmesi gibi bir durum da ortaya çıkmayacaktır. Devreden yatırım ile ilgili olarak halen yararlanılmamış bir yatırım indirimi tutarının bulunması durumunda, söz konusu tutarın izleyen dönemlere ilişkin matrahların tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
Ancak; yatırım konusu iktisadi kıymetlerin söz konusu şekillerde satılmalarından ya da devredilmelerinden önce Hazine Müsteşarlığı’na başvurularak tamamlama vizesinin alınmış olması şarttır.

Yatırım konusu iktisadi kıymetlerin, komple tesislerde yatırım tamamlanmadan, diğerlerinde kullanma ve üretime başlanmadan önce satılmaları durumunda ise; yatırım indirimi uygulamasından beklenen asıl amaç gerçekleşmemiş olacağından satış veya devir tarihine kadar yatırım indirimi dolayısıyla alınmamış vergiler, söz konusu kıymetleri bu şekilde satan ya da devredenlerden tahsil edilecektir. Anılan işlem dolayısıyla herhangi bir ceza uygulaması söz konusu olmayacaktır.


6.2. Satın Veya Devir Alan Yönünden Yapılacak İşlemler:
Yatırım indiriminin konusuna giren iktisadi kıymetleri, yatırım indiriminden faydalanma koşulları mevcut olmak kaydıyla, kısmen veya tamamen satın ya da devralanlar indirimden yararlanabilecek olup, bahse konu aktif değerleri satan ya da devredenlerin, bu işlemden önce yatırım indiriminden hiç yararlanmamış olmaları durumunda yatırım indiriminden yararlanılacak tutar, satan veya devredene tanınan tutara, satın ya da devralanın yararlanacağı oran uygulanmak suretiyle tespit edilecektir.
Sözü edilen aktif değerler için daha önce yatırım indiriminden istifade edilmiş olması durumunda ise; satın ya da devir alan, aynı değer üzerinden hesaplanacak bakiye indirim kısmından faydalanabilecektir. Ancak, söz konusu bakiye kısım, anılan aktif değerler için daha önce istifade edilmiş indirimlerin, satın veya devir alanın istifade edebileceği nispete göre hesaplanacak indirimden tenzili suretiyle bulunacak miktarı aşamayacaktır.
6.3. Şartların İhlali Durumunda Yapılacak İşlemler:
Yatırım indirimine konu aktif değerlerin, yatırımın herhangi bir aşamasında yatırımla gerçekleştirilmek istenilen amaç dışında parça parça satılması ya da GVK’nun Ek 2 nci maddesinde yer alan şartlardan birisinin ihlal edilmesi hallerinde, yatırım indirimi dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin cezalı olarak tahsil edilmesi gerekmektedir.
Yukarıda bahsi geçen durumda, alınmamış olan vergi ve cezalarda zamanaşımı, parça parça satışın yapıldığı veya anılan şartlara ilişkin ihlalin gerçekleştirildiği hesap döneminden itibaren başlayacaktır.


  1. Yatırım İndiriminde Özellik Arzeden Hususlar:


7.1. Bilgisayar Programları İle Lisans, Teknik Yardım ve Know-How Gibi Harcamalarda Yatırım İndirimi Uygulaması:
Maliye Bakanlığı’nın görüşüne göre lisans, teknik yardım ve know-how gibi harcamaların yatırım indirimi uygulamasına konu edilmeleri mümkün bulunmamaktadır. Bu konuda verilen bir muktezada; Ek 3 üncü maddede yatırım indirimi istisnasından yararlanacak kıymetlere ilişkin olarak bunların yeni olmaları gerektiği şartının getirilmiş olduğu, yeni olmadan amacın ise; söz konusu kıymetlerin yurt içinde ve dışında daha önce hiç bir şekilde kullanılmamaları gerektiği anlamına geldiği ifade edilerek, anılan şartın sadece maddi kıymetler için sağlanabildiği belirtilmiştir. Aynı özelgede, bahse konu sebeplerden ötürü, gayri maddi hakların (lisans, teknik yardım ve know-how) yatırım konusuna girmemekle beraber, yatırım indirimi kapsamına da girmediği belirtilmiştir.
Ancak, söz konusu haklara ilişkin harcamaların, GVK’nun Ek 3 üncü maddesinde yer alan “benzeri amortismana tabi aktif değer” kavramı içerisinde mütalaa edilmesi gerektiğini düşünenler de bulunmaktadır.
Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 2359seri No.lu GVK Genel Tebliği’nde; yatırım indirimine konu olabilecek iktisadi kıymetlerin kullanılabilmesi için gerekli olan ve belgeye ekli global listede yer alan bilgisayar programları için yapılan harcamalar üzerinden yatırım indirimi hesaplanmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Yazımızın daha önceki bölümlerinde bahsettiğimiz üzere 4842 sayılı Kanun’da da yatırım indiriminden yararlanan iktisadi kıymetlerin kullanılabilmesi için gerekli olan bilgisayar programlarının yatırım indiriminden yararlanabileceği yönünde hüküm bulunmaktadır. Bu 235 seri No.lu GVK Genel Tebliği ile paralel bir düzenleme yapıldığını göstermektedir.
7.2. Yatırım Konusu Malların Finansal Kiralama Aracılığıyla Edinilmesi Durumu:
GVK’nun Ek 5 inci maddesi hükmü uyarınca yatırım indiriminden kısmen faydalanmış veya hiç faydalanmamış aktif değerleri kısmen veya tamamen satın veya devir alan kimse (yatırım indiriminden faydalanma şartları mevcut olmak kaydıyla) yatırım indiriminden yararlanmaktadır.
Öte yandan, 322610 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 28 inci maddesinde; “Teşvik belgesine bağlanmış bulunan yatırımların tamamının veya bir bölümünün finansal kiralama yoluyla gerçekleştirilmesi halinde kiralayan, kiracının teşvik belgesinde belirtilen ve satın alma halinde onun tarafından kullanılmasına hak kazanılan teşviklerden Devlet Planlama Teşkilatı’nca teşvik mevzuatına göre belirlenecek esaslar çerçevesinde yararlanır” denilmektedir.
Konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 235 seri No.lu GVK Genel Tebliği’nde de; yatırım indiriminden kısmen faydalanmış veya hiç faydalanmamış aktif değerlerin kısmen veya tamamen bir finansal kiralama şirketince bir başkasına kiralanması durumunda, yasal koşulların taşınması kaydıyla yatırım malının daha önceki yatırımcı tarafından kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın finansal kiralama şirketince yatırım indiriminden yararlanabileceği açıklanmış bulunmaktadır.
4842 sayılı Kanun’un 31 inci maddesi ile 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 28 inci maddesi de değiştirilmektedir. Bahse konu maddenin değiştirilmiş hali; “yatırımların tamamının veya bir bölümünün finansal kiralama yoluyla gerçekleştirilmesi halinde kiralayan, finansal kiralamaya konu olan iktisadi kıymetlerle ilgili olarak bunların satın alınması halinde yararlanılan teşviklerden yararlanır” şeklindedir. Dolayısıyla yatırım indirimi istisnasından yararlanma hakkı değişiklik sonrasında da, yine kiralayana ait olacaktır.
7.3. Yatırım İndirimine İlişkin Muhasebe Kayıtları:
GVK’nun Ek 6 ncı maddesinde belirtildiği üzere;

  • Yatırım indirimine ilişkin muhasebe kayıtlarının, söz konusu indirimden yararlanılan miktarların yıllar itibariyle izlenmesini sağlayacak bir şekilde tutulması,

  • Birden fazla yatırım yapan ve bu yatırımlar nedeniyle yatırım indiriminden faydalanan mükelleflerin, her bir yatırım için yararlanabilecek ve yararlanılan yatırım harcamalarını ve indirim tutarlarını defterlerinde ayrıntılı olarak izlemeleri,

gerekmektedir.


4842 sayılı Kanun’da da, mükelleflerin kayıtlarını, hesaplanan ve yararlanılan yatırım indirimi istisnası tutarlarının yıllar itibariyle takibini yapacak şekilde tutmaları zorunlu hale getirilmiştir.
Bu itibarla, güncel uygulama ile 4842 sayılı Kanun sonrası uygulama arasında herhangi bir farklılaşma olmayacaktır.



1 06.01.1961 gün ve 10700 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

2 09.07.2002 gün ve 24810 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

3 03.08.1995 gün ve 22363 sayılı resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

4 10.01.1961 gün ve 10703 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

5 28.12.2002 gün ve 24977 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

6 02.01.1990 gün ve 20390 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

7 26.01.2002 gün ve 24652 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

8 28.07.1953 gün ve 8469 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

9 17.07.2000 gün ve 24112 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

10 28.06.1985 gün ve 18795 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.





Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət