Ana səhifə

10’uncu Yaşında Karadeniz Ekonomik İşbirliği Girişimi, Beklentiler, Gerçekleşenler, Sorunlar, Umutlar


Yüklə 428 Kb.
səhifə2/7
tarix24.06.2016
ölçüsü428 Kb.
1   2   3   4   5   6   7

BÖLÜM II: KEİ VE KEİT’İN ULUSLARARASI TEŞKİLATLAR SINIFLAMASI ARASINDAKİ YERİ

Uluslararası teşkilatlar amaçlarına göre sportif, dini, siyasi, iktisadi, mali gibi başlıklar altında toplanır. KEİ girişiminin ve sonrasında KEİT’i hangi başlık altında koymalıyız ?

25 Haziran 1992 KEİ Zirve Deklarasyonunda kurulması öngörülen bir teşkilat yoktur, ortak değer ve temenniler deklarasyonda dile getirilmiştir. Deklarasyonda “5. AGIK sürecinde, Avrupa boyutunda bir ekonomik alan kurulmasına ve taraf ülkelerin dünya ekonomisiyle daha fazla bütünleşmelerine bir katkı olarak ekonomik işbirliğini geliştirmek niyetlerini teyit ederler” ve yine “8. Karadeniz’in, dostane ve iyi komşuluk ilişkilerini teşvik edici bir barış, istikrar ve refah denizi olmasını sağlamayı hedeflerler,” paragrafları yer aldı.

Yukarıda sözü geçen “ekonomik işbirliğini geliştirmek”ten kastedilen nedir ? Gelişme entegrasyon aşamalarının takibimidir ?

Canan Balkır 1993’te şu değerlendirmeyi yapmıştı;”Diğer taraftan, GATT’ın serbest döviz esasına dayanmayan ekonomik bütünleşmelere sıcak bakmaması nedeniyle bu girişimin başlangıçta “ekonomik işbirliği” çerçevesinde yürütülmesi isabetli olmuştur. Her şeyin hızlı bir şekilde değiştiği günümüzde, uluslararası ekonomik bütünleşme aşamalarının içeriğinin de koşullara uygun alarak değişmesi doğaldır”11.

Ekonomik işbirliğinden ne anlamalıyız ?

Diğer taraftan ekonomik işbirliği anlaşmaları, aslında bir ekonomik birleşme şekli değildir. Bu anlaşmalar ile, uluslararası ticarete konan çeşitli engeller ortadan kaldırılarak, kontroller azaltılmak istenmektedir. Bu niteliği ile OECD, ECO, KEİ, UNCTAD, FAO, ILO, UNIDO gibi kuruluşlar, ekonomik işbirliğine örnek oluşturabilirler.12

2.1 KEİ VE KEİT İKTİSADİ ENTEGRASYON SINIFLAMASINA DAHİL EDİLEBİLİR Mİ ?


Ekonomik entegrasyon sınıfları hususundaki açıklamalara geçmeden önce nelerin ekonomik entegrasyon olmadığının açıklık kazanması gereklidir. Patent hakları, standardizasyon, dünya fikri mülkiyet hakları, uluslararası haberleşme ve ulaştırma gibi teknik konularda, ülkeler arasında uygulanacak ilkeleri belirleyen işbirliği anlaşmaları da, uluslararası ticarete dolaylı etkileri olsa bile, ekonomik birleşme olarak düşünülemez. Çünkü bu tip anlaşmalar, uluslararası ticarette yapısal bir değişime yol açmaz. Ayrıca ülkeler arasında tek taraflı veya karşılıklı olarak belli mallar üzerindeki gümrük vergilerini indirmeyi amaçlayan tercihli ticaret anlaşmaları da (preferential trading agrements), uluslararası ekonomik entegrasyon kapsamına girmez. Buna göre uluslararası ekonomik entegrasyon sınıfları, dört başlık altında toplanabilir.

2.1.1. Serbest Ticaret Bölgesi

Serbest Ticaret Bölgesi (free trade area), üyeleri arasında ticareti kısıtlayan veya engelleyen tarife ve kota gibi sınırlamaların ortadan kaldırıldığı ve üye ülkelerin birlik dışında kalanlara karşı ortak bir tarife uygulama yükümlülüğü altında bulundukları ekonomik birleşme türüdür. Serbest Ticaret Bölgesi terimi, GATT Anlaşmasının 24’ncü maddesinden almıştır.


2.1.2. Gümrük Birliği

Gümrük Birliği sınıfında üye ülkelerin serbest dış ticaret politikası izleme imkanları sınırlandırılmıştır. Gümrük birliğinin tanımlandığı üç temel uluslararası metin vardır. Bunlar; GATT’ın Md.24, paragraf 8’inde yer alan tanımlama, Roma Antlaşması’nın 9’ncu maddesi ve La Haye Uluslararası Adalet Divanı’nın kararı. Bu karara göre gümrük birliği; birliğe üye olmayan devletlere karşı tek bir gümrük vergisinin varolduğu, birlik içindeki üyeler arasındaki mal alışverişine uygulanan gümrük vergilerinin tamamen ortadan kaldırıldığı, üçüncü ülkelerden gelen mallardan alınan vergilerin üyeler arasında paylaşıldığı bir birliktir.


2.1.3 Ortak Pazar


Gümrük birliği şartlarına ek olarak üye ülkeler arasında emek, sermaye ve müteşebbis gibi üretim faktörlerinin birlik içinde serbestçe hareket edebilmeleri de temin edilmişse ortak pazar kurulmuş olur.

2.1.4 Ekonomik Birlik


Ortak pazar şartlarına ek olarak ekonomik birlik, ekonomik, parasal ve sosyal siyasete ek olarak kurumlarında birleştirilmesini öngörür. Özellikle, tek bir para sistemi ve merkez bankası ile birleştirilmiş bir mali sistem ve ortak bir dış ticaret politikasını içerir. Bu anlamda parasal birliği de kapsar. Ayrıca bütün bu ekonomik siyasetleri belirleyecek yetkili bir organın varlığı da, ekonomik birlik için gereklidir. Serbest ticaret bölgesi, gümrük birliği ve ortak pazar, esas olarak üyeleri arasındaki dış ticarete konan engelleri ortadan kaldırmayı hedeflerken, ekonomik birlik, ulus üstü ekonomik politikaların birlikte ele alındığı ve her üye ülkede aynen uygulandığı bir ekonomik birleşme türüdür.

Şekil 1 : İktisadi Eklemlenme Aşamaları


4 üncü aşamadan sonra siyasi birlik gelir.


25 Haziran 1992 tarihli Boğaziçi deklarasyonu, 30 Haziran 1995 Bükreş Bildirisi ve 25 Ekim 1996 tarihli KEİ Devletleri Moskova Deklarasyonu sonrasına 5 Haziran 1998 tarihinde Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Şartının imzalanması ve 1 Mayıs 1999’da yürürlüğe girmesiyle KEİ süreci örgüte dönüşmüştür. Bu tarihe kadar işbirliği çerçevesinde yürütülen ilişkiler 6 yıl sonra teşkilat şemsiyesi altında yürütülmeye başlanmıştır. KEİT’i hangi uluslararası iktisadi sınıflama içine dahil edeceğiz ? Şekil 1’de yer alan sınıflamalardan hala hiç birine KEİT’ni koyamayız. Henüz Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatının süreli hedefleri yoktur, KEİ ülkelerinin KEİ’nin ne olduğu ve ne olması gerektiği hususunda fikir birliğine varamadıklarını söyleyebiliriz. Daha kendisini tanımlamayan bir oluşum karşımızda durmaktadır. Yinede 07 Şubat 1997 tarihinde İstanbul’da yapılan KEİ Özel Dış İşleri Bakanları Toplantısında kabul edilen bir bildiri ile, KEİ üyesi ülkelerin kendi aralarında ve KEİ üyesi ülkelerle AB arasında Serbest Ticaret Anlaşmaları imzalanması ve en geç 2010 yılına kadar Serbest Ticaret Alanı oluşturulması amaçlanmıştır. 07 Şubat 1997 bildirisinin hayata geçirilmesiyle KEİ’nin entegrasyon basamaklarından ilkine adım atacağını söyleyebiliriz.

KEİ girişimiyle 1992’de temel amaç olarak kısa dönemde üye ülkelerle işbirliği için uygun bir ortam oluşturulması ve taraflar arasında mal ve hizmet ticaretinin arttırılması öngörülmüştür. Uzun dönemde ise; aşamalı olarak üye ülkeler arasında bir serbest ticaret bölgesinin kurulması niyeti beyan edilmiştir. KEİ Şartının “İlke ve Amaçlar” başlıklı üçüncü maddesine baktığımızda serbest ticaret bölgesi kurulması amacı açıkça yer almamakla birlikte, KEİT Şartı tümüyle incelendiğinde iktisadi entegrasyona mani bir maddenin olmadığı görülüyor.


1   2   3   4   5   6   7


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət