Ana səhifə

10’uncu Yaşında Karadeniz Ekonomik İşbirliği Girişimi, Beklentiler, Gerçekleşenler, Sorunlar, Umutlar


Yüklə 428 Kb.
səhifə4/7
tarix24.06.2016
ölçüsü428 Kb.
1   2   3   4   5   6   7

BÖLÜM IV: KEİ’NİN SİYASAL YÖNÜ VE KEİ ÜLKELERİ ARASINDAKİ SİYASAL SORUNLAR


KEİ iktisadi işbirliği sayesinde Karadeniz havzasının barış, istikrar ve huzur alanı olmasını hedeflemektedir. KEİ bu ülküsüne kısa dönemde de hizmet etmiştir. Siyasal açıdan; bazı üye ülkelerin kendi içlerindeki huzursuzluklar ve aralarındaki ciddi anlaşmazlıklara rağmen, KEİ, Azerbaycan ve Ermenistan gibi savaşan iki devleti bir masada oturtmayı başarmıştır.14

Boğaziçi Sözleşmesi Haziran 1992’de imzalandıktan sonra Batı, projeye büyük övgüler yağdırmıştı. Komünizm sonrasında milliyetçiliğin güçlenmesi ve ülkeler arasında çatışmaların baş göstermesi karşısında çaresiz kalan Batı, daha yeni oluşmuş ve geleceği belli olmayan bir yapı da olsa, bir istikrar unsuru olarak bu bölgesel gruplaşmayı alkışlamıştı.15

Gerçekten de tarihi düşmanlıkları olan Rusya ve Türkiye’nin KEİ projesinde bir araya gelmeleri, yine Arnavutluğun Yunanistan’la, Azerilerin Ermenilerle, Gürcülerin ve Moldovalıların Rusların bir kurum altında işbirliği yapmak için bir araya gelmeleri umut vericidir. Bu ülkelerden bazılarının bir araya gelebileceği başka platformlar yoktur. Nitekim İstanbul’da 1992’de yapılan müzakereler sırasında, Moldova, Rusya, Ukrayna ve Romanya arasında Dinyester Bölgesinde ateşkesin sağlanmasıyla sonuçlanan gayr-i resmi anlaşmalar bile yapıla gelmiştir. Görüldüğü gibi projenin ekonomik olduğu kadar siyasal işlevi de oldukça önemlidir.16

1994’de yazılan şu cümleler 7 yıl geçmesine rağmen hala geçerliliğini korumaktadır; “Türkiye ve Yunanistan hariç üye ülkelerin siyasi rejimleri henüz temellenmemiştir. Bir kısmında siyasi kargaşa hüküm sürmektedir. Ülkelerin siyasi risk taşımaları, işbirliğini engellemektedir. Ayrıca üye ülkeler arasında güvensizlik ve bir kısmında da sıcak savaş vardır”.17 Yine kısmen “Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ sorunu, Gürcü-Abhaz savaşında, Abhazları destekleyen Rusya ile Gürcistan sürtüşmesi, yine Ukrayna ile Rusya arasındaki Karadeniz Filosu ve Kırım başta olmak üzere bir takım sorunlar, ayrıca Moldova ile Rusya arasındaki Dinyester Cumhuriyetinin ve 14.Rus Ordusunun Moldova’daki varlığı konusundaki tartışma ilk göze çarpanlardandır.”18


4.1 KARADENİZ GÜCÜ (BLACKSEAFOR)

Karadeniz Gücü KEİ girişiminin dolaylı meyvelerinden biri olarak görülebilir.


1998 yılında zamanın deniz kuvvetleri komutanı Salim Dervişoğlu’nun önerisiyle Karadeniz’e kıyısı olan devletlere Karadeniz’de işbirliği teklifi yapıldı.
Karadeniz’e kıyısı olan ülke tarafları arasında görüşmeler başladı. 3. uzmanlar toplantısı 24-26 Şubat 1999’da İstanbul’da yapıldı. Toplantıya Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya Federasyonu, Türkiye ve Ukrayna’dan uzmanlar katıldı. Toplantı sonunda ortak basın açıklaması yayınlandı. Bu bildiride katılımcılar Blackseafor, Karadeniz Deniz Kuvvetleri Komutanları Komitesi (KDKKK) ve planlama grubu kurulması yönünde niyetlerini açıkladılar. Katılımcılar dostluk, iyi ilişkiler, karşılıklı güvenin Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler arasında daha da güçlenmesine Karadeniz Gücünün, bölge barış ve istikrarına deniz kuvvetleri arasındaki işbirliğinin artmasının katkıda bulunacağını vurguladılar.19
Nisan 2000’de Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin deniz kuvvetleri komutanları İstanbul’da bir araya geldiler.20
İstanbul’da Çırağan Sarayında çevre ve insani operasyonlar için ortak bir deniz gücü vasıtasıyla işbirliğinin kararlaştırıldığı Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu (Karadeniz Gücü) anlaşması 02 Nisan 2001’de altı Karadeniz ülkesi; Türkiye, Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan tarafından imzalandı.
Karadeniz Gücü işbirliğinin amaçlarını insani ihtiyaçlar için arama ve kurtarma, mayın tarama, Karadeniz çevresinin korunması için ortak eylem ve Karadeniz ülkeleri arasında dostluk ziyaretleri tertiplemek oluşturuyor. Kararlar üye ülkelerin oybirliği ile alınacak ve başkanlık alfabetik sıraya göre el dönecek. İlk başkan Türkiye olacak. Yılda en az bir tatbikat gerçekleştirilecek.
Gerektiğinde, acil durumlarda Karadeniz gücü bir araya gelecek. İmzalayan ülkeler uzmanlık alanları ve yeterliliklerine göre Karadeniz Gücüne kaynaklarını geçici bir süre için bir araya getirecekler.
Rus Dış işleri Bakan Yardımcısı Aleksandır Avdayev bu anlaşmayı tarihi bir hadise olarak ele alarak Türkiye ve Rusya’nın tarihte ilk kez bu tür anlaşma imzaladıklarını söyledi.21

4.2 KEİ ÜLKELERİ ARASINDA SİYASAL SORUNLAR

KEİ ülkeleri arasındaki siyasal sorunlar KEİ’nin iktisadi hedeflerine erişmeyi ya engellemekte yada geciktirmektedir. KEİ’nin pek başarılı olamadığı sonucuna varanlar Karadeniz çevresindeki siyasal sorunları gözardı etmemelidirler. Siyasal sorunlar çözüme kavuştukça KEİ’nin iktisadi hedeflerine ilerlemesi kolaylaşacaktır. 1992’den bugüne bazı sorunlar çözülmüş bazıları geleceğe ertelenmiştir. Hala Karadeniz havzasında siyasal sorunlar bazı ülkelerin birinci gündem maddesidir. Havzadaki bir kısım siyasal soruna Avrupa’da bir şekilde alakadar olmuştur.



4.2.1 Moldova Rusya Arasında Trans Dinyester Sorunu


Moldova’nın ayrılıkçı hareketlerden dolayı karşılaştığı en önemli iki sorundan birincisi Gagoğuzlara özerklik tanınması ile son bulmuştur.

Dinyester nehrinin sol yakasında 1991 yılında ayrılıkçı “Transdinyester Cumhuriyeti”nin ilan edilmiş olmasından bu yana Moldova Hükümeti ile Rus ağırlıklı Transdinyester yönetimi arasında süregelen görüşmelerde, Moldova yönetimi Gagoğuzlara tanınan özel statü benzeri bir çözüm önermiş, karşı taraf ise Moldova için de konfederasyonu çağrıştıran şekilde özel devlet statüsünde ısrar etmiş, taraflar arasındaki ilişkilerin normalizsyonuna ilişkin bir belge Haziran 1996’da parafe edilmiş olmasına rağmen Moldova merkezi hükümeti, belgenin imzalanmasını, Moldova toprak bütünlüğünün yeterince teminat altına alınmadığı gerekçesi ile reddetmiş idi. Lucunskinin Cumhurbaşkanlığına seçilmesinden sonra “Moldova ile Trasdinyester Arasında İlişkilerin Normalleştirilmesine İlişkin Momerandum” 8 Mayıs 1997 tarihinde Moskova’da imzalanmıştır. Momeranduma ilave edilen bir madde ile, tarafların ilişkilerini, Moldova’nın “Transdinyester Cumhuriyetini’nin bağımsızlığını henüz ilan etmemiş olduğu Ocak 1990 tarihindeki sınırlarını haiz tek bir devlet çerçevesinde yürütmeleri kararlaştırılmıştır. Belge uluslararası arabulucu sıfatıyla Rusya Federasyonu Boris Yeltsin, Ukrayna Cumhurbaşkanı ve AGİT Dönem Başkanı da imza koymuşlardır. Yeltsin, tarafların sorunun çözümü konusunda anlaşmaya varmaları halinde Rusya’nın, SSCB döneminden kalan ve iç çatışmada ayrılıkçıların safında yer almış olan Transdinyester’deki askeri varlığını geri çekmeye ve bir kısım askeri malzemeyi varılacak anlaşmaya göre Moldova ve Transdinyestere bırakmaya hazır olduğunu ifade etmiştir. Esasen Rusya Federasyonu 1994 yılında imzalanan ve yürürlüğe girmesinden itibaren 3 yıl içinde bu eski SSCB birliklerinin geri çekilmesini öngören anlaşmayı Duma’nın kasıtlı olarak onaylamamsı karşısında bir kısım askeri birliklerini res’en çekmeye başlamış bulunmaktaydı. Bu geri çekilme sonucunda 1997 yazında Transdinyester’de 3500 Rus askerinin bırakılması planlanmıştır.22

4 Şubat 1993’de daimi konsey kararı ile AGİT misyonu kurulması kararlaştırıldı. 18 Haziran 1999’dan beri misyona büyükelçi William H. Hill başkanlık ediyor.

4.2.2 Gürcistan Rusya Federasyonu İlişkileri


Rusya’nın Gürcistan’dan askerlerini çekmemesi Abazya sorununda Rusya’nın nüfuzunu kullanması, Güney Osetya’nın Kuzeyle birleşme arzusu Gürcü Rus ilişkilerinde gerilimi doğuran unsurlardır.

Gürcistan bu sorunları NATO ve AGİT’e taşımıştır. Gürcistan’ın tümüyle Rusya Federasyonun nüfuzuna girmemesi için Batının siyasal ve ekonomik destek vermesi önem kazanmıştır.

13 Aralık 1992’de benimsenen mukaveleye göre AGİT’in görevi Gürcistan’da çatışan taraflar arasındaki görüşmelerin barışçı siyasi çözüme ulaşılması hususunda ilerleme kaydetmekti.

29 Mart 1994’de AGİT misyonunun üstlendiği görevler genişletilmiştir. Fransız Büyükelçi Jean Michel Lacombe Kasım 1998’den beri AGİT misyonu başkanlığını yürütmektedir.


4.2.3 Rusya Federasyonu Ukrayna İlişkileri


1954 yılında Kırım Yarımadası, Rusya-Ukrayna birleşmesinin 300. Yıldönümü nedeniyle, Khuruşov tarafından Ukrayna’ya hediye olarak verildi. Khuşov’un bu jesti büyük sorunlara yol açtı.

Ukrayna bağımsızlığını ilan ettiğinde, Kırım’daki Rus azınlık, bu karara karşı çıktı. 20 Ocak 1991’de yapılan referandumda Kırım halkı, bölgenin özerk cumhuriyet statüsünü koruması yönünde oy kullandı. Bu karar Ukrayna Yüksek Sovyetince de onaylandı. Tatarlar bölgenin asıl yerlisi olmalarına rağmen, kendilerine oy hakkı verilmeden alınan bu karara karşı çıkarak; referandumu bölgedeki Rusların kendilerini garantiye alma çabası olarak yorumladılar. Rusya Ocak 1992’de Kırım’ın Ukrayna’ya bırakılmasının yeniden gözden geçirileceğini açıkladı, Ukrayna buna sert tepki gösterdi. Kırım’a ülke içinde daha fazla özerklik verilmesi kararlaştırıldı. Mayıs 1992’de Kırım meclisi Kırım’ın bağımsız bir devlet olduğu yönünde bir karar aldı.

Ukrayna’nın diğer cumhuriyetler gibi bağımsız kalması çok daha önemli askeri ve siyasi sorunları beraberinde getirdi. Bunlardan birisi Karadeniz filosu üzerindeki anlaşmazlıktı. Karadeniz filosunun ana üssü Kırım yarımadasındaydı. Rusya filonun geçmişte de ve gelecekte de kendisine ait olduğunu, Rusya tarihinde Sivastopol’un yerinin özel olduğunu savundu.

1991 yılından beri bir türlü çözümlenemeyen Karadeniz Filosu'nun paylaşılması ile ilgili problem 28 Mayıs 1997'de, Kiev'de, Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan bir antlaşma ile sonuçlandı. "Karadeniz Filosu'nun bölünmesine ilişkin karşılıklı uzlaşma" ve "Rusya Karadeniz Filosu'nun Ukrayna topraklarında üslenmesi hakkında" yapılan antlaşmaya göre yarı yarıya paylaşılacak olan Karadeniz Filosu'nun Ukrayna'nın hissesine düşüp de Rusya tarafından alınacak olan gemi ve diğer araçları için Rusya, Ukrayna'ya 526.5 milyon U.S. doları tutarında tazminat ödeyecek, ancak nominal olan bu tazminat taahhüdü bilfiil Ukrayna'ya tediye şeklinde değil, Ukrayna'nın Rusya'ya olan borçlarından bu miktarın düşülmesiyle yerine getirilecek.


Antlaşmada Ukrayna'nın Rusya'ya olan toplam borcu 3 milyar U.S. doları olarak belirlenirken, bu borcun on yıl içinde ödenmesi öngörüldü. Her iki devlet arasındaki borç ve alacak hesaplamalarında 1992'de Ukrayna'dan Rusya'ya gönderilen taktik nükleer silahların (450 milyon dolar) Ukrayna'nın alacak hanesine, 1993-94 yılları arası Rusya'dan Ukrayna'ya satılan petrol ve petrol ürünleri de (250 milyon dolar) Ukrayna'nın borç hanesine yazıldı.
Bu antlaşmaya göre, Karadeniz Filosu'nun Sevastopol (Akyar) üssü 20 yıllığına Rusya'ya kiralanırken, Rusya, karadaki tesisler, alt yapı hizmetleri ve çevreye vereceği zararı tazmin etmek için her yıl 100 milyon U.S. dolarına yakın bir meblağ ödeyecektir. Bu antlaşmadan iki gün sonra Rusya Devlet Başkanı'nın Basın Sekreteri Sergey Yastrjembskiy 30 Mayıs 1997'de bir açıklama yaparak, artık Karadeniz Filosu meselesinin kesin olarak çözümlendiğini, Rusya Karadeniz Filosu'nun ana üssünün Sevastopol'de olacağını ve Sevastopol'ün Sevastopolskaya, Yujnaya ve Karantinnaya koylarını kullanacağını, Ukrayna Karadeniz Filosu için Sevastopol'deki Streletskaya koyunun tahsis edildiğini bildirdi.
Rusya ile Ukrayna arasında yapılan ve Karadeniz Filosu'nun paylaşılmasını ve Ukrayna'nın Kırım üzerindeki hakimiyetini teyit eden bu çok kapsamlı antlaşma Kırım'daki şoven Rus çevrelerinin büyük tepkisini çekti ve 31 Mayıs günü milli yas günü olarak ilan edilirken, "Rusya olmaksızın, Sevastopol ve Kırım olmaz, Sevastopol ve Kırım olmaksızın Rusya olmaz." sloganları atıldı.23
Dostluk ve İşbirliği Antlaşması:
Yıllardan beri defalarca tehir edilen Rusya Federasyonu Başkanı Yeltsin'in Ukrayna ziyareti nihayet gerçekleşti. Bu ziyaret esnasında 31 Mayıs 1997'de, Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kuçma, Kiev'de iki ülke arasında "Dostluk, İşbirliği ve Ortaklık Antlaşması" imzaladılar.
Antlaşmaya göre, her iki ülke de birbirlerinin toprak bütünlüğüne saygı gösterdiklerini ve aralarındaki sınırların bozulmazlığını tasdik ettiler. Aynı şekilde, tarafların karşılıklı münasebetlerinde güç kullanmama ve güç ile tehditte bulunmama, iktisadi ve diğer yollarla baskı uygulamama, üçüncü ülkelerle diğer tarafa karşı yöneltilen antlaşmalara dahil olmama prensipleri kabul edildi.
Kiev antlaşması, her iki ülkenin kendi topraklarındaki milli azınlıkların etnik, kültürel, linguistik ve dini özelliklerin muhafaza edilmesini ve geliştirilmesini öngörmektedir.
Ekonomi ile ilgili maddelerde Rusya ile Ukrayna arasındaki münasebetlerin geliştirilmesi, vergi, gümrük, ticaret, para, kredi, yatırım ve fiyat sistemlerinin birbirine uyumlu hale getirilmesi öngörülmüştür. Ayrıca Bağımsız Devletler Topluluğu çerçevesindeki antlaşmalara uygun şekilde Rusya ve Ukrayna sürgün edilmiş halkların hukuklarını ihya meselelerinde işbirliği yapma taahhüdünde bulunmuşlardır.24

4.2.4 Azerbaycan Ermenistan Sorunları


Azerbaycan Ermenistan anlaşmazlıklarının temelini, Karabağ ve Nahcivan üzerindeki ihtilaf ve çatışmalar ile bu ihtilafın uzantısı olan sorunlar oluşturmaktadır.

Ermenilerin iddiaları; bölgede nüfusça çoğunluğu teşkil ettikleri, Karabağ’ın ekonomik olarak geri bırakıldığı ve 1920’lerde yapılan tarihi bir hata sonucu Karabağ ve Nahcivan’ın Azerbaycan’a bağlandığı şeklindedir.

Azerbaycan ise konuya, Karabağ ve Nahcivan’ın en az bin yıldır Azerbaycan Türk toprağı olduğu tezi ile yaklaşmaktadır.

Azeri-Ermeni çatışmaları, tarihi olarak Türkmençay anlaşması ile başlamıştır denebilir. Azerbaycan’ın 1923 yılında resmen S.S.C.B iç sistemi içersinde algılanmış ve Ermeni isteklerinin sözü bile ettirilmemiştir.

Ancak Gorbaçov’un yeniden yapılanma ve açıklık politikaları ile ABD ve Batı devletlerinin değişen tutumlarının sonucu Ermeni istekleri yeniden hayat kazanmış, S.S.C.B’nin dağılmasıyla olay ve çatışmalar tırmanışa geçmiştir.

19 Şubat 1988 günü, Ermenistan’da yaşayan Azeriler soykırımdan kaçarak Azerbaycan’a sığınmaları çatışmaların kıvılcımını oluşturmuştur.

Pek çok cephede çatışma, çeşitli zeminlerde alınan kararlar ve görüşmeler sonrasında, 9 Mayıs 1992’de Ermenilerin Suşa kentine saldırmaları sonucu tüm Karabağ Ermenistan işgali altına girmiştir.

Azeri Ermeni çatışması sonrası, Ermenilerin Nahcivanın Sederek kasabasını ele geçirmesi ile sorunlar yeni bir boyut kazanmıştır. Çünkü burası, Ermeni nüfusun bulunmadığı bir bölge olduğu gibi Sederek kasabası, Türkiye ile Nahcivan arasında tek bağlantı noktasını oluşturmakta idi.

Ermenistan Cumhuriyeti tüm bu olaylarda Karabağlı Ermenilerin bağımsız hareket ettikleri iddiasındadır. Ancak yaşanan gelişmeler bunun doğru olamadığını göstermektedir.

Azeri Ermeni çatışmasının maddi ve manevi faturaları ağır olmuştur. Yaklaşık on yıl süren çatışmalarda 30000’den fazla insan ölmüş, bir milyon kişi iltica etmek zorunda kalmış, Azerbaycan topraklarını %20 si işgal altına girmiştir.

Her ne kadar 1994’den buyana ateşkes söz konusu ise de soruna kalıcı bir çözüm bulunması konusunda yapılan tüm girişimler sonuçsuz kalmıştır.

KEİ her iki ülkenin yetkililerini bir araya getirmektedir. KEİ’nin anlaşmazlığın çözümünde katkıda bulunacağı kuşkusuzdur.


4.2.5 Türkiye Ermenistan İlişkileri


Türkiye Ermenistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkedir. Ermenistan Türkiye’nin bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü tehdit edici talepleri, Türk düşmanlığını işlemeleri sebebi ile Türk Ermeni ilişkileri güven ve karşılıklı işbirliği zeminine oturtulamamıştır.

Azeri Ermeni çatışması Türkiye Ermenistan ilişkilerini de olumsuz etkilemiştir.

Azerbaycan’a yapılan yardımlar tarafsız olma koşulu ile sınırlandırılmıştır. Ermenistan’a yapılacak elektrik ihracatı, Azerbaycan’dan gelen tepki üzerine askıya alınmış, Türkiye Ermenistan ticari ilişkileri 1993 yılı itibariyle tamamen durmuştur.

4.2.6 Gürcistan Ermenistan Sorunları

Ermeniler 1920 Türk Doğu harekatından sonra yapılan anlaşmalarla, bazı Ermeni topraklarının Gürcülere verildiğini iddia etmektedirler. Bugün daha da ileri giderek, Gürcistan’ın tarihi Ermeni toprakları üzerinde bulunduğu savını ortaya koymaktadırlar. Ancak, sonra diğer ülkelere çıkış kapılarının birer birer kapandığını gören Ermenistan Gürcistan ile ilişkilerini düzeltme yoluna girmiştir.

Ermenilerin tarihi emelleri ve Büyük Ermenistan hedefleri önünde Gürcistan fizik ve siyasi bir engel durumundadır.

1   2   3   4   5   6   7


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət