Ana səhifə

1. avrupa biRLİĞİ 1 avrupa topluluklari


Yüklə 369 Kb.
səhifə8/9
tarix25.06.2016
ölçüsü369 Kb.
1   2   3   4   5   6   7   8   9

EURO’YA GEÇİŞ TAKVİMİ


1998 İlkbaharı

AŞAMA A: EPB’ye Hazırlık

EPB’e katılacak ülkelerin tespiti (Mayıs 1999)

Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve Avrupa Bankaları Sistemi oluşturulması

Para birimlerinin değiştirilmesine ilişkin mekanizmanın oluşturulması

Euro cinsinden banknot ve madeni para basımının başlatılması

Özellikle mali piyasa ve bankacılık sektöründe birimine geçiş için hazırlıkların hızlandırılması.


1 Ocak 1999


Azami 3 yıl

En geç 1 Ocak 2002


AŞAMA B: EPB Başlatılması ve diğer alanda piyasa koşullarının zorlayacağı değişim

Dönüşüm kurlarının geri dönülmez bir şekilde sabitleştirilmesi

Para politikası konusunda sorumluluğun devri; ABMS tüm para piyasaları ve döviz Euro cinsinden yürütecek ve bütün hesabı Euro’ya çevirecektir.

Euro’nun kaydi para ve hesap birimi olarak yürürlüğe konulması

Özellikle vadesi 1.1.2002 tarihini aşan yeni bonoların Euro cinsinden piyasaya çıkması

En geç 1 Ocak 2002


Azami 6 ay

En geç 1 Temmuz 2002


AŞAMA C: Banknot ve madeni paralar ile değiştirilmesi ve ulusal paraların dönüşümünün tamamlanması

Euronot ve madeni paraların en geç 1.1.2002 tarihine kadar tedavüle çıkarılması

Kamu ve özel sektör için Euro’da geçişin bir bölümü bu aşamada gerçekleşecektir.

En geç 1.7.2002 tarihinde Euro’nun tamamıyla ortak para birimi olarak kullanılması milli banknot ve paraların yasal geçerliliğini yitirmesi


3.1 EURO: Beklentiler ve Gelişmeler

Euro takviminin işlemeye başlamasıyla birlikte, para sisteminde çok önemli değişiklikler meydana gelecektir. Bir kere, Avrupa Birliği’ni oluşturan ülkelerin kendi para birimleri üzerindeki tüm tasarrufları sona erecektir. Bu ülkeler ulusal egemenlik sembolü para basımı hakkını kaybedecekleri gibi bağımsız para politikası izleme olanakları da ortadan kalkacaktır. Bununla birlikte, hazırlanan geçiş senaryosuna göre, Euro’nun piyasaya çıkmasından sonra bile, diğer para birimleri daha bir süre dolaşımda kalarak kullanılabilecektir. Zira, Euro banknotlarının ve madeni paraların basımı ve hazırlanması üç yıl gibi uzun bir zamanı alacaktır. Avrupa Birliği sınırları içerisindeki nakit para trafiğinde Euro’nun kullanımı en geç 2002 yılı ortalarında başlamış olacaktır.

Öte yandan, para politikasının tekil olarak sürdürülmesi de artık mümkün olmayacaktır. Zira, üye ülkelerin Avrupa Birliği’nin genel politikasından ayrı, kendi politikalarını uygulama olanağı yoktur. Buna göre, üye ülkelerin birinde yaşanan enflasyonist baskı, merkez bankasının faiz hadlerini yükseltmesiyle önlenemeyecektir. Zira, 1 Haziranda kurularak fiilen işlev yapmaya başlayan Avrupa Merkez Bankası, üye ülkelerin ortalama enflasyonu baz alarak para politikasını oluşturacak ve para politikası operasyonlarını sadece Euro üzerinden yapacaktır. Bu anlamda, tek bir ülkede enflasyonist baskının yaşanması da söz konusu olmayacaktır. Sonuçta tek para, üye ülkelerde fiyatları hemen hemen birbirine yaklaştıracaktır.

Her şeyden önce Euro’nun istikrarlı ve güvenilir bir para haline gelmesi Avrupa Para Birliği’nin daha da güçlenmesine katkı yapacaktır. Farklı para birimlerini kullanan ülkelerin arasındaki mal ve fon akışında oluşan işlem ve kur farkı maliyetleri büyük ölçüde azalacaktır. Bu maliyetlerin parasal büyüklüğünün 1997 yılı itibariyle 65 milyar dolar olduğu dikkate alındığında Avrupa Para Birliği’nin büyük bir yükten kurtularak ne kadar rahatlayacağı kendiliğinden ortaya çıkar.

Öte yandan, Euro güvenilir ve istikrarlı olduğu sürece işlem parası olma gücünü de kazanacaktır. Yapılan araştırmalar9, Avrupa Para Birliği üyesi ülkelerin özellikle büyük ölçekli işletmelerinin kendi ticari faaliyetlerinde Euro’yu kullanmaya hazır olduklarını ortaya koymuştur. Euro’nun kullanım alanının coğrafik olarak kısa zamanda genişlemesi beklenmektedir. Tek para –tek Pazar olgusu firmalar arasında evlilikleri özendirirken; aynı zamanda aralarındaki fiyat rekabetini de hem azaltacak hem de şeffaflaştıracaktır.

Euro’nun güçlü bir para haline gelmesi uluslararası yatırım tercihlerini etkilerken; aynı zamanda finans piyasaları üzerinde de önemli etkiler yapacaktır. Euro’nun kullanılması, Avrupa’nın finans piyasasının entegrasyonunun güçlenmesi yönünde büyük fırsatlar doğuracaktır. Tek para uygulaması Avrupa Birliği sınırları içerisinde piyasaların ölünmüşlüğünü ortadan kaldırırken; aynı zamanda finans sektöründe rekabetin yoğunlaşmasını sağlayacaktır.

Güçlü bir Euro, uluslararası özel ve kamu yatırımcılarının portföylerinde yer almaya ve uluslararası finans işlemlerinde kullanılan paraları ikame etmeye başlayacaktır. 1990 yılından bu yana Avrupa paralarının tahvil portföylerindeki payı öneli ölçüde artmıştır. Şimdiye tek paraya geçişle birlikte, portföy yatırım işlemlerinin Euro cinsinden yapılacağı bir tahvil piyasasının kurulacak olması tahvil portföy yapısını Euro lehine değiştirecektir.

Gerçekten de özellikle finans piyasalarında meydana gelecek derinlik Euro’ya yatırımı uyarabilecektir. Gelecekte finans piyasalarında derinliğin ve likiditenin artması, Euro’yu finansal varlıklarını çeşitlendirmek isteyen yatırımcılar için çekici kılacaktır. Üstelik, finansal ürün çeşitlendirmesine gidilmesinin yanı sıra, sınır ötesi sermaye işlemleri üzerindeki sınırlamaların kaldırılması da uluslararası fonları piyasaya çekebilecektir. Gerçekten de Avrupa finans piyasasının büyümesi ve derinleşmesi sadece yatırım sermayesi için cazip olmakla kalmayacak; aynı zamanda Euro cinsinden sınır ötesi borçlanmaların artmasını da sağlayabilecektir. Daha da önemlisi, Euro’yla birlikte, Avrupa sermaye piyasasının para birimleri arasındaki parçalanmışlığın ortadan kaldırılması mümkün olacak ve geniş yatırım fırsatları doğacaktır.

Şayet bütünleşme sağlanır ve etkinlik artırılabilirse, Avrupa Menkul Değerler Piyasaları ABD piyasalarıyla hem hacim hem de etkinlik yönünden rekabet edebilecektir. Nitekim, yeni tahvil piyasası hacim itibariyle uluslararası ikinci büyük piyasa konumuna gelecektir. Euro-11’in devlet tahvil piyasası, 2 trilyon dolarlık boyutu ile ABD’ye yaklaşırken, tahvil ve hisse senedi piyasalarının büyülüğü Japonya’yı geride bırakacaktır. Zira, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tüm yeni borçlanma tahvillerinin ihracı bu piyasa kanalıyla da Euro’ya endeksli olacaktır.

3.2 Euro’nun Küresel Etkisi

Euro’nun rezerv para, değişim, yatırım ve tasarruf aracı olarak işlev yapması ona uluslararası para kimliğini kazandıracağı gibi, uluslararası finans ilişkilerini de köklü biçimde etkileyecek ve değiştirecektir. Her şeyden önce Euro’nun yasal ödeme aracı olmasıyla IMF’nin hesap para birimi Özel Çekme Hakları (SDR)nin yeniden düzenlenmesi gerekecektir. Halen ÖÇH’nin yüzde 40’ını ABD doları, yüzde 21’ini Alman markı, yüzde 17’sini Japon yeni, yüzde 11’ini Fransız frankı ve yine yüzde 11’ini de sterlin oluşturmaktadır. ÖÇH içerisinde Euro’nun ağırlığını bir ölçüde yine kendisinin uluslararası döviz piyasalarındaki işlem hacmi belirleyecektir. Tahminlere göre, güçlü bir Euro, ÖÇH içerisinde en az yüzde 30’luk bir paya sahip olacaktır.

Euro’nun rezerv ve işlem para olma yönünde güç kazanması doğal bir gelişme olacaktır. Çünkü Euro böyle bir potansiyele fazlasıyla sahiptir. 1970’li yıların başından bugüne kadar uluslararası resmi rezerv varlıkların bileşimi büyük ölçüde değişmiş bulunmaktadır. ABD doları 1973 yılında Merkez Bankası rezervlerinin yüzde 76’sını oluştururken, bugün bu oran yüzde 60 düzeyine gerilemiştir. Buna karşılık aynı dönemde Avrupa paralarının toplam içerisindeki payı yüzde 14’den yüzde 20’ye çıkarak ciddi bir artış göstermiştir. Her ne kadar kısa dönemde Avrupa Para Sistemine geçişte güçlükler yaşansa ve Avrupa’da döviz işlemlerindeki azalma nedeniyle dolara olan talebin artması beklenmekle birlikte uzun dönemde Euro ülkelerin rezerv ve işlem amacıyla ellerinde tutmak isteyecekleri para olduğundan doların bir çok işlevini elinden alabilecektir. Dolayısıyla, Euro, Merkez Bankası rezervlerinin daha büyük bir bölümünü oluşturacaktır. gerçekten de, Euro alanına katılan ülkelerin Merkez Bankalarındaki döviz rezervlerinin yeril aktiflere dönüşecek olması, ülkelerin uluslararası döviz rezerv miktarını azaltacaktır. Yapılan tahminler Avrupa Birliği’nin döviz rezervlerinin üçte bir oranında azalacağı yönündedir. Ne var ki, dünya döviz spot piyasasındaki işlemlerin yüzde 72’sin dolarla yapıldığı dikkate alındığında, doların hala aranan para olma özelliğini taşıdığı açıktır. Üstelik yüksek enflasyon yaşayan ülkelerde para ikamesi (dolarizasyon) devam ettikçe, dolar bu gücünü koruyacak gibi görünmektedir. Özellikle yerli paradan kaçışın yaşandığı Latin Amerika ülkeleri için bunu söyleyebilmek mümkündür.

3.2.1 Bankacılık Sistemi Üzerindeki Etkisi

Bankacılık sistemi yönünden de önemli değişiklikler söz konusu olacaktır. Bir kere parasal bütünleşmenin gerçekleşmesiyle birlikte Avrupa Birliği, dünyadaki en büyük bankacılık sistemine sahip olacaktır. (Dünyadaki toplam varlıların % 40’ı). Bir başka deyişle, piyasa enstrümanları çeşitlenecek ve kurumsal yatırımcıların önemi artacaktır. Euro yerel piyasa işlemlerinde olduğu gibi, üye ülkeler arasındaki tüm bankacılık işlemlerinde kullanılacaktır. Avrupa Birliği sınırları içerisinde bankaların müşterilerin oluşturan bireysel müşteriler ile şirketlerin ve kurumsal diğer müşterilerin Euro cinsi ile tasarruf etmeleri ve ödeme yapmaları nedeniyle bankalar bu müşterilerine yönelik yeni ürün ve hizmetlerini, Euro cinsinden hazırlayacaklardır. Bankaların müşteriler adına yaptıkları aktif ve fon-nakit yönetimi ile kendi içlerindeki aktif-pasif ve likidite yönetiminde Euro önemli bir unsur haline gelecektir.

Yatırım bankaları açısından da sermaye piyasası işlemlerinin Euro cinsinden yapılacak olması bu bankaların Euro kullanımını zorunlu hale getirecektir. Ayrıca, tek paraya geçişle birlikte, ticari bankacılık kesiminin döviz alım satımından sağlamış olduğu arbitrajlar da ortadan kalkacaktır. Arbitraj gelirlerine büyük ölçüde bağımlı olan bankalar artık bu kaynağı kaybedecekleri için maliyetlerin azaltacak önlemleri almak zorunda kalacaklardır. Bu gelişme, bankacılık kesiminde daha operatif ve hizmete yönelik bankacılık döneminin başlamasına yol açarken, bazı bankacılık işlemlerinde uzmanlaşma ve merkezleşme eğilimlerini de yoğunlaştıracaktır.

Öte yandan, Euro’nun kullanılmasıyla birlikte sermaye piyasasının gelişmesi ve karşılık oranlarının uyumlaştırılması, tek paranın sağlayacağı açıklık, bankacılık uygulamalarında getireceği standartlaşma ve yapısal problemlerinin çözülmesi bankaların daha rekabetçi hale gelmesine neden olabilecektir.



3.2.2 Rekabet ve Fiyat Yapısı Üzerindeki Etkisi

Euro’nun işlem parası olarak kullanılmasıyla birlikte, bölgesel fiyat farklılıklarının bazı sektörlerde tamamen son bulması bazılarında da giderek daha fazla birbirine yaklaşması beklenmektedir. Yapılan tahminler, elde edilen istatistiki veriler ve gelişmeler bu yöndedir. AB sınırları dahilinde fiyat farklılaşmasının firma davranışlarından kaynaklandığı otomotiv ve imalat sanayiinde kullanılan makine ve cihazların üretildiği sektörler fiyat farklılıklarının giderilmesi ve fiyatların aşağı çekilmesi konusunda Euro’nun etkisini en yoğun hisseden sektörler olacaktır.

Euro’nun kullanımı rekabeti artıracağından fiyat yakınlaşması ciddi biçimde hızlanacaktır. Bu da AB genelinde fiyat istikrarına katkıda bulunacaktır. Buna ek olarak, finans piyasalarının entegrasyonu sonucu faiz oranlarının düşüşü ve buna bağlı olarak borçlanma olanaklarının kolaylaşması finansman maliyetlerini azaltarak, maliyetlerin, buradan da fiyatların düşmesine katkı yapacaktır. Bundan da en çok tüketiciler yararlanacaktır. Öte yandan, fiyatların tek bir para cinsinden ifade edilmesi, şeffaflığı artırarak, firmaların farklı ülkelerdeki hızlı fiyat farklılıklarını açığa çıkaracaktır.

Fiyatların şeffaflaşması ve maliyetler üzerindeki diğer etkiler rekabet yeni boyutlar getirecektir. Rekabetin artması, firmaları, Pazar mücadelesine zorlarken, Pazar payını artırma çabası maliyetlerin daha da düşmesine neden olacaktır. Bu gelişmeler kâr marjlarını düşüreceği için, otomotiv, ilaç ve bankacılık başta olmak üzere birçok sektörde firmalar arasında evlilikler hızlanacaktır.

Öte yandan, tek para uygulaması değişik para birimleri arasındaki kur risklerini azaltırken, özellikle dolar, yen ve Euro arasında istikrarın sağlanması mümkün olacaktır. Para Birliği’ne üye 11 ülkede tek bir paranın kur değişiklikleri izlenecek ve firmaların kendilerini ayarlamaları daha kolaylaşacaktır. Bu iyimser beklentilerin gerçekleşmesi durumunda cari işlemler ve sermaye hareketlerinin döviz kompozisyonundan kaynaklanan maliyetler azalacaktır.
3.2.3Reel Sektör Üzerindeki Etkileri

Euro’nun reel sektör üzerindeki etkilerinin ise değişik olması beklenmektedir. Parasal bütünleşme; işgücü piyasası, sosyal güvenlik ve vergi konularında yapılacak düzenlemelerin ve yapısal reformların gerçekleştirilmesinde bir katalizör görevini görecektir. Bu gelişmeler Euro bölgesinde üretimin orta vadede şimdiki düzeyine oranla GSMH’nın yüzde 32’si oranında artabilecektir. Yapılan tahminler Euro ülkelerinin yıllık ortalama olarak yaklaşık yüzde 2.8 oranında büyüyeceği yönündedir. Euro bölgesinde istikrarlı bir büyümenin aynı zamanda ticaret hacmini de olumlu yönde etkileyeceği tahmin edilmektedir. Özellikle fiyat ve döviz kuru istikrarını sağlanması, büyümenin hızlanması, bölge içinde kur riskinin işlem maliyetlerinin ortadan kalkması, Euro bölgesi ülkeleri ile bölge dışı ülkeler arasında ticaretin güçlenmesi yönünde ciddi katkılar yapabilecektir.

Bu olumlu gelişmelere karşılık, işgücü piyasalarında istikrarın sağlanması biraz zaman alacaktır. En azından kısa vadede bu piyasalara katılık hakim olacaktır. Zira Euro uygulamasına işgücü piyasasıyla ilgili kurumsal reformlar yapılmadan geçilmesi “sürekli işsizlik ve zayıf büyüme yaratacaktır. Bu hiç de küçümsenmeyecek bir maliyet yaratabilecektir. Özellikle kurlardan kaynaklanan esnekliğin ortadan kalkmasıyla birlikte, “işgücü piyasalarında ciddi bir katılık baş gösterecektir. Ulusal hükümetler istihdam hacmini artırmak amacıyla devreye sokabilecekleri para politikası uygulamalarından yararlanamayacaklardır.

1   2   3   4   5   6   7   8   9


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət