Ana səhifə

1. avrupa biRLİĞİ 1 avrupa topluluklari


Yüklə 369 Kb.
səhifə6/9
tarix25.06.2016
ölçüsü369 Kb.
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Tablo: Avrupa Merkez Bankasının Sermayesi


Ülkeler(*)

Nüfus


GSYİH

(Milyar Euro)

Sermaye Payı

(%)

Ödenecek

Pay Miktarı

(Bin Euro)

Avusturya

8.0


161,1

2,3594

118,315

Belçika

1,01


188,0

2,8658

144,425

Danimarka

5,2


120,1

1,6709

4,143

Finlandiya

5,1


82,9

1,3770

69,955

Fransa

59,39


1097,3

16,8337

843,515

Almanya

81,4


1680,6

24,4935

1,220,480

Yunanistan

10,4


81,6

2,0564

5,146

İrlanda

3,6


42,8

0,8496

41,920

İtalya

57,2


869,6

14,8950

748,080

Lüksemburg

0,4


10,7

0,1492

7,345

Hollanda

15,4


275,9

4,2780

213,980

Portekiz

9,9


69,9

1,9232

96,250

İspanya

39,1


421,6

8,8935

441,500

İsveç

8,8


173,0

2,6537

6,645

İngiltere

58,4


832,5

14,6811

36,777

Toplam

371,0


6107,7

100,0

3,998,476

(*) Nüfus verileri 1994 yılına GSYİH verileri 1992-1995 yılları ortalamasına aittir. Lüksemburg ve Portekiz’in verileri ise 1992-1994 dönemini gösterir.

AMB’de en büyük sermaye payı, %24.4 ile Almanya’ya aittir. Diğer büyük pay sahipleri üyeler ise Fransa (%17), İtalya (%15), İngiltere (%15) ve İspanya (%9) dır. Euro sistemine katılmayan İngiltere, Danimarka ve İsveç ise katkı paylarının yüzde 5’ini ödemektedirler.Euro’ya katılmayan üyelerin ödedikleri toplam 52.711 milyon Euro, bu ülkelerin katılacağı bazı AMP’nin faaliyetlerinin giderlerini karşılamak içindir. Tablo’daki katkı payları toplamının 5.000 milyon Euro’dan az olmasının sebebi budur.



2.4 Para Politikası, Fiyat İstikrarı, Para Arzı Artışı ve Politika Araçları

Ekonomik ve Parasal Birlikte temel amaç fiyat istikrarıdır. Bu, diğer bütün makro ekonomik hedefleri içeren ve onlara ulaşmak için gerekli bir ön şarttır. AMB’nın temel görevi fiyat istikrarını devam ettirmektir. Bunun için AB’nin temel amaçları olan devamlı bir üretim artışı, yüksek bir istihdam düzeyi ve daha iyi hayat standardı sağlamak mutlaka yerine getirilmesi gereken şartlardır.

Euro Bölgesine ait para politikasının oluşturulmasında en önemli rolü Avrupa Para Enstitüsü oynamıştır. APE Maastricht Antlaşması ile kurulan bir geçici kurumdur. Ekonomik ve Parasal Birliğin 1 Ocak 1999’da başlayan son aşamasında uygulanacak para politikası ile ilgili çalışmaların koordinasyonu ile görevlendirilmiş idi. APE aslında bir danışmanlık görevi yüklenmişti. APE çalışmalarında oy birliği ile onaylanan sonuçlar elde ettiği zaman bunları AMB Yürütme Konseyi tarafından dikkate alınması zorunlu öneriler haline getiriyordu.

Fiyat İstikrarı, Uyumlaştırılmış Tüketici Fiyatı İndeksinin (Harmonized Index of Consumer Prices: HICP, UTFİ) Euro Bölgesi için yıllık artışın %2’nin altında kalması olarak tanımlanmıştır. Fiyat istikrarı, sadece enflasyonun önlenmesinden ibaret değildir. Aynı zamanda deflasyonun önlenmesi anlamına da gelmektedir. Bu kapsamda üye ülkeler arasında tüketim alışkanlıklarının ve tüketilen mal ve hizmet kalitelerinin birbirinden farklı olması sebebiyle uyumlaştırılmış tüketici fiyatı indeksi adı verilen bir indeks geliştirilmiştir. Çünkü, AMB'’ı bütün Euro Bölgesi için geçerli tek bir para politikası izleyeceğinden, tüm Bölgeye ait bir tüketici fiyatı indeksi kullanmak gereklidir. UTFİ, bu görevi görecek bir indekstir.

Yönetim Konseyi, parasal bir yaklaşımla “enflasyon, sonuçta parasal bir olaydır” yaklaşıma daha yakındır. Bu sebeple Yönetim Konseyi, Euro sistem stratejisi içinde para arzına önem vermiştir. Fiyat istikrarını amaçlayan para politikası için, para arzı sağlam ve güvenilir bir “çapa” dır. Bu sebeple Konsey, para arzındaki artışları bir kritere bağlamıştır. Bu kriter için seçilen para büyüklüğü geniş para tanımlarından (M3) tür.

Tablo: Para Arzı (M1, M2, M3)


Dolaşımdaki Para

M1


M2

M3

0/N Mevduatı

X


X

X

2 Yıla Kadar Vadeli Mevduat

X


X

X

3 Aya Kadar Vadeli Mevduat

X

X

Repo (/)

X

X

Para Piyasası Fonları ve Kağıtları




X

2 Yıla Kadar Vadeli Borç Senetleri




X

(*) Yatırımcıların devlet borçlanma senetlerini, belli bir süre sonra yeniden satmak üzere mali kurumlardan satın almasıdır.

Kaynak: ESCB, The Single Monetary Policy in Stage Three, (Frankfurt: General Documantation on ESCB Monetary Policy Instruments and Procedures, ESCB Pub., 1998)

Para politikası ile ilgili parasal büyüklük M3 olduğu için, istikrarı bozmayacak para arzı (M3) artışı istikrarı için önem taşır. Bu hesaplamada para, fiyatlar genel düzeyi, reel gayri safi üretim ve paranın dolaşım hızı dikkate alınır. Böylece, UTFİ’deki yıllık artışlar %2’den az olacaktır, reel gayri safi üretimin yıllık artışı %2-%2.5 arasında kalacaktır ve orta dönemde paranın dolaşım hızındaki yıllık azalış %0.5-%1 arasında bulunacaktır.

Yönetim Konseyi, fiyat istikrarını koruyacak (M3) yıllık artışının %4.5 olmasına karar vermiştir. Yönetim Konseyi, alt ve üst sınarları olan değişim bandı değil, doğrudan tek değerli bir kriter belirlemiştir. Böylece kamu oyu yanıltmayacak ve değişik beklentilere sebep olunmayacaktır.

AB’nin ortak para politikasını yürütebilmek için AMB’sı, açık piyasa işlemleri, kredi kolaylıkları ve munzam karşılıklar gibi para politikası araçlarını kullanmaktadır. Açık piyasa işlemleri para piyasalarındaki günlük işlemleri yönlendiren temel araçtır. Likidite sağlamak /çekmek ve faiz oranlarını yönlendirmek için kullanılır. Önceden belirlenen zamanlarda yapılan normal açık piyasa işlemleri vardır. Bu işlemler için repo, ters repo, doğrudan satışlar, döviz swapları ve merkez bankası kağıt ihracı gibi teknikler kullanılmaktadır.

Merkez Bankası İmkanı, ticari bankalara yönelik merkez bankası finansman kolaylıklarıdır. Merkez bankalarının isteği doğrultusunda kullanılabilen, piyasa oranlarının üzerindeki Marjinal Kredi Kolaylıkları (Lombard kredisi) ile piyasa oranlarına yakın veya altında olan Mevduat Kolaylıklardır. Marjinal Kredi Kolaylıkları ilgili kuruluşların, güvenilir rehinler karşılığı ulusal merkez bankalarından gecelik kredi alabilme imkanını ifade eder. Zorunlu Karşılıklar, bankaların kendi mevduat yükümlülüklerini desteklemek amacıyla merkez bankasına yatırdıkları mevduattan oluşan bu karşılıklar parasal kontrol ve para piyasası yönetimi işlemlerini yerine getirmek amacıyla kullanılmaktadır.

Euro Bölgesi para politikası stratejisinin AMB’sı tarafından belirlenmesine karşılık para politikası kararlarının uygulanması merkezi değildir. Buna göre ulusal merkez bankaları, asgari rezerv oranının uygulanması, sürekli kolaylıkların bankalar tarafından kullanılması ve repo işlemlerinin uygulanması sırasında likiditenin başarılı bir şekilde sağlanmasından ve AMB’nın ince ayar işlemlerinin yürütülmesinden sorumludurlar. Ulusal Merkez Bankaları, iç varlıklar ve yükümlülüklerinin idaresi çerçevesinde belirli miktarı aşan işlemlerin ortak para ve kur politikalarıyla tutarlılığının sağlanması amacıyla bu işlemlerin öncesinde AMB’nin onayını almak zorundadırlar.



2.5 Senyoraj Gelirleri

Senyoraj (seigniorage) devletin elinde bulundurduğu para basma tekelini kullanarak kendine gelir yaratması olayıdır. Devlet, senyoraj gelirini iki yoldan sağlar. Para basarak devlet, faiz ödemeden kullanacağı bir kaynak elde eder. Kaynağın büyüklüğü basılan para miktarı ile bu parayı basmak için yapılan gider arasındaki farka eşittir. Ayrıca ticari bankaların merkez bankasında bulundurdukları faiz ödenmeyen ya da interbank faizinin altında faiz ödenen mevduat karşılıklarını faiz getiren menkul kıymetlere yatırarak elde edilen faiz gelirleri de bu kapsamdadır.

Euro’nun ulusal paralar yerine geçmesi, muhasebe yönünden bir senyloraj doğurmaz. Çünkü, dönüştürme sürecinin her aşamasında eşit değerdeki aktifler değiştirilecektir. Bu yaklaşım, senyoraj yolu ile servet yaratma olayını açıklayamaz. Muhasebe yaklaşımı, merkez bankasının çıkardığı kağıt para miktarını, ana parası ve faizi ödenmeyen bir borç (pasif varlık ) olarak ele alır. Ama merkez bankası parası, özel sektör için bir aktif varlıktır. İşlemlerin doğması ve tamamlanması için gerekli likiditeyi sağlar. Buna karşılık merkez bankası, bu kaynağı yaratmak için basım giderleri dışında bir gider yapmaz. Bu sebeple bir ülkenin parasal tabanı yani kağıt para, madeni para ve ticari bankaların merkez bankasında bulundurmak zorunda oldukları mevduat karşılıkları toplamı, sadece aktif işlemlerce denkleştirilen bir muhasebe kaydı değil, gerçek bir aktif değerdir. Aktif değerin üreticisi merkez bankasıdır. Banka, özel ve kamu sektörüne faiz ödemeli finansal aktiflerin altın veya uluslararası rezerv paralar karşılığında satar. Bu sebeple parasal taban merkez bankasının para basarak sağladığı imkanı belirler.

AMB’nı düzenleyen Protokol’e (Md.16) göre AB içinde banknot ihraç edecek kurumları belirleme yetkisini AMB Yönetim Konseyine aittir. Konseyce alınan karara göre AMB ve ulusal merkez bankaları banknot ihraç edebilir. Bu paraların hangi kriterlere uygun şekilde çıkarılacağı ve senyoraj gelirlerinin kimler tarafından nasıl alınacağı, Protokol’un 32 nci maddesinde belirlenmiştir. Madde, senyoraj gelirinin adını “parasal gelir” olarak değiştirmiştir. Buna göre, AMBS para politikası görevini yerine getirirken ulusal merkez bankalarında meydana gelen gelir (parasal gelir) her yılın mali yılın sonunda 32 nci madde hükümlerine göre dağıtılır. Her merkez bankasının parasal gelir miktarı, o bankanın dolaşımdaki paraya karşılık bulundurduğu aktif varlıklardan ve kredi kurumlarına olan mevcut yükümlülüğünden sağlayan yıllık gelire eşittir. Bu amaçla kullanılacak aktif varlıklar Yönetim Konseyi’nin belirleyeceği ilkelere göre seçilir.

Ülkenin parasal tabanı, kağıt para, madeni para ve ticari bankaların merkez bankasında bulundurmak zorunda oldukları mevduat karşılıklarından oluşur. Para geliri, parasal tabandan ticari bankalar mevduat karşılığını çıkararak sağlanır. Para geliri, belli bir dönemde mevcut kağıt para ve madeni para toplamına eşittir. Burada önemli olan, üye ülkelerde zorunlu mevduat karşılığına faiz ödenip ödenmemesidir. Çünkü, faiz ödenmeyen zorunlu mevduat karşılığı para bazına dahil edilirken, faiz ödenen karşılıkları para bazından çıkarılır. Maddedeki parasal birliğe üye ülkelerde mevduat karşılıklarına faiz ödenmesi farklıdır.

Protokol’ün 32/4. maddesinde “Her ulusal merkez bankasının parasal geliri, o merkez bankasının mevduat yükümlülüklerine ödediği faiz miktarına eşit bir miktarda azaltılır” denilerek bu konuda bir kriter konmuştur. Parasal gelirin dağılımı ile ilgili düzenlemenin bir başka önemli yanı, ulusal merkez bankaları parasal gelirinin toplanacağı ve üye ülke merkez bankaları arasında her ülkenin AMB sermayesine katkı payı oranında bölüştürüleceğini öngören hükmüdür.

Parasal gelir (senyoraj) sistemi, bazı eleştirilere de uğramıştır. Burada dikkat edilmesi gereken konu, parasal gelirin bazı üye ülkelerde yurt içi GSYİH’ya önemli katkıda bulunduğu ve böyle bir gelirden yoksun kalmanın yol açacağı finansal sıkıntılardır. Nitekim Portekiz, Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerde bu gelirin GSYİH’ya oranı en yüksek düzeydedir: %1.63 %1.37 ve %1.07). Üç ülkeden Portekiz ve Yunanistan’ın AMB’na sermayesine katkı payları da çok düşüktür (%2), İspanya’nın ise oldukça yüksektir (%8).

İkinci eleştiri mevduat karşılıklarına faiz ödenip ödenmemesi ile ilgilidir. Bu konuda üye ülkeler arasında farklılık vardır. Avrupa Para Enstitüsü tarafından yayınlanan verilere göre Belçika, Danimarka ve İsveç karşılıklardan oluşan mevduata faiz ödemezken, İngiltere %0.35, Fransa %1-%0.5, Finlandiya, Portekiz, Almanya %2-%1.5 gibi düşük, Yunanistan %9, Avusturya %6-%9 ve İtalya %15 gibi yüksek oranlı faiz ödemektedir (1995) Bu sebeple zorunlu karşılıklara faiz ödemeyen ülkelerde parasal taban büyürken, faiz ödeyen ülkelerde de küçülmektedir. Bu farkı dikkate almadan, sadece AMB sermayesine katılma payına göre yapılan bir merkez bankası parasal geliri bölüştürülmesi parasal tabanı küçük olan ülkeler lehinedir.



2.6 Döviz Rezervlerine Müdahale ve Döviz Kuru Politikası

EPB’ne katılan merkez bankalarının AMB’na transfer edebilecekleri limit 50 milyar Euro’dur. Devreden net rezerv ise EPB üyesi olmayan AB ülkelerinin sermaye payları düşülerek bulunan miktardır. Bu, 50 milyar Euro’nun %78.9’una karşılık gelen 39.5 milyar Euro’dur. AMB’nin döviz rezervlerinin bileşimi %15 altın ve %85 döviz varlıklarından oluşur. Rezervlerin 30.2 milyar Euro’luk kısmı ABD doları, 5.9 milyar Euro’luk kısmı altın, 3.4 milyar Euro’luk kısmı ise Japon yeni cinsinden devredilmiştir. Üye ülkelerin ulusal parları, IMF rezerv pozisyonları ve SDR devredilen rezervlere dahil değildir.

Devredilen rezervler AMB’sı tarafından belirlenen sınırlar içinde AMB’nın olarak ulusal bankalarca yönetilmektedir. AMB’sı döviz rezervlerinin ulusal bankalar tarafından yönetimi sırasında “benchmark” belirleyerek, ulusal bankaların portföy yönetimini izlemektedir. AMB’de döviz rezervleri yönetiminin izlenmesi, raporlanması, alınan riskler ve yatırım performansı gibi konuları izlemek üzere bir bölüm vardır.

EFP’nin üçüncü aşamasının başlaması ile döviz rezervlerinin AMB’na transfer edilmeyen kısmı ulusal merkez bankaları tarafından tutulmakta ve yönetilmektedir. AMB’sı, Euro Bölgesi tek para ve döviz kuru politikasına uyumu açısından bu işlemleri koordine etmektedir. Euro Bölgesi ülkelerinin Eurosistem dışındaki döviz rezervleri ile ilgili işlemlerini izlemek üzere AMB ile AB Komisyonu arasında anlaşmaya varılmıştır.

ABM’sı, ABD doları ve Japon yerine karşı herhangi bir kur hedefi belirlememiştir. Euro Bölgesi dünya ticareti içinde en büyük paya sahip olmasına rağmen, Euro Bölgesi dışındaki dış ticaretinin GSYİH’a oranı %10 civarındadır. Dolayısıyla döviz kurları Euro Bölgesinde üyeler açısından olduğundan daha az önemlidir. AMB’sı Bundesbank modelini esas aldığı için piyasalara pek müdahale etmeyecektir. Ancak AMB’sı, döviz kuru dalgalanmalarına karşı tamamen de ilgisiz değildir. Döviz kuru istikrarını sağlamak için piyasalara müdahale edebilecektir. Fakat müdahaleler, son çare olarak kullanılacaktır.

AMB’sı Parasal Birliğe katılmayan AB üyelerinin de diğer ülkelerin para birimleri ile Euro arasında ortaya çıkabilecek dalgalanmaları önlemek için gerektiğinde müdahaleler yapabilecektir. Bu amaçla, ulusal bankalardan AMB’na devredilecek rezervler müdahale için kullanılacaktır. Döviz piyasalarına müdahale ile ilgili gerekli altyapı 1998 yılında tamamlanmıştır. Bu altyapı Eurosistem’in döviz müdahalelerini hem DKM2 çerçevesinde hem de EPB’ye katılmayan AB üyesi ülkesi paraları ile diğer ülke paralarına karşı merkezi ve ademi merkezi olarak gerçekleştirilmesini sağlayacak şekilde geliştirilmiştir.

AMB’nin döviz rezervlerini yönetimi ile ilgili olarak da kapsamlı bir çerçeve oluşturulmuştur. Bu altyapı ulusal merkez bankalarının AMB’sı talimatları çerçevesinde portföy yönetimini gerçekleştirebilmesi için gerekli bilgi akışını sağlayacaktır. Bu bilgi akışı faiz riski, kredi riski, likidite ihtiyacı döviz dağılımı gibi konuları kapsamaktadır.

Referans kurları hergün merkezi Avrupa saati ile 14:15’de ulusal merkez bankalarının katıldıkları seans sonunda belirlenmekte ve elektronik ortamda AMB’sı tarafından açıklanmaktadır. AMB’sı ya da ulusal merkez bankaları tarafından resmi kur belirlenmemektedir. Gösterge niteliğindeki referans kurlar, 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren; ABD Doları, Avustralya doları Yunan drahmisi, Kanada doları, Macar forinti, İsviçre frangı, Japon yeni, Kıbrıs paundu, Norveç kronu, Çek kronu, Zelanda doları Danimarka kronu, Polonya zlotisi, Estonya kronu, İsveç korunu, İngiliz sterlini ve Slovakya toları cinsinden açıklanmaktadır.

Bu ulusal paraların Euro karşısında tek bir değeri vardır. Alım ve satım için ayrı değerleri yoktur. Referans kurlardaki hane sayısı, para birimlerine ve piyasa şartlarına göre değişebilecek olsa da genelde 5 hanelidir. Ulusal merkez bankaları ABD’den bağımsız olarak ayrıntılı referans kur listesi yayınlayabilmektedirler.

2.7 TARGET Sistemi

Gerçek Zamanlı gerçek Mutabakat Sistemlerini ifade etmekte olup, sınır ötesi ödemelerin yapılmasını sağlayan sistemdir. Söz konusu sistem sayesinde ödemelerin 30 dakikalık bir süre içerisinde tamamlanması mümkündür.



1   2   3   4   5   6   7   8   9


Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©atelim.com 2016
rəhbərliyinə müraciət