Ana səhifə

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey


Yüklə 176.5 Kb.
səhifə1/3
tarix18.07.2016
ölçüsü176.5 Kb.
  1   2   3
Birleşmiş Milletler

Ekonomik ve Sosyal Konsey

E/C.12/GC/19

4 Şubat 2008

EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL HAKLAR KOMİTESİ

Otuz dokuzuncu oturum

5-23 Kasım 2007
19 No’lu Genel Yorum1

Sosyal güvenlik hakkı (9. Madde)



I. GİRİŞ

1. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin (bundan böyle ‘Sözleşme’ olarak zikredilecektir) 9. maddesine göre, “Bu Sözleşmeye Taraf Devletler, herkesin sosyal sigorta da dahil olmak üzere sosyal güvenlik hakkını tanırlar.” Sosyal güvenlik hakkı, Sözleşmeden kaynaklanan haklarını tam anlamıyla kullanma olanağından yoksun kaldıkları durumlarla karşılaşan tüm insanların insan onurunun güvence altına alınması açısından temel önem taşımaktadır.

2. Sosyal güvenlik hakkı, diğer şeylerin yanı sıra (a) hastalık, malullük, analık, iş kazası, işsizlik, yaşlılık, ya da aile üyelerinden birinin ölümü nedeniyle, çalışma sonucu elde edilen geçim imkanlarının kalmadığı; (b) sağlık bakımına erişim bedelinin karşılanabilir düzeyde olmadığı; (c) özellikle çocuklar ve bakıma ihtiyaç duyan yetişkinler için aile desteğinin yetersiz olduğu durumlara karşı ayrımcılık yapılmaksızın koruma sağlamaya yönelik ayni ya da nakdi yardımlara erişim ve bu tür yardımlardan yararlanma hakkını içerir.

3. Gelirin yeniden bölüşümü sağlayan sosyal güvenlik, bu özelliğiyle yoksullukla mücadele ve yoksulluğun ortadan kaldırılması, sosyal dışlanma ile mücadele ve sosyal içermenin desteklenmesi açısından önemli bir rol oynamaktadır.

4. 2. maddenin 1. paragrafına göre, Sözleşmeye taraf Devletler, mevcut kaynakların azamisini kullanarak, herkesin sosyal sigorta dahil sosyal güvenlik hakkının ayrım gözetilmeksizin uygulanması için etkili tedbirleri almalı ve gerektiğinde bunları düzenli olarak gözden geçirmelidir. Sözleşmenin 9. maddesinde kullanılan ifade, sosyal güvenlikle ilgili yardımları sağlamaya yönelik tedbirlerin dar bir çerçevede tanımlanamayacağını ve, her halükarda, herkesin bu insan hakkından asgari düzeyde yararlanmasının güvence altına alınması gerektiğine işaret etmektedir. Bu tedbirler arasında şunlar bulunmaktadır:

(a) 9. maddede açıkça ifade edilen, sosyal sigorta benzeri primli ya da sigorta esaslı sistemler. Bunlar genellikle sigortalıların, işverenlerin ve kimi zaman devletin zorunlu katkıda bulunmasını ve yardımların ve idari masraflarla ilgili ödemelerin ortak bir fondan karşılanmasını içerir;

(b) Genel yardım planları (ilgili yardımın ilkesel olarak belirli bir riski taşıyan ya da güçlük yaşayan herkese verilmesi) ya da hedefe yönelik sosyal destek planları (belirli bir ihtiyacı olanların yardım alması) benzeri primsiz sistemler. Herkesin sigorta esaslı bir sistem dahilinde güvence altına alınması pek mümkün olmadığından, neredeyse tüm taraf Devletlerde primsiz sistemlerin uygulanmasına ihtiyaç duyulur.

5. Kabul edilebilir nitelikteki diğer sosyal güvenlik biçimleri arasında (a) özel sektör tarafından yürütülen sistemler ve (b) cemaat esaslı ya da karşılıklı yardım sistemleri benzeri kendine yardım sistemleri ve diğer tedbirler. Hangi sistem seçilirse seçilsin, bu sistemin sosyal güvenlik hakkının temel unsurlarına uygun olması ve taraf Devletlerce işbu genel yorum uyarınca korunması gerekir.

6. Uluslararası hukukta sosyal güvenlik hakkına güçlü bir vurgu yapılmaktadır. Sosyal güvenliğin insan hakları boyutu 1994 tarihli Philadelphia Bildirgesinde açıkça ifade bulmuştur. Bu Bildirgede, “sosyal güvenlik tedbirlerinin korunmaya ve kapsamlı sağlık bakımına ihtiyaç duyan herkes için temel bir gelir sağlayacak şekilde genişletilmesi” talep edilmektedir.2 Sosyal güvenlik, 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde bir insan hakkı olarak kabul edilmiştir. Beyannamenin 22. maddesine göre, “Herkesin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe hakkı vardır” ve 25. maddenin 1. paragrafına göre, “Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir.” Bu hak daha sonra çeşitli uluslararası insan hakları sözleşmelerinde3 ve bölgesel insan hakları sözleşmelerinde4 yer almıştır. 2001 yılında Devletlerin, işverenlerin ve işçilerin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen Uluslararası Çalışma Konferansında, sosyal güvenliğin “temel bir insan hakkı ve sosyal uyumun yaratılması için temel bir araç” olduğu teyit edilmiştir.5

7. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi (Komite), dünya nüfusu içerisinde sosyal güvenliğe erişim oranlarının aşırı düşük olmasından ve halihazırda büyük çoğunluğun (yaklaşık yüzde 80) resmi sosyal güvenlik sistemine erişim olanağına sahip bulunmamasından endişe duymaktadır. Söz konusu yüzde 80’lik nüfus grubu dahilinde nüfusun yüzde 20’si aşırı yoksulluk içerisinde yaşamaktadır.6

8. Komite, Sözleşmenin uygulanmasıyla ilgili uygulamaları izlemeye yönelik çalışmalarında, pek çok Sözleşme maddesinin gerçekleşmesini engelleyen biçimde yeterli sosyal güvenliğe erişim olanağının bulunmaması ya da sağlanmasına dair endişelerini sürekli olarak vurgulamıştır. Ayrıca Komite, hem taraf Devletlerin raporlarına ilişkin değerlendirmelerinde hem de çeşitli genel yorum ve açıklamalarında sosyal güvenlik hakkına sürekli vurgu yapmıştır.7 Taraf Devletlerin Sözleşme hükümlerini uygulamalarına ve raporlama yükümlülüklerini yerine getirmelerine yardımcı olmak amacıyla, mevcut genel yorum sosyal güvenlik hakkının normatif içeriğinin (Bölüm II), taraf Devletlerin yükümlülüklerin (Bölüm III), ihlallerin (Bölüm IV) ve ulusal düzeydeki uygulamaların (Bölüm V) üzerinde durmaktadır ve taraf Devletler dışındaki diğer aktörlerin yükümlülükleri Bölüm VI’da ele alınmaktadır.

II. SOSYAL GÜVENLİK HAKKININ NORMATİF İÇERİĞİ

9. Sosyal güvenlik hakkı, ister kamu ister özel sektör tarafından sağlansın, var olan sosyal güvenlik kapsamının keyfi ve makul olmayan biçimde kısıtlanmasına maruz kalmama hakkını ve sosyal risklere ve öngörülemeyen durumlara karşı yeterli korumadan yararlanma hakkını içerir.



A. Sosyal güvenlik hakkının unsurları

10. Sosyal güvenlik hakkının unsurları farklı koşullara göre değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte, tüm durumlar için geçerli bir dizi temel unsur aşağıda sıralanmıştır. Bu unsurları yorumlarken, sosyal güvenliğin salt iktisadi ve mali politika aracı olarak değil, aynı zamanda sosyal bir mal olarak değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.



1. Mevcudiyet – sosyal güvenlik sistemi

11. Sosyal güvenlik hakkının uygulanması için, tanımlanan sosyal risk ve güçlükler için yardım sağlanmasını güvence altına almak üzere tek ya da farklı sigorta programlardan oluşan bir sistemin mevcut ve uygulanıyor olması gerekir. Sistemin ülke mevzuatına göre kurulması gerekir ve kamu yetkilileri sistemin etkili bir biçimde idaresini ya da denetimini sağlamak üzere sorumluluk üstlenmelidir. Ayrıca, hem şimdiki hem de gelecekteki kuşakların sosyal güvenlik hakkından yararlanmalarını sağlamak üzere, emeklilik programları da dahil tüm sigorta programlarının sürdürülebilir olması gerekir.



2. Sosyal riskler ve güçlükler

12. Sosyal güvenlik sistemi, sosyal güvenliğin aşağıda sıralanan dokuz temel unsurunu kapsamalıdır.8



(a) Sağlık bakımı

13. Taraf Devletler, herkesin yeterli sağlık hizmetlerine ulaşmasını sağlamak üzere sağlık sistemlerinin oluşturulmasını güvence altına almakla yükümlüdür.9 Sağlık sisteminin özel ya da karma sigorta sistemlerini öngördüğü durumlarda, işbu genel yorumda belirtilen ana unsurlara uygun biçimde, sistemlerinin karşılanabilir bir bedelle sunulması gerekir.10 Komite, HIV/AIDS, tüberküloz ve sıtma gibi yaygın endemik hastalıklar bağlamında sosyal güvenlik hakkının özel bir önem taşıdığını ve önleyici ve tedavi edici tedbirlere erişim olanağının sağlanmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydeder.



(b) Hastalık

14. Sağlık bozukluğu nedeniyle çalışamayan kişilerin çalışmadıkları dönem içinde uğradıkları kazanç kayıplarını telafi etmek üzere nakdi yardımların sağlanması gerekir. Uzun süren hastalıklardan mustarip kişilerin malullük yardımlarına hak kazanması gerekir.



(c) Yaşlılık

15. Taraf Devletler, ulusal mevzuatta tanımlanan belirli bir yaştan itibaren, ileri yaştaki kişilere yardım sağlamaya yönelik sosyal sigorta programları oluşturmak için gereken tedbirleri almalıdır.11 Komite, taraf Devletlerin diğer şeylerin yanı sıra mesleklerin niteliklerini ve özellikle tehlikeli mesleklerde çalışma süresini ve ileri yaştaki kişilerin çalışma becerilerini dikkate alarak, ulusal koşullara uygun bir emeklilik yaşı belirlemeleri gerektiğini vurgular. Taraf Devletler, mevcut kaynakları dahilinde, mevzuatta tanımlanan yaş sınırına ulaştığında zorunlu prim süresini tamamlayamadığından ya da başka nedenlerle sigorta esaslı yaşlılık aylığı almaya ya da diğer sosyal güvenlik yardım ya da desteklerinden yararlanmaya hak kazanamamış ve başka bir gelir kaynağı olmayan kişilere, primsiz yaşlılık aylığı ve diğer sosyal hizmetleri ya da yardımları sağlamalıdır.



(d) İşsizlik

16. Taraf Devletler, tam, verimli ve serbestçe seçilmiş istihdam olanaklarını desteklemenin yanı sıra, uygun bir istihdam olanağı sağlanamaması ya da istihdamın sürdürülememesi nedeniyle doğan kazanç kaybını gidermek için yardım sağlamaya çalışmalıdır. Ayrıca, sosyal güvenlik sistemi işsiz işçi için örneğin sosyal destek yoluyla uygun korumayı sağlamalıdır. İş kaybının söz konusu olduğu durumlarda yeterli bir süre boyunca ödeme yapılmalı ve bu sürenin sonunda, sosyal güvenlik sistemi işsiz kalmış işçiyi örneğin sosyal destek yoluyla yeterli düzeyde korumalıdır. Sosyal güvenlik sistemi ayrıca yarı zamanlı işçiler, geçici işçiler, mevsimlik işçiler, kendi işinde çalışanlar dahil diğer işçileri ve kayıt dışı ekonomide standart dışı işlerde çalışanları kapsamalıdır.12 Bundan başka, kamu sağlığıyla ilgili ya da diğer olağanüstü durumlarda işe gitmemeleri istenen kişilere gelir kaybına uğradıkları süre boyunca ödeme yapılmalıdır.



(e) İş kazası

17. Taraf Devletler ayrıca işbaşında ya da üretime yönelik herhangi bir çalışma sırasında yaralanan kişilerin korunmasını güvence altına almalıdır. Sosyal güvenlik sisteminin iş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle doğan maliyetleri ve kazanç kaybını ve ailenin geçimini sağlayan kişinin ölümü halinde bu kişinin eşinin ya da bakmakla yükümlü olduğu kişilerin mahrum kaldığı desteğin karşılaması gerekir.13 Gelir güvencesini sağlamak üzere, sağlık bakımına erişim ve nakdi yardım biçiminde, yeterli düzeyde yardım sağlanması gerekir. Bu tür yardımlara hak kazanmak istihdam, sigortalılık ya da prim ödeme süresine bağlı kılınmamalıdır.



(f) Aile ve çocuk desteği

18. Sözleşmenin 9 ve 10. maddeleri bağlamındane uygun biçimde çocukların ve bağımlı yetişkinlerin haklarının gerçekleştirilmesi açısından aile yardımları büyük önem taşımaktadır. Taraf Devletler bu yardımları sağlarken kaynakların durumunu ile çocuğun ve çocuklara ve bağımlı yetişkinlere bakmakla sorumlu kişilerin koşullarını ve bunların yanı sıra çocuk ya da bağımlı yetişkinler için ya da onlar adına yardım yapılmasını gerektiren durumlarla ilgili diğer tüm unsurları dikkate alması gerekir.14 Nakdi yardımlar ve sosyal hizmetleri içeren aile ve çocuk yardımları ailelere verilmeli; bu bağlamda yasaklanmış olan herhangi bir gerekçeyle ayrımcılık yapılmamalıdır. Yardımlar genelde beslenme, giyim, konut, su ve çevresel sağlık ve ilgili diğer hakları kapsayacaktır.



(g) Analık

19. Sözleşmenin 10. maddesine göre, “çalışan anneler ücretli izinden ya da yeterli sosyal güvenlik tedbirlerini kapsayan izinden yararlanmalıdırlar.”15 Ücretli doğum izni, standart olmayan işlerde çalışanlar da dahil tüm kadınlara verilmelidir ve yardımlar yeterli bir süre boyunca sağlanmalıdır.16 Kadınlar ve çocuklar için, doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası tıbbi bakım ve hastanede tıbbi bakım da dahil olmak üzere uygun sağlık yardımları sağlanmalıdır.



(h) Malullük

20. Komite, engelli kişilere ilişkin 5 No’lu genel yorumunda (1994), malullük ya da malullükle ilgili unsurlardan dolayı geçici olarak gelir kaybına uğramış ya da gelirinin tamamını kaybetmiş, istihdam olanaklarından mahrum bırakılmış ya da daimi malullüğü olan kişilere yeterli düzeyde gelir desteği sağlanmasının önem taşıdığı vurgulanmıştır. Bu tür destekler kişiyi rencide etmeyecek biçimde verilmeli17 ve genellikle malullüğün doğurduğu özel destek ihtiyaçlarını ve diğer giderleri yansıtmalıdır. Bu destek aile üyelerini ve gayri resmi bakım veren diğer kişileri de kapsamalıdır.



(i) Dul ve yetimler

21. Taraf Devletler sosyal güvenlik sistemine dahil ya da emeklilik hakkı kazanmış kişinin ölümü üzerine bu kişinin dul eşi ve çocuklarına yardım sağlamalıdır.18 Bu yardımlar, özellikle cenaze masraflarının aşırı biryüksek maliyetli doğurdu olduğu taraf Devletlerde cenaze masraflarını da kapsamalıdır. Dul ve yetimler ayrımcı herhangi bir gerekçeyle sosyal sigorta sisteminden çıkartılmamalı ve özellikle, çok sayıda çocuğun ve yaşlı kişilerin aile ya da topluluk desteğinden mahrum kaldığı HIV/AIDS, tüberküloz ve sıtma gibi endemikyaygın hastalıklar söz konusu olduğunda sosyal sigorta sisteminden yararlanmaları için destek sağlanmalıdır.



3. Yeterlilik

22. Nakdi ya da ayni yardımların, herkesin Sözleşmenin 10, 11 ve 12. maddelerinde hükme bağlanan ailenin korunması ve desteklenmesi, yeterli geçim standardı ve yeterli sağlık bakımına ulaşabilme hakkının gerçekleştiğini düşünmesini sağlayacak şekilde, yeterli miktarda ve sürede olması gerekir. Taraf Devletler, yardımların düzeyiyle ilgili ve sağlanma biçimlerinin yaratabileceği olumsuz herhangi bir etkiyi engelleyebilmek için, Sözleşmenin başlangıç bölümünde vurgulanan insan onuru ilkesine ve ayrımcılık yasağı ilkesine bütünüyle saygı göstermelidir. Kullanılan yöntemlerin yardımların yeterli düzeyde olmasını güvence altına alması gerekir. Sigortalıların Sözleşmeyle tanımlanana haklarının tam anlamıyla gerçekleştiğini idrak edebilmeleri için ihtiyaç duydukları mal ve hizmetlere ulaşabilmelerini sağlamak üzere, yeterlilik ölçütünün düzenli olarak izlenmesi gerekir. Kişinin gelir kaybını telafi eden yardımları sağlayan sosyal sigorta sistemine prim ödeyecek ödeyerek katkıda bulunduğu durumlarda, kazançlar, ödenene primler ve ilgili yardımın miktarı arasında makul bir ilişki olmalıdır.



4. Erişebilirlik

(a) Kapsama

23. Başta dezavantajlı ve toplum dışına itilmiş [marjinalleştirilmiş] gruplara mensup kişiler olmak üzere, herkesin Sözleşmenin 2. maddesinin 2. paragrafıyla yasaklanan herhangi bir gerekçeyle ayrımcılığa maruz kalmadan sosyal güvenlik sisteminin kapsamında güvence altına alınması gerekir. Sosyal güvenlik sisteminin evrensel olarak herkesi kapsamasını sağlamak için primsiz sistemlere ihtiyaç duyulmaktadır.



(b) Uygunluk

24. Yardımlara hak kazanmayla ilgili koşulların makul, orantılı ve şeffaf olması gerekir. Yardımların kesilmesi, azaltılması ya da askıya alınmasıyla ilgili koşulların çerçevesi çizilmeli ve bunlar makul olmalı, gereklilik arz etmeli ve ulusal mevzuatta hükme bağlanmış olmalıdır.19



(c) Ulaşabilirlik

25. Sosyal sigorta sisteminin prim katkısını öngördüğü durumlarda bu katkıların önceden şarta bağlanmış olması gerekir. Prim ödemeleriyle ilgili doğrudan ve dolaylı maliyetlerle masrafların herkesin karşılayabileceği bir bedelde olması ve Sözleşmede belirtilen hakların gerçekleştirilmesini olumsuz etkilememesi gerekir.



(d) Katılım ve bilgilendirme

26. Sosyal güvenlik sistemlerinin faydalanıcıları, Sigortalılar sosyal güvenlik sisteminin yönetimine katılabilmelidir.20 Sistem ulusal mevzuatla oluşturulmalı ve kişilerin ve örgütlerin sosyal güvenlik kapsamındaki haklarına dair açık ve şeffaf bir şekilde bilgi talep etme, bilgi edinme ve bu bilgileri dağıtma haklarını açık ve şeffaf bir biçimde güvence altına almalıdır.



(e) Fiziksel olarak erişebilirlik

27. Yardımların zamanında sağlanması gerekir ve sigortalılar yardımlardan yararlanmak, bilgi edinmek ve gereken durumlarda prim ödemeleri için sosyal güvenlik sistemine fiziksel olarak erişebilir olmaları gerekir. Bu bağlamda, sosyal güvenlik hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamak üzere engelli kişilerin, göçmenlerin ve uzak bölgelerde ya da afet bölgelerinde ve bunların yanı sıra silahlı çatışma bölgelerinde yaşayan kişilerin durumunu özellikle göz önünde bulundurmak gerekir.



5. Diğer haklarla ilişkiler

28. Sosyal güvenlik hakkı Sözleşmede yer alan diğer pek çok hakkın gerçekleştirilmesini desteklemek açısından önemli bir rol oynamaktadır; ancak, sosyal güvenlik hakkını bütünleyici diğer tedbirlerin alınması gerekir. Örneğin, taraf Devletler, Sözleşmenin 6. maddesi uyarınca engelli kişilere ve yaralanmış kişilere rehabilitasyon hizmeti sağlamalıdır; çocuk bakımı ve aile planlaması konusunda maddi yardım, tavsiye ve destek sağlamalı ve engelli kişilerle yaşlılar için özel olanaklar sağlamalıdır (10. madde); yoksullukla ve sosyal dışlanma ile mücadeleye yönelik tedbirler almalı ve sosyal hizmet desteği sağlamalıdır (11. madde); hastalıkları önlemek ve sağlık olanaklarının, mallarının ve hizmetlerinin iyileştirilmesi için tedbir almalıdır (12. madde).21 Taraf Devletler, ayrıca, dezavantajlı ve toplum dışına itilmiş gruplara mensup kişilere sosyal koruma sağlayan sigorta sistemlerini uygulamayı; örneğin, küçük çiftçiler için ürün ya da doğal afet sigortası22 ya da kayıt kişi dışı ekonomide kendi işini yürüten kişiler için geçim sigortası sağlamayı dikkate almalıdır. Bununla birlikte, Sözleşmede yer alan diğer hakların gerçekleştirilmesine yönelik tedbirlerin alınmış olması sosyal güvenlik sisteminin oluşturulmasına karşı bir alternatif oluşturmaz.



B. Genel uygulama alanına sahip özel konular

1. Ayrımcılık yasağı ve eşitlik

29. Taraf Devletler sosyal güvenlik hakkının gerçekleştirilmesiyle ilgili yükümlülüklerinden ayrımcılık yapılmaksızın herkesin yararlanması (Sözleşmenin 2. maddesinin 2. paragrafı) ve kadınlarla erkeklerin eşit olarak yararlanması gerekir ve bu yükümlülükler Sözleşmenin III: Bölümünde tanımlanan tüm yükümlülükleri kapsar. Bu bağlamda Sözleşme, sosyal güvenlik hakkının eşit olarak kullanılmasını ya da uygulanmasını engellemeye yönelik ya da bu sonucu doğuracak şekilde, ırk, renk, cinsiyet,23 yaş,24 dil, din, siyasal ya da diğer düşünceler, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet durumu, doğum, fiziksel ya da zihinsel malullük,25 sağlık durumu (HIV/AIDS dahil), cinsel yönelim, ve kişisel, siyasal, toplumsal ya da diğer statüler esasında yasal ya da uygulamada, doğrudan ya da dolaylı her türlü ayrımı yasaklamaktadır.

30. Taraf Devletler, ayrıca, kişilerin yeterli ölçüde sosyal güvenliğe erişimlerini engelleyecek şekilde, yasaklanan gerekçeler esasında fiilen (de facto) uygulanan ayrımcılığı ortadan kaldırmalıdır. Taraf Devletler mevzuatın, politikaların, programların ve kaynak dağılımının Sözleşmenin III. Bölümü uyarınca toplumun bütün üyelerinin sosyal güvenliğe erişimlerini kolaylaştırmasını güvence altına almalıdır. Sosyal sigorta sistemlerine erişimle ilgili sınırlamaların yasal ya da fiili esasta ayrımcı nitelikte olmamalarını güvence altına almak üzere, gözden geçirilmesi gerekir.

31. Herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu durumlarda, taraf Devletler başta kadınlar, işsizler, sosyal güvenlik sisteminin yeterli korumayı sağlamadığı işçiler, kayıt dışı ekonomide çalışan kişiler, hasta ya da yaralanmış işçiler, engelli kişiler, yaşlı kişiler, çocuklar ve bağımlı bakmakla yükümlü olunan yetişkinler, ev işçileri, evde çalışan kişiler26, azınlık gruplar, mülteciler, sığınmacılar, ülke içinde yerinden edilmiş kişiler, vatandaş olmayanlar, tutuklu ve hükümlüler olmak üzere, bu hakkın uygulanması konusunda geleneksel olarak güçlükler yaşayan kişi ve grupların durumunu özel olarak dikkate almalıdır.



2. Cinsiyet eşitliği

32. Ekonomik, sosyal ve kültürel hakları kullanmada kadın ve erkeklere eşit hak sağlanmasına (3. madde) ilişkin 16 No’lu genel yorumda (2005) Komite, 3. maddenin 9. madde ile beraber uygulanmasının, diğer şeylerin yanı sıra, erkek ve kadınların aynı yaşta emekli olmalarını, kadınların özel ve kamu emeklilik sitemlerinden eşit şekilde faydalanmalarını, kadın için doğum izninin, erkek için doğum izninin ve hem erkek hem de kadın için doğum iznin güvence altına alınmasını gerektirdiğini kaydetmiştir. 27 Yardımları katkı ödemeleriyle ilişkilendiren prim ödemeli sosyal sigorta sistemlerinde taraf Devletler kadınların eşit düzeyde katkıda bulunmasını engelleyen unsurları (örneğin, aileyle ilgili sorumluluklardan dolayı işgücüne düzenli katılamama ve eşit olmayan ücretler) ortadan kaldırmak için adım atmalı ya da sigorta sistemlerinin yardımları belirlerken bu gibi unsurları göz önünde bulundurmasını (örneğin, çocuk yetiştirmek ya da ailedeki bağımlı yetişkinlerle ilgilenmek için harcanan zamanın emekliliğe hak kazanma bağlamında dikkate alınması) güvence altına almalıdır. Kadınların ve erkeklerin ortalama yaşam süresi beklentileri arasındaki farklılıklar da yardımların sağlanmasında doğrudan ya da dolaylı olarak ayrımcılığa yol açabilir (özellikle emeklilik bağlamında) ve bu nedenle sigorta sistemlerini tanımlarken bu farklılıkların dikkate alınması gerekir. Prim ödemesiz sigorta sistemlerinde de, erkeklerle karşılaştırıldığında kadınların yoksulluk içinde yaşama olasılıklarının daha fazla olduğu ve genellikle çocukların bakımı konusunda sorumluluğu tek başlarına üstlendikleri gerçeği dikkate alınmalıdır.



3. Sosyal güvenlik sisteminin yeterli koruma sağlamadığı işçiler (yarı zamanlı işçiler, geçici işçiler, kendi işinde çalışanlar ve evde çalışanlar)

33. Taraf Devletler, yarı zamanlı işçiler, geçici işçiler, kendi işinde çalışanlar ve evde çalışanlar dahil, sosyal güvenlik sisteminin yeterli koruma sağlamadığı işçileri güvence altına almak üzere mevcut kaynaklarının azamisini kullanarak adım atmalıdır. Bu tür işçilere yönelik sosyal sigorta sisteminin mesleki faaliyeti esas aldığı durumlarda, sigorta sisteminin bu işçilerin tam zamanlı çalışanların koşullarına eşit koşullara sahip olmalarını sağlayacak biçimde şekillendirilmesi gerekir. İş kazaları durumu hariç, bu koşulların çalışma saatleri, katkı ödemesi ya da kazançla orantılı olması ya da uygun diğer yöntemlere göre belirlenmesi gerekir. Meslek esaslı sigorta sistemlerinin bu işçilere yeterli korumayı sağlayamadığı durumlarda, taraf Devlet tamamlayıcı tedbirleri almalıdır.



4. Kayıt dışı ekonomi

34. Taraf Devletler sosyal güvenlik sisteminin kayıt dışı ekonomide çalışan kişileri kapsamasını mevcut kaynakların azamisini kullanarak güvence altına almalıdır. Kayıt dışı ekonomi, Uluslararası Çalışma Konferansı tarafından “mevzuatta ya da uygulamada resmi düzenlemelerin yeterli ölçüde kapsamadığı işçilerin ve iktisadi birimlerin gerçekleştirdiği tüm iktisadi faaliyetler” olarak tanımlanmıştır.28 Bu görev, sosyal güvenlik sistemlerinin kayıtlı istihdam, işyeri ya da ikametgah adresini esas aldığı durumlarda özellikle önem kazanmaktadır. Bu bağlamda alınabilecek tedbirler şunları içerir: (a) bu kişilerin gayri resmi sigorta sistemlerine; örneğin, topluluk esaslı sigorta sistemlerine erişimlerinin önündeki engelleri kaldırmak; (b) risklere ve beklenmedik durumlara karşı, kapsamı zaman içerisinde genişleyecek şekilde, asgari düzeyde koruma sağlamayı güvence altına almak; ve (c) mikro sigorta ya da mikro krediyle ilgili diğer sigorta sistemleri benzeri, kayıt dışı ekonomi içerisinde geliştirilen sosyal sigorta sistemlerini tanımak ve desteklemek. Komite, kayıt dışı ekonominin büyük ölçekte olduğu bazı taraf Devletlerde herkesi kapsayacak şekilde genel emeklilik ya da sağlık bakım sigortası gibi programların benimsenerek uygulandığını kaydeder.


  1   2   3


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət